¤ۣۜ..¤ İlteriş Türkçü Turancı Otağı ¤ۣۜ..¤
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Abdullah Gül’e ‘Hummer Limuzin’ Hediye Eden Türk’ü TurkNA Buldu…

Aşağa gitmek

Abdullah Gül’e ‘Hummer Limuzin’ Hediye Eden Türk’ü TurkNA Buldu… Empty Abdullah Gül’e ‘Hummer Limuzin’ Hediye Eden Türk’ü TurkNA Buldu…

Mesaj tarafından İlteriş Kağan Ptsi 20 Ağus. 2012 - 12:22

Karadeniz’in bağrından çıkmış onun kadar hırçın ve inatçı bir Türk iş adamı İsmail Tüysüz.
Onu aslında hepiniz tanırsınız, 2008 yılında hemen hemen tüm gazetelerin manşetlerinde hepinizin okuyup gördüğü bir isimdir bu çılgın Türk. Herkes onun hakkında bir şeyler yazdı, çizdi, evet o ‘Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e 1 trilyonluk Hummer Limuzin hediye etmek isteyen Türk iş adamı.
Abdullah Gül’e ‘Hummer Limuzin’ Hediye Eden Türk’ü TurkNA Buldu… 645539-300x154
Aslında ilk bakışta insanın akılı almıyor nasıl bir cömertliktir bu, ya da çılgınlık, bende kafamda bu sorularla gitmiştim Orlando’daki şirketine. Eşi Emine hanımla beraber ilk andan itibaren beni öyle iyi ağırladılar ki sormayın. İçeriye girdiğimde samimi ve içten davranışları ilgimi çekmişti, öyle yazılanlar gibi biri değildi. İsmail Tüysüz 16 senedir Amerika’da yaşıyor. Ticaret hayatına 12 yaşında İstanbul Kapalı Çarşıda başlamış. O zaman babasından aldığı öğütlerle adım atmış iş hayatına. İlk işe dayısının yanında turistlere kartpostal satarak başlamış. Daha sonraları kendi işini yapmış, tekstil sektörüyle ve inşaat sektörüyle ilgilenmiş ve bu işlerinde de bir çok başarı sağlamış.

Kafasına koyduğunu yapan, inatçı bir kişiliğe sahip, tam bir Karadenizli, gözü pek, kocaman yüreği olan bir insan. Onun önünde durmak, yolunu kesmek neredeyse imkansız. Bunu çoğu zaman insanlar denemiş, engel olmaya, işlerini bozmaya çalışmışlar, fakat hiç biri de başarılı olamamış. Başına gelenler İsmail beyi öylesine kamçılamış ki o işine dört elle sarılıp başarıdan başarıya koşmuş. Hatta 2002 yılında Florida’nın üçüncü en büyük girişimcisi seçilmiş. Tırnaklarıyla kazıyarak bu günlere gelmiş.

İsmail beyin iş ağı oldukça geniş. Rize’de bir oteli, Frankfurt’ta bir ve Kanada Toronto’da iki oto galerisi var. Bunlar tabiri caizse Yurt dışı yatırımları. Bunların yanı sıra Amerika’da da bir çok firmanın sahibi. Sadece Florida’da toplam 11 oto galerisi ve finans şirketi var. Durum böyle olunca da Cumhurbaşkanlığına hediye edilecek Hummer limuzin aslında pek de abartılı gelmiyor insanın kulağına değil mi? Bunları öğrendikten sonra ben de zaten patavatsız biri olarak direk sordum nedir bu işin aslı astarı İsmail bey diye. Sordum ama sorduğuma da pişman etti beni. Bu konuda oldukça doluymuş İsmail bey. Başladı haberin yayınlandığı tarihten itibaren içini kemirenleri anlatmaya.

İlk olarak şunu söylemek isterim dedi: “Ben o tarihte Washington’da bulunuyordum. Başlattığım inşaatım için bir takım incelemeler yapmaya gitmiştim. Tanıdığım bir iş adamı beni aradı ve dedi ki New York’a Cumhurbaşkanımız geliyor, burada bir toplantı yapacak ve biz senin de katılmanı istiyoruz diyerek beni davet ettiler. Bende yanımda çalışan bir iş arkadaşımla birlikte yola çıktım. Otomobil sektöründe bulunduğun için doğal olarak istediğim her arabaya binme gibi bir lüksüm var ve o gün Mercedes s600 ile toplantıya doğru giderken salonun kapısında Cumhurbaşkanımızı gördüm. Ona verilen araç ve hizmet beni tatmin etmedi. Ben Amerika’da sıradan bir vatandaş olarak Mercedes s600 ile gelirken, benim Cumhurbaşkanım ise çok eski kasa bir Cadillac ile ABD’de temaslarda bulunuyordu. Bu beni çok rahatsız ve mutsuz etti. Ben bu sektörle uğraştığım için bilirim bir arabanın değerini. Mesela dönemin ABD Dışişleri bakanı Rice burada pek fazla sevilmez, gittiği her yerde o dönemde boyalı balonların hedefi olurdu. Bu insan benim ülkemi ziyaret edince yollar kapanıyor, en üst düzeyde güvenlik önlemi alınıyor, son model araçlarla seyahat ediyor, fakat benim ülkemin Cumhurbaşkanı ABD’ye gelmiş ama ABD’nin dış işleri bakanı Rice’a verilen önemin yanından bile geçemiyor. Herneyse, toplantı başladı, sayın Cumhurbaşkanımız konuştu, bizlere çalışın, dürüst olun, başarılı olun, sizleri örnek alıp Amerika’lı iş adamları da ülkemize gelsin, yatırım yapsın, sizler arada köprü oluşturun dedi ve herkes sırayla söz almaya başladı. Başladı başlamasına da herkes yardım, bağış istemeye başladı, bu esnada sıra bana geldi. Ben zaten yerimde duramıyordum heyecanımdan çünkü istenileni başarmıştım. Konuşmaya ilk olarak sayın Cumhurbaşkanım ben sizin dediğinizi yaptım ve başardım diyerek girdim. Bunu duymak onun çok hoşuna gitti ve lütfen anlat seni dinlemek istiyorum dedi, bende başladım anlatmaya.

Ben Amerikaya gelmeden önce Tekstil sektöründe çalışıyordum ve bize işi veren bir Amerika’lı Yahudi vardı, adı Moşe idi. Yanında iki koruma ve kalite kontrolcüsüyle gelirdi 700.000 adet tişört yaptırırdı ve içinden iki tane çekerdi, eğer o iki tanede ufak bir hata varsa 700.000 işi tekrar sıfırdan yaptırır, o kadar mal çöpe giderdi. Bunun yanı sıra bize çok kötü davranırdı. Bizden 1.5 dolara aldığı malı ABD’ye 7 veya 8 dolar karşılığında satardı. Yine bir gün geldi ve afralı tafralı davranışlarıyla ekmek paranızı ben veriyorum diyerek beni kızdırdı ve bende ona dedimki bir gün gidip senin siparişi aldığın yerden direk ben alıcam. Ve lafımın üzerine 1992,94 ve 1996 yıllarında Amerika’ya gelip Walmart’ın genel merkeziyle görüşmeler başlattım, ama aldığım cevap hep aynıydı, sizi tanımıyoruz sizin ülkenizdeki fabrikalarınız bizi ilgilendirmiyor, bizim size güvenip iş verebilmemiz için en az 10 yıllık bir firma olmanız gerekir dediler. Bende en sonunda burada kalıp bir firma açıp, bunu güvenilir firma haline getirdikten sonra ülkeme milletime nasıl faydalı olurum diye çalışmaya başladım. Çok zor günler geçirdik, hatta 11 eylül zamanıydı ve oto galerilerimden birinin bütün camlarını kırdılar, alt üst ettiler heryeri, ama beni en çok kızdıran ise galerimde asılı olan Türk bayrağıma yapılan saldırı idi. Alıp parçalayıp, yere atmışlardı, ben de galerime saldıran o 50 motorcunun takıldığı bara gittim ve dedimki biz Müslümanız ama terörist değiliz. Biz Türküz dedim. Umrumda değil dükkanıma ne yaptığınız ama bayrağımdan ne istediniz. İşte ben buradayım geldim ne yapacaksanız bana yapın dedim ve seslerini bile çıkartmadılar. Şimdi düşündüğümde o cesareti nereden aldığımı hala bilmiyorum. Her neyse bunun gibi bir çok olay yaşadım ve en sonunda güvenilir firma olmayı başardım. Burada en büyük sektörlerden biridir araba ticareti. Bende bu sektörün en büyüklerini araştırdım ve Meinhaim adındaki Dünya’nın en büyük araba ihalesi firmasını buldum. Bu Meinhaim bizim toptan araba aldığımız ve üyesi olduğumuz bir firma. Dünyanın en büyüklerinden, dev firmalarından biri. Dünya’nın çeşitli yerlerinde 130 şubeleri var. Ben onlarla görüştüm ve onları Türkiye’de bir şube açmak için ikna ettim, işin en zor kısmıydı bu. Fakat Türkiye’de onaylatmam gerekiyordu bu işi, ama 8 ay boyunca bir türlü dönemin ticaret bakanı olan Kürşat Tüzmen’den randevu alamadım. Burada bir senatörü arıyorum bir yatırımcı olarak ertesi güne randevu alıp görüşebiliyorum, malumunuz bürokrasi bizim ülkemizde zor.

Sayın Cumhurbaşkanımız da beni dinledi ve anladı, hatta hak verdi. Yanında sayın Ali Babacan vardı ve hemen ona talimatlar verdi, ne gerekiyorsa yapın, İsmail kardeşimiz elinden geleni yapmış artık top bizde dedi. Ben ona duymak istediklerini anlattım, hatta herkes 5 dakika konuşurken ben tam 30 dakika konuştum. Sayın Cumhurbaşkanımız beni bu şekilde onure etti ve bende çok duygulandım. Ve o an kapıda gördüğüm limuzin aklıma geldi ve ona böyle bir jest yapmak istedim. Kendisine Cumhurbaşkanlığı makamına verilmek üzere o dönemde Amerika’nın en güçlü arabası olan hummer limuzini hediye etmek istediğimi söyledim. O an içimden geldi, hesaplı planlı bir şey değildi zaten, ama insanlar bunu evirip çevirip farklı anlattılar. Ben sayın Cumhurbaşkanına verilen servisi beğenmediğim, beni tatmin etmediği için, onları onların yapmış olduğu ilk Hummer Limuzin ile vurdum aslında ama kimse işin bu yanını görmek istemedi. Aslında işin gerçeği de o limuzin herkesin yazdığı çizdiği gibi 1 trilyon falan değildi. Ben onu sadece 80 bin dolara almıştım”

İsmail Tüysüz bu güne kadar 700′u aşkın Türk’e ekmek kapısı da olmuş. Kapalı çarşıdan gelip Amerika’nın en büyük üçüncü oto galeri zincirini kurmuş. Yaptığı her şeyi sadece bir hedef doğrultusunda toplamış: vatan ve millet sevgisi… Ülkesi kalkınsın diye yıllarca didinmiş durmuş.

Son bir not daha ekleyelim. İsmail bey limuzini Cumhurbaşkanına değil Cumhurbaşkanlığı makamına hediye etmiş, ancak Cumhurbaşkanı Gül bu hediyeyi kabul etmemiş, onun yerine buradaki derneklere bağış yap demiş.
İlteriş Kağan
İlteriş Kağan
Yazışmalık Yöneticisi


Yazışmalık Yöneticisi


Abdullah Gül’e ‘Hummer Limuzin’ Hediye Eden Türk’ü TurkNA Buldu… Turkey10
Abdullah Gül’e ‘Hummer Limuzin’ Hediye Eden Türk’ü TurkNA Buldu… Gencat10
Abdullah Gül’e ‘Hummer Limuzin’ Hediye Eden Türk’ü TurkNA Buldu… Pro10
Yaş Yaş : 42
Cinsiyet Cinsiyet : Erkek
Nerden Nerden : Turan
Lakap Lakap : ©ﻕΞתς яΞiS
Doğum Tarihi Doğum Tarihi : 01/10/81
 Atsız´ın hangi kitaplarını okudunuz? Atsız´ın hangi kitaplarını okudunuz? : Hepsini Okudum
İletiler: İletiler: : 5563
Üyelik Tarihi Üyelik Tarihi : 06/01/09
Abdullah Gül’e ‘Hummer Limuzin’ Hediye Eden Türk’ü TurkNA Buldu… Pro1010
Abdullah Gül’e ‘Hummer Limuzin’ Hediye Eden Türk’ü TurkNA Buldu… 290407


Abdullah Gül’e ‘Hummer Limuzin’ Hediye Eden Türk’ü TurkNA Buldu… Ile10

https://ilteris.forum.st/

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz