İskender Büyük, Gladyo'yu anlatıyor
1 sayfadaki 1 sayfası
İskender Büyük, Gladyo'yu anlatıyor
Bugün konuk olarak Kurtlar Vadisi Gladio filminin başrol oyuncusu Musa Uzunlar, nam-ı diğer İskender Büyük'e Gladio ile ilgili sorularımızı yönelttik.
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
-Seyirciler Musa Uzunları merak ediyor...
-1959 Antalya doğumluyum. 1983'te Mimar Sinan Üniversitesi tiyatro bölümünden mezun oldum. Aynı yıl devlet tiyatrosuna başladım halen bu görevi devam ettiriyorum.
Şu anda da doğduğum topraklarda KV Gladio filminin sonlarının çekimindeyiz. Bu da ayrı bir heyecan vermekte bana.
İnsanı en güzel anlatan bir sanat dalı olan tiyatronun içinde, tiyatronun ve oyunculuğun bir parçası olan kameranın önündeyim. KV Pusu'daki İskender'i, Gladio filminde de devam ettiriyoruz...
-Tiyatro ve sinema tüm hayatınızı kuşatmış durumda galiba...
-Kişisel ve sosyal hayatımı kuşattı. Ağırlıklı olarak evet diyebilirim. Kendime zaman ayırmaya çalışıyorum...
-Hobileriniz...
-Her zaman belirlediğim hedeflerim vardır. Bir uçurumun dibine inmek, Boğaz'da yüzmek, yamaç paraşütü yapmak, jamping gibi şeyler...
Yeri geldiğince gerçekleştirmeye çalışırım. En sonuncusu Boğaz'da karşıdan kaşıya yüzmekti.
2oo7 de Olimpiyat Komitesince temmuz ayının ikinci haftasında yapılan yüzme yarışlarında. Kanlıca'dan Kuruçeşme'ye kadar yüzerlerken, ben Kanlıca'dan başlayıp, ikinci köprünün altından geçip Rumeli Hisarından çıktım.
-Korkmadınız mı? Korkularınız, fobileriniz yok mu?
-Fobim yok ama var ise de bilmeden üstüne gidiyor olabilirim. Uçurumun dibi, yamaç paraşütü, Boğaz'da yüzmek... Niçin yapmak istedim? Aşmam gereken duygularım da olabilir. Bilemiyorum duyguların derinliğine inmek gerek.
Ama doğayı seviyorum, duyumsamak istiyorum... Müthiş bir doğa sevgisi var bende.
-Bilinçli olarak mı tiyatro bölümünde okumak istediniz?
-Üniversite sınavında istediğim bölüme girmedim. Ama şuur altımda yerleşmiş bir şeyler de olabilir.
Oyunculuk için devlet tiyatroları Antalya'ya gelmişti. Ben de merak ettim, ilgilenmek istedim.
Verilen rolü çalışırken, elimi ayağımı vücudumu değişik şekilde duyumsadım. Müthiş bir keyif verdi bana.
Çok etkilendiğim bir film olduğunda temel karakteri biraz sürdürürdüm. Evde ne oluyor dediklerinde çaktırmamaya çalışırdım... Bunları keyifle yaşadığımı anımsıyorum.
O zamanlar da Alain Delon tarzı filmler revaçtaydı.
-Pana Film ile yollarınız nerede ve nasıl kesişti?
-Devlet tiyatrosu, özel tiyatro, turneler derken çok yoğun bir tempomuz vardı. Senaryo geldiğinde İskender Büyük karakterinden çok etkilendim. Çok güzel malzeme veriyor oyuncuya. Ayrıca bir oyuncu kendisini çok yenilemek istemez veya ben öyle yapıyorum.
İskender Büyük farklı bir karakter, keyif veriyor bana. Benim doğal yapımdan çok çok uzakta bir karakter.
Onu denemek, onu araştırmak, onu oynamak istedim.
Benim naif bir karakterim var. Benim için terslik oluşturan bir karakter. Bu zıtlık beni daha çok çekti...
Pana Film, reji bana güvendiler ben de onları yanıltmamaya, şaşırtmamaya çalıştım.
-Başarılı da oldunuz...
-Teşekkür ederim...
-Kurtlar Vadisi pusu'da oynarken bu karakterin bir gün sinema filmi haline geleceğini ve başrol oyuncusu olacağını düşündünüz mü?
-Hayır... Hiç düşünmedim...
-Çok yoruluyor musunuz?
-İskender Büyük'ün gençliği yordu yaşlandırdı beni, yaşlılığı ile aram çok iyiydi. Baya sıkı bir gençliği varmış...
O elli beş doğumlu. Karşılaştığım ilk tuzak gençlik sesi oldu. Yeni bir ses karakteri oluştu. Daha hızlı konuşan ve genç bir ses tonu...
-Seyirci merakla bekliyor İskender Büyük'ten neler gelecek diye.
-Ben de bilmiyorum! Hiçbir zaman bir karakteri eleştirmemişimdir. Eleştirmek, sevdirmek, nefret ettirmek oynadığımız oyun dışında seyirciye kalmış bir şey. Biz onu yaptığı her şeyi ile tamamıyla anlayarak onu hissettiğimiz gibi yaptığı her şeyi anlayarak oynamayı tercih ettik. Şimdi de gençliğinde bunu deneyimliyorum. Bunun da sonuna geldik yavaş yavaş.
-İskender Büyük'te Musa Uzunlar karakter ve yapı olarak bir şeyler bulabiliyor mu?
-Temelde, özünde insanların hepsi aynıdır. Asıl farklılık back-round'umuzda, yaşadığımız olaylarda. Kimse kendi arkasını görmez.
İskender Büyük'ün back-round'unda kendisinin getirmiş olduğu bir yaşantı var, dünya görüşü var. Doğru ya da yanlış, iyi ya da kötü o beni çok ilgilendirmiyor. Sadece o back-round'daki İskender'i anlayıp onu hayata geçirmek ve onu yansıtmak benim görevim. Elimden geldiğince onu yapmaya çalıştım.
-Örtüşen tarafınız yok mu?
-Astığı astık, kestiği kestik gibi görünen İskender Büyük centilmen bir adam. İskender'in kadınlarla diyalogu da kötü değil!
Ben de centilmen birisiyim veya kendimi öyle görüyorum. Bunun yanı sıra İskender, tuttuğunu koparmaya çalışan birisi. Hedeflerine ulaşmak için her yolu deniyor.
-Musa Uzunlar'da var mı bu özellik?
-Benim kendi adıma koyduğum, bireysel hedefler. Benzerlikten bahsederken onu oraya getiren şartlar önemli. Niçin öyle bir ortamda yaşadı, bizim yaşamadıklarımızı yaşadı?
Bir şeylerden, başka kişilerden etkilendi kendi dünya görüşünü oluşturdu ve kendi doğrultusunda gidiyor gibi geliyor bana.
-Pana Film'de ve çalışma ekibinizde farklı bir şeyler görüyor musunuz?
-Burada biz bir aile olduk. KV Pusu'da 30-40 bölüm çalıştık. 21 Haziran itibariyle de Gladio'yu çekiyoruz.
Çok daha detaylı ve çok daha fazla emek sarf ediyorlar ve en iyisi yapılmaya çalışılıyor olabildiğince.
Keyifli ve yoğun bir şekilde de gidiyor.
An be an eğleniyoruz, yoruluyoruz. Ben keyif alıyorum bu birliktelikten.
-Aksiyon sahneleri için özel bir çalışma yaptınız mı? Ders aldınız mı?
-Deneyimli ve profesyonel arkadaşlar yardımcı oldular, yol gösterdiler.
Silah ve bir yerleri basma konusunda teknik ve taktik görüşlerinden faydalandık, diğer şekilde, fiziksel olarak zamanımız olmadı.
-Çekim sırasında sizi tanıyamadım. Musa Bey nerede diye sormak zorunda kaldım. Sizi işaret ettiler. Şaşırdım. Daha da gençleşmiş gördüm sizi.Bu görüntü için ne yaptınız? Psikolojik olarak sizi etkiliyor mu?
-Piyanonun başına geçince haliniz değişiyor ya da spor ayakkabı giyince haliniz değişiyor. Tabi ki silahı tutunca, o kıyafetleri giyince, aynaya baktığınız zaman biraz daha genç görününce haliyle daha da dik duruyorsunuz!
Psikolojik olarak mutlaka etkisi oluyor. Sakalınızda beyaz varsa şimdi yok, saçlarınız siyah, operasyona gittiğiniz arkadaşlarınız çok daha genç, diyalog kurduklarınız devlet büyükleri değil kendi ekibinizdeki insanlar.
Bu da doğal olarak yansıyor.
-Kurtlar Vadisi Irak Dünyada ses getiren bir film oldu. KV Gladio'da geniş bir hinterlandı ve Türkiye ile birlikte Amerika'yı da ilgilendiren bir film. Dünya piyasasında ses getirir mi?
-Gladio'nun telaffuz edilmesi ile birlikte insanlar araştıracaklar. Bence İskender Gladio'nun oyuncağı olmuş gibi görünüyor. En azından olmamaya çalışıyor baçk-round'unda. Doğal olarak Politika ile ilgilenenler bunu ne kadar oyuncağı olup olmadığı konusunu ve Amerika'nın pozisyonunu sorgulayacaklardır diye düşünüyorum. Tabiiki bununla birlikte Türkiye'nin de.
Amerika'yı ilgilendiren doğal olarak tüm dünyayı ilgilendirecektir.
Tartışılacağını, yorumlanacağını ve ses getireceğini düşünüyorum.
-Gladio vizyona girmeden ciddi manada ses getirdi. KV ve İskender hayranları bu filmde neler görecek?
-Ben de bilmiyorum... Yoğunluk olarak tanıdıkları İskender'den daha değişik bir İskender görecekler. Belki de İskender'i daha iyi anlayacaklar. Belki daha çok nefret edecekler, belki de daha çok sevecekler.
Ama daha çok seveceklerini düşünüyorum. En azından back-round'unda, hizmeti sırasında niyeti belli.
-İskender karakterinin kısa sürede tutulmasını neye bağlıyorsunuz?
-Başlangıçta bu karakteri oynarken bütünün içerisinde İskender'in omurgasını oluşturma konusunda fazla bilgiye sahip değildim. Aşağı yukarı biliyordum fakat oynadıkça ve senaryo geldikçe İskender ile tanıştım. Ne yaptığı çok fazla belli olmayan bir adam...
Dizide bir sürü karakter kaliteli oyuncular tarafından çok güzel oynandı.
İskender'e acaba değişik ne şekilde yaklaşılırsa etkili olabilir bağlamında bir şekil oluşturduk. Sesi ile tarzı ile bu sevildi ve bundan sonra da erk'i sevildi, enerjisi sevildi. Ben böyle düşünüyorum.
-Sesi nereden çıktı?
-İskender Şeker hastasıydı, ölüme yakın bir insandı eyvallahsızdı, haliyle bu da konuşmasına yansıyor. Konuşma stili olarak da askerlik dönemindeki bir üsteğmenden esinlendi.
-Son sorumuz Türk sineması ile ilgili. Son dönem Türk sineması ve filmleri hakkında ne düşünüyorsunuz?
-En azından iyi örnekler çoğaldı, az da olsa. Başyapıtlar örnek teşkil ediyor.
İyi ve kötü birbirinden daha güzel ayrılıyor. Sıradanlık ve Türk Filmi deyimi yavaş yavaş kalkacak ve Türk sineması çok güzel bir yere gelecek. Tabii burada ekonomi de çok önemli. Ekonomi ne kadar düzgün olursa kaliteli yapıtlar da artacaktır.
-Musa Bey çok teşekkür ediyorum, başarılarınızın devamını diliyorum. Merakla bekliyoruz Gladio'yu...
-Ben teşekkür ederim. Size de iyi çalışmalar diliyorum.
YAZETE
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
-Seyirciler Musa Uzunları merak ediyor...
-1959 Antalya doğumluyum. 1983'te Mimar Sinan Üniversitesi tiyatro bölümünden mezun oldum. Aynı yıl devlet tiyatrosuna başladım halen bu görevi devam ettiriyorum.
Şu anda da doğduğum topraklarda KV Gladio filminin sonlarının çekimindeyiz. Bu da ayrı bir heyecan vermekte bana.
İnsanı en güzel anlatan bir sanat dalı olan tiyatronun içinde, tiyatronun ve oyunculuğun bir parçası olan kameranın önündeyim. KV Pusu'daki İskender'i, Gladio filminde de devam ettiriyoruz...
-Tiyatro ve sinema tüm hayatınızı kuşatmış durumda galiba...
-Kişisel ve sosyal hayatımı kuşattı. Ağırlıklı olarak evet diyebilirim. Kendime zaman ayırmaya çalışıyorum...
-Hobileriniz...
-Her zaman belirlediğim hedeflerim vardır. Bir uçurumun dibine inmek, Boğaz'da yüzmek, yamaç paraşütü yapmak, jamping gibi şeyler...
Yeri geldiğince gerçekleştirmeye çalışırım. En sonuncusu Boğaz'da karşıdan kaşıya yüzmekti.
2oo7 de Olimpiyat Komitesince temmuz ayının ikinci haftasında yapılan yüzme yarışlarında. Kanlıca'dan Kuruçeşme'ye kadar yüzerlerken, ben Kanlıca'dan başlayıp, ikinci köprünün altından geçip Rumeli Hisarından çıktım.
-Korkmadınız mı? Korkularınız, fobileriniz yok mu?
-Fobim yok ama var ise de bilmeden üstüne gidiyor olabilirim. Uçurumun dibi, yamaç paraşütü, Boğaz'da yüzmek... Niçin yapmak istedim? Aşmam gereken duygularım da olabilir. Bilemiyorum duyguların derinliğine inmek gerek.
Ama doğayı seviyorum, duyumsamak istiyorum... Müthiş bir doğa sevgisi var bende.
-Bilinçli olarak mı tiyatro bölümünde okumak istediniz?
-Üniversite sınavında istediğim bölüme girmedim. Ama şuur altımda yerleşmiş bir şeyler de olabilir.
Oyunculuk için devlet tiyatroları Antalya'ya gelmişti. Ben de merak ettim, ilgilenmek istedim.
Verilen rolü çalışırken, elimi ayağımı vücudumu değişik şekilde duyumsadım. Müthiş bir keyif verdi bana.
Çok etkilendiğim bir film olduğunda temel karakteri biraz sürdürürdüm. Evde ne oluyor dediklerinde çaktırmamaya çalışırdım... Bunları keyifle yaşadığımı anımsıyorum.
O zamanlar da Alain Delon tarzı filmler revaçtaydı.
-Pana Film ile yollarınız nerede ve nasıl kesişti?
-Devlet tiyatrosu, özel tiyatro, turneler derken çok yoğun bir tempomuz vardı. Senaryo geldiğinde İskender Büyük karakterinden çok etkilendim. Çok güzel malzeme veriyor oyuncuya. Ayrıca bir oyuncu kendisini çok yenilemek istemez veya ben öyle yapıyorum.
İskender Büyük farklı bir karakter, keyif veriyor bana. Benim doğal yapımdan çok çok uzakta bir karakter.
Onu denemek, onu araştırmak, onu oynamak istedim.
Benim naif bir karakterim var. Benim için terslik oluşturan bir karakter. Bu zıtlık beni daha çok çekti...
Pana Film, reji bana güvendiler ben de onları yanıltmamaya, şaşırtmamaya çalıştım.
-Başarılı da oldunuz...
-Teşekkür ederim...
-Kurtlar Vadisi pusu'da oynarken bu karakterin bir gün sinema filmi haline geleceğini ve başrol oyuncusu olacağını düşündünüz mü?
-Hayır... Hiç düşünmedim...
-Çok yoruluyor musunuz?
-İskender Büyük'ün gençliği yordu yaşlandırdı beni, yaşlılığı ile aram çok iyiydi. Baya sıkı bir gençliği varmış...
O elli beş doğumlu. Karşılaştığım ilk tuzak gençlik sesi oldu. Yeni bir ses karakteri oluştu. Daha hızlı konuşan ve genç bir ses tonu...
-Seyirci merakla bekliyor İskender Büyük'ten neler gelecek diye.
-Ben de bilmiyorum! Hiçbir zaman bir karakteri eleştirmemişimdir. Eleştirmek, sevdirmek, nefret ettirmek oynadığımız oyun dışında seyirciye kalmış bir şey. Biz onu yaptığı her şeyi ile tamamıyla anlayarak onu hissettiğimiz gibi yaptığı her şeyi anlayarak oynamayı tercih ettik. Şimdi de gençliğinde bunu deneyimliyorum. Bunun da sonuna geldik yavaş yavaş.
-İskender Büyük'te Musa Uzunlar karakter ve yapı olarak bir şeyler bulabiliyor mu?
-Temelde, özünde insanların hepsi aynıdır. Asıl farklılık back-round'umuzda, yaşadığımız olaylarda. Kimse kendi arkasını görmez.
İskender Büyük'ün back-round'unda kendisinin getirmiş olduğu bir yaşantı var, dünya görüşü var. Doğru ya da yanlış, iyi ya da kötü o beni çok ilgilendirmiyor. Sadece o back-round'daki İskender'i anlayıp onu hayata geçirmek ve onu yansıtmak benim görevim. Elimden geldiğince onu yapmaya çalıştım.
-Örtüşen tarafınız yok mu?
-Astığı astık, kestiği kestik gibi görünen İskender Büyük centilmen bir adam. İskender'in kadınlarla diyalogu da kötü değil!
Ben de centilmen birisiyim veya kendimi öyle görüyorum. Bunun yanı sıra İskender, tuttuğunu koparmaya çalışan birisi. Hedeflerine ulaşmak için her yolu deniyor.
-Musa Uzunlar'da var mı bu özellik?
-Benim kendi adıma koyduğum, bireysel hedefler. Benzerlikten bahsederken onu oraya getiren şartlar önemli. Niçin öyle bir ortamda yaşadı, bizim yaşamadıklarımızı yaşadı?
Bir şeylerden, başka kişilerden etkilendi kendi dünya görüşünü oluşturdu ve kendi doğrultusunda gidiyor gibi geliyor bana.
-Pana Film'de ve çalışma ekibinizde farklı bir şeyler görüyor musunuz?
-Burada biz bir aile olduk. KV Pusu'da 30-40 bölüm çalıştık. 21 Haziran itibariyle de Gladio'yu çekiyoruz.
Çok daha detaylı ve çok daha fazla emek sarf ediyorlar ve en iyisi yapılmaya çalışılıyor olabildiğince.
Keyifli ve yoğun bir şekilde de gidiyor.
An be an eğleniyoruz, yoruluyoruz. Ben keyif alıyorum bu birliktelikten.
-Aksiyon sahneleri için özel bir çalışma yaptınız mı? Ders aldınız mı?
-Deneyimli ve profesyonel arkadaşlar yardımcı oldular, yol gösterdiler.
Silah ve bir yerleri basma konusunda teknik ve taktik görüşlerinden faydalandık, diğer şekilde, fiziksel olarak zamanımız olmadı.
-Çekim sırasında sizi tanıyamadım. Musa Bey nerede diye sormak zorunda kaldım. Sizi işaret ettiler. Şaşırdım. Daha da gençleşmiş gördüm sizi.Bu görüntü için ne yaptınız? Psikolojik olarak sizi etkiliyor mu?
-Piyanonun başına geçince haliniz değişiyor ya da spor ayakkabı giyince haliniz değişiyor. Tabi ki silahı tutunca, o kıyafetleri giyince, aynaya baktığınız zaman biraz daha genç görününce haliyle daha da dik duruyorsunuz!
Psikolojik olarak mutlaka etkisi oluyor. Sakalınızda beyaz varsa şimdi yok, saçlarınız siyah, operasyona gittiğiniz arkadaşlarınız çok daha genç, diyalog kurduklarınız devlet büyükleri değil kendi ekibinizdeki insanlar.
Bu da doğal olarak yansıyor.
-Kurtlar Vadisi Irak Dünyada ses getiren bir film oldu. KV Gladio'da geniş bir hinterlandı ve Türkiye ile birlikte Amerika'yı da ilgilendiren bir film. Dünya piyasasında ses getirir mi?
-Gladio'nun telaffuz edilmesi ile birlikte insanlar araştıracaklar. Bence İskender Gladio'nun oyuncağı olmuş gibi görünüyor. En azından olmamaya çalışıyor baçk-round'unda. Doğal olarak Politika ile ilgilenenler bunu ne kadar oyuncağı olup olmadığı konusunu ve Amerika'nın pozisyonunu sorgulayacaklardır diye düşünüyorum. Tabiiki bununla birlikte Türkiye'nin de.
Amerika'yı ilgilendiren doğal olarak tüm dünyayı ilgilendirecektir.
Tartışılacağını, yorumlanacağını ve ses getireceğini düşünüyorum.
-Gladio vizyona girmeden ciddi manada ses getirdi. KV ve İskender hayranları bu filmde neler görecek?
-Ben de bilmiyorum... Yoğunluk olarak tanıdıkları İskender'den daha değişik bir İskender görecekler. Belki de İskender'i daha iyi anlayacaklar. Belki daha çok nefret edecekler, belki de daha çok sevecekler.
Ama daha çok seveceklerini düşünüyorum. En azından back-round'unda, hizmeti sırasında niyeti belli.
-İskender karakterinin kısa sürede tutulmasını neye bağlıyorsunuz?
-Başlangıçta bu karakteri oynarken bütünün içerisinde İskender'in omurgasını oluşturma konusunda fazla bilgiye sahip değildim. Aşağı yukarı biliyordum fakat oynadıkça ve senaryo geldikçe İskender ile tanıştım. Ne yaptığı çok fazla belli olmayan bir adam...
Dizide bir sürü karakter kaliteli oyuncular tarafından çok güzel oynandı.
İskender'e acaba değişik ne şekilde yaklaşılırsa etkili olabilir bağlamında bir şekil oluşturduk. Sesi ile tarzı ile bu sevildi ve bundan sonra da erk'i sevildi, enerjisi sevildi. Ben böyle düşünüyorum.
-Sesi nereden çıktı?
-İskender Şeker hastasıydı, ölüme yakın bir insandı eyvallahsızdı, haliyle bu da konuşmasına yansıyor. Konuşma stili olarak da askerlik dönemindeki bir üsteğmenden esinlendi.
-Son sorumuz Türk sineması ile ilgili. Son dönem Türk sineması ve filmleri hakkında ne düşünüyorsunuz?
-En azından iyi örnekler çoğaldı, az da olsa. Başyapıtlar örnek teşkil ediyor.
İyi ve kötü birbirinden daha güzel ayrılıyor. Sıradanlık ve Türk Filmi deyimi yavaş yavaş kalkacak ve Türk sineması çok güzel bir yere gelecek. Tabii burada ekonomi de çok önemli. Ekonomi ne kadar düzgün olursa kaliteli yapıtlar da artacaktır.
-Musa Bey çok teşekkür ediyorum, başarılarınızın devamını diliyorum. Merakla bekliyoruz Gladio'yu...
-Ben teşekkür ederim. Size de iyi çalışmalar diliyorum.
YAZETE
Similar topics
» Turgut ÖZAKMAN anlatıyor; Şu Çılgın TÜRKLER
» Büyük Türkçü Atsız Kimdir? Türkçülük'deki Büyük Rolü Nedir?
» Turgut ÖZAKMAN anlatıyor; Şu Çılgın TÜRKLER (13 Bölüm)
» Atatürk İç ve Dış Düşmanları Anlatıyor
» Şahların Labirenti Gerçekleri Anlatıyor
» Büyük Türkçü Atsız Kimdir? Türkçülük'deki Büyük Rolü Nedir?
» Turgut ÖZAKMAN anlatıyor; Şu Çılgın TÜRKLER (13 Bölüm)
» Atatürk İç ve Dış Düşmanları Anlatıyor
» Şahların Labirenti Gerçekleri Anlatıyor
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz