¤ۣۜ..¤ İlteriş Türkçü Turancı Otağı ¤ۣۜ..¤
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

AZERBAYCAN MİLLİYETÇİ HALK CEPHESİ HAREKETİNDE EBULFEZ ELÇİBEY'İN YERİ VE ROLÜ

Aşağa gitmek

AZERBAYCAN MİLLİYETÇİ HALK CEPHESİ HAREKETİNDE  EBULFEZ ELÇİBEY'İN YERİ VE ROLÜ Empty AZERBAYCAN MİLLİYETÇİ HALK CEPHESİ HAREKETİNDE EBULFEZ ELÇİBEY'İN YERİ VE ROLÜ

Mesaj tarafından İlteriş Kağan Perş. 28 Mayıs 2009 - 7:33

AZERBAYCAN MİLLİYETÇİ HALK CEPHESİ HAREKETİNDE
EBULFEZ ELÇİBEY'İN YERİ VE ROLÜ
RAHMETLİ, Azerbaycan Cumhurbaşkanı ; Türk Milliyetçisi ve lideri Elçibey'in taşıdığı bağımsızlık, istiklâl ve hürriyetçilik ülküsünün tarihi geçmişi 1918-1920 yılına kadar iner. Elçibey, bu davaya 1980'lerin son yıllarında, omuz vermiş ve kısa zamanda karizmatik kişiliği ve liderliği ile Azerbaycan milliyetçiliğinin Başbuğu olmuştur. Elçibey'in milliyetçi hareketin lideri olduğu evrede, SSCB'de perestroyka ve glasnost ile birlikte gelen çözülüş ve Azerbaycan'ın başını ağrıtan Karabağ meselesi vardı.
Azerbaycan'da, Türk milliyetçiliğinin teorisyenleri arasında yer alan ve aynı zamanda bir aksiyon ve misyon adamı olan Mehmet Emin Resulzade liderliğinde 1918-1920 yılları arasında Bağımsız Azerbaycan Devletî kurulmuştu.. Azerbaycan'ın bağımsızlık İle ilk tanışması ve bunun Azerbaycan Milliyetçiliğinin temel davası haline gelmesi ; işte bu devletin kurulmasıyla başlamıştır. Bağımsızlık ülküsü Elçibey'in temel davası olmuştur.
1985 yılından sonra, SSCB'de yaygın ve ciddî açlık felaketleri görülmeye başlandı. Bu durum SSCB'nin İçine düştüğü ekonomik sıkıntıların boyutunu gayet İyi göstermektedir. SSCB bunu sosyalizmden serbest ekonomiye geçiş yaparak düzeltmek istemiştir. Bu durum Lenin'in açlık başladığında bir süre için Sosyalizmden kapitalizme geçtiği ama başarısız kaldığı N.E.P (Novaya Ekonomiçezkaya Politika - Yeni Ekonomik Politika) reformlarını denemesine benzer.. Ancak SSCB bu reformlarda başarısız kalmıştır. Çünkü sosyalizm kurumlarıyla ve yapılarıyla serbest ekonomi uygulamasına geçilemez ve başarılı olunamadı.SSCB gerekli yapısal ve kurumsal değişiklikleri yapmadan liberal ekonomik reformları uygulamaya sokmuş ve feci bir hayal kırıklığına uğramıştı. Komünist Parti devlet idarecileri ve KGB önde gelenleri anormal ölçülerde, hırsızlık yoluyla zenginleşmiş, batıdan gelen tüm yardımları bölüşmüşler ama halk açlık İle karşılaşmıştı. Reformlar içinde devletçilikten özel mülkiyete geçiş başlamıştır. Özel mülkiyetin serbest bırakılması aslında siyasal sistemde yani sosyalist sistemin tamamında reform yapılmasını gerektiriyordu. Bunun İlk adımı tek parti tekelinin sona ererek demokratikleşme çalışmalarının başlatılmasıydı. Çok partili hayata geçiş bağlı cumhuriyetlerde olduğu gibi tabii ki Azerbaycan'da da hürriyet ve bağımsızlık mücadelesine uygun ortam hazırlamıştır.
Azerbaycan'da milliyetçi mücadeleye tetikleme yapan bir başka etken de Ermenilerin Azerbaycan'ın asla vazgeçmeyeceği Karabağ bölgesinin Ermenistan'la birleştirmek istemeleriydi. Ermenilerin bu istekleri hemen hemen bütün Azerileri tek safta toplayan, milliyetçi hareketi ateşleyen bir etki oluşturuyordu. Ermenilerin bu taleplerine ne acıdır ki Moskova da destek veriyordu. Moskova'nın Ermenileri destekleyen bu yanlı tutumuna karşı Azerbaycan yönetiminde bulunan Azerbaycan Komünist Partisi yetersiz ve pasif kalınca, milliyetçi Azeriler, daha kararlı ve daha aktif olan ve bütün milliyetçileri kucaklayan yeni bir ülkücü -milliyetçi hareket kurdular. Bu hareketin adı: Azerbaycan HALK CEPHESİ hareketidir. (Kuruluş: 16 Temmuz 1989)
"Halk Cephesi" hareketinin fikrî aksiyonun reflekslerinin oluşumuna 1918-1920'de Bağımsız Azerbaycan'ı kuran Mehmet Emin Resulzâde ve arkadaşlarının Türkçü fikirleri ve bu fikirleri savunan Müsavatçılık ideolojisi kaynaklık etmiştir. Müsavatçılık fikirleri Azerbaycan'ı 1991'de bağımsızlığa götürmüştür. 1911 yılında kurulan Müsavat Partisi'nin doktriner temellerini Müsavatçılık, istiklal, Milliyetçilik, Özgürlük, Milli tesanüdcülük (milli dayanışma ) ilkeleri oluşturmuştur. Bu ilkelerin tamamının Başbuğ Alparslan Türkeş'in başlattığı Milliyetçi Hareket'in doktrinin temellerinde de yer aldığını hatırlatalım. Bu da Musavatcı ideolojinin aynı kaynaklardan beslendiğini ve bu yüzden kesintisiz bir süreç olarak sürdüğünü gösterir. Müsavatçılık halen Azerbaycan'daki Müsavat ve Halk Cephesi Partisi'nin ideolojik temellerini oluşturur. Musavvat hareketi ile ilgili olarak geniş bilgi edinmek isteyenlere, Nesib Nesibzâde'nin "Müsavatçılık -Geçmişde ve Şimdi" ve Bölünmüş Azerbaycan - Birleşik Azerbaycan, Baku - Ay - Yıldız - 1997, s. 12-25'e bakmalarını tavsiye ederiz.
AZERBAYCAN MİLLİYETÇİ HAREKETİNİN TIRMANIŞA GEÇİP HALK CEPHESİ'Nİ
KURMASINDAN ÖNCE NELER OLMUŞTU ?

Gorbaçov'un başlattığı Perestroyka ve Glasnost politikaları Azerbaycan'da da etkiler yapmıştır. Özellikle Glasnost (siyasi açılımlar) uygulamaları Azerbaycan'daki siyasi yapılara ve dolayısıyla milliyetçi harekete de hız kazandırmıştır. Artan serbestlikle birlikte, 1986 yılından sonra pek çok siyasi dernek, kurum ve kuruluş ortaya çıkmıştır. Ermenilerin Karabağ'da gittikçe artan baskılar kurması milliyetçileri daha organize geniş katılımlı ve teşkilatlı bir mücadele yapılanması oluşturmak zorunda bırakmıştır. Bu arada Ermenistan'daki Azerilerin de baskılarla kovularak kaçgın = mülteci durumuna düşürüldüklerini hatırlatalım
1988'e bu karamsarlaştırıcı tablo ile girildiğinde, Azerbaycan'da ideolojik ve siyasi nitelikli Ermeni saldırılarını durduracak ne bîr devlet, ne de teşkilatlanmış bîr sivil toplum gücü vardı.
16 Mart 1988'de Bilimler Akademisi'nde bir mitingde konuşma yapan ELÇİBEY, ilk kez, ahaliyi "Ermeni saldırılarından korumak için bir müdafaa cemiyeti" kurulması fikrini savunmuştur. Bundan iki ay sonra 16 Mayıs 1988'de şimdiki AZADLIK MEYDANI'nda (Lenin Meydanı idi) yapılan bir mitingde, Elçi-bey AZERBAYCAN SAVUNMA CEMİYETİ'nin kurulduğunu açıkladı. 1988'in yaz aylarında, Baku Alimler Kulübü üyeleri tarafından, örnekleri Baltık Cumhuriyetlerinde görülen ve SSCB'ye karşı bağımsızlık mücadelesi veren Halk Cephesi teşkilatlarını kurmak için ilk adımlar atıldı. Bu çerçevede Azerbaycan Halk Cephesini kuracak olan İnisiyatif Grubu kuruldu. Bu grup, Halk Cephesi'nin nizamnamesini, programlarını hazırlamış, ve Azerbaycan'ın içte ve dışta karşılaştığı ekonomik ve siyasî sorunların halline ilişkin olarak seminerler vermiş ve düzinelere varan sivil toplum cemiyetinin temsilcileriyle görüşerek, onları bir safta toplamanın ilk adımlarını atmıştır. Bu cemiyetlerin en güçlüsü 'Varlıg' (Mevcudiyet) adlı milliyetçi bir cemiyet idi.
Azerbaycan'ın İçinde bulunduğu her türlü İç ve dış problemi milliyetçi reflekslerle çözmeye çalışan Varlıg Cemiyeti, daha sonra Azerbaycan Halk Cephesi'nin temelini oluşturmuştur.
Karabağ'da Ermeniler'in şiddete başvurması ve baskılarını artırmaları Azerbaycan halkının milliyetçi reaksiyoner duygularını ve kıpırdanışlarını da maksimuma çıkarmıştır.
1988 yılı ortalarında, Ermeniler, Dağlık Karabağ'da Azeriler için millî bir değeri ve anlamı olan Tophana Ormanı'nı imha ettiler. Bu olay, Azerbaycan'da geniş bir infiale yol açtı. Bu olay aynı zamanda 17 Kasım İle 9 Aralık arasında Azadlıg Meydanı'nda yapılan ve tarihe Meydan Harekâtı olarak geçen milliyetçi gösteriler dizisini de ateşleyen bir olaydır. Bu gösteriler ilerledikçe milliyetçiliğin dozu ve katılımcıların sayısı gittikçe artmıştır. Bu gösterilerde aşağıdaki sloganların ortaya çıkması mücadelenin nasıl bir yöne kaydığını gayet açık göstermektedir. "Yaşasın Bağımsız Azerbaycan" "Yaşasın Birleşik Azerbaycan", "Türk Milletine Aşk Olsun", "Azerbaycan Türklerinin ismi Geri Verilsin".
Gösteriler boyunca sorunların çözümünün tek adresi olarak "Azerbaycan Halk Cephesi" gösterilmiş ve bağımsızlıkçı, milliyetçi söylemler ağırlık kazanmıştır.
İlteriş Kağan
İlteriş Kağan
Yazışmalık Yöneticisi


Yazışmalık Yöneticisi


AZERBAYCAN MİLLİYETÇİ HALK CEPHESİ HAREKETİNDE  EBULFEZ ELÇİBEY'İN YERİ VE ROLÜ Turkey10
AZERBAYCAN MİLLİYETÇİ HALK CEPHESİ HAREKETİNDE  EBULFEZ ELÇİBEY'İN YERİ VE ROLÜ Gencat10
AZERBAYCAN MİLLİYETÇİ HALK CEPHESİ HAREKETİNDE  EBULFEZ ELÇİBEY'İN YERİ VE ROLÜ Pro10
Yaş Yaş : 42
Cinsiyet Cinsiyet : Erkek
Nerden Nerden : Turan
Lakap Lakap : ©ﻕΞתς яΞiS
Doğum Tarihi Doğum Tarihi : 01/10/81
 Atsız´ın hangi kitaplarını okudunuz? Atsız´ın hangi kitaplarını okudunuz? : Hepsini Okudum
İletiler: İletiler: : 5563
Üyelik Tarihi Üyelik Tarihi : 06/01/09
AZERBAYCAN MİLLİYETÇİ HALK CEPHESİ HAREKETİNDE  EBULFEZ ELÇİBEY'İN YERİ VE ROLÜ Pro1010
AZERBAYCAN MİLLİYETÇİ HALK CEPHESİ HAREKETİNDE  EBULFEZ ELÇİBEY'İN YERİ VE ROLÜ 290407


AZERBAYCAN MİLLİYETÇİ HALK CEPHESİ HAREKETİNDE  EBULFEZ ELÇİBEY'İN YERİ VE ROLÜ Ile10

https://ilteris.forum.st/

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

AZERBAYCAN MİLLİYETÇİ HALK CEPHESİ HAREKETİNDE  EBULFEZ ELÇİBEY'İN YERİ VE ROLÜ Empty Geri: AZERBAYCAN MİLLİYETÇİ HALK CEPHESİ HAREKETİNDE EBULFEZ ELÇİBEY'İN YERİ VE ROLÜ

Mesaj tarafından İlteriş Kağan Perş. 28 Mayıs 2009 - 7:33

22 Kasım 1988'de Elçibey daha da ileri giderek, Moskova'dan tamamen kurtulmaktan ve bağımsız Birleşik Azerbaycan'ı kurmaktan başka yol olmadığını söylemiştir. Aynı günkü halka açık olan konuşmalarda bir diğer milliyetçi liderlerden Nemet PENAHOV da bu gösterilerin artık basit tepkiler olmadığını, bu gösterilerin Azerbaycan halkının Milliyetçi harekâtı olduğunu ilan etti. Meydan Harekâtı olarak Azerbaycan Tarihine geçen bu gösteriler dizisi Azerbaycan'da Sovyet sistemini sarstı ve zayıflattı. Bunun üzerine, Sovyet Özel Kuvvetleri (OMON Birlikleri) Azadlık meydanını kanlı bir şekilde boşaltarak fiilî isyanı bastırdılar. Başta Elçibey ve PENAHOV olmak üzere bütün milliyetçi liderler gözaltına alındılar. Ayrıca Azerbaycan'daki halk hareketini bastırmak için Baku ve 17 bölgede olağanüstü hal ilan edildi. Moskova yönetiminin başvurduğu bu sert ve şiddetli önlemler kısa bir süre içib milliyetçi harekette durgunluğa ve zayıflamaya yol açtı.
HALK CEPHESİ DÖNEMİ
Moskova yönetimi askerî güç kullanarak Meydan Harekâtını bastırmış ve bunun sonucunda halk sindirilmişti. Bu durgunluk döneminden yararlanan SSCB Yüksek Sovyet! Dağlık Karabağ Özerk Bölgesi'ni Azerbaycan'dan alarak doğrudan Moskova'ya vermişti ( 12 Ocak 1989). Tutuklanan milliyetçi liderlerin bir ay sonra serbest bırakılmasıyla Azerbaycan'da yeni dalgalanmalar başladı.
Karabağ meselesinin teşkilatsız mücadeleyle ve sırf mitinglerle çözülemeyeceği anlaşılmıştı. Milliyetçi bir teşkilat kurulması gerekiyordu. Bu bilinçle yapılan çalışmalar 1989 Şubat'ında somutlaşmaya başladı. Azerbaycan Halk Cephesi İnisiyatif Grubu ile Varlık cemiyeti arasında yapılan görüşmeler sonucu 'Azerbaycan Halk Cephesi Geçici İnisiyatif Merkezi' (AHC-GİM) ve bir 'Koordinasyon Kurulu' oluşturuldu. 13 Mart'ta bu kurula aynı ülküler için çalışan diğer bazı teşkilatlar da katıldı. Aynı gün AHC-GİM'in resmen onaylanması için Azerbaycan Yüksek Sovyeti'ne başvuruldu. Önde gelen tanınmış yazar ve şairlerin halka çağrıda bulunup Halk Cephesi'nde birleşmeye çağırmasıyla oluşan müthiş kamuoyu gücüne, Azerbaycan Komünist Partisi Sekreteri Abdurrahman Vezirov daha fazla direnemedi. Vezirov, Halk Cephesi'nin kurutmasına karşı olmadığını ama CIA'nın faaliyetlerine dikkat edilmesini söyledi.
Azerbaycan'daki bu gelişmelere karşı, SSCB yönetiminin boş durmaması ve Halk Cephesi aleyhinde propagandaları artırması, Ermeniler'in Azerileri Ermenistan'da kovması gibi olumsuz çalışmalar iç gerginliği artırmıştır. Ayrıca SSCB yönetiminin Karabağ ve Nahcıvan gibi Azerbaycan egemenliğinden alıp Moskova'ya geçici olarak bağladığı yerlerde Azerbaycan'ın egemenliğini tamamen yok eden bazı kararlar aldı.. Ermenilerin, Nahcıvan ile Azerbaycan arasında kalan koridorda Azerbaycan trenlerine saldırıları yoğunlaştı. Ayrıca bu trenlerin geçişlerini durdurarak Nahcıvan'a fiilen ambargo uygulamaya başladı. Bütün bunlar Azerbaycan'da müthiş öfke ve tepki atmosferi oluşturdu. Azerbaycan'daki SSCB askerlerine ve Olağanüstü Hal'e rağmen ilk kez 28 Mayıs 1989'da, Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti'nin ilan edildiği günde (1918), Bakü'de gösteri yaptı. 4 Haziran'da Bakü'de Spartaküs Stadyumu'nda Azerbaycan Milli Bayrakları altında milliyetçi bir gösteri daha yapıldı.
... VE HALK CEPHESi KURULUYOR...
Bu hareketli olayların hemen arkasından 16 Temmuz 1989'da Bakü'de Azerbaycan Halk Cephesi'nin Kuruluş Kongresi yapıldı. Bu kongrede AHC başkanlığına Ebülfez ELÇİBEY getirildi. Bu kongrede AHC, 'cumhuriyetin bütün alanlarında köklü demokratikleşmeyi ve yeniden yapılanmayı savunan toplumsal bir teşkilat' olarak tarif edilmiştir. Nihai hedef olarak 'Azerbaycan'ın tam bağımsızlığı' için mücadele etmeyi göstermiştir. Azerbaycan Halk Cephesi böylece bu kongre île kurulmuş oldu.
Bu kongrede alınan kararlarla; 28 Mayıs Azerbaycan Bağımsızlık Günü, Üç renkli bayrak, arma ve marş da milli semboller olarak kabul edildi.
AHC'nin kurulmasıyla milliyetçi mücadele daha örgütlü hale geldi. 29 Temmuz'da AHC damgalı milli bir gösteri yapıldı. Bu gösteride, Karabağ ve Nahcıvan'da Moskova'ya verilen egemenliğin, yeniden Azerbaycan'a geri verilmesinin sağlanması, AHC'nin resmen onaylanması, Milli sembollerin resmen kabul edilmesi gibi talepler yeniden seslendirildi.
5 Ağustos'ta daha fazla ve daha şiddetli talepler içeren bir gösteri yapıldı. AHC Başkanı Elçibey bu gösteride yaptığı konuşmada, "En büyük görevimiz, Azerbaycan'ın ekonomik ve politik egemenliğini sağlamaktır. Eğer bizi yine dikkate almazlarsa, yine ezîlirsek, SSCB'den ayrılmayı isteyeceğiz." demiştir.
Bu evrede Azerbaycan'da ikili bir hakimiyet vardı. Bir tarafta resmi iktidar sahibi olan ve Moskova'ya bağlı komünist yönetim, öbür tarafta ülkeye fiilen hakim olan halk desteğine sahip gerçek güç olan A.H.C. vardı.
AHC'nin bu dönemde çözmesi gereken en acil sorun SSCB'nin Azerbaycan'daki Olağanüstü Hal durumunu kaldırmasını ve Karabağ'a uygulanan Moskova egemenliği özel yönetimin kaldırılarak egemenliğin Azerbaycan'a geri verilmesini sağlamaktı. Ancak Azerbaycan Komünist Parti Sekreteri ve Moskova'nın temsilcisi Abdurrahman Vezİrov ve Moskava A.H.C. adresli çözümlere karşı çıkıyordu. Bu duruma karşı A.H.C. yeni mücadele taktikleri uygulamaya geçti. Bu uygulamaların en başında genel grevler yapmak geliyordu.
İlk olarak 21-22 Ağustos'ta genel bir uyarı grevi yapıldı. 4-11 Eylül tarihleri arasında da yeni bir genel grev daha yapıldı. Bu grevler başarılı oldu ve Azerbaycan Komünist Parti yönetimi Halk Cephesi ile anlaşmaya oturmak zorunda kaldı. Bunların sonucunda İlk kez 15 Ağustos'ta Azerbaycan Sovyet idaresi toplanarak Karabağ'da egemenliği Moskova'ya veren özel yönetimi lağvettiğini açıkladı. Bu AHC'nin ilk siyasal zaferidir. Çünkü bu açıklamanın arkasında aynı zamanda Moskova vardır. Ve özel yönetimi lağveden de gerçekte Moskova'dır. 23 Eylül'de AHC'nin de katkılarıyla hazırlanan "Azerbaycan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti'nin Egemenliği Beyannamesi" hazırlandı ve Azerbaycan Sovyet yönetimine kabul ettirildi. Tüm bu gelişmelerden sonra;
5 EKİM 1989'DA AZERBAYCAN BAKANLAR KURULU,
AZERBAYCAN HALK CEPHESİ'Nİ RESMEN TANIDI...
20 OCAK 1990 AZERBAYCAN'DA KARA BİR GÜN: BAKÜ'DE SOVYET KATLİAMI!
Azerbaycan Halk Cephesi'nin Milliyetçi şahlanışı kısa zamanda Moskova'yı harekete geçirdi.SSCB Polüt Bürosu'nun 15 Ocak 1990 tarihinde aldığı yeni Olağanüstü Hal ilan etme kararı ve Karabağ'ın yeniden Azerbaycan'dan alınması karan ve olağanüstü halin Baku ve Gence'yi de İçine alması halkın tepkisini artırdı. Halktaki galeyan hali, SSCB'yi kaygılandırdı. SSCB'nin Azerbaycan'daki denetimi kaybetme ihtimaline karşı SSCB Polüt bürosu 19 Ocak'ta Bakü'de olağanüstü hali uygulamaya soktu. Karar 20 Ocak'ta saat 24.00'de uygulamaya sokulacaktı. Ancak 19 Ocak gecesi, Azerbaycan televizyonu KGB tarafından tahrip edildiğinden OHAL kararı halka iletilemedi. Karar A.H.C. tarafından da son anda öğrenildiğinden halkın karara uyması için gereken anonslar yapılamadı. 20 Ocak günü Sovyet Ordusu Bakü'ye girdiğinde OHAL gereği evlerinde olması gereken Azerbaycan halkı sokakta yakalandı. Bunu SSCB'ye ve OHAL'e bir direniş olarak algılayan SSCB ordusu silah kullandı. Bunun sonucunda resmi açıklamalara göre 131 kişi, Halk Cephesi açıklamalarına göre 950 kişi öldü, binlerce kişi yaralandı. Elli kişi de muhtemelen KGB tarafından 'kaybedildi'...
Daha sonraki günlerde, SSCB Savunma Bakanı Dimitri YAZOV ile Primakov'un yaptığı açıklamalar SSCB ordusunun niçin Bakü'ye girdiğini açıklar niteliktedir. SSCB ordusu Azerbaycan Halk Cephesi'ni dağıtmak ve yok etmek için Bakü'ye girmiştir. SSCB Ordusunun AHC Genel Merkezini basıp araması, buradaki önde gelen HC üyesini tutuklaması, HC'nin resmi gazeteleri Azadlıg'ın ve 'Azerbaycan'ın yayınlarının durdurulması da ne maksatla Bakü'ye geldiğini gayet iyi göstermektedir.
SSCB ordusunun bu saldırı ve işgaline karşı halkın daha fazla kıyıma uğramasını istemeyen AHC yönetimi, işgalcilere karşı yalnızca sivil araçlarla mücadele edilmesini istedi, SSCB'nin Baku'yu bu şekilde işgal etmesine Azerbaycan Komünist Partisi yöneticileri de alçakça destek vermişler ve SSCB askerlerine "adam ve hedef gösterme" yardımları yapmışlardır. Baku katliamı Moskova'nın AHC'ne bir gözdağı idi.
ELÇİBEY VE AHC AZERBAYCAN'I BAĞIMSIZLIĞA GÖTÜRÜYOR
İlerki yıllarda, Gorbaçov'un "hayatımın en büyük hatası" dediği Baku Katliamı, Azerbaycan'da Moskova'ya ve yerel Komünist Partisi'ne karşı çok büyük bir öfke ve tepki oluşturmuştu. Tabii ki en büyük öfke de bu katliamdan sorumlu tutulan Gorbaçov'a idi. Katliamdan hemen sonra 3 günlük millî yas ilan edildi. Olağanüstü Hal'e rağmen, şehitlerin defnedilme merasimlerine 2 milyon kişi katıldı. Milli yas merasimleri bütün ülkede yapıldı. Kırk günlük genel grev başlatıldı. Azerbaycan Komünist Partisi'nden topluca istifalar gerçekleşti, işgalcilere ve katliamcılara karşı ülkenin her tarafında protesto sloganları yazıldı, ülkenin her tarafında Komünist, Lenin, Kirov gibi isimler taşıyan tüm levha ve heykeller indirildi ve tahrip edildi.
İlteriş Kağan
İlteriş Kağan
Yazışmalık Yöneticisi


Yazışmalık Yöneticisi


AZERBAYCAN MİLLİYETÇİ HALK CEPHESİ HAREKETİNDE  EBULFEZ ELÇİBEY'İN YERİ VE ROLÜ Turkey10
AZERBAYCAN MİLLİYETÇİ HALK CEPHESİ HAREKETİNDE  EBULFEZ ELÇİBEY'İN YERİ VE ROLÜ Gencat10
AZERBAYCAN MİLLİYETÇİ HALK CEPHESİ HAREKETİNDE  EBULFEZ ELÇİBEY'İN YERİ VE ROLÜ Pro10
Yaş Yaş : 42
Cinsiyet Cinsiyet : Erkek
Nerden Nerden : Turan
Lakap Lakap : ©ﻕΞתς яΞiS
Doğum Tarihi Doğum Tarihi : 01/10/81
 Atsız´ın hangi kitaplarını okudunuz? Atsız´ın hangi kitaplarını okudunuz? : Hepsini Okudum
İletiler: İletiler: : 5563
Üyelik Tarihi Üyelik Tarihi : 06/01/09
AZERBAYCAN MİLLİYETÇİ HALK CEPHESİ HAREKETİNDE  EBULFEZ ELÇİBEY'İN YERİ VE ROLÜ Pro1010
AZERBAYCAN MİLLİYETÇİ HALK CEPHESİ HAREKETİNDE  EBULFEZ ELÇİBEY'İN YERİ VE ROLÜ 290407


AZERBAYCAN MİLLİYETÇİ HALK CEPHESİ HAREKETİNDE  EBULFEZ ELÇİBEY'İN YERİ VE ROLÜ Ile10

https://ilteris.forum.st/

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

AZERBAYCAN MİLLİYETÇİ HALK CEPHESİ HAREKETİNDE  EBULFEZ ELÇİBEY'İN YERİ VE ROLÜ Empty Geri: AZERBAYCAN MİLLİYETÇİ HALK CEPHESİ HAREKETİNDE EBULFEZ ELÇİBEY'İN YERİ VE ROLÜ

Mesaj tarafından İlteriş Kağan Perş. 28 Mayıs 2009 - 7:34

Azerbaycan halkında bu spontane milliyetçi reaksiyonlar gelişirken ELÇİBEY önderliğindeki AHC mücadeleyi daha da tırmandıracak kararlar aldı. 5 Şubat'ta Azerbaycan'ın AĞDAŞ rayonunda yapılan AHC toplantısında SSCB'ye karşı ortaya konacak tavırlar belirlendi. 24-25 Mart tarihlerinde Akstafa rayonunda yapılan AHC meclis toplantısında de AHC'nin seçim programı kabul edildi. Bu programda, AHC'nin Azerbaycan'ın tam bağımsızlığı, özel mülkiyet hakkının verilmesi çok partili sistem ve siyasi sansürün kaldırıl ması için mücadele edeceği ilan edildi.
20 Ocak katliamından sonra Azerbaycan Komünist Partisi'nin birinci sekreterliği görevine AYAZ MUTTALlBOV getirildi. Muttalibov yönetimi AHC ile çatışmayı tırmandıracak siyasi çizgiyi yani Moskova'nın adamı olma özelliğini sürdürüyordu. Daha sonraki günler de Azerbaycan'ın önde gelen aydınları Halt Cephesi ile devlet yöneticileri arasındaki gerilimin azalması için taraflar arasında görüşmeler yapılmasını istediler. Bu çağrı üzerine taraflar bir toplantıda görüşerek Danışma Kurulu oluşturdular. Bu toplantıda AHC'nin bazı teme isteklerinin yanı sıra devlet yöneticilerinin Devlet Başkanlığı kurumunun oluşturulması istekleri kabul edildi. Bu toplantıdan hemen sonra 18 Mayıs'ta AYAZ MUTTALİBOV Devlet Başkanı seçildi. Muttalibov devlet başkanı olduktan sonra bir daha Danışma Kurulu toplantılarına katılmayınca bu kurul işlevini ve varlığını kaybetti.
Muttalibov, devlet başkanı seçildikten sonra AHC ile İlişkilerini düzeltmek ve geliştirmek yerine Moskova'nın sadık adamı olarak hareket etmeye devam etti. Bu da iktidar İle muhalefeti yani AHC'nin ilişkilerini iyice gerginleştirdi. AHC 8 Temmuz'da bütün muhalefeti bir araya getirerek bir 'Demokratik Azerbaycan' seçim bloğu oluşturdu. Bu bloğun seçim manifestosu bağımsızlığa giden Azerbaycan yolunda ilk işaretleri taşıyordu. Bu gelişmeler üzerine AHC'ye karşı yeniden saldırılar başladı. 14 Temmuz'da 'Azadlıq' gazetesi yeniden kapatıldı. 1990 yazında 250 AHC üyesi gözaltına alındı.
Baskı ve oyunlar, Azerbaycan Yüksek Sovyet ve Yerel Sovyetler için yapılan 30 Eylül seçimlerinde de sürdü ve arkasında AHC'nin bulunduğu "Demokratik Azerbaycan" seçim bloğunun 231 adayından sadece 31'i parlamentoya girebilmiştir. Bunların ancak 23'ü AHC üyesi idi. Bu sayı az görünebilir ancak önemi büyüktü çünkü muhalefet ilk kez parlamentoya giriyordu. Bu temsilciler ilk sınavını SSCB'nin yeni Birlik Anlaşması Azerbaycan'ın SSCB içinde kalmaya devam edip etmemesi için yapılacak bir anlaşma idi. AHC bu anlaşmaya da, bunun halk oylamasına sunulmasına da karşı idi. AHC, Birlik Anlaşmasına karşı ülke çapında oylamayı boykot çağrısı yaptı. Boykot etkili oldu ve oylamaya ancak % 20 katılım oldu.
Ermenistan Birlik Anlaşması oylamasına katılmazken Azerbaycan, halkın boykotuna rağmen katılmıştır. SSCB Ermenistan'a gözdağı vermek için Karabağ konusunda, Azerbaycan'ın lehine olarak bazı tavizler verdi. Bu tavizlerden biri de Ermenilerin elinde bulunan Çaykent ve köylerinin Azerbaycan'a iade edilmesidir. Ayaz MUTTALİBOV Çaykent'in alınmasını sanki kendi başarısıymış gibi sunmaya çalışarak konumunu güçlendirmek istedi. Bunda kısmen başarılı oldu. Çaykent operasyonundan sonra halın Muttalibov'a olan desteği arttı. Halkın desteğinin arttığını gören Muttalibov 8 Eylül 1991'de devlet başkanı seçimleri yapılması için Yüksek Sovyet'ten karar çıkarttı. Muttalibov, halkın kendisini Devlet Başkanı seçeceğini umuyordu. Ancak Parlamentodaki "Bağımsız Azerbaycan" bloğu parlamentoyu terkederek, bu yöndeki çalışmaları boykot ettiler. Bu boykotun hemen ardından parlamento, SSCB'de kalmayı kabul eden 'Birlik Anlaşmasını' onayladı. Bu gelişmeler üzerine 'Bağımsız Azerbaycan' bloğu 26 Haziran'da yazılı bîr açıklama yaparak Devlet Başkanlığı seçimlerine hangi şartlar altında katılacaklarını açıkladı. Bu şartların AHC'nin belirlediği şartlar olduğunu belirtmeye gerek yoktur. AHC seçimlere BM ve tarafsız ülkelerden gözlemcilerin katılmasını ve OHAL'in kalkmasını istiyordu.
Bu gergin dönemde 13-17 Temmuz tarihleri arasında AHC'nin ilk kurultayının 1. evresi yapıldı. Elçibey, bu kurultayda SSCB'nin dağılmaya başladığına dikkat çeken ve bağımsız, birleşik ve demokratik Azerbaycan devletinin kurulması gerektiğini vurgulayan önemli bir konuşma yaptı. Bu kurultayda alınan kararlar arasında, AHC'nin onaylamadığı şartlarda seçilecek olan Devlet Başkanının tanınmayacağı kararı da vardı. Kurultayda alınan tüm kararlar özetle bir cümle içinde toparlanacak olursa şu hedefi gösteriyordu: Ekonomik, siyasî ve politik alanlarda tam bağımsız, SSCB'den tamamen kurtarılmış Azerbaycan için mücadele vermek ve bunu sağlamak!..
Bu kurultayda Elçibey, yeniden AHC Başkanı seçildi. Kurultayın ikinci evresi Eylül'de yapılacakken, Moskova'da Gorbaçov'a karşı bir darbe girişimi yapılması üzerine ileri bir tarihe ertelendi. Bu darbe girişiminde AHC darbecileri derhal kınadı ve darbecilere karşı direnen Yeltsin'i destekleyen açıklamalar yaptı. Muttalibov ise darbecileri destekleyen açıklamalar yaptı. Ancak darbeciler yenilgiye uğratılıp Gorbaçov tekrar iktidara gelince Azerbaycan'da Muttalibov'un da komünist yönetimin de sonu gelmişti. Darbeciler başarısızlığa uğradıktan sonra 23 Ağustos'ta AHC Genel Merkezi önünde darbeciler ve darbeyi destekleyen Muttalibov yönetimi protesto edildi. Muttalibov bu gösteriye karşı sert cevap verdi. AHC üyeleri ve Elçibey dövüldü, AHC genel merkezi tahrip edildi. Muttalibov'un bu şiddetli cevabı tansiyonu tekrar artırmıştı.
Azerbaycan Halkı, askeri araçlarla kuşatıldığı halde Lenin Meydanı'na (Azadlıq) girdi ve Muttalibov'u kınayan bîr miting yaptı. Bu gösteride, Komünist Parti'nin ve Yüksek Sovyet'in feshedilmesi, Millî ordu kurulması, OHAL'in kaldırılması gibi AHC adresli ateşli talepler seslendirildi. Bu sert ve geniş katılımlı muhalefete karşı Muttalibov daha fazla direnemedi ve ilk tavizlerini verdi. Komünist Gazetesi'nin adı Halk Gazetesi ve Lenin Meydanı'nın adı Azadlık Meydanı olarak resmen değiştirildi. Meydandaki Lenin Heykeli kaldırıldı. 27 Ağustos'ta olağanüstü toplanan Azerbaycan Yüksek Sovyeti, 30 Ağustos'ta, Azerbaycan'ın bağımsızlığını ilan eden beyannameyi kabul etti. Ayrıca Moskova bağlantılı olağanüstü halin kaldırılması ve milli ordu kurulması kararı alındı.
Bu gelişmelerden iyice rahatsız olan Gorbaçov Mutalibov'a verdiği desteği artırdı.. Muttalibov çok geniş bir kesim tarafından boykot edilmesine rağmen, Moskova'nın destek ve yönlendirmesi ile Devlet Başkanlığı seçimlerini yaptırdı ve kendini Devlet Başkanı seçtirdi.. Oysa sadece Bakü'de boykota katılanların oranı %80'lere varıyordu.
Karşısındaki güçlü ve geniş muhalefete rağmen, Muttalibov'un kendisini Devlet Başkanı seçtirmesi ülkede gerginliği iyice tırmandırdı. AHC Eylül ayı boyunca Muttalibov'u protesto eden gösteriler düzenledi. Gösterilerin baskısına dayanamayan Muttalibov, AHC liderleri İle görüşmek zorunda kaldı. Bu görüşmelerde, Millî ordu kurulması ve Azerbaycan'ın bağımsızlığının ilanı için fikir birliğine varıldı. Bu kararlar Yüksek Sovyet tarafından da kabul edildi. Ardından Bağımsız Azerbaycan Cumhuriyetî'nin siyasi ve iktisadi kurumlarının oluşturulmasına karar verildi. Bunun için İlk olarak Milli Meclis oluşturuldu. Bu meclise 25'i İktidardan 25'i de muhalefetten olmak üzere 50 milletvekili katıldı. Milli Meclis'in ilk toplantısı 27 Kasım'da yapıldı. (Yüksek Sovyet'in Millî Meclis'e dönüştürüldüğünü ve bunun AHC'nin ısrarıyla gerçekleştiğini hatırlatalım.)
29 Aralık'ta Azerbaycan'ın bağımsızlığı için halk oylaması yapıldı, Halk ezici bir sonuçla (%99) bağımsızlığı kabul etti.
AHC'NİN İKTİDARA GELİŞİ
29 Aralık 1991 tarihi Azerbaycan'ın bağımsızlığının halk oylaması ile kabul edildiği tarihtir. Bu tarih Azerbaycan İçin yeni bir dönemin başlangıcıdır. Artık Azerbaycan SSBC' den çıkmış, bağımsız bir Cumhuriyet olmuştur.
1992 Ocak ayı ile 1992 Haziran ayı arası AHC'nin iktidara geliş sürecini oluşturan olayları içine alır. Bu devrede gerçekleşen siyasi gelişmeler AHC'yi iktidara taşımıştır. Bunlar; l- AHC'nin I. Kurultayı'nın II. devresinde kabul edilen Parti Programı, 2- Hocalı Katliamı, 3- Azerbaycan Yüksek Sovyeti'nin aldığı devlet başkanlığı seçimi yapılması kararı, 4- 15 Mayıs'taki darbe girişimi. Bu gelişmelerden sonra AHC İktidara gelmiştir. AHC'nin iktidarda olduğu dönem de bağımsız devlet için gerekli olan kurumlar ve yapılanmalar oluşturulmaya, komşu devletlerle İlişkiler geliştirilmeye, uluslararası sahada tanınmayı ve Karabağ Meselesi'nin çözümlenmesini sağlama çalışmalarıyla geçmiştir.
15 Mayıs 1992'de Ayaz Muttalibov'un bir darbe yaparak İktidara yeniden gelmeye yeltenmesi ancak bu darbenin AHC tarafından durdurularak, inisiyatifin AHC'ye geçmesi Elçibey için önemli bir gelişmeyi de beraberinde . getirdi. Bu da Elçibey'in Devlet Başkanı olmasıdır. 25 Mart 1992'de Azerbaycan Yüksek Sovyeti Devlet Başkanlığı seçimi yapılması için karar almıştı. 15 Mayıs'taki Muttalibov darbesinin bastırılmasından sonra seçimlerin 7 Haziran 1992'de yapılması kararlaştırıldı. Yapılan seçimlerde AHC lideri ve Başkanı Elçibey oyların %60'ını alarak Devlet Başkanı seçildi. Elçibey'in 16 Haziran 1992'de yemin ederek, Devlet Başkanlığı görevine başlaması l sene sürecek olan AHC İktidarı döneminin de resmen başlaması anlamına gelmektedir.
ELÇİBEY DEVLET BAŞKANI OLDUKTAN SONRA...
Elçibey, Devlet Başkanı olduğunda, Azerbaycan'da çok ciddi sorunlar vardı.. Ekonomi çökmüş, Merkez Bankası tükenmiş, anarşi, terör ve iç çekişmeler ülkeyi bîr iç savaşın eşiğine getirmişti. Devlet otoritesi zayıflamış, kurumlar çalışmaz halde idi. Ayrıca Ermeniler, Hocalı'da katliam yaptıkları gibi, Susa, Laçin ve Kelbecer'i işgal etmişler, Gence, Berde ve Yelvah kentlerinin boşalmasına yol açmışlardı, ülkede gıda ve petrol sıkıntısı başlamıştı. Elçibey işte bu manzara içinde, kaos yaşayan bir Azerbaycan'ın başına geçmişti. Elçibey önce Milli Birlik ve beraberliği sağlayarak, hukuku, yasaları ve kurumları işler hale getirerek devlet otoritesini güçlendirecekti. Yeni bir anayasaya ve devlette acil yapılanmalara ihtiyaç vardı. Azerbaycan Milli Ordusu bir an önce kurularak Karabağ meselesi çözülmeli ve Azerbaycan'ın stratejik güvenliği sağlanmalıydı. Elçibey büyük sorunlarla karşı karşıya idi., işi her yönden zor idi...
lider1:
İlteriş Kağan
İlteriş Kağan
Yazışmalık Yöneticisi


Yazışmalık Yöneticisi


AZERBAYCAN MİLLİYETÇİ HALK CEPHESİ HAREKETİNDE  EBULFEZ ELÇİBEY'İN YERİ VE ROLÜ Turkey10
AZERBAYCAN MİLLİYETÇİ HALK CEPHESİ HAREKETİNDE  EBULFEZ ELÇİBEY'İN YERİ VE ROLÜ Gencat10
AZERBAYCAN MİLLİYETÇİ HALK CEPHESİ HAREKETİNDE  EBULFEZ ELÇİBEY'İN YERİ VE ROLÜ Pro10
Yaş Yaş : 42
Cinsiyet Cinsiyet : Erkek
Nerden Nerden : Turan
Lakap Lakap : ©ﻕΞתς яΞiS
Doğum Tarihi Doğum Tarihi : 01/10/81
 Atsız´ın hangi kitaplarını okudunuz? Atsız´ın hangi kitaplarını okudunuz? : Hepsini Okudum
İletiler: İletiler: : 5563
Üyelik Tarihi Üyelik Tarihi : 06/01/09
AZERBAYCAN MİLLİYETÇİ HALK CEPHESİ HAREKETİNDE  EBULFEZ ELÇİBEY'İN YERİ VE ROLÜ Pro1010
AZERBAYCAN MİLLİYETÇİ HALK CEPHESİ HAREKETİNDE  EBULFEZ ELÇİBEY'İN YERİ VE ROLÜ 290407


AZERBAYCAN MİLLİYETÇİ HALK CEPHESİ HAREKETİNDE  EBULFEZ ELÇİBEY'İN YERİ VE ROLÜ Ile10

https://ilteris.forum.st/

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

AZERBAYCAN MİLLİYETÇİ HALK CEPHESİ HAREKETİNDE  EBULFEZ ELÇİBEY'İN YERİ VE ROLÜ Empty Geri: AZERBAYCAN MİLLİYETÇİ HALK CEPHESİ HAREKETİNDE EBULFEZ ELÇİBEY'İN YERİ VE ROLÜ

Mesaj tarafından İlteriş Kağan Perş. 28 Mayıs 2009 - 7:34

Elçibey, Karabağ meselesini çözmeden siyasî bağımsızlığın ve iktisadi gelişmenin mümkün olmayacağını iyi kavramıştı. Meselenin BM'de ve AGİK çerçevesinde çözülebileceğini savunuyordu.

ELÇİBEY'İN YAPTIĞI İŞLERİN EN ÖNEMLİLERİ
• Merkezi otoriteyi ve iç istikrarı sağlamak için SSCB döneminden kalan, kendi başlarına buyruk silahlı resmi ve milis güçleri dağıtıp, silahlarını toplamak için "Yasadışı silah ve Askeri malzemenin Bulundurulması ve Taşınmasının Önlenmesi" Kararnamesi ile 'Kamu Düzeninin Sağlanması için Ek Önlemler' Kararnamesi'ni çıkarttı.
• İçişleri ve Milli Güvenlik Bakanlıklarının S.S.C.B döneminden kalan yapılaşmalarını ve çalışma birimlerini değiştirdi, yetkilerini arttırdı.Belediye ve Gümrük Polisleri kurdu. Bu önlemler etkisini gösterdi ve Baku'yu tanımayan Astra, Seki ve Berde gibi reyonlarda merkezi otorite sağlandı. Ülke çapında operasyonlar yapılarak yasadışı silahlı güçler dağıtıldı.
•Devlet Başkanlığı ile Bakanlar Kurulu'nun görev alanları ve yetkileri belirginleştîrildi ve birbirinden ayrıldı.
•1993 yılı devletin yapılandırılması çalışmalarıyla geçti. Anayasa tasarısı için Anayasa Komisyonu ve adli reformlar için özel bir hazırlık komisyonu oluşturuldu.
•Elçibey iktidarı döneminde devletin yapılandırılması ve gerekli kurumların oluşturulması için 140'tan fazla yasa ve kararname çıkarttı.
• AHC ve Müsavat Partisi kadroları politik denetimi elinde tutarken ekonomik alanlarda görevli olanların %90'ının eski komünist yönetimden kalan kadrolardan olması hem AHC'nin otoritesini zayıflattı hem de ekonomik alanda istenen başarıyı getirmedi. Astında AHC, ekonomik alanlarda eski kadroları işbaşında tutmakla onların tecrübelerinden yararlanmayı ummuştu.. Ayrıca onları AHC ile barıştırarak, düşmanlıklarını ve Moskova'ya bağlılıklarını yok etmeyi düşünmüştür.
AHC bu olumsuzluklara rağmen, maliye, vergi, kredi, bankacılık ve ziraat alanlarında önemli reformlar yapmış, bunun için 35 yasa çıkartmıştı. Bu dönemde başta Türkiye olmak üzere dünya ekonomisi ile de ilişkiler kuruldu ve Dünya Bankası'ndan destek sağlandı. Ticaret liberalleştirildi. içi boşalmış olan hazineye l .5 ton altın ve değerli taş kazandırıldı. Ayrıca Rus parası Ruble'nin yerine Manat denilen milli para kabul edildi. Üretim artırılmış, enflasyonla mücadele başlatılmış ancak bu mücadelenin fakir halkı hırpalamamasına dikkat edilmiş, aylardır dağıtılamayan maaşlar dağıtılmaya başlanmıştır. Ekonomide belirgin bir düzelme başlamıştır. Emekliler ve işsizler için sosyal güvenlik ve işçi bulma kurumları oluşturulmuştur. Ayrıca Ermenilerin zulmünden kaçan mültecilerin yaralarının sarılması ve barınma sorunlarının çözülmesi İçin çalışmalar başlatılmıştır. Halkın devlet hatalarından kaynaklanan mali zararları devlet tarafından telafi edilerek devlet baba geleneği başlatılmıştır.
• SSCB Döneminin eğitim kurumlarına ve komünist dejenere edici , milliyetçiliğe aykırı eğitim programlarına ve felsefesine karşı mücadele başlatıldı. Kültür ve eğitim alanlarındaki Sovyet tahribatlarının tamir edilmesine çalışıldı. Bu yönde ilk yapılan iş; Azerbaycan Milliyetçi hareketinin teorîsyen ve liderlerinden Mehmet Emin Resulzade'nin ve dava arkadaşlarının fikir ve hayatlarının halka anlatılması halkın SSCB tarafından köreltilmiş olan vatan, toprak ve istiklal duygularının güçlendirilmesi olmuştur. Azerbaycan televizyonunda Türk milliyetçiliği fikirlerine ve Mehmet Emin Resulzade'nin mücadelesine yer veren yayınlar yoğunlaştırıldı. Eğitimde milliyetçilik, vatanseverlik ve demokratik ilkelere bağlılık içeren programlara ağırlık verildi.
Bu çerçevede yapılan en önemli değişiklik, 1937'de Stalin'in değiştirdiği Azerbaycan Dili ifadesinin kaldırılarak Türk Dili ifadesinin kabul edilmesidir. Ayrıca Türkiye ile kültürel bağı koparan Rus-Kril alfabesi kaldırılarak Latin alfabesine geçilmiştir. (25 Aralık 1992)
• AHC, kültürel alanda Türklük bilincini güçlendirirken etnik azınlıkları görmezden gelmemiş, etnik azınlıkların gazete çıkarabilmeleri, kültür merkezleri kurabilmeleri ve devlet radyo ve televizyonunu kullanabilmeleri için yardım yapılmıştır. Etnik azınlıkların kültürel varlıklarını koruyup geliştirebilmeleri için 16 Eylül 1992'de Elçibey, ilgili kararnameyi imzalamıştır.
• SSCB döneminde, rüşvetle dönen üniversiteye öğrenci alım sistemine son verilmiştir. Rüşvetin sona ermesi için test sistemi başlatılmıştır. Türkiye'ye yüksek öğrenim için gönderilen 929 öğrencinin tespiti testli sınavlarla yapılmıştır. Ders kitaplarının tespiti ve basımı çok stratejik ve önemli bir konu olduğu için AHC bu işe çok önem vermiş ve milliyetçilik ülküsüne paralel kitaplar hazırlatılmıştır.
• Azerbaycan'ın Milli ordusunun olmaması Ermenilerle yapılan savaşlarda ağır yenilgiler alınmasına ve Karabağ'ın askerî açıdan tamamen kaybedilmesine yol açmıştır. Ayrıca Laçin, Susa ve Hocalı gibi kentler de bu yüzden kaybedilmiştir. AHC millî ordunun kurulmasını çok zaruri ve mühîm bir mesele olarak görmüş ve harekete geçmişti. 31 Temmuz 1992'de bu çerçevede "Devlet Başkanı ve Azerbaycan Silahlı Kuvvetlen Baş Komutanı" sıfatları altında. 'Elçibey'in Emri' yayınlanarak Milli ordu oluşturma çalışmaları hızlandırıldı. Azerbaycan gençlerine asker olma zorunluluğu getirildi ve askere alma kurumlan oluşturuldu. Daha önce gönüllü olarak savaşan birlikler de yeni kurulan nizami kuvvetlerle birleştirilip Savunma Bakanlığı'na bağlandı. 1992 Ağustos'unda Azerbaycan Ordusundaki asker sayısı 15 bine ulaşmıştı. Bu yetersiz ordunun subayları da SSCB artığı işsiz Rus, Gürcü, Ukrayna kökenli kişilerdi. Ancak Elçibey, daha makûl olacağını düşünerek Türkiye'deki askeri okullarda yetiştirilmek üzere Azeri gençlerini Türkiye'ye gönderdi. Bunlar Azerbaycan'da yetiştirilecek olan yeni subayların da öğretmenleri olacaktı.
• 26 Temmuz 1992'de SSCB Hazar Donanmasına ait 5 gemi Azerbaycan'a bırakılınca Azerbaycan Deniz Kuvvetleri de oluşturuldu. Daha sonra, 17 askeri gemi daha Azerbaycan donanmasına verildi. Ardından Rus askeri gemilerinin Baku Boğazını terk etmeleri ve Dağıstan'a çekilmeleri sağlandı.
• Elçibey'in iktidarında Karabağ'da Ağdere, Goranboy, Gedebey reyonlarına ait büyük bir arazi Ermenilerden temizlendi. Ayrıca Ermenilerin çoğunlukta olduğu Başkent kasabası ve Laçin'e bağlı 33 köy ile Cebrayıl'ın 10 köyü Ermeniler'den kurtarıldı.
• Elçibey'in ısrarı ile, Rusya İle Azerbaycan arasında 7 Ağustos 1992'de görüşmeler yapıldı. Bu görüşmelerde Azerbaycan tarafı "kendi sınırlarını sadece kendisinin korumak istediğini" vurgulamadı. Bu görüşmelerde, Azerbaycan Cumhuriyetinde bulunan Rus askeri güçlerinin ülkeyi terketmesi istenmiştir. Bunun üzerine, 1994 yılının Ağustos'una kadar Azerbaycan'daki bütün Rus birliklerinin Azerbaycan'ı terk etmesi kararlaştırılmıştır. Bu görüşmelerden sonra, Elçibey, devlet başkanı olarak ülke topraklarındaki tek bir Rus askerinin kalmaması için gerekli süreci başlatacak olan kararnameyi imzaladı. Ancak Rus askerlerinin Azerbaycan'ı terk etmesi 1994'ü bulmadı. Son Rus Askeri Birliği 13 Mart 1993'te Azerbaycan'ı terk etti. Böylece Azerbaycan'da iki yüzyıl süren Rus askeri varlığı tarihe karışmıştır.
• Elçibey, göreve geldiğinde Azerbaycan çok önemli ve sıkıntılı bir diplomatik kaosun içinde idi. Azerbaycan'ın toprak bütünlüğü ve bağımsızlığını ciddi bir biçimde tehdit eden Karabağ meselesi tüm yönleriyle Azerbaycan aleyhine sonuçlanmıştı. Ermenistan ile ilişkiler çok gergin ve karanlıktı. Rusya, Karabağ krizini, Ermenilerle işbirliği yaparak Azerbaycan'a karşı bir sopa olarak kullanıyor ve Azerbaycan'ı eskisi gibi kendi egemenliği İçinde kalmasına çalışıyordu. Bu nedenle Kelbecer'in işgalinde olduğu gibi bazı yerlerde ermenilerin yanında Rus birlikleri de yer alıyordu,
• Elçibey, Karabağ krizini uluslararası platforma taşıyarak Rusya engelini aşmaya çalışmıştır. Bu çerçevede, Karabağ krizinin AGlK Minsk Grubu içinde görüşmeler yaparak çözmeye çalışmıştır. Ancak gerek Ermenistan'ın ve Rusya'nın, gerekse İran'ın oyunları başarılı olmuş ve Karabağ krizi AGİK Minsk grubu çerçevesi içinde AHC'nin istediği şekilde çözülemedi. Ayrıca Elçibey konuyu AGlK gibi platformlara taşıdıkça, Rusya'nın Ermenilere verdiği askeri destek açık ve yoğun bir şekil almış, Ermenilerin Azerbaycan topraklarında yaptığı işgalin alanı genişlemiştir. Bu gelişme Elçibey'in diplomatik manevra yapmasını zorlaştırıp, sıkıştırmıştır.
• Elçibey'in dış politikasının ana eksenlerinden birini de Rusya ile ilişkiler oluşturuyordu. Burada temel amaç, Azerbaycan'ın Rusya'ya karşı bağımsızlığını güçlendirmek ve bu ülkeyle eşit statüler geliştirmekti. Bu çerçevede Elçibey, Azerbaycan'ın BDT'ye (Bağımsız Devletler Topluluğu) katılmasını reddetmiştir.
• Elçibey, bütün Rus askerlerinin Azerbaycan'ı boşaltıp, güvenliği Azerbaycan'a bırakması için mücadele vermiş ve bunu da başarmıştır.
• Rusya'nın yayılmacılığına karşı mücadele veren eski SSCB ülkeleri ile yakın ilişkiler kurularak Rusya'nın bloke edilmesine çalışılmıştır. Bu ülkelerin başında, Ukrayna, Gürcistan ve Moldova gelmektedir. Elçibey'in bunlara ilaveten, Ruslara karşı istiklal mücadelesi veren diğer Kafkasya toplumlarına da örtülü destek verdiği biliniyor, Elçibey Türkçülük söylemini ve Türklük bilincini Orta Asya ülkelerinde de yerleştirmek istemiş, bu çerçevede Orta Asya Türk Cumhuriyetleri ile Türk Ortak Pazarı gibi projeleri gerçekleştirmek istemiştir. Ancak bu sahada Iran ile rekabet etmek zorunda kalan Elçibey, özellikle Özbekistan, Kazakistan ve Kırgızistan'da Türklük bilincinin SSCB döneminde iyice zayıflamış olmasından ve bu ülkeleri Moskova'nın adamlarının yönetiyor olmasından dolayı bu mücadelesinde başarılı olamamıştır. Ayrıca, Elçibey'in bu ülkelerde eski komünist fosillere karşı mücadele veren milliyetçi, rejim muhaliflerine kucak açtığını da hatırlatalım
• Elçibey, Türkçenin bütün Türk Cumhuriyetleri'nin ortak resmi dili olmasını arzuluyordu. Ancak Türklük bilinçleri körelmiş olan Kazakistan, Kırgızistan ve Türkmenistan gibi ülkeler buna karşı çıkınca bu ülkü gerçekleştirilememiştir.
• Elçibey mücadele hayatının başından sonuna kadar 'Birleşik bir Azerbaycan'dan bahsetmiştir. Elçibey'in Azerbaycan'ı bu Birleşik Devletin kuzeyini oluşturuyor. Güney Azerbaycan da İran'daki 30 milyon Azeri'nin yaşadığı topraklardır. AHC'nin ve Elçibey'in Güney Azerbaycan İle ilgili düşüncelerini iyi bilen ve bundan son derece rahatsız olan İran, Elçibey'in önünü kesmek ve onu alaşağı etmek için Azerbaycan'da Şiizmi canlandırmak ve muhalefeti körüklemek ve kışkırtmak gibi faaliyetlerde bulunmuş ve Ermenileri desteklemiştir. Ancak bunlardan yılmayan Elçibey, Güney Azerbaycan ifadesini resmi görüşmelerde dahi kullanmıştır. Elçibey'in bu gayretleri sonunda bugün Şiizmin narkozu ile İran'da uykuya yatan Azeri Milliyetçiliği uyanmaya ve Kuzey Azerbaycan ile birleşme arzuları seslendirmeye başlamıştır.
:T:
İlteriş Kağan
İlteriş Kağan
Yazışmalık Yöneticisi


Yazışmalık Yöneticisi


AZERBAYCAN MİLLİYETÇİ HALK CEPHESİ HAREKETİNDE  EBULFEZ ELÇİBEY'İN YERİ VE ROLÜ Turkey10
AZERBAYCAN MİLLİYETÇİ HALK CEPHESİ HAREKETİNDE  EBULFEZ ELÇİBEY'İN YERİ VE ROLÜ Gencat10
AZERBAYCAN MİLLİYETÇİ HALK CEPHESİ HAREKETİNDE  EBULFEZ ELÇİBEY'İN YERİ VE ROLÜ Pro10
Yaş Yaş : 42
Cinsiyet Cinsiyet : Erkek
Nerden Nerden : Turan
Lakap Lakap : ©ﻕΞתς яΞiS
Doğum Tarihi Doğum Tarihi : 01/10/81
 Atsız´ın hangi kitaplarını okudunuz? Atsız´ın hangi kitaplarını okudunuz? : Hepsini Okudum
İletiler: İletiler: : 5563
Üyelik Tarihi Üyelik Tarihi : 06/01/09
AZERBAYCAN MİLLİYETÇİ HALK CEPHESİ HAREKETİNDE  EBULFEZ ELÇİBEY'İN YERİ VE ROLÜ Pro1010
AZERBAYCAN MİLLİYETÇİ HALK CEPHESİ HAREKETİNDE  EBULFEZ ELÇİBEY'İN YERİ VE ROLÜ 290407


AZERBAYCAN MİLLİYETÇİ HALK CEPHESİ HAREKETİNDE  EBULFEZ ELÇİBEY'İN YERİ VE ROLÜ Ile10

https://ilteris.forum.st/

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

AZERBAYCAN MİLLİYETÇİ HALK CEPHESİ HAREKETİNDE  EBULFEZ ELÇİBEY'İN YERİ VE ROLÜ Empty Geri: AZERBAYCAN MİLLİYETÇİ HALK CEPHESİ HAREKETİNDE EBULFEZ ELÇİBEY'İN YERİ VE ROLÜ

Mesaj tarafından İlteriş Kağan Perş. 28 Mayıs 2009 - 7:36

• AHC döneminde Türkiye ile ilişkilere Türkçülük söylemi ve ruhu egemen olmuştur. Bu nedenle Elçibey, Türkiye ile Stratejik ortaklık anlaşması imzalamaya çalışmıştır.
• Elçibey'in nihai bağlamda gerçek hedefinin Azerbaycan'ın Türkiye ile birleşerek tek devlet olmasıdır. Bu fazla hayal sayılmayacak ülkü, Azerbaycan ile Türkiye arasındaki tüm dış ilişkilere damgasını vurmuş, Elçibey her konuda Türkiye'ye ayrıcalıklı ve özel muamele yapmıştır. Ancak Elçibey'in Türkiye İle uzun süreli stratejik İşbirliği ve ortaklık anlaşması yapma çabalarına Türkiye Rusya'yı karşısına almamak için soğuk ve mesafeli kalmıştır. Arkasında Süleyman Demirel'in nötr -ürkek ve aşırı ihtiyatlı kişiliğinin izlerini taşıyan bu yaklaşım o kadar katı olmuştur ki, 4 Haziran 1993'te Elçibey bir KGB oyunuyla iktidardan düşürüldüğünde dahi Türkiye gözünün önünde apaçık bir şekilde cereyan eden bu oyuna ve drama seyirci kalmış, kılını dahi kıpırdatmadığı gibi ardından getirilen Haydar Aliyev'i hemen tanımıştır. Aliyev'in Moskova faktörünü ön plana alacağı biline biline...
• Elçibey, Rusya'yı bölgede dengeleyerek alternatif bir güç aramıştır. Bu alanda Türkiye Elçibey'in umduğu rolü oynayamayınca ABD İle ilişkiler yoğunlaştırılmıştır. Karabağ krizinin AHC çizgisinde çözülebilmesi için ABD desteği almak amacıyla, ABD petrol şirketlerine dikkat çekici ikramlar sunulmuştur. Bu yolla ABD'nin bölgeye ilgisi çekilmeye çalışılmıştır.
Elçibey Avrupa ile ilişki geliştirmeden karşılaştığı sorunları çözemeyeceğini anlamıştı. Türkiye'nin pasif ve kayıtsız davranışı bunu anlamasına yol açmıştı. Bu nedenle başta İngiltere olmak üzere Almanya ve Fransa İle temaslar kuruldu, İngiltere ile ilişkilerin yoğunlaşması, bu ülkenin 20. yüzyıl başlarından beri Baku ile petrol ekseninde ilişkilerinin bulunmasından ileri geliyordu, İngiltere'ye önemli petrol ikramları yapılarak Karabağ krizinin çözümünde bu ülkenin hatırlı desteği alınmış ve AGİK'te İngiltere Elçibey'e destek vermiştir.

SONUÇ
Elçibey; çok kısa süren bir iktidar döneminde, çok önemli değişiklikler, reformlar ve zaferler gerçekleştirmiştir. Öncelikle Bağımsız Milliyetçi Azerbaycan'ı kurmuştur, iktidara geldiğinde çok ağır sorunlarla karşılaşan Elçibey, tecrübesiz ve genç kadrolarıyla yola çıkmak zorunda kalmasına rağmen bağımsız bir devletin gereken kurumlarını kurmuş ve yapılanmasını oluşturmuştur.Ancak Milli Devlet olma mücadelesi hem dışta hem de içte ciddi engellerle ve ihanetlerle karşı karşıya kalmış, en büyük ihanet de beklemediği ve ummadığı bir ülkeden gelmiştir. Kardeşim dediği Türkiye'den...
Türkiye, Azerbaycan için sıradan bir Avrupa ülkesinden daha fazla ve aktif bir yardım ve destek göstermemiştir. Hep Rusya faktörünü dikkate almıştır. Yönetimde tecrübesiz olan Elçibey bir de aşırı hoşgörülü bir demokratlık sergileyip, iktidarını güçlendirmenin ve muhalefeti dizginlemenin çaresine bakmayınca başta Rusya ve Iran olmak üzere bütün AHC düşmanlarının tezgahlarının tezgahlarıyla iktidardan indirilmiştir.
Büyük Lider Elçibey'in mücadelesini ve Azerbaycan'ın geleceğini karartan faktörler ve düşmanlar...
Liderliğini ve bayraktarlığını büyük Türk Milliyetçisi Ebulfeyz Elçibey'in yaptığı Azerbaycan Milliyetçi Bağımsızlık Hareketinin en büyük ve ilk talihsizliği, diplomasi arenasında, ilkesizliği, risk almayışı, nötr ve pasif çizgisi, oyalayıcılığı, erteleyiciliği ve baştan savıcılığı ile tanınan Süleyman Demirel'in Azerbaycan için en kritik ve en önemli olan bir zaman aralığında Türkiye Cumhurbaşkanı olmasıdır.
Türkiye'nin Azerbaycan'daki Milliyetçi Halk Cephesi hareketine ve Azeri soydaşlarımıza en gerekli olduğu hayati ve çok kritik bir zamanda, Demirel'in cumhurbaşkanı olması, gerçekte Elçibey'in yediği ilk konjoktürel ve tarihi darbe olup, Elçibey'in bütün siyasi, stratejik ve taktik hesaplarını mahvetmiştir. Süleyman Demirel'in böyle bir evrede cumhurbaşkanı olması, Rusya'dan kopmak, Güney Azerbaycan'ı da kurtarıp, bağımsız güçlü bir Azerbaycan devleti kurarak, ileride Türkiye İle birleşmek hesapları yapan Elçibey'in mücadelesini ve Azerbaycan'ın siyasi geleceğini karartan en kahredici gelişme olmuştur. Demirel'i iyi tanıyan herkes onun cumhurbaşkanı olduğu gün, Azerbaycan'daki bağımsızlık davasının milliyetçi lideri Elçibey'in kaderinin artık olumsuz yönde değişeceğini ve rüzgarların Azerbaycan milliyetçi hareketinin aleyhinde eseceğini anlamıştır. Demirel'in ne kadar nötr, teslimiyetçi, kavga ve risk sevmez bir devlet adam (!) olduğunu çok iyi bilenler, Elçibey'i yıkıp yerine kukla ya da Moskova ile köprüleri atmayan bir yöneticiyi Azerbaycan'ın başına geçirmenin hesaplarını yapan ve bu yönde oyunlar oynayan Rusya'ya karşı ondan Elçibey'i korumasını beklemediler. Elçibey'in alçakça manevralarla ve çok İyi bilinen KGB oyunları ve aktörleriyle alaşağı edilmesine ve Azerbaycan Milliyetçi Hareketinin boğulmasına karşı, Demirel'in tutarlı ve ciddi bir devlet tavrı ortaya koymayacağını ve bunlar için Yeltsin ve Rusya ile bozuşma riskini göğüslemeyi en ufak bir ihtimal dahilinde bile düşünemeyeceğini biz iyi biliyorduk.
Azerbaycan Milliyetçilik davasının ve Elçibey'in yükselen bayrağının, Demirel'in cumhurbaşkanı olmasından sonra artık daha fazla yükseltilemeyeceğini, çünkü Demirel'in riskli ve maceracı (!) bulduğu bu davaya bîr devlet adamı olarak destek vermeyeceğini, bölgesel Kafkasya Statükosu'nun Rusya aleyhine değişmesini barışı tehdit eden bir gelişme olarak göreceğini maalesef iyi biliyorduk. İşte bu nedenledir ki rahatlıkla iddia ediyoruz: Süleyman Demirel'in Cumhurbaşkanı olm
İlteriş Kağan
İlteriş Kağan
Yazışmalık Yöneticisi


Yazışmalık Yöneticisi


AZERBAYCAN MİLLİYETÇİ HALK CEPHESİ HAREKETİNDE  EBULFEZ ELÇİBEY'İN YERİ VE ROLÜ Turkey10
AZERBAYCAN MİLLİYETÇİ HALK CEPHESİ HAREKETİNDE  EBULFEZ ELÇİBEY'İN YERİ VE ROLÜ Gencat10
AZERBAYCAN MİLLİYETÇİ HALK CEPHESİ HAREKETİNDE  EBULFEZ ELÇİBEY'İN YERİ VE ROLÜ Pro10
Yaş Yaş : 42
Cinsiyet Cinsiyet : Erkek
Nerden Nerden : Turan
Lakap Lakap : ©ﻕΞתς яΞiS
Doğum Tarihi Doğum Tarihi : 01/10/81
 Atsız´ın hangi kitaplarını okudunuz? Atsız´ın hangi kitaplarını okudunuz? : Hepsini Okudum
İletiler: İletiler: : 5563
Üyelik Tarihi Üyelik Tarihi : 06/01/09
AZERBAYCAN MİLLİYETÇİ HALK CEPHESİ HAREKETİNDE  EBULFEZ ELÇİBEY'İN YERİ VE ROLÜ Pro1010
AZERBAYCAN MİLLİYETÇİ HALK CEPHESİ HAREKETİNDE  EBULFEZ ELÇİBEY'İN YERİ VE ROLÜ 290407


AZERBAYCAN MİLLİYETÇİ HALK CEPHESİ HAREKETİNDE  EBULFEZ ELÇİBEY'İN YERİ VE ROLÜ Ile10

https://ilteris.forum.st/

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

AZERBAYCAN MİLLİYETÇİ HALK CEPHESİ HAREKETİNDE  EBULFEZ ELÇİBEY'İN YERİ VE ROLÜ Empty Geri: AZERBAYCAN MİLLİYETÇİ HALK CEPHESİ HAREKETİNDE EBULFEZ ELÇİBEY'İN YERİ VE ROLÜ

Mesaj tarafından İlteriş Kağan Perş. 28 Mayıs 2009 - 7:36

10- Elçibey sadece Türkiye Türkleri ile değil, Doğu Türkistan, Balkanlar, Kıbrıs ve Orta Asya Türkleri ile de yoğun İlişkiler geliştiriyordu. Elçibey, Türklük bilincinin buralarda da yayılmasını ve Azerbaycan ile bu coğrafyalar arasında sağlam köprüler kurulmasını istiyordu.
11- Elçibey, Azerbaycan'daki bütün inşaat, bayındırlık işlerini Türk firmalarına vermek istiyordu. Azerbaycan'ın tüm baraj, karayolu, devlet binası, köprü gibi işlerinin tamamını Türk firmalarına vermek istiyordu. Bu nedenle Elçibey cumhurbaşkanı olduğu sürece hiçbir batılı firma Azerbaycan'da iş alamamıştır.
12- Elçibey, Azerbaycan ile Türkiye'nin ortak tarihinin yazılmasını ve bu çalışmaya diğer Türk Cumhuriyetlerinin de katılmasının sağlanmasını istiyordu.
13- Latin alfabesine geçerek Türkiye ile ortak anlaşma köprüsü kurmak istiyordu. Nitekim Stalin zoruyla hayata geçirilen Kril alfabesi kaldırılmıştır. Onun yerine Türkiye'nin kullandığı Latin alfabesi benimsendi. Ancak Elçibey'in, Türkiye'den istediği 10 bin daktilo ve 20 ofset matbaa makinesi Demirel söz verdiği halde, Azerbaycan'a gönderilemediği için Latin alfabesine geçiş tam randımanlı olmamıştır.
Elçibey'in hedeflerini çok iyi bilmeyenler için yukarıdaki detayları verdikten sonra şimdi Elçibey'e kimlerin düşman olduklarını ve Azerbaycan'ın geleceğini kimlerin kararttığını sıralayıp, bunların bir de analizini yapalım:
1- Süleyman Demirel'in Elçibey'e soğuk davranıp, Aliyev'i tercih etmesi,
2- Güney Azerbaycan Azerîlerinin Elçibey'in çağrısına uyup ayaklanmalarından korkan İran'daki faşist molla yönetiminin Ermenistan ve Rusya ile birlikte hareket etmesi.
3- Kafkasya'yı ve Azerbaycan petrol ve doğalgazındaki payını tamamen kaybetmekten ve Azerbaycan'daki Turancı-ÜIkücü dalganın bütün Rusya Federasyonu'ndaki Türk topluluklarına sıçrayacağından korkan Rusya ve KGB.
4- Dağlık Karabağ'da ve Nahcıvan'da hak iddia eden Ermenistan'ın Rusya ile beraber hareket etmesi.
5- Kafkasya ve Ön Asya'da çok güçlü bir Türk Hilalinin oluşacağını gören ABD, İsrail ve batılı ülkelerin istihbarat servislerinin blokaj faaliyetleri.
6- Şiizmi Azerbaycan'da yayarak, Türk milliyetçiliğini uyuşturmaya çalışan Fars şövenistlerînin yıkıcı radyo yayınlan ve yazılı neşriyatı.
7- Azerbaycan'da SSCB döneminden kalan ve temizlenemeyen KGB ve Kızılordu artığı Azeri polislerinin, subay ve ajanlarının Elçibey'e karşı faaliyetleri.
8- SSCB artığı komünistlerin ve KGB İşbirlikçilerinin Azerbaycan'daki pek çok üniversitede, bürokraside, orduda, poliste, politikacılar ve halk arasında etkili bir şekilde mevcudiyetini korumaları.
9- Suret Hüseyinov gibi satılmış ajanların ve iktidar hırsı içinde hareket eden çıkarcı siyasetçilerin halkı ve orduyu Elçibey aleyhine kışkırtmaları ve KGB ile işbirliği yapmaları.
10- Elçibey, Azerbaycan'da çıkarılan petrol ve doğalgazın yabancılardan alınarak tamamen Azerbaycan'a mal edilmesini ve bunların tamamının petrol boru hattı ile Türkiye üzerinden satılmasını hedefliyordu. Halen Azerbaycan'da çıkarılan petrol ve doğalgazın %90'ı batılı petrol şirketlerinin ve Rusya Gazproup'un malı olarak Azerilerden almıyor ve Azerilere bu petrolün sadece %10'u bırakılıyor. Yani Azerbaycan'daki petrol Azerilerin değildir. Elçibey bu alçakça ve dünyanın en gaddar sömürüsüne son vererek, bu petrol ve doğal gazın tamamına sahip olmak istiyordu, işte bu nedenle, bu petrol ve doğalgazın tamamını Bakü-Ceyhan petrol boru hattı ile Türkiye üzerinden dünyaya satmayı hesaplıyordu. Nitekim bu yönde gözünü kırpmadan Türkiye'nin bütün petrol taleplerine evet demiştir. Bakü-Ceyhan boru hattı hayata geçirilmek istenmiştir. Ancak ELÇİBEY uluslararası komplo ve oyunlarla cumhurbaşkanlığından indirilince ve Türkiye bu gelişmeyi adeta onaylarcasına seyredince Elçibey ile imzalanan bütün petrol anlaşmaları geçersiz olmuştur.
11- Elçibey, Dağlık Karabağ'ın Azerî toprağı olduğunu ve bu topraktan asla vazgeçilemeyeceğini söylüyordu. Ancak Alîyev'in bu iddiadan vazgeçtiği ve burayı Ermenistan'a adeta fiilen terk ettiği gözleniyor. Haydar Aliyev'in de Demirel gibi risk almayı ve kavgayı sevmeyen, Rusya İle sürtüşmekten kaçınan bir kişi olduğunu da hatırlatalım.
12-Türkiye'de başta, Demirel olmak üzere "karar alıcı" odakların, statüko bozulursa barış tehlikeye girer saplantısı ile Elçibey'den gelen milliyetçi reflekslere gereken stratejik cevapları verememesi , Türkiye'nin Azerbaycan ile ilgili tutarlı, kalıcı ve belirgin bir stratejinin bulunmayışı.
13 - Türkiye'nin karar alıcı odaklarının Atatürk'ü lider olarak benimseyen Elçibey'in yönetime gelmesiyle önüne ancak bir şans eseri olarak yüzyılda, üç yüz yılda bir gelebilecek bir konjoktürel bir siyasi ve jeopolitik ve Elçibey'in jest ve mesajlarına cevabın verilememesi.
14- Haydar Aliyev'in Rusya patentli denklemlere ve siyasetlere uygun açılımlarına ve çizgisine karşı, bir güvence olarak dahi Elçibey'egereken önemin verilmemesi ve gereken desteğin verilmeyerek adeta terkedilmesi
ELÇİBEY'İ DEVİRME OYUNLARI
Türk Milliyetçisi Elçîbey'in yakın, orta ve uzak hedeflerini çok iyi anlayan Rusya, Ermenistan, İran ve batılı petrol şirketleri, onu indirip, kendilerine en elverişli kişiyi Azerbaycan'ın başına getirme manevralarında adeta işbirliği yaptılar.
Öncelikle kişisel yönden ihtiraslı, çıkarcı politikacıları bir muhalefet ekseninde toplayarak Elçibey'i parlamentoda pasifleştirmek istediler. Bunun için eski SSCB artığı komünist parti idarecileri olan kişileri ön plana çıkarmak istediler. Bunların en kıdemlisi ve tecrübelisi tabii ki Haydar Aliyev idi. Eski SSCB polütbüro üyesi olan ve KGB'nin Azerbaycan sorumlusu olan Aliyev, milliyetçilik rüzgarlarının en şiddetli olduğu 1988 ve 1990 yılları arasında geri planda kalarak bekledi. Ancak hamle yapmak için uygun zamanı bekledi. Bunun için Ermenîlerin Azerbaycan topraklarını işgal etmesini ve KGB ajanı satılmış albay bozuntusu bir hain olan Suret Hüseyinov'un Rus askerleriyle beraber Elçibey'in üzerine gidişini bekledi.Ancak herkes Hüseyinov'un Elçibey'i devirip, Haydar Aliyev'i başa geçirmek için KGB tarafından kullanıldığını ve bu olan biten her şeyden Aliyev'in bilgisinin ve dahlinin olduğunu biliyor. Suret Hüseyinov Aliyev'i getirmek için kullanılmıştır.
Bu gelişmeler olduğu sırada bütün güçlerini Ermenilerle savaşması için cepheye göndermiş olan Bakü'de Elçibey'i koruyacak bir birlik dahi yoktu. Herşey Türkiye'nin gözleri Önünde oluyor ve Elçibey'in indirilişi saat saat izleniyor ama hiçbir şey yapılmıyordu. Elçibey'in Suret Hüseyinov denilen satılmış KGB hainini savuşturabilmek için Türkiye'den tam 100-150 kişilik bir özel harekat timi göndermesinin yeterli olacağını söylediği halde ve bunu yapması halinde Hüseyinov'un püskürtüleceğim, bu amaçla Türkiye'den yardım talep ettiği çok az kişi tarafından biliniyor. Ancak Elçibey'in hainlere karşı yardım istemek amacıyla Cumhurbaşkanına açtığı telefonların sırrı sadece Demirel ile özel kalemi arasında kalıyor. Demirel telefonlara çıkmamayı tercih ediyor. Durum Başbuğ Alparslan Türkeş'e de iletiliyor. Türkeş Demirel'i ve hükümeti Elçibey'e yardım için sıkıştırıyor. Bunun üzerine konu birkaç gün sonraki MGK toplantısına getiriliyor. Ancak artık Elçibey indirilmiş yerine Hüseyinov'un İsteği ile Aliyev geçmiştir. Demirel Aliyev'i hiç gecikmeden kutlamıştır. Elcibey'in yerine kendisi gibi ağır hareket eden, riski, kavgayı, değişimi sevmeyen, Kafkasya statükosuna tehdit etmeyen Aliyev'in gelmesi Demirel'i çok rahatlatmıştır. Çünkü Demirel'e göre Elçibey bir gün Türkiye'nin başını Rusya, Iran ve Ermenilerle belaya sokabilecek maceracı bir Türkçü romantiktir. Aliyev de Demirel'i çok sevmiştir. Çünkü davranışları, olayları algılama ve tepkileri aynıdır. Demirel Aliyev'e Aliyev de Demirel'e çok benzemektedir, ikisi de statükocu ve ağırdır.
kurt:
İlteriş Kağan
İlteriş Kağan
Yazışmalık Yöneticisi


Yazışmalık Yöneticisi


AZERBAYCAN MİLLİYETÇİ HALK CEPHESİ HAREKETİNDE  EBULFEZ ELÇİBEY'İN YERİ VE ROLÜ Turkey10
AZERBAYCAN MİLLİYETÇİ HALK CEPHESİ HAREKETİNDE  EBULFEZ ELÇİBEY'İN YERİ VE ROLÜ Gencat10
AZERBAYCAN MİLLİYETÇİ HALK CEPHESİ HAREKETİNDE  EBULFEZ ELÇİBEY'İN YERİ VE ROLÜ Pro10
Yaş Yaş : 42
Cinsiyet Cinsiyet : Erkek
Nerden Nerden : Turan
Lakap Lakap : ©ﻕΞתς яΞiS
Doğum Tarihi Doğum Tarihi : 01/10/81
 Atsız´ın hangi kitaplarını okudunuz? Atsız´ın hangi kitaplarını okudunuz? : Hepsini Okudum
İletiler: İletiler: : 5563
Üyelik Tarihi Üyelik Tarihi : 06/01/09
AZERBAYCAN MİLLİYETÇİ HALK CEPHESİ HAREKETİNDE  EBULFEZ ELÇİBEY'İN YERİ VE ROLÜ Pro1010
AZERBAYCAN MİLLİYETÇİ HALK CEPHESİ HAREKETİNDE  EBULFEZ ELÇİBEY'İN YERİ VE ROLÜ 290407


AZERBAYCAN MİLLİYETÇİ HALK CEPHESİ HAREKETİNDE  EBULFEZ ELÇİBEY'İN YERİ VE ROLÜ Ile10

https://ilteris.forum.st/

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

AZERBAYCAN MİLLİYETÇİ HALK CEPHESİ HAREKETİNDE  EBULFEZ ELÇİBEY'İN YERİ VE ROLÜ Empty Geri: AZERBAYCAN MİLLİYETÇİ HALK CEPHESİ HAREKETİNDE EBULFEZ ELÇİBEY'İN YERİ VE ROLÜ

Mesaj tarafından İlteriş Kağan Perş. 28 Mayıs 2009 - 7:37

Bugün şundan emin olunmalıdır. Eğer ki Türkiye isteseydi ve kararlı davransaydı, Elçibey'i yıkmak için yola çıkarılan KGB haini Suret Hüseyinov durdurulabilir ve Elçibey korunabilirdi. Elçibey o günlerde Türkiye kamuoyunun dikkati çekilmeden yalnız bırakılmıştır. Türkiye bunu yapan gafiller yüzünden Kafkasya davasını belki de yüzlerce yıl kaybetmiştir.
Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki çarpışmalar başladığında cepheye giden Azeri silahlı güçleri iyi eğitim almış olan, yeterli silaha ve düzenli ordu sistemine sahip güçler değillerdi. Bunların pek çoğu gönüllü Halk Cephesi ülkücüleri idi. Savaş başlayınca apar topar silahlanmışlardı. İyi bir askeri eğitim almadan cepheye koşmuşlardı. Oysa karşılarında her türlü ağır silaha sahip olan Rusya destekli Ermeni birlikleri vardı. Ayrıca Azerilerle savaşan Ermeni birliklerinin çoğunun Rus askerleri olduğu biliniyordu. Ermenilerin kullandığı tankların, helikopterlerin ve topların Rus ordusuna ait olduğunu ve Azerileri bombalayan uçakları Rus pilotlarının kullandığı biliniyordu. Bir kısım Azeri milliyetçisi cephede Ermenilere karşı var gücüyle çarpışırken ve bu arada Kelbecer, Hocalı ve Laçin gibi şehirler de Bakü'de taverna ve barlarda hiçbir şey olmamış gibi vur patlasın çal oynasın şeklinde eğlenmeleri de Elçibey için yıkıcı faktörlerden biriydi. SSCB döneminin komünist dejenerasyonu maalesef yıkıcı bir etki yapmış ve Azerilerin büyük bîr bölümünde vatan ve istiklal refleksi kalmamıştır. Elçibey işte bu yapı ile de mücadele ediyordu.
Elçibey'in Hazar'dan çıkardığı petrol ve Türkiye'ye de önemli oranda istifade ettireceğini hissettirmesi bütün batılı emperyalist petrol şirketlerini paniğe sevk etmişti. Elçibey petrolün Türk Dünyası için en gerekli ve önemli silah olduğunu iyi biliyordu. Petrolün Türkiye'yi güçlendireceğini, güçlü bir Türkiye'nin başta Azerbaycan olmak üzere bütün Türk dünyasını yükseltip, kurtaracağını biliyordu. İşte bu nedenle Elçibey Türkiye'yi güçlendirmeye, bunun için de petrolünü cömertçe Türkiye'ye vermeye kararlıydı.
Türk Dünyasının uyanıp silkinmesinden dehşetle korkan emperyalizm dünyası Elçibey'in petrol ile ilgili cüretkâr planını çok iyi okumuşlar ve dehşet içinde kalmışlardı. Kararlarını vermişlerdi. Elçibey çok tehlikeli bir liderdi. Petrolü bir silah ve güç olarak kullanmayı hesaplıyordu. Eğer bunu yaparsa Türkiye çok güçlenebiir, bu da bütün ekonomik ve siyasi dengeleri bozardı. Öyleyse? Öyleyse Elçibey bir an önce devrilmeliydi. Ayrıca onun damgasını taşıyan Bakü-Ceyhan Boru Hattı Projesi yeniden ama bu kez kendi çıkarlarına göre düzenlenmeliydi.
Bunların hepsi oldu. Elçibey uluslararası bir işbirliği yapıldığı gözlenen komplike bir komplo ile devrildi.Elçibey'i devirme operasyonunda yukarıda saydığımız bütün düşmanlar İran, Rusya, Ermenistan, petrol şirketleri ve Süleyman Demirel ....

SONUÇ
Büyük düşünemeyen büyük oynayamayan, korkak, pısırık ve basiretsiz ve kifayetsiz politikacılar Azerbaycan davamızı tarihe gömmüşlerdir. Türkiye'yi yönettiklerini sanan, başta Demirel olmak üzere bir kısım politikacılar Elçibey'i ve kardeş Azerbaycan'ı kaybetmekle ne kaybedildiğini zaman geçtikçe çok acı bir şekilde anlayacaklardır. Ancak ne yazık ki onların çekmesi gereken pişmanlığı Türk milleti çekecektir.
Rahmetli Elçibey'in iktidarda iken Türkiye'ye sunduğu imkanları ve şansları tarih ne yazık ki her zaman sunmuyor. Acaba bir Elçibey daha çıkacak mıdır? Çıkarsa ne zaman ? Yüz yıl, yüz elli ya da iki yüzyıl sonra olabilir mi?
Belki de hiçbir zaman... Belki Elçibey'i götüren gemi bir daha bizim limanımıza hiç uğramayacaktır.
Yüce Allah bu yiğit, milliyetçi Türk devlet adamından razı olsun. Mekân-ı cennet, ruhu şad olsun.
Tanrı Türk'ü korusun ve yüceltsin.
bayrak
İlteriş Kağan
İlteriş Kağan
Yazışmalık Yöneticisi


Yazışmalık Yöneticisi


AZERBAYCAN MİLLİYETÇİ HALK CEPHESİ HAREKETİNDE  EBULFEZ ELÇİBEY'İN YERİ VE ROLÜ Turkey10
AZERBAYCAN MİLLİYETÇİ HALK CEPHESİ HAREKETİNDE  EBULFEZ ELÇİBEY'İN YERİ VE ROLÜ Gencat10
AZERBAYCAN MİLLİYETÇİ HALK CEPHESİ HAREKETİNDE  EBULFEZ ELÇİBEY'İN YERİ VE ROLÜ Pro10
Yaş Yaş : 42
Cinsiyet Cinsiyet : Erkek
Nerden Nerden : Turan
Lakap Lakap : ©ﻕΞתς яΞiS
Doğum Tarihi Doğum Tarihi : 01/10/81
 Atsız´ın hangi kitaplarını okudunuz? Atsız´ın hangi kitaplarını okudunuz? : Hepsini Okudum
İletiler: İletiler: : 5563
Üyelik Tarihi Üyelik Tarihi : 06/01/09
AZERBAYCAN MİLLİYETÇİ HALK CEPHESİ HAREKETİNDE  EBULFEZ ELÇİBEY'İN YERİ VE ROLÜ Pro1010
AZERBAYCAN MİLLİYETÇİ HALK CEPHESİ HAREKETİNDE  EBULFEZ ELÇİBEY'İN YERİ VE ROLÜ 290407


AZERBAYCAN MİLLİYETÇİ HALK CEPHESİ HAREKETİNDE  EBULFEZ ELÇİBEY'İN YERİ VE ROLÜ Ile10

https://ilteris.forum.st/

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz