ABD’li Diplomatların Güneydoğu Faaliyetleri
1 sayfadaki 1 sayfası
ABD’li Diplomatların Güneydoğu Faaliyetleri
Türk Ocakları’nın bu haftaki konuşmacısı Gazeteci Ceyhun Bozkurt idi. Ceyhun Bozkurt, “ABD’li Diplomatların Güneydoğu Faaliyetleri” konulu bir sunum yaptı. „
Türk Ocakları’nın bu haftaki konuşmacısı Gazeteci Ceyhun Bozkurt idi. Ceyhun Bozkurt, “ABD’li Diplomatların Güneydoğu Faaliyetleri” konulu bir sunum yaptı.
Seçkin bir katılımcının bulunduğu salonda;
Sunum öncesi Ocak başkanı Sayın Dr. Vedat Erden az ve öz bir konuşma yaptı. Dr. ERDEN şöyle dedi:
“ Bu hafta bir bayram günü şeker toplamaya giden üç yavrumuzun öldürülüşleri haberini aldık. Aileleri onları, geleneklerimizden kopmasınlar, adetlerimizi bilsinler, bayramlarımızı yaşasınlar, yaşatsınlar diye bayramlaşmaya göndermişler. Ne yazık ki bu üç yavrumuz, memleketlerinden çok uzaklarda bir çukura bir sapık tarafından gömülmüş olarak bulundular. Bunun sebebi, köklerinden kopmuş, kendilerinden uzaklaşmış insanların yaşadığı Büyükşehirlerde böylesine kara haberler almaya ve iğrenç olaylara ne yazık ki şahit olmaktayız. Bu köklerinden kopuk sözde insanlar, o on yaşındaki kızımızı kadın görüp, Allah’ın “Canlı hiçbir şeye kıymayın” ilahi emrine rağmen cinsel tacizde bulunabiliyorlar. Bu, Türk toplumundaki acı değişimin bir göstergesi değil de nedir? Bunun sebebi, bir asırdır Türk toplumuna BATININ dayattığı bir yozlaşmayla yüz yüzeyiz. İnsanlarımız bu dayatmalar sonucu o çok güzel, temiz, insanı, şefkat dolu geleneğinden, dininden, imanından ve adetlerinden uzaklaştırılmıştır. Onun için analara-babalara-dedelere-ninelere çok dikkatli olmalarını tavsiye ediyorum. Konya’da ABD temsilciliği açtılar. Temsilciye, ‘Konya’da kaç tane ABD vatandaşı var” diye soruyorlar? Cevabı ben de bilmiyorum oluyor. Çünkü o temsilcilik, fakir, gariban Türk vatandaşlarını nasıl yozlaştırabilirim, nasıl köklerinden, geleneklerinden koparabilirim diye açıyor. Bunlar bu şekilde yıllar öncesinden Güneydoğu’da da çalışmışlardı. Geldiğimiz noktayı hep beraber görüyoruz, Uyanık olmalıyız” Konuşmasıyla içinde bulunduğumuz Türkiye gerçeğine dikkatleri çekti.
Dr. Vedat ERDEN'in daveti üzerine konuşma masasınageleln Gazeteci Ceyhun BOZKURT herkesi selamladı.
Konuşmacı Ceyhun Bozkurt Konuşmasında: “Emperyal güçlerin bayraktarlığını bugün için ABD yapmaktadır. Bu güçlerin, günümüzde Anadolu Türk topraklarında müthiş bir saldırganlığını görmekteyiz. Bunu genellikle diplomatlar eliyle yapmaktalar. Diplomatların bu konudaki çalışmalarını daha çok görmekteyiz. ABD’nin 1830’lardan itibaren Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da ki faaliyetlerinden bahsedeceğim. 1984’lerle birlikte faaliyet gösteren PKK terör örgütünün 2000 yıllarda siyasallaşmasından ve bu çalışmalara ABD’nin katkılarından bahsedeceğim.
ABD’nin 1800’lü yıllarla birlikte bir Anadolu macerası var. Bu maceranın temel noktası da Kürtler! Bu faaliyetleri MİSYONERLER vasıtasıyla yapıyorlar. Bu arada ERMENİ işine de bakıyorlar ve ERMENİ çetelerin oluşmasına ve aktif hale gelmesine de yardım ediyorlar. Günümüzde başımızı ağrıtan ETNİK meselelerin kaşınması da o dönemden bize ABD’li misyonerlerden bir mirastır Bu süreç bizi BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞINA kadar götürmüştür.
O devirde Kürtleri genelde İNGİLİZLER örgütlüyorlar. İngilizlerin bir Binbaşı NOEL’leri var.. O bölgedeki ?? aşiretleri örgütleyen, etnik kimliklerini öne çıkaran. Bu Noel, Arabistan’da faaliyet gösteren Lawrens’in bir çeşididir.. İngiliz bir memurun 17. Ağustos 1917’de geçtiği bir telgraf vardır. Bu telgrafta, ‘?? sorununa verdiğimiz önem Mezopotamya bakımındandır. Kürtlerin ve Ermenilerin sorunları beni hiç ilgilendirmiyor.’ İngiliz-ABD ajan ve misyonerleri ile Türkiye’de ?? meselesi kaşınarak; ETNİK unsur öne çıkarılıyor. Bazı cemiyetler, bazı kanaat önderleri, aşiret reisleri öne çıkarılıyor. Bunlar, yurtdışına çıkmışlar, toplantılara katılmışlar; feodal taleplerini bir ‘MİLLİ MESELE’ gibi sunmuşlardır, bir taban oluşturmaya çalışmışlardır. Devlet yönetiminde tesadüflere yer yoktur amma.. O dönemin ABD başkanı WİLSONN’un 1918 de bir açıklaması olur. ‘On dört ilin problemi ile uğraşmaktayız.’
ABD’nin Türkiye’ye yönelik bu yıkıcı faaliyetleri, Türk çocuklarına, gençlerine ne yazık ki bizim tarih derslerinde öğretilmemektedir. ABD’nin, 14 maddelik gizli bir açıklaması vardır. Bunun 12 maddesi -Türk halklarına egemenlik tanınmalı. Türk olmayan halklara da Bağımsızlık tanınmalıdır- Bunun izahı bir ERMENİ ile bir ?? devletinin Türk toprakları üzerinde kurulmasıdır. Bu bir anlamda SEVR’in alt yapısıdır. Sevr’i isteyen devletlerin başında ABD var ki. Bu ABD, hâlâ bizim LOZAN’ı tanımamıştır. Lozan’ı tanımayan dünyanın tek ülkesidir.
ABD’nin bir zamanlar bizim olan Musul, Kerkük, Erbil’de büyük faaliyetleri vardır. Burada ?? kartını öne çıkarmaktadırlar. Bu topraklar bizim MİSK-I MİLLİ sınırlarımız içindedir. Barzani ailesi ve diğer aileler ile İngilizlerin çok güçlü temasları vardır. ABD-İngiliz ortak çalışması çok tehlikelidir. Bu tehlikeli çalışmalar, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasından sonra da devam etmiş ve etmektedir. İsyanlar çıkartmışlardır. Şeyh SAİT İsyanı bunların başında gelir(Şeyh Sait, BARZANİ ailesinden büyük destek ve yardım almıştır). Hakkari, Ağrı isyanları gibi isyanlar hep bu ikili çalışmanın neticeleridir. Dersim İsyanı bunlardandır. Dersim İsyanı’nın bastırılması ??çü hareketlere indirilmiş en büyük bir darbedir. Bazılarının neden ikide bir DERSİM, Dersim dedikleri bunun içindir. Bu hareketle ??çü örgütler büyük darbe yemişler ve belleri kırılmıştır.
1950’li yıllarda bir ABD’li Diplomat bir rapor geçiyor, ‘ Bugünlerde pek gündemde değil ama önümüzdeki günlerde mesela 1980’li yıllarda TÜRKİYE bir ?? sorunu ile karşı karşıya kalacaktır.’ Bu diplomatlar çoğu zaman istihbarat dili kullanmışlar, bunun anlamı ‘biz böyle bir teşkilatlanmanın içindeyiz ve örgütlemekteyiz.
1960’lı yıllarda ??çülük yeniden palazlanmaya başlıyor. Önce Türk solunun içinde, daha sonra çeşitli kuruluşlarda örgütleniyorlar. 1970’li yıllar bunların alenen ortaya çıktıkları yıllar oluyor; Doğu Devrimci Kültür Ocakları gibi.
Mustafa Molla Barzani’nin 11 yıllık bir Rusya macerası vardır ki, bunun için Barzani’nin bir KGB ajanı olduğu dahi söyleniyor.
ABD, Rusya’nın güçlü olduğu dönemlerde Türkiye NATO ülkesi olduğu için bu ?? meselesini fazla kaşımak ve karıştırmak istemiyor. Çünkü Türkiye’nin istikrarlı olması işine geliyor. Ama boş da durmuyor ve KUZEY IRAK’ta ?? yapılanmalara. BAAS hükümetine karşı istihbarat desteği veriyor. 1980 sonrası ??çü Örgütlerle Türkiye’de temaslara başlıyor. Çekiç GÜÇ bunların arasındadır. PKK ortaya çıkıyor. Önce Feodal yapı sahipleriyle ardından diğer ??çü teşkilatlarla savaşıyor. Bölgede tek güç olmak istiyor. İlginçtir o dönemde PKK’ya istihbarat desteğini bizzat ABD veriyor. Bir asker anlatıyor biz PKK ile mücadeleye giderken bir emir ile vazgeçin denilmekteydi. İşte böylece PKK’nın önü açılmış oldu.
1986’da ABD’nin bir yetkilisi, “Bizim adımıza Musul ve Kerkük’e girin” dediler. Bunun anlamı, Kuzey Irak’ta kurulmasını istediğimiz ?? Devleti’nin korumasını siz üstlenin. Genel Kurmay Başkanı Necdet Üruğ, bu teklife karşı çıktı ve ABD’nin Genel Kurmay Başkanı ile görüşmedi. Bu, Türk Silahlı Kuvvetleri ile ABD arasındaki kırılma noktasıdır. Terör ile mücadelede kurulan ÖZEL HARP DAİRESİ yeni adıyla Özel Kuvvetler Dairesi bu iş için kurulmuşlardır. Bu kurum, PKK’ya nefes aldırmaz olmuştu. Onun için bu dairelerin kaldırılması özellikle istenmektedir. ABD ile TSK’nin ciddi bir çatışması başlamıştır.
Turgut Özal’ın bazı defakto görüşleri Türkiye’ye yerleştirildi. Çekiç Güç helikopterlerinden PKK’ya yardım sandıkları diye elbise, yiyecek ve silahların atıldığı bir gerçektir. Rahmetli EŞREF BİTLİS Paşa, bu Çekiç GÜÇ hakkında olumsuz raporlar hazırlıyor ve ‘Bunların bir ?? devleti kurulması için faaliyetler gösterdiğini’ belirtiyor. Ve Çekiç GÜÇ denen bu hain gücün de Türkiye’den derhal uzaklaştırılması gerektiğini söylüyor. Bu raporu Devletin ilgili birimlerine sunuyor. Bundan bir müddet sonra BİTLİS Paşa’nın uçağının Çekiç GÜÇ uçaklarınca taciz edildiği biliniyor. Ne hazindir ki bu taciz olayından iki ay kadar sonra da Paşa’nın uçağı düşürülerek paşanın öldürüldüğü suikast iddiası ortaya atılıyor.
Bundan sonra ABD ile T.S.K’nin çatışması başlıyor. Çünkü TSK, ABD’nin Türkiye politikalarına karşı çıkıyor. Sonra Türkiye’nin bir ÇELİK GÜÇ operasyonu başlıyor ve tespit edilen rakamlara göre 500 den fazla PKK’lı öldürülüyor. Bu, PKK’ya indirilmiş çok ağır bir darbedir. Bundan sonra ABD, Türk Ordusuna karşı PSİKOLOJİK bir hareket başlatıyor. ABD dergilerinde TSK ile ilgili ilginç haberler çıkmaya başlıyor, “Türk ordusu hizadan çıktı./ Türk Ordusu ABD-Türkiye ilişkilerine zarar veriyor. /ABD Vietnamdan sonra en büyük darbeyi aldı” gibi.
Türk Ordusu, ABD’nin Türkiye, Irak, Suriye, İran’dan alınacak topraklar üzerinde kurmayı düşündüğü bir ?? DEVLETİNE karşıydı. Çünkü ABD, burada üç bine yakın PEŞMERGE’yi de eğitmiş ve savaşa hazırlamıştı. ABD’nin Adana konsolosu Elizabet CHELTİNN’in yaptığı bir organizasyon ile bu Peşmergeleri GUAM Adasına kaçırmak zorunda kaldı.
Bütün bu olanlardan sonra ABD, Türk Ordusunu gerek diplomatları, gerekse ajanları vasıtasıyla hedef almaya başladı ve hedef tahtasına oturttu. Çünkü ABD ısrarla TSK’den ve Türk Milli güçlerinden rahatsızdı. ABD’nin Hava Kuvvetlerine ait bir dergi de 2000 yılında bir makale yayınlandı Maykıl Robert Hitchokk(Umarım doğru yazmışımdır) tarafından “Modern silahlara, gelişmiş savaş kabiliyetine sahip Türk Ordusu; Türk Anayasasında gerekli değişiklikler yapılmadıkça ne TÜRKİYE içindeki halklara ne de komşularına huzur yoktur.”
Şimdi günümüzden bakınca TSK’nın uğradığı PSİKOLOJİK ve ASİMETRİK baskıların nerelerden kaynaklandığını daha iyi görmektesiniz.” dedi.
Ceyhun Bozkurt daha pek çok olaya ışık tutan konuşmasını, soru-cevap şeklinde de sürdürdü. Türk Ocağı logolu saatin konuşmacıya Dr. Vedat ERDEN tarafından sunumuyla konferans sona erdi.
Nazım Peker - Anamurunsesi
Türk Ocakları’nın bu haftaki konuşmacısı Gazeteci Ceyhun Bozkurt idi. Ceyhun Bozkurt, “ABD’li Diplomatların Güneydoğu Faaliyetleri” konulu bir sunum yaptı.
Seçkin bir katılımcının bulunduğu salonda;
Sunum öncesi Ocak başkanı Sayın Dr. Vedat Erden az ve öz bir konuşma yaptı. Dr. ERDEN şöyle dedi:
“ Bu hafta bir bayram günü şeker toplamaya giden üç yavrumuzun öldürülüşleri haberini aldık. Aileleri onları, geleneklerimizden kopmasınlar, adetlerimizi bilsinler, bayramlarımızı yaşasınlar, yaşatsınlar diye bayramlaşmaya göndermişler. Ne yazık ki bu üç yavrumuz, memleketlerinden çok uzaklarda bir çukura bir sapık tarafından gömülmüş olarak bulundular. Bunun sebebi, köklerinden kopmuş, kendilerinden uzaklaşmış insanların yaşadığı Büyükşehirlerde böylesine kara haberler almaya ve iğrenç olaylara ne yazık ki şahit olmaktayız. Bu köklerinden kopuk sözde insanlar, o on yaşındaki kızımızı kadın görüp, Allah’ın “Canlı hiçbir şeye kıymayın” ilahi emrine rağmen cinsel tacizde bulunabiliyorlar. Bu, Türk toplumundaki acı değişimin bir göstergesi değil de nedir? Bunun sebebi, bir asırdır Türk toplumuna BATININ dayattığı bir yozlaşmayla yüz yüzeyiz. İnsanlarımız bu dayatmalar sonucu o çok güzel, temiz, insanı, şefkat dolu geleneğinden, dininden, imanından ve adetlerinden uzaklaştırılmıştır. Onun için analara-babalara-dedelere-ninelere çok dikkatli olmalarını tavsiye ediyorum. Konya’da ABD temsilciliği açtılar. Temsilciye, ‘Konya’da kaç tane ABD vatandaşı var” diye soruyorlar? Cevabı ben de bilmiyorum oluyor. Çünkü o temsilcilik, fakir, gariban Türk vatandaşlarını nasıl yozlaştırabilirim, nasıl köklerinden, geleneklerinden koparabilirim diye açıyor. Bunlar bu şekilde yıllar öncesinden Güneydoğu’da da çalışmışlardı. Geldiğimiz noktayı hep beraber görüyoruz, Uyanık olmalıyız” Konuşmasıyla içinde bulunduğumuz Türkiye gerçeğine dikkatleri çekti.
Dr. Vedat ERDEN'in daveti üzerine konuşma masasınageleln Gazeteci Ceyhun BOZKURT herkesi selamladı.
Konuşmacı Ceyhun Bozkurt Konuşmasında: “Emperyal güçlerin bayraktarlığını bugün için ABD yapmaktadır. Bu güçlerin, günümüzde Anadolu Türk topraklarında müthiş bir saldırganlığını görmekteyiz. Bunu genellikle diplomatlar eliyle yapmaktalar. Diplomatların bu konudaki çalışmalarını daha çok görmekteyiz. ABD’nin 1830’lardan itibaren Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da ki faaliyetlerinden bahsedeceğim. 1984’lerle birlikte faaliyet gösteren PKK terör örgütünün 2000 yıllarda siyasallaşmasından ve bu çalışmalara ABD’nin katkılarından bahsedeceğim.
ABD’nin 1800’lü yıllarla birlikte bir Anadolu macerası var. Bu maceranın temel noktası da Kürtler! Bu faaliyetleri MİSYONERLER vasıtasıyla yapıyorlar. Bu arada ERMENİ işine de bakıyorlar ve ERMENİ çetelerin oluşmasına ve aktif hale gelmesine de yardım ediyorlar. Günümüzde başımızı ağrıtan ETNİK meselelerin kaşınması da o dönemden bize ABD’li misyonerlerden bir mirastır Bu süreç bizi BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞINA kadar götürmüştür.
O devirde Kürtleri genelde İNGİLİZLER örgütlüyorlar. İngilizlerin bir Binbaşı NOEL’leri var.. O bölgedeki ?? aşiretleri örgütleyen, etnik kimliklerini öne çıkaran. Bu Noel, Arabistan’da faaliyet gösteren Lawrens’in bir çeşididir.. İngiliz bir memurun 17. Ağustos 1917’de geçtiği bir telgraf vardır. Bu telgrafta, ‘?? sorununa verdiğimiz önem Mezopotamya bakımındandır. Kürtlerin ve Ermenilerin sorunları beni hiç ilgilendirmiyor.’ İngiliz-ABD ajan ve misyonerleri ile Türkiye’de ?? meselesi kaşınarak; ETNİK unsur öne çıkarılıyor. Bazı cemiyetler, bazı kanaat önderleri, aşiret reisleri öne çıkarılıyor. Bunlar, yurtdışına çıkmışlar, toplantılara katılmışlar; feodal taleplerini bir ‘MİLLİ MESELE’ gibi sunmuşlardır, bir taban oluşturmaya çalışmışlardır. Devlet yönetiminde tesadüflere yer yoktur amma.. O dönemin ABD başkanı WİLSONN’un 1918 de bir açıklaması olur. ‘On dört ilin problemi ile uğraşmaktayız.’
ABD’nin Türkiye’ye yönelik bu yıkıcı faaliyetleri, Türk çocuklarına, gençlerine ne yazık ki bizim tarih derslerinde öğretilmemektedir. ABD’nin, 14 maddelik gizli bir açıklaması vardır. Bunun 12 maddesi -Türk halklarına egemenlik tanınmalı. Türk olmayan halklara da Bağımsızlık tanınmalıdır- Bunun izahı bir ERMENİ ile bir ?? devletinin Türk toprakları üzerinde kurulmasıdır. Bu bir anlamda SEVR’in alt yapısıdır. Sevr’i isteyen devletlerin başında ABD var ki. Bu ABD, hâlâ bizim LOZAN’ı tanımamıştır. Lozan’ı tanımayan dünyanın tek ülkesidir.
ABD’nin bir zamanlar bizim olan Musul, Kerkük, Erbil’de büyük faaliyetleri vardır. Burada ?? kartını öne çıkarmaktadırlar. Bu topraklar bizim MİSK-I MİLLİ sınırlarımız içindedir. Barzani ailesi ve diğer aileler ile İngilizlerin çok güçlü temasları vardır. ABD-İngiliz ortak çalışması çok tehlikelidir. Bu tehlikeli çalışmalar, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasından sonra da devam etmiş ve etmektedir. İsyanlar çıkartmışlardır. Şeyh SAİT İsyanı bunların başında gelir(Şeyh Sait, BARZANİ ailesinden büyük destek ve yardım almıştır). Hakkari, Ağrı isyanları gibi isyanlar hep bu ikili çalışmanın neticeleridir. Dersim İsyanı bunlardandır. Dersim İsyanı’nın bastırılması ??çü hareketlere indirilmiş en büyük bir darbedir. Bazılarının neden ikide bir DERSİM, Dersim dedikleri bunun içindir. Bu hareketle ??çü örgütler büyük darbe yemişler ve belleri kırılmıştır.
1950’li yıllarda bir ABD’li Diplomat bir rapor geçiyor, ‘ Bugünlerde pek gündemde değil ama önümüzdeki günlerde mesela 1980’li yıllarda TÜRKİYE bir ?? sorunu ile karşı karşıya kalacaktır.’ Bu diplomatlar çoğu zaman istihbarat dili kullanmışlar, bunun anlamı ‘biz böyle bir teşkilatlanmanın içindeyiz ve örgütlemekteyiz.
1960’lı yıllarda ??çülük yeniden palazlanmaya başlıyor. Önce Türk solunun içinde, daha sonra çeşitli kuruluşlarda örgütleniyorlar. 1970’li yıllar bunların alenen ortaya çıktıkları yıllar oluyor; Doğu Devrimci Kültür Ocakları gibi.
Mustafa Molla Barzani’nin 11 yıllık bir Rusya macerası vardır ki, bunun için Barzani’nin bir KGB ajanı olduğu dahi söyleniyor.
ABD, Rusya’nın güçlü olduğu dönemlerde Türkiye NATO ülkesi olduğu için bu ?? meselesini fazla kaşımak ve karıştırmak istemiyor. Çünkü Türkiye’nin istikrarlı olması işine geliyor. Ama boş da durmuyor ve KUZEY IRAK’ta ?? yapılanmalara. BAAS hükümetine karşı istihbarat desteği veriyor. 1980 sonrası ??çü Örgütlerle Türkiye’de temaslara başlıyor. Çekiç GÜÇ bunların arasındadır. PKK ortaya çıkıyor. Önce Feodal yapı sahipleriyle ardından diğer ??çü teşkilatlarla savaşıyor. Bölgede tek güç olmak istiyor. İlginçtir o dönemde PKK’ya istihbarat desteğini bizzat ABD veriyor. Bir asker anlatıyor biz PKK ile mücadeleye giderken bir emir ile vazgeçin denilmekteydi. İşte böylece PKK’nın önü açılmış oldu.
1986’da ABD’nin bir yetkilisi, “Bizim adımıza Musul ve Kerkük’e girin” dediler. Bunun anlamı, Kuzey Irak’ta kurulmasını istediğimiz ?? Devleti’nin korumasını siz üstlenin. Genel Kurmay Başkanı Necdet Üruğ, bu teklife karşı çıktı ve ABD’nin Genel Kurmay Başkanı ile görüşmedi. Bu, Türk Silahlı Kuvvetleri ile ABD arasındaki kırılma noktasıdır. Terör ile mücadelede kurulan ÖZEL HARP DAİRESİ yeni adıyla Özel Kuvvetler Dairesi bu iş için kurulmuşlardır. Bu kurum, PKK’ya nefes aldırmaz olmuştu. Onun için bu dairelerin kaldırılması özellikle istenmektedir. ABD ile TSK’nin ciddi bir çatışması başlamıştır.
Turgut Özal’ın bazı defakto görüşleri Türkiye’ye yerleştirildi. Çekiç Güç helikopterlerinden PKK’ya yardım sandıkları diye elbise, yiyecek ve silahların atıldığı bir gerçektir. Rahmetli EŞREF BİTLİS Paşa, bu Çekiç GÜÇ hakkında olumsuz raporlar hazırlıyor ve ‘Bunların bir ?? devleti kurulması için faaliyetler gösterdiğini’ belirtiyor. Ve Çekiç GÜÇ denen bu hain gücün de Türkiye’den derhal uzaklaştırılması gerektiğini söylüyor. Bu raporu Devletin ilgili birimlerine sunuyor. Bundan bir müddet sonra BİTLİS Paşa’nın uçağının Çekiç GÜÇ uçaklarınca taciz edildiği biliniyor. Ne hazindir ki bu taciz olayından iki ay kadar sonra da Paşa’nın uçağı düşürülerek paşanın öldürüldüğü suikast iddiası ortaya atılıyor.
Bundan sonra ABD ile T.S.K’nin çatışması başlıyor. Çünkü TSK, ABD’nin Türkiye politikalarına karşı çıkıyor. Sonra Türkiye’nin bir ÇELİK GÜÇ operasyonu başlıyor ve tespit edilen rakamlara göre 500 den fazla PKK’lı öldürülüyor. Bu, PKK’ya indirilmiş çok ağır bir darbedir. Bundan sonra ABD, Türk Ordusuna karşı PSİKOLOJİK bir hareket başlatıyor. ABD dergilerinde TSK ile ilgili ilginç haberler çıkmaya başlıyor, “Türk ordusu hizadan çıktı./ Türk Ordusu ABD-Türkiye ilişkilerine zarar veriyor. /ABD Vietnamdan sonra en büyük darbeyi aldı” gibi.
Türk Ordusu, ABD’nin Türkiye, Irak, Suriye, İran’dan alınacak topraklar üzerinde kurmayı düşündüğü bir ?? DEVLETİNE karşıydı. Çünkü ABD, burada üç bine yakın PEŞMERGE’yi de eğitmiş ve savaşa hazırlamıştı. ABD’nin Adana konsolosu Elizabet CHELTİNN’in yaptığı bir organizasyon ile bu Peşmergeleri GUAM Adasına kaçırmak zorunda kaldı.
Bütün bu olanlardan sonra ABD, Türk Ordusunu gerek diplomatları, gerekse ajanları vasıtasıyla hedef almaya başladı ve hedef tahtasına oturttu. Çünkü ABD ısrarla TSK’den ve Türk Milli güçlerinden rahatsızdı. ABD’nin Hava Kuvvetlerine ait bir dergi de 2000 yılında bir makale yayınlandı Maykıl Robert Hitchokk(Umarım doğru yazmışımdır) tarafından “Modern silahlara, gelişmiş savaş kabiliyetine sahip Türk Ordusu; Türk Anayasasında gerekli değişiklikler yapılmadıkça ne TÜRKİYE içindeki halklara ne de komşularına huzur yoktur.”
Şimdi günümüzden bakınca TSK’nın uğradığı PSİKOLOJİK ve ASİMETRİK baskıların nerelerden kaynaklandığını daha iyi görmektesiniz.” dedi.
Ceyhun Bozkurt daha pek çok olaya ışık tutan konuşmasını, soru-cevap şeklinde de sürdürdü. Türk Ocağı logolu saatin konuşmacıya Dr. Vedat ERDEN tarafından sunumuyla konferans sona erdi.
Nazım Peker - Anamurunsesi
En son İlteriş Kağan tarafından C.tesi 2 Nis. 2011 - 20:56 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Geri: ABD’li Diplomatların Güneydoğu Faaliyetleri
Turgut Özal’ın bazı defakto görüşleri Türkiye’ye yerleştirildi. Çekiç Güç helikopterlerinden PKK’ya yardım sandıkları diye elbise, yiyecek ve silahların atıldığı bir gerçektir.
Similar topics
» DOĞU VE GÜNEYDOĞU'DA TÜRKLÜĞÜ SİLDİLER, GÖZÜ BATI'YA DİKTİLER
» “Güneydoğu’da Türk bayrağı var mı”
» Bu Güneydoğu Anketi Çok Konuşulacak !
» Bahçeli; Doğu ve Güneydoğu’da Devlet yok!
» "Güneydoğu ve Doğu'daki şehirlerimiz kopma noktasında"
» “Güneydoğu’da Türk bayrağı var mı”
» Bu Güneydoğu Anketi Çok Konuşulacak !
» Bahçeli; Doğu ve Güneydoğu’da Devlet yok!
» "Güneydoğu ve Doğu'daki şehirlerimiz kopma noktasında"
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz