Türkçülüğe olan önyargılarını bırak ve özüne dön Türk!

[İlteriş Kağan]

Son zamanlarda yeniden büyümeye ve yayılmaya başlayan Türkçülük ülküsü hakkında Türk insanının kafasında aşılmaz bir tabu oluşturmaya çalışan bazı çaşıt guruplar ve Türklük düşmanları bunu başarma yolunda adım adım ilerlemektedir. Bu nedenle bu yazıyı kaleme almak ve milli bilinç, Türkçülük ülküsü üzerine biraz kafa yormak iyi olur diye düşündüm.

Milliyetçilik kişilerin bireysel olarak değil toplum olarak düşündüğü, Vatan toprağının kutsal sayıldığı, Vatan ve Millet sevgisini kalplerde sevgili misali yaşatan bir ideolojidir. Türkiye’de, Türkçülüğün fikir babası Ziya GÖKALP’tir. Yazdığı ‘Üç Tarz-ı Siyaset’ makalesi ile GÖKALP’ten sonra en çok adı geçen Türkçülerden birisi de Yusuf AKÇURA’dır. Türkçülük sistemi Cumhuriyet kurulurken ve kurulduktan sonra ATATÜRK tarafından kullanılmış, Başbuğ Atatürk’ten sonra gelen satılmış uşaklar tarafından yok edilmeye çalışılmıştır.

Peki nedir bu Türkçülük? Neyi savunur?

Türkçülük, Türk Milleti’nin, Türk kanının asil olduğuna inanan, Türk’ün değerlerine saygı gösteren ve Türk’ün adının geçmiş zamanlarında ki parlak, ihtişamlı yerlere ulaşmasına çaba gösteren, her zaman özleşmeyi savunan bir görüştür. ‘‘Türkiye bir maymun değildir. Hiçbir milleti taklit etmeyecektir. Türkiye ne Amerikanlaşacak, ne batılılaşacaktır. O, sadece özleşecektir. ’’ Ulu Başbuğ ATATÜRK

Türkçülük, alman yahut italyan ırkçılığı değildir, kendisine has bir ırkçılığı vardır ki buda ‘devletin önemli mevkilerine, kilit noktalarına Türk’ten başkasının getirilmemesi’ olarak özetlenebilir. Türkçülük; Milli bilincin farkında olmak, tarihi yaşamak ve yaşatmaktır. Geçmişten günümüze Türk’lere(içinde Özbek, Kırgız, Kazak, Azer… vs. dahildir) fenalık eden, ihanet eden her milletin karşısındadır ve düşmanıdır bu nedenledir ki Türkçülüğün de düşmanı çoktur ve Türkçülüğü insanlara kötü gösteren içeride ki ve dışarıda ki çaşıtlar elbet bir gün susturulacaktır. Türk’lere fenalık eden milletlerin hiç birisi iyi yönde düzelmemiş hatta Türk’lere olan kinlerini her geçen gün arttırarak kusmuşlardır. Tarihte bize düşman olan milletler, bugünde olacak ve yarında olacaklardır. Ve bu kadar düşmandan Türk’ü koruyacak tek görüş Türkçülüktür.

Türkçülük, İslam düşmanlığı yapmakta değildir. Az önce de değindiğimiz gibi Türkçülük, Türk’ün değerlerine saygı gösteren bir görüştür. Türk Milleti’nin %90’ı Müslüman’dır. Bu nedenle İslam’a düşman olmak Türkçülüğe düşman olmaktır. Ama şu konuya da değinmeliyim ki; Türkçülük; Türklerin %90’ı Müslüman olsa bile %10’unu düşman saymaz veya onlara karşı safta yer almaz. Türkçülük her Türk’ü eşit sayar ve her Türk’ün değerlerine ayrı ayrı saygı gösterir. Ve bunları yaparken de malum çevreler gibi dinleri kullanarak kendilerine prim yapmaz.

Türkçülük, Tarihi ‘İslamiyet Öncesi ve İslamiyet Sonrası’ olarak bölmez ve Türk Tarihini bir bütün olarak ele alır. Türkçüler, doğrusu ile yanlışı ile bütün Türk Atalarını kabul eder lakin yanlışları tartışmaktan çekinmez. Tartışırken, Atalarına kötü bir söz söylemez, atalarına olan saygısını bir kenara atmaz.

Türkçülük aynı zamanda Turancılıktır. Türk Birliğine gönülden inanır ve Türk birliği yolunda her Türkçü elinden geleni yapmakla görevlidir. ‘‘Türk Birligi’nin bir gün hakikat olacagına inancım vardır. Ben görmesem bile gözlerimi dünyaya onun rüyaları içinde kapayacağım. Türk Birliği’ne inanıyorum. Onu görüyorum. Yarının tarihi yeni fasıllarını Türk Birliği ile açacak. Dünya sükununu bu fasıllar içinde bulacaktır. Türk’lügün varlığı bu köhne áleme yeni ufuklar açacak. Güneş ne demek, ufuk ne demek o zaman görülecek. ’’ Ulu Başbuğ ATATÜRK
Türkçülük, akılcılıktır. Vatan ile ilgili mevzularda duyguları ile değil, akılları ile hareket edenlere Türkçü denir. Türkçü, siyasi parti fanatikliği yapmaz, Türk’e yarar getirecek partileri destekler. Dış güçlere karşı, Türk’ün yanında olmaktan korkmaz ve Türklüğünü cihana göğsünü gere gere haykırır.

Türkçülük, şuurlu demokrasi taraftarıdır. Demokrasi ilkesini destekler lakin söz konusu demokrasi, demokrasilikten çıkıp Vatana ve Türk’e zarar getirmeye başladığı vakit demokrasinin karşısında dimdik duran bir güçtür.

Türkçüler, Milli Gelenekçidirler. Avrupa’ya yahut başka bir millete özenmez. Yalnızca Türklüğün gururu ve şuuru ile yaşamlarını sürdürürler. Türkçülük, başka milletlere özenen satılmışların karşısında durmaktır. Ayrıca Türk’ün ahlakını yaşatan, namus ve ahlak kavramını koruyan bir sistemdir, Türkçülük.

Türkçülük ve Türkçüler, bilim ve teknikte hep en ileriyi hedefler ve milletimizin ileri gitmesini teşvik eder. Özenti ve çalıntı teknolojiyi desteklemez, kendi teknolojisini oluşturmak için çaba sarf eder. Her konuda milli olduğu gibi bilimde, teknikte, iktisatta da Millileşmeyi amaçlar.

Kısacası Türkçülük, Türk Milleti’nin özüdür. Türk Milleti hiç kimsenin ummadığı bir anda uykusundan uyanıp, Milli Bilincini tekrar yakaladığında bütün dünya Türkçü duruşu ikinci kez tadacak. Türk Büyüklerinin, Türk Bilgelerinin, Türk Atalarının ruhları yeniden canlanıp, Türk’e kılavuz olacaktır. İşte o zaman Türklük hak ettiği yere gelecek ve durmadan büyüyecektir. Esen kalmanız dileğiyle…
Tanrı, Türk’ü Korusun!

Tahsin ÖZTAŞKIN