DOĞU TÜRKİSTAN İPEK YOLU'NUN MAHZUN ÜLKESİ
¤ۣۜ..¤ İlteriş Türkçü Turancı Otağı ¤ۣۜ..¤ :: [Türkçülük] ve [Turancılık] :: Turan Coğrafyası :: Türk Devletleri
1 sayfadaki 1 sayfası
DOĞU TÜRKİSTAN İPEK YOLU'NUN MAHZUN ÜLKESİ
Doğu Türkistan gerçeği, dünyanın ve Türkiye’nin görmezden geldiği, görse de siyasi çıkarlar uğruna feda ettiği bir gerçek. Dini, milli ve kültürel köklerinden kopartılmak istenen ve gözlerini açtığı andan itibaren “Sincanlı” olduğuna inandırılmaya çalışılan bir tutsaklar ülkesi Doğu Türkistan.
Doğu Türkistanlılar şimdi Kur’an okuduklarında dayak yiyor, Kur’an öğrenmek istediklerinde hapse giriyorlar. Daha doğmadan yasaklarla karşılaşıyor, eğer devlet tarafından “fazlalık” olarak addedilirlerse annelerinin karınlarından zorla çıkartılıp öldürülüyorlar. Kendi dillerini, tarihlerini öğrenme hakları yok. İstedikleri üniversiteye girmek, istedikleri işte çalışmak onlar için hayalden de imkansız. Hayatlarının her aşamasında kimlikleri soruluyor onlara. Aidiyetleri sorgulanıyor, üstelik sorgulanmakla da kalmıyor, kendilerinden çalınıp yerine bir başkası konmaya çalışıyor.
Suçları bir hak talep etmekse, bunun bedelini fazlasıyla ödüyorlar. Hesapsızca işkence görüyor, hapislerde ölüme terk ediliyorlar. Hapis hayatından ve dolayısıyla işkenceden evlerine dönenlerse normal hayatlarına bir daha asla dönemiyorlar: Çünkü artık ya psikolojik bozukluk ya da fiziksel sakatlıkla yaşamak zorunda kalıyorlar.
Bu kitabın amacı, Türk okuyucularını Doğu Türkistan’da yaşananlardan “haberdar etmek”. Unutulan, unutturulan ortak bir geçmişin gerçekten var olduğunu ve bu geçmişin üzerine yaşanan dramdan dolayı hepimizin üzerinde sorumluluk olduğunu hatırlatmak. Kısa da olsa, küçük hacimli de olsa bir Doğu Türkistan geçmişini ve orada yaşanan insan hakları ihlallerini bilmek ve ondan önemlisi bütün bunları “sahiplenmek”, ortak bir bilincin oluşturulması adına atılabilecek ilk ve belki de en önemli adım olsa gerek. Zira Doğu Türkistanlıların ve onlar gibi tüm dünyada baskı altında yaşayan halkların en büyük sıkıntısı, yaşanan sorunlardan ziyade sahiplenilmemek olsa gerek.
Bizim geleceğe dair umudumuz, Doğu Türkistan halkının “insanca” yaşama haklarına bir an önce kavuşabilmesi ve geçmişiyle, kültürüyle, diniyle yeniden ve hiçbir baskı altında kalmadan dilediği gibi yaşayabilmesidir. Fakat Türkiye’deki Türklerin de her şeyden önce “oralarda” başka kardeşlerinin de yaşadığını bilmesi; ortak bir geçmişi paylaştığı bu insanları hatırlaması, yeri geldiğinde savunması, bu savunmayı yapacak iradeye sahip olması gerekmektedir.
Doğu Türkistanlılar şimdi Kur’an okuduklarında dayak yiyor, Kur’an öğrenmek istediklerinde hapse giriyorlar. Daha doğmadan yasaklarla karşılaşıyor, eğer devlet tarafından “fazlalık” olarak addedilirlerse annelerinin karınlarından zorla çıkartılıp öldürülüyorlar. Kendi dillerini, tarihlerini öğrenme hakları yok. İstedikleri üniversiteye girmek, istedikleri işte çalışmak onlar için hayalden de imkansız. Hayatlarının her aşamasında kimlikleri soruluyor onlara. Aidiyetleri sorgulanıyor, üstelik sorgulanmakla da kalmıyor, kendilerinden çalınıp yerine bir başkası konmaya çalışıyor.
Suçları bir hak talep etmekse, bunun bedelini fazlasıyla ödüyorlar. Hesapsızca işkence görüyor, hapislerde ölüme terk ediliyorlar. Hapis hayatından ve dolayısıyla işkenceden evlerine dönenlerse normal hayatlarına bir daha asla dönemiyorlar: Çünkü artık ya psikolojik bozukluk ya da fiziksel sakatlıkla yaşamak zorunda kalıyorlar.
Bu kitabın amacı, Türk okuyucularını Doğu Türkistan’da yaşananlardan “haberdar etmek”. Unutulan, unutturulan ortak bir geçmişin gerçekten var olduğunu ve bu geçmişin üzerine yaşanan dramdan dolayı hepimizin üzerinde sorumluluk olduğunu hatırlatmak. Kısa da olsa, küçük hacimli de olsa bir Doğu Türkistan geçmişini ve orada yaşanan insan hakları ihlallerini bilmek ve ondan önemlisi bütün bunları “sahiplenmek”, ortak bir bilincin oluşturulması adına atılabilecek ilk ve belki de en önemli adım olsa gerek. Zira Doğu Türkistanlıların ve onlar gibi tüm dünyada baskı altında yaşayan halkların en büyük sıkıntısı, yaşanan sorunlardan ziyade sahiplenilmemek olsa gerek.
Bizim geleceğe dair umudumuz, Doğu Türkistan halkının “insanca” yaşama haklarına bir an önce kavuşabilmesi ve geçmişiyle, kültürüyle, diniyle yeniden ve hiçbir baskı altında kalmadan dilediği gibi yaşayabilmesidir. Fakat Türkiye’deki Türklerin de her şeyden önce “oralarda” başka kardeşlerinin de yaşadığını bilmesi; ortak bir geçmişi paylaştığı bu insanları hatırlaması, yeri geldiğinde savunması, bu savunmayı yapacak iradeye sahip olması gerekmektedir.
Similar topics
» Doğu Türkistan'da katliam: 140 ölü
» Doğu Türkistan'ın İşgâlinin 63. Yıldönümü
» Zulmün coğrafyası, Doğu Türkistan !
» Unutulan Vatan Doğu Türkistan
» Doğu Türkistan...Zulüm ve Soykırım!!!
» Doğu Türkistan'ın İşgâlinin 63. Yıldönümü
» Zulmün coğrafyası, Doğu Türkistan !
» Unutulan Vatan Doğu Türkistan
» Doğu Türkistan...Zulüm ve Soykırım!!!
¤ۣۜ..¤ İlteriş Türkçü Turancı Otağı ¤ۣۜ..¤ :: [Türkçülük] ve [Turancılık] :: Turan Coğrafyası :: Türk Devletleri
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz