¤ۣۜ..¤ İlteriş Türkçü Turancı Otağı ¤ۣۜ..¤
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Gökalp ve turancılık

Aşağa gitmek

 Gökalp ve turancılık  Empty Gökalp ve turancılık

Mesaj tarafından İlteriş Kağan Paz 3 Ekim 2010 - 9:29

GÖKALP VE TURANCILIK

Turancılık ülküsünün savunucuları ve yayıcıları arasında büyük ve şerefli bir yeri olan Gökalp’a, ikinci Dünya Savaşı yıllarından beri, sık sık tekrarlanan iki iddia ile karşı çıkmaya çalışıp durdular. İddialardan birincisi, Turancılığın bir hayal olduğudur. İkincisi ise, Gökalp’in hayatının sonlarında Turancılıktan vazgeçmiş bulunduğudur. Bu suretle, Turancılık ülküsünün bir yönden bir hayal olduğu, diğer taraftan da o ülkünün Türk cemiyetine mal edilmesinde büyük hizmeti geçen insanın, sonunda ondan vazgeçmesiyle, savunulacak bir dava olmayacağı sonucu çıkarılmak istenmektedir.

Bu iddiaları her fırsatta ortaya atanların büyük kısmının, başta kızıllar olmak üzere, Türk ve Türklük düşmanları bulundukları unutulmamalıdır. Türklük düşmanlarının, milletimize faydalı olan fikir ve hareketleri kötü, Zaralı olanları iyi göstermeye çalışacakları tabii bulunacağına göre, meseleyi sadece bu açıdan ele almak dahi, doğru neticeye ulaşabilmek için kafi gelebilir.

Dünya Türklüğünün tek devletin sınırları dahilinde toplanması fikri ve isteği olan Turancılık, her şeyden önce hayal değildir. Çünkü geçmişte bir çok kereler gerçekleştirilmiştir. Türkleri ilk defa bir bayrak altında toplamış olan, milattan önce 209 da Hun’ların başına geçen Mete’dir. Güçlü kağanların bulunmadığı zamanlarda dağılan Türkler, Çelik pençeli başbuğların başa geçmeleri üzerine yeniden birleşmişlerdir. Mesela Çengiz Kağan ve Aksak Temir zamanlarında olduğu gibi… Öteki birleşme devirleri bir yana bırakılsa bile, sadece Çengiz Ve Temir devri birleşmeleri dahi, Turan ülküsünün tarihi bir gerçek olduğunu göstermeye yetmez mi?

Hayal, eski çağlarda hiç gerçekleşmemiş düşlünceler ve fikirler için kullanılabilir. Mesela, bütün milletleri tek devletin sınırları içinde toplamak ideali(!) gibi… Tarihte muhteşem bir gerçek olan “Türk Birliği” ni hayal diye kabul etmek ya hayalin ne olduğunu bilmemek, ya tarihten haberi olmamak, ya da bile bile yalan söylemek ile mümkündür.

Gökalp’in, Turan ülküsü hakkındaki fikir ve inancı, biraz kültür sahibi olanlarca dahi malumdur. Yazıldığı günlerden zamanımıza kadar on binlerce Türk’ün hafızalarına nakşedilmiş olan şu mısralar, bunu küçük örnekleridir.

Düşmanın ülkesi viran olacak,
Türkiye büyüyüp Turan olacak!



Son arzumuz budur fani dünyada:
Türk’üz, varacağız Kızılelma’ya..



Demez taş, kaya,
Yürürüz yaya…
Türk’üz gideriz
Kızılelma’ya…



Vatan ne Türkiye’dir Türklere, ne Türkistan,
Vatan büyük ve müebbet bir ülkedir; Turan:


Bu mühim konu “Türkçülüğün Esasları” nda ise şu satırlar ile ifade edilmiştir.
Türkçülüğün uzak mefkuresi, Turan namı altında Oğuzları, Tatarları, Kırgızları, Özbekleri, Yakutları lisanda, edebiyatta, harsta birleştirmektir. Bu mefkurenin bir şe’niyet haline geçmesi mümkün mü, yoksa değil mi? Yakın mefkureler için bu cihet aranırsa da, uzak mefkureler için aranmaz.

Yüz milyon Türk’ün bir millet halinde birleşmesi, Türkçüler için en kuvvetli bir vecd kaynağıdır. Turan mefkuresi olmasaydı, Türkçülük, bu kadar süratle intişar etmeyecekti. Mamafih kimbilir? Belki istikbalde Turan mefkuresinin husulü de mümkün olacaktır. Mefkure, istikbalin halikıdır. Dün Türkler için hayali bir mefkure halinde bulunan “milli devlet“ bugün, Türkiye’de bir şe’niyet halini almıştır.

O halde, Türkçülüğü, mefkuresinin büyüklüğü noktasında üç dereceye ayırabiliriz:


1-Türkiyecilik
2- Oğuzculuk veya Türkmencilik
3-Turancılık

Bu gün şe’niyet sahasında yalnız Türkiyecilik vardır. Fakat ruhların büyük bir bir iştiyakla aradığı “Kızılelma” şe’niyet sahasında değil, hayal sahasındadır. Türk köylüsü “Kızılelma’yı tahayyül ederken, gözünün önüne eski Türk İlhanlıkları gelir. Filhakika, Turan mefkuresi mazide bir hayal değil, bir şe’niyetti.
Milattan 210 sene evvel Hun Hükümdarı Mete Kun’lar (Hunlar) namı altında bütün Türkleri birleştirdiği zaman “Turan “ mefkuresi bir şe’niyet haline girmişti. Hunlardan sonra Avarlar, Avarlardan sonra Gök Türkler, Gök Türklerden sonra Oğuzlar, bunlardan sonra Kırgız Kazaklar, daha sonra Gür Han, Çengiz Han ve sonuncu olmak üzere Temurlenk, Turan mefkuresini şe’niyet haline getirmediler mi?


Turan, bütün Türklerin mazide ve belki de istikbalde bir şe’niyet olan büyük vatanıdır.

Gökalp’in hayatının sonlarında bu davadan vazgeçtiği iddiası ise, son yıllarında yazdığı yazılarda, Turan mefkuresinden bahsetmemiş olmasına dayandırılmaktadır.

Birinci Dünya Savaşı’nın yenilgimizle bitmesinden sonra, Ziya Gökalp’in, tevkif olunan diğer kimselerle birlikte Malta’ya sürüldüğü malumdur. Malta’dan kurtulup Türkiye’ye dönmesiden sonraki yıllar ile ölümü arasında ki zamanın kısalığı da bilinmeyen bir şey değildir. Yani ne Malta yılları, ne de Türkiye’deki son seneleri, “Büyük Türklük Ülküsü” üzerine yazılar yazılacak, yazılabilecek zamanlar olamazdı. Zaten, daha önceki yıllarda, bu konuda yazılması gerekli olanları da, lüzumu kadar yazmış değil mi idi?

Ve sonra, Turancılık mefkuresi, Gökalp’in şahsına ait bir mesele mi idi ki, ondan sonrakiler, bu ülkü yolundaki tutum ve davranışlarını Gökalp’in tutum ve davranışları ile ayarlamak mecburiyetinde görülsünler? Değil bir Gökalp, daha bilmem ne kadar fikir adamı dahi vaz etmiş olsalar, Turancılık ülküsü, Türk soyunun ülküsü olmakta yine de devam edecektir.

İddianın, hangi yönden ele alınırsa alınsın, ne kadar manasız, ne derece akıl ve mantık dışı olduğu görülmektedir.

Turancılık ülküsü, Türk soyunun ülküsüdür. Onu beğenmeyenler, lüzumsuz veya tehlikeli bulanlar hatta karşısına dikilip baltalamaya çalışanlar bulunabilir. Fakat bunlar, Turancılığın Türk soyunun ülküsü olduğu gerçeğini değiştirmez. Bu sebeptendir ki, bütün yıkıcı propagandalara, hileli oyunlara ve hatta baskılara rağmen, genç nesillerin ruhlarını ilahi bir ateş gibi sarmaya devam etmektedir. Ve günü gelince, Türk’ün içinden çıkacak demir bilekli ve çelik iradeli bir oğlunun buyruğunda bu büyük ülkü mutlaka gerçekleşecektir.



EK:TÜRKÇÜLÜK ÜZERİNE MAKALELER - NEJDET SANÇAR, DEVLET- TÖRE YAYINEVİ 1976

 Gökalp ve turancılık  AtaT%C3%BCrk-Askeri-14-252x300
İlteriş Kağan
İlteriş Kağan
Yazışmalık Yöneticisi


Yazışmalık Yöneticisi


 Gökalp ve turancılık  Turkey10
 Gökalp ve turancılık  Gencat10
 Gökalp ve turancılık  Pro10
Yaş Yaş : 42
Cinsiyet Cinsiyet : Erkek
Nerden Nerden : Turan
Lakap Lakap : ©ﻕΞתς яΞiS
Doğum Tarihi Doğum Tarihi : 01/10/81
 Atsız´ın hangi kitaplarını okudunuz? Atsız´ın hangi kitaplarını okudunuz? : Hepsini Okudum
İletiler: İletiler: : 5563
Üyelik Tarihi Üyelik Tarihi : 06/01/09
 Gökalp ve turancılık  Pro1010
 Gökalp ve turancılık  290407


 Gökalp ve turancılık  Ile10

https://ilteris.forum.st/

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz