Internet'i Ulaştırma Bakanı mı Yönetecek?
1 sayfadaki 1 sayfası
Internet'i Ulaştırma Bakanı mı Yönetecek?
Mahkemelerce alınan kimi sitelere erişim engellenme kararlarında sorumluluk çok haksız bir şekilde yargıçlara çıkartılıyor.
Oysa engelleme kararlarının alınmasında mahkemelerin bir günahı yok. Sorun mahkemelerin aldığı kararlarda değil, bu kararların dayandırıldığı 4 Mayıs 2007 tarihli 5651 sayılı İnternet Yasası’nda. Yani asıl yapılması gereken mahkemeleri suçlamak yerine, yasanın değişmesi yönünde çalışmada bulunmak.
Yasaları değiştirmek yasama organı TBMM’nin görevi. Sorumluluk ise hepimizin. Hepimizin derken, kişisel gücümüz sınırlı olduğundan, bizim adımıza sivil baskı oluşturacak Sivil Toplum Kuruluşları’nı kastediyorum daha çok. Yasaların düzgün yazılması, çağa uymayan yasaların düzeltilmesi gibi konularda asıl sorumluluk bu konuda kamuoyu yaratma güçleri nedeniyle STK’ların üzerine düşüyor.
Oysa STK’lar asıl görevlerini unutmuş, bir takım kişilerin koltuk sevdalarının oyuncağı olmuş durumdalar daha çok. Özellikle de bilişim STK’ları...
Ve YouTube’a sansür uygulanıyor, bir bakıyoruz bilişim STK’larımız mahkemeleri suçlayan demeçler veriyorlar.
Erişim yasakları için mahkemeleri suçlayan STK’ların, yasa çıkartılırken akılları neredeydi?
Sansürü meşrulaştıran yasa çıktıktan sonra, aynı yasayla kurulan İnternet Kurulu’nda yine aynı sansürcü yasayla altına sürülen koltuğa oturmakta beis görmüyorsun da, yasanın öngördüğü sansürü uygulayan mahkemeyi ne hakla suçluyorsun?
Bu yasa değişmediği sürece, YouTube sansürü de devam eder, Google da sansürlenir, daha nice siteler de.
Yukarıdaki satırları son Google sansürünün ardından yazmışım gibi değil mi? Oysa tam bir yıl önce haberX.com sitesi için yazdığım bir yazı (http://j.mp/agKMec).
Aradan bir yıl geçmiş ve yazının her satırı sanki bugün yazılmış gibi. Koca bir yılda ne yazık ki bir adım yol alamamışız. İleri gitmek bir yana, bir yıl önceki "Bu gidişle Google da sansürlenir" öngörümün çıkmasıyla daha da geri gittik.
Ve Ulaştırma Bakanı çıkıp, BTK'nın beceriksizliğinden başka bir nedeni olmayan Google servislerinin sansürlenmesini, Google'ın üzerine atmaya çalışıyor.
"Bu ülkeyi Google mı yönetecek" gibi popülist laflarla beceriksizliği geçiştirmeye çalışıyor.
Ne iktidardan, ne muhalefetten kimsenin savunmadığı, Cumhurbaşkanı'nın bile eleştirdiği 5651 sayılı yasayı değiştirmeye çalışmak yerine boş polemiklerle uğraşıyoruz.
Boş polemiklerle vakit kaybet etmek istemeyen herkesi [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] adresinde açtığımız kampanyaya davet ediyorum.
Amacımız iktidar ve muhalefet partilerini, kimsenin savunamadığı 5651 yasayı değiştirmek için göreve çağırmaktan başka bir şey değil.
Oysa engelleme kararlarının alınmasında mahkemelerin bir günahı yok. Sorun mahkemelerin aldığı kararlarda değil, bu kararların dayandırıldığı 4 Mayıs 2007 tarihli 5651 sayılı İnternet Yasası’nda. Yani asıl yapılması gereken mahkemeleri suçlamak yerine, yasanın değişmesi yönünde çalışmada bulunmak.
Yasaları değiştirmek yasama organı TBMM’nin görevi. Sorumluluk ise hepimizin. Hepimizin derken, kişisel gücümüz sınırlı olduğundan, bizim adımıza sivil baskı oluşturacak Sivil Toplum Kuruluşları’nı kastediyorum daha çok. Yasaların düzgün yazılması, çağa uymayan yasaların düzeltilmesi gibi konularda asıl sorumluluk bu konuda kamuoyu yaratma güçleri nedeniyle STK’ların üzerine düşüyor.
Oysa STK’lar asıl görevlerini unutmuş, bir takım kişilerin koltuk sevdalarının oyuncağı olmuş durumdalar daha çok. Özellikle de bilişim STK’ları...
Ve YouTube’a sansür uygulanıyor, bir bakıyoruz bilişim STK’larımız mahkemeleri suçlayan demeçler veriyorlar.
Erişim yasakları için mahkemeleri suçlayan STK’ların, yasa çıkartılırken akılları neredeydi?
Sansürü meşrulaştıran yasa çıktıktan sonra, aynı yasayla kurulan İnternet Kurulu’nda yine aynı sansürcü yasayla altına sürülen koltuğa oturmakta beis görmüyorsun da, yasanın öngördüğü sansürü uygulayan mahkemeyi ne hakla suçluyorsun?
Bu yasa değişmediği sürece, YouTube sansürü de devam eder, Google da sansürlenir, daha nice siteler de.
Yukarıdaki satırları son Google sansürünün ardından yazmışım gibi değil mi? Oysa tam bir yıl önce haberX.com sitesi için yazdığım bir yazı (http://j.mp/agKMec).
Aradan bir yıl geçmiş ve yazının her satırı sanki bugün yazılmış gibi. Koca bir yılda ne yazık ki bir adım yol alamamışız. İleri gitmek bir yana, bir yıl önceki "Bu gidişle Google da sansürlenir" öngörümün çıkmasıyla daha da geri gittik.
Ve Ulaştırma Bakanı çıkıp, BTK'nın beceriksizliğinden başka bir nedeni olmayan Google servislerinin sansürlenmesini, Google'ın üzerine atmaya çalışıyor.
"Bu ülkeyi Google mı yönetecek" gibi popülist laflarla beceriksizliği geçiştirmeye çalışıyor.
Ne iktidardan, ne muhalefetten kimsenin savunmadığı, Cumhurbaşkanı'nın bile eleştirdiği 5651 sayılı yasayı değiştirmeye çalışmak yerine boş polemiklerle uğraşıyoruz.
Boş polemiklerle vakit kaybet etmek istemeyen herkesi [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] adresinde açtığımız kampanyaya davet ediyorum.
Amacımız iktidar ve muhalefet partilerini, kimsenin savunamadığı 5651 yasayı değiştirmek için göreve çağırmaktan başka bir şey değil.
Similar topics
» Adalet Bakanı Ergin’den Öcalan’a ‘pozitif’ övgüsü
» ABD Savunma Bakanı: "O TÜRK KOMUTANI ORTADAN KALDIRIN"
» Esnaf bakanı o soruyu sorduğuna pişman etti
» Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Füze Kalkanı’nın hedefinin İran olduğunu
» Doğu Türkista Dışişleri Bakanı tarafından Terörist ilan edilmişlerdir
» ABD Savunma Bakanı: "O TÜRK KOMUTANI ORTADAN KALDIRIN"
» Esnaf bakanı o soruyu sorduğuna pişman etti
» Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Füze Kalkanı’nın hedefinin İran olduğunu
» Doğu Türkista Dışişleri Bakanı tarafından Terörist ilan edilmişlerdir
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz