Türk Milleti ve Türk Devleti adına YAS TUTMUYORUZ!

[İlteriş Kağan]

MİLLİ YAS!

Milli Yas ilan etmek için Önce Milli Olmak gerek!

Vazgeçtik!...
Diyelim ki OSMANLI (!) Dediniz!

Allah aşkına,Osmanlı'nın kutsal toprakları korumak üzere yaptığı Ecyad Kalesini bile yıkıp, 7 yıldızlı otel diken,Osmanlı'dan tek bir iz bırakmayan,Kabeyi Towerland city yapan,Kutsal toprakları korumak üzere Arap topraklarında bulunan 300.000 Mehmetçiği ingilizlerle işbirliği yaparak katleden sülaleden gelen..
Peygamberin kabrini yıkmaya kalkışırken..
(Ki Başbuğ Atatürk önlemiştir.)
İslam Dünyasını birbirine düşüren Homo Lawrens'i kurtarıcı görüp, adına müze açan,
Filistin'de kan dökenlerden yana olan,Her zaman emperyalistler tarafinda yer alan... (Daha sayılacak çok şey var...)
Türk devletine saygısız..
Osmanlı'nın da en büyük düşmanı..
...Ve de Yezid soylu islam ve insanlık düşmanı Bilmem Kim için,

Türk Milleti ve Türk Devleti adına YAS TUTMUYORUZ!

[İlteriş Kağan]

Suud kralı tüm sülalesi gibi şerefsizin tekiydi. Türkiye'de Anıtkabir'e gitmediği için Türkiye'deki Arap uşakları tarafından takdir edilmişti de, sonra Ermenistan'a gidip sözde soykırım anıtına çelenk bırakmıştı. Bizimkilerin baştacı yapmasının sebebi parası idi. Yaşasaydı, İstanbul'un en güzel, en doğal yerlerinden birine otel yaptıracak ve ülkemizin bir güzelliğini daha berbat edecekti. Tamuda zebanilere aş olsun.

Bu arada Mekke ve Medine'de de boş durmamış, atalarımızın eserlerini Türk firmalarına yıktırarak, "siz yaptınız, siz yıktınız" gibi ancak bir Yahudi'nin zekasına yaraşır cevap vermenin peşindeydi. Yine Mekke'yi "Las Vegas" yapmak isteyecek kadar da İslam düşmanıydı.

Yedi ceddine lanet olsun.
Kral Abdullah öldü diye Türkiye'de millî yas ilân edilmiş. Bir tek, şehit verdiğimizde ilân edilmeyen bu gayri millî yasların hiç birini tanımıyoruz!

[İlteriş Kağan]

30.000 şehit veririz, milli yas ilan edilmez.
Osmanlı eserlerini ve Ecyad Kalesini yıkan bir Arap şeyhi için yas ilan edilir!
Osmanlıya, zamanın İslam Halifesine ihanet eden ve İngiliz uşaklığı yaparak bizi arkadan vurup Ortadoğu'dan silinmemize neden olanlar da işte bu adamın sülalesidir.
Kusura bakmayın...
Yasımızı ulusumuza saklar, göz yaşlarımızı yitip giden Türk çocuklarına harcarız biz...

* Ecyad Kalesi, Mekke'de 1781 tarihinde yapılan, 2002 yılında Suudi Arabistan tarafından yıkılan Osmanlı kalesidir.
Ecyad Kalesi, Kabe'nin asi kabilelerden ve bedevilerden savunmasına yardımcı olmak üzere Türkler tarafından yapılmış, I. Dünya Savaşı'nda Türk Garnizonu olarak kullanılmıştır. Kabe'ye hakim bir tepede 23 dönümlük arazi üzerine inşa edilen kale Ocak 2002'de Suudi Arabistan hükümeti tarafından yerine otel yapılmak amacıyla yıkılmıştır.

** MURAT BARDAKÇI'NIN KONUYLA İLGİLİ ESKİ YAZISI
İNTİKAM ALDILAR

İşte Murat Bardakçı'nın o yazısı:

TÜRK YÖNETİMİNE BAŞKALDIRDI
Hazreti Muhammed'in soyundan geldiğine inanılan Şerif Abdülmuttalib 'Mekke Emiri'ydi, yani Babıali tarafından Mekke'nin yöneticiliğine getirilmişti. 1850'li yılların başında Türk yönetimine başkaldırdı, Taif taraflarını eline geçirdi, üstelik Avrupa'nın da desteğini aldı ve beş yıl boyunca Babıali'nin başına dert oldu. Daha sonra Bedevi birlikleriyle Mekke'yi işgal etti.

TÜRKLER KILIÇ ÇEKMEK İSTEMEDİ
Abdülmuttalib'in hedefi şehirdeki Türk garnizonu yani Ecyad Kalesi'ydi. Peygamber soyundan gelen bir kişiye kılıç çekmek istemeyen Türk yönetimi ayaklanmayı görüşmeler yoluyla çözmeye çalıştıysa da sonuç alamadı. Bir gece kaleden gizlice şehre inen Türk askerleri, Abdülmuttalib'i evine baskın yaparak ele geçirdiler. Baskında çok sayıda askerimiz ölmüş ama isyancı lider tek bir yara almamıştı. Abdülmuttalib önce Ecyad Kalesi'ne kapatıldı, sonra İstanbul'a yollandı ve 'peygamber torunu' olduğu gerekçesiyle ceza bile görmedi, sadece konağına hapsedilmesiyle yetinildi.

TÜRK DÜŞMANLIĞININ SEMBOLÜ OLDU
Ecyad Kalesi, o günden sonra Arap yarımadasında Türk düşmanlığının sembollerinden biri haline geldi. Suudi yönetimi kaleyi ilk yıkma girişimini 1980 yılında yaptı, üstelik Türkiye'yi projeden haberdar bile etti ancak işin garip tarafı, Ankara hiç tepki göstermedi. Yıkım, Pakistan'ın o dönemdeki lideri olan Ziya ül Hak'ın ‘‘Bu kale İslam tarihinin bir parçasıdır, yıkılması tarihe saygısızlık olur’’ diyerek araya girmesiyle önlendi.

Şimdi, Suudi yönetiminin Mekke'ye ‘‘Suudi kimliği verme’’ projesinin son aşamasındayız. Kimliğin tamamlanmasına bir operasyon kaldı: Kabe'deki Türk revaklarının da yerle bir edilmesi. Devlet olarak gösterdiğimiz bu aczimiz Suudi dostu siyasilerimize, Araplar aleyhine tek bir söz ettirmeyen ‘‘kardeşlerimize’’ ve özellikle de ‘‘Kaleyi kurtardık’’ diyen Kültür Bakanlığı Müsteşarı Fikret Üçcan'a hayırlı olsun.