Süleyman Şah rezaleti

tarafından **İlteriş Kağan** Salı 15 Mart 2016 - 20:01

Süleyman Şah rezaleti Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük rezaleti olarak tarihe geçmiştir. Çuval rezaletinden çok daha derin ve stratejik sonuçlara sebep olacak bir hezimettir. Bu noktadan sonra Türkiye'nin toprak bütünlüğüne yönelik taarruzlar çok daha büyük bir şevkle yapılacaktır.

Türkiye 100 yıl sonra yeniden Abdülhamid'i hal edip Devlet'i ele geçiren bir Devşirme cuntanın ve neo-ermeni asılından Damat Ferit'in tavla aklı ile yeni maceralardan yeni hezimetlere doğru sürüklenmeye başlamıştır.

Yıllardır "Ecdad", "Osmanlı" jargonu ile kitleleri afyonlayan BOP'cular, Şam'da Cuma namazı hayalleri pazarlarken, bir kaç kilometre ötedeki bir avuç vatan toprağını bile koruyamaz duruma gelip, bir çeteye toprak terketmek zorunda kalması Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük rezaletidir.

ABD güdümlü BOP'cuların, Mekke'deki Ecyad kalesi Suud hanedanı tarafından yerle bir edilirken sessizlikleri hala akıldadır. Bu sessizliğin arka planında, Suud hanedanının ziyareti sırasında Çırağan sarayına diplomatik bavullarla taşınan dolarların etkili olup olmadığını bir gün tarih yazacaktır.

Şah Süleyman rezaleti ile Türk düşmanlarına şu mesajlar net olarak verilmiştir:
1) Türkiye her türlü terör örgütü ile pazarlığa oturur ve onların her türlü baskısına prim verir

2) Türkiye'deki yetkililer ön planda ne kadar aslan kesiliyorlarsa, arka planda o kadar uysal kedi siyaseti yürütürler

Ve bu onursuz geri çekiliş , 100 yıl sonra bu topraklara yeniden musallat olan ABD güdümlü zihniyet BOP'culara nasip olmuştur.

Yaşadıklarımız aklı ve ahlakını yitirmemiş her vatan evladı için tarihi bir travmadır.

Bu hezimeti bir zafer olarak pazarlamaktan utanmayanlar bu travmanın sonuçlarını gün geldiğinde ülkeden kaçmak zorunda kalan taifesi gibi iliklerine kadar hissedeceklerdir.

Fakat ne yazık ki, ufukta ne bir Kazım Karabekir, ne bir Mustafa Kemal, ne de bir Mehmet Akif gözükmektedir.