şehitten şehite fark mı var?

[İlteriş Kağan]

İktidarın, şehit cenazelerinde atılan sloganlar, Başbakan ve bakanlara yönelik protesto gösterilerinden duyduğu rahatsızlık had safhada. Ama bu rahatsızlık bugünün meselesi değil. Başbakan Erdoğan yıllar önce, medyanın şehit cenazelerini büyütmemesini istemişti. Dahası “Ergenekon”un 1. iddianamesinde, Veli Küçük, Sevgi Ergenerol, Muzaffer Tekin, Kemal Kerinçsiz gibi isimlerin gerçekleştirdiği öne sürülen “örgütsel içerikli eylemler” arasında şu da yer almıştı

: “15 Haziran 2007’de Levent Camii’nde, Hakkari’de şehit edilen Binbaşı Murat Özyalçın ve Elazığ’da şehit edilen jandarma uzman erbaş Cihan Kızıltaş’ın cenaze namazına katılınması, cenaze töreninden sonra, ‘Yan gelip yatmadı vatanını satmadı. Kahrolsun PKK. Şehitler ölmez vatan bölünmez. Kahrolsun ABD, işbirlikçi AKP. Kahrolsun şehide kelle diyenler. Askere uzanan eller kılırsın. Hepimiz askeriz, PKK’ya yeteriz. Tayyip oğlunu askere gönder. Irak’ı basarız, Barzani’ye asarız’ şeklinde sloganlar atılması…” Sonrasında şehit cenazelerinde halkla, protokolün ayrıldığına, bir sonraki aşamada bakanların neredeyse yüzlerce korumayla geldiğine tanık olduk. Son bir ayda şehit cenazelerinde iktidara yönelik tepkiler, Başbakan Erdoğan’ın rahatsızlığını depreştirmiş olmalı ki, geçtiğimiz gün Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin Rixos Otel’de yapılan genel kurul toplantısında yine bu konuyu gündeme getirdi. 30 yıldır her iktidar döneminde ay-yıldızlı bayrağı sarılı tabutlar geldiğini hatırlatan Erdoğan, “Şehitler, hepimizin şehidi” dedikten sonra şunları söyledi: “Bir cenaze asla siyasi istismar aracı olamaz. Eğer cenazeye geliyorsan, gel orada duanı yap. Çünkü oradaki şehit senden dua bekler, slogan beklemez. O slogana, o şehidin ihtiyacı yok.

” FATİH CAMİSİ’NDE NE OLDU? Başbakan Erdoğan’ın bu görüşüne katılan da olur, katılmayan da… Ama Başbakanın bu sözleri söylediği gün yaşanan bir başka tablo “şehitlik farkı mı var?” gibi bir soruyu akla getirdi. Malum Erdoğan ve bakanlar, İsrail’in Gazze’ye yardım götüren gemiye yaptığı saldırıda ölenleri “şehit” sayıyor. İşte dün bu “şehit”lerden 8’inin İstanbul Fatih Camisi’nde cenaze töreni vardı. O cenaze töreninde Türk Bayrağı değil, Filistin Bayrağı ile yapılan gösteriler, başlara takılan “Hepimiz Filistinliyiz” yazılı bantlar ve “Kahrolsun İsrail, İşbirlikçi ABD… Katil İsrail… Hamas’a selam, direnişe devam… Siyonist devlet yıkılacak” şeklindeki sloganlar hakkında Başbakan Erdoğan acaba ne düşünür? Bunlar için de, “Bir cenaze asla siyasi istismar aracı olamaz. Şehit senden dua bekler, slogan beklemez, şehidin o slogana ihtiyacı yok” der mi? GAZİLERİ DE BÖYLE BEKLESELER… Haberlere göre, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Sağlık Bakanı Recep Akdağ sabaha kadar yaralıları getiren uçakları beklemiş, İsrail’den gelen 17 yaralıyı tek tek karşılayıp, “geçmiş olsun” demiş.

Hakikaten çok güzel ve anlamlı bir davranış. Ancak herhalde birçok insan, Güneydoğu’dan gelen şehit cenazeleri veya gazilerimizin de iktidar yetkililerince böyle karşılandığına dair bir görüntüyü hatırlamak için hafızalarını epeyce zorlamış olmalıdır!..

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]