BİZ DE İNANDIK!

[İlteriş Kağan]

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İran gezisinin son gününde gazetecilerin soruları üzerine Davos’ta gerçekleşen olaylara yönelik “Oradaki olay spontane gelişmedir, önceden planlanmış bir gelişme değildir” şeklinde açıklamada bulunmuş… AKP ve Recep Tayyip Erdoğan’ın zihniyetini bilenler için bu sözlerin hiçbir inandırıcılığı var mı? Elbette yok…

İran’ın atmosferinde yer bulmak için yapılan bu açıklamalar birileri için uyku ninnisi olabilir ama bizim için asla hiçbir önemi yoktur.

Davos’taki “One minute” çıkışının tek nedeni yerel seçimler öncesi halkın duygularını sömürmeye yönelik planlı, programlı ve tiyatro sahnesini andıran seçim yatırımından başka bir şey değildir.

ABD’nin Irak işgalinde aktif rol alacak ve ABD’nin katliamlarına her türlü desteği sağlayacaksın ama İsrail’in vahşetlerine sözde tepki göstererek inandırıcı olacağını sanacaksın…

Müslümanları vatansız bırakma projesi olan ABD-İsrail ortak yapımı Büyük Ortadoğu Projesi’nde “Eşbaşkanlık” yapacaksın ve bir milyonu aşkın Müslüman’ı Irak’ta öldüren ABD askerlerine “ABD’nin Irak’ta savaşan kahraman bay ve bayan askerlerin en az zayiatla ülkelerine mümkün olan en az zamanda dönmeleri temennisi ile duacıyız” şeklinde mektuplar yazacaksın sonrada çıkıp ‘İsrail’in vahşetlerine tepki koydum’ diye hala Davos üzerinden kahramanlık pozları vermeye devam edeceksin…

Sahte kahramanlık pozları birilerini etkileyebilir, birilerini aldatabilir ama tarihi gerçekler varken vicdan sahibi hiç kimse üzerinde etkili olmayacaktır.

ABD’nin en büyük vahşetleri gerçekleştirmesi için işbirliği yapacaksın ama İsrail’in daha küçük vahşetleri için tavır aldığını söyleyeceksin… Burada akla, mantığa ve vicdana sığan bir durum varmıdır?

Vahşetin büyüğü, küçüğü olmaz nerde insanlığa karşı bir vahşet işleniyorsa onun karşısında durmak her insanın başlıca görevidir.

AKP iktidarı işgalcilere karşı hiçbir zaman dur diyen olmamış aksine koltuğunda daha çok oturmak için işbirliği yapan olmuştur.

Davos’ta yaşananlarda baştan sona Türk milletinin duygularını istismar etmek ve iktidar gücünü muhafaza etmek adına olmuştur.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Davos çıkışından önce, Ortadoğu’da yıllardır vahşet yapan İsrail’in Cumhurbaşkanı Şimon Peres’in, Abdullah Gül’ün resmi davetlisi olarak geldiği Türkiye’nin Millet Meclisi’nde ayakta alkışlarla kürsüye çıkması göz önüne getirilirse bile, Davos’un ne kadar yapmacık ve sahte tavırlarla şekil aldığı anlaşılır.

Herkes birbirine şunu sormalıdır,29 Mart 2009 tarihinde yerel seçimler olmasa idi, seçimlerden hemen önce Davos’ta o sahnelerin yaşanması mümkün müydü?

Kaldı ki, Recep Tayyip Erdoğan o davranışlarından hemen sonra İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres ile katıldığı Gazze konulu paneldeki tepkisinin, oturumu yöneten moderatöre olduğunu belirterek, “Herhangi bir şekilde ne İsrail halkını ne Cumhurbaşkanı Perez'i ne de Musevi halkını hedef aldım” açıklamasını yaparak, o 5 dakikalık sahte davranışına bile sahip çıkamamıştır.

Tavrın İsrail’e değil, Perez’e değil, Musevilere değil o halde o halde ortada “Davos kahramanı” gibi gezmenin ve hala bu konu üzerinden prim yapmanın anlamı nedir?

AKP’nin İsrail’e gerçek manada tavır alması varlık sebebini ortadan kaldırır. Çünkü varlığını İsrail’in varlığına adamış olarak kuruluş felsefesi oluşmuştur.

Ortadoğu Bölgesi’nde AKP’nin üstlendiği misyon ABD-İsrail menfaatlerine asla ters düşmez. Düşse zaten AKP diye bir oluşum olmaz.

BOP Eşbaşkanı olup, İsrail’i koruması gerekenlerin tavır aldığını söylemesi kadar zaten traji-komik bir hadise yoktur.

BOP Eşbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İran’a gerçekleştirdiği ziyarette Ahmedinejad yayımladığı mesajda Erdoğan'a hitaben, “Cesurca tavrınız, gerçekleri açıkça ifadeniz, Filistin, bölge ve adaletten yana dünya halkları için mutluluk ve heyecan yaratmıştır” ifadesini kullanmış…

ABD ve İsrail’in ilk hedefinde olan İran lideri Ahmedinejad bile Ortadoğu Bölgesi’nde kimin ne misyon yüklendiğinden habersiz bu tür açıklamalar yaparak, Recep Tayyip Erdoğan’ı Davos kahramanı sanıyor.

“Benim tavrım İsrail’e ve Perez’e değil” diyene Müslümanların kahramanı muamelesi yapmak nasıl bir anlayıştır onu da anlamak mümkün değildir.

Davos bizim için bir kahramanın ortaya çıkışı değil, herhangi bir tiyatronun adı olmuştur ve hep öyle kalacaktır.
Zihinleri ve inançları işgale uğramamış, teslim olmamış her akıl sahibi de bizim gibi düşünüyordur.