¤ۣۜ..¤ İlteriş Türkçü Turancı Otağı ¤ۣۜ..¤
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Ülkemde iki tip yobaz var. Birincisi batıcı yobazdır. Mü’minler arasındaki adıyla “küfür yobaz”ı. Öbürü “din yobazı”dır. Diğer adıyla “kaba softa”.

Aşağa gitmek

Ülkemde iki tip yobaz var. Birincisi batıcı yobazdır. Mü’minler arasındaki adıyla “küfür yobaz”ı. Öbürü “din yobazı”dır. Diğer adıyla “kaba softa”. Empty Ülkemde iki tip yobaz var. Birincisi batıcı yobazdır. Mü’minler arasındaki adıyla “küfür yobaz”ı. Öbürü “din yobazı”dır. Diğer adıyla “kaba softa”.

Mesaj tarafından İlteriş Kağan Salı 19 Ekim 2010 - 3:46

Ülkemde iki tip yobaz var. Birincisi batıcı yobazdır. Mü’minler arasındaki adıyla “küfür yobaz”ı. Öbürü “din yobazı”dır. Diğer adıyla “kaba softa”.

Farklı ve zıt konumlarda ortak özellikler sergileyip durur yobazlarımız. Kabalık, iticilik, sevgisizlik, hoşgörüsüzlük ve ukalalık ile bilgisizliklerini gizleme çabaları içinde, sadece nefreti çoğaltırlar insanlar arasında. Kendilerini yenilemek, insanları anlamaya ve sevmeye çalışmak, onlar için gereksiz zahmetlerdir. Birer nefret anıtı halinde, heyulalar gibi çökmüşler toplumumuzun üzerine.


Ülkemde iki tip yobaz var. Birincisi batıcı yobazdır. Mü’minler arasındaki adıyla “küfür yobaz”ı. Öbürü “din yobazı”dır. Diğer adıyla “kaba softa”. 73195_155015444533549_147517238616703_235607_7248905_n

İki çeşidi var ikisinin de, çılgını ve zavallısı. Çılgını, zavallısının gözünde birer anlı-şanlı kahraman. Çılgın yobaz ne kadar çok çirkinlik üretip düşmanlık çoğaltıyorsa, zavallı yobaz o oranda naralar atıp sevinç çığlıkları koparıyor.

Çılgın yobaz için dünyada kendisinden daha akıllı, daha bilgili bir kişi daha yoktur. Diğer insanlar onu kavramakta güçlük çeken, olağanüstü bir aklın, bir dâhinin kıymetini farkedemeyen az gelişmiş yaratıklardan ibarettir. Azıcık kendisini dinleyip görüşünü sorsalar, bütün sorunlar kısa zamanda çözümlenecektir. Ülkeyi yönetenler ve halk, herkesten önce kendini dinlememekle büyük bir haksızlık içindedir. Ne aptal şeydir bunlar. Bu yüzden, sürekli bağırıp onların dikkatini çekmek ve yalnız kendisinin sahip olduğu yüksek bilgilerden herkesi yararlandırmak gerekmektedir. Kendisini dinlemeyen ve ona hak vermemekte inat edenler mutlaka cezalandırılmalıdır. Asılacak, kesilecek, böcekler gibi ezilecek ne de çok insan var.

Zavallı yobaz tipi için çılgın yobaz, erişilmez bir insanlık kurtarıcısıdır. Vay be, analar ne evlatlar doğuruyormuş. Şu, ağızlarından salyalar saçarak salonları ve meydanları inleten hatipler, şu kaleminden kan ve tükürük damlayan yazarlar olmasa bu hayat çekilmez ki. Bu kurtarıcıları dinleyen ve okuyanlar kendinden geçiyor, geride ne gam kalıyor ne kasavet.

Oh be insanları nasıl da rahatlatıyorlar!.

Zavallı yobaza kala kala kutsal bir görev kalmıştır. İş kolaylaşmıştır artık. Türkiye’yi ve dünyayı kurtarmaya bir adım yeter şimdi. Oturup kalkıp, şehrin dört yanını dolaşıp çılgın yobazları göğe çıkarmalıdır. Bir şey okumaya, karşındakini dinlemeye gerek de yoktur zamanı da. Atatürk’ün emaneti laik devleti veya İslamiyeti kurtarmak için, kendisi adına harika sözler yumurtlayan çılgın yobazı temsilen bağırıp çağırmalı, kırmalı ve dökmelidir. Nasılsa, şu gericilere insan bile denemez veya şu kâfir ve zındıklara ne söylesen boştur.



BATICI YOBAZ
Daha etkili olduğu için ‘anlam ve önemi’ bir hayli büyüktür. Çünkü ülke yönetiminde, herçeşit bürokratik yüksek mevkilerde bulunabilen 1 din yobazına karşılık Batıcı Yobaz sayısı en 50 veya 150’dir. Din Yobazı ülkemizde ve tüm İslam ülkelerinde boy gösteren anlı şanlı Batıcı yobazı tipini algılayabilmek o kadar kolay değil. Bu yüzden iyi bir ipucuna ihtiyaç var. Anahtar kavram: Batılı Yobaz’dır.

Batlı Yobaz, Avrupalılar başta olmak üzere, Batı kültürü ve yaşam tarzını uygarlık ve çağdaşlığın tek ölçütü kabul eden Batı ülkelerinin kendini beğenmiş, İslamı bilmediği ve anlamadığı halde çok iyi biliyor sanısı içinde küçümseyip aşağılayan batılı aydınlar ve elitler topluluğudur. Bunlara göre uygarlık havzası Avrupa ve ABD coğrafi sınırları içinde olup, diğer tüm ülkeler uygarlık “taşra’sıdır, ‘öteki’lerdir; özellikle İslam ülkelerinin aydınları –Batıcı aydınlar dahil- gelişmemiş beyinlerden oluşan zavallılar topluluğudur. Batıcı olmayanlar; tüm Türk, Arap, İranlı, Pakistanlı vs. aydınlar ancak ve ancak Batılılaştıkları oranda, kendi kültür zenginliklerini yok farzedip, aşağılık duygusu içinde kimliklerini ayaklarının altına aldıkları derecede adam yerine konulabilir. Batılı aydın gözünde İslam ülkeleri aydınları sadece Batıcı aydınlar olup, kendilerine benzedikleri ve toplumu kendilerine benzetmek işlevindedir.

Cemil Meriç’im “müstağrib” kelimesiyle tanımladığı Batıcı yobazı fark etmek, gerçekten kolay değil. İkinci bir zorluk daha var. Onu saldırgan ve kinci olmayan batılılaşmış kişilerden ayırt etmek gerekiyor ki, bu iş eskisi kadar kolay değil. Bu yüzden onu, yüzünün kıllı veya kılsız, başının örtülü veya örtüsüz, kıyafetinin modern veya geleneksel olmasıyla tanımak artık imkânsız. Artık, konuşurken kullandığı sözcükler, bu sözcüklerin öztürkçe veya Osmanlıca-modern Türkçe karması olup olmaması yeterli bir fikir vermeyebilir.

Eskiden kolaydı. 50’li ve hatta 60’lı yıllara kadar kılık-kıyafet bir ölçü olabilirken, şimdi değildir. Bıyıksız, şık giyimli bir erkek, başı açık ve modern giyimli bir bayan, batılılaşmaya karşı olduğunu anlatıp İslamcı bir söylemi savunabilir. Tersine, ağdalı bir Osmanlıca konuşmaya bayılan bir paşa eskisi, size Osmanlı hayranı diye tanıtılan milliyetçi bir hanımefendi, artık değişen zamana uymak gerektiğinden, -İslamiyeti kastederek- Arap medeniyetini savunanlara fırsat verilmesinin tehlikelerinden ateşli bir dille uzun uzun söz edebilir.

Kıyafeti genelde süslü, modaya uygun ve dikkat çekicidir diyebileceğimiz batıcı yobaz, görünüşüyle yeni fikirlere açık batılılaşmış insanlardan farksızdır. Yenilik, çağdaşlık, modernizm, vazgeçemeyeceği putlar olduğu ve en kolayı bu ilkeleri fiziksel görünüşünde yansıtmak olduğundan, kılık-kıyafet onun için önemli bir ölçüdür. Bu yüzden, Batıcı yobaz gözünde geleneksel bir kıyafet, sakallı bir yüz, örtülü bir baş, bol ve uzun bir pardesülü bir kişiyi cahil, görgüsüz, bilgisiz sayıp aşağılamak için yeterli olabilmektedir. Sokakta gördüğü sarıklı, cübbeli adamlar ve çarşaflı bir kadınlar, öncelikli olarak haritadan silinmelidir. Onlarla konuşulacak ortak bir konu olabileceği, onlardan yararlı bir söz duyabileceği aklının ucundan bile geçmez. Köpekleri, kediler sever ama onları asla. Hayvanlarının hakları olduğunu düşünür ve savunur ama, sakallı, cübbeli ve çarşaflıların asla. Birer öcüdür onlar. Onlarla aynı ülkede ve şehirde yaşıyor olmak, talihin bir oyunu, daha doğrusu talihsizliğinin ta kendisidir.

Batıcı yobaz, yüreğinin sevgi dolu olduğunu, bütün insanları sevdiğini söylerken yalancıdır; “bütün insanlar” derken, sadece kıyafeti kıyafetine, özel hayatı kendisininkine benzeyenleri kastetmektedir.

Dogmalardan hoşlanmadığını belli etmeye bayılır Batıcı yobaz. Ancak, Batı kültürü, Batı uygarlığı, Batılı yaşam tarzına; okul kitaplarından kafasına yerleştirilen resmi ideoloji ilkelerine yöneltilmiş hiçbir eleştiriyi duymak bile istemez. Çağdaşlık adına benimsediği irili-ufaklı birtakım totem ve tabuları uğruna bütün İslamcıları susturup, zindanlara ve hatta idam sehpalarına göndermeye razıdır.

Hurafelere ve batıl inançlara karşı olduğunu söylerken de iki yüzlüdür. Her günü gazete, kahve, iskambil fallarıyla, muskacı hocalarladır. Çeşit çeşit batıl inançları ve fobileri vardır. Karşı olduğunu söylediği batıl inançlar ve hurafeler, İslam inancı ve ibadetleridir. Dine yakınlığı mevlid ve bayram namazından ibarettir. Akrabasının vefatında bile cenaze namazına katılmaz, çelengini gönderir, cenaze namazını on metre geriden izler.

Batıcı yobaz İslami hayata hep uzak yetiştirildiği için, sadece nüfuz kimliğinde Dini: Müslüman yazılı bir kişi olarak İslamiyete ve Müslümanlara bir yabancı gibi uzaktan bakar. Önceden şartlandırıldığı için, bu dini ve bağlılarını tanımak ve anlamak için en küçük bir çaba göstermez. Dahası, bir müslümanın dini bir görevi yerine getirmekte ısrarlı olması, onu gerici olarak damgalayıp toplum için tehlikeli bir kişi görmesine yeterli bir sebeptir.

Batıcı yobaz için devletin laik olması yetmez, vatandaşlar da laik olmak zorundadır. Atatürk ilkelerini savunmama hakkında kimse sahip değildir. Herkes her konuda düşünce özgürlüğüne sahip olmalı ama, bu konuda asla. Ordunun Atatürk ilke ve inkılaplarının yılmaz bekçisi olması konusunu her defasında söyler, üzerinde hiç düşünmez. Atatürkçülüğün mevcut batı kuklası sömürü sistemine bir etiket olarak yapıştırıldığını, ordunun da bu sisteme arka çıkmaması gerektiğini ve halka karşı görünmesinin sakıncalarını aklına bile getirmez.

Batıcı yobaza göre, Batılıların yaşama tarzına uygun düşmeyen hiçbir davranışa hoşgörüyle bakılamaz. Alkollü içkiyi reddeden, içkili toplantılara katılmayan, kadınlarla tokalaşmayan, okul ve diğer resmi kuruluşlarda başını açmayan, plaja gidip soyunmayan, faizsiz bir ekonomik sistemi vb. savunan bir müslüman kesinlikler çağdışıdır. Bunlar örümcek kafalıdır. Bunlara hiçbir yasal yetki verilmemeli, sürekli dışlanıp cezalandırılmalıdırlar.

Hiç haksızlık etmeden söyleyebiliriz ki, Batıcı yobazın ortaya çıkışında bir pay, Türkiye’de İslamiyeti tarihe gömmek için bütün imkânlarını sarfeden faşist sistem ve Batıcı aydının kendi bakar – körlüğüne ait ise; öbür pay, İslam adına kendi cehaletini kusarak İslamın ruhuna en ters mesajları veren Din yobazına aittir.



DİN YOBAZI



Peki ya Din yobazı? Nam-ı diğer kaba softa? Onu yok sayabilir miyiz? Batıcı yobaz her rastladığı müslümana yobaz diye saldırdığı için, din yobazını gerçek müslümanlarla bir tutabilir miyiz?

Din yobazı gerçeğini inkâr etmemeli ve bu yobazları en az İslam düşmanları kadar İslam ve müslümanlara karşı büyük bir tehlike olarak göz önünde tutmalıyız.

Rahmetli Necip Fazıl,



“Din adına yol kesen dünkü yobazın oğlu

Yine sen kesiyorsun küfür uğrunda yolu”



Dizeleriyle bu tehlikeye dikkatimizi ilk çeken aydın olmuştu.

Bu tespitin bizi uyarması gereken nokta, Din yobazının Küfür yobazı ile yakın akraba olduğu, aynı soydan, cehalet yolundan geldiğidir. Biri hiç bilmediği müslümana, onu anlamaya çalışmak yerine en kolayına geleni tercihle düşmanca karşı çıkarken; öbürü, gerçekte bilmediği ve anlamadığı İslamiyeti başkalarına anlatmak ve hatta temsil etme küstahlığına kalkışmaktadır.

Kimdir Din yobazı? Bir müslümandan farkı nedir?

Onu batıcı yobazın gözüyle görmek istersek, sadece bir hayaletle karşılaşırız. Batıcı yobaz karikatüristlerin çizdiği Din yobazı tipi şöyledir:

Kızgın bakan yumurta büyüklüğünde gözler, en irisinden patlıcan burun, çarık ağız, arasından salyalar sızan kazma dişler, el kadar geniş kulakların ortasında hiddetle bakan ablak bir surat, başına sarık geçirilmiş, cübbeli, yarı vahşi bir yaratık.

Yüzlerce defa çeşitli dergi ve gazete, “Vurun Kahpeye” örneği kitap kapağı ve sinema afişlerinde görülen bu korkunç tipin aslında gerçeği yoktu. Bu tipleme Cumhuriyetin ilk yıllarında İslami geçmişe bir saldırı rüzgârının etkisinde, Batıcı yobazın İslama duyduğu kini kusmuğuydu. Hakaret için, yanlış bir imajın zihinlere yerleştirilmesi için çizilmişti, yine de çizilmektedir.

Bizce bu karikatüre hiç benzemeği halde, gerçeği inkâr edilemeyecek olan Din yobazının doğru bir tanımını da yapmak gerekmektedir. Batıcı yobazı, Batılılaşmanın doğruluğuna inanan düşünce sahiplerinden ayırmak gerektiği gibi, Din yobazını da doğru tanımlayarak gerçek Müslümanlardan ayırmak zorunludur.

Dış görünüş itibariyle gerçek dindarlara benzeyen ve bunu en mübalağalı kıyafet ve konuşma tarzıyla öne çıkarmak gayretinde görülen Din yobazını, dış görünüşünden değil, ancak hal ve hareketlerinden tanıyabiliriz.

Onu yakalama ve belirleyebilme şansımız, sadece ve sadece İslam ahlâkına ne kadar uzak durduğuna dikkat etmekten ibarettir. Başka türlü bir yaklaşımla Din yobazını gerçek Müslümandan ayırt etme imkânına sahip değiliz.

Önemli bir tehlike olduğuna inandığım Din yobazının suçu, kendi bilgisizlik ve ahlaksızlığın ürettiği çirkinlik ve yanlışları, insanlığın kıyamet gününe kadar her dönem için kurtuluş ümidi olan Allah’ın dini adına ileri sürme iftiracılığına teşebbüs etmesidir. Bu nedenle Müslümanların İslami tebliğ yolunu Din yobazından daha etkili biçimde tıkayan bir engel düşünülemez.

Çünkü o, başkalarını gözünde yanlışları yüzünden Müslümanların yanlış anlaşılması gibi en büyük ihanete sebep olmaktadır. Din yobazı, yanlışlarını kendi adına yapsa, belki küçük bir suç işlemiş olacak, büyük sapma ve iftiralara fırsat ve imkân hazırlamamış olacaktı. Halbuki o, dinden söz ettiği halde kendi kişisel çıkarlarını düşünen büyük bir sahtekar, kendi cehaletini din diye yutturmaya kalkışan adi bir dolandırıcıdır.

Din yobazını nasıl tanıyabiliriz? Şu ipuçları işimize yarayabilir:

Din yobazı, hakikati sadece şekilde, kabukta, görünüşte, lafızda arayan; Din’in özüne doğru bir manevi yolculuk zahmetine girişmeden, kendi kişiliğini ve muhatabını ancak bu kalabalıkta bulabilen, güya dindar adam.

O, Müslüman kimliğinin ruh ve gönüle sindirilecek ahlâk güzelliklerinin her şeyden önce ve daha çok beşeri münasebetlerde yansıması gerektiğini umursamayan, güya dindar adam.

Veya o, insanları sevmeden, onlara merhamet etmeden, onlar için çırpınıp fedakârlıkta bulunmadan, onlarda kusur araştırmayı terk etmeden Allah’a iyi bir kul, insanlar için iyi bir insan olamayacağını düşünmeyen, güya dindar adam.

O, hiç anlamadığı Din adına ahkâm kesip duran, uzun uzun nasihatlerle dinleyenlerini bıktıran, ama insan hayatına bir çiçeklik güzellik, sevinç ve ferahlık katmayan, asık suratlı bilgiç, güya dindar adam.

Veya o, Allah’ın her yasağına kendinden on yasak ekleyip mubahların sayısını azaltan, müjdeleyici değil nefret ettirici olmak için kendini parçalayan, güya dindar adam.

O, sanat, edebiyat, şiir, müzik, sinema, tiyatro, resim, oyun, estetik kelimelerinin tümünü veya birini tek nefeste İslam dışı ilan edip, çocuklarının bunlardan hiç ummadığı biçimlerde etkilenmesi karşısında şaşırıp kalan, güya dindar adam.

Veya o, cemaati veya grubunun mensubu olmayan bilgin ve aydınları lüzumsuz gören; okunmalarına, yayın organlarında tanıtımına, dağıtılıp sergilenmesine izin vermeyen; evine, yurduna, kursuna, okuluna zinhar kendi kısır döngüsünün dışına çıkma şansını veren düşünceleri sokmayan, güya dindar adam.

O, azıcık aykırı siyasi görüşleri yüzünden sevmediği Müslüman yazarların kitap ve dergilerine bile ambargo koyan iken, utanmadan hep hoşgörüden söz edip pratikte hiç kimseyi hoş görmediğini itiraf ederek, gücü yeterse İslam adına bütün topluma hayatı zindan edeceğini belli etmiş olan, güya dindar adam.

Veya o, karısı ve kızına adeta köle hayatı yaşatıp, onların İslami ölçü ve sınırlar içinde hayata karışıp çeşitli üretkenlikler içinde olmasına asla izin vermez iken, ağzından ballar dökerek İslam’da kadına verilen değerden ve tanınan geniş haklardan söz eden, güya dindar adam.

O, müminlerin kardeşliğinden söz edip dururken, bazen milliyetini, bazen bazen de cemaatini üstün tutup, diğerlerini aşağılamaktan çekinmeyen; sanki cebinde bir imanometre varmışçasına hoşuna gitmeyeni bir saniyede küfürle suçlayabilen, güya dindar adam.

Veya o, hesaba çekilmeden kendini hesaba çekme cesaretini gösteremezken hep başkalarını hesaba çekmeye çalışan, tek mesaisi dedikodu olan; kendini yenileme ihtiyacını duymaksızın yeni bir dünyanın kuruluşunda payı olabileceğini sanan, güya dindar adam.

O, kokuşmuşluğundan yakınıp durduğu sistemin çarklarına uygun bir dişli olmayı yadırgamayan, hep Allah’tan söz ederek sadece ticaretiyle meşgul olan, dini ticarete ve siyasete alet eden, güya dindar adam.

Dinini dünyaya satıp çok fena bir ticaret yaptığının farkında olmayan, mahrumları ve mazlumları kollamayı düşünmeyen, umursamayan mütekebbirler gibi yaşamaktan rahatsız olmayan, güya dindar adam.

İşte Din yobazının akla ilk gelen özelliklerinden bazıları bunlardır.

Bu yüzden duam şudur:

Allah’ım, ülkemin insanlarını Batıcı yobazların ukalalık ve aptallığından kurtar, ama kurtardıktan sonra da ne olur Din yobazlarının ikiyüzlülüğü ve cehaletine teslim etme.
İlteriş Kağan
İlteriş Kağan
Yazışmalık Yöneticisi


Yazışmalık Yöneticisi


Ülkemde iki tip yobaz var. Birincisi batıcı yobazdır. Mü’minler arasındaki adıyla “küfür yobaz”ı. Öbürü “din yobazı”dır. Diğer adıyla “kaba softa”. Turkey10
Ülkemde iki tip yobaz var. Birincisi batıcı yobazdır. Mü’minler arasındaki adıyla “küfür yobaz”ı. Öbürü “din yobazı”dır. Diğer adıyla “kaba softa”. Gencat10
Ülkemde iki tip yobaz var. Birincisi batıcı yobazdır. Mü’minler arasındaki adıyla “küfür yobaz”ı. Öbürü “din yobazı”dır. Diğer adıyla “kaba softa”. Pro10
Yaş Yaş : 42
Cinsiyet Cinsiyet : Erkek
Nerden Nerden : Turan
Lakap Lakap : ©ﻕΞתς яΞiS
Doğum Tarihi Doğum Tarihi : 01/10/81
 Atsız´ın hangi kitaplarını okudunuz? Atsız´ın hangi kitaplarını okudunuz? : Hepsini Okudum
İletiler: İletiler: : 5563
Üyelik Tarihi Üyelik Tarihi : 06/01/09
Ülkemde iki tip yobaz var. Birincisi batıcı yobazdır. Mü’minler arasındaki adıyla “küfür yobaz”ı. Öbürü “din yobazı”dır. Diğer adıyla “kaba softa”. Pro1010
Ülkemde iki tip yobaz var. Birincisi batıcı yobazdır. Mü’minler arasındaki adıyla “küfür yobaz”ı. Öbürü “din yobazı”dır. Diğer adıyla “kaba softa”. 290407


Ülkemde iki tip yobaz var. Birincisi batıcı yobazdır. Mü’minler arasındaki adıyla “küfür yobaz”ı. Öbürü “din yobazı”dır. Diğer adıyla “kaba softa”. Ile10

https://ilteris.forum.st/

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz