¤ۣۜ..¤ İlteriş Türkçü Turancı Otağı ¤ۣۜ..¤
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Medeni Bilgiler ve Atatürk'ün El Yazıları

Aşağa gitmek

nr Medeni Bilgiler ve Atatürk'ün El Yazıları

Mesaj tarafından İlteriş Kağan Cuma 13 Tem. 2012 - 0:17

Medeni Bilgiler ve Atatürk'ün El Yazıları
Medeni Bilgiler ve Atatürk'ün El Yazıları Medenib
Prof. Dr. A. Afetinan
Giriş (s:1-11)


M. Kemal Atatürk'ün XXV. ölümü yıldönümünde Türk Tarih Kurumu
konferanslar tertip etmiş ve bunları kitap halinde, yayınlanmıştır. O
yıl aynı zamanda "Unesco" Genel merkezinde, bütün üye olan devletler
Atatürk'ü anma kararı almış ve bu üye milletlerin kültür teşekkülleri
yayınlar yapmışlardır.


Türk Tarih Kurumu'nun bu konferanslar serisinde ben "Atatürk' ün
vatandaşlık hak ve vazifeleri üzerindeki düşünceleri" konusunu ele
alarak işledim ve bilhassa Atatürk'ün el yazılarıyle olan belgeleri
dinleyicilere gösterdim. O tarihten itibaren elimde bulunan bütün
yazıları tasnif ederek kitap halinde yayınlamayı istedim. Meslek
arkadaşlarım da beni bu hususta teşvik ettiler. O konferansımda bütün
"Medeni Bilgiler" kitabımın her konusunu belgeleriyle göstermeme imkân
yoktu. Bunun için Atatiirk'ün XXX. ölüm yıldönümü vesilesiyle bu
"Medeni Bilgiler" kitabmın hazırlanma tarzını, el yazılarıyle
belgelerine dayanarak izah etmek istiyorum. Bu yazılarm çoğunluğu
Atatürk'ündür.

Medeni Bilgiler ve Atatürk'ün El Yazıları Ata353

Aynı zamanda Atatürk'ün muhitinde konuşulan konulan ve çeşitli
meseleler üzerindeki düşünceleri de tespit etmiş olacağımı. Atatürk'ün
etrafındaki toplantılardan daima bahsedilmektedir.


Burada bulunanlar hâtıralarmı kendi görüşlerine göre yazmışlardır.
Tarihci ve ediplerimiz ise bu toplantıları işittikleri veya
okuduklarından çıkardıkları neticeye göre yazmak istemektedirler.


Benim şahit olduğuma göre Atatürk'ün etrafında toplanmalar çok
çeşitlidir. Gündüzleri çoğunlukla hususi kütüphanesinde daima bir kaç
kişi ile ya çalışır veya belirli bir konu üzerinde konuşmalar yapardı.
Bunlar otomobil veya motor gezintilerinde devam eder ve çoğuıılukla
Ankara'da çiftlik evlerinde ya davetlileri veyahut oraya toplannıış
olan halk ile doğrudan doğruya meseleleri konuşur ve fikirlerini
sorardı.


Medeni Bilgiler ve Atatürk'ün El Yazıları Ata355


Bu hal memleket içi seyahatlerinde daha kesif olarak uygulanır, trende
vapurda ve uğradığı her yerde daima yeni konular ve tetkikler
açıklanarak üzerlerinde münakaşalar yaptırmasını severdi. Atatürk'ün
günlük entelektüel yaşayışı her zaman her muhitte tatbikat sahası bulur
ve karşısında imtihana çekilenler eksik olmazdı.


Bir örnek vermek için şu olayı anlatmalıyım. Bir gün dişlerini tedavi
etmek için gelen hekime, o sırada benim elimde okuduğum sosyoloji
kitabından, sorular sormaya başladı. Tabii buna derhal cevap verecek
durumda olmayan diş hekimi mahcup olmuştu. Ben buna müdahale ederek
hemen kitabı getirdim ve bunun pek yeni neşriyat olduğunu gösterdim.
Atatürk bir taraftan da işi şakaya getirerek diş hekimine şöyle söyledi
: "Biliyorum, siz kendi mesleğinizde en büyük başarıyı
gösteriyorsunuz, fakat bunun yanı başında başka meselelerle de
ilgilenerek okumanızı teşvik etmek istedim ve bu kadar aykırı bir
konuyu bilhassa seçtim" dedi. Diş hekimi ertesi gelişinde bu konuya
ait bir çok kitap tedarik ederek okumuş ve bu sefer o Atatürk'e
bunlardan bazı sorular sormuştu.



Medeni Bilgiler ve Atatürk'ün El Yazıları Ata357


Buna daha pek çok verilecek örnekler vardır.


Yine meselâ Atatürk'ün motor ile mutad Boğaz gezintilerinde mutlaka
bir kitap veya bir mesele konuşma konusu olur ve o gezintinin sonunda
herkes bir şeyler öğrenmiş olurdu.


Bir de bunlara eklenen Atatürk'ün akşam toplantıları vardır. Buraya
davet edilenler, bulunulan çevreye göre değişir. Ankara'da bulunulduğu
zaman âdet şöyle idi: Atatürk'e her gün, genel sekreter gelen evrak
üzerinde bilgi verir ve emirlerini alır. Duruma göre memleket
meseleleri ve dış olaylar için kendisi direktifler verir bazen de
meseleleri derinlemesine soruşturur, bilgi alırdı. Bu arada başbakan
ve bakanlardan bazıları lüzum gördükleri zaman yine hükümet işlerini
görüşmeye gelirler. Meselâ Genel Kurmay başkanı mareşal Fevzi Çakmak
ekseriya konuşmak için gündüzleri gelirdi.


Medeni Bilgiler ve Atatürk'ün El Yazıları Ata359



Akşam üzeri başyaver yanına gelir ve sofraya kimlerin davet edilmesini
emrettiklerini sorardı. Atatürk bu listeyi o günkü çalıştığı ve
okuduğu kitaplarla ilgili kimseler olmasını ister ve ona göre
yazdırırdı. Derhal burada şuna da işaret etmeliyim ki, Atatürk
devrinin, mesleklerinde isim yapmış şahısları daima onun etrafında
toplanmıştır. Onun için memleketin aydın kişilerini, o muhitte tanımak
ve konuşmak daima mümkün olmuştur. Bu, sadece Ankara ve İstanbul'da
değil,
memleketin çeşitli yerlerine gidildigi vakitte böyle olur, o çevrenin
tanınmış aydın kişileri bu toplantılara çağırılırdı. Ancak her akşam
başyaverin yazdığı listedeki kimseler, bazen mâzeretleri otur
gelemezler veya orada bulunmazlar, onun için listelerde yazılı olanlar
her zaman bir araya gelemezler vey ahut toplandıktan sonra bir başka
isim ortaya atılır, geç de olsa hemen haber gönderilerek davet
edilirdi. Devlet adamları bilhassa başbakan, dahiliye ve hariciye
bakanları ise istedikleri zaman gelebilirlerdi.


Şimdi, bu kitabı ve belgeleri yayınlama vesilesiyle şahidi olduğum
olaylar hakkında bazı bilgiler vermek istiyorum. Ancak kendi mesleki
hayatımdan bahsetmemin mazur görülmesini rica ederim.

Medeni Bilgiler ve Atatürk'ün El Yazıları Ata361


1929/1930 ders yılında Ankara Musiki muallim mektebinde öğretmenlik
görevime, Yurt bilgisi ve Tarih derslerini vermek üzere başlamıştım.
Yurt bilgisi için okutacağım ders kitabını Atatürk gördüğü zaman bunu
yeterli bulmamıştı. Kitabın konuları ise kendisini de ilgilendirdiği
için evvela benim Fransız lisesinde okuduğum "Instruction civique"
kitabımdan bazı tercümeler yapmamı istedi. Aynı zamanda, bu konulara
ait çeşitli kitapları, genel sekreteri Tevfik Bıyıklıoğlu'na
araştırtarak Almanca'dan bazı tercümeleri yaptırmıştı. Kendisi
fransızcadan ve Türkçeden okuduklarına bu tercümelerden de istifade
ederek, bazı konuları bizzat yazmış veya bizlere yani bana ve genel
sekretere dikte ettirmiştir. Benim o zamanki çalışmalarımı bu konulara
ait kitapları aramak, okumak ve icabederse tercüme ederek notlar
almak idi. Bu suretle Yurt bilgisi derslerimi program uyarınca bu yeni
incelemelere göre veriyordum. Okulda kız ve erkek öğrenciler beraber
okuyorlardı. O tarihte yürürlükte olan kanunlarımızda kadınlara seçim
hakkı tanınmış değildi.


Bir ders tatbikatı olarak, bütün ders verdiğim sınıflarda Belediye
kanununa göre seçim denemesi yaptırdım. Öğrenciler heyecanla bu işte
çalıştılar, rey kutuları hazırladılar. O zaman yürürlükte olan Belediye
kanunu tam manasıyle tatbik edildi ve belediye başkanı olarak da bir
kız arkadaşlarını seçtiler. Bunun üzerine bir erkek öğrencinin itirazı
ile karşılaştım. Diyordu ki : "Mevcut kanunun bize öğrettiğine göre
kadınların rey verme hakkı olmadığı gibi, seçilemezler de". Öğrenci
itirazında haklı idi, ama ben öğretmen olarak şu telkinde bulunmayı
münasip gördüm. "Bu öğrendikleriniz ilerisi için sizlere lüzumlu
olacaktır. Kadınlarımız da yakında rey hakkı kazanacaktır" dedim. Fakat
bu sözlerimin erkek ögrenci karşısında öğretmenlik otoritesinin
ötesine geçmiyeceği muhakkaktı.

Medeni Bilgiler ve Atatürk'ün El Yazıları Ata363


İşte böylece ögrencilerimden birinin bu itirazı ve soruları beni kadın hakları üzerinde çalışmaya teşvik etti.


Aynı gün Gazi Orman çiftliğindeki Marmara köşkünde Atatürk ile
İçişleri Bakanı Şükrü Kaya'ya bu olayı, Türk kadını olarak rey hakkına
malik olmadığımızdan çok müteessir olduğumu anlattım.


Atatürk bana bu konuda çalışmamı ve başlıca memleketlerde bu
meselelerin nasıl hal edilmiş olduğunu tetkik etmemi tavsiye etti.
İtiraf edeyim ki o sıralarda ben bu hususta hemen hiç bilgi sahibi
degildim. Fakat kız ve erkek öğencilerimin karşısına, bu haklardan
mahrum olan bir öğretmen olarak da çıkmak istemiyordum. Çok severek
başladığım ögretmenlik hayatımdan ve vazifesinden ayrılmak da bana
ağır gelecekti. Bununla beraber Atatürk'e şunu söylemekten kendimi
alamadım : "Hiç olmazsa erkek öğrencim kadar bir hak sahibi olmadan o
sınıfa ders veremiyeceğim" dedim. Bu sırada İçişleri Bakam Şükrü Kaya,
B. M. Meclisinde bir yıldan beri müzakere edilmekte olan Belediye
kanununda bu işin ele alınabileceğini ifade etti. Atatürk düşünüyordu.
Birden "Başvekille konuşuruz, fakat bu meselede hazırlıklı olmak ve
münakaşa etmek lâzımdır" dedi. Kendisi o akşam Çankaya köşküne devlet
adamlarından, Hukuk mektebi (o zaman henüz fakülte değildi)
hocalarından ve daha başka bu meseleleri konuşabilecek kimseleri davet
ettirdi. Konu açıldığı vakit, kadınlarm rey hakkına taraftar olanlar
bulunduğu gibi, buna karşı olanların fikirleri de tartışılmaya
başlandı. Ben heyecanlı idim ama, tam inandırıcı deliller
bulamıyordum. Fakat o günden sonra bir çok kitap okumaya başladım.
Diğer memleketlerdeki durum hakkında bilgi sahibi oldukça bu
münakaşalar benim için daha istifadeli oluyordu.

Medeni Bilgiler ve Atatürk'ün El Yazıları Ata365


Şimdi B. M. Meclisi zabıtlarında bu meseleyi tetkik edecek olursak
durumu şöyle tespit edebiliriz : 20 Mart 1929 tarihinde Başvekil İsmet
(İnönü) imzasıyle hükümet teklifi olarak B. M. Meclisi'ne yazılan
tezkesede şunlar yazılıdır :


"Dahiliye vekâletince hazırlanan ve icra vekilleri heyetinin 6.3.1929
tarihli içtimaında yüksek meclise arzı kararlaştırılan Belediye kanun
lâyihası esbabı mucibesiyle birlikte takdim olunmuştur".

Bu kanun lâyihasının uzun mucip sebepleri kısmında, kadınların rey verme meselesi teklif edilmemiştir.


Fakat tam bir yıl sonra 20 Mart 1930'da bu kanun'un müzakeresi için B.
M. Meclisinde müstaceliyet (ivedilik) kararı alınıyor. (Yalnız Kars
mebusu Agaoğlu Ahmet itiraz ediyor) 22 Mart 1930 cumartesi, 24
pazartesi, 27 perşembe, 29 cumartesi ve 31 Mart pazartesi bu kanun
üzerine çeşitli yönlerden münakaşa ve müzakereler oluyor. Nihayet 3
Nisan 1930 perşembe günü 164 maddeli Belediye kanunu, kadınlara da rey
verme ve seçme hakkı vererek kabul edilmiş oluyor. Aynı gün Türkocağı
salonunda Atatürk'ün de hazır bulunduğıı bir toplantıda ilk
konferansımı Kadın hakları üzerinde vermiştim.



Medeni Bilgiler ve Atatürk'ün El Yazıları Ata367fl




Bu sırada B. M. Meclisinde aza adedi 316 dır. Bunların içinden 198' i
reye iştitak ile kabul etmişlerdir. Red ve müstenkif kalanlar yoktur.
Reye iştirak edemeyenler 117 kişidir.

Yine bu kanunun kabul edildiği tarihte Hükümeti teşkil eden üyeler şunlardır :

Başvekil : İsmet İnönü

Milli Müdafaa Vekili : M. Abdülhalik (Renda).

Adliye " : Mahmut Esat (Bozkurt)

Maliye " : Şükrü Saraçoğlu

Hariciye " : Tevfik Rüştü (Aras).

Dahiliye " : Şükrü Kaya

Maarif " : H. Vâsıf (Çınar)

Nafıa " : Recep (Peker)

İktisat " : M. Rahmi

Sıhhat ve İçtimaî Muavenet : Dr. Refik (Saydam)


Diğer taraftan Yurt bilgisi'nin programına göre diğer konular da bu
yukarıda açıkladığım tarzda hazırlanırdı. Ben bunları ders planına
uygun olarak tertip ederdim. Bir kısmını ise broşür olarak bastırır,
ögrencilerime dağıtırdım. Fakat bu konuların asıl ilgi çekici yönü,
Atatürk'ün toplantılarında bulunanlar arasında tartışmaların yapılması
idi. Devlet adamları, askeri erkân, hukukçular, edipler ve günün diğer
aydın kişileri arasında konu ortaya atılır, herkes fikrini ve
bilgisini açıklamak fırsatını bulurdu. Kara tahta yemek odasının
başlıca mobilyalarından biri idi, bunun üzerinde icabederse konuşanlar
yazarak veya çizgilerle fikirlerini anlatma yolunu tutarlardı.
Konuşmalar muntazam ve usulüne göre, ya Atatürk tarafından idare
edilir veyahut bu idareyi başka bir arkadaşına verirdi. Bu konuşmalar
çok faydalı ve bilhassa benim için çok öğretici idi. Elimde daima
kalem kâğıt bulunduğu için de hemen her şeyi not ederdim. Ayrıca bir
tarif veya bir mesele üzerinde daha etraflı konuşulmasını temin için
sorular yazdırılır ve davetlilerin ertesi akşama hazırlıklı gelmeleri
temin edilirdi. Devlet adamlarımızın Atatürk'ün özel kütüphanesinden
okumaları için birer kitapla çıktıkları çok olurdu.



Medeni Bilgiler ve Atatürk'ün El Yazıları Ata369
Bu
vesile ile devlet teşkilâtımız ve kanunlar üzerinde konuşulur ve
günün ihtiyaçları gözönünde tutulduğu gibi, medeni icapların sosyal
bünyemizdeki yararlı olabilecek prensipleri görüşülürdü. Benim için bu
toplantılar ve konuşmalar bilgi edinme bakımından en faydalı bir
şekil idi. Tabii bu arada günün siyasi olayları, memleket meseleleri,
tarihi konular da konuşma konusu olurdu. Şimdi bu açıklamalardan sonra
"Medeni Bilgiler" adını verdiğimiz Yurt Bilgisine ait belgelerin
elimde olanlarım şöyle sıralayabilirim :

1) Tercümeler ve çeşitli notlar.


2) El yazılarıyle ilk müsveddeler (bunlar Atatürk'ün, Tevfik
Bıyıklıoğlu ve benim) üzerinde düzeltmeler, ilâveler ve çıkarmalar
vardır.

3) Tape edildikten sonra yeniden ilâve düzeltmeler olan kısımlar.


4) Bütün devlet ve hükümet teşkilâtından toplanmış olan bilgileri
içine alan dosyalar (Bunlar sonradan Recep Peker'e verilmiş ve onun
hazırlamasıyle Medeni Bilgilerin II. cildi basılmıştır).

İşte bütün bu yazılardan sonra yayınlanan broşür ve kitaplar ise şöyle sıralanabilir :

1) Broşür ve risale şeklinde "Türk Çocuklarına Yurt Bilgisi Notları". Ankara 1929.


2) Her konu için ayrı kitap olarak : İntihap, 72 sahife, Askerlik
vazifesi, 77 sahife, Şirketler ve Bankalar, 172 sahife, Vergi bilgisi,
98 sahife. Bu dört kitap 1930 yılında İstanbul'da basılmıştır.


3) Bütün bu konuların toplu olarak bir arada basılmış kitabı (141
sahife) "Vatandaş İçin Medenî Bilgiler" adını taşır. İstanbul 1930.


4) "Vatandaş İçin Medenî Bilgiler" adı altında orta okullarda
okutulmak üzere basılmış olanlar ise şu tarihlerdedir : Maarif
Vekâleti Millî Talim ve Terbiye dairesinin 7.IX.1931 tarih ve 2297
numaralı emriyle 7.VI.1932 tarih ve 1908 numaralı emriyle (191
sahife).


27.VI.1933 tarih ve 3113 numaralı emriyle (302 sahife). Bu kitaplar
pek çok adette basılmıştır. Ancak her basılışta yeniden üzerinde
düzeltmeler ilâveler yapılmış veyahut bazı kelimeler çıkanlmıştır.
Meselâ 1930 da çıkan kitapta "Mutedil Devletcilik" (S. 79) konmuş iken
sonradan "mutedil" kelmesi silinmiştir. Bu kitabın ilk sahifesinde
"vatandaş için medenî bilgiler neden bahseder? "başlığı altındaki
izahlarda Atatürk'ün el yazısı ile bir ilâve vardır : "İşte
vatandaşlara, gerek Devlet ve hükümetle ve gerek aralarındaki
münasebete nazaran mevcut vazifeleri ve hakları ve umumiyetle Devlet
teşkilâtını ögreten bilgiler, Medenî Bilgiler namı altında
toplanmıştır". S. 11, İstanbul 1930.


Medeni Bilgiler ve Atatürk'ün El Yazıları Ata371


Yukarda da izah ettiğim gibi bütün bu konular üzerindeki çalışmalar ve
Atatürk'ün muhitinde olan münakaşalar daima çok ilgi çekici olmuştur.
Ancak, bu kitabın didaktik yani öğretim usulüne uygun bir tertip
içinde olması ve üslûbunun sadeleştirilmesi lâzımdı. Bu bakımdan
okullarda okutulmasına devam için bazı çalışmalarım oldu ise de,
zamanımı tamamen tarihî konulara ve Cenevre'de Üniversite tahsiline
verdigim için bu iş neticelenmemiştir.


Bu kitaplar benim ismimle çıkmış olmasına rağmen, Atatürk'ün fikirleri
ve telkinlerinden mülhem olduğunu ve üslûbun tamamen kendisine ait
olduğunu tarihî hakikatleri belirtmek bakımından bana düşen bir ödev
telâkki ediyorum. Ben bu konularda çalıştım, notlar hazırladım ve
dersimi onlara göre verdim. Bu kitabımı Atatürk'ün çalışmaları ve
fikirleri olarak yayınlarken, onun el yazılarını da birer belge olarak
koymak istedim.


Medeni Bilgiler ve Atatürk'ün El Yazıları Ata373


Şimdi bazı meseleler üzerinde durmak istiyorum. Meselâ "Millet" bahsi için toplanan notlar şöyledir :

Hukuku Esasiye : 1. Siyasî varlıkta birlik, 2. Irk birliği, 3. Lisan birliği, 4. Din birliği.


Mehmet Emin B. : 1. Mazi birliği, 2. Lisan birliği, 3. His birlğgi, 4.
Gaye birliği, 5. Menfaat birliği, 6. Irk birliği, 7. Toprak ve iklim
birliği.


Ansiklopedi : 1. Menşe birliği, 2. Cismanî benzeyiş, 3. Ahlâk
karabeti, 4. Tarihî yahut siyasî karabet, 5. Aynı memlekette sâkin
olmak.


Bütün bu notlardan ve daha başka okunan kitaplardan çıkan netice şöyle
formüle edilmiştir : "Millet dil, kültür ve mefküre birliği ile
birbirine bağlı vatandaşların teşkil ettiği siyasî ve içtimaî bir
heyettir.


Bu münasebetle o tarihte yürürlükte olan Anayasamıza (Teşkilâh
Esasiye) dayanarak Atatürk'ün notu şudur : "Bizim telâkkimize göre
siyasî kuvvet, millî irade ve hâkimiyet milletin vahdet halinde
müşterek şahsiyetine aittir, birdir, taksim ve tefrik ve ferağ
olunamaz..."


Medeni Bilgiler ve Atatürk'ün El Yazıları Ata375



Hâkimiyet bahsinde ise şu cümlelerin önemine işaret etmeden geçemiyeceğim :


"Artık bugün demokrasi fikri daima yükselen bir denizi andırmaktadır.
XX. asır bir çok müstebit hükümıetlerin bu deniz de boğulduğunu
göstermiştir. Demokrasi prensibi hâkimiyeti istimal eden vasıta ne
olursa olsun esas olarak milletin hâkimiyete sahip olmasını ve sahip
kılmasını icap ettirir"

Hak ve vazife üzerine olan yazılar ayrı bir başlık altında yazılmıştır. Atatürk diyor ki :


"Hakların en birincisi yaşamak hakkıdır, diğer bütün haklar ve bu
haklara mukabil vazifeler hep yaşamak hakkına dayanır... Şüphe yok ki
insanın yaşamak hakkı onu diğerlerinin yaşamak hakkına riayet etmek
vazifesiyle bağlar. Bir insanın hakkı diğer bir insan için vazife
olur... Hakkın bulunduğu yerde vazife ve vazifenin bulunduğu yerde hak
vardır... İnsanlar içtimaî hayatta haklardan ve vazifelerden örülmüş
bir şebeke içinde tasavvur olunabilir".


Medeni Bilgiler ve Atatürk'ün El Yazıları Ata377


Bu ifadelerden sonra diğer önemli bir izahta, Hak ve vazifeyi hukuk
kaidelerinin tayin ettiği ve bunun Devlet tarafından tatbik
edildiğidir. Atatürk'ün yazısı aynen şöyle :


"Tabiaten her insan, içinde yaşadığı cemiyette hayatın en mesut, en
kolay, en tatlı taraflarının kendisine düşmesini ister ve en kuvvetlî
olan kendisinden zayıf olanları hiçe sayar. Bunun neticesi huzur, sükûn
emniyet ve intizam içinde yaşamak imkânsızdır. İşte insanlar arasında
kavga yerine birbirine yardım, karşılıklı hürmet, intizam koyan,
herkese haklarını ve vazifelerini tanıtan hukuk kaideleri ve bunların
müstekar bir surette tatbikidir. Bu iş ancak devlet teşkilâtının ve
kuvvetin bulunması sayesinde kabildir. Devlet herkesin hakkını ve
vazifelerini tayin eder. Hiç kimse tayin edilen hudut haricinde bir
hak iddia edemez. Bunun gibi kendisi de fazla hiçbir vazife ile
mükellef tutulamaz".



Medeni Bilgiler ve Atatürk'ün El Yazıları Ata379


Bu bahsin sonuna eklenen fikir, ise, bu haklann ihlâli ve vazifelerin
ihmali halinde zarara uğrayan hem fert hem de cemiyet olduğıına göre,
bunun tatbiki ve kontrolünün Devlet müessesesine ait olacağıdır.


Bu münasebetle Atatürk'ün en çok üzerinde kitap okuduğu ve bizleri
çalıştırdığı mefhum da "Hürriyet' kelimesi olduğuna işaret etmeliyim.
Bunun için kitapta yayınlananlardan gayrı elimdeki notların mahiyeti
çok ilgi çekicidir. Hürriyet bahsi için tercümeler olduğu gibi ayrıca
da Atatürk bazı arkadaşlarından Hürriyet'in târifini istemiş, Meselâ
Erzurum mebusu Tahsin (Uzer) 25.1.1930 tarihindeki yazısında şöyle bir
tarif veriyor: "Ferdin, memleketinde bütün hukukuna mâlikiyetidir".

Medeni Bilgiler ve Atatürk'ün El Yazıları Ata381


Diğer bir kâğıtta da yazısını tanıyamadığım bir şahsın şu izahı var :

"Fertlerin cemiyete ihtiyarlariyle terkettikleri haklanndan mütebakisini, diledikleri gibi kullanabilmeleridir".

Aynı kâğıdın arkasında başka bir yazı ile şu not var :


"1 - Hürriyet kendini bizzat kendi içinde yok eden bir mefhumdur. Bu
küçük kâğıtların içinde Atatürk'ün el yazısındaki tarif ise çok kısa
"Hürriyet, insanın mutlak olarak düşündüğünü yapabilmesidir".


Bu notlardan sonra Atatürk'ün kendi yazısı ile "Hürriyet" üzerinde
uzun yazıları vardır. Bu yazılann kaleme alındığı tarih 1930 yılının
Ocak ve Şubat aylarıdır.

Bu notlardan Hürriyet'e ait geniş izahat verilmiştir. İfade üslûp tamamen Atatürk'ündür.


"Hürriyet insanın düşündüğünü ve dilediğini başka birinin hiçbir tesir
ve müdahalesi olmaksızın mutlak olarak yapabilmesidir. Bu târif
Hürriyet kelimesinin en geniş mânasıdır. İnsanlar bu mânada Hürriyete
hiçbir zaman sahip olmamışlardır ve olamazlar. Çünkü malumdur ki insan
tabiatın mahlûkudur. Tabiatın kendisi dahi mutlak hür değildir,
kâinatın kanunlarına tâbidir".



Medeni Bilgiler ve Atatürk'ün El Yazıları Ata383


Bundan sonraki izahlar ise tarihî seyre göre mutlak idarelerde
fertlerin hürriyetlerinin tamamen hükümdarın elinde olduğu ve asırlar
boyunca fertlerin şahsî hürriyetleri için mücadele ettikleri
anılatılır.

Atatürk'ün yazısında netice olarak şu hüküm var :


"Ferdi Haklar nazariyesinin temeli şöyle kuruldu : Her türlü hakkın
menşei ferttir. Çünkü şe'ni hür ve mes'ul olan mahlûk yalnız insandır.
Fakat diğer taraftan insanların içtimaî ve siyasî teşekküller halinde
bulunması da tabiî ve lüzumludur. Bu teşekküller ise kısmen zarurî,
mukadder kanunlar ahkâmına göre tekâmül eder" diye kaydedildikten
sonra, ferdî hürriyeti ve hakkı temin eden Devletin mütekâmil bir
müessese olacağı ileri sürülüyor. Bununla beraber Atatürk'ün bundan
sonraki açıklamalarında ferdî hürriyete dayanan içtimaî ve medenî
insan hürriyetini temin eden kuvvetin ise Devlet bünyesinde mevcut
olması lâzım geldiği ve devletin millete karşı esas vazifesinin bu
olduğu kabul ediliyor.


Diğer taraftan "ferdî hürriyet derecesi devlet faaliyetini zaafa
düşürmemek lâzımdır. Devletsiz bir cemiyet veyahut zaif bir devlet
hayatının neticesi herkesin herkese karşı mücadelesidir. Bu mücadele
ekseriyefin hürriyetini boğmayacak surette tadil olmak lâzımdır. Tâdil
keyfiyeti ferdin mesuliyeti teşebbüsüne ve inkişafma halel verecek
dereceye götüsülmemelidir."


Medeni Bilgiler ve Atatürk'ün El Yazıları Mb364


Teşkilâtı Esasiye m. 68 de "Her Türk hür doğar, hür yaşar" maddesinin tekrarından sonra Atatürk şu hükmü veriyor :

"Türkler demokrat, hür ve mes'ul vatandaşlardır" "Türk Cumhuriyetinin kurucuları ve sahipleri bizzat kendileridir".

Bu cümlesiyle Atatürk millet bütününe değer vermenin en güzel örneğini vermiş oluyor.

Başka bir yazısında, o şöyle bir ifade kullanıyor :


"Demokrasi, vatandaş hayatını tahakkuk ettirmek ve her türlü ferdî ve
içtimaî vazifelerinin ifası hürriyetini ve imkânlarını bırakır: "


Atatürk böylelikle orta okulların seviyesinin çok üstünde olan bu
fikirleri, kendi üslûbuna göre ifade ederken "Hürriyet" mefhumu içinde
"medenî vatandaş" olmanın esaslarını ve prensiplerini izah ediyor.
Meselâ yine "Bir milletin kültürü (hars) yükseldikçe, ferdî hürriyetin
tatbikat sahaları genişler ve çoğalır. Muhtelif şekilde bir birinden
ayrı ve müstakil ferdî hürriyetler meydana çıkar. Bu hürriyetler
mahiyet ve tabiatlarına göre iki gruba ayrılırlar :


1 - Şahsî Hürriyet 2 - İçtimaî Hürriyet. Bu ikinci grupta bilhassa
Basın Hürriyeti ve basının efkârı umumiye üzerıindeki rolü oldukça
uzun bir şekilde izah edilmiştir. Ancak, esas fikir şu cümlede
özetlenmiştir : "En büyük hakikatlar ve terakkiler, fikirlerin serbest
ortaya konması ve teati edilmesi ile meydana çıkar ve yükselir."


Fakat yine bütün bu yazılarda vatandaşın her türlü medenî hakları
karşısında vazife mesuliyetinin olduğu fikri paralel olarak ifadesini
bulmuştur. Onun için "Vatandaşların teşebbüs ve mesuliyet hisleri ne
kadar inkişaf ederse Devlet için o kadar iyidir" diyor.


Hürriyetin bir neticesi olarak vatandaşların eşit haklara sahip
olmalarını Anayasa'nın esaslı bir hükmü olarak kabul eden Atatürk
"Eşitlikten maksat, kanun önündeki haklarda eşitliktir" diyor.

Medeni Bilgiler ve Atatürk'ün El Yazıları Ataturkelyazisi


Atatürk'ün bu "Medenî Bilgiler" vesilesiyle kaleme aldığı ve bizleri
de çalıştırdığı konularda, Cumhuriyetimize temel olan prensiplerinde
kanuna ve asrımızın umumi hukuk kaidelerine uyan esasları
bulunmaktadır.


Atatürk, Türk vatandaşına hak tanıdığı yerde bir vazife karşılığını
koymak istemiştir. "Tembellik bütün fenalıkların anasıdır". atasözü
karşısında çalışmanın ferdî ve içtimaî vazife olduğunu belirtmiştir.


Medeni Bilgiler ve Atatürk'ün El Yazıları Afetinanveatatrkfl9
Atatürk ve Afetinan


Atatürk vatandaşı, milletin bir ferdi olarak aile, cemiyet ve devlete
karşı vazifeli telâkki ederken "milletin, medenî beşeriyetin bir
ailesi olması noktai nazarından bütün insanlığa karşı bir takım
vazifeleri" olduğuna bilhassa işaret etmek istemiştir.


Böylece Atatürk, Türk vatandaşının medenî âlemde hür, eşit, vazife ve
hak sahibi, mesuliyetlerini müdrik kişiler topluluğu olarak millet
bütününü teşkil etmesinde en büyük medenî vasfı bulmuştur.

14 Haziran 1968 Prof. Dr. ÂFETİNAN
İlteriş Kağan
İlteriş Kağan
Yazışmalık Yöneticisi


Yazışmalık Yöneticisi


Medeni Bilgiler ve Atatürk'ün El Yazıları Turkey10
Medeni Bilgiler ve Atatürk'ün El Yazıları Gencat10
Medeni Bilgiler ve Atatürk'ün El Yazıları Pro10
Yaş Yaş : 42
Cinsiyet Cinsiyet : Erkek
Nerden Nerden : Turan
Lakap Lakap : ©ﻕΞתς яΞiS
Doğum Tarihi Doğum Tarihi : 01/10/81
 Atsız´ın hangi kitaplarını okudunuz? Atsız´ın hangi kitaplarını okudunuz? : Hepsini Okudum
İletiler: İletiler: : 5563
Üyelik Tarihi Üyelik Tarihi : 06/01/09
Medeni Bilgiler ve Atatürk'ün El Yazıları Pro1010
Medeni Bilgiler ve Atatürk'ün El Yazıları 290407


Medeni Bilgiler ve Atatürk'ün El Yazıları Ile10

https://ilteris.forum.st/

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz