¤ۣۜ..¤ İlteriş Türkçü Turancı Otağı ¤ۣۜ..¤
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

ELÇİBEY'İN MİRASI

Aşağa gitmek

ELÇİBEY'İN MİRASI Empty ELÇİBEY'İN MİRASI

Mesaj tarafından İlteriş Kağan Perş. 28 Mayıs 2009 - 7:21

ELÇİBEY'İN MİRASI

TÜRK Dünyasının kutup yıldızı soldu... Elçibey'i kaybetmenin dayanılmaz acısını yüreğimizde yaşarken, bizi teselli eden tek şey O'nu Keleki'den, Ankara Hastanesi'ne kadarki süreçte yalnız bırakmayışımız, Ülkü Ocakları Genel Merkezi görevlisi olarak gerek sürgünde bulunduğu Keleki'de, gerekse yeniden döndüğü Başkent Bakü'de defalarca beraber olduk. Azerbaycan ve Türkiye üzerine yaptığımız sohbetlerin ağırlığı hep Türk dünyasının geleceği üzerine idi.

Kısa ama şerefli ömründe yaptıkları ve yapacakları üzerine binlerce cilt kitap yazılır. Bey'in Cumhurbaşkanlığı dönemi ve darbe esnasında Azerbaycan coğrafyasında yaşadığım için bir yıllık görev süresini O'nun aziz naaşı önünde gözlerimi kapattım düşündüm...

Türkiye'nin , Türkistan'a açılan yegane penceresinden bakarken gözlerim buğulandı. Her sohbetimizde çok şey öğrendiğimiz Elçibey, vefatında bile bize ders vererek çok sevdiği Tanrısına kavuştu.

Ebulfez Elçibey'in devlet adamlığı, Türkçülüğünü, mücadelesi, tarihçiliği üzerine uzun uzun yazıp konuşmaktansa Bey'in Bakü'den ayrılmasıyla Azerbaycan'da neler olduğunu hatırlamakta fayda görüyorum.
iktidarına sahip çıkmak, makamını korumak yerine devletinin varlığı ve bağımsızlığı için Nahçıvan'a çekilen Elçibey'den sonra Azerbaycan topraklarının yüzde 20'si doğru düzgün tek mermi atılmadan Ermenilerin eline geçti. Ağdere, Ağdam, Fuzuli, Zengilan, Cebrayıl, Kubatlı, Laçin bölgeleri işgal edilince Karabağ ile irtibat tamamen kesildi.

Elçibey'in Cumhurbaşkanlığı sırasında sadece Karabağ'dan kurtulan kaçkınlar (mülteciler) ın sayısı 200 bin iken bugün halen topraklarını terk etmek zorunda kalan 1.5 milyon vatandaş var. Ülkenin çeşitli bölgelerinde halen çadırlarda ve derme çatma yapılarda hayatta kalma mücadelesi veren insanların umut ışıkları ne yazık ki solmuştur.

Bey'in kurduğu Milli Ordu, darbeciler tarafından bir gecede ortadan kaldırıldığı için kısa sürede Ermenilerle çatışmaya giren 15 bin Azerbaycan askeri şehid edildi. Oysa çatışmanın başladığı günden Elçibey'in Keleki'ye gittiği güne kadar katliama uğrayan sivillerle beraber bu sayı sadece 13.500 idi. Ateşkese kadarki kısa sürede 15 bin evladını toprağa, veren Azerbaycan halkı bunun karşılığında topraklarının yüzde 20'sini feda etti.

Azerbaycan Halk Cephesi iktidarında bağımsızlığın sembolü olarak derhal piyasaya sürülen milli para "Manat" Elçibey döneminde Rus rublesinden en az 10 kat daha değerliydi. Ekonomik planların durdurulması, reformların gerçekleşmeyişi yüzünden halk perişan hale gelmiş, başta Mehmet Emin Resulzade ve diğer Türk büyüklerinin resimlerinin basıldığı Azerbaycan Manat'ının değeri neredeyse sıfırlanmıştı.

Bedelini kan ve can ile ödedikleri bağımsızlıktan hemen sonra SSCB'nin diğer ülkelerinde yaşayan veya sürgünde bulunan Azerbaycan Türkleri ülkelerine dönmüş, ülkelerini kalkındırmak için seferber olmuşlardı. Oysa bugün Azerbaycan dışında 2.5 milyondan fazla insan bulunmaktadır. Ekonomik sebepler, siyasi baskılar yüzünden ülkelerini terk etmek zorunda kalan Azerbaycanlıların sayısı her geçen gün artmakta, Azerbaycan'da yaşayan nüfus azalmaktadır.

Devlet idaresinde köhnemiş komünist artıkları temizlenmiş, dar bölgecilik, akrabalık ilişkileri ortadan kaldırılmışken Elçibey sonrası Azerbaycan adeta sülale yönetimine geçmiş, rüşvet ve yolsuzluk had safhaya çıkmıştır. Devlet kadrolarında yeniden Sovyet sistemi hortlamıştır.

"Dilde, fikirde, işte birlik" şiarı ile uygulamaya konan tüm kararlar iptal edilmiş, Anayasadaki "Azerbaycan devletinin dili Türkçe'dir" ibaresi değiştirilerek, "Azerbaycanca" diye garip bir tanımlama getirilmiştir. Latin alfabesiyle basılan gazete ve dergiler baskı ile sindirilmiş, okullarda halen kiril alfabesi kullanılmaktadır.

Dağılan Sovyetler Birliği'ni hatırlatmak için kurulan Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT)'ye bağımsızlığımızı tehlikeye sokmayız diyerek girmeyen Elçibey'in yerine gelenler 3 ay gibi bir zamanda Moskova'nın emirlerine kayıtsız şartsız boyun eğmişlerdir.

Karabağ'ın statüsünde asla geri adım atmayarak uluslararası anlaşmalarda "Karabağ Azerbaycan toprağıdır" kararı çıkartan Elçibey'den sonra Karabağ Ermenileri uluslararası platformda devlet seviyesine yükselmiştir. Görüşmeler gittikçe uzamış, Karabağ ve işgal altındaki diğer bölgelere Ermeniler iyice yerleşmişlerdir.

Elçibey'in görev süresinde devlet hazinesinde birikmiş milyarlarca dolarlık döviz stoku resmen yenmiş, hazine tamtakır edilirken dış borç bugünlerde 50 milyar doları geçmiştir.

Bütün dünyanın gözünün olduğu Azerbaycan petrollerinin işletmesindeki ülke payı yüzde 30'dan şimdileri yüzde 10'ların altına düşürülmüş, Türkiye'nin payı sembolik bir rakama çekilirken Rusya ve Iran konsorsiyumda söz sahibi olmuştur. Bir başka deyişle Kafkaslar'ın Kuveyt'i olma yolundaki Azerbaycan, petrolünü yabancı güçlere peşkeş çekmiştir.

Elçibey'in demokrasi adına en büyük düşmanlarına dahi göz yumması devri bitmiş, O'nun iktidarında bir tane bile siyasi tutuklu yok iken sorgusuz sualsiz 3 bin siyasi tutuklu Azerbaycan zindanlarına atılmıştır, ülkedeki toplam tutuklu ve hükümlü sayısı eski Sovyetler Birliği ülkelerinin nüfus oranı göz önüne alındığında Azerbaycan şampiyondur. Bugün Azerbaycan'ın aydınları, Karabağ'da Ermeni çetelerine karşı savaşan gönüllüleri, 19-20 Ocak 1990'da Rus tanklarına karşı direnen kahramanlara hapis reva görülmektedir.

Kısa bir süre devlet idaresinde bulunanlar hemen köşeyi dönmekte, yurt dışına milyonlarca dolar aktardıktan sonra ülkeyi terk etmektedirler.

Bey'in döneminde O'nu açıkça eleştiren gazetelere devlet yardımı yapılırken Azerbaycan'da bugün medyada sansür egemendir. Sivil toplum kuruluşları ve siyasi partilerin faaliyetleri polis jopuyla engellenir, gösteri ve yürüyüşün bedeli ağır hapistir.

Ülkenin geleceği olan okullardaki reform rafa kaldırılmış, test usulü öğrenci alma yerine yine rüşvet düzeni hakim kılınmıştır. Artık Azerbaycan'da yüksek öğrenimin anlamı bile kalmamıştır.

Bey'i Ankara'dan uğurlarken ki sırada bir çırpıda bunlar aklıma gelmişti. Bakü'deki cenaze töreninde yeniden diriliş anına tanık olduğumda ise, O'nun vasiyetini hatırladım. Ankara Hastanesindeki odasında Mir Mahmut Fettahev ve özel işlerine bakan Ali'nin tanıklığında vasiyetini teybe okuyordu. Ayrıntılarını açıklamak.O'nun bayrağı devrettiği dava arkadaşlarına düşüyor. Bize ise ancak büyük ideali olan "Bütün Azerbaycan Birliği", "Azerbaycan Mukavemet Hareketi" ve "Azerbaycan Halk Cephesi...'' ni yaşatmak olan bölümlerini açıklamak düşüyor. Bir de eğer hastaneden çıkabilse; Azerbaycan'da Ülkü Ocaklarını kurmamızı istemişti, inşallah nasip olacak. Kim bilir günün birinde Tebriz'de şube açarız.

İşte o zaman Elçibey'in ruhu şad olacak, Başbuğ Türkeş ile, Atsız'la, Ziya Gökalp, Mehmet Emin Resulzade, Kürşad ve Oğuzhan ile kısaca Türk büyükleriyle Tanrı Dağı'nda kurultay toplayarak, soy soylayıp, boy boylayacak...

Cemil AKBULUT
Ülkü Ocakları Genel Sekreteri (2002)
İlteriş Kağan
İlteriş Kağan
Yazışmalık Yöneticisi


Yazışmalık Yöneticisi


ELÇİBEY'İN MİRASI Turkey10
ELÇİBEY'İN MİRASI Gencat10
ELÇİBEY'İN MİRASI Pro10
Yaş Yaş : 42
Cinsiyet Cinsiyet : Erkek
Nerden Nerden : Turan
Lakap Lakap : ©ﻕΞתς яΞiS
Doğum Tarihi Doğum Tarihi : 01/10/81
 Atsız´ın hangi kitaplarını okudunuz? Atsız´ın hangi kitaplarını okudunuz? : Hepsini Okudum
İletiler: İletiler: : 5563
Üyelik Tarihi Üyelik Tarihi : 06/01/09
ELÇİBEY'İN MİRASI Pro1010
ELÇİBEY'İN MİRASI 290407


ELÇİBEY'İN MİRASI Ile10

https://ilteris.forum.st/

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön


 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz