¤ۣۜ..¤ İlteriş Türkçü Turancı Otağı ¤ۣۜ..¤
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

MİLLÎ MÜCÂDELEDE MANİSA -1

Aşağa gitmek

MİLLÎ MÜCÂDELEDE MANİSA -1 Empty MİLLÎ MÜCÂDELEDE MANİSA -1

Mesaj tarafından erzurumlu25 Çarş. 13 Kas. 2013 - 6:16

Bugünden itibaren tahminen üç hafta sürecek bir yazı dizisini okuyucularımla paylaşmak ve şehrimizin işgalden itibaren kurtuluş yıldönümü olan 8 Eylül’e kadar geçen zaman dilimindeki işgal yıllarını ve kurtuluşu bir özet halinde, bazı ibretlik olayları da aktararak anlatmak istiyorum.

Birinci Dünya Savaşı yıllarında Aydın Vilayeti’ne bağlı Saruhan Sancağı’nın nüfusu 46148 Türk, 11324 Rum, 2257 Ermeni ve 1345 Musevî olmak üzere toplamda 61344 idi.

Sancağın mutasarrıflığını Selanikli Hüsnü Bey yapmaktaydı. Belediye Başkanı ise önce Keresteci Mehmet Fevzi Bey, sonra da Müftüoğlu İbrahim Efendi idi. Müslümanların Müftüsü Âlim Efendi, Hristiyanların Metropoliti Hirisostomos’du.

Azınlıklar, şehrin değişik bölgelerinde kendilerine ait mahallelerde oturmaktaydılar ve ibâdet, eğitim gibi konularda tamamen serbest olup, resmi iş ve görevlerde de Müslümanlarla eşit haklara sahiptiler.

Birinci Dünya savaşı bitip, 30 Ekim 1918’de Mondros Mütarekesi imzalandıktan sonra, Osmanlı Devleti’nin coğrafyası galip devletlerin paylaşım alanı olmuştu. Saruhan Sancağı (Manisa)’nın da bu işgalden nasibini alması kaçınılmazdı.

Mütareke şartları gereğince Manisa’ya İtilaf Devletlerinin askeri temsilcileri gelmeye başladılar. Şehirde zaten Fransızlar’ın konsolosu bulunmakta ve demiryolları onların kontrolünde idi. Fransızlar bir grup Tunuslu askeri Manisa’ya getirmişlerdi. 6 Kasım 1918’de bir İngiliz gemisi İzmir Limanına gelmiş, İzmirli Rumlar da ellerinde Yunan bayrakları ve Venizelos’un resimleri ile onları karşılamışlar, Batı Anadolu’nun işgali fiilen başlamıştı. Bu gelişmeler Manisa’ya da yansımıştı.

Manisa’nın eşrafı, İzmir’den sonra, Manisa’nın da işgale uğrayacağını görmüş ve 1918 Kasım ayının sonlarında “İstihlâs-ı Vatan Cemiyeti”ni (yani Vatanı Kurtarma Cemiyeti) kurmuşlardır. Bu cemiyetin kurucuları arasında Karaosmanoğlu Kâni Bey, eski Suriye Mektupçusu Nuri Bey, Avukat Abidin Bey, Eczacı Rıza Bey ile Türk Ocaklarından bazı üyeler de bulunuyordu. Bu teşkilat daha sonra “Manisa Müdafaa-i Hukuki Osmaniye Cemiyeti” adını alarak, İzmir’deki aynı adlı cemiyet ile koordineli olarak çalışmaya başladı.

Rumlar ise; siyasi emellerini gerçekleştirmek için “Küçük Asya” isimli gizli bir cemiyet kurmuşlardır. Manisa’da kurulan “Horada” isimli Rum topluluğunun cemiyeti de bu gizli örgüt ile birlikte çalışmalara başlamıştır.

Kısaca azınlıklar Manisa’da tedhiş hareketlerine girişmişler ve anarşi çıkarmak için ellerinden geleni yapmışlardır. İlk olarak 1918 yılı Aralık ayının son günlerinde Bozköy’de öldürülen üç Müslüman Türk’ün başı kesilerek Hükümet Binasının önüne bırakılmıştır.
* * *
30 Aralık 1918’de Paris Konferansına katılan Venizelos, hazırladığı bir rapor ile Ege’nin bir kısmına talip olduklarını açıklamıştır.

Bu gelişmelerin ardından 1919 yılının ilk günlerinde, İtilaf Devletlerinin bir filosu İzmir’e geldi. 23 Ocak 1919 tarih ve 2196 sayılı “Anadolu” gazetesinde (ki İzmir’de Haydar Rüştü Bey tarafından çıkarılmaktaydı) İzmir ve civarının Yunanlılarca işgal edileceği, Ayatofini kilisesinde Pazar ayini sırasında “ne kadar Türk ve Müslüman kanı dökülürse, hepsinin Rumlara helal olacağı”nın söylendiği haberi yayınlanmış, bu haber Manisa’da da büyük heyecan uyandırmıştır.

Bunun üzerine “Manisa Müdaffa-i Hukuki Osmaniye Cemiyeti” aynı gün İstanbul Hükümetine, Manisa Mutasarrıflığı’na ve Aydın Vilayeti’ne birer telgraf çekerek gelişmeler hakkında bilgi isteyip, gerekli tedbirin alınmaması karşısında şehir olarak kendi başlarının çaresine bakacaklarını ifade ettiler. Ancak hiçbir cevap alamadılar.

Bu arada İzmir Valiliği’ne 14 Şubat 1919’da atanan ve aynı zamanda Kolordu Komutanı olan Nurettin Paşa’nın desteğiyle, burada “Cemiyet-i İlmiyye” adlı ve çoğu din adamlarından oluşan bir teşkilat kuruldu. Bu cemiyetin bir benzeri de Müftü Âlim Efendi tarafından “Cemiyet-i İslâmiyye” adıyla Manisa’da kuruldu.

Nurettin Bey’in faaliyetlerinden rahatsız olan Yunan başbakanı Venizelos, Paris Barış Konferansı’na etki ederek İstanbul Hükümeti’nin, İzmir Valisini değiştirmesini sağladı. Böylece İzmir Valiliğine eski İçişleri Bakanı İzzet Bey ve Kolordu Komutanlığı’na da Ali Nadir Paşa atandı. Hemen ardından da Manisa Mutasarrıfı olan Selanikli Hüsnü Bey azledilerek, yerine Giritli Hüsnü Bey, nam-ı diğer Hüsnüyadis tayin edildi.

Geçen zaman Anadolu’daki Türk ve Müslüman halkı endişelendirip, kendi aralarında mücadele ekipleri, yani çeteler kurmaları sonucunu ortaya çıkarınca, İstanbul Hükümeti bir Nasihat Heyeti kurma zorunluluğu hissetmiş, bu heyet aracılığı ile işgal güçlerine karşı direnen halkın sulh ve sükûn içinde, asayişi/düzeni bozmadan yaşamaya devam etmesi ve padişaha güvenmeleri istenmiştir. Bu heyet 25 Nisan 1919 Cuma günü Manisa’ya da geldi. Heyette Şehzâde Abdurrahim Efendi, eski rum mebuslarından Kazanidis Efendi, Mareşal Ali Rıza Paşa, Süleyman Şefik, Mahmud Hayret Paşa, Eyüp Sabri Hoca, Bursa Müftüsü Ömer Remzi Efendi, Karahisar eski mebusu Yorgo Güvenidis Efendi, Ziraat Bankası Rum asıllı yöneticisi Aristidis Paşa, Ermeni asıllı Memurin kalemi Müdürü Ohannes Efendi bulunmaktaydı.

Şehzade Abdurrahim Efendi, Padişah’ın fermanını Hükümet binası balkonundan okuyarak halkı Padişah’a sadakate çağırıp, asayiş içinde bulunmaları gereğini hatırlattı. Ardından Muradiye Camiinde Cuma namazı kılındı, dualar edildi ve heyet 26 Nisan 1919 Cumartesi günü Manisa’dan ayrıldı.

Haftaya manisanın işgali ve cereyan eden olayları anlatmaya deva edeceğiz.

Manisa’nın İşgali
15 Mayıs 1919’da İzmir Yunanlılarca işgal edildi. Ardından sıra Manisa’ya geldi. Mutasarrıf Hüsnü Bey şehri Yunanlılara teslim etmeye hazırdı. Albay Çakalos 25 Mayıs günü Mutasarrıf Hüsnü Bey’e bir heyet göndererek Manisa’nın kansız teslim edilmesini istedi. Esasen daha önce cephanesi alınmış ve kışlaları boşaltılarak askeri dağıtılan Manisa’da silahlı resmi ordu da kalmamıştı. Mutasarrıf Hüsnü Bey de Yunan heyetine hiçbir mukavemet olmayacağına dair güvence vermişti.

Manisa’yı işgal etmekle görevlendirilen I. Yunan Tümen Komutanlığı’ndan Zafirin, 23 Mayıs 1919’da Manisa’ya girecek olan Albay Çakalos’a gereken emri vermişti.

Ayrıca; İzmir’de Rumca olarak çıkarılan bir gazetenin müdürü de Albay Çakalos’a şu mektubu yazmıştı:
“Her şey yolunda tanzim olunmuştur. Manisa’nın kan dökülmeden işgalini taahhüd ederim. Manisa’ya girişi takiben, kışlaları, devlet dairelerini ve cephanelikleri derhal işgal etmeye yardımcı olmak üzere özel işaretleri olan şehir haritasını gönderiyorum. Topların kamaları alınmış olup, şehirdeki askeri birlikler de dağıtılmış durumdadır.

Mutasarrıf silah kullanılmaması için erkeklere nasihat etmiştir. Sabah saat 9’a kadar yeni bir mektubumu almazsanız bu vesikam şehrin kan dökülmeden işgalinin tamamlanacağını teyid edecektir.”
Görüldüğü gibi Manisa’nın işgali önceden, içeriden sağlanan işbirlikçi idareciler tarafından Yunanlı ilgililere bildirilmiştir. Buradaki işbirlikçi de dönemin Manisa Mutasarrıfı Giritli Hüsnü Bey’dir. Zira Manisalılar ona bir isim de takmışlar ve “Hüsnüyadis” demişlerdir. Hüsnü Bey işgal sırasında Manisalılara, bu durumun geçici olduğunu, ancak asayişin sağlanması bakımından bütün resmi binalara işgal belirtisi olarak Yunan Bayrağı’nın çekilmesi gerektiğini de duyurmuştur.

Ayrıca Yunan işgal komutanı Albay Çakalos Manisa halkına şu bildiriyi yayınlamıştır:
“Bildiri
Yunan Kuvvetleri, Paris Barış Konferansı kararına uygun olarak Manisa şehrini, çevresindeki köy ve kasabaları askeri işgal altına almıştır.
Dini ve idari ve belediye ve jandarma ve zabıta, bütün görevliler işlerini ve görevlerini yine eskisi yapacaklardır.
Din ve mezhep ayrıcalığı yapılmadan genel olarak halkın ırz, mal ve canının muhafaza ve güvenlik altında bulunacağı herkese ilan olunmuştur.
İşgal kuvvetlerinin gelmesi ile beraber sıkı yönetim ilân olunduğu bütün ahaliye tebliğ ve ilan olunur.
Bundan böyle bütün dükkanlar, bu bildiri değiştirilinceye kadar öğleden sonra saat 7:30’da kapatılacak ve saat 9:00’da herkes evine çekilmiş olacaktır.
İşbu emre uymayarak belirtilen zamandan sonra dışarıda bulunacak olanların, devriye kolları tarafından tutuklanacakları ve kanunen cezalandırılacakları herkese ilan olunur. 25 Mayıs 1919. Manisa Askeri İşgal Komutanı Çakalos”

Artık Manisa için işgal günleri resmen başlamış oluyordu.
erzurumlu25
erzurumlu25
.::Tengri::.


.::Tengri::.


MİLLÎ MÜCÂDELEDE MANİSA -1 Turkey10
MİLLÎ MÜCÂDELEDE MANİSA -1 Gencat10
MİLLÎ MÜCÂDELEDE MANİSA -1 Pro10
Yaş Yaş : 45
Cinsiyet Cinsiyet : Erkek
Nerden Nerden : Erzurum
Lakap Lakap : Vatan delisi
Doğum Tarihi Doğum Tarihi : 22/04/79
İletiler: İletiler: : 757
Üyelik Tarihi Üyelik Tarihi : 29/12/09
MİLLÎ MÜCÂDELEDE MANİSA -1 Pro1010
MİLLÎ MÜCÂDELEDE MANİSA -1 910
MİLLÎ MÜCÂDELEDE MANİSA -1 Ile10

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

MİLLÎ MÜCÂDELEDE MANİSA -1 Empty MİLLÎ MÜCÂDELEDE MANİSA -2

Mesaj tarafından erzurumlu25 Çarş. 13 Kas. 2013 - 6:17

Manisa’nın İşgali
           15 Mayıs 1919’da İzmir Yunanlılarca işgal edildi. Ardından sıra Manisa’ya geldi. Mutasarrıf Hüsnü Bey şehri Yunanlılara teslim etmeye hazırdı. Albay Çakalos 25 Mayıs günü Mutasarrıf Hüsnü Bey’e bir heyet göndererek Manisa’nın kansız teslim edilmesini istedi. Esasen daha önce cephanesi alınmış ve kışlaları boşaltılarak askeri dağıtılan Manisa’da silahlı resmi ordu da kalmamıştı. Mutasarrıf Hüsnü Bey de Yunan heyetine hiçbir mukavemet olmayacağına dair güvence vermişti.

           Manisa’yı işgal etmekle görevlendirilen I. Yunan Tümen Komutanlığı’ndan Zafirin, 23 Mayıs 1919’da Manisa’ya girecek olan Albay Çakalos’a gereken emri vermişti.

           Ayrıca; İzmir’de Rumca olarak çıkarılan bir gazetenin müdürü de Albay Çakalos’a şu mektubu yazmıştı:
           “Her şey yolunda tanzim olunmuştur. Manisa’nın kan dökülmeden işgalini taahhüd ederim. Manisa’ya girişi takiben, kışlaları, devlet dairelerini ve cephanelikleri derhal işgal etmeye yardımcı olmak üzere özel işaretleri olan şehir haritasını gönderiyorum. Topların kamaları alınmış olup, şehirdeki askeri birlikler de dağıtılmış durumdadır.

           Mutasarrıf silah kullanılmaması için erkeklere nasihat etmiştir. Sabah saat 9’a kadar yeni bir mektubumu almazsanız bu vesikam şehrin kan dökülmeden işgalinin tamamlanacağını teyid edecektir.”

           Görüldüğü gibi Manisa’nın işgali önceden, içeriden sağlanan işbirlikçi idareciler tarafından Yunanlı ilgililere bildirilmiştir. Buradaki işbirlikçilerin önderi de dönemin Manisa Mutasarrıfı Giritli Hüsnü Bey’dir. Manisalılar ona işbirlikçiliğinin göstergesi olarak bir isim de takmışlar ve “Hüsnüyadis” demişlerdir. Hüsnü Bey işgal sırasında Manisalılara, bu durumun geçici olduğunu, ancak asayişin sağlanması bakımından bütün resmi binalara işgal belirtisi olarak Yunan Bayrağı’nın çekilmesi gerektiğini de duyurmuştur.

Buna ilave olarak Yunan işgal komutanı Albay Çakalos Manisa halkına şu bildiriyi yayınlamıştır:

“Bildiri        
          Yunan Kuvvetleri, Paris Barış Konferansı kararına uygun olarak Manisa şehrini, çevresindeki köy ve kasabaları askeri işgal altına almıştır.

          Dini ve idari ve belediye ve jandarma ve zabıta, bütün görevliler işlerini ve görevlerini yine eskisi gibi yapacaklardır.

         Din ve mezhep ayrıcalığı yapılmadan genel olarak halkın ırz, mal ve canının muhafaza ve güvenlik altında bulunacağı herkese ilan olunur.

         İşgal kuvvetlerinin gelmesi ile beraber sıkıyönetim ilân olunduğu bütün ahaliye tebliğ ve ilan olunur.
         
       Bundan böyle bütün dükkânlar, bu bildiri değiştirilinceye kadar öğleden sonra saat 7.30’da kapatılacak ve saat 9.00’da herkes evine çekilmiş olacaktır.

        İşbu emre uymayarak belirtilen zamandan sonra dışarıda bulunacak olanların, devriye kolları tarafından tutuklanacakları ve kanunen cezalandırılacakları herkese ilan olunur. 25 Mayıs 1919. Manisa Askeri İşgal Komutanı Çakalos”

Artık Manisa için işgal günleri resmen başlamış oluyordu.

           İşgalin Mustafa Kemal Paşa’ya Bildirilmesi ve İlk Tepkiler
        İzmir’in işgal edildiği 15 Mayıs 1919’da İstanbul’dan Bandırma Vapuruyla hareket eden 3. Kolordu Müfettişi Mustafa Kemal Paşa 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıktığında ve henüz Havza’da bulunduğu sırada, 26 Mayıs 1919’da Ankara’dan Ali Fuat Paşa’nın gönderdiği telgrafı aldı. Bu telgrafta şöyle denmekteydi:

     “Birçok ihtimama rağmen, İzmir’den muntazam mâlûmat alamıyoruz. Oradaki Kumandanlıklarla henüz irtibat temin edilemedi. 25 Mayıs’ta Manisa’nın işgal edildiği ve muharebenin kesildiği telgraf memurlarından haber alındı. Mamafih Manisa istikametine bir irtibat subayı gönderdik, henüz mâlûmat gelmedi...”

Bu telgraf üzerine 27 Mayıs günü Mustafa Kemal Paşa Konya’daki Yıldırım Kıtaatı Müfettişliğine bir telgraf çekerek:

“Düveli İtilaf kuvvetlerinin Manisa’yı da işgal ettikleri haber alınmıştır. Bu yolda bilgi verilmesini rica ederim.” diyor ve Anadolu’nun her köşesi hakkında anında bilgi alarak gereği için harekete geçilmesi konusunda hassasiyetini ortaya koyuyordu.

Konya’dan cevap gelmeden, Ankara’dan Ali Fuat paşa 28 Mayıs 1919 tarihli ikinci telgrafını Mustafa Kemal Paşa’ya gönderiyor ve şöyle diyordu:

“Maateessüf Yunan askeri Manisa’yı işgal etmiş. Ahâli işgali red için bir miting yapmış...”

Bu arada 30 Mayıs’ta Konya’da bulunan Cemal Paşada Mustafa Kemal’e cevabını göndererek; Yunan ordusunun Manisa ve Aydın civarlarını işgal etmiş olduğunu teyid etmiştir.

Burada dikkati çeken en önemli husus Mustafa Kemal Paşa’nın, Ali Fuat Paşa’dan gelen 28 Mayıs tarihli ikinci telgraftan hemen sonra aynı gün bütün valiliklere, henüz işgale uğramamış olan Mutasarrıflıklara ve askeri komutanlıklara birer telgraf çekerek İzmir ve Manisa’nın işgalini protesto için toplantılar yapılmasını istemesidir.

Yine burada dikkati çeken ikinci önemli husus da Ali Fuad Paşa’nın telgrafında geçen “.....Ahâli işgali red için bir miting yapmış” ifadesidir. Manisalılar 25 Mayıs’taki işgalin hemen ardından 26-27 Mayıs’ta bu mitingi yapmışlar ve işgale karşı tepkilerini hemen vermişlerdir.

Manisa Merkez’den sonra, 27 Mayıs’ta Turgutlu, 30 Mayıs’ta Kayışlar, 5 Haziran’da Akhisar hiçbir mukavemet olmaksızın Yunanlılarca işgal edilmiştir. Ancak Yunanlıların baskınları sonucu Turgutlu’dan Topçu Yüzbaşı Seyid Ali Bey, Hasan Fehmi Bey ve Kamacı ustası Kamil Efendi ile sekiz er yakalanarak idam edilmişlerdir.

İşgal sırasında Manisa’da Rum ve Ermenilerin tahrikleri ile pek çok olaylar olmuş, Türk ve Müslüman ahali tutuklanarak Cezaevi haline getirilen Büyük Yeni Han’a hapsedilmiştir. Yine işgal güçleri silah arama bahanesi ile evleri basmışlar, pek çok darp olayında bulunmuşlar ve altın yüzük, bilezik gibi kıymetli eşyaları da gasbetmişlerdir.

Öldürme olayları da tam vahşet halindeydi. Örneğin; Teselya göçmeni olan Mahmut Efendi, Yunanlılar tarafından Kırtık deresine götürülmüş, burada canlı canlı burnu, kulakları kesilmiş, gözleri süngü ile oyulmuş, karnının derisi de yüzülerek işkence ile öldürülmüştür. Bu örnekleri çoğaltmak mümkündür. Bu işlerde Yunan işgalcilerine en büyük destek yerli Rum ve Ermeni komitacılarından gelmekteydi.

Yunanlıların yaptıkları insanlık dışı zulüm ve işkenceler hakkında bir Fransız, Madame Golis, Manisa’da gördüklerini çok veciz bir biçimde şöyle anlatmaktadır:

“Önce söylemek isterim ki, gördüğüm facialara dair gerçek görüntüler, insanlığın kafasının alamayacağı biçimdedir. Bunları dünyaya anlatabilmek en güç bir iş olacaktır. Düşünüyorum; barbarların geçtikleri yerlerde bıraktıkları vahşiliği; yakıp yıkmayı anlatan tarihin en feci sahifeleri acaba Yunan Ordusunun Anadolu’da bıraktığı eserlere bir örnek olabilir mi? Hayır. Yunanlıların yaptığı vahşilik ve zulümler insanlığın kafasının alamayacağı feciliğini koruyacak ve Anadolu’ya kendileri gelip göremeyenler ne kadar okusalar ve işitseler bunu anlayamayacaklardır.”

Bu zulüm, işkence ve cinayetler halkı Kuvây-ı Milliye ruhu ile harekete geçirmiş, düzenli ordu olmadığı için çeteler kurulmaya ve işgalcilerle mücadeleye başlanmıştır. Akhisar’da Binbaşı Hüsnü Bey, Tatar ve Sarıçam köylerinde Bekir Ağa’nın oğlu Yüzbaşı Osman Bey, Teğmen Halim Bey, Arab Abdi, Hocalı’da Halit Paşa, Kuyucu’da Hafız Bey ve diğerleri Binbaşı Muhtar Bey, Yüzbaşı Ahmet Bey, Üsteğmen Kadir Bey gibi kahramanlar kurdukları teşkilatlarla Yunanlılara karşı Milli Mücadeleyi başlatmışlardır.

Bunlardan Halit Paşa 8 Temmuz 1919’da Yunan ve Rum askerlerinin baskınına uğrayarak şehid edilen ilk Milli Mücadele kahramanlarından biri olmuştur.

Haftaya işgal güçlerine karşı verilen mücadele ve şehrimizin kurtuluşunu ele alacağız.

Not: 30 Ağustos Zafer Bayramımızın Türk Milletine kutlu olmasını diler, başta Devletimizin kurucu lideri Başkomutan Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK olmak üzere bütün gazi ve şehitlerimize şükranlarımızı arz ederiz.

NADİR ÖZKUYUMCU
erzurumlu25
erzurumlu25
.::Tengri::.


.::Tengri::.


MİLLÎ MÜCÂDELEDE MANİSA -1 Turkey10
MİLLÎ MÜCÂDELEDE MANİSA -1 Gencat10
MİLLÎ MÜCÂDELEDE MANİSA -1 Pro10
Yaş Yaş : 45
Cinsiyet Cinsiyet : Erkek
Nerden Nerden : Erzurum
Lakap Lakap : Vatan delisi
Doğum Tarihi Doğum Tarihi : 22/04/79
İletiler: İletiler: : 757
Üyelik Tarihi Üyelik Tarihi : 29/12/09
MİLLÎ MÜCÂDELEDE MANİSA -1 Pro1010
MİLLÎ MÜCÂDELEDE MANİSA -1 910
MİLLÎ MÜCÂDELEDE MANİSA -1 Ile10

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz