¤ۣۜ..¤ İlteriş Türkçü Turancı Otağı ¤ۣۜ..¤
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

12 Eylül’ün İkinci Perdesi 12 Haziran

Aşağa gitmek

? 12 Eylül’ün İkinci Perdesi 12 Haziran

Mesaj tarafından erzurumlu25 C.tesi 5 Şub. 2011 - 9:03

12 Haziran’da yapılacak seçimin tüm sonuçlarını YSK’ya Adalet Bakanlığı’na bağlı Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) bildirecek, YSK da oradan gelen sonucu açıklayacak ve seçim sonuçları kesinleşmiş olacak. Yani 12 Haziran’da gerçekleştirilecek sözde seçim, A’dan Z’ye her şeyiyle siyasal iktidarın gözetim, denetim ve kontrolü altında yapılacak, sonuçları da iktidar açıklayacak

12 Eylül’ün İkinci Perdesi 12 Haziran Imge-orijinal-big-brother-watching-you-posteri

12 Eylül referandum tiyatrosunun ikinci perdesi, 9 ay sonra bu kez 12 Haziran’da sahneye konuyor. Ve biz, bize verilen rolleri oynayacağız

12 Haziran sözde seçim sonucunu seçimden tam 4 buçuk ay önce ben şimdiden açıklıyorum:
Yapılacak bu sözde seçim sonunda AKP sözde Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne en az anayasayı tek başına değiştirecek sayıda sözde milletvekili ile yeniden gelecek. Yapılacak sözde seçimde AKP’nin böyle bir milletvekili sayısına ulaşması için yüzde kaç oy alması gerekiyorsa 12 Haziran akşamı o oran açıklanacaktır.

12 Eylül referandumunda “Evet”çilerin gerçek oyunun yüzde 31 olduğunu, ama sonucun yüzde 58 olarak açıklandığını Türkiye’de yalnızca ben somut verilerle ortaya koymuştum. “12 Eylül bir tiyatroydu” başlıklı yazım 20 Eylül’den beri internette duruyor. 12 Eylül akşamı ve sonrasında YSK sandık sonuçlarını açıklayabildi mi? 12 Haziran akşamı nasıl bir sonucun açıklanacağı ortada değil mi?

Eskiden seçim işleri bir yüksek yargı organı sayılan ve deneyimli yargıçlardan oluşturulan Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) denetimi ve gözetiminde yapılırdı. Seçmen kütüklerini YSK hazırlar, seçim bölgelerinde seçimler hakim teminatı altında yapılır, seçimlerin kesin sonuçlarını YSK açıklardı. YSK’nın verdiği kararlar da kesin olurdu. Hatta parlamento seçim tarihini belirlemeden önci YSK’dan görüş alır, oradan gelen görüşe uygun bir seçim tarihi saptanırdı.
AKP iktidarı döneminde seçmen kütüklerini İçişleri Bakanlığı’na bağlı Vatandaşlık ve Nüfus İşleri Genel Müdürlüğü hazırlıyor, artık göstermelik olmaktan öteye geçemeyen YSK oradan gelen listeyi geçerli sayıyor. Haydi diyelim ki buraya kadar her şey normal, doğru ve dürüst bir şekilde yapıldı, seçmen sıfatı kazanan herkes listelere yazıldı ve özgürce oylarını kullandı, demokrasi tıkır tıkır işledi.

İşin bundan sonrası oldukça ilginç ve hayli düşündürücü. Şimdi yazacaklarımı başta CHP olmak üzere bütün partiler bildiği halde kimseden bir itiraz gelmemesi, AKP iktidarının açıklayacağı sonuca daha şimdiden herkesin razı olması nasıl açıklanabilir acaba?

12 Haziran’da yapılacak seçimin tüm sonuçlarını YSK’ya Adalet Bakanlığı’na bağlı Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) bildirecek, YSK da oradan gelen sonucu açıklayacak ve seçim sonuçları kesinleşmiş olacak. Yani 12 Haziran’da gerçekleştirilecek sözde seçim, A’dan Z’ye her şeyiyle siyasal iktidarın gözetim, denetim ve kontrolü altında yapılacak, sonuçları da iktidar açıklayacak.

Çıkacak olan sonuçta söz gelimi iktidar seçimi kaybettiğinde Tayyip Erdoğan ortaya çıkacak ve “ben seçimi kaybettim” diyecek, öyle mi? Siz buna inanıyor musunuz?

12 Eylül referandumunda “Evet”çilerin yüzde 31 olan oyunun nasıl yüzde 58 olarak açıklandığını, bütün gayrimeşruluklarına rağmen o sonucun meşru sayıldığını ve kabul edildiğini, herkesten sonuca saygı göstermesinin istenmiş olmasını bir düşünseniz ya.

Dünyanın hiçbir ülkesinde uygulanmayan böyle bir şeytani plana ileri demokrasiye sahip olduklarını sandığımız AB ülkelerinden de bir itiraz gelmemektedir. 12 Haziran akşamı Adalet Bakanlığı YSK’ya AKP’nin yüzde 90, BDP’nin de yüzde 10 oy aldığını bildirirse ve YSK da bunu kesin sonuç olarak açıklarsa kim ne diyebilir? Al sana Tayyip’in bahsettiği iki partili parlamento, al sana ileri demokrasi.

Allah, yurdumuzu ve ulusumuzu şeytanın şerrinden korusun. Amin.
erzurumlu25
erzurumlu25
.::Tengri::.


.::Tengri::.


12 Eylül’ün İkinci Perdesi 12 Haziran Turkey10
12 Eylül’ün İkinci Perdesi 12 Haziran Gencat10
12 Eylül’ün İkinci Perdesi 12 Haziran Pro10
Yaş Yaş : 45
Cinsiyet Cinsiyet : Erkek
Nerden Nerden : Erzurum
Lakap Lakap : Vatan delisi
Doğum Tarihi Doğum Tarihi : 22/04/79
İletiler: İletiler: : 757
Üyelik Tarihi Üyelik Tarihi : 29/12/09
12 Eylül’ün İkinci Perdesi 12 Haziran Pro1010
12 Eylül’ün İkinci Perdesi 12 Haziran 910
12 Eylül’ün İkinci Perdesi 12 Haziran Ile10

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

? 12 Eylül bir tiyatroydu

Mesaj tarafından erzurumlu25 C.tesi 5 Şub. 2011 - 9:04

12 Eylül bir tiyatroydu

12 Eylül Pazar günü sandık başına gittik, batı ve içteki işbirlikçisi Tayyip Erdoğan tarafından adam yerine konulduğumuzu, bizim vereceğimiz oylara itibar edileceğini sanarak referandum için oy kullandık, sonra da akşam açıklanacak sonuçları saf saf beklemeye başladık.

Oysa anayasa değişiklik paketi ile ilgili sonuçlar, 12 Eylül’den çok önce Amerika tarafından belirlenmişti ve 12 Eylül akşamı sonucun “Evet” olarak çıktığının açıklanacağı kesindi.

12 Eylül referandumu, ABD’de önceden saptanmış bu gayrimeşru sonuca meşruiyet kazandırmak için yapılmıştır. 12 Eylül referandumu bir tiyatroydu ve biz bu tiyatroda bize verilen rolü oynadık. Seçmen sayısının yüzde 27’sine tekabül eden 11 milyon seçmen sandık başına gitmediği için bu sonuç ortaya çıktı diyenleri hayretle karşılıyorum. 11 milyon seçmen, yani toplam seçmen sayısının yüzde 27’si sandık başına gitseydi ve tümü de “Hayır” vermiş olsaydı 12 Eylül akşamı farklı bir sonuç mu açıklanacaktı? “Evet”çilerin bir tek fire vermediğini, sandık başına gitmeyen 11 milyonun tamamının da “Hayır”cılar olduğunu bilmeyen bir Allah kulu var mıdır? Yüzde 42’nin üzerine bu yüzde 27’yi de koyduğunuzda “Hayır”cıların oranının yüzde 69’a ulaştığını hepimiz görüyoruz. Dolayısıyla “Evet”çilerin oranı gerçekte yüzde 31’dir.

Bilindiği gibi Prof. Dr. Mehmet Haberal, Ergenekon sanığı olarak tutuklanmıştı. Her duruşmada suçunun ne oldugunu soran Haberal, duruşmalardan sonra tahliyesini istediği halde her defasında bu tahliye talepleri, mahkeme başkanının da bu talebe katılmasına karşın iki yargıcın oyuyla reddediliyordu. Haberal’ın tutukluluk halinin sürdürülmesine karar veren yargıçlar, bu haksız kararları nedeniyle Haberal’a tazminat ödemeye mahkûm edildikleri halde tavırlarında bir değişiklik olmamaktadır. O yargıçlara, 12 Eylül referandum sonucunun “Evet” şeklinde açıklanacağının garantisi verilmemiş olsaydı yargıçlar bu tavırlarını sürdürebilirler miydi?

Daha referanduma haftalar varken Adalet Bakanlığı’nın 12 Eylül sonrası oluşturulacak yeni Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) için yeni mekan ve çalışma ortamı oluşturma hazırlıklarına başlamış olması, taşradan HSYK’ya alınacak yeni üyelerin belirlenmesi çalışmalarını sürdürdürmesi referandum sonucunun “Evet” olarak açıklanacağının habercisi değil miydi? Kısacası her şey 12 Eylül akşamı sonuçların “Evet” şeklinde açıklanacağı üzerine kurgulanmıştı ve tüm çalışmalar buna göre yürütülüyordu. Evetçilerin ve hayırcıların yüzde oranları referandumdan çok önce ABD’de belirlenmişti.

Amerika tarafından BOP eşbaşkanı olarak görevlendirilmiş olan ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin başbakanlık koltuğunda oturan Tayyip Erdoğan, 12 Eylül günü saat 15.00 sıralarında televizyonların karşısına geçti ve ”Güneydoğu’dan neticeler gelmeye başladı” dedi. Oysa o saatte Güneydoğu ve Doğu Anadolu illerinde daha sandıkların açılmasına bir saat vardı. Oralarda sandıklar saat 15.00’ten önce mi açılmıştı da neticeler ortaya çıktı ve Erdoğan o açıklamayı yaptı?

Bu gerçekleri görmezden gelen CHP ve MHP’nin, “Halkın iradesi böyle tecelli etmiştir. Herkes sonuca saygılı olmalıdır” şeklindeki açıklamaları ve bu sonucu meşru saymaları bu partilerin de ABD tarafından kontrol altına alındığını hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde göstermiyor mu? 12 Eylül referandumunun CHP ve MHP tarafından gayrimeşru sayılması için daha nelerin olması gerekiyordu?

Birçok yazımda, batının ve özellikle Amerikan emperyalizminin Türkiye’de bir iç çatışma çıkatmak suretiyle Türkiye’yi bölüp parçalama konusunda hayli mesafe aldığını, içteki işbirlikçileriyle birlikte bir çok mevziyi ele geçirdiğini, bundan sonra Türkiye’nin yeniden ulusal ve Atatürkçü bir duruş sergilemesine izin vermek istemeyeceklerini vurgulamıştım. İşte şimdi bu süreci yaşıyoruz.

Sefer ÇETİNKAYA

12 Eylül’ün İkinci Perdesi 12 Haziran Referandum-Bir-Tiyatroydu
erzurumlu25
erzurumlu25
.::Tengri::.


.::Tengri::.


12 Eylül’ün İkinci Perdesi 12 Haziran Turkey10
12 Eylül’ün İkinci Perdesi 12 Haziran Gencat10
12 Eylül’ün İkinci Perdesi 12 Haziran Pro10
Yaş Yaş : 45
Cinsiyet Cinsiyet : Erkek
Nerden Nerden : Erzurum
Lakap Lakap : Vatan delisi
Doğum Tarihi Doğum Tarihi : 22/04/79
İletiler: İletiler: : 757
Üyelik Tarihi Üyelik Tarihi : 29/12/09
12 Eylül’ün İkinci Perdesi 12 Haziran Pro1010
12 Eylül’ün İkinci Perdesi 12 Haziran 910
12 Eylül’ün İkinci Perdesi 12 Haziran Ile10

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz