¤ۣۜ..¤ İlteriş Türkçü Turancı Otağı ¤ۣۜ..¤
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Türk Mukavemet Teşkilatı (T.M.T)

Aşağa gitmek

Türk Mukavemet Teşkilatı (T.M.T) Empty Türk Mukavemet Teşkilatı (T.M.T)

Mesaj tarafından İlteriş Kağan Salı 28 Haz. 2011 - 22:38

Anavatan Ordusunun 20 Temmuz'da baslayan birinci ve 14 Agustos'ta sonuca giden ikinci kurtaris harekâtindan önce de Kibris'ta Bozkurt vardi : Türk Mukavemet Teskilâti; ve kisaltilmis sekliyle TMT. Rumlarin devlet destegiyle kurulan düzenli ordulari Rum Mîllî Muhafiz Teskilâti'na karsi TMT pek sinirli imkânlariyla düzinelerce küçük Plevne müdafaasi yaratmis ordumuzun kahredici yumrugu düsmanin basini ezene kadar Kibris Türk'ünün canini namusunu serefini korumustur. Gönülleri Türklügün. Türk milliyetçiliginin en kesif atesiyle yanan mücahitlerimiz. EOKA tedhisinin ve Ingiliz oyunlarinin basladigi 1956 - 57 yillarinda önce VOLKAN'i kurdular. Bu ilk direnme teskilâti ihtiyacin baskisiyla güçlendi büyüdü ve 1 Agustos 1958'de TMT 'ye dönüstü. Volkan da yakiciydi, Bozkurttu ama TMT daha saglam bir askeri teskilâti daha güçlü bir merkeziyetçi yönetimi temsil ediyordu. 16 sene çarpisildi... 16 sene önce Türk'ün kutlu ayinda kurulan teskilat ayni kutlu ayin hediye ettigi yeni zafere kadar dövüstü. 20 Temmuz - 16 Agustos arasindaki dönemde ordumuzun henüz kurtaramadigi yerlerde Rumlarin giristikleri katliamlari da kurtulusa kadar TMT gögüsledi. Hemen her yerde son neferine kadar kirilmayi göze alarak Yunan'i bölgelerine sokmadilar. Her türlü teknik askeri düsüncenin "imha edilmislerdir" hükmünü verdigi zayif mukavemet noktalarinda bile anavatan ordulari yaklastiginda imha edilmek söyle dursun , bozkurtlarin kat kat üstün düsman birliklerini önlerine katip kovaladiklari görüldü.

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

TMT'nin yayin organi "Mücahit" dergisine ve teskilâtin 14. yildönümü münasebetiyle yayimlanan kitaba dayanarak hazirladigimiz bu yazida size 16 senelik direnisten bazi menkibeler anlatmaga, ruh ve madde olarak TMT'yl tanitmaga çalisacagiz.

Teskilât, Lefkose merkezinden yönetilen 9 sancaktan tesekkül etmisti (Merkezle birlikte 10). TMT kitabindan asagiya aldigimiz Lefkose sancaginin tarihi hakkindaki yazida bütün teskilâti da takip etmek mümkündür :

"Kibris Türk topliimunun kalbi ve beynidir Lefkose ! 120 bin Kibris Türkü ile 36 milyon Türk Milleti'nin ise asil kalbi ve beyni Ankara'dir. Ister en uzakta Gazibaf'ta ister en yakinda Bogaz ve Serdarli'da olsun , ayyildizli bayragin gölgesinde hür yasayan tek bir- Türk'ün bile bir yeri kanasa, çevirir yüzünü bakar Lefkose, kanayan yarasina çare arar ve biilur! Yara büyükse eger, bu kez Ankara kosar Lefkosa'nin imdadina ve bir anda kanayan yarasini sarar.

"Aslinda 1878'lerde açilan Kibris Türk'ünün yarasi. Lozan'la birlikte kanamaya basladi. Düsman bir iken iki oldn, üç oldu! Istanbul fethini besyüz yildir hazmedemeyen yunan irki 1955'lerde Bizans'a giden yolun Kibris'tan geçtigine inandi! Kibris Türk'ünün kanayan yarasi eger nesterlenir, hasta ölürse, belki Bizans yolu açilmis olurdu!

Lozan'da Milli Misak hudutlari disinda birakildigi için 1955'lere kadar kanayan Kibris Türk'ünün yarasi, büyüdükçe büyüdü! Ve 1958'lerde, Yunan irkinin Kibris'taki arsiz ve küstah bozuntulari, ilk öldürücü nesteri vurdulardi bu kanayan yaranin üstüne...

"Eger Ankara kulak vermeseydi Kibris Türk'ünün feryadina, yara müzminlesir, hasta ölürdü! Eger BOZKURT'Iar, rehber olmasaydi Kibris Türkleri'ne …."

"Rum Tedhis Teskilâti EOKA l Nisan günü Lefkosa'da patlattigi ilk bombadan sonra hedefini açik açik ilân etmisti : Ingilizler adadan çikarilacak , asil düsman saydiklari Kibris Türkü bir anda imha edilecek ve Enosis gerçeklestirilecekti.

Sira, Türklerin nabzini denemeye gelmisti. Ilk defa olarak 1956 ortalarinda Abdullah Çavus Baf'ta,


Teskilatin Semasi : Soldan Saga Sancak isimleri : Baf Yesilirmak Erenköy Lefke Limasol Bogazli (Girne) Lefkose Larnaka Serdarli ve Magosa Sancaklari
arkasindan da Lisani Çavus Poli'de EOKA kursunlarinin ilk kurbanlari oldular. Her iki olay, ada çapinda büyük tepkilere yol açti. Türk gençligi galeyan halindeydi ve Türk halki heyecandan sokaga dökülüp protesto mitingleri düzenlerken karsisinda iki düsman bulmustu : Ingilizler ve Rumlar!

"Bu siralarda Ingilizlerin Türklere karsi tutumu yüz kizarticiydi ve bir nevi hakaret niteligindeydi. Türk'ün heyecanini anlamak istemeyen Ingilizler, nümayisleri önlemek için, topluma söz geçirebileceklerine
inandiklari ve lider gözüyle baktiklari bâzi kimseleri, kendi memurlariymis gibi Landrover'lara bindiriyorlar, ellerinde birer hoparlör sokak sokak dolastiriyorlardi.

"Halkin ve gençligin neden costugunu, bu hareketlerin ne zaman önlenmesi gerektigini, öldürücü EOKA silâhi karsisinda Türk halkina nasil bir yön verilecegini oturup düsünecek, karara baglayacak siyasî ve askerî bir liderlik bu siralarda yoktu. Bu durum karsisinda isin ciddiyet ve vahametini düsünen ilgililer bir araya geldiler ve Türk Mukavemet Teskilâti'ni kurma çarelerini aradilar.

"Ilk olarak 27 - 28 Ocak 1957 tarihlerinde Türk halki, Lefkose ve Magosa'da Ingilizlere karsi tas ve sopalarla çarpisti ve sehit verdi. 1958 Haziran ve Tem muz aylarinda ise Rumlarla çarpisti. Bu safhada TMT kurulmus bulunuyordu. Lefkosa'dan baslayarak ada sathinda TMT'nin yayilmasi ve faaliyetleri ise ayri bir husustur .

"Bir evvelki denemede Enosis'i gerçeklestiremeyen ve Türk-Rum ortakligina dayali Cumhuriyet'in ilâni ile Baskanlik koltuguna oturan Arsövek Makaryos 1963 yili içinde Türklerin karsisina Anayasa'nin 13. maddesinin degistirilmesi teklifi ile çikti. Bu olay Türklerle Rumlar arasinda her an patlamaya hazir bir gerginlik yaratti.

"Rum polisi marifetiyle ve çesitli sekillerde Türk halkina yönelen baski ve tehditler arttirildikça arttirildi. 21 Aralik 1963 günü sabaha karsi Tahtakale Mahallesi'nde iki Türk makineli tabanca kullanan Rum polisleri tarafindan vurulup öldürüldü. Radyo haber bülteninde halka "müessif" olarak resmen takdim edilen bu olay, Rumlarin Türklere karsi besledikleri kötü niyetlerinin ilk belirtisi ol mustur. Nitekim 22 Aralik 1963 günü Landrover'lere bindirilmis silâhli Rum polisleri, Türk Lisesi ögrencilerine ates açarak ögrencileri yaraladilar. Ayni gün TCM (Türk Cemaat Meclisi) Baskani R. Denktas'in çalisma odasini ve Girne Kapisi'nda Atatürk heykelini kursunlayip en ileri derecede tahriklerine devam ettiler. Gece saat 10.30 da ise, Girne Yolu üzerinde Aspava Bar yaninda pusu kuran Rum polisi ekipleri, kanunsuz hareketlere yüz vermeyen bâzi Türkleri öldürmege ve Yenisehir'le Kizilbas bölgelerinde Türk semtine ates açmaya basladilar.

"Bardagi tasiran Rum tahrikleri karsisinda, l Agustos 1958 tarihinden beri Kibris Türkü adina söz söylemek hakkini. elinde tutan TMT, Türkün namus ve serefini korumak, can ve mal güvenligini teminat altinda bulundurmak gibi tarihî görevine baslamak durumundaydi.

"23 Aralik 1963 günü sabahtan itibaren Lefkose Türk kesimi siddetli ve sürekli bir düsman atesi altindaydi. TMT üyeleri, ilk savunma noktalari olan Çetinkaya Spor Kulubü'nden Ledra Palas'a, Viktorya Sokagi'nda Arabahmet Camii ilerisinde Baf Kapisi'na, Tanti'nin Hamami kesiminden Ankasiyona'daki Rum kuvvetlerine, Çaglayan Bölgesi'nden bu bölgeye taarruz eden Rum kuvvetlerine, Küçük Kaymakli'dan Büyük Kaymakli'da harekete geçen Rum kuvvetlerine, Lefkose Erkek Lisesi binasindan Buzhane ve Yenisehir'de ates açan Rum kuvvetlerine, Girne Yolu üzerinde Jandarma Binasi'ndan Yenisehir ve Kizilbas'a, yine Ortaköy'den Kizilbas ve Dikomo Rum köylerine karsi savunmaya geçtiler .

"Lefkose Türk kesimini çepçevre ates altina alan ve Türk kesimine 6 saat zarfinda girebileceklerini hesaplayan Rum kuvvetleri ne, özellikle Küçük Kaymakli'ya taarruz eden Rum kuvvetlerine Yunan Alayi'ndan birlikler sevkedilmisti. Sadece Küçük Kaymakli'ya, Yunan Alayi'ndan da birliklerin katilmasiyla 1000 kisilik bir düsman kuvvetinin hücum ettigi kat'i rakam olarak sabittir. Bir bilgi vermesi bakimindan, Ledra Palas Oteli'nden Türklere karsi muhtelif istikametlere ates açan Rum kuvvetlerinin 7.7. . Tf., 9 mm.'lik Sten otomatik tabanca, 9 mm.'lik Italyan yapisi Berata otomatik tabanca 9 mm.'lik Sterlin otomatik tabanca, M -1 P. Tf., Vikers Makineli Tf. ve Jungle P. T, gibi çesitli silâh kullandiklarini belirtelim.

"Lefkose ve varoslarinda düsmana karsi çarpisan kuvvetlerimiz 400 kadardi fakat hepsi silâhli degildi.
Türk emniyet mensuplari ve sivil halktan ellerine av tüfegi v.s. silâh geçirebilenler muhtelif cephelere kosmus, TMT üyeleri ile omuz omuza Lefkosa'yi savunmuslardi.

"Ates, 24 Aralik 1963 günü yürürlüge giren mütareke ile durdu ve 25 Aralik 1963 günü saat 8 : 30' dan itibarca Rum kuvvetlerince yeniden baslatildi. Çarpismalar 26 Aralik 1963 günü 10 : 15'e kadar devam etti ve saat 11.00 de Ingilizlerin araciligi ile ikinci kez müzakerelere baslandi.

"Lefkosa savunmasinda, özellikle çarpismalarin en siddetli oldugu Çaglayan Küçük Kaymakli Yenisehir Bölgelerinde ve yine Küçük Kaymakli polis karakolunu kahramanca müdafaa eden, cephanesi bittigi için geri alinan komutanlar arasinda, gerek bu bölgelerde ve gerekse diger savunma hatlarinda, tarihimizde bu isimsiz kahramanlar sükranla anilacaklardir.

Lefkosa çarpismalarinda TMT mensubu 6 sehit verdik. Bunlarin disinda Rumlar, birçok masum vatandasimizi katletmislerdir.

"Çarpismalar neticesi Küçük Kaymakli'nin bir kismi hariç Lefkosa ve varoslarinda müdafaa mevzilerimiz süratle ileri alinarak bugünkü hatlarimiz tesekkül ettirildi. Cephane yetersizligi dolayisiyla bir kisim halkin salimen Hamitköy'e tasinmasi düsmana aradigi firsati vermis ve ancak 26 Aralik 1963 günü Küçük Kaymakli'ya girebilmislerdir. Evlerinden çikmayan 500 soydasimizin esir alinmasi ve bunlarin arasinda bâzi gençlerimizin akibetlerinin hâlâ belli olmamasi yaninda, Küçük Kaymakli'nin tahrip ve yagma edilisi, Rum vandalizminin bir abidesi olarak bugün ortada durmaktadir.

"Arpalik savunmasinda da 6 sehit verdik 6 Subat 1564 günü. 250 kisilik Rum kuvvetine karsi sadece 6 piyade tüfegi ve sten, tabanca ile savunulmustu. Arpalik. Ve Arpalik savunmasi Rum sürülerine karsi bir Plevne müdafaasidir.

"TMT'nin kurulusu ile birlikte temelleri atilan Lefkose Sancagi n anasancak durumundadir ve merkezde olmasi dolayisiyla Kibris Türk Silâhli Kuvvetleri'nin nüvesini teskil etmekte, Kibris Türk toplumunun kaderini elinde tutmaktadir. Bogaz ve Serdarli sancaklarimiz da yepyeni tesislere, güçlü birliklere ve degerli komutanlara sahip Lefkose Sancagi'nin bagrindan kopmustur.

"Anavatan Türkiye'nin kuvvetli pençesi bugün Kibris'in üstündedir. Millî suuru , milliyet askini mücadele azim ve ruhunu bir mesale yapip Kibris Türk toplumunun eline veren, üstün komutanlik ve liderlik vasiflarina sahip insanlarin kurdugu Türk Mukavemet Teskilâti sayesindedir ki, anavatan Türkiye'nin kudretli pençesi yavru vatan Kibris'in üstünden ebediyen kalkmayacak, Kibris Türkü bu topraklarda hür ve mesut yasayacaktir.

Anavatan'in Gaziantep'ine, Kahramanmaras'ina mukabil Kibris'in da bir Gazibaf'i vardir. TMT 14. yil kitabinda Baf'in bu seref unvanini nasil hak ettigi de anlatiliyor :

"Yavruvatan Kibris'in en batisinda bir serhat bölgemiz vardir. Baslari dimdik ve magrur, sözünü kimseden esirgemez, demir bilekli , elleri tuttugunu koparan cinsten, ekmegini tastan çikaran, çelik yürekli, mert ve yigit insanlarin yasadigi bir diyar.

"9 Mart 1964'e kadar bölge merkezinin adi Kasaba'ydi; Baf'ti. Simdi adi Gazibaf'tir.

"9 yildir hürriyet savasini açikta sürdüren Kibris Türk'ü ilk kurbanini Gazibaf'ta verdi. Tarihe bir kalleslik, bir vandalizm, bir korkaklik ve de masum insanlarin kanina girme hareketi olarak geçecek EOKA, bir Türk polisinin gögsüne sikmis ilk pis kursununu. 1956'da Abdullah Çavus'u Gazibaf'ta arkasindan da Lisani Çavus'u Poli'de vurdu EOKA ve serhat bölgemizin gözünü budaktan esirgemeyen mert ve yigit insanlari, çevirdi yüzünü, bakti Gazibaf'tan Lefkosa'ya! Kibris Türkü'-nün kalbiydi, merkeziydi çünkü Lefkosa...

"EOKA Türk vuruyordu adanin her yaninda! Ve bir ses yükseldi bir anda Lefkosa'dan! Kibris Türkü' nün sesi Anavatan'dan duyuldu!

"Sözde baris geldiydi 1960'ta. EOKA'nin 1959'da biten kanli ve tiksintili serüveni durdu, Türk halklari tescil edildi, bir Kibris Cumhuriyeti kurulduydu. Iyi niyetliydik ve barisi arzu ederdik. Karsimizdakilerin çatlak seslerine ve kuru siki tehditlerine ragmen... Ne var ki 3 yil sinen EOKA sürüleri, 3 yilda bir isgal plâni hazirladilar; Lefkosa'dan baslayip Türk'ü bogmayi, bir anda Türk toplumunu adadan silip süpürmeyi denediler 21 Aralik 1963'de. Lefkosa'da disleri kirilan EOKA çarki döndü, 9 Mart 1964 günü safakla birlikte, çelik yürekli insanlarin yasadigi Gazibaf'a dayandi.

"TMT'nin günlük notlarin-da Gazibaf savunmasi ve bölgedeki düsman saldirilari hakkinda su satirlar yazilidir :

"Düsman", ada sathinda Türkler'e karsi topyekûn bir saldiriya geçmeyi, Lefkose denemesinden sonra göze alamamakta, Türk bölgelerini teker teker isgal etmeyi, hiç degilse sindirmeyi hedef saymaktadir.

"Bölgede irtibatsiz ve mukavemeti zayif olan Türk köylerini tehdit ve tahrik etmekte, yol serbestisi tanimamakta, günlük maiset pesinde kosarken pusuya düsürdügü Türkler'i öldürmekte, Baf'in Türk kesimine gelisigüzel ates açmakta,zaman zaman ates kesafetini arttirarak mukavemetçileri atese atesle mukabeleye mecbur etmekte, plânladigi Baf isgali için zemin hazirlamaktadir.

"Türk mukavemetçilerin uyanik, son damla kanlarina kadar herhangi bir saldiriyi karsilamaya kararli olduklarini anlayan düsman, günlerden beri aldigi takviye kuvvetini artirmakta, agir silâhlarla teçhiz olmaktadir. Düsman bu hazirliklarini, daha önceki mevziî çarpismalar sonrasi varilan ateskes antlasmasindan yararlanarak tamamlamis, 9 Mart 1964 günü gün dogarken taarruza geçmistir.

"Taarruza geçen Rum kuvvetinin personel sayisi: 2000 kadardir. Çarpismalarda, zirhlandirilmis 8 adet dozer, agir silâhlarla teçhiz edilmis olarak Rum kuvvetlerine destek vazifesi görmüs, 100'den fazla Bren silâhina ek çok sayida A-4 tipi silâh, havan topu, roketatar, tomson ve çesitli silâhlar kullanilmistir. Albay rütbesindeki bir Yunan Subayi'nin sevk ve idaresindeki muharebeye Yunan Alayi'ndan da subaylar katilmistir.

"Gazibaf'i 120 kahraman mücahidimiz savundu. Savunmada, çogu av tüfegi, 9 adet Bren, birkaç sandik el bombasi, piyade tüfegi , ve Sten makineli tabanca kullanilmistir. Silâhlarin kismi azami, taarruzundan kisa bir süre önce Lefkosa'dan gönderilmistir. En kritik anda yapilan silah takviyesini, Baf Türkü her zaman sükranla anmaktadir.

"Düsman, bütün imkânlarini kullanmasi halinde, azamî 2 saatte, Türk kesimini isgal edecegini tahmin ediyor, karsisindaki Türk Mücahidi'nin ecdadina ve tarihine yarasir bir sekilde ölüm kalim mücadelesi vermeye hazir oldugunu kestiremiyordu. Plâna göre önce kesif bir roketatar atesi ile Türk bölgesi ele geçirilecek, kuzey istikametindeki Mavrali semtine, dogudan da dört koldan olmak üzere Dr. Eyyüp, Kemal Atatürk, Namik Kemal ve Talât Pasa sokaklarini takiple Türk kesimine girilecek, merkezî durumda olan Inönü meydaninda bulusacak Rum kuvvetleri zafer senlikleri yapacakti.

"9 Mart 1964 günü sabahin erken saatlerinde uygulanmaya baslayan plân, çok siddetli roketatar atesi altina aldigi Türk mevzilerini yikmaya çalisirken, kahraman mücahitlerimiz cehennemi atese bakmadan simsiki yerinde duruyor, elindeki imkânlarla düsmana göz açtirmiyordu. Saat 9: 30'a kadar bir adim bile ilerleyemeyen düsman, bu saatten sonra Termopil sokagindaki Türk mevzilerini daha kesif bir ates altina almis, buradaki mücahitlerimiz enkaz altinda kalmamak için Yeni Cami ile bu sokaktan, ayrilmak zaruretini duymustur.




Lefkose Merkez Sancagi Armasi
"Bütün gün devam eden muharebe esnasinda Çarsi bölgesi büyük bir cesaretle savunuluyordu. Büyük Cami minaresi üzerinden bir mücahidimiz ates altina aldigi düsman kuvvetlerine kan kusturuyordu. Kudurmus Rum sürüleri, ihtisamla yükselen minareyi roketatarlarla delik desik ederken, minarenin yikilabilecegine aldirmayan mücahidimiz, esine ender rastlanir bir cesaretle savunmasina devam etti.

Düsman kuvveti üstün, cephanesi boldu. Sadece cesareti yoktu. Baf savunmasinda Türk mücahidi, elindeki kit imkânlar ve mahdut sayida silâhlarla savasti. Elinde en azindan birkaç tane roketatar silâhinin bulunmayisi, zirhlandirilmis dozerlerin Türk mevzilerine kadar sokulmasina imkân verdi. Noksanlarin giderilmesi ve bazi imkânlarin yaratilmasina çalisildi. Baf Türkü, mücahidiyle elele verdi; mahallî bir silâh imalâthanesi kurdu. Bu imalâthanede yapilan birkaç havan topu, zirhlandirilmis bir dozer, özellikle sahra topunun taklidi bir top, çarpismalarda hayli ise yaramistir. Özellikle sahra topunun atesiyle Türk bölgesinin etkili bir sekilde ates altinda tutan ve iki katli tas bir binada kurulan bir Rum mevziinin susturulmasi , mücahitlerimizi ve Baf Türk'ünü moralman son derece teçhiz etmis, düsmanin cesaretini sifira indirmistir.

"Baf savunmasinda bir olay, Türk mücahidinin vatanperverlik ve mukavemet ruhunun yüksekligine bir delil, Rum barbarligina ise en isabetli bir örnek teskil etmektedir. Mavrali'de bir mevziyi, Dipbafli bir göçmen ve bölge sakinlerinden bir kisim mücahidimiz tutuyordu. Hepsi 13 kisiydi! Düsmanin ates kesafetinin yüksek oldugu Mavrali bölgesinin bu mevzii, roketatar atesiyle tahrip edilmesine ragmen mücahitlerimiz savunmaya devani ettiler. Ne var ki mermileri tükenmis, irtibatlari kesilmisti. Mermi tedariki için mevziden ayrilan 3 mücahit geri dönemedi. Bir mücahidimiz, mevzi komutani Biyikli Ahmet'e beyhude öleceklerini söyleyerek, mevziden ayrilmalarini teklif etti. Tüfeginde tek bir mermi kalan Biyikli Ahmet, "Buradan çikarsak nerede dururuz? Buradan ancak benim cesedim çikar!" dedi. Biyikli Ahmet, düsmana canli teslim olmanin dehsetini anlatti ve düsmana teslim olmaktansa, tek mermiyi kendi beynine sikacagini ima etti ve davrandi bile! Arkadaslari mani oldular, Biyikli Ahmet, düsman eline düsmenin de ölüm oldugunu biliyordu! 200 kisilik bir Rum kuvveti saldirdi Mavrali'deki mevziye! Ve Biyikli Ahmet, arkadaslariyla bîrlikte esir alindiktan sonra, parmaklari kesilmek suretiyle iskence edilerek öldürüldüler orada.

"Rumlar, her türlü hilekârliga ve moral bozucu harekete tevessül ederek Gazibaf'in Türk mukavemetçilerine teslim olmayi teklif ediyorlardi. Kasaba, bütün havan toplari ve el bombalari ile, yikilan mevzilerin tozu dumani, yikilan Türk emlâkinin kesif dumani içinde yandi, tutustu. Bu dehsetli muharebede, Gazi Baf'ta hürriyet mücadelesi veren çelik yürekli insanlar, mücahitleriyle elele, tam bir disiplin ve tam bir dayanisma içinde, en küçük bir panik yaratmadan, düsmana karsi kahramanca savasti. Talât Pasa Sokagi'nda Türk kesimine girmeyi .eneyen zirhlandirilmis bir dozer, düsmanin atesi altinda bulunan mücahitlerimiz tarafindan havaya uçuruldu. Dozer içinden dökülen yarali Rumlar, çakallar gibi inleyerek kurtulusu kaçmakta buldular. Dozerdeki 6 adet silâh ve diger bol miktarda cephane mücahitlerin eline geçti.

"Albay rütbesinde Yunanli bir subayin sevk ve idaresindeki Rum kuvvetleri, birkaç saat içinde Türk mukavemetini kiracaklarini, Gazibaf'i isgal edebileceklerini hesaplamislardi. Hesaplari yanlis çikti.

"10 Mart günü Rum saldirisi fasilali olarak devam etti. Ne var ki "Düsmanin ates kesafeti azalmis Rum hayalleri suya düsmüs, Gazibaf'in kaderi belli olmustu artik!

"Rum sürüleri 1964'ün il ve 2 Ocak tarihlerinde Çinarli'da, 19 Ocak'da Kalkanli'da, 21 Ocak'da Susuz'da, birinci defa olarak 23 - 24 Ocak'ta Ovalik'ta, yine ilk defa olarak 2 Subat'ta Altincik'ta, 3 Subat'ta Hulu'da, 4 Subat'ta Baf Kasabasi'nin Mescit Semti'nde, 5 Subat'ta ikinci olarak Baf'ta Melana Semti'nde, 5 Subat'ta Akkargi'de, 8 Subat'ta Karsiyaka Poli'de, 14 Subat'ta üçüncü defa olarak yine Gazibaf'ta, 14 Subat günü yine Poli'de, Mart'ta birinci defa olarak Aksu'da, 5 Mart' ta ikinci defa yine Aksu'da, 6 Mart günü ikinci defa olarak Altincik'ta, 7 Mart'ta dördüncü defa olarak Baf'ta, 8 Mart'ta Bozalan'da, 23 Nisan günü ikinci defa olarak Ovalik'ta, ve 24 Ocak 1964 günü Engin-dere'de tahrik, tehdit ve saldirilarda bulundular; savunmasi zor ve zayif köylerdeki soydaslarimiz, daha emin yerlere göç etmek mecburiyetinde kalirken, ölüm pahasina olsa bile topragina bagli ve kalpleri Türklük atesi ile, vatan sevgisi ile çarpan bütün köylerdeki mukavemetçilerimiz, bazi hallerde öldüler, fakat düsmana geçit vermediler.

"Gazibaf direnisi, mücadele tarihimizde özel bir yer isgal etmektedir." Vurusa vurusa, kan ve barutla yogrularak TMT 16 yil dimdik durdu.,Nihayet Türk Ülküsü, Türk dilegi gerçeklesti. Mücahit dergisinin 24 numarali Mayis 1974 sayisinda Türk Cemaat Meclisi Baskani Ismail Bozkurt, "Ordulasan TMT, Devletlesen Toplum" baslikli yazisinda iki ay sonrasini adetâ görerek su satirlari yaziyordu :

"Bir toplumun devlet olmasi için üç vasfi olmasi gerekir : Ülke, halk (millet) ve egemenlik.

Devlet egemenligini ise üç ana uzvunun; yani yasama, yürütme ve yargi uzuvlarinin olusmasi ortaya çikarir. Devletin varligi ise Silâhli Kuvvetleri (Ordu)'nin bekçiligine emanet edilir.

"Kibris Türk toplumu, 20. yüzyila utanç vermesi gereken barbarci bir saldiri neticesi, bagimsiz Kibris Cumhuriyeti'nin egemenligine katilma hakkindan mahrum edildi. Ama Türk'e lâyik sanli bir direnisle toplum olarak varligini korudu; kendi adina egemenligini kullanacak yasama, yürütme, yargi organlarini olusturdu; teskilâtlandirdi. "Yönetim" adi altinda bir "devlet" mekanizmasi ortaya çikardi.

"Yönetimin veya baska bir deyisle "devlet" mekanizmasinin ortaya çikmasinda esas rolü oynayan; dünkü TMT'nin bugünkü Kibris Türk Silâhli Kuvvetleri'nin tarihî gelismesi de Türk tarihinin ananevi gelismesine paralel ve uygun bir görüntü gösterdi.

"Kuvayi Milliye'den kahraman Türk Silâhli Kuvvetleri'ni ortaya çikaran Türk Milleti'nin bugünkü çocuklarinin, "Volkan'dan TMT'-yi; TMT'den Kibris Türk Silâhli Kuvvetleri'ni ortaya çikarmasindan baska bir sey beklenemezdi.

"Kibris Türk Silâhli Kuvvetleri, bugün çagimizin savas gereklerine uygun egitimiyle, mükemmel örgütlenmesiyle ve adanin her tarafina dagilmis tesisleriyle gerçekten "ordulasma" yolunda istenen ve özlenen hedefe gelmistir.

"Bu gelisme, Kibris Türkü'ne huzur veren, vermesi gereken bir gelismedir. Çünkü "ordiilasan", ordulastigi nisbette "devletlesen" Kibris Türkü, hedefine hizla yaklasiyor demektir.

"Hedef ise açiktir. Tarih gösteriyor bu hedefi : "Kibris Türkü, ya Kibris Cumhuriyeti'nin esit egemenlik hakkina sahip bir ortagi olacak; ya da topragi, halki; yasama, yürütme ve yargi organlarindan olusan egemenligi ve ordulasan Silâhli Kuvvetleri ile bu gün zaten "Yönetim" adi ile var olan devletini kuracaktir.
"Sonrasi mi?

"Sonrasini "Hatay" gösteriyor..."

Bugün ordumuz Kibris'ta kanla bir hat çizmistir. Çizginin kuzeyi artik anavatan kadar emin, anavatan kadar hürdür... anavatandir! Fakat güneyde, yarali bir hayvanin ruh hali içersindeki Rumlarin edepsizliklerine karsi TMT ha la görevi basindadir.

Tanri Türk'ü korusun.
İlteriş Kağan
İlteriş Kağan
Yazışmalık Yöneticisi


Yazışmalık Yöneticisi


Türk Mukavemet Teşkilatı (T.M.T) Turkey10
Türk Mukavemet Teşkilatı (T.M.T) Gencat10
Türk Mukavemet Teşkilatı (T.M.T) Pro10
Yaş Yaş : 43
Cinsiyet Cinsiyet : Erkek
Nerden Nerden : Turan
Lakap Lakap : ©ﻕΞתς яΞiS
Doğum Tarihi Doğum Tarihi : 01/10/81
 Atsız´ın hangi kitaplarını okudunuz? Atsız´ın hangi kitaplarını okudunuz? : Hepsini Okudum
İletiler: İletiler: : 5564
Üyelik Tarihi Üyelik Tarihi : 06/01/09
Türk Mukavemet Teşkilatı (T.M.T) Pro1010
Türk Mukavemet Teşkilatı (T.M.T) 290407


Türk Mukavemet Teşkilatı (T.M.T) Ile10

https://ilteris.forum.st/

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz