Bir Alperenin Ardından - Ali Şahin

İlkbahar ayı olmasına rağmen, kış şartlarının inatla bitmek bilmediği bir Mart ayının son günlerinde ani bir haberle yürekler yandı,göz yaşları sicim sicim boşaldı ve gelecek sevindirici bir haber için diller dualara başladı.

BİR ALPEREN’İN ARDINDAN

İlkbahar ayı olmasına rağmen, kış şartlarının inatla bitmek bilmediği bir Mart ayının son günlerinde ani bir haberle yürekler yandı,göz yaşları sicim sicim boşaldı ve gelecek sevindirici bir haber için diller dualara başladı. Değil orada bulunmak, resmini görünce dahi bedenlerin titrediği, sisli ve karlı bir dağ yamacına düşen helikopter beş tane Anadolu evladını aramızdan ayırdı.Bunlardan biri olan Muhsin Yazıcıoğlu’nun bir şiirinde belirttiği gibi kavuşmayı çok istediği sonsuzluğun sahibine kavuşturdu o yiğitleri.O helikopter o dağ yamacına değilde sanki yüreklere düştü.Olayı farklı kılan ise içinde bir Alperen’in oluşuydu.

Kahramanlığın,yiğitliğin,dürüstlüğün ve liderliğin sözlükteki anlamları dışında kullanılır olduğu;siyasetçinin halktan uzaklaştığı ve halkında siyasetçiye küstüğü;menfaatleri uğruna bırakın başkalarının canını yakmayı,tüm değerlerini ve kişiliklerini ayaklar altına alanların cirit attığı bir dönemi yaşadığımız keşmekeş dünyamızda,tüm bunlara inat adam gibi adam,eğilmeyen ve dimdik duran,örnek bir insanı,gerçek bir ülkü adamını kısacası bir Alperen’i kaybettik.

Anadolu’nun küçük bir köyünde doğmuş,Türk ve İslam terbiyesiyle yetişmiş,tüm hayatını vatanı ve milletine adamış bir Anadolu yiğidi,dava adamı ve gönül eri.Kendisini hedef alanlara bile el uzatabilecek ve onlara dostum diyebilecek olgunluğa erişmiş örnek bir insan.Yedi buçuk yıl demir parmaklıklar arkasına atılmış ve sonuçta suçsuz olduğu anlaşılıp serbest bırakılmış;yaşadığı bu olaylar için hakkını aramasını söyleyenlere “Devlet benim devletim” diyebilen ender değil tek insan.”Milletine çevrilmiş namluya selam durmam” diyerek her halükarda milletinden yana olan ve dimdik duran tek siyaset adamı.Anadolu’nun yağız delikanlısı ve Türk-İslam aleminin son Alperenlerinden biri :Muhsin Yazıcıoğlu.

Her siyasi fikirden insanın sevdiği ve saygı duyduğu büyük insan.Bir ikindi vakti seni karlı dağlarda kaybettik ve yine bir ikindi vakti dualarla ve gözyaşlarıyla sonsuzluğun sahibine uğurladık.Tıpkı senin dediğin gibi:[/size]

Bir coşku var içimde bu gün kıpır kıpır
Uzak çok uzak bir yerleri özlüyorum
Gözlerim parke parke taş duvarlarda
Açılıyor hayal pencerelerim
Hafif bir rüzgar gibi süzülüyorum
Kekik kokulu koyaklardan aşarak
Güvercinler ülkesinde dolaşıyor
Bir çeşme başı arıyorum
Yarpuzlar arasında kendimi bırakıp
Mis gibi nane kokuları arasında
Ruhumu dinlemek istiyorum
Zikre dalmış her şey
Güne gülümserken papatyalar
Dualar gibi yükselir ümitlerim
Güneşle kol kola kırlarda koşarak
Siz peygamber çiçekleri toplarken
Ben çeşme başında uzanmak istiyorum
Huzur dolu içimde
Ben sonsuzluğu düşünüyorum
Ey sonsuzluğun sahibi, sana ulaşmak istiyorum
Durun kapanmayın pencerelerim
Güneşimi kapatmayın
Beton çok soğuk, üşüyorum...

Sen üşüdün bizlerde üşüdük.Sen sonsuzluğa gittin bizler ise yandık.Sen kayboldun bizler ise bulamadık yada buldurtmadılar seni.Eğer gerçekten buldurtmadılarsa seni,bunu yapanların ortaya çıkartılıp hesap sorulması dileğimiz,duamız ve görevimizdir Reis.Senin için yazılacak o kadar çok şey vardı ki kafamda ama gel gör ki ilk harfi yazdığım an yüreğimdeki yangın tarifsiz boyutlara ulaştı,göz yaşlarım sel oldu çağladı;elim,dilim ve dimağım tutuldu;seni anlatacak gücüm ve takatim kalmadı Reis.Yüreğimdeki yangını seni bizden ayıran o dağların karı bile söndüremez Reiiis…

Sonsuzluğun sahibi yüce Allah (C.C.) senin mekanını nur, makamını Cennet eylesin.

Sen rahat uyu Reisim.

SENİ UNUTMAYACAĞIZ ALPERENİM…

Ali Şahin

http://www.cehirlik.com/?islem=yazigoster&no=94