¤ۣۜ..¤ İlteriş Türkçü Turancı Otağı ¤ۣۜ..¤
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Neye sahip çıktık'ki? şekere sahip çıkalım

Aşağa gitmek

kızgın Neye sahip çıktık'ki? şekere sahip çıkalım

Mesaj tarafından İlteriş Kağan Ptsi 10 Ekim 2011 - 10:56

Türkiye'de özelleştirmeler devlet tekelinden çıkarıp Emperyalist tekelleri oluşturmak için yapılıyor.

Resmen Türkiye Cumhuriyeti kurucu fikrinden ekonomik kurumları yağmalanarak intikam alınıyor..
İzlenen yol ise şu:


*Ülkede yabancı yada yabancı ortaklı bir şirket kuruluyor.
*Devlet elindeki rekabet edecek kurum aşırı istihdama açılıyor.
*Rekabet edecek devlet kurumuna yenileştirme ve modernizasyon adına yıllarca çivi çakılmıyor.


*Kısaca altın yumurtlayan tavuk kısırlaştırıyor. Halkın gözünde zarar eden kurum durumuna dönüştürülüyor.


*Rekabet edecek devlet kurumu yukarıda saydığım aşamalardan geçirildikten sonra özelleştiriliyor.


*Özelleştirilen devlet kurumu ya tamamen kapatılıyor yada değerli arazisi başka amaçlar için kullanılıyor.


Sonuç:
Liboş, yandaş medya tarafından “devlet tekeli kötüdür”, “Özelleştirme fıstıktır” şeklinde yıllarca zehirlenmiş halk olaya “sığırın trene baktığı” gibi bakıyor.


Neticede; devletin elinde olan, dolayısıyla kendisinin de ortağı olduğu altın yumurtlayan kurum halkın elinden alınıyor ve her türlü soyulacağı yabancı tekellerin eline geçiyor.


İşte şeker fabrikalarının akıbeti budur..
Bu arada ekleyeyim.


Şeker stratejik bir üründür. Azıcık tarihle ilgilenenler bilirler. Avrupalı sömürgeciler şeker tarlalarında çalıştırmak için sömürgelerinden köleler getirmiştir.
ABD'li CARGİLL şirketinin şekerimizi eline geçirmesinin dışında farklı bir boyutu daha var. GDO’lu (Genetiği Değiştirilmiş Organizma) mısırdan şeker üretiyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin Milli Marşının adını bilmeyenlerin yaşadığı bir ülkede yeni mutanglar oluşması kaçınılmaz görünüyor.


Şekerin başına gelenleri anlatan aşağıdaki yazıyı mutlaka okuyunuz.


Neye sahip çıktık'ki? şekere sahip çıkalım  DSC00749Neye sahip çıktık'ki? şekere sahip çıkalım  DSC00750

Neye sahip çıktık'ki? şekere sahip çıkalım  DSC00751

Neye sahip çıktık'ki? şekere sahip çıkalım  DSC00767

Neye sahip çıktık'ki? şekere sahip çıkalım  DSC00768[Neye sahip çıktık'ki? şekere sahip çıkalım  DSC00769



ŞEKERDE CARGİLL OYUNU
Yayin Tarihi 20 Mayıs, 2008
AKP’den özel düzenleme ve kota imtiyazları koparan Cargill, formülü buldu! ABD firması, genetiğiyle oynanmış ucuz mısırdan ürettiği şekerle yılda 170 milyon dolar kâr elde ediyor.

KÖPEKSİZ KÖY BULDULAR, DEĞNEKSİZ GEZİYORLAR!


Şekerin tadı kaçtı!
Özel düzenlemeler ve kota imtiyazlarıyla AKP tarafından meşrulaştırılan ABD’li Cargill firması, genetiğiyle oynanmış ucuz mısırdan şeker üreterek yılda 170 milyon dolarlık kâr elde ediyor


ABD’li Cargill şirketine özel yasal düzenlemelerle tartışma yaratan AKP, resmen genetiğiyle oynanmış ucuz mısırdan şeker üreten ve yıllık 170 milyon dolar kâr eden bir ’dev’ yarattı. Danıştay’ın önceki iptal kararlarına karşın bu yıl yine Cargill için şeker kotası artırımına giden hükümetin meşrulaştırdığı firmanın, yıllık 160 bin ton NBŞ (Nişasta bazlı şeker) kotası olan ve ülkemizde 90 milyon dolarlık yatırımı bulunuyor.


Yatırımın iki katı kârCargill’in yıllık kârı normal mısırda 136 milyon dolar ile 168 milyon dolar arasında, GDO’lu mısırda ise 182 milyon dolar arasında değişmektedir. Yani Cargill, bir yılda yatırım tutarının yaklaşık iki katı kâr elde etmektedir.Rant hırsı…Şeker-İş Sendikası’nın yayın organında yer alan habere göre, tüm dünyada devletler koruma politikalarıyla şeker kotasını belirlerken, Türkiye’nin, pancar sektörünü ABD’li Cargill’e teslim ettiği savunuluyor. Dergide, “Yabancı ülkelerde NBŞ kotaları Türkiye kadar yüksek değil. Son iki yılda yüzde 2’nin üstüne çıkan AB NBŞ kotası, ortalamada yüzde 4.6’ya tekabül etmektedir. Buna rağmen ülkemizdeki satış fiyatı diğer ülkelerin iki katı civarında olduğundan kâr oranları yüzde 300’ün altına düşmeyen NBŞ üreticilerinin bu rant hırsı, Türkiye’yi yıllardır adeta bir NBŞ cennetine çevirmektedir” deniliyor.Durum vahimDergide, “234 bin tonluk NBŞ üretimi 234 bin ton pancar şekerinin üretilememesi, 351 bin ton NBŞ üretimi de yine 351 bin ton pancar şekerinin üretilememesi demektir. Şeker Kanunu’nda bulunan yüzde 10’luk NBŞ kotası, 234 bin ton NBŞ üretimine denk gelmektedir.” denilerek durumun vahametini açıkça anlatılıyor.



Pancar üreticileri diken üstündeŞeker-İş’in dergisinde 1998’de şeker pancarı üretimine kota sistemi uygulanmaya başlandığı belirtilirken pancar üretimi ve üreticisine verdiği hasarlar şöyle sıralandı: * 200 bin çiftçi, pancar tarımından dışlandı. * Tarımda 2 milyon adam/gün, sanayide 260 bin adam/gün olmak üzere toplam 2 milyon 260 istihdam kaybı oldu.”

Sektör yabancı cenneti oldu!
“NBŞ (nişasta bazlı şeker) sektöründeki yüksek kâr oranı, ülkemizi yabancı sermaye açısından cennete dönüştürmektedir” ifadesinin kullanıldığı Şeker-İş’in yayın organında, “Arkasına IMF gibi küresel güçlerin desteğini alan NBŞ sektöründeki firmalar üretimini dışarıya satmak yerine iç piyasaya daha fazla sokabilmek amacıyla NBŞ kotasının arttırılması için mücadele vermektedirler.” denildi.


AKP, tesisleri meşrulaştırdı
Cargill, ülkemizin ilk şeker fabrikalarından biri olan Alpullu şeker fabrikasını satın alıp bölgede şeker pancarıyla üretilen şeker sektörünü baltaladı. Genetiği değiştirilmiş mısırdan şeker üreten Cargill’in üst düzey yönetici yakınları vasıtasıyla Türkiye’ye sokulan ithal mısırı satın alıp, bu mısırdan ürettiği yüksek fiyatlı nişasta bazlı şekeri ortağı Ülker’e verdiği de bilinenler arasın-
da. Birinci sınıf tarım arazisine sanayi tesisi kurmaktan dolayı çalışma izni alamayan Bursa Orhangazi’deki Cargill firması 7 yıldır faaliyette. Bu suçtan dolayı firmanın tesisi 2006 yılında sadece 47 gün mühürlü kalmıştı. Bütün hükümetlerin üretim yapması için adeta seferber olduğu firma için bölge “Özel Endüstri Bölgesi” dahi ilan edilmişti. Bu karar Danıştay’dan dönünce AKP hükümeti yasa çıkararak Cargill tesislerini meşrulaştırma yoluna gitti.


Kaçağa ‘kesme’ kılıfı
Şeker kaçakçılarının, faaliyetlerini kamufle edebilmek, yurt içi piyasaya daha rahat ürün sürebilmek ve kârını artırabilmek için, şekeri “kesme şeker” olarak işlemeye yöneldiği belirlendi. “Kesme-küp şeker tesisi” olarak üretim izni alan firmalar, yurt içindeki fabrikalardan, kaçak şeker işleme faaliyetlerini kamufle etmek için düşük miktarlarda şeker alırken, İran, Irak ve Suriye’den getirdikleri şekeri burada işleyerek, yurt içi piyasaya sürüyor. Özellikle Doğu ve Güneydoğu’da çok sayıda “kesme şeker tesisi” kurulduğu dikkati çekti. Bu firmaların, kaçak şekeri kamufle etmek için yurt içindeki firmalardan az miktarda şeker alırken, yüksek miktarlardaki kaçak şekeri işledikleri, her hangi bir şikayet durumunda da yurt içinden satın aldıkları şekere ilişkin belgeleri gösterdikleri ortaya çıktı.

Haber : Müge BEZİRCİ / YENİÇAĞ


TARIM ARAZİLERİ YOK EDİLİYOR:
“CARGILL”E AF TBMM GÜNDEMİNDE
18.03.2008 itibariyle Türkiye Büyük Millet Meclisi‘nde görüşülmekte olan "Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ve Diğer Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi" hakkında Odamız tarafından 01.03.2008 tarihinde yapılan basın açıklaması aşağıdadır.


"Anayasa Mahkemesi‘nin, Cargill‘i kurtarmak amacıyla tarım dışı amaçla kullanıma açılmış tarımsal arazilere af öngören yasa maddesinin yürürlüğünü durdurma kararı devam ederken, Bursa Milletvekili Mehmet Altan Karapaşaoğlu ve 3 Milletvekilinin; Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ve Diğer Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, Cargill‘i kurtarmak için yeniden mecliste gündeme geldi.


Birinci sınıf tarım arazisine sanayi tesisi kurmaktan dolayı çalışma izni alamayan Bursa Orhangazi‘deki Cargill firması 8 yıldır faaliyette bulunuyor. Bu suçtan dolayı firmanın tesisi 2006 yılında sadece 47 gün mühürlü kalmıştı. Bütün hükümetlerin üretim yapması için adeta seferber olduğu firma için bölge "Özel Endüstri Bölgesi" dahi ilan edilmişti. Bu karar Danıştay‘dan dönünce hükümet yasa çıkararak Cargill tesislerini meşrulaştırma yoluna gitti.


1865 yılında ABD‘de kurulan Cargill şirketi çevreyi kirleten fabrikaları, genetiği değiştirilmiş mısır ve nişasta bazlı şeker üretimi ve ithalatı ile ün salmış bir kuruluş. Tarım gıda alanında ABD‘nin ilk beş, dünyanın ilk on şirketi arasında yer alıyor. Bu büyüklüğüne rağmen borsada işlem görmeyen bir aile şirketi olan Cargill ile ilgili veriler, çoğunlukla "tahmin edilmektedir" notu ile yayınlanıyor. Cargill‘in ABD siyasetindeki gücünün oldukça yüksek olduğu biliniyor. Firma dünyanın 61 ülkesinde faaliyet gösteriyor ve 60 milyar doları aşan yıllık ciroya sahip.


1960‘lı yıllardan beri Türkiye‘de iş yapan Cargill, ülkemizde Marmara bölgesine konuşlanmış durumda. Orhangazi Ovası‘nda 195 bin metrekare "birinci sınıf tarım arazisini" en uygun yer olarak kendine seçen kuruluş, 1986 yılında İstanbul şubesini açan ve yurt dışından getirdiği veya Türkiye‘den satın aldığı hububat, yağlı bitkiler, yem ve pamuk ürünlerinin yurtiçinde ticaretini yapan şirketin ABD ve Amerika kıtasında kabul görmeyen bir takım "deneysel" ürünleri, gelişmekte olan ülkelerde denediği de iddia ediliyor.

Cargill daha sonra ülkemizin ilk şeker fabrikalarından biri olan Alpullu şeker fabrikasını satın alıp bölgede şeker pancarıyla üretilen şeker sektörünü baltaladı.Genetiği değiştirilmiş mısırdan şeker üreten Cargill‘in üst düzey yönetici yakınları vasıtasıyla Türkiye‘ye sokulan ithal mısırı satın alıp, bu mısırdan ürettiği yüksek fiyatlı nişasta bazlı şekeri ortağı Ülker‘e verdiği de bilinenler arasında.

Cargill‘in Pendik‘te bulunan fabrikada Ülker ile ortaklığı ise, İngiliz Cerestar firmasını satın alması ile oldu. Cargill ayrıca Hendek‘te bulunan fındık işleme tesisinde işlediği fındıkları yurtdışına satıyor. Cargill şirketinin kurulduğu birinci sınıf tarım arazisinin sanayi bölgesi ilan edilmesinin dışında başka bir talebi daha var. İkinci isteği şeker yasası ile getirilen kotadan glukozun çıkarılması ve fruktoz için ise kotanın Nişasta Bazlı Şeker (NBŞ) üreten 5 fabrikanın tüm kapasitelerini kullanabilecekleri şekilde genişletilmesiydi.


2004‘te gerçekleştirilen ilk yasal düzenleme, tarım dışı amaçla kullanılmaması gereken tarım arazileri üzerine kurulan tesisler için, altı aylık sürede gerekli işlemleri yaptırmak kaydıyla af öngörüyordu. Yerel yönetimlerin karşı çıkmaları ve yargı kararları nedeniyle Cargill ilk düzenlemeden yararlanamadı. Bunun üzerine Bursa Milletvekili Karapaşaoğlu, suyunu İznik Gölü‘nden elde eden ve atıkları tarım arazilerine zarar veren, doğal varlıkların korunmasının toplumsal bir görev olarak vurgulandığı Anayasal bilinci hiçe sayan Cargill‘i kurtarmak için 2006 yılı şubat ayında ikinci bir yasa teklifi verdi. Cargill‘i kurtarmayı amaçlayan 3. geçici madde; "11/10/2004 tarihinden önce, gerekli izinler alınmadan tarım dışı amaçlı kullanıma açılmış bulunan arazilerin istenilen amaçla kullanımı için, bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren bir yıl içerisinde Bakanlığa başvurulması, hazırlanacak toprak koruma projesine uyulması ve tarım dışı kullanılan tarım arazilerinin her metre karesi için beş Yeni Türk Lirası ödenmesi şartıyla izin verilir. Söz konusu arazi ve tesislerin istenilen amaçla kullanımı için çeşitli kurumlardan alınması gerekli ruhsat, izin gibi işlemler, Bakanlığa başvuru tarihinden itibaren 2 yıl içerisinde tamamlanıncaya kadar başvuru sahipleri faaliyetlerine devam ederler..." ifadelerini içermektedir. Bu madde Cargill‘in tarım arazisi üzerine yaptığı tesislerin yıkılmaktan kurtarılması için şirkete üç yıl süre kazandırmaktadır.


Bir önceki Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından "Özellikle bir yabancı şirkete ya da belirli şirketlere ilişkin, izin ya da ruhsatı hukuka aykırı bulunarak yargı kararı ile iptal edilen tarım arazilerinde kurulu sanayi tesislerinin üretim etkinliklerini sürdürmelerine olanak sağlayan yasa kuralının, hukuk devleti, Anayasa‘nın bağlayıcılığı ve üstünlüğü, yargı kararlarının bağlayıcılığı ilkeleriyle bağdaşmadığı" hükmüyle veto edilen yasa, TBMM Genel Kurulu‘nda 2007 yılı Ocak ayında yeniden görüşülerek yasalaştı. Ancak yasa Anayasa Mahkemesi‘ne taşınmış ve yürürlüğün durdurulması kararı alınmıştır. Söz konusu karar şöyle demektedir:



"31.1.2007 günlü, 5578 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun‘un 6. maddesiyle 3.7.2005 günlü, 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu‘na eklenen geçici 3. maddenin, Anayasa‘ya aykırılığı konusunda güçlü belirtiler bulunduğu ve uygulanması halinde sonradan giderilmesi güç veya olanaksız durum ve zararların doğabileceği gözetilerek esas hakkında karar verilinceye kadar yürürlüğünün durdurulmasına, 19.2.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi."
Sonuç 22.02.2007 tarihinde Resmi Gazete‘de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.


Hukuka uygun tesis edilmeyen, tarım dışı amaçla kullanılmaması gerektiği yönünde verilen bir çok yargı kararı bulunan Cargill‘in faaliyetine devam etmesi açık bir şekilde hukuk ihlalidir. Anayasa‘ya göre (md.138/son) yargı kararlarının derhal, gecikmeksizin uygulanması Anayasa‘nın amir hükmü gereğidir. Bu emre aykırı davranmak ise suçtur. 22.11.2007 tarihinde kararın tebliğ edilmesine rağmen gereğini yerine getirmeyen Bursa Valiliği de bu hukuksuzluğa ortak olmaktadır.


Açıktır ki Cargill "in çıkarları, Türkiye "nin pancar şekeri üretimini dünyada emsali olmayan bir biçimde daraltıp, yerine Nişasta Bazlı Şeker üretimine alan açması yönündedir. Bunun en kolay yolu, bir yandan yasal mevzuatın ve kotaların bu biçimde düzenlenmesi, diğer yandan özelleştirme kapsamında olan Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş. ([URL="http://www.tumgazeteler.com/haberleri/tsfas/"]TŞFAŞ[/URL])‘ nin tasfiye amacıyla özelleştirilmesinden geçmektedir. Ayrıca Cargill-Türkiye-‘nin Yönetim Kurulu üyesi Muzaffer Sayınataç‘ın, aynı zamanda Şeker Üst Kurulu‘nun üyesi olması da bu konuda dikkatleri çekmektedir.
Türkiye‘de 2006 rakamları ile ektiği şeker pancarını sadece TŞFAŞ fabrikalarına satan aile sayısı 187 bin 510"dur. Her yıl çapa döneminde yaklaşık 250 bin tarım işçisi pancar tarlalarında iş bulmaktadır. TŞFAŞ "de istihdam edilen işçi sayısı 12 bin 454‘tür. Görünen o ki, iddiaların aksine Cargill istihdam yaratmamakta, sermayenin çıkarları için milyonlarca köylüyü toprağından kopararak işsiz bırakmaktadır.
Cargill ve Cargill gibi tarım arazisi üzerine yasa dışı yollarla tarım dışı kullanım için kurulmuş 22 bin civarı tesis tarımı, tarım işçisini sermayeye bağımlı hale getirmekte, binlerce emekçinin ve ailelerinin yaşam hakkını ellerinden almaktadır.


Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası olarak, 19.02.2008‘de TBMM Çevre Komisyonu‘ndan geçen son düzenleme ile Cargill‘e af ısrarından bir an önce vazgeçilmesini talep ediyor, tarım arazilerinin sermaye tarafından yağmalanmasını engellemek için gerekli yasal düzenlemelerin yapılması gerektiğini belirtiyoruz. Bursa Milletvekili Mehmet Altan Karapaşoğlu, Bursa‘nın temel sorunlarından olan kaçak yapılaşmayla, diğer kentlerle bağlantısını pekiştirecek olan demiryollarıyla ya da liman kenti olma yolunda hızla ilerlediği dönemde önüne çıkan altyapı sorunlarıyla ilgili herhangi bir girişimde bulunmazken, zamanını Cargill‘i kurtarmak için harcaması önemli bir bilinç kaymasına işaret etmektedir. Unutulmaması gerekir ki, meclis yasama yetkisini sermayenin değil, emekçinin, işçinin lehine kullanmalı; sermayeye değil halka karşı sorumlu olduğunu unutmamalıdır. Nesnel koşullar, üretim güçleri, tarih emekçiden yanadır."
TMMOB/HARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI/MART 2008




"SAHİPSİZ VATANIN BATMASI HAKTIR, SEN SAHİP ÇIKARSAN BU VATAN BATMAYACAKTIR."
İlteriş Kağan
İlteriş Kağan
Yazışmalık Yöneticisi


Yazışmalık Yöneticisi


Neye sahip çıktık'ki? şekere sahip çıkalım  Turkey10
Neye sahip çıktık'ki? şekere sahip çıkalım  Gencat10
Neye sahip çıktık'ki? şekere sahip çıkalım  Pro10
Yaş Yaş : 42
Cinsiyet Cinsiyet : Erkek
Nerden Nerden : Turan
Lakap Lakap : ©ﻕΞתς яΞiS
Doğum Tarihi Doğum Tarihi : 01/10/81
 Atsız´ın hangi kitaplarını okudunuz? Atsız´ın hangi kitaplarını okudunuz? : Hepsini Okudum
İletiler: İletiler: : 5563
Üyelik Tarihi Üyelik Tarihi : 06/01/09
Neye sahip çıktık'ki? şekere sahip çıkalım  Pro1010
Neye sahip çıktık'ki? şekere sahip çıkalım  290407


Neye sahip çıktık'ki? şekere sahip çıkalım  Ile10

https://ilteris.forum.st/

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

kızgın Özelleştirmelerle Misafir Olduk. Sonuç ?

Mesaj tarafından İlteriş Kağan Ptsi 10 Ekim 2011 - 11:10

Türkiye'nin altın yumurtlayan ve bağımsızlığımızın teminatı olan tüm kurumlarımız özelleştirme adı altında bir bir satıldı...

Neye sahip çıktık'ki? şekere sahip çıkalım  Resize.php

Türkiye'nin altın yumurtlayan tavukları özelleştirme adı altında bir bir satıldı
Hükümetin uzun zamandır özelleştirilmesi gündemde olan boğaz köprüleri ve otoyollarını satmak için düğmeye basması, özelleştirme adı altında adeta altın yumurtlayan tavuk gibi devletin kasasını dolduran kamu kurum ve işletmelerinin nasıl bir bir elden çıkarıldığı gerçeğini bir kez daha gündeme taşıdı.
Uzunluğu 1975 km olan köprü ve otoyolları tek paket halinde 25 yıllığına özelleştirmek için satış süreci başlatılırken, son 8,5 yılda cumhuriyet tarihinin satış rekoru kırıldı.


Hükümetin uzun zamandır özelleştirilmesi gündemde olan boğaz köprüleri ve otoyollarını satmak için düğmeye basması, özelleştirme adı altında adeta altın yumurtlayan tavuk gibi devletin kasasını dolduran kamu kurum ve işletmelerinin nasıl bir bir elden çıkarıldığı gerçeğini bir kez daha gündeme taşıdı. Uzunluğu 1975 km olan köprü ve otoyolları tek paket halinde 25 yıllığına özelleştirmek için satış süreci başlatılırken, son 8,5 yılda cumhuriyet tarihinin satış rekoru kırıldı.

AKP hükümetlerinin görev yaptığı 2003-2011 yılları arasındaki 8,5 yıllık iktidar döneminde toplam hisse/varlık satış/devir yoluyla 34 milyar dolarlık özelleştirme gerçekleştirildi. Cumhuriyet tarihinin tamamını kapsayan 1986-2002 yılları arasında ise kamu kuruluşlarının özelleştirmesinden elde edilen gelir 8 milyar dolar civarında olmuştu. Özelleştirmelerde, sadece zarar eden kamu malları değil devlet hazinesine önemli miktarda gelir getiren kârlı kamu kuruluşları da yer aldı. 15 Nisan 2011'den itibaren ihalesi tamamlanmış 13.5 milyar dolarlık kamu malı satışı, onay ve sözleşme süreçleri tamamlanınca, AKP döneminde özelleştirmeden elde edilen gelir, 47.5 milyar dolara ulaşacak.

Neler satıldı?

Son 8,5 yıllık dönemde, Türkiye tarihinin en büyük özelleştirmeleri gerçekleştirildi. Başta en stratejik kurumlardan Türk Telekom olmak üzere, demir çelik sektörünün kalbi Erdemir ve İsdemir, tek petrol ithal etme yetkisi olan TÜPRAŞ, sanayi devi PETKİM, Türkiye'nin tek alüminyum tesisi Seydişehir Eti Alüminyum yanında bir baraj ve 4 taşınmaz ile, TEKEL, TELSİM, AVEA, DİTAŞ, TAKSAN , GERKONSAN, TÜMOSAN, TZDAŞ, HAVELSAN, SEKA, Sümer Holding, THY'ye ait USAŞ, İGSAŞ, Kıbrıs Hava Yolları, Petrol Ofisi, Başak Sigorta, Araç Muayene İstasyonları, limanlar, kombinalar, depolar ve milyon dolarlık arazili tesisler bir bir satıldı.

Bazı dev kuruluşlar, hisse yoluyla özelleştirildi. TÜPRAŞ'ın önce yüzde 14,76'sı ardından yüzde 51'lik kısmı, Türk Telekom'un yüzde 70'e ulaşan hissesi, Erdemir'in yüzde 46.12'lik hissesi, PETKİM'in yüzde 86'ya ulaşan hissesi satıldı.
İşletme hakkı devredilen özelleştirmeler içinde en yüksek rakam TEKEL'in 6 sigara fabrikasının satışından elde edildi. Taşınmaz devirlerinde TEKEL'in çeşitli illerde bulunan 140 taşınmazı satıldı.

Özelleştirilen diğer kuruluşlar ise şunlar: Ebüas-Meybuz, Esgaz, Bursagaz, Eti Bakır, Gümüş, Krom ve Elektrometalurji A.Ş, Çayeli Bakır İşletmeleri A.Ş, Tügsaş, Yarımca Porselen Fabrikası, Divriği ve Hekimhan Demir Madeni, Borçelik, Oymapınar Barajı, Toros Gübre Fabrikası, Emekli Sandığı Ankara Emek İşhanı ve İstanbul Hilton Oteli. Amasya, Adapazarı ve Kütahya Şeker Fabrikaları. Ayrıca Trabzon, Kuşadası, İzmir, Ereğli, İskenderun ve Yarımca Limanları ile Ataköy Turizm A.Ş., Ataköy Otelcilik A.Ş., Ataköy Marina ve Yat İsletmesi yer alıyor.

Sıradakiler
Uzun zamandır gündemde olan otoyol ve köprüler için süreç başlatıldı. Fatih Sultan Mehmet ve Boğaziçi Köprüsü ile bütün otoyollar tek paket halinde özelleştiriliyor. Milli Piyango, Halkbank ve Türk Hava Yolları'ndaki kamu hisselerinin satışı için de çalışmalar sürüyor. Bu yıl içinde elektrik dağıtım sektörünün tamamıyla, 52 adet akarsu santrali ve şeker fabrikalarının satılması planlanıyor.

Ofer'e satış
Kamu mallarının satışlarında birçok tartışmalar da yaşandı. Özellikle İsrailli Yahudi işadamı Sami Ofer'in AKP dönemindeki ihalelere girip, önemli kuruluşlarda pay sahibi olması günlerce medyada yer aldı. Galataport ihalesinin kanunlara aykırı olarak Ofer-Kutman grubuna verildiği yargı kararıyla ortaya çıkınca, ihale iptal edildi. Yine Kuşadası Liman ihalesi, Ofer-Kutman ortaklığında kaldı. Ayrıca TÜPRAŞ'ın yüzde 14,76'sının Kutman aracılığıyla Ofer grubuna satışı yargıya taşındı. Ancak yargıdan bir sonuç çıkmadı.

Onay sürecinde olanlar
İhale süreci bu yıl tamamlanan veya tamamlanma aşamasında olan liman, elektrik dağıtım şirketi ve santraller ise şöyle: TTA'nın 7 adet taşınmazı, Kayaköy, Esendal, Işıklar, Arpaçay-Telek, Kiti, Haraklı-Hendek, Pazarköy-Akyazı, Bozüyük, Kovada 1-2, Bozkır, Ermenek, Göksu, Anamur, Bozyazı, Mut-Derinçay, Silifke, Zeynel, Engil, Erciş, Hoşap-Zeyne, Koçköprü, Dere, İvriz ve Kayadibi Akarsu Santralleri, İskenderun Limanı, TEDAŞ'a ait Van, Boğaziçi, Gediz, Trakya, Dicle, İstanbul Anadolu Yakası, Toroslar ve Akdeniz Elektrik Dağıtım Şirketleri ile Hazine'ye ait Bursa ve Mardin'deki taşınmazlar.

Danışmanlığa 84 milyon ödendi
Öte yandan özelleştirmeler için 2002-2010 yılları arasında danışmanlık hizmeti veren yerli ve yabancı firmalara 84 milyon 799 bin 945 TL ödendi. Özelleştirme danışmanlık hizmetleri için en büyük ödeme 2006 yılında gerçekleşti. 2006 yılında 46 milyon 497 bin 605 TL ödeme yapıldı. 2009 yılında ise, danışmanlık hizmetleri için 17 milyon 577 bin 858 TL ödeme gerçekleştirildi.

Özelleştirmeler borcu kapatamadı
Peki bu özelleştirmelerden elde edilen gelirler nereye gitti? Bu süre içinde, Türkiye'de bankaların yüzde 75'ü, sigorta şirketlerinin yüzde 80'i, IMKB'nin yüzde 62'si yabancıların eline geçti. Türkiye bu yıl, bütçesinden 47. 5 milyar TL faiz ödemek için ayırdı.
Cari açık ise Cumhuriyet döneminin en yüksek seviyesine ulaşırken, tehlike sinyalleri veriyor. 2011'in ilk altı ayında 45 milyar 8 milyon dolar cari açık gerçekleşirken, yıl sonu tahminleri 71 milyar 990,1 milyon dolara yükseldi. 1950 ile 2002 yılları arasındaki 52 yıllık dönemde Türkiye'nin cari açığı 48 milyar dolar olmuştu. Aynı dönemde dış borçlar 130 milyar dolardan 290 milyar dolara yükseldi.

Yapılan özelleştirmeler cari açık ile dış borcu kapatmaya yetmedi. Çünkü Türkiye, yüksek faizle borçlanmaya devam etti. Hatta bu süre de özel sektörün dış borcu da 30 milyar dolardan 124 milyar dolara kadar yükseldi. Özelleştirme için gelen yabancı sermaye yatırım yapmak bir yana, 50-70 milyar arasında bir parayı ülke dışına çıkardı.

Erbakan Hoca'nın Tayyip ile ilgili tespitleri:

http://tarafsizhaber.blogspot.com/2011/09/erbakan-hocann-tayyip-ile-ilgili.html

Özelleştirmelerle Misafir Olduk. Sonuç ?

http://tarafsizhaber.blogspot.com/2011/09/ozellestirmelerle-misafir-olduk-sonuc.html
İlteriş Kağan
İlteriş Kağan
Yazışmalık Yöneticisi


Yazışmalık Yöneticisi


Neye sahip çıktık'ki? şekere sahip çıkalım  Turkey10
Neye sahip çıktık'ki? şekere sahip çıkalım  Gencat10
Neye sahip çıktık'ki? şekere sahip çıkalım  Pro10
Yaş Yaş : 42
Cinsiyet Cinsiyet : Erkek
Nerden Nerden : Turan
Lakap Lakap : ©ﻕΞתς яΞiS
Doğum Tarihi Doğum Tarihi : 01/10/81
 Atsız´ın hangi kitaplarını okudunuz? Atsız´ın hangi kitaplarını okudunuz? : Hepsini Okudum
İletiler: İletiler: : 5563
Üyelik Tarihi Üyelik Tarihi : 06/01/09
Neye sahip çıktık'ki? şekere sahip çıkalım  Pro1010
Neye sahip çıktık'ki? şekere sahip çıkalım  290407


Neye sahip çıktık'ki? şekere sahip çıkalım  Ile10

https://ilteris.forum.st/

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

kızgın Rakamlarla Türkiye'nin 8 Yılı

Mesaj tarafından İlteriş Kağan Ptsi 10 Ekim 2011 - 11:23

Stratejik kuruluşlarımızın, Telefon Şirketlerimizin, Bankalarımızın Özelleştirme adı altında yabancılara özelikle abd israilere satışına destek veren bir insanın , Gazze için ağlarken "Soba borusundan yapılmış silahlarla İsrail Ordusu ile savaşılmaz ki" demesi kendi basiretsizliklerinin ilanı değil midir?

Neye sahip çıktık'ki? şekere sahip çıkalım  Yazir27891b500



Akp Suriye Sınırındaki mayınlı arazinin temizlenmesi karşılığı oluşacak tarım arazisinin 49 yıllığına İsrail Şirketlerine vereckti ,

GAP'taki tüm tarımsal ihalelerinin İsrail'in kazanmasına tepki göstermeyenler, meydanlarda "Kahrolsun İsrail" diye bağırırken, İsrail Bayrağını yakarken, acaba vicdanları ile de hesaplaşıyorlar mıdır?

İSLAMİ KESİM FİLİSTİNİ OY GETİRİSİ OLARAK GÖRMEKTE DOĞU TÜRKİSTANA NEDEN BÖYLE MİTİNG YAPIP TEPKİ GÖSTERMİYONUZ CÜNKİ ORANIN GETİSİ YOK? Satılık Vatan Türkiye!!!
Bu nasıl başlık, Vatan satılık olur mu demeyin. buyrun görün vatan nasıl satılırmış!!!



“Ne banka bırakacağız, ne fabrika,
Ne de işletme. Liman da bırakmayacağız.Hepsini satacağız!”
Kemal Unakıtan

“Sümerbank tarihten siliniyor.
Elinde bir şey kalmadığı için
İngilizlere
Kemal Unakıtan


Neye sahip çıktık'ki? şekere sahip çıkalım  27840_434056211353_308122511353_5767471_7037443_n
SEKA İÇİN SÖYLEDİĞİ
“Staratejik yer imiş.Ne stratejisi Yunanlılar,
önemli olan müşteri bulmak.
Müşteri gece gelsin,pijamayla
çıkarım karşılarına.Seviyorum bu işleri arkadaş.”
Kemal Unakıtan


Neye sahip çıktık'ki? şekere sahip çıkalım  27840_434056506353_308122511353_5767491_2977736_n
ŞEKER FABRİKALARI İÇİN SÖYLEDİĞİ
“Kar edeni de, zarar edeni de satacağız! İSRAİL ”
Kemal Unakıtan


Neye sahip çıktık'ki? şekere sahip çıkalım  27840_434056581353_308122511353_5767492_3834639_n
TEKEL İÇİN SÖYLEDİĞİ
“Babalar gibi satarız! İSRAİL”
Kemal Unakıtan


Neye sahip çıktık'ki? şekere sahip çıkalım  27840_434056801353_308122511353_5767511_4158427_n
PETKİM İÇİN SÖYLEDİĞİ
“Ülkenin işgal altına girdiğini söylüyorlar.Gelsinler işgal etsinler! ABD”
Kemal Unakıtan


Neye sahip çıktık'ki? şekere sahip çıkalım  27840_434056981353_308122511353_5767514_2059543_n
TÜPRAŞ İÇİN SÖYLEDİĞİ
“Parayı veren düdüğü çalar.
TÜPRAŞ’ı Ruslara satar mısın,diyorlar.Satarım arkadaş ABD”
Kemal Unakıtan



Neye sahip çıktık'ki? şekere sahip çıkalım  27840_434057196353_308122511353_5767530_4534125_n
TELEKOM İÇİN SÖYLEDİĞİ
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım,20 bin Dolar veren herkese,TELEKOM’ a ait Bilgileri vereceklerini söyledi.
Burada utanç verici olan, bunu ima etmek için kullandığı cümle:
Binali Yıldırım; “20 bin dolar veren kızımızı görür” diyor. ABD
Neye sahip çıktık'ki? şekere sahip çıkalım  27840_434057311353_308122511353_5767535_4455532_n
LİMANLAR İÇİN SÖYLEDİKLERİ
“Ne banka bırakacağız, ne fabrika,
Ne de işletme. Liman da bırakmayacağız.Hepsini satacağız! YUNAN”
Kemal Unakıtan
Neye sahip çıktık'ki? şekere sahip çıkalım  27840_434057451353_308122511353_5767538_1223351_n
“Ben Ülkeyi Pazarlamakla Mükellefim” DAHA BUNLAR BİR KISMI DAHA NELER VAR TELSİM AVEA TURKCELL GÜNEY DOGUDA İSRAİL TOPRAK ALMAKTA HAİNİ BU BARZANİ KUKLA DEVLETİ KÜCÜK İSRAİL UYANIN BE
Tayyip Erdoğan
Neye sahip çıktık'ki? şekere sahip çıkalım  27840_434057556353_308122511353_5767540_6820471_n

AKP`nin 2002 Aralık ayından bu yana sattıkları yada pembe tablonun kurutulmuş kaynakları. Ayrıca AKP`nin bu zamana kadar gerçekleştirmiş olduğu ilkler...
Neye sahip çıktık'ki? şekere sahip çıkalım  41999akp2
AKP HÜKÜMETININ ARALIK 2002 DEN İTİBAREN SATTIKLARI YADA PEMBE TABLONUN KURUTULMUŞ KAYNAKLARI

1-TAKSAN,
2-GERKONSAN,
3-SEKA Afyon Isletmesi ,
4- SEKA Balikesir Isletmesi,
5- SEKA Çaycuma Isletmesi,
6- SEKA Kastamonu Isletmesi,
7- SEKA Aksu Isletmesi,
8- SEKA Tasucu Tersane Alani,
9- SEKA ya ait 4 tasinmaz,
10- TZD Sakarya Isletmesi,
11- THY USAS,
12- TDI Trabzon Limani,
13- TDI Dikili Limani,
14- TDI Kusadasi Limani,
15- Sümer Holding’e Ait Merinos Hali Fabrikasi,
16- SÜMER HOLDING’E Ait ERYAG,
17- SÜMER HOLDING’E Ait Adiyaman Isletmesi,
18- SÜMER HOLDING’e ait 117 adet tasinmaz,
19- KBI’ye ait 103 arsa, 89 lojman,
20- EBÜAS-MEYBUZ,
21- EBÜAS’a ait 54 tasinmaz,
22- TEKEL Kaya Tuz,
23- TEKEL’e ait 30 tasinmaz,
24- ESGAZ,
25- BURSAGAZ,
26- ETI BAKIR,
27- ETI GÜMÜS,
28- ETI KROM,
29- ETI ELEKTROMETALURJI A.S,
30- Çayeli Bakir Isletmeleri A.S,
31- KBI Samsun Isletmesi,
32- KBI 65 adet tasinmaz,
33-DIV-HAN A.S,
34- Amasya Seker Fabrikasi,
35- Kütahya Seker Fabrikasi,
36- SÜMER HOLDING’e ait TÜMOSAN,
37- SÜMER HOLDING Malatya Isletmesi,
38- SÜMER HOLDING Bakirköy Isletmesi,
39- SÜMER HOLDING Diyarbakir Isletmesi,
40- SÜMER HOLDING Çanakkale Deri Isletmesi,
41- SÜMER HOLDING’E Ait 108 Adet Tasinmaz,
42- SÜMER HOLDING Ortadogu Teknopark A.S,
43- SEKA Karacasu Isletmesi,
44- SEKA Ankara Alim Satim Binasi Müdürlügü,
45- SEKA Ardanuç Isletmesi Varliklari,
46- TÜGSAS,
47- TÜGSAS Gemlik Gübre San. TAS,
48- TÜGSAS-IGSAS HISSELERI % 100,
49- TÜGSAS Urfa Depolari arazisi,
50- TÜGSAS’a ait 23 tasinmaz,
51- IGSAS Kütahya Gübre Varliklari ,
52- TEKEL Alkolü Içkiler San. A.S,
53- TEKEL’e ait 60 adet tasinmaz,
54- TEKEL Inegöl Kibrit Fabrikasi T.A.S,
55- TEKEL Gemlik Sun.Ip.Mües. T.A.S,
56- TEKEL Tuzluca Tuzlasi,
57- TEKEL Sekili Tuzlasi,
58- EBÜAS Samsun Soguk Hava Deposu
59- EBÜAS Manisa Kombinasi,
60- EBÜAS Manisa Arsasi,
61- EBÜAS’a ait 101 adet Tasinmaz,
62- TDI ANKARA FERIBOTU,
63- TDI Samsun Feribotu,
64- PETKIM 2adet tasinmaz,
65- TEDAS 1 arsa, 1 adet trafo binasi,
66- TEDAS 1 adet tasinmaz,
67- ATAKÖY Turizm A:S,
68- ATAKÖY Otelcilik A:S,
69- ATAKÖY Marina Ve Yat Isletmesi,
70- SÜMER HOLDING Beykoz Isletmesi,
71- SÜMER HOLDING Istanbul Imar LTD.STI,
72- SÜMER HOLDING 2 adet Tasinmaz,
73- TDI Karadeniz Gemisi,
74- TEKEL Kristal Tuz Rafinerisi,
75- TEKEL Kagizman Tuzlasi,
76- TEKEL’e ait 49 adet tasinmaz,
77- TÜPRAS 2 adet tasinmaz,
78- TDI 1 Adet Tasinmaz,
79- SEKA 5 Adet tasinmaz,
80- KÖY HIZMETLERI GENEL MÜDÜRLÜGÜ (Tasfiye Edildi),
81- SSK Hastaneleri (Tasfiye Edildi),
82- SSK Eczaneleri (Tasfiye Edildi),
82- SEKA Kocaeli Fabrikasi ve arsasi
83-Sümer Holding Sarikamis Isletmesi,
84-Sümer Holding Sivas Dokuma Fabrikasi,
85- Sümer Holding Manisa Pam. Men. A:S,
86- Sümer Holding Makine Ve Teçhizat,
87- Sümer Holding 32 Adet Tasinmaz,
88- TÜGSAS Samsun Gübre Sanayi A.S,
89- Tekel 5 Adet Tasinmaz,
90- Araç Muayene Istasyonlari 1. Bölge,
91- DSI ERCIYES Sosyal Tesisi,
92-Bayindirlik Ve Iskan Bakanligi ERCIYES Sosyal Tesisi,
93- Karayollari ERCIYES Sosyal Tesisi,
94-TEKEL Sigara Fabrikalari,
95-Sümer Holding Bergama Pamuk Ipligi Fabrikasi,
96-TEKEL Sigara Fabrikalarina Ait Tasinmazlar,.
97-TEKEL Puro Fabrikalari,
98-TEKEL Alkol Isletmelerine Ait Tasinmazlar,
99- Tercan Ayakkabi Isletmesi,
100-TCDD Mersin Limani,
101-Adapazari Seker Fabrikasi,
102-Eregli Demir Çelik Fabrikasi,
103-Iskenderun Demir Çelik Fabrikasi,
104-Eregli Limani,
105- Iskenderun Limani,
106-Yarimca Limani,
107- Yarimca Porselen Fabrikasi,
108- Romanya’daki Silisli Sac Fabrikasi,
109- Divrigi Demir Madeni,
110- Hekimhan Demir Madeni,
111- Kirikkale Çelik Çekme Boru Fabrikasi,
112- BORÇELIK,
113-TÜPRAS,
114- PETKIM,
115- TÜRK TELEKOM,
116- KIBRIS TÜRK HAVA YOLLARI,
117- TÜGSAS Toros Gübre Fabrikasi,
118- TÜGSAS Tekirdag, Tarsus, Fatsa Depolari,
119- Seydisehir Eti Alüminyum A.S,.
120- OYMAPINAR BARAJI,
121- ETI Alüminyum’a Ait Madenler,
122- Emekli Sandigi Ankara Emek Ishani,
123-Emekli Sandigi Istanbul Hilton Oteli.

İşte AKP'nin İlkleri

1-İlk defa bir Başbakan zam isteyen memur sendikalarına "IMF'yi ikna edin"dedi
2-İlk defa bir Ekonomi Bakanı, BDDK'nın çıkardığı yönetmelikleri inceletmek için IMF'den denetçi talep etti

3-
İlk defa bir Başbakan "tezkere geçmese memura maaş ödeyemeyiz" dedi

4-
İlk defa ekonomi büyürken istihdam yerinde saydı

5-
İlk defa cari açık verilirken döviz kuru sürekli düştü

6-
İlk defa enflasyon sürekli düşerken faizlerdeki düşüş enflasyondaki düşüşün gerisinde kaldı.

7-
İlk kez ithalat 100 milyar Doları aştı

8-
İlk kez cari açığın üstünde borçlanma yapıldı

9-
İlk kez Yunan Kilise Bankası Türkiye'de banka aldı

10
-İlk defa Domuz kesimlik hayvanlar sınıfına alındı ve teşvik kredisi verildi

11-
İlk defa finansman ihtiyacı üstü borçlanma yapıldı

12-
İlk defa kamunun kamuya olan borcu piyasadan borçlanılarak ödendi

13-
İlk defa düşük faizli dış borç yüksek faizli iç borç ile ödendi

14-
İlk defa döviz sürekli düşerken döviz cinsi borçlar TL cinsi borca çevrildi

15-
İlk kez sosyal transferler yatırımları geçti

16-
İlk kez İsrailli iş adamına gizli bir şekilde 800 milyon Dolar kaynak aktarıldı

17-
İlk defa bir Başbakan işsizliğin dünya gerçeği olduğunu söyledi

18-
İlk defa yabancı rantiyecilere vergi muafiyeti tanındı

19-
İlk defa bir kanun daha uygulanmadan değiştirildi. 5018 Sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile Türk Ceza Kanunu daha yürürlüğe girmeden değiştirildiler.

20-
İlk defa bir kanun bir haftada iki kez değiştirildi 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu bir haftada iki kere değiştirildi.

21-
İlk defa tarımsal üretimde dış ticaret açığı ortaya çıktı

22-
İlk defa borç GSMH'yi aştı

23-
İlk defa şirketlerin yatırım istisnası kaldırıldı

24-
İlk defa çiftçi ve emekliden vergi alınması sözü verildi

25-
İlk defa GSMH artarken KDV tahsilatı yerinde saydı

26-
İlk defa bir Başbakan faizin dünya gerçeği olduğunu söyledi

27-
İlk defa Petrol Kanunu ile yabancılara 50 yıllık imtiyaz verildi

28-
İlk defa zina suç olmaktan çıkarıldı

29-
İlk defa kapkaç diye bir sektör ortaya çıktı

30-
İlk defa bir Başbakan çiftçilere "Gözünü toprak doyursun" dedi

31-
İlk defa bir Başbakan Müslüman topraklarını işgal eden Hıristiyan ABD askerlerinin sağ salim ülkelerine dönmeleri için dua ettiği açıkladı

32-
İlk defa bir Başbakan "Bir dönem dini kullandık" dedi

33-
İlk defa dar gelirlilerin alım gücü bu kadar düştü

34-
İlk defa bir Başbakan en fazla yurtdışı seyahat yaptı

35-
İlk defa bir Başbakan yapılan bir ihalede önce uçak istedi sonra mercedece razı oldu

36-
İlk defa enflasyon % 10 artarken pancar fiyatları 99 Kuruştan 88 Kuruşa indi

37-
İlk defa fındık üreticileri en büyük mitingi yaptı

38-
İlk defa bir Başbakan ve Dışişleri Bakanı, İslamiyet'i yok etmeye yemin eden bir Papa'nın heykeli önünde fotoğraf çektirdi

39-
İlk defa iletişim sektörünün tamamı yabancıların kontrolüne geçti

40-
İlk defa bir Başbakan Türkiye'yi pazarladığını açıkça itiraf etti

41-
İlk defa bir Başbakan toprak satılıyorsa "alıp götürmüyorlar ya" dedi

42-
İlk defa IMF "Türkiye ekonomisi cehennemde" dedi

43-
İlk defa bir Başbakan "Borç yiğidin kamçısıdır" demekle borçlanmayı başarı olarak gösterdi

44-
İlk defa bir cami kiliseye çevrildi

45-
İlk defa Kilise ve Havralar imar planlarında yer aldı

46-
İlk defa bir Başbakan Yahudi Think Tank kuruluşundan "Üstün Cesaret Ödülü" aldı

47-İlk defa Türk askerinin başına ABD güçlerince çuval geçirildi

48-
İlk defa TBMM tarafından tezkerenin red edilmesine rağmen Dışişleri Bakanlığı genelgesi ile savaş araç ve gereçleri Türkiye üzerinden Irak'a aktarıldı

49-İlk defa bir Başbakan Başdanışmanı Amerikalılara Başbakan için "Bu adamı kullanın, dini inancı size yardımcı olacaktır, onu süpürge deliğinden aşağı atmayın" dedi

50-İlk defa bir Türkiye Başbakanı, İslam dünyasının sınırlarını değiştirecek BOP'un yani Büyük İsrail Projesi'nin Eş başkanı oldu.
Neye sahip çıktık'ki? şekere sahip çıkalım  206966_10150141794822858_628777857_6812920_857426_n

GELİR DAĞILIMINDAKİ BOZUKLUK MEVDUAT DAĞILIMINDA AÇIKÇA GÖRÜLMEKTEDİR.


BDDK (Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu) Aralık 2006 Aylık Bülteni yayımlanmıştır. Bültende Türk bankacılık sisteminde toplam 70.632.000 mevduata ait 296,9 katrilyon TL mevduat bulunduğu belirtilmiştir. Mevduatın dağılımı şöyledir; -10 milyara kadar olan mevduat toplam 26,2 katrilyon TL olup 69.305.000 mevduata ait, -10 milyar-50 milyar arası mevduat toplam 52,2 katrilyon TL olup 2.357.000 mevduata ait, -50 milyar-250 milyar arası mevduat toplam 62,4 katrilyon TL olup 697.000 mevduata ait, -250 milyar-1 trilyon arası mevduat toplam 38,6 katrilyon TL olup 88.000 mevduata ait, -1 trilyon ve üstü mevduat toplamı 116,6 katrilyon TL olup 16.000 mevduata ait, BDDK verilerine göre toplam bankalarda 70.632.000 mevduat hesabı bulunmaktadır. Nüfusun 15 milyonunun 15 yaş ve altı küçükleri olduğu ve en az bunun kadar olan nüfusun diğer kesiminin de bankalarda mevduat hesabı bulunmadığı dikkate alındığında; 70 milyon olan mevduat sayısının en fazla 40 milyon kişiye ait olduğu görülmektedir. Yukarıdaki verilere göre; -Mevduatın % 8,8'i oranınd


a 26,2 katrilyon TL tutarındaki kısmı 10 milyar altıdaki mevduatlardan oluşmaktadır. Söz konusu mevduat 69.305.000 mevduata ait olup toplam mevduat sayısının % 98'ine aittir. Yani bankada parası olanların dahi % 98'i ancak mevduatın % 8,8'ine sahiptir. -Mevduatın % 39'u oranında 116,8 katrilyon TL tutarındaki kısmı 1 trilyon ve üstü mevduatlardan oluşmaktadır. Söz konusu mevduat 16.000 mevduat hesabından oluşmakta olup, toplam mevduat sayısının on binde 2'sine aittir. 16.000 adet mevduatın en fazla 7.000 kişiye ait olduğu dikkate alındığında; bankalardaki mevduatın % 39'una sadece 7.000 kişinin sahip olduğu görülmektedir. Yani 7.000 kişi veya 1.000-1.500 aile Türkiye zenginliğinin % 39'una sahiptir. Nüfusun on binde 2'sinin zenginliğin % 39'una sahip olduğu bir ortamda gelir dağılımı adaletinde bahsetmek hayaldir. Bu da gösteriyor ki; gelir dağılımı AKP döneminde akıl almaz şekilde bozulmaktadır. Genel olarak % 20, % 10 ve % 5'lik dilimler halinde gösterilen en fakir-en zengin arasındaki gelir adaletsizliğin bile aldatıcı olduğu, durumun çok daha vahim olduğu mevduattaki dağılımda açıkça görülmektedir. Nitekim 2006 yılında Türkiye'deki Dolar milyarderi sayısı 8'den 22'ye çıkarken, Fransa'daki dolar milyarderi sayısı artmamış ve 10 civarında kalmıştır. Bu da AKP iktidarında ekonomik büyümenin, istikrarın kimin işine yaradığını açıkça ortaya koymaktadır. İstikrarlı bir şekilde büyüyen en fazla 7.000 kişinin gelir ve servetidir.

GELİR DAĞILIMINDAKİ BOZUKLUĞU TÜİK RAKAMLARI DA AÇIKÇA ORTAYA KOYMAKTADIR.
TÜİK'in % 20, % 10 ve % 5'lik dilimler halinde gösterdiği gelir dağılımına göre; Nüfusun en zengin % 20'lik kesimi Milli Gelir'in % 45'ine sahipken, Nüfusun en fakir % 20'lik kesimi Milli Gelir'in % 6'sına sahiptir. Nüfusun en zengin % 10'luk dilimi Milli Gelir'in % 29'una sahipken, Nüfusun en fakir % 10'luk kesimi Milli Gelir'in % 2'sine sahiptir. Nüfusun en zengin % 5'lik kesimi Milli Gelir'in % 19'una sahipken, Nüfusun en fakir % 5'lik kesimi Milli Gelir'in % 0,8'ine sahiptir. Resmi rakamlara göre nüfusun % 16,4'ü aylık 156 milyon liralık gelirin altında bir gelir elde etmektedir. Yani kişi başına milli gelirleri yıllık 1.337 bin Dolar dır. En fakir % 10'luk kesimin(7,2 milyon kişinin) Kişi Başına Milli Geliri yıllık 1.140 Dolar, en zengin % 10'luk kesimin Kişi Başına Milli Geliri yıllık 15.525 Dolardır. En fakir % 5'lik kesimin (3,6 milyon kişinin) yıllık geliri 394 Dolardır.
DÜNYA EKONOMİSİNİN ADALETSİZ YAPISI
Irkçı emperyalist tekelci sermaye dünyadaki gelir ve servet dağılımını tarihin hiçbir döneminde görülmemiş bir şekilde bozmaktadır. 2005 yılında dünyanın toplam Gayri Safi Yurtiçi Hasılası 44.455 milyar Dolar olarak gerçekleşmiş ve dünya nüfusu 6.555 milyona yükselmiştir. Fakat dünyada üretilen Gayri Safi Hasıla çok adaletsiz bir şekilde gerçekleşmiştir. Batılı ülkeler olarak bilinen gelişmiş ülkelerin toplam nüfusu 969 milyon olmasına karşılık bu ülkelerin Gayri Safi Yurtiçi Hasıla toplamları 32.434 milyar Dolardır. Dünya nüfusunun % 14'ünü oluşturan gelişmiş ülkelerin dünyadaki Gayri Safi Hasıla'nın % 78'ine sahiptir. Batı dışı ülkeler olarak bilinen gelişmekte olan ülkelerin toplam nüfusu 5.586 milyon kişi olmasına karşılık bu ülkelerin Gayri Safi Yurtiçi Hasıla toplamları 10.451 milyar Dolardır. Dünya nüfusunun % 86'sını oluşturan gelişmekte olan ülkelerin dünyadaki Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'nın % 22'sine sahiptir. Ülkeler bazında bu analiz derinleştirildiğinde adaletsizlik daha da vahim bir durum almaktadır. ABD dünya nüfusunun % 4,5'ine sahip olduğu halde dünyadaki Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'nın % 28'ine, AB ülkeleri (15 ülke) dünya nüfusunun % 5,9'una sahip oldukları halde dünyadaki Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'nın % 29'una, Japonya dünya nüfusunun % 1,9'una sahip olduğu halde dünyadaki Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'nın % 10'una, Sahip bulunmaktadır. Gelişmiş Batılı ülkelerin gelişmekte olan Batı dışı ülkelere karşı adaletsiz gelir dağılımı, Gelişmiş Batılı ülkelerin içinde de kendini göstermektedir. Yani dünyada nasıl ki gelişmekte olan ülkeler ile gelişmiş ülkeler arasında gelir dağılımı adaletsizliği varsa gelişmiş ülkelerin içinde de aynı adaletsizlik vardır. Dünyanın zenginliklerine bir avuç ırkçı emperyalist rantiyeci el koymakta ve dünyanın geri kalan tüm kesimlerini de açlığa, sefalete ve yoksulluğa mahkum edilmektedir. Dünyadaki bütün insanların katkıları ile üretilen Gayri Safi Hasıla


bir avuç mutlu azınlığa gitmektedir. Her gün giderek artan bu adaletsizlik dünya barışını tehdit etmekte ve dünyayı yaşanamaz duruma koymaktadır. Örneğin dünya nüfusunun % 14'ünü oluşturan gelişmiş ülkelerin Kişi Başına Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'sı 35.000 Dolar iken, dünya nüfusunun % 86'sını oluşturan gelişmekte olan ülkelerin Kişi Başına Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'sı 1.871 Dolardır. Yani 970 milyon kişinin geliri ortalama 35.000 Dolar iken 5,6 milyar kişinin geliri 1.871 Dolardır. Dünya nüfusunun % 4,5'ine sahip olan ABD'de Kişi Başına Gayri Safi Yurtiçi Hasıla 41.783 Dolar iken, dünya nüfusunun % 20'sini oluşturan Çin'de Kişi Başına Gayri Safi Yurtiçi Hasıla 1.691 Dolardır.
Gaz
ze Dramının oluşumunu anlayabilmek için İsrail'in Nasıl Kurulduğunu bilmek gerekir…

İşte size İsrailin kuruluşunun kısa Kronolojik Tarihi….
GAZZE DRAMINDA TÜRKİYEYİ GÖRMEK..

Geçmişten adam hisse kaparmış... Ne masal şey!
Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi?
'Tarih'i 'tekerrür' diye tarif ediyorlar;
Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?

:::::::::::::::::::::::::: :::::::OKUYUNDA FİLİSTİN NASIL ELDEN CIKMIŞ:::::::::::::::::::: ::::::
Gazze Dramının oluşumunu anlayabilmek için İsrail'in Nasıl Kurulduğunu bilmek gerekir

Vatansızlaştırılan Filistin halkı, son iki sığınağından birisi olan Gazze'den de muhtemelen çıkmak zorunda kalacaklar…

Ama İsrail Devletinin Arz-ı Mevud'a, Vaat edilmiş Topraklara yürüyüşü, başka toplumların başka insanların acısı pahasına devam edecek…
İşte size İsrailin kuruluşunun kısa Kronolojik Tarihi….

6.Kasım.1882 tarihinde Samarya'da Yahudilerin Filistinlilerden aldıkları topraklar üzerinde ilk Yahudi kolonisi (Zihron-Yakop) kurulur.
7.kasım.1883 Ekron Tarık kolonisi kurulur.
14 şubat 1896 Siyasi Siyonizmin kurucusu Thedor Herzl (1850-1904) tarafından Yahudilerin Filistinde bir Yahudi devleti kurmasını öngören ve bu devletin nasıl kurulacağını belirten "Der Juden stat" (Yahudi Devleti) adlı kitabını yayınlar. Kitaba alt başlık olarak "Eğer İstersen O masal değildir" cümlesi seçilmiştir.

Herzl kitabında, Yahudilerin bir millet olduğunu ve bir devlet kurması gerektiğini, gerekirse silah da kullanılmasını, dünyada etkin Yahudi medyasından ve Yahudi sermayedarlardan yararlanılması gerektiğini belirtir. Çıkacak bir Dünya Savaşında Türkiye'nin parçalanmasını ve bundan Yahudilerin yararlanması gerektiğini ifade eder. Gerektiğinde, hedefe varmak için her türlü mali imkanın seferber edilmesi gerektiğini vurgular ve "Hedefe varmak için her yol mubahtır" tezini işler.Tagabücher adlı kitapçığında ise "Filistin topraklarının asıl sahiplerinin elinden yavaş yavaş geri alınmasını ve asla geri satılmamasını" teklif eder.

4.Haziran 1897 tarihinde Siyonist Merkez Teşkilatının yayın organı "Die Weltt" (Dünya) gazetesi yayın hayatına başlar. Gazetenin başlığında 6 köşeli yıldız ortasında da Mısır'dan İstanbul'a tüm Ortadoğu'yu kapsayan bir harita vardır.

1900 yılı itibariyle Filistin'de tarımla uğraşan Yahudi köylerinin sayısı 20'ye çıkmıştır.
1908 yılında Siyonist Teşkilatı tarafından , Yahudileri Filistine yerleştirmek amacıyla "Filistin Toprak Geliştirme Fonu" oluşturulur.
1920'de ise İlk Yahudi Şehri Tel Aviv Filistin Sahilinde kurulur.
1917'de Filistin'de 56.000 Yahudi, 644.000 Filistinli Arap yaşarken, 1922'de Yahudi sayısı 83.794'ye Arap nüfusu 663.000'e , 1931'de ise Yahudilerin sayısı 174.616, Araplarınki 750.000'e ulaşır.

İngiliz,Amerikan,Fransız ,Güney Amerikalı Yahudi zenginler kesenin ağzını açarak toprak satın almak için özel banka ve konsorsiyumlar kurarlar. Siyonist toprak stratejisine en yüksek mâlî destek 1919-1939 yılları arasında ABD'den gelir. Siyonist mâlî kurumlar şebekesinin öncülüğünde Anglo- Palestine Bank oluşturulur. Siyonist örgüt, 1920'lerde bir emlak bankası, bir çok mahallî kredi bankaları kurulur...
1936-1939 arası Filistinliler büyük bir başkaldırı ve isyan çıkarırlarsa da geç kalmışlardır.Güçlenen Yahudi toplumu ve organizasyonlarının desteklediği İngilizlere yenilirler. Bundan sonra Yahudi toplumuna silah akmaya başlar .Filistin köylerine karşı saldırı,baskın ve katliamlarla geri kalan toprağı da ele geçirirler ve mazlum desteksiz Filistinlileri kendi topraklarından sürmeye başlar..

15.Mayıs.1948 de de, İsrail Kurulur..
İsrail mevcut topraklarla yetinmez. Sürekli genişleme stratejisi güder. 1967 yılındaki Arap İsrail savaşları (6 gün savaşları) sonucunda, sina yarımadası ve golan tepeleri, 1973 de de Gazzenin büyük bölümünü ele geçirir.

İsrail'in Gazze Katliamının temelinde Vadedilmiş Topraklara sahip olma hedefi yatmaktadır.

Vaat edilmiş toprakların Nil'den Fırat'a kadar uzanan çoğrafya olduğunu bilen bir Türk'ün Gazze'de dökülen kan için döktüğü gözyaşının içine, torunlarının geleceği için dökülen damlalar da da karışıyordur şüphesiz…
Zaman zaman kendi kendime soruyorum;

"Nil'den Fırat'a Büyük İsrail","Megolo İdea" ve "Büyük Ermenistan" hayallerinden haberdar olan bir insan , Yabancılara Toprak satışını kolaylaştıran düzenlemelere (Tapu Kanunu, Köy Kanunu, Maden Kanunu, Petrol Kanunu vs.. ) destek vermişse Gazze için ağlamaya hakkı var mıdır?

Müslümanların Endülüs'de yaklaşık 700, Sicilya'da 500 sene hükmetmelerine rağmen bugün o topraklarda hiç Müslüman bulunmadığını, 800 senelik hakimiyet sona erdikten sonra Balkanlarda neredeyse Müslüman Türk kalmadığını bilen bir insan Vakıflar Yasasında yapılan değişiklikleri onaylıyorsa "İnsanlar Topraklarından sürülmesin" demesi inandırıcı mıdır?



İsrail'in , ne kendi halkına ve ne de yabancılara toprak satışına izin vermediğini, İsrail topraklarının % 80'4'ünün devlete; '6 sı Yahudi Ulusal Fonu'na kalan % 6'sının da İsrailli Yahudi vatandaşları ile Arap asıllı İsraillilere ait olduğunu bildikleri halde, yabancılara toprak satışını savunan, "aldıkları toprağı götürecekler mi" diyebilen siyaset esnafları , Gazze hakkında heyecanlı nutuklar atarken neler hissediyordur?

Yoksa bir tiyatroda mıyız? Tüm aktörlerin timsah göz yaşları döktüğü?

Ama bu soruların hiçbirisine net cevap veremiyorum….
Anlaşılan o ki, vicdanlarımız kararmış…

Ellerimiz gibi,

Kömür karası


İlteriş Kağan
İlteriş Kağan
Yazışmalık Yöneticisi


Yazışmalık Yöneticisi


Neye sahip çıktık'ki? şekere sahip çıkalım  Turkey10
Neye sahip çıktık'ki? şekere sahip çıkalım  Gencat10
Neye sahip çıktık'ki? şekere sahip çıkalım  Pro10
Yaş Yaş : 42
Cinsiyet Cinsiyet : Erkek
Nerden Nerden : Turan
Lakap Lakap : ©ﻕΞתς яΞiS
Doğum Tarihi Doğum Tarihi : 01/10/81
 Atsız´ın hangi kitaplarını okudunuz? Atsız´ın hangi kitaplarını okudunuz? : Hepsini Okudum
İletiler: İletiler: : 5563
Üyelik Tarihi Üyelik Tarihi : 06/01/09
Neye sahip çıktık'ki? şekere sahip çıkalım  Pro1010
Neye sahip çıktık'ki? şekere sahip çıkalım  290407


Neye sahip çıktık'ki? şekere sahip çıkalım  Ile10

https://ilteris.forum.st/

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz