¤ۣۜ..¤ İlteriş Türkçü Turancı Otağı ¤ۣۜ..¤
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Türkiye’de Kişi Ad ve Soyadları

Aşağa gitmek

Türkiye’de Kişi Ad ve Soyadları Empty Türkiye’de Kişi Ad ve Soyadları

Mesaj tarafından GökBörü Ptsi 4 Tem. 2011 - 15:01

Türkler müslüman olduktan sonra, yoğun bir şekilde İslam kültüründen etkilenmişlerdir. Elbette bu etkilenme genellikle olumlu biçimde olmuştur. Eski Türk inancı ile İslam inancının değerleri karıştırılarak yeni bir Türk-İslam kültürü oluşturulmuştur. Türkler, İslam’ı aldıkları toplumlardan yalnızca “din” boyutunda bir şeyler almaya çalışmışlarsa da, ister istemez benzer inanç yapılarına sahip toplumların diğer özelliklerinden de etkilenmişlerdir.

Türkiye’de Kişi Ad ve Soyadları 2277181132_072f6a393c

Zamanla uçlara gidebilecek kadar aşırı bir şekilde dini yaşamaya çalışan insanlar, İslam’ı yaşamak ile Arap kültürünü yaşatmayı birbirine karıştıracak duruma gelmişlerdir. Bu yanılgıların en belirgin örneği de çocuklara verilen adların Arapça – Farsçadan seçilmeye çalışılmasıdır. Dindar insanlar hep şöyle derler: “Kutsal kitabımız olan Kur’an-i Kerim’de geçen adları çocuklarımıza vermek daha güzel, doğru ve sevap olur. Kur’an’da geçmeyen adları kullanmak, pek doğru değildir.” Bu düşünce, Türkler’i Araplaştırmaya çalışmaktan başka hiçbir amaçla söylenmiş olamaz. “Ne ilgisi var?” diyebilirsiniz. Şöyle açıklayayım: Türkiye’de herkes Kur’an’da geçen adları çocuklarına verse, Türk Yurdu‘nda yaşayan hiç Türk adlı birisi kalır mı? Bizi biz yapan, benlik değerlerimizi Araplarınkine yaklaştırınca, bizim Araplar’dan bir farkımız kalır mı? Kalmaz.

İslam, güzelliklerin dinidir ve hiçbir zaman insanları zora sokacak dayatmaları içermez. Her zaman kolaylıklarla inancımızı yaşamaya uygun bir yapıya sahiptir. Tanrı (Allah), bize hiçbir zaman “Bir müslümanın çocuğunun adı Arapça olmalıdır.” diye bir şey dememiştir. Çok doğaldır ki, bir Çinli budizmden vazgeçip müslüman olursa, çocuğuna Arapça ad koymak zorunda değildir. Aynı şekilde toplu olarak İslam’ı seçen biz Türkler’in de çocuklarımıza Öz Türkçe adlar vermemizde hiç sakınca yoktur ve doğru olanı da kuşkusuz budur.

Türkiye‘deki kişi adlarında büyük oranda bir yabancılaşma var. Kişi adlarının kökenlerine göre sıralaması çoktan aza doğru şöyle: Arapça, Türkçe, Farsça… (ve şimdilerde biraz İngilizce, Fransızca) Bu oranı birisine gösterdiğinizde size büyük olasılıkla şu savunmayı yapar: “Toplumlar etkileşim içerisindedirler. Bunun için aralarında sıkı bir alışveriş olabilir. Bundan doğal bir şey yoktur.” Peki soruyorum böyle düşünenlere: “Hiç Türk adlı bir Arap gördünüz mü?” Arapların kendilerine Türkçe ad vermesi kadar saçma olan durum, Türkler’in çocuklarına Arapça ad vermesinden farksızdır. Öz Türkçe kökenli binlerce, on binlerce kişi adı varken; Türkçe türetmelerle, benzetmelerle yeni adlar oluşturmaya uygun ve bunu başarabilecek güçte bir dilken, neden gidip de el dilinden sözcükleri çekip çocuklarımıza bu adları veririz ki? Hadi Türkiye’deki nüfusları 300-400 bin, bilemediniz 500 bin, taş çatlasa 1 milyon Arap kökenli vatandaşın çocuklarına Arapça ad vermesini doğal karşılayalım. Peki Türk kökenliler niye çocuklarına Arapça ad veriyorlar dersiniz?

Şaşırtıcı bir konuya değineyim. Türkiye’de dönemlere göre çocuklara verilen adlar sıralamasında en üstte bulunan beş adı yazayım:



1980 – 1990 Döneminde Doğan Çocuklara Verilen Adlar
ErkekKız
1) Mehmet
2) Mustafa
3) Murat
4) Ahmet
5) Ali

1) Fatma
2) Ayşe
3) Emine
4) Hatice
5) Zeynep

1991 – 2002 Döneminde Doğan Çocuklara Verilen Adlar
ErkekKız
1) Mehmet
2) Mustafa
3) Ahmet
4) Emre
5) Ali

1) Merve
2) Fatma
3) Büşra
4) Elif
5) Kübra

Gördüğünüz gibi, 1980 – 2002 arasındaki dönemlerde çocuklara en çok verilen adlardan yalnızca “EmreTürkçe kökenli. Diğerlerinin hepsi “Arapça“… Buradaki sindirilemeyecek durumu yeniden açıklamama gerek yok. Şimdi bir de soyadlarımıza bakalım:





2003 Yılındaki Sayımlamalara Göre Soyadlarımız
1) Yılmaz

2) Kaya
3) Demir
4) Şahin
5) Çelik

Gördüğünüz üzere, en yaygın soyadımızdan yalnızca “ŞahinFarsça kökenlidir. Diğerleri hep Türkçe kökenlidir. Rüştü Erata konuya şöyle yaklaşıyor:

Soyadı Yasası’nın Cumhuriyet devrimleri arasındaki önemi, din, mezhep, sınıf ve altkimlik gibi ayrımları gizleyerek tek bir ulusal kimliğin içselleştirilmesi olarak gösteriliyordu. (…) Ancak belki daha da önemlisi yeni soy adlarının, Türkleri hemen hemen aynı adları taşıyan Arap ve Acem dindaşlarından açık bir şekilde ayırmasıydı. Tekin Alp’in ifadesiyle Türk kimliği, “yeni kafası, yeni kültürü, yeni ruhu binlerce yıllık ulusal tairihine doğru geri giderek ırk ve kan kardeşlerine ulaşıyor, oysa adı onu binlerce yıllık ulusal tarihine ve Batı uygarlığına erişmek için kültür bakımından kendilerinden ayrıldığı Müslüman uluslar ailesi ile karıştırıyordu. Bu, geçmişten bir gölge idi ve psikolojik etkisi kesindi”. Soyadı Yasası, bu bağlantıyı koparan önemli bir adım olmuştu.

Gerçekten şaşırtıcı. Vatandaşlarımızın soyadlarının neredeyse hepsi Türkçe kökenli, bu toprağın insanının ürünü olduğu hâlde, adları Arapça ve Farsça… Soyadlarımızdaki köklülüğün ve soyluluğun en belirgin örneğini Cumhurbaşkanlarımızın soyadlarına bakarak görebiliriz:




Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanları
Mustafa Kemal Atatürk
İsmet İnönü
Celal Bayar
Cemal Gürsel
Cevdet Sunay
Fahri Korutürk
Kenan Evren
Turgut Özal
Süleyman Demirel
Ahmet Necdet Sezer
Abdullah Gül

Türkçe, “Türklerin Atası”
Türkçe, “in-önü”
Türkçe, “ulu, yüce, saygın kimse”
Türkçe, “bol bulunan güçlü sel”
Türkçe, “sun-ay”
Türkçe, “koru-Türk (Türk’ü koru)”
Türkçe, “gök varlıklarının tümü”
Türkçe, “öz-al, özü kırmızı”
Türkçe, “demir gibi güçlü eli olan”
Türkçe, “duygulu, anlayışlı”
Farsça, “Kokulu bir bitki”

Türkler Orta Asya‘dan batıya, Anadolu’ya doğru ilerlerken İslam kimliğini benimsemişler, adlarını bile (Arapça, Farsça) değiştirerek, girdikleri daha ileri uygarlık ve kültür ortamlarından önemli ölçüde etkilenmişlerdir. Zamanla unutacakları köken ve tarihlerini ancak 19. yüzyılın sonuna doğru, o da Avrupalıların katkısıyla keşfedeceklerdir.” (Ömer Demircan, Dünden Bugüne Türkiye’de Yabancı Dil)

“Türkler, Müslüman olduktan sonra kendi yazılarını değiştirip Arap yazısı ile Türkçe yazmaya başladıkları gibi, kendi Türk kökenli adlarını değiştirip Arap adları almaya başladılar. Bunun sonucu olarak da “Muhammed” sözcüğü Türk dilinde “Mehmed”, “Mehmet”, “Memet”, “Memiş”…. oldu. (…) Türkiye’den başka hiçbir Müslüman ülkede “Mehmet” adı yoktur. (…) Biz, “Muhammed“in Müslüman ülkeler arasında ortaya çıkardığı seslendirme bulanıklığından kaynaklanan bir durum olarak niteliyoruz. Tıpkı “Eba Yezid” adının da Türklerin dilinde yuvarlanıp önce “Bayezid” sonra “Beyazıt” olduğu gibi… Türklerden başka hiçbir Arap (Müslüman) ülkesinde “Bayezid” diye bir ad yoktur. (Cengiz Özakıncı, Dil ve Din)
Anlattıklarımdan çıkarılması gereken şey şudur ki: İslam kültürü ile Arap kültürünü birbirine karıştırmamalıyız. Çocuklarımıza ad verirken her zaman Türkçeden yana olmalı, Kur’an’da geçiyor mu geçmiyor mu diye kaygılanmamalıyız. Ben, Türkçe kökenli bir ad olan “Yavuz” adına sahip olmaktan gurur duyuyorum ve bugüne kadar hiç “Adım keşke Kur’an’da geçseydi.” demedim. Çünkü bunun olanaksız ve mantıksız olacağını biliyorum. Eğer ileride bir çocuğum olursa, ona doğal ve gururlu olarak Türkçe ad vereceğim. Yavuz Tanyeri
Umuyorum ki herkes öz dilinden vazgeçip de el dilinden adlar kullanmaz, kullandırmaz.
GökBörü
GökBörü
.::Tengri::.


.::Tengri::.


Türkiye’de Kişi Ad ve Soyadları Azerba10
Türkiye’de Kişi Ad ve Soyadları Gencat10
Türkiye’de Kişi Ad ve Soyadları Pro10
Yaş Yaş : 44
Cinsiyet Cinsiyet : Erkek
Nerden Nerden : Azerbaycan
Lakap Lakap : kaan
Doğum Tarihi Doğum Tarihi : 13/09/80
 Atsız´ın hangi kitaplarını okudunuz? Atsız´ın hangi kitaplarını okudunuz? : Türk Ülküsü
İletiler: İletiler: : 1035
Üyelik Tarihi Üyelik Tarihi : 16/06/11
Türkiye’de Kişi Ad ve Soyadları Pro1010
Türkiye’de Kişi Ad ve Soyadları 617300
Türkiye’de Kişi Ad ve Soyadları Ile10

https://www.teknoloji-gunlugu.com/

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz