¤ۣۜ..¤ İlteriş Türkçü Turancı Otağı ¤ۣۜ..¤
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

ŞUURLU 'EVET'ÇİLER, ŞUURSUZ 'EVET'ÇİLER

Aşağa gitmek

ŞUURLU 'EVET'ÇİLER, ŞUURSUZ 'EVET'ÇİLER Empty ŞUURLU 'EVET'ÇİLER, ŞUURSUZ 'EVET'ÇİLER

Mesaj tarafından TRABZON61 Perş. 2 Eyl. 2010 - 3:59

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 18 Nisan 2010 tarihinde yandaş Kanal 24 ekranlarından " Anayasa değişikliği sürecini de Milli Birlik ve Kardeşlik Projesinin önemli bir adımı olarak da değerlendiriyoruz. Bununla orada uzun vadede atacağımız adımların önü açılıyor.'' açıklamalarında bulunmuştu. Önce "Kürt Açılımı" sonra "Demokratik Açılım" daha sonrada "Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi" adı verilen, özünde "PKK açılımı" olduğu her halinden anlaşılan açılım politikaları ile Anayasa Değişikliğinin direkt bağlantısını Başbakan itiraf etmektedir. PKK açılımı çerçevesinde ayarlanan hâkim ve savcılarla, seyyar mahkemelerle Habur Sınır kapısında PKK'lı teröristlere şov yaptıran AKP iktidarı, Anayasa Değişikliğinden sonra daha başka hangi adımlara yol açacaktır?

İşte bütün mesele burada düğümlenmektedir. Türkiye'de ne kadar bölücü çevre ve odak varsa hepsi 12 Eylül 2010 tarihinde "Evet" oyu vereceğini açıklamaktadır. PKK'nın siyasi taşeronu BDP de "Boykot" kararı ile AKP'nin "Uzun vadede atacağımız adımların önü açılıyor'' diyerek tarifini yaptığı konularda pazarlık yapıp elini güçlendirmeye çalışmaktadır. BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın "Hükümetten taleplerimiz var. Hükümet taleplerimizi karşılamaya yönelik ciddi adımlar atarsa müzakere süreci başlar, biz de yeni anayasayı destekleriz" demesi de, bunun en bariz örneğidir.

AKP hükümeti ile PKK arasında referanduma ve sonrasına yönelik bir anlaşma yapıldığı konusunda artık kimsenin bir şüphesi kalmamıştır. Abdullah Gül'ün ve Başbakanın danışmanı Yalçın Akdoğan'ın, Kandil'deki Murat Karayılan'ın ve BDP'li yetkililerin açıklamalarını ortaya topladığımızda İmralı'daki alçakla bir ortak yolda buluşulduğu artık saklanamaz bir gerçek olmuştur.

Türk siyaset tarihinin en büyük yalanı olan "MHP-BDP aynı safta" yalanını meydanlardan haykırırken, birden PKK ile AKP anlaşmasının ortaya çıkmasıyla ne yapacağını şaşıran Recep Tayyip Erdoğan bu anlaşmaya vurgu yapanlara "Alçaklar, Şerefsizler" diye saldırıya geçmişti. Baktı ki, bununda bir faydası yok, sonra ""Biz siyasi iradeyiz, siyasi iktidarız. Biz siyasi iktidar olarak, siyasi hükümet olarak hiçbir zaman bir terör örgütüyle veya temsilcileriyle masaya oturup görüşme yapmayız. Böyle bir şeyimiz bizim asla olmamıştır, yoktur, olamaz da. Şu veya bu şekilde çeşitli kurumlarıyla bu tür bazı münasebetler gerekirse devlet onu kendisi yapar. Burada bunu birbirine karıştırmamak gerekir." açıklamasını yaparak devletin birimlerinin Öcalan ile görüştüğünü kabul etmiştir.

Türk devletini Başbakan Recep Tayyip Erdoğan yönetmediği için (!) onu suçlamanın bir manası yok tabi�

KCK Yürütme Konseyi Başkanı ve PKK'nın Kandil Sorumlusu Murat Karayılan, AKP iktidarı ve Öcalan arasında yapılan sözde ateşkes anlaşmasının referandum sonucunu tayin edecek noktaya geldiğini savunmuş ve alınan eylemsizlik kararının sürece etkisini şöyle değerlendirmişti: "Neredeyse sonucu tayin edecek bir düzeye gelindiği açıkça ortadadır. Eğer biz şu anda savunma savaşını etkili bir biçimde sürdürmüş olsaydık 'Evetçilerin' kaybedeceği kesindir. Bizim eylemsizliği ilan etmemiz, bir denge oluşturmuş durumdadır."

12 Eylül 2010 tarihinde gerçekleşecek referandum için ölülere bile seçmen kâğıdı gönderecek noktaya gelen AKP iktidarı "Evet" çıkarabilmek için her yola başvuracak durumdadır. PKK Güneydoğu bölgesinde "Evet" oyu yönünde baskı oluşturmazsa, AKP'nin "Evet" çıkarabilmesinin imkânı yoktur. O yüzden PKK ile anlaşma yapmaları gayet doğaldır. AKP'nin tarihe geçmiş birçok siyasi omurgasızlığı bilindiği için, PKK ile böyle bir anlaşma yapmış olması kimseyi şaşırtmaz. Tüm Türkiye görecek 12 Eylül 2010 tarihinde BDP'nin hâkim olduğu bölgelerde en yüksek "Evet" oyları çıkacak ve AKP'nin yandaş medyası "Bölge halkı BDP'ye rağmen "Evet" oyu verdi" diye PKK desteğini gizlemeye çalışacaktır�

Her şeyi bir kenara bırakın sadece 12 Eylül 2010 tarihinde gerçekleşecek referandumda "Evet" oyu vereceğini açıklayan kişilere, kurumlara ve çevrelere bakın, bu Anayasa Değişikliği konusunda AKP'nin "Uzun vadede atacağı adımların" farkında olanların olduğunu anlarsınız.

PKK'nın siyasi taşeronu BDP'nin hiçbir yetkilisi "Hayır" vereceğiz demedi, hepsi de "Sandığa gidersek "Evet" oyu kullanırız." dedi. Sadece sözde "Boykot" kararı ile PKK'nın taleplerinin AKP tarafından tam gerçekleştirilmesi için baskı yapmaktadır.

İmralı'dan BDP'ye "Referanduma kadar bekleyeceğiz ve hükümetin tavrına bakacağız. Bu eylemsizlik süreci AKP'nin ne kadar samimi olup-olmadığını açığa çıkaracak. Eylemsizliğe karşı ordunun tavrı da belli olacak. Bu sürenin sonuna doğru gelişmeleri izleyip yeni bir değerlendirme yapacağım. Bundan sonra oyalama kabul etmeyeceğiz." açıklaması ile AKP'nin PKK'ya verdiği sözlerin tutulup tutulmayacağını görerek hareket edeceklerini söyleyerek, "Evet" için anlaştıklarını söylemişti.

PKK'nın kapatılan partisi DTP'nin Eşbaşkanı Ahmet Türk "Dürüstçe söylemek gerekir ki, Kürtlerin önünde 'hayır'la 'evet' arasında bir tercih olursa elbette ki hepsi 'evet' diyecek. İçinde 12 Eylül olan bir şeye 'hayır' deme şansı yok." diyerek, BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş "Evet için bir işaret yeter" diyerek, PKK'nın kapatılan partisi HEP'in eski Genel Başkanı Fehmi Işıklar "Ciddi bir 'evet'le mutlu olacağım." diyerek, Türkiye \"\"\"\"\"'ı Sosyalist Partisi (PSK) kurucusu Kemal Burkay "Ben kendi payıma, sınırlı da olsa bu anayasa değişikliğini olumlu buluyorum ve referandumda evet oyu verilmesinden yanayım." diyerek, Apo posterleri önünde \"\"\"\"\" naraları atarak, PKK'lılara konserler düzenleyen ve Recep Tayyip Erdoğan'ın "Şarkıları yüreğimizi titretiyor" şeklinde övdüğü Şivar Perver "Referandum gelecek için atılan bir adım." diyerek, Apo posterleri önünde PKK'lılara "Vallah ben Apo'yu özledim. Dostlar ben Apo'yu özledim" şarkıları söyleyen Ahmet Kaya'nın eşi Gülten Kaya "Bu geçiş sürecinin dinamiklerine geçiş hakkı tanımasalar da bu referandum 'egemenliğin kayıtsız şartsız' sahibini görmemizin de kapısını aralayacaktır diye düşünüyorum." diyerek, PKK'nın kapatılan partisi HADEP'te Genel Başkan Yardımcılığı yapan, aynı zamanda Recep Tayyip Erdoğan'a da danışmanlık yapmış olan Mehmet Metiner "'Evet' demek, Türkiye'de vesayetin zayıflayacağına, demokratikleşmenin güçleneceğine inanmak demektir." diyerek, \"\"\"\"\" ve \"\"\"\"\" çizgisini koruyarak Türkiye'de siyaset yapan HAK-PAR isimli parti Türkiye'deki değişim ve demokratikleşme girişimlerine kararlılıkla destek sunmuş, demokrasinin gelişmesi oranında Kürt sorununun çözüm yoluna gireceğine sürekli bir biçimde vurguda bulunmuştur.

"12 Eylül'de referanduma sunulacak Anayasa değişiklik paketini de bu çerçevede değerlendiren Partimiz, bütün yetersizliklerine rağmen buna 'Evet' demeyi kararlaştırmıştır." diyerek, "Türkler 1 milyon Ermeni ve 30 milyon Kürt'ü kesti" yalanıyla Nobel Ödülü'nü alan yazar Orhan Pamuk "Evet" oyu vereceğini açıklayarak "Evet" oyunun kimlerin iştahını kabarttığını göstermiştir.

Türkiye'nin bölünmesi için bugüne kadar mücadele vermiş ve mücadelesini sürdürmüş kim varsa "Evet" oyu vereceğini açıklamıştır. ABD, AB, \"\"\"\"\", \"\"\"\"\" ve PKK "Evet" noktasında buluştuysa Türkiye üzerinde ne hesapların yapıldığını rahatlıkla anlayabiliyoruz. Recep Tayyip Erdoğan'ın "Uzun vadede atacağımız adımların önü açılıyor'' diyerek müjdelediği konu bu "Evet" cephesinin duygu ve düşüncelerine hitap etmektedir. Bu cephe "Özerk \"\"\"\"\" ve federasyon" beklentisine girmiştir. Gelişmelerden anladığımız kadarıyla da AKP'nin bu yönde verdiği sözler mevcuttur. Recep Tayyip Erdoğan'ın Büyük Ortadoğu Projesi'nde almış olduğu "Eşbaşkanlık" görevi de zaten verilen sözlerle örtüşmektedir. ABD'nin BOP projesinde "Diyarbakır'ı merkez yapacağım." diyen bir başbakan tarafından Türkiye yönetilmektedir. \"\"\"\"\" ve \"\"\"\"\" \"\"\"\"\"'ı kurma yolunda AKP'nin sürekli kendilerine destek olduğunu defalarca açıklamadı mı?

Türkiye'nin sürüklenmeye çalışıldığı yol bellidir. AKP referandumdan istediği sonucu alırsa Türkiye'nin bölünmesi artık en büyük tehlikemiz olacaktır. AKP bizi hiç yanıltmadı, bizler de hiç yanılmadık zaten� "Evet" oyu vereceğini açıklayan şuurlular ne olacağını bilmektedir. "Evet" oyu vereceğini açıklayan şuursuzlar da ne olacağını bilmeden AKP'ye kuyruk olmaya devam etmektedir. 
TRABZON61
TRABZON61
.::Otağ Yetkilisi::.


.::Otağ Yetkilisi::.


ŞUURLU 'EVET'ÇİLER, ŞUURSUZ 'EVET'ÇİLER Turkey10
ŞUURLU 'EVET'ÇİLER, ŞUURSUZ 'EVET'ÇİLER Gencat10
ŞUURLU 'EVET'ÇİLER, ŞUURSUZ 'EVET'ÇİLER Pro10
Yaş Yaş : 39
Cinsiyet Cinsiyet : Erkek
Nerden Nerden : Trabzon
Lakap Lakap : ¤ۣۜ..¤ ¤ۣۜ..¤ ¤ۣۜ..¤ ¤ۣۜ..¤ ¤ۣۜ..¤
Doğum Tarihi Doğum Tarihi : 01/11/84
 Atsız´ın hangi kitaplarını okudunuz? Atsız´ın hangi kitaplarını okudunuz? : Çanakkale´ye yürüyüş
İletiler: İletiler: : 1325
Üyelik Tarihi Üyelik Tarihi : 12/04/09
ŞUURLU 'EVET'ÇİLER, ŞUURSUZ 'EVET'ÇİLER Pro1010
ŞUURLU 'EVET'ÇİLER, ŞUURSUZ 'EVET'ÇİLER 910
ŞUURLU 'EVET'ÇİLER, ŞUURSUZ 'EVET'ÇİLER Ile10

https://www.teknoloji-gunlugu.com/

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön


 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz