¤ۣۜ..¤ İlteriş Türkçü Turancı Otağı ¤ۣۜ..¤
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Türk silahlı kuvvetleri ve ulus devlet nasıl hedefe kondu ?

Aşağa gitmek

 Türk silahlı kuvvetleri ve ulus devlet nasıl hedefe kondu ?  Empty Türk silahlı kuvvetleri ve ulus devlet nasıl hedefe kondu ?

Mesaj tarafından erzurumlu25 Cuma 5 Kas. 2010 - 23:23

AB`nin, Türk Silahlı Kuvvetleri`nin küçültülmesi-profesyonel orduya geçiş gibi şartların

TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ VE ULUS DEVLET NASIL HEDEFE KONDU ?

SOROS destekli TESEV`in tepe yöneticilerinden bir grup, Alman Hükümetinin desteklediği Konrad Adenaur isimli vakfı ziyaret ederek Konrad`ın tepe yönetimine diyorlar ki ;

"Biz Mayıs`ta yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimi için .... isimli adayı destekleme kararı aldık ve bizim adaya AKP Hükümeti de sıcak bakıyor Adayımız da özellikle AB`nin, Türk Silahlı Kuvvetleri`nin küçültülmesi-profesyonel orduya geçiş gibi şartlarına olur veriyor. Sizler de Konrad Adenaur olarak şayet bizim adayımıza Alman Hükümeti`nin desteğinin yönlenmesini sağlarsanız çok seviniriz "

Acaba ordusunu küçültecek ve güçsüzleştirecek olan ve bu konuda söz veren ,Ordunun müstakbel Başkomutanı olacak olan Bu aday kim idi ???

***

"Kamuoyu yoklamalarına göre toplumun yüzde 78.1'inin güvenmediği, yüzde 76.5'inin 'Üyelik sürecinde Türkiye'nin önüne daha ağır şartlar getirecek' dediği ve sadece yüzde 32.2'sinin Türkiye mutlaka üye olmalı diye düşündüğü Avrupa Birliği, Türk Silahlı Kuvvetleri'nden kaygılı. "( Radikal 03/11/2006)


AKP'nin iktidara gelmesiyle birlikte Türkiye hiç bir Cumhuriyet Hükümeti devrinde yaşamadığı olayları yaşamaya başladı !!!Ülkemiz çok gergin ve karanlık bir süreç içinden geçiyor.Birkaç sene önce düşünülemeyecek kadar karmaşık ,ülke varlığına tehdit içeren ve çarpıcı olayları peş peşe yaşıyoruz.Gizli bir el durmadan önümüze farklı gündemler koyuyor. Her bir konu ise ulusal varlığa ve Ulus Devlete tehdit içeriyor !!!Bu kadar karmaşık ve yoğun tehlikeleri siyasi bir partinin tek başınayaratabilmesi ve bunları da uygun zamanlamalarla servise sokması olası değil !!! O zaman soruyu sormak gerek ;Bunları kimler yapıyor ?Hangi karanlık eller,işbirlikçilerle el ele verdiler ? Ulus Devlet bölünme tehlikesi içine sokuldu.Polis ve TSK karşılıklı ve rakip duruma getiriliyor.Çatışmalar su üzerine çıkmaya başladı.Emniyet güçlerinin silah alımı konusu Gen.Kur.başkanlığı denetimi dışına çıkartılarak ağır silahları ithal ederek ikinci bir Silahlı Kuvvetler yaratmak çalışmaları var.Kanun teklifleri hazırlanıyor ???Acaba neden ?

Emniyet içindeki F tip cemaat yapılanması ülke aydınlarına,TSK'ya ve komutanlarına,yüksek yargıya karşı akıl almaz tertipler ortaya koyuyorlar.Cemaatlar ve bölücü kürt'çülük ülkenin her yerinde terör estiriyor.İrtica ve irticai kadrolaşmalar güçleniyor.Ülkenin her tarafında PKK ve bölücü kürtçülerin ayaklanmaları var .Polis karakollarına dahi saldırılıyor.Eşkiya şehire indi !!! Tek bir hakim kararı ile Tüm ülkenin dinlenmesi kararı gizlice çıkartılıyor ! Askeri kurumlar dinleniyor.Gizli belge adı altında imal edilmiş olan bir çok sahte evrak havalarda uçuşuyor.Savcılar ve yargıçlar tarafından ,İsim bölümü boş arama ve tutuklama evrakları imzalanarak polisin eline veriliyor.
Tutuklamalar hukuk dışı yapılıyor.Yaş mı kuru mu diyerek askerler hapislere konuluyor.TSK'nın ülke güvenliği için kalbi olan kozmik bürolara ardında güven bırakmayan kararlara imza atan bir hakim girerek arama yapıyor.
Türkiye yeni bir cadı avı süreci yaşıyor

İki seneyi aşkın hapislerde tutulan ülke aydınları binlerce sayfalık ve hergün de ekleme yapılan masalımsı iddianamelerle hapislerdeçürütülüyor,ölüyorlar,sakat kalıyorlar,akıl sağlıklarını kaybediyorlar. Tüm çalışanlarının başbakan tarafından özel olarak atandığı ve Başbakana doğrudan bağlı dinleme / istihbarat kurumu gizlice Yargıtay ve Danıştay santrallarını ve yüksek yargı mensuplarını,sayısı yüzlere varan hakim ve Cumhuriyet başsavcılarını,savcıları dinliyor.
Dinlediğini de inkar ediyor !!!
Dinlenenler fişleniyor ! Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Erdoğan hakkında yargı kararı veren hakimler adalet bakanlığının müfettişlerince baskın soruşturmalar uğruyor.Telefonları dinleniyor.meslekten ihraç için haklarında davalar açılıyor.İşlerine geldiğinde yargı bağımsızdır diyen Erdoğan ve Gül,ipin ucu kendilerine dokununca yargı mensuplarının fermanını imzalıyorlar.Bunu adı da kendilerince adalet oluyor !!! Tüm kamu kurumları bir birlerine karşıt getirilerek kavga ve gerilimyaratıldı.Devlet siyasallaştırılarak hükümetle iç içe hale getirildi.Ulus Devlet'in varlığı soruşturulur hale getirildi.Devlet derin bir kadrolaşmaya uğratıldı.Ehliyetsiz ve liyakatsiz kişilere "onlardan" olduğu için makamlar verildi !!! Ulusalcılık "çetelerle" birlikte ülke varlığına tehdit olarak kayda alındı.Türk bayrağının asılmasının,hükümet ve Emniyet tarafından "tahrik unsuru" olduğu söylendi.Kemalist öğretmenler baskı ve soruşturmalara maruz kaldı.Ülkenin ileri gelen aydınları Ergenekon ismi verilen yapay siyasi davayla soruşturularak hapise kondular.AB've ABD'nin istediği konularda kanunlar çıkartıldı.Gizli özel anlaşmalar imzalandı. AB'nin siyasetçileri Türkiye ve TSK aleyhinde durmadan konuştular.Ağır sözler söylediler.Türkiye'deki Mehmet Ali Birand ,Cengiz Çandarvb dönek liberaller Karen Fogg gibi Türkiye düşmanı AB temsilcileriyleel ele verdiler.Türkiye aleyhinde çalışmalar yaptılar.Bu ihanetin Email yazışmaları Aydınlık dergisinde yayımlandı. TSK ve Ulusal devlete,yüksek yargıya aşağılayıcı sözler edenAB siyasi komiserlerine karşı AKP ve Başbakan tek bir söz etmedi ve hatta onları destekledi. AB temsilcileri Türkiye'deki ulusalcı kitleyi ,TSK'yı ve yüksek yargı organlarını hedef alarak bu kitlenin ileri gelenlerinin de Ergenekon davası içine alınmasını ve tutuklanmalarını ellerini oğuşturarak sevinçle izledi. Türkiye nereye gidiyor ???

*** TSK ALEYHİNE ÇALIŞMALARIN BELGELERİ Bu bölümde TSK'nın örselenmesi ve zayıflatılmasının yakın zaman içindeki süreçlerinden örnekler sunacağım Aşağıdaki örneklemeler yukarıda sunulmuş olayların görünür ayak izleridir :

* K amuoyu yoklamalarına göre toplumun yüzde 78.1'inin güvenmediği, yüzde 76.5'inin 'Üyelik sürecinde Türkiye'nin önüne daha ağır şartlar getirecek' dediği ve sadece yüzde 32.2'sinin Türkiye mutlaka üye olmalı diye düşündüğü Avrupa Birliği, Türk Silahlı Kuvvetleri'nden kaygılı. ( Radikal 03/11/2006)

* Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Hans Jörg Kretschmer, Türk Silahlı Kuvvetleri`nin pozisyonunun Türkiye`nin AB üyelik sürecinde sorun teşkil ettiğini söyledi. (2005-07-31 Sabah) * Avrupa Birliği Komisyonu Türkiye Delegasyonu Başkanı Hansjörg Kretschmer, Türkiye`de ordu-sivil ilişkisinin çözülmesi gereken bir sorun olduğunu belirterek, bunun diğer üyeler gibi Türkiye`nin de yerine getirmesi gereken bir siyasi kriter olduğunu söyledi. (2006-10-04 Zaman) * AB Komisyonu Türkiye Temsilcisi Büyükelçi Hans Jörg Kretschmer, Ankara`dan ayrılmadan önce yine askeri eleştirdi. Hükümetin reformlara devam etmek istediğini, ancak TSK`nın reformlara direndiğini öne süren Kretschmer, Genelkurmay Başkanlığı`ndan birkaç defa randevu talebinde bulunduğunu ancak `Yanıtsız bırakıldığını` söyledi (2006-10-31 Sabah) * Büyükanıt`ın konuşmasının can alıcı başka bir bölümüne, aynen aktarıyorum; `Bazı kesimlerce TSK`yı yıpratmak için sürdürülen kampanyaya değinmek istiyorum. TSK`nın konumu konusunda içeriği pek çok maddi hata ile dolu yeni bir belge yayınlanmıştır. Bu belgenin tanıtımı (TESEV hazırladı) 22 Eylül`de yapılmıştır. Bu toplantıda yerli-yabancı konuşmacıların (AB Türkiye temsilcisi Bay Krestchmer kastediliyor) sözleri her türlü tahammül sınırını aşmıştır. Bu konuşmacılar TSK`nın kanunlardan aldığı yetkileri `ülkenin hukuki ve kurumsal yapısına saygısızlık` olarak tanımlamışlardır. Bütün bu mesnetsiz açıklamalara devletin hiçbir kademesinden açıklama gelmedi. (Hükümet neden buna suskun kaldı dersiniz) Sözü geçen AB temsilcisi neden rahatsız oluyor. Yoksa TSK`nın söylemleri bu sözleri söylenlerin gizli ajandalarını mı zorluyor?`Bana bu özel bilgiyi anlatan bir önemli dost, söylediklerini aynen aktarıyorum; `Sayın Büyükanıt`ında dünkü konuşmasında belirttiği `TSK`ı yıpratma kampanyalarında başta yer alan 22 Eylül`de tanıtımı yapılan malum raporu hazırlayan SOROS destekli TESEV adlı kuruluşun kısa bir süre önce de haddini aşan önemli bir girişimi oldu. TESEV`in tepe yöneticilerinden bir grup, geçtiğimiz günlerde Alman Hükümetinin desteklediği Konrad Adenaur isimli vakfı ziyaret ediyorlar. Konrad`ın tepe yönetimine `Biz Mayıs`ta yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimi için .... isimli adayı destekleme kararı aldık ve bizim adaya AKP Hükümeti de sıcak bakıyor ki adayımız da özellikle AB`nin, Türk Silahlı Kuvvetleri`nin küçültülmesi-profesyonel orduya geçiş gibi şartlarına olur veriyor. Sizler de Konrad Adenaur olarak şayet bizim adayımıza Alman Hükümeti`nin desteğinin yönlenmesini sağlarsanız çok seviniriz` teklifinde bulunuyorlar ( Güler Kömürcü 2006-10-03 Akşam ) * Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt sert ve net konuştu: Bizi savunan olmuyor, kendimizi savunmaktan çekinmeyeceğiz.AB`nin gizli ajandaları ;ORDU`ya yönelik saldırıların dışardan olduğu kadar içeriden de destek gördüğüne dikkat çeken ve AB Komisyonu Türkiye Temsilcisi Hans Jörg Kretschmer`in Türkiye`de askerin rolünü eleştirmesini değerlendiren Genelkurmay Başkanı``Sözü geçen AB temsilcisi neden rahatsiz oluyor. TSK`nin sözlerinden halkın etkilenmesinden neden rahatsız oluyor? Yoksa TSK`nın söylemleri bu sözleri söylenlerin gizli ajandalarını mi zorluyor?`` (2006-10-18 Ortadoğu) * CHP Antalya Milletvekili Feridun Baloğlu, AB-Türkiye Parlamento Komisyonu Eş Başkanı Joost Lagendijk`in, `TSK`yi provokasyonla suçlayan` sözleri konusunda ne tür girişimlerde bulunulacağını sordu. Baloğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından yanıtlanması istemiyle TBMM Başkanlığı`na sunduğu soru önergesinde, Lagendijk`in İstanbul`da düzenlenen bir toplantıda yaptığı konuşmada, `Belediye başkanları şiddeti kınasın. Aksi halde milliyetçi gruplar ve ordunun istedikleri olur. Nitekim, ordu yine bu bölgede provokasyonlara başladı. Çünkü ordu, PKK ile çatışmayı seviyor. Bu onu güçlü ve önemli kılıyor` sözlerini sarfettiğini kaydetti.(2005-12-19 Haber7)

* International Herald Tribune gazetesinde, “Avrupalı dostlarından Türk halkına’’ başlığıyla dün yayınlanan bildiride, “Türkiye’nin ilerlemesini ve AB ile ilişkilerini zedeleyecek girişimi şiddetle reddediyoruz, TSK açıklamayı Türkiye’nin laikliğini korumak olarak savunmaktadır, laikliğin tehdit altında olduğu abartılmıştır. Türkiye pek çok önemli reformlar gerçekleştirmiş, laikliğe hukuki koruma getirmiştir, bunların çoğu bu hükümet döneminde yapılmıştır. Türklerin tercihlerinin, Türk siyasetçileri ve sivil toplumu tarafından ifade edilmesi gerektiğini düşünüyoruz” denildi. (Nethaber 17 Mayıs 2007 )

* Yeni yönetmelikle özel öğretim kurumlarından Atatürk köşesi kaldırıldı. Bu uygulama, doğrudan AB"nin talebiydi. Avrupa Parlamentosu Yeşiller Grubu üyesi Daniel Cohn-Bendit, "Avrupa Birliği"ne katılmak Türkiye"de Kemalizmin sonu olabilir. Türkiye"nin önünde en sonunda, Bağdat mı, Barselona mı sorusu duruyor. Barselona"nın Türkiye için anlamı, geleneksel Kemalist köktenciliğin havaya uçurulmasıdır. Bağdat ise, Kemalist merkeziyetçilik ve otoriteciliğin güçlendirilmesi, dolayısıyla "Avrupa"ya hayır" anlamına Gelecektir" demişti. Wolfgang Koydl ise "Türkiye her şeyden önce, her toplumsal ve politik gelişimini engelleyen taşlaşmış Kemalizmi kırmalıdır" diye konuşmuştu ( Arslan Bulut 2008-03-10 Yeni Çağ ) * Bu ay sonunda Türkiye`ye veda edecek olan AB Komisyonu Türkiye Delegasyonu Başkanı Hansjörg Kretschmer, 4 yıllık görev süresi boyunca Silahlı Kuvvetler`in etkinliğini hep gündeminin ilk sırasında tuttu. Ancak eleştiri dozu bu kadar yüksek bir demecini hatırlamıyoruz. Kretschmer dün orduyu açıkça `Yasaları çiğnemek`le, hatta kendini `Yasaların üstünde görmek`le suçladı. Ona göre `Silahlı Kuvvetler sivil otoriteye hesap verme ihtiyacı duymuyor`, `Sivil denetime ve yasalara saygı göstermiyor`, `Sadece verilen görevleri yerine getirmekle yetinmeyip, kendisini Türkiye Cumhuriyeti`nin temel ilkelerinin koruyucusu sayıyor...` AB temsilcisi bu çıkışıyla galiba komutanların geçen ay devir-teslim törenlerindeki konuşmalarına yanıt vermek istedi. Hatırlayacaksınız, Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt, bazı çevrelerin Silahlı Kuvvetler`i etkisizleştirmeye çalıştığını söylemiş, şöyle demişti: `Son yıllarda `Türkiye`de askerin rolü` genel ifadesinden hareketle, Silahlı Kuvvetler`in özellikle Anayasa`nın 3 ve 4`üncü maddelerinde belirtilen sorumluluklarında etkisiz hale getirilme çabaları ön plana çıktı. Açıkça ifade etmem gerekir ki, bu çevreler ya Türkiye Cumhuriyeti`nin üniter yapısından rahatsızlar ya da Türkiye Cumhuriyeti`ni başka bir tür cumhuriyete dönüştürme hayalini düşlüyorlar veya her iki düşünceyi de hayata geçirmeye çalışıyorlar.` Kara Kuvvetleri Komutanı Org. İlker Başbuğ`un mesajları da aynı sertlikle olmuştu: `Bazı kesimler Silahlı Kuvvetler`in siyasete müdahale ettiğini ifade ederek, anayasal düzenin üç temel niteliği olan ulus devlet, üniter devlet ve laik devlete yapılan saldırılara kayıtsız kalmasını istiyorlar. Türk Silahlı Kuvvetleri`ni başka ülkelerin ordularıyla karşılaştırarak farklı sonuçlar üretmeye çalışan bu kesimler, Türk toplumunun tarihini de, gerçeklerini de bilmiyorlar. Silahlı Kuvvetler, ulus devlet, üniter devlet ve laik devletin korunmasında her zaman taraf oldu ve olmaya da devam edecek.` `Bazı kesimler Silahlı Kuvvetler`in siyasete müdahale ettiğini ifade ederek, anayasal düzenin üç temel niteliği olan ulus devlet, üniter devlet ve laik devlete yapılan saldırılara kayıtsız kalmasını istiyorlar. Türk Silahlı Kuvvetleri`ni başka ülkelerin ordularıyla karşılaştırarak farklı sonuçlar üretmeye çalışan bu kesimler, Türk toplumunun tarihini de, gerçeklerini de bilmiyorlar. Silahlı Kuvvetler, ulus devlet, üniter devlet ve laik devletin korunmasında her zaman taraf oldu ve olmaya da devam edecek.` Sivillerin sorumluluğu Aslında sorun Kretschmer`in kasıt kuşkusu uyandıracak kadar kışkırtıcı bir tutum izlemekte direnmesinden kaynaklanıyor. Örneğin, Türkiye`de kaldığı 4 yıl boyunca bir kez olsun `İrtica tehdidi`nden söz etmedi. Yine bir kez olsun bu tehditle mücadelede sivil kadrolara ve siyasetçi sınıfına sorumluluklarını hatırlatmadı, `Neden askerleri konuşmak zorunda bırakıyorsunuz` diye sormadı. Silahlı Kuvvetler`in etkisinin aslında sivil kadroların `Meşruiyet eksikliğinden kaynaklanan ezikliği`nin kaçınılmaz sonucu olduğunu ortaya koymadı. Türkiye`de modernite sürecinin Silahlı Kuvvetler`le başladığını, toplumu onun dönüştürdüğünü aklına getirmek istemedi. Biz Kretschmer`den daha gerçekçi olmasını beklerdik. Onun Ankara`da görev yaptığı 4 yılda az şey yapılmadı: MGK sivilleştirildi, askeri harcamalar Meclis denetimine bağlandı, askeri mahkemelerin sivilleri yargılama yetkisi daraltıldı. En önemlisi kışlaya ciddi şeffaflık getirildi: Yolsuzlukla en kararlı mücadeleyi asker yapıyor, orduda şiddet kurbanları mahkemede hak arayabiliyor Ancak Türkiye`yi şeriatla yönetilen bir din devletine dönüştürmeyi hedefleyenler ciddi bir tehdit olmaya devam ettiği ve sivil kadrolar bu tehditle mücadelede yetersiz kaldığı sürece, toplum Silahlı Kuvvetler`i cumhuriyetin ve değerlerinin en önemli güvencesi görmeye devam edecek. O da `En güvenilir kurum` olmanın gereğini yerine getirmeyi sürdürecek. Demokratik veya değil ama gerçek bu. En azından bugün için... (Erdal Şafak 2006-09-23 Sabah )

* Fransız Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ve Alman Başbakanı Angela Merkel’in Türkiye’nin AB üyeliğini reddetmesine ilişkin tartışmalar sürerken Türkiye ile AB arasında en üst düzey organ olan bakanlar düzeyindeki Ortaklık Konseyi, Salı günü Brüksel’de toplanacak. AB, toplantı için hazırlanan ortak pozisyon belgesinde "en ciddi eleştiri"nin TSK'nın rolü konusunda yapıldığı belirtiliyor. Belgede ordunun yasalara aykırı bir şekilde siyasi nüfuz kullandığı öne sürülüyor.( Hürriyet 31 Aralık 2009 )

* AB yine TSK’ya saldırdıAvrupa Birliği, geleneğini bozmadı... Birliğin 14 Ekim’de yayınlanacak ilerleme raporunda TSK’nın siyaseti etkilediği, komutanların görüş açıklamasının yanlış olduğu ileri sürüldü.Avrupa Birliği Komisyonu’nun 14 Ekim’de açıklayacağı İlerleme Raporu ile ilgili detaylar sızmaya devam ediyor. İlerleme Raporu taslağında, devam etmekte olan Ümraniye davasına müdahale anlamına gelecek ifadelerin yer aldığı ve Türk Silahlı Kuvvetleri’ni hedef alan bölümlerin yeraldığı belirtiliyor. Rapor taslağında, “Ümraniye” davasıyla Türkiye’nin “tarihinde ilk kez bir darbe girişimini soruşturduğu” iddia edilirken “Demokratik yollarla seçilmiş hükümeti devirmeye çalışmakla suçlanan örgüte ait cephane ve silahlar ele geçirildi. Türkiye tarihinin en kapsamlı soruşturmasında eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök’ün ”kendi isteğiyle tanık olarak ifade verdi “ deniliyor.(Toplumsal Haber 12 Ekim 2009 )

***
Değerli okur yukarıdaki satırları okuduktan sonra TSK üzerinde oynanmakta olan oyunların ardında olanları daha doğru görmek gerektir.AKP ile el ele vermiş olan AB , kendi amaçlarına engel gördükleri TSK'yı,Ulus Devleti ve ulusal kesimi bir şekilde hareketsiz ve güçsüz kılmalı idi.

Bu oyunları planlayan Emperyalist baronlar,cemaat mensupları ve işbirlikçi siyasetçiler ne yazık k, ülkemizde başarılı olmaktadırlar.

***

Yazımı Altemur Kılınç'ın 29.10.2004 tarihli TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİNİN TAVRI başlıklı yazısından bölüm alıntısıyla bitireceğim. ;

"1919’daki Sevr süreci ile, bugünkü AB sürüngenliği arasındaki benzerlikleri hep dile getirdik… O günlerdeki Osmanlı hükümeti gibi, bugünkü AKP İktidarının da, kendi amaçlarını yabancıların amaçlarıyla “tevhit ettiklerini” de hep yazdık.

Şimdi –hiç inkar etmesinler- “Başbakanlık”, başlığını taşıyan bir ihanet raporu, bir taraftan, bununla örtüşen AB İlerleme Raporundaki “tavsiyeler” diğer taraftan, TC Üniter Milli Devletinin kuyusu elbirliğiyle kazılmakta. Hatta içi uyum yasalarıyla öylesine oyuldu ki, “püf” deseler çökecek.

Başbakan, bakanlar AKP İktidarının ekonomik alandaki başarılarını saya saya bitiremiyorlar, bu, sözde “makro” başarılar, “mikro” düzeye yani günlük hayata ve mutfaklara yansımıyor ama haydi başarı diyelim ama sonunda “operasyon başarılı oldu, ama “hasta” , TC Devleti, ne yazık ki, öldü” diyecekler. Zaten bazılarının da istedikleri bu; yerine İkinci Cumhuriyeti, güçleri yeterse Ümmet Cumhuriyetini getirecekler.

İktidar ve yalakaları, 17 Aralıkta bir müzakere tarihçiği alabilmek için, Stern Dergisi karikatüründeki gibi, AB’nin, “köpeklere mahsus” deliğinin önünde, heyecanla bekliyorlar. Başbakan meydan okumuş, “Tarih Temmuz 2005'te olmalıdır” diyor … Eğer olmazsa, ne yapacağını çok merak ediyorum. Bu tarihin 2006’ya kaydırılması ve önümüze “başka bir statü” formülünün sürülmesi çok muhtemel. Çünkü bu tarihi AB Anayasasının halkoyu sonrasına bırakmak ihtimali daha ağır basıyor. Türkiye'ye karşı eğilimlerin ne kadar ağır bastığı da, her gün daha çok ortaya çıkıyor. AP ve AB sözcülerin pervasızca - AB yolunun “Diyarbakır’dan geçeneği” ve Diyarbakır'ın, “\"\"\"\"\"”ın başkenti olduğunu söylemeleri de caba!

1919-2004

Bu süreç, bugün birçok bakımlardan farklı; 1919’da, Türkiye’nin içinde ve karşısında düşman orduları vardı. Bu somut düşmanlara ve onlara işbirliği yapan dahili “bedhahlara”-düşmanlara karşı, ülkenin her yöresinde Müdafaa-ı Hukuk hareketleri, kendiliğinden örgütlenmişti. Bugün, asıl sinsi düşman içimizde ve dışımızda kuyrukları biri birlerine değen fesat ve ihanet yuvaları.

1919’da İşgal İstanbul’unda düşmanla işbirliği yapan Mütareke basını vardı ama bugünkü “Yirmibeşlikler” ve medya “tekelleri” Ali Kemallere, Refik Halitlere, Refii Cevatlara, Alemdar ve Aydede gazetelerine rahmet okutturuyorlar! ..

Halkımız, medya tekelinin aldatmacalarıyla- sureti haktan görünen “nurlu ufuklar”, AB pasaportu ve Avrupa’da serbest dolaşım hakkı vaat eden, bu ihanetleri şimdi, ancak fark ediyor ve “uyanıyor” .



 Türk silahlı kuvvetleri ve ulus devlet nasıl hedefe kondu ?  148476_159492207419206_147517238616703_251792_4726374_n
erzurumlu25
erzurumlu25
.::Tengri::.


.::Tengri::.


 Türk silahlı kuvvetleri ve ulus devlet nasıl hedefe kondu ?  Turkey10
 Türk silahlı kuvvetleri ve ulus devlet nasıl hedefe kondu ?  Gencat10
 Türk silahlı kuvvetleri ve ulus devlet nasıl hedefe kondu ?  Pro10
Yaş Yaş : 45
Cinsiyet Cinsiyet : Erkek
Nerden Nerden : Erzurum
Lakap Lakap : Vatan delisi
Doğum Tarihi Doğum Tarihi : 22/04/79
İletiler: İletiler: : 757
Üyelik Tarihi Üyelik Tarihi : 29/12/09
 Türk silahlı kuvvetleri ve ulus devlet nasıl hedefe kondu ?  Pro1010
 Türk silahlı kuvvetleri ve ulus devlet nasıl hedefe kondu ?  910
 Türk silahlı kuvvetleri ve ulus devlet nasıl hedefe kondu ?  Ile10

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz