¤ۣۜ..¤ İlteriş Türkçü Turancı Otağı ¤ۣۜ..¤
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Fethullah ermenidir

2 posters

Aşağa gitmek

ok Fethullah ermenidir

Mesaj tarafından İlteriş Kağan Paz 16 Ekim 2011 - 8:13

Nedendir bilinmez, Fethullah Gülen babasının Alvar Köyü’nden ayrılması ile ilgili olarak "KÜÇÜK DÜNYAM " kitabında hiç bir açıklamada bulunmamaktadır.
Fethullah ermenidir Adszyy9

Oysa bu, son derece ciddi ve açıklama gerektiren bir konudur.

Gülen’in suskunluğu akla, "neleri , niçin gizlediği" sorusunu getirmektedir.
(Ankara Emniyet Müdürü Cevdet Saral ve ekibince hazırlanan Fethullah Gülen Raporu, s.20’ye atfen, Star Gazetesi, 14 Haziran 1999)

Mesala ; Fetullah Gülen ,Babası için "Sahabe efendilerimize cinnet derecesinde sevgisi vardı" şeklinde tanımladığı babası Ramiz, çocuklarına, Sahabelerle hiç ilgisi olmayan isimler vermiştir:
Fethullah Sıbgatullah ve Mesih..


Gülen’in babasının, oğullarından birine, samimi Müslüman ailelerde rastlanmayan , ama Yehova Şahitleri’nin propaganda yayınlarında sık sık kullanılan "Mesih" adını vermiş olması dikkat çekicidir değimlidir* ?
* (Ankara Emniyet Müdürü Cevdet Saral ve ekibince hazırlanan Fethullah Gülen Raporu, s.18’e atfen, Star Gazetesi, 14 Haziran 1999)

İşin gerçeği şu ; "Ermeni olan dedesinin Pasinler’li, İbrahim Bey’in hizmetkarlığını yaptığı yıllarda,
Rus işgali sırasındaki Ermeni ayaklanmasında İbrahim Bey ve ailesi Ermeni hizmetkarlarının tasallutuna uğrayınca,
İbrahim Bey hizmetkarını ve onun ailesinin bir bölümünü öldürür. Ardından, intihar eder.

Olaydan sağ kurtulan Fethullah Gülen’in babası,
RAMİZ , 18-19 yaşlarındayken, İspir’e gelir ve yerleşir .
Müslüman adı alır ve bir Türk kızı ile evlenir. Gülen’in babasının, ’Öyle bir evlat yetiştiriyorum ki, bunları ( Müslümanları )kendi dinleri ile vuracak’ dediği de rivayet olunur."
( E.M.H., 2 Haziran 1999)

Gülen’in, Vatikan’da Papa’yı ziyareti sırasında açıkladığı,
Şanlı Urfa’da üç dini bir araya getirecek bir okul açma düşüncesinin de ABD’de hazırlanan planlar doğrultusunda değerlendirilmesi gerekiyor.

Kurtuluş Savaşı’nda İstanbul’da faaliyet gösteren Misyonerler ile Sahte İslamcılar’ın işbirliği incelenirse, günümüzdeki senaryolarla ,TSK’ya karşı takınılan düşmanca tavır ile Fetullah Gülen’in CİBİLYETİ daha iyi anlaşılacaktır."

AKP ve Fetullah Gülen medyasının, Orta çağın CİZVİT papazlarına rahmet okutacak cinsten olan İFTİRA atmak , gerçekten insanı çileden çıkaracak cinsten olduğu kadar da düşündürücü !….



Bakınız ; Zaman"ın İngilizce versiyonu olan “Today"s Zaman” gazetesi, günlerdir konuşulan Sahte Belgenin hiç utanmadan , sıkılmadan, haya etmeden Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından hazırlandığı iddia etti.

=====================================
Prof.Dr. Necip Hablemitoğlunun - Köstebek isimli makalesinden alıntıdır:
Orijin: Salih Özbay
=====================================

Telekulak operasyonunu ilk kez gündeme getiren gazetenin Zaman olması, şaşırtıcı değildir. Doğal olarak, bu kampanyaya Aksiyon dergisi de katılmıştır. Dergi, tüm dinlemelerin, Cevdet Saral'ın marifetiyle yapıldığını iddia ettikten sonra, esas mesajını vermiştir:

"Ancak iş bununla bitmiyordu. Kısa süre sonra Cevdet Saral'ın Başbakanlık'tan Dışişleri'ne, Genel Kurmay Başkanlığı'ndan Cumhurbaşkanlığı'na, tanınmış gazetecilerden milletvekillerine kadar bir çok kurum ve ismi dinlettiği ortaya çıktı. Cevdet Saral ve ekibi köşeye sıkışıyordu. İşte tam bu sırada Cevdet Saral bazı güç odaklarının desteğini alabilmek için şaşırtıcı bir yola başvurdu. Başına gelenlerin, Fethullah Gülen'le ilgili raporları hazırladıkları rapordan kaynaklandığını öne sürüyordu. Ne var ki Cevdet Saral, Cumhurbaşkanı'ndan Başbakan'a, Genel kurmay Başkanı'ndan MGK'ya kadar onca kurum ve kuruluşu neden dinlediklerini ise açıklamakta güçlük çekiyordu.

... Ankara Emniyet Müdürü Cevdet Saral ve yardımcısı Osman Ak, kısa süre sonra konuyla ilgili ipuçlarını vermeye başlamışlardı. Osman Ak, başlarına gelenlerin Fethullah Gülen'le ilgili hazırladıkları rapordan kaynaklandığını, kendilerinin bu raporu 'irticaya hassas bazı birimler için hazırladıklarını' iddia ediyordu.... Ankara Emniyeti'ne göre herşey bununla birlikte başlamıştı. Ancak, üst düzey Emniyet yöneticilerine göre, tüm bunlar Cevdet Saral'ın cephe daraltma ve destek kazanmak için giriştiği çabalardan başka bir şey değildi. 'Savaş' denilen şey aslında Cevdet Saral'ın 'aşırı ihtirasından' kaynaklanıyor. Saral'ın İstanbul'a Emniyet Müdürü olmak istediği için bunları yaptığı öne sürülüyordu. Bir başka iddiaya göre, Cevdet Saral Cumhurbaşkanlığı'nı, Başbakanlığı ve Genel Müdürlüğü dinlettiği için sıkışmış durumdaydı ve Fethullah Gülen raporuyla son kozunu oynuyor, böylelikle bazı çevrelerin kendisini korumasını sağlamayı amaçlıyordu"

En son 2009-01-06 ZAMAN gazetesi haberine göre Trabzon belediyesi MHP adayıydı. Ve gazeteyi aldım okudum araşdırmalarından çıkan sonuçlardan ve yukarıda da belirtdiği gibi bu baskılardan kurtulmak için MHP saflarına girmiştir.Orta derecede ingilizce biliyor(Fethullah kadar olmasa da) evli ve 4 çocuk babası.
İlteriş Kağan
İlteriş Kağan
Yazışmalık Yöneticisi


Yazışmalık Yöneticisi


Fethullah ermenidir Turkey10
Fethullah ermenidir Gencat10
Fethullah ermenidir Pro10
Yaş Yaş : 43
Cinsiyet Cinsiyet : Erkek
Nerden Nerden : Turan
Lakap Lakap : ©ﻕΞתς яΞiS
Doğum Tarihi Doğum Tarihi : 01/10/81
 Atsız´ın hangi kitaplarını okudunuz? Atsız´ın hangi kitaplarını okudunuz? : Hepsini Okudum
İletiler: İletiler: : 5564
Üyelik Tarihi Üyelik Tarihi : 06/01/09
Fethullah ermenidir Pro1010
Fethullah ermenidir 290407


Fethullah ermenidir Ile10

https://ilteris.forum.st/

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

ok Fetullah Gülen Ermeni Dönmesi

Mesaj tarafından İlteriş Kağan Paz 16 Ekim 2011 - 8:41

Orduyu gözden düşürmek ve yapısını değiştirecek meşru zemin yaratmak için hazırlanan sahte “AKP’yi ve Fettullah Gülen’i Bitirme Planı” sokaktan simit alınırcasına keşfedildikten sonra Hürriyet’in de dahil olduğu Fitnetullah basınının köşe yazarları, ilkokulu dışarıdan zoraki bitirmiş “kutsal cahil Fetullah Gülen”i, Kur'an'da ve İslam’da din adamı olmadığı halde yüce müslüman kimliğiyle meşrulaştırmak için çırpınmaktadır.

Çünkü;
Fettullah Gülen’in varlık nedeni: ABD ve AB gibi emperyalistlerin doğal işbirlikçisi dincilerin önündeki iki ortak engelden biri Kur’an öteki Atatürk’ün Türk milliyetçiliği kişiliğidir. Dolayısıyla Fettullah Gülen’in varlık nedeni, öncelikle Kur’an’ın içini boşaltarak, müslümanların hıristiyanlaştırılmasıdır.

Fitnetullah şebekesi, “ABD ve İNGİLİZ ALAŞIMLI” tasarlanmış, İslam’ın içini boşaltıp Türklüğü de acz içine düşürmekle görevlendirilmiş CIA üretimi Vatikan kuklasıdır! Fettullahçıların en büyük özelliği fitne sokmak amacıyla beceriksizce sahte belge düzenlemektir.

ABD'de geliştirilen Büyük Ortadoğu Projesi'nin en önemli etabı "ılımlı İslam" siyasetinin gönüllü sözcüsü olan Gülen'in, bütün Türkiye'yi bir ağ gibi saran gizli örgütlenmesinin, sinsi hesaplarının ve yürütülen örtülü operasyonlarının deşifre edilmesi gerekiyor.

1. Fitnetullah, Yasaya Göre Haindir: Televizyonlarda kendi sesinden cumhuriyeti nasıl yıkacağını anlatan Fethullah Gülen’in videoları gösterildikten sonra hakkında 2000’de “Laik Devlet yapısını değiştirerek yerine dini kurallara dayalı bir devlet kurmak amacıyla yasadışı örgüt kurup bu amaç doğrultusunda faaliyetlerde bulunmak.” iddiasıyla açtığı dava Fitnetullah’ın mahkumiyetiyle sonuçlanmıştır.

2. AKP Yasayı Değiştirince Kurtuldu: AKP yasada değişiklikler yaparak Fettullah’ın mahkumiyetini bozdurtmadan önce geçindiği emekli vaiz maaşıyla yerleştiği ABD’de yaşamaktadır. Ne var ki Fitnetullah’ın hedefi, İslam dini kurallarına uygun devlet kurmak değildir.

3. "Fettullah, -hahamların din kitabı- Talmud üzerine yemin etmiş bir Bilderberg üyesidir: Her sene değisik ülkelerde toplanan "Bilderberg Group" gerçek Bilderberg degildir. Bilderberg Group, "Gizli Siyonist örgüt BİLDERBERG'İ" gizlemek icin maske olarak kurulan orguttur. Gercek Bilderberg yahudi olmayanlarin cikabilecegi en ust basamaktir siyonist hiyararside. Bundan sonraki basamaklarda sadece yahudiler vardir. Yahudi olmayan hic kimse Bilderberg uyeliginden daha ust basamaga cikmamistir - cikamaz. Ayrica gercek Bilderberg uyeleri ancak "Yahudilerin kutasl kitabi Talmud" uzerine yemin ederek Siyonizme baglilik yemini etmek zorundadirlar.

4. Fettullah Gülen Ermeni’dir: "Ermeni olan dedesinin Pasinlerli İbrahim Bey'in hizmetkarlığını yaptığı yıllarda, Rus işgali sırasındaki Ermeni ayaklanmasında İbrahim Bey ve ailesi Ermeni hizmetkarlarının tasallutuna uğrayınca, İbrahim Bey hizmetkarını ve onun ailesinin bir bölümünü öldürür. Ardından, intihar eder. Olaydan sağ kurtulan Fethullah Gülen'in babası, 18-19 yaşlarındayken İspir'e gelir ve yerleşir. Fettullah Gülen, müslüman adı alır ve bir Türk kızı ile evlenir. Gülen'in babasının, 'Öyle bir evlat yetiştiriyorum ki, bunları kendi dinleri ile vuracak' dediği de rivayet olunur." (Ermeni Milli Hareketi, 2 Haziran 1999) (*2)
Gülen'in, "Sahabe efendilerimize cinnet derecesinde sevgisi vardı" şeklinde tanımladığı babası Ramiz, çocuklarına, Sahabelerle hiç ilgisi olmayan isimler vermiştir: Fethullah, Sibgatullah ve Mesih. Gülen'in babasının, oğullarından birine, samimi müslüman ailelerde rastlanmayan ve ama Yehova Şahitleri'nin propaganda yayınlarında sık sık kullanılan "Mesih" adını vermiş olması dikkat çekicidir.

5. Fitnetullah, Bahai Dininin Lideridir: Fitnetullah, Bahai dininin lideridir. Cenaze namazına katılmama ve sadece vaaz verileceği zaman giydiği ipek elbise gibi Bahai dini liderlerinin özelliklerini uygular. Fettullah’ın adı, 1844’de İran Şahı’ nı öldürmeye kalkışan bir Bahaî fedaisi Fethullah Kamî’den gelmektedir.

6 Bahai Fitnetullah, Hrıstiyan Truva Atıdır: İslam içinde bir mezhep olmayan, üç dini sözde birleştirmek isteyen Bahailik, İslam dinine yerleştirilen bir Truva Atı’dır. Fitnetullah’ın amacı tahrif ettiği İslam dinini hıristiyanlaştırarak, müslümanların emperyalistlere karşı direncini kırmaktır. Müslüman imanını hıristiyan limanına bağlamaya çalışmaktadır. Kur’an’da açıkca karşı çıkıldığı halde, “Dinlerarası Diyaloğu” sürdürmektedir. Bahai Fitnetullah, Küresel Barış’a Doğru kitabının 131. sayfasında “Muhammed Allah’ın resülüdür hükmüne gerek yok.” diye yazmaktadır. Böylelikle Müslümanların Kur’an ve İslam’a bakışlarını değiştirmek için ön önemli adımlardan birini atmaktadır.

7. Fetullah, Müslümanlığı Risale-i Nur ile de Saptırıyor: Fetullah Gülen gibi kutsal cahil olan Said-i Kürdi anlaşılmaz olduğunu söylediği Kur’an’ı ancak kendisinin açıklayabileceği iddiasıyla Risale-i Nur saçmalığını yazdı. Said-i Kürdi’nin yani ?? Said’in yegane amacı sözde şeriatçı ve ??çü bir devlet kurmaktı. Açıklayıcı olarak okumak, Risale-i Nur’un Kur’an sayılmasına yol açmakta ve okunmamasına neden olmaktadır.

7. Fettullah, Anadolu’lu İşgal Planının Bir Parçasıdır: Gülen'in, Vatikan'da Papa'yı ziyareti sırasında açıkladığı, Şanlı Urfa'da üç dini bir araya getirecek bir okul açma düşüncesinin de ABD'de hazırlanan planlar doğrultusunda değerlendirilmesi gerekiyor. Kurtuluş Savaşı'nda İstanbul'da faaliyet gösteren Misyonerler ile İslamcılar'ın işbirliği incelenirse, günümüzdeki senaryolar daha iyi anlaşılacaktır.".

8. Fitnetullah’ın Okulları CIA İstasyonlarıdır: Fitnetullah’ın okulları Türki Cumhuriyetlerde ve Rusya’da CIA istasyonu ve öğretmenleri ajan olduğu gerekçesiyle bir bir kapatılmaktadır. Türkçe’nin göstermelik olarak ancak hazırlık döneminde ders olarak verilmekte, insanları kandırmak için, Türkçae olimpiyatları düzenlenmektedir. Hazırlıktan sonra bu okullarda tümüyle ABD milli eğitiminde görevli olmayan sözde öğretmenler tarafından İngilizce eğitim verilmektedir. Böylece o ülkelerde kendi anadillerinden koparılmış ve kendi vatanlarına ihanet edebilecek gönüllü ajanlar yetiştirilmesi amaçlanmaktadır.

9. Dinlerarası Diyalog, Fethullah Gülen'in CIA ile ilişkilerini sürdürmede kullandığı örtünün adıdır: CIA denetiminde yürütülen bu faaliyetin ilk başarılı örneği Moon tarikatıdır. 1951'de Kore'yi işgal eden ABD, Güney Kore'yi sömürgeleştirirken, sömürgeleştirmenin aracı olarak bir de Hıristiyan tarikatı kurdu. CIA'nın misyonerleri, bu tarikatı kullanarak Güney Kore nüfusunun yüzde 40'ını, Budistlikten vazgeçirip Hıristiyan yaptılar. Resmi adıyla söylersek; Birleştirme Kilisesi. (…..) Bahailerin sözde üç dini birleştirme amacına da ne kadar uygun düştüğünü görülür.
İlteriş Kağan
İlteriş Kağan
Yazışmalık Yöneticisi


Yazışmalık Yöneticisi


Fethullah ermenidir Turkey10
Fethullah ermenidir Gencat10
Fethullah ermenidir Pro10
Yaş Yaş : 43
Cinsiyet Cinsiyet : Erkek
Nerden Nerden : Turan
Lakap Lakap : ©ﻕΞתς яΞiS
Doğum Tarihi Doğum Tarihi : 01/10/81
 Atsız´ın hangi kitaplarını okudunuz? Atsız´ın hangi kitaplarını okudunuz? : Hepsini Okudum
İletiler: İletiler: : 5564
Üyelik Tarihi Üyelik Tarihi : 06/01/09
Fethullah ermenidir Pro1010
Fethullah ermenidir 290407


Fethullah ermenidir Ile10

https://ilteris.forum.st/

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

ok “İlluminati’nin İslami ayağının başında Fethullah Gülen var”

Mesaj tarafından İlteriş Kağan Ptsi 17 Ekim 2011 - 1:36

lluminati örgütüne üye olan L.Z, dün bir kısmını yayınladığımız röportajın devamında İslami İlluminati örgütüyle ilgili çarpıcı açıklamalar yapıyor. L.Z, İlluminati’nin İslami ayağının başında Fethullah Gülen’in olduğunu söylüyor. İşte, JÖNTÜRK farkıyla L.Z.”nin ifşaatlarıyla İlluminati’nin İslami tarafı:

Fethullah ermenidir Müslüman


İtalyan bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen ve İlluminati örgütüne üye olan L.Z.’nin hayatı evlendikten sonra değişmiş. Önde gelen Sufi bir ailenin kızı F.S ile evlendikten sonra

“Mevki olarak oldukça yükseldiğim İlluminati örgütünde kara büyü ritüelleri, zihin okuma seansları ve kapalı odalarda işkence olayları olduğunu öğrendim. Bunlara karşı çıktım. Herşeyi bırakıp Norveç’e kaçtım. Ancak örgüt peşimi bırakmadı. Sürekli tehdit edildim. Bu esnada İlluminati’nin önemli isimlerinden Vatikan üyesi Thomas Michel, S.J Norveç’e geldi ve benimle görüşüp, örgüte dönmemi istedi. Reddettim ve de tehdit edildim. ”


Fethullah ermenidir 5

L.Z. ve Vatikan’ın önemli isimlerinden Thomas Michel (Bu isme dikkat)!
L.Z. daha sonra Norveç’te tanıştığı önde gelen Sufi ailelerinden birinin kızı olan F.S ile hayatını birleştirmiş. L.Z. bu dönemi “Eşim sayesinde müslümanlarla tanıştım. Hatta Müslümanlığı seçip Müslaman ismi aldım. Bir çocuğumuz oldu. ” şeklinde anlatıyor.
L.Z. Müslüman İlluminati örgütü ile tanışmasından sonra başına gelenler ile ilgili şunları söylüyor:

“Eşimin de yönlendirmesiyle Gülen Hareketi ile tanıştım. Fikirlerime uyduğunu düşünerek bu harekete katılmaya karar verdim. İlluminati örgütünden kurtulduğumu düşünüyordum. Ancak sonra yaşadığım bir olay hayatımı değiştirdi ve Gülen Hareketi’nin İlluminati’nin Müslüman kanadını oluşturduğunu öğrendim. Müslüman İlluminati örgütüne kabul edilmemin de eşim F.S. aracılığı ile bana oynanmış bir oyun olduğunu anladım. Böylece çevremi kullanarak Norveç’te Müslüman İlluminati’nin gücünü arttırmak istemişlerdi. ”


L.Z. şöyle devam ediyor:
“İlluminati’nin Müslüman kanadının başında bulunan Fettullah Gülen’den sonra ikinci isim Zaman gazetesi yazarı Abdullah Aymaz’dır. Norveç’te bir evde Abdullah Aymaz’ın katıldığı gizli bir toplantı gerçekleştirdik. Bu toplantıda çekilmiş bir fotoğrafı internet sitemde yayınlamam büyük olay oldu. Çünkü örgüt yöneticilerinin toplantılarda çekilmiş fotoğraflarını yayınlayamazsınız. Sitem anında hacklendi. Norveç polisi tarafından tutuklandım. Norveç gizli servisi de kanunlara aykırı olmasına rağmen bilgisayarım ve cep telefonuma el koydu.”

Abdullah Aymaz’ın neden kendisiyle fotoğraf çektirdiğine de L.Z. şöyle açıklık getiriyor:
Fethullah ermenidir 6

“Dikkat ettiyseniz Aymaz’ın birileriyle çekilmiş fotoğrafı neredeyse hiç yoktur. Ancak Aymaz, İtalya’da 33. derece Mason olan Gabriele Mandel Khan’ın Papa ile birlikte bu toplantıyı takip ettiğini biliyordu. İtalya’daki Sufi Cerrahi-Halveti dergahının başında bulunan ve yüksek derece Müslüman İlluminati yönetici olan Gabriele benim arkadaşımdır. Aymaz ile ilk tanıştığımızda Gabriele’nin arkadaşım olduğunu söylemiştim. Bu yüzden benimle fotoğraf çektirmekte sakınca görmedi. Ancak fotoğrafın herkesin görebileceği bir yerde yayınlanması hem Müslüman hem de Katolik İlluminati yöneticilerini rahatsız etti.”

L.Z. Abdullah Aymaz ile… L.Z., bu gelişmeler üzerine Fethullah Gülen’i eleştirmeye başladığını, bunun üzerine de karısının, oğullarını alarak kendisini terkettiğini söylüyor.

L.Z. Türk eşi ve çocuğuyla mutlu günlerinde…
Müslüman İlluminati’nin Türkiye yapılanmasından da bahseden L.Z. şöyle konuşuyor::
“Müslüman İlluminati’nin başında Fettullah Gülen bulunuyor. Türkiye’yi ise Abdullah Aymaz kontrol ediyor. Fethullah Gülen’in Papa ile yaptığı görüşme İlluminati tarafından organize edilmiştir. Bu toplantıya Abdullah Aymaz ve beni Norveç’te İlluminati örgütüne tekrar dönmem konusunda tehditlerle ikna etmeye çalışan Vatikan’dan Thomas Michel de katılmıştır.Bu görüşme ile İlluminati’nin İslami ayağı oluşturulmuştur. Böylece, Vatikan’daki Jesuitler olarak bilinen Katolik İlluminati ile Fethullah Gülen grubunun temsil ettiği İslami İlluminati arasında sıkı ilişkilerin kurulması hayata geçirilmiştir.


Başbakanınız ve Cumhurbaşkanınız Aymaz’dan aldığı talimatları yerine getiriyor. Recep Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül Aymaz’ın istekleri dışında hareket edemezler. Türkiye’de son dönemde yaşanan karışıklıkları, tutuklamaları, basının susturulmasını bir düşünün. Bunları kim organize ediyor. Tabii ki, İlluminati…”
Türkiye ve Ortadoğu’da yaşanan son gelişmelere de değinen L.Z. “Bu yaşananların hepsi önceden planlanmıştır. İlluminati yeni dünya düzeni kurmak için yıllardır yapılanıyor. Artık birçok ülkede etkin olmaya başladılar. ABD, Türkiye ve İsrail gizli servislerine kadar sızmayı başardılar. Onlardan habersiz birşey yapmanız neredeyse imkansız. Ancak İran, Rusya Suriye gibi ele geçiremedikleri bazı ülkeler var. Arap Baharı’nın patlak vermesi ile buraları da yavaş yavaş ele geçiriyorlar” diyerek örgütün gücüne vurgu yapıyor.


Örgütün güçlenmek için uyuşturucuya büyük önem verdiğini de söyleyen L.Z. son olarak şu açıklamayı yapıyor:


“İlluminati uyuşturucu sayesinde insanların beyinlerini yıkıyor. Doğru düşünmelerini ve çevrelerinde olup bitenlerini analiz etmelerini engelliyor. Ayrıca uyuşturucu ticareti ile milyarlarca dolar kazanıyorlar. Uyuşturucu ticaretinin kendi tekellerinde olması için hükümetleri kullanarak çetelerle mücadele ediyorlar.”
GELECEK YAZI: İLLUMİNATİ’NİN KUDÜS VE MEKKE’Yİ İÇİNE ALAN PLANI NE, 2012 İLLUMİNATİ İÇİN NEYİ TEMSİL EDİYOR, İLLUMİNATİ III. DÜNYA SAVAŞI’NI ÇIKARACAK MI?


En son İlteriş Kağan tarafından Ptsi 17 Ekim 2011 - 2:04 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
İlteriş Kağan
İlteriş Kağan
Yazışmalık Yöneticisi


Yazışmalık Yöneticisi


Fethullah ermenidir Turkey10
Fethullah ermenidir Gencat10
Fethullah ermenidir Pro10
Yaş Yaş : 43
Cinsiyet Cinsiyet : Erkek
Nerden Nerden : Turan
Lakap Lakap : ©ﻕΞתς яΞiS
Doğum Tarihi Doğum Tarihi : 01/10/81
 Atsız´ın hangi kitaplarını okudunuz? Atsız´ın hangi kitaplarını okudunuz? : Hepsini Okudum
İletiler: İletiler: : 5564
Üyelik Tarihi Üyelik Tarihi : 06/01/09
Fethullah ermenidir Pro1010
Fethullah ermenidir 290407


Fethullah ermenidir Ile10

https://ilteris.forum.st/

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

ok İşte İlluminati’nin Mekke ve Kudüs’ü içine alan şifreleri!

Mesaj tarafından İlteriş Kağan Ptsi 17 Ekim 2011 - 1:53

İlluminati’nin üst düzey isimlerinden L.Z., son olarak örgütün inanışları ile ilgilili bilgileri de JÖNTÜRK’le paylaştı. Şabat yılı, Mesih’in geri dönüşü, Kudüs ve Mekke’nin önemi gibi İluuminati’nin şifrelerini oluşturan konular hakkında konuşan L.Z., örgütün 2012 yılına çok büyük önem verdiğinin altını özellikle çizdi. İşte L.Z.’nin örgütün inanışları hakkında söyledikleri…

Fethullah ermenidir Illuminati

Konuşmalarına İbrahim ve Mekke’de bulunan Siyah Taş’ı anlatarak başlayan L.Z. şunları anlatıyor:
“İbrahim ve Siyah Taş’ın hikayesine baktığımızda, taşın cennetten geldiğini söyleyebiliriz. Taşın dünyaya indikten sonra siyaha büründüğü ve cennetin ışıklarından oluştuğuna inanılıyor. Düştüğü yerin İbrahim’e Kabe’yi inşa etmesi gereken yer anlamında bir işaret olduğunu söylenir.


Cennet ile yer yüzünün bağlandığı bir diğer obje de Atlantis’tir. Bilgeliğin tanrısı olan Atlantisli Thoth, yıldızlardan dünyamıza inmiştir. Thoth’un geldiği yerin koordinatları Büyük Piramit’in planları ile bire bir uyuşmaktadır. Ayrıca masonlar için çok önemli bazı kodlar da Thoth’un ismi ile bağdaştırılıyor.”

L.Z. Kudüs ve Mekke’nin İlluminati için öneminyle ilgili olarak da unları söylüyor:


“Thoth, Sirius yıldız takımının Galaksi ile önemini ortaya koyan kodlar veriyor. Kudüs ve Mekke bu kodların çok önemli bir yerinde. Bu kodlardaki Siyah Küp Mekke’yi, Yıldız Küp de Kabe’yi hizalıyor. İkisi arasındaki merkez noktasında ise Suudi Arabistan’ın Cidde kenti yakınında Aslan Kalp bulunuyor.


Mekke’de bulunan Siyah Küp 666, Kudüs ise 999 sayısını bünyesinde barındırır. Aslan Kalp, Siyah Küp ve Sirius yıldızı 2012 yılında birleşerek bir kapı açılacak. Bu kapının madde ve ruhu ayıracağına inanılıyor.”


Fethullah ermenidir Illuminati16

Mesih’in de 2015 yılına kadar dünyaya geleceğine inanıldığını söyleyen L.Z. konuşmasını şöyle tamamlıyor: “Bütün hesaplamalar Mesih’in 2015 yılına kadar yeryüzüne ineceğini gösteriyor. İnanışlarda 2019, 2026 ve 2027 yılları Şabat yılları olarak adlandırır. Mesih’in şahitler huzurunda okuyacağı kanunun bu yıllarda insanlara ulaştırılacağı düşünülüyor. Mesih yedi döngüyü 2019 yılında tamamlayacak. Yedi döngüyü tamamlamak için 1263.5 gün önce dünyaya inmesi beklenen Mesih’in bu nedenle 2015 yılına kadar dünyaya ineceğine inanılıyor. İlluminati işte bu inanışta ve her attığı adımı bu görüşlere göre hesaplayarak atıyor. Bu nedenle Ortadoğu İlluminati için çok önemli. ”


NOT: İlluminati’nin işareti olarak kabul edilen ABD Dolarının üzerindeki sembol, L.Z.’nin anlatıları ile bire bir örtüşüyor. Semboldeki alt kısım mekke’yi, üst kısım Kudüs’ü temsil ediyor. 2012 yılında açılacağı düşünülen kapı ile Mekke ve Kudüs’ün, Cidde kentlerindeki nokta üzerinde Sirius gezegeniyle aynı hizaya gelmesi bekleniyor. İlluminati’ye göre bu hizalanma ruhu bedenden ayıracak kadar güçlü gelişmelere (kaos) yol açacak.


http://jonturk.com/blog/2011/10/10/iste-illuminatinin-mekke-ve-kudusu-icine-alan-sifreleri/
İlteriş Kağan
İlteriş Kağan
Yazışmalık Yöneticisi


Yazışmalık Yöneticisi


Fethullah ermenidir Turkey10
Fethullah ermenidir Gencat10
Fethullah ermenidir Pro10
Yaş Yaş : 43
Cinsiyet Cinsiyet : Erkek
Nerden Nerden : Turan
Lakap Lakap : ©ﻕΞתς яΞiS
Doğum Tarihi Doğum Tarihi : 01/10/81
 Atsız´ın hangi kitaplarını okudunuz? Atsız´ın hangi kitaplarını okudunuz? : Hepsini Okudum
İletiler: İletiler: : 5564
Üyelik Tarihi Üyelik Tarihi : 06/01/09
Fethullah ermenidir Pro1010
Fethullah ermenidir 290407


Fethullah ermenidir Ile10

https://ilteris.forum.st/

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

ok ATSIZ'ın oğlu Buğra ATsız'dan VAKİT'e Cevap

Mesaj tarafından İlteriş Kağan Ptsi 24 Ekim 2011 - 23:41

NÛRCULUK DENEN MÂNEVİYÂT ÇÖPLÜĞÜ

II

Câhillikten başka hiçbir sıfatı olmayan bu Nûrcu tâ’ifeye mensûb olduğu anlaşılan Ali İlbey adındaki zavallı aklı sıra Kemalistleri ve Atsızı hedef alarak hem Atatürke hem de Türklere ve Türkçülüğe saldırıyor, hem de olmayan zekâsıyla Kürd Saîdin propagandasını yapıyor. Keşke kendisine böyle bir yazı yazmasını emredenler daha zekî birini seçselerdi. Ama tabiî henüz Beşerî Gelişme Endeksine bile dâhil edilmesi mümkün olmayan bir gürûhtan bunu beklemek abes olurdu.



Demokrasi fikir hürriyeti olmaktan çıkıp ipe sapa gelmez fikirlerin hürriyeti olduğu zaman işler yolundan çıkar. Bilindiği üzre demokrasilerde nitelik (quality) değil, nicelik (quantity) aranır. Demokrasilerin kudret ve güzelliği, siyâsî irâdenin meseleleri tekrar yoluna sokmaktaki mahâretidir diyenlere söyleyecek söz bulamayız, ama eğer o siyâsî irâde de ipe sapa gelmez fikirlerin batağına, biraz da politik hesaplarla millî olmayan kuvvelerce itilerek saplanmışsa, ortada büyük bir problem var demektir. Buna başka bir münâsebetle belirttiğim gibi bir de demokrasilerin gitgide bir avâm hâkimiyeti hâline gelmesiyle zekâ ve seviyenin de düşmesi katılırsa, durumun fecâati daha belirgin bir şekilde ortaya çıkar. İpe sapa gelmez fikir derken elbette dini değil, ama onun zekâ ve seviyenin düşmesi sonucu siyâsîleştirilerek dejenere edilmiş hâli olan Nûrculuğu kasd ediyorum. En ilkel toplumlarda bile var olan din, insanların akıl ve bilimde ilerlemesi ile daha aklî olmuş ve çok Tanrıdan başlayarak daha az Tanrıya doğru gerileyerek son olarak tek Tanrıda karâr kılmış ve bazılarına göre de tek Tanrı ile gerçek sayısına iyice yaklaşmıştır. Din müessesesini artık ilim ve teknolojinin her alanda hâkim olduğu 21. yüzyılda aklın kabûl edemeyeceği hurâfelerden, saçma inançlardan arındırarak tamâmen şahsî vicdan meselesini hâline getirmek, tartışma konusu olmaktan çıkarmak ve din hakkındaki yazıları sâdece konunun uzmanı olan kişilere bırakmaktan başka çâre kalmamıştır. Yoksa kara câhil bir Kürdün başlattığı Nûrculuk ve benzeri tarîkatler vasıtası ile Türkiyenin altı oyulmakta ve çökertilmeye çalışılmaktadır. İlkel bağnazlıkları ile altını oydukları Türkiye çöktüğü zaman enkâzın altında kendilerinin de kalacaklarını fark edemeyecek kadar ahmak olan bu tâi’fenin şimdiyedek verdiği zarâr herhâlde fecâat sınırlarını çoktan aşmış olmalı. Maalesef bu ahmaklığa kendi kültürünün yok olduğunu fark etmeyen binlerce Türk ortak olmaktadır. Bunun en belirgin sebeblerinden biri milletleri millet yapan ortak bir birleştiricinin, yâni bir ülkünün olmamasıdır, yâhut da var olanın yok edilmiş olmasıdır. O ülkü olmayınca da yerini ipe sapa gelmez fikirlerin doldurması kaçınılmaz olur. Bu her millet için geçerlidir. Nûrculuk denen hezeyân işte bunlardan biridir.



Pekiyi, Nûrculuk nedir? Nûrcular kimdir? Nûrcular, aralarında avam tabakasından aydına kadar içinde her türlü adamın bulunduğu, Saîd-i Nursî adında bir câhil Kürdün peşine takılmış bir gâfil sürüsüdür. Nûr risâlesi talebeleri adı verilen bu sürü, Kürd Saîdin Kürd hammal Türkçesiyle yazdığı risâleleri toplanıp okuyan ve “aydınlandığını” sanan bir zavallılar yığınıdır. Şafiî mezhebinden olan bu ?? kendisine Bedîüzzamân, yâni zamanların hârikası demekte, mürîdleri de onu bu adla yüceltmektedirler. Adamda tevâzû denen kavram hak götüre. Zâten hayatını inceleyenler bu kör câhil Kürdün kendisine ne yalanlar ve dolanlarla, ne gibi sahtekârlıklarla ne pâyeler biçtiğini hemen göreceklerdir. İlgilenenlere önce Turan Dursun’un kitabı “Müslümanlık ve Nûrculuk”, Istanbul, 1996, Kaynak Yayınları ile Yeni Hayat dergisinin kasım, aralık 1996 nüshaları ile şubat, mart 1997 nüshalarında Bilge Orhonlu’nun Nûrculuk hakkındaki bir dizi makalesini tavsiye ederim. Onun için hayâtı hakkında burada teferruâta girmeyi gereksiz buluyorum. Ama iki husûs önemlidir.



Birincisi Kürd Saîd’in tımarhâneye girmiş olması, ki bunu kendi ifâdesinden biliyoruz. Kürd Saîd 1907 yılında Istanbula ikinci gelişinde Abdülhamîd’e hitâben saraya bir dilekçe verir. Dilekçede kullandığı ad da tevâzûa lüzûm görmediği için Molla Saîd-i Meşhûrdur. Bu dilekçe Şark ve Kürdistan gazetesinin 19 Teşrîn-i Sânî [kasım] 1908 târihli ilk nüshasında yayınlanmıştır. Adında Kürdistan kelimesi geçen bu yayın organının daha ilk sayısında yazısının tanıtımında Bedîüzzamân Molla Saîd Efendi Hazretleri olarak takdîm edilen Kürd Saîd’in ??çü çekirdek bir kadronun içinde yer aldığı belli oluyor (Malmîsanij, Saîd-i Nursî ve ?? Sorunu, Istanbul, 1991, s. 84, Doz Yayınları). Dilekçesinde Türkiyenin doğusundan Kürdistan diye bahs eden Saîd, her ne kadar Kürdistanda okullar açılmış ise de gönderilen öğretmenler Türkçe ders verdiklerinden bundan sâdece Türkçe bilenlerin faydalandığını, bölge halkının ??çe konuşanlarına bu okulların bir faydası olmadığını, buralarda Kürtler için de okullar açılmasını ve ??çe eğitim yapılmasını teklif ediyor. Yâni bölge halkını Türkler ve Kürtler diye ayırarak ?? ırkçılığı yapıyor. O günden bu güne isteklerde değişen bir şey olmadığının göze çarpması ise ayrı bir konu. Tek fark, ?? Saîd’in bu dilekçe üzerine emr-i şâhâne ile tımarhâneye gönderilerek müşâhede altına alınmış olmasıdır. “Nasıl ki zamân-ı istibdâtta tımarhâneye düştüm, dîvânelerin hükmüne konuldum...........ben dîvâneliği kabûl ettim. Şâhit olunuz ki, böyle akıldan istifâ ediyorum, dîvâneliğimle iftihâr ediyorum. Ey Kürdler, tımarhâneyi bunun için kabûl ettim. Kürdlüğü lekedâr etmemek için irâde-i pâdişâhiyi, maâşını, ihsân-ı şâhâneyi kabûl etmedim” (İsmâil Göldaş, Kürdistan Teâli Cemiyeti, Istanbul, 1991, Doz yayınları, s. 30). Saîd burada da kendine pay çıkarmaya çalışarak pâdişâhın kendisine başlamak istediği maâşı red ettiğini söylüyorsa da bunun söz konusu olması mümkün değildir. Meczûb yerine koyarak onu tımarhâneye sokan kuvvet her hâlde kendisine bir de maâş bağlayacak değildi. Şimdi gelin bu tımarhânelik zırdelinin yumurtladığı nânelerden bir kaçına bir göz atalım:



- Risâle-i Nûr düşmanları teslim olmak zorunda bırakan elmas bir kılıçtır.

- Risâle-i Nûr girdiği yerleri mübâreklendirmiş, bu arada bir ilimizi, yâni Ispartayı mübâreklik makâmı kazandırmıştır. (Cümle düşüklükleri bana âit değildir.) Eski zamanların mübârek kenti Şâm-ı Şerîfin mübârekliği Risâle-i Nûr vasıtası ile Ispartaya nasîb olmuştur. ......... Onun için bu vilâyetin bütün insanları, hattâ dinsizleri bile beni ve Risâle-i Nûru savunmak zorundadırlar.

- Risâle-i Nûr Kurânın bir aynasıdır. Bir mûcize durumundadır.

- Ölüm hakîkatinin muammâsını yalnızca Risâle-i Nûr çözmüştür.

- Nûr risâleleri içinde bâzıları birer hârikadır.

- Risâle-i Nûrun bölümlerinden bâzıları altı saatte yazıldıkları hâlde en güçlü dindâr filosoflar o parçaları altı günde bile yazıp meydana getiremezler.

- İkinci Dünyâ Savaşına katılmamızı önleyen Risâle-i Nûr olmuştur.

- Diğer yaratıklar nasıl Risâle-i Nûr ile ilgileniyorsa, kuşlar da ilgilenir elbet onunla.... Kuşlar Risâle-i Nûru başarılarından dolayı tebrîk edip alkışlarlar.

- Risâle-i Nûr çekirgelerden, serçelerden, güvercinlerden, kısacası hayvanlardan (hayvan kelimesinin tefsîrini okuyucunun muhayyelesine bırakıyorum. B. A.) başka yer küresini, hattâ hava tabakasını bile kendisiyle meşgûl etmektedir.

- Risâle-i Nûr Kurân-ı Kerîmin en hakîkî tefsîridir.

- Risâle-i Nûrdan alınan bilgiler, onu yazarken akıtılan mürekkebler, şehîtlerin kanından daha üstündür. Risâle-i Nûra yapışmak sûretiyle Peygamberin yolundan gidenler, şu fesat zamânda yüz şehît sevâbından daha çok sevâb kazanırlar.

- Risâle-i Nûru okumak ya da yazmak, âlim olmak için yeterlidir. Başka şey istemez.

- Risâle-i Nûra itîrâz edilemez. Yapılacak bir itîrâz en ulu kişilerden, Kutb-u Âzamdan da gelse aldırış edilmemelidir.



Bu ve benzeri saçmalıkları uzatmak mümkün. Yukarıdaki incileri (!) Tûran Dursun’un adı geçen eserinin 40 ilâ 62. sayfalarınan rastgele aldım. Yazar belli ki söylenenleri daha anlaşılır hâle getirmek için çetrefil ?? hammal Türkçesiyle yazılanları sâdeleştirmiş. Dursun kitabında ?? Saîdin çelişkilerini, mürîdlerinin bu câhil deliyi ne için ve nasıl övdüklerini vs. ayrıntılarıyla anlatmaktadır. Nûrculuğun ne mene bir ahmaklık olduğunu öğrenmek isteyenler için vaz geçilmez bir kitaptır, şâyân-ı tavsîyedir. Sâdece bir misâl olsun diye Tûran Dursunun kitabının 13 sayfasında ?? Saîd için söylediklerini tekrâr etmek kâfidir sanırım:



“Saîd-i Nursîyi kısaca anlatmak gerekirse şöyle denilebilir; Saîd-i Nursî, karanlık emellerini gerçekleştirmek için dînimizi âlet eden, gerçekte dînin temel ilkelerine bile inandığı şüpheli olan riyâkâr bir insan olarak yaşamış ve hayâtının sonuna kadar bu tutumunu sürdürmüştür”.



İkinci önemli husûs ise ?? Saîdin bir ?? milliyetçisi olduğudur. Bu adamın 1327 (=1909) yılında Istanbul Vezîr Handa bulunan İkbâl-i Millet Matbaâsında basılmış “İki Mekteb-i Musîbetin Şahâdetnâmesi Yâhut Dîvân-ı Harb-ı Örfî ve Saîd-i Kürdî” adlı 48 sayfalık bir eseri vardır. Kendisi de burada ayrıca ?? olduğunu açıkça belirtmektedir. Eserin editörü de Kürdîzâde Ahmed Râmizdir. Eserin hâtime kısmı ?? Saîdin nasıl ?? milliyetçiliği yaptığını göstermesi bakımından ilgi çekicidir. Her zamân olduğu gibi çapraşık ve ağdalı bir dille yazılmış olan bu kısım şöyledir:



“Ebnâ-i cinsime (soydaşlarıma) burada birkaç söz söylemezsem, bence bahs nâtamâm (eksik) kalır. Ey Âsûrîler ve Keyânîlerin cihângîrlik zamânında pişdâr, kahramân askerleri olan aslan Kürtler! Beşyüz senedir yattınız. Yeter artık. Uyanınız. Sabahtır. Yoksa sahrâ-i vahşette vahşet ve gaflet sizi yağma edecektir. Hikmet-i ilâhî denen makine-i âlemin nizâmı ve telgraf hattı gibi umûm âleme mümted ve müteşâib kânûn-i nûrânî-i ilâhînin müessisi olan hikmet-i ilâhî ufk-ı ezelden engüşt-i kaderi kaldırmış size emr ediyor ki, tefrika ile katre katre müteferrik su gibi zâyî olan hamiyyet ve kuvvetinizi fikr-i milliyetle tevhîd ve mezcederek zerrâtın câzibe-i cüz’iyyeleri gibi câzibe-i umûmî-i millî teşkili ile ?? gibi bir kütle-i azîmi küre gibi tedvîr ederek şems-i şevket-i islâmiyye ve Osmâniyyenin mevkîbinde bir kevkeb-i münevver gibi câzibesini ittibâ ile muvâzene ve âheng-i umûmiyyeyi muhâfaza ediniz.....”



Bu lâf kalabalığı böylece devâm edip gidiyor. Türkçesi kısaca şöyle:



“Ey Âsûrlular ve Ahemenîdlerin cihângîrlik zamânında onların öncüleri ve kahramân askerleri olan aslan Kürtler! Beşyüz yıldır yattınız. Yeter artık. Uyanınız. Sabahtır. Yoksa vahşet ve gaflet sizi vahşet sahrâsında yağma edecektir. İlâhî hikmet denilen, âlem makinasının nizâmı ve telgraf hattı gibi bütün âleme dalbudak salan Tanrının nûrlu kânûnunun kurucusu olan ilâhî hikmet ezel ufkundan kader parmağını kaldırmış size emr ediyor ki, ayrılık gayrılıkla damla damla dağınık sular gibi boşa giden hamiyet ve kuvvetinizi milliyet fikri ile birleştirip kaynaştırarak zerrelerdeki küçük câzibelerden bir umûmî ve millî câzibe teşkîli ile Kürtler gibi büyük bir kütleyi dünyâ gibi döndürerek İslâm ve Osmânlı şevket güneşinin mevkîbinde parlak bir yıldız gibi câzibesine uymakla muvâzeneyi ve umûmî âhengi muhâfaza ediniz”.



Bu acemîce bir araya getirilmiş lâf salatasının daha başında anlaşılacağı üzere ?? Saîd bütün Kürtleri ?? milliyetçiliği fikri etrâfında birleşmeye çağırmaktadır. Yazının devâmı okunduğunda da başka bir anlam çıkarmak mümkün değildir. Bu tevîl ve tefsîr edilemeyecek kadar açıktır. Yâni ?? Saîdin bir İslâmcı değil, bir ??çü olduğunu anlamamak için ahmak veyâ hâin olmak gerekmektedir. Eğer Atsızın 7 Mart 1964 târihli Ötüken dergisinin 109. sayısında neşr edilmiş olan “Nûrculuk Denen Sayıklama” isimli makâlesinde de ifâde ettiği gibi ?? Saîdin amacı geri kalmış Kürtleri kalkındırmak olsa idi, o zamân ‘Bilgi sâhibi olun, okuyun’ vs. demekle yetinir, kimsenin de buna bir îtirâzı olmazdı. Ama sen kalkacaksın, ilkel bir dil olan ??çeyi edebî bir dil olan Türkçeye karşı tavsîye edeceksin, meşrûtiyetin memlekette sebeb olduğu sarsıntıdan ve otoritenin gevşemesinden istifâde ederek kendi cemâat gâyelerini gerçekleştirmek isteyen Hristiyan tebaalar gibi bir Müslümân kardeş (!) olarak imparatorluğun bütün yükünü ve çilesini çekmiş olan Türkleri arkadan vurmaya çalışacaksın, kendine târih ve şeref uydurma ihtiyâcında olan bütün ilkel cemâatler gibi bir roman kahramânı olan Zâloğlu Rüstem ve sâdece anası ?? olan Selâhâddîn Eyyûbîyi birer ?? kahramânı diye empoze etmeye çalışacaksın, Kürtlerin mevhûm meziyetlerini ileri süreceksin ve onlara devlet kurdurmaya çalışacaksın, devletin buna müsaade etmeyeceğini anlayınca da 180 derece çark edip Saîd-i Kürdî adını Saîd-i Nursî yaparak Nûr Risâleleri diye cehlin ve taassubun örneği olan karalamalarla bir dîn mürşîdi olmayı başaracaksın. Bravo doğrusu!



Fakat sahtekârlık burada bitmiyor. Yukarıda kısaca ilk paragrafını verdiğimiz hâtimenin Sözler Yayınevi tarafından yayınlanan 1960 ve 1978 baskılarındaki metin ilk metinden farklıdır. “Ebnâ-i cinsime” olmuş size “Vatandaşlarıma ve kardeşlerime”, “Ey Âsûrlular ve Ahemenîdlerin cihângîrlik zamânında onların öncüleri ve kahramân askerleri olan aslan Kürtler!” olmuş size “Ey eski çağların cihângîr Asya Ordularının kahramân askerlerinin ahfâdı olan vatandaşlarım ve kardeşlerim”, orijinaldeki 4. paragraf tamâmen kaldırılmış, 6. paragraftaki “Rüstem-i Zâl ve Selâhâddîn Eyyûbî gibi ?? kahramânlarıyla” lâfı, felâket bir zırvalama ile olmuş size “Selâhâddîn Eyyûbî ve Celâleddîn Harzemşâh ve Sultân Selîm ve Barbaros Hayreddîn ve Rüstem-i Zâl”. Yâni Nûrcular zırvayı bile tevil ederek dansözlere dil ısırtan bir kıvırtmayla cibiliyetlerinin, ahlâklarının ve müslümânlıklarının (!) gereğini hakkıyla yerine getirmişlerdir.



Bu arada ?? Saîdin İkinci Meşrûtiyetten sonra İttihâd ve Terakkî içine girmeye çalışmasını da söylemek gerekir. Bundan maksad tabiî tarafdâr olması değil, hayâl ettiği Kürdistan için bir takım haklar elde etmekdi. Aynı zamânda da Abdülhamîde muhâlif bir harekete katılmış olmakdı. Saîd daha o zamân ırkçılığını yakınlaşmalarıyla ortaya koymaktadır. Abdullah Cevdete yakınlığı ve Ziyâ Gökalpe mesâfesi bunun bir tezâhürüdür. Saîdin Şark ve Kürdistan, ?? Teâvün ve Terakkî Gazetesi, Volkan, Tanîn, Serbestî, Mizân, Misbah gibi gazetelerde Kürtler hakkında epey yazı yazdığı bilinen bir gerçektir. Yâni ?? Saîdin herkesin inandırılmaya çalışıldığı gibi bir dîn âlimi filan değil, düpedüz bir ??çü olduğunu her fırsatta tekrâr etmekte fayda var. Netekim kendini yakın hissettiği Abdullah Cevdet, ?? Teâvün ve Terakkî Cemiyyeti adı altında başlayan harekete daha Mısırda iken ?? Saîdin Meşrûtiyet sebebiyle verdiği hutbeleri İctihâd Matbaâsının Istanbul şubesinde bastırarak destek vermiştir. Şükrü Hanioğlu “Bir Siyasal Düşünür Olarak Doktor Abdullah Cevdet ve Dönemi” (Istanbul, 1982, Üçdal Neşriyat) isimli kitabının 315inci sayfasında şöyle demektedir: “Ayrıca siyasal ve felsefî açıdan Abdullah Cevdetin uyuşmasının imkânsız olduğu Said-i Kürdî gibi bir kişiye yardımcı olmasının tek nedeni de bu boyut – Hanioğlu burada etnik boyutu kasd etmektedir. B. A. – olarak ortaya çıkmaktadır. Tabiî ki Kürtlüğünü her dâim ön plana çıkaran Saîd, Ziyâ Gökalpe düşmanlık besleyecek ve ‘Bir kelle soğanı bir Kızılelmaya değişmem’ cevherini yumurtlayacaktır (Göldaş, age, s. 31). Türk düşmanlığı eğer böyle ifâde edilmeyecekse, daha nasıl ifâde edilecektir, bilemem.



Saîd-i Kürdîyi 21. asrın en büyük İslâmî düşünürü zanneden bâzı Bâb-ı Âlî geri zekâlılarını bir yana koyalım, Şerif Mardin gibi profesörlerin dahî Özdemir İncenin Hürriyetteki 9 Nisan 2008 târihli makalesinde kullandığı isâbetli tâbirle, bu câhil Kürde “kitaplarıyla kalfalık etmeleri” her türlü ilmî ahlâka aykırı olduğundan maâdâ utanç vericidir. Profesör Mardin bu Kürdü bir filozof, bir dîn âlimi olarak takdîm etmektedir. Eğer Şükrü Hanioğlunun bahs ettiği etnik boyut burada da bir rol oynamakta ise takke düşmüş, kel görünmüştür.



Bundan gayrı hükûmetin başının demokrasi açılımı adı altında başlattığı ve benim şahsen henüz anlayamadığım “süreç” hakkında konuşurken Saîd-i Kürdîyi de anmış ve bu Kürdün adı geçer geçmez ortalığı bir alkış tûfânı kaplamış. Uzun yıllardır Kanadada yaşadığım için biliyorum; bizim Eskimo dediğimiz ve Kanadanın kuzey kesimlerinde yaşayan yerliler köpeklerini tam olarak doyurmaz, yarı aç bırakırlar (dı). Daha iyi söz dinlesinler diye. Açlığı eğer maddî değil mânevî açlık olarak anlar ve bilgi ve millete mâl olmuş sâir değerlerin topu birden olarak mütâlaa ederseniz, ne demek istediğim açıkça ortaya çıkar.



Pekiyi, hangi dağda ?? (!) öldü de Saîd-i Kürdî 23 Mart 1960da dâr-ı fenâdan dâr-ı bekâya intikâl ettiğinde 19 yaşında bir tıfıl olan Fetullah Gülen Saîd-i Kürdînin yerine nâ’ib tâyin edildi? Kim etti? Neden bu kadar zamân geçsin diye beklenildi? Vs. vs. Fetullah Gülen hakkında epey yazıldı çizildi. Daha da yazılıp çizilecek elbet. Ama hakkında doktora tezi yazılacak kadar bilgi bulunan bu adam hakkında doğru dürüst bir araştırma benim bildiğim kadarıyla yapılmış değil, yapılanlar ise eksik ve yabancı kaynaklı. Onun için neden dini istismâr edip cebini dolduran beyni kefenli softalar yakalanmalarına ramak kala Suûdî Arabistan veyâ başka müslüman ülkelerden biri yerine ya Avrupaya kaçar, ya Amerikaya çok merâk etmişimdir. Batı hakkında mânevî açlık çektiklerinden mi acep?



Asıl şaşılacak nokta bu tarantula suratlıların davranışı değil, çünki onlar cibiliyyetlerinin îcâbını yerine getirmektedirler, ama binlerce, hattâ onbinlerce Türkün bu câhil adamların peşinden gidip onların hâinâne öğreti ve öğütlerine körü körüne boyun eğmeleridir. Saîd-i Kürdînin cehâletini yukarıda açıklamaya çalıştım. Pekiyi de daha ilkokul diploması bile olup olmadığından şüphe edilen diğer bir câhil olan Fetullah Güleni Amerikalı ve Avrupalı sâhiblerinin bir âlim mertebesine yükseltmelerine ve buna kerâmet Batılı ağızlardan işitildiği için dangalakçasına inanan Etrâk-ı bîidrâk tâ’ifesine ne buyurulur? Kanını, soyunu inkâr edenlere veyâ Fetullah gibi buna başka bir devlet eliyle âlet olanlara dünyânın neresinde hoş gözle bakılmıştır? Elbet bir milleti çökertmek için o milletin içinden çıkacak hâinlere ihtiyâc olacaktır. Ve elbet bunlar iplikleri pazara çıktığı zamân hizmetinde bulundukları ülkelere kaçıp sığıntı olarak süflî hayatlarını orada yaşayacaklardır. Bunların doğdukları topraklara dönebilmeleri ancak hizmet ettikleri devletlerin hedeflerine nâil olmalarıyla mümkündür. Bu sapıkların sâdece kanlarından değil, vicdanlarından da şüphe etmek gerekir. Ama tabiî vicdan insanlara mahsûs bir kavramdır.



Uzun lâfın kısası ??çülüğün hizmetinde olan Nûrculuk denen mâneviyât çöplüğünün İslâmiyet ile alâkası yoktur. İslâmiyet asırlar boyu âlimlerini yetiştirmiştir. Dolayısı ile İslâmiyetin ?? hammal Türkçesiyle yazı yazan Saîd-i Kürdî ve Türkçeyi Ermeni şîvesiyle konuşan Fetullah Gülen gibi kerâmeti Amerikadan menkûl İslâm âlimi geçinen maskaralara ihtiyâcı yoktur. Olsa olsa Amerikan dış siyâsetinin Türkiyede hedeflerine varabilmek için kerâmeti Washingtondan menkûl bazı maskaralara ihtiyâcı vardır. Ali İlbeyin bunlara dâhil olduğu belli oluyor.



Makâlesinin başında “Saîd-i Kürdî ile Atsız ile kıyasdan edep ederim” demiş. Elbette edeceksin! Profesör Köprülüye asistanlık yapmış, Zeki Velidî Toganın talebesi olmuş, Türk Târihi ve Edebiyâtı sâhalarında uzman olan birisiyle tımarhâneye girmiş çıkmış hammal kılıklı alelâde bir Kürd kıyâs mı edilirmiş? Aslında aklını İslâmla bozmuş bu zâta cevap vermek bile onu adam yerine koymak olacağından lâfı uzatmaya gerek yok. Sırf siyâsî çıkarları için târihi bile tahrif ederek İslâmdan önceki Türklüğü red eden, agnostik ile deistin anlamlarını bilmeyen, “müslüman olan Türklere Türk denir” denir gibi dangalakça bir ifâde ile müslüman olmayan Türkleri bir çırpıda inkâr eden, pozitivist lâ-dînî Türklük gibi ne idüğü belirsiz bir kavram ortaya atan bir Kürd mürîdine dense dense “sek be-sahrâ” denir. Buradaki asıl niyetim bir müsveddeye karşılık vermek değil, Nûrculuk denen hezeyânın ne olduğunu ortaya koymaktı. Yukarıda yazdıklarım maalesef genellikle bilinmiyor ve bu gerçeklerden habersiz Türk gençlerinin Nûrcu gürûhun yaydığı zehirlerle, yalanlarla, riyâ ve sahtekârlıklarla kafası karıştırılıyor, kendi târih ve kültüründen uzaklaştırılıyor. Bunun getireceği fecî sonuçları hesaplamak için matematik profesörü olmaya gerek yok. Neden Atatürke ve Türklüğe gönül vermiş insanlara saldırdıkları belli olmuyor mu? İt korktuğu tarafa havlar diye bir atasözümüz var. Bittecrübe sâbittir.



Türklük denen ummânı kıçınla kirletemezsin Ali, kafanı sok kafanı.



Dr. Buğra Atsız

23 Ocak 2011-Kanada
İlteriş Kağan
İlteriş Kağan
Yazışmalık Yöneticisi


Yazışmalık Yöneticisi


Fethullah ermenidir Turkey10
Fethullah ermenidir Gencat10
Fethullah ermenidir Pro10
Yaş Yaş : 43
Cinsiyet Cinsiyet : Erkek
Nerden Nerden : Turan
Lakap Lakap : ©ﻕΞתς яΞiS
Doğum Tarihi Doğum Tarihi : 01/10/81
 Atsız´ın hangi kitaplarını okudunuz? Atsız´ın hangi kitaplarını okudunuz? : Hepsini Okudum
İletiler: İletiler: : 5564
Üyelik Tarihi Üyelik Tarihi : 06/01/09
Fethullah ermenidir Pro1010
Fethullah ermenidir 290407


Fethullah ermenidir Ile10

https://ilteris.forum.st/

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

ok Geri: Fethullah ermenidir

Mesaj tarafından İlteriş Kağan Salı 25 Ekim 2011 - 3:28

"NORŞİN" ??ÇE DEĞİL ERMENİCEDİR..!

https://ilteris.forum.st/t4245-norn-ce-del-ermencedr

Fethullah ermenidir Nor%C5%9Fin
İlteriş Kağan
İlteriş Kağan
Yazışmalık Yöneticisi


Yazışmalık Yöneticisi


Fethullah ermenidir Turkey10
Fethullah ermenidir Gencat10
Fethullah ermenidir Pro10
Yaş Yaş : 43
Cinsiyet Cinsiyet : Erkek
Nerden Nerden : Turan
Lakap Lakap : ©ﻕΞתς яΞiS
Doğum Tarihi Doğum Tarihi : 01/10/81
 Atsız´ın hangi kitaplarını okudunuz? Atsız´ın hangi kitaplarını okudunuz? : Hepsini Okudum
İletiler: İletiler: : 5564
Üyelik Tarihi Üyelik Tarihi : 06/01/09
Fethullah ermenidir Pro1010
Fethullah ermenidir 290407


Fethullah ermenidir Ile10

https://ilteris.forum.st/

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

ok Geri: Fethullah ermenidir

Mesaj tarafından GökBörü Ptsi 18 Haz. 2012 - 17:59

"Ermeni olan dedesinin Pasinlerli Ibrahim Bey'in Hizmetkârlığı yaptığı yıllarda, Rus işgali sırasındaki Ermeni ayaklanmasinda ibrahim Bey ve ailesi Ermeni hizmetkarlarının tasallutuna uğrayınca, ibrahim Bey hizmetkarını ve onun ailesinin bir bölümünü öldürür. Ardından, intihar eder. Olaydan sağ kurtulan Fethullah Gülen'in babasi, 18-19 yaşlarındayken, Ispir'e gelir ve yerleşir. Müslüman adı alır ve bir Türk kızı ile evlenir. Gülen'in babasının, 'öyle bir evlat yetiştiriyorum ki, bunları kendi dinleri ile vuracak' dediği de rivayet olunur." ( E.M.H., 2 Haziran 1999)

Cumhuriyet'ten Deniz Som, 16 Haziran 1999 tarihli "Vaziyet"te, okuyuculardan Veli Yıldırım'ın ağzından şu bilgileri aktarıyor: "ABD'de, Türkiye'deki 'Sızıntı' Dergisi'nin karşılığı olan 'The Fountain' isimli bir dergi var. Bunu, Washington'daki Truestar şirketi yayımlıyor, editörlerinden ikisinin isimleri, Washington Katolik Universitesi'nden Cizvit papazi Sidney Griffith ve Abdulaziz Sachedina. Bunlardan Griffith, bir ara Gülen'i New Jersey'de ziyaret etmiş. Sachedina ise Tanzanya'da doğmuş; Hindistan, İran ve Kanada'da okumuş; siilik davasina hizmet için uzun yıllar ABD, Kanada, Urdun, Pakistan ve Afrika-Avrupa ülkelerinde dersler vermiş; halen de Virginia Nniversitesi'nde profesör olarak görev yapan bir kişi. Sachedina, mesaisinin bir bölümünü ABD'deki Stratejik ve Uluslararasi Araştırmalar Merkezi'nde (CSIS) 'din, politika ve insan hakları uzmanı' olarak çalışmaya ayırmış; aynı zamanda, 'Mehdilik' konusunda uzman kabul ediliyor ve bu konudaki konferanslariyla da tanınıyor. 1962'de Georgetown universitesi bünyesinde kurulan CSIS, dünyanın muhtelif ülkeleri ve bölgeleri uzerinde politik-ekonomik araşturmalar yapuyor ve hazırladığı senaryoları ABD yönetimine ve şirketlerine sunuyor. CSIS'in Orta Doğu Masası'ndaki yöneticilerden bir olan Edward R.M.Kane Kahire, Bagdat, Beyrut, Tripoli, Dakar ve Ankara'da CIA görevlisi olarak da çalışmış. Dolayısıyla, CSIS ile CIA arasından bağlantı kurmak mümkün." Som, Yıldırım'ın bilgilerini aktardıktan sonra, şu yorumu yapıyor:

"The Fountain'in son sayisinda 'The Restoration of Balance' (Dengenin Onarımı) başlıklı bir yazı var; yazarı, M.Fethullah Gülen. Yöneticisi olarak isa Saraç'ın, murahhas aza olarak Cherly Pearson'in ve genel koordinator olarak Mustafa K.Sungur'un göründüğü derginin yazı kadrosunda, kimliği açıkça belirtilmemiş bir isim daha bulunuyor: M.F.Sahin. Bilindigi gibi, Fethullah Gülen, bazı yazılarında Abdulfettah şahin adını da kullanıyor. Türkiye'de de satilan The Fountain, internet ortamında da mevcut ve 'islamiyette yeni bir ses' olarak Gülen'in görüşleri veriliyor. Fethullah Gülen ABD'de 'tedavi oluyormuş' diyorlar, 'Entegrasyon Tamamlanınca' dönecektir."

Gülen'in, "Sahabe efendilerimize cinnet derecesinde sevgisi vardı"şeklinde tanımladığı babası Ramiz, çocuklarına, Sahabelerle hiç ilgisi olmayan isimler vermiştir: Fethullah, Sibgatullah ve Mesih. Gülen'in babasının, oğullarından birine, samimi Müslüman ailelerde rastlanmayan ve ama Yehova şahitleri'nin propaganda yayınlarında sık sık kullanılan "Mesih" adıni vermiş olması dikkat çekicidir. (Ankara Emniyet Müdürü Cevdet Saral ve ekibince hazırlanan Fethullah Gülen Raporu, s.18'e atfen, Star Gazetesi, 14 Haziran 1999)

.... Nedendir bilinmez, Fethullah Gülen babasının Alvar Köyü’nden ayrılması ile ilgili olarak "KÜÇÜK DÜNYAM " kitabında hiç bir açıklamada bulunmamaktadır. Oysa bu, son derece ciddi ve açıklama gerektiren bir konudur.Gülen’in suskunluğu akla, "neleri , niçin gizlediği" sorusunu getirmektedir.(Ankara Emniyet Müdürü Cevdet Saral ve ekibince hazırlanan Fethullah Gülen Raporu, s.20’ye atfen, Star Gazetesi, 14 Haziran 1999)

Cumhuriyet'ten Deniz Som, 16 Haziran 1999 tarihli "Vaziyet"te, okuyuculardan Veli Yıldırım'ın ağzından şu bilgileri aktarıyor: "ABD'de, Türkiye'deki 'Sızıntı' Dergisi'nin karşılığı olan 'The Fountain'in üst yönetiminde görevli kişilerden biri de islam-Hiristiyan ilişkileri ve Orta Doğu konularında uzman olan ibrahim M.Abu Rabi. Rabi aynı zamanda, Hartford Universitesi'nde 'Mcdonal Center for the Study of Islam and Christians'da gorev yapiyor...Said-i Nursi'nin talebesi olduğu söylenen Vatikan Dinler Arasi Enstitusu'nden Kardinal Thomas Michel ve ABD'deki Georgetown Universitesi'nden Barbaba Stowasser, istanbul'a geldiklerinde Fethullahçıların konuğu olmuşlar.

Gülen'in, Vatikan'da Papa'yı ziyareti sırasında açıkladığı, şanlı Urfa'da üç dini bir araya getirecek bir okul açma düsüncesinin de ABD'de hazırlanan planlar doğrultusunda değerlendirilmesi gerekiyor.KURTULUŞ SAVAŞINDA İSTANBUL'da faaliyet gösteren Misyonerler ile islamcılar'ın işbirliği incelenirse, günümüzdeki senaryolar daha iyi anlaşılacaktır .
GökBörü
GökBörü
.::Tengri::.


.::Tengri::.


Fethullah ermenidir Azerba10
Fethullah ermenidir Gencat10
Fethullah ermenidir Pro10
Yaş Yaş : 44
Cinsiyet Cinsiyet : Erkek
Nerden Nerden : Azerbaycan
Lakap Lakap : kaan
Doğum Tarihi Doğum Tarihi : 13/09/80
 Atsız´ın hangi kitaplarını okudunuz? Atsız´ın hangi kitaplarını okudunuz? : Türk Ülküsü
İletiler: İletiler: : 1035
Üyelik Tarihi Üyelik Tarihi : 16/06/11
Fethullah ermenidir Pro1010
Fethullah ermenidir 617300
Fethullah ermenidir Ile10

https://www.teknoloji-gunlugu.com/

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

ok Hepsi aynı yolun yolcusu..

Mesaj tarafından GökBörü C.tesi 2 Mart 2013 - 9:48

MHP Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu, İmralı görüşme tutanaklarının basına yansımasıyla ilgili yaptığı açıklamada, 'Ortaya çıkan tablo AKP ile BDP'lilerin aslında kavga etmediklerinin, yani birlikte hareket ettiklerinin göstergesidir' dedi.
Fethullah ermenidir 426414_10151311576924103_1494856105_n
Halaçoğlu, tutanaklarda Abdullah Öcalan'ın Said-i Nursi'nin Ermeni köyünden olduğunu söylemesini de ilginç bulduğunu ifade ederek, 'Madem ki bu yolu açtılar. Gelin hep birlikte araştıralım. Gülen'in köyü ne köyüydü, Öcalan'ın köyü ne köyüydü' dedi.

İmralı tutanaklarında yer alan ifadelerin AKP ile BDP'nin gizli pazarlıklarını da ortaya çıkardığını ifade eden MHP Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu, tutanaklarda Abdullah Öcalan'ın, 'Biz Tayyip Bey'in başkanlığını destekleriz. Biz AKP ile başkanlık ittifakına girebiliriz' ifadelerin yer aldığını belirterek şunları söyledi

'Aralarında bir anlaşma olduğu belli. Yani Öcalan başkanlık sistemini destekleyecek. AKP de onun isteklerini belirli ölçüde yerine getirecek. Anlaşma bu. Zaten başkanlık sistemi ile özerk bölgeler meydana gelecek. Başbakanın 'gerekirse BDP ile anayasa yaparız' sözünün arkasındaki gerçeklikte bu. Mecliste bu durumdan rahatsız olan AKP'li milletvekilleri de var. Özellikle Öcalan'a özgürlük tanınmasına ve devletin yapısının zedelenmesine yol açacak başkanlık sistemine karşı olan AKP'li milletvekilleri de var. Ama bu tutanaklarda gösterdi ki aslında AKP ile BDP kavga etmiyor, birlikte hareket ediyor diye düşünüyorum.'

BURADA ŞANTAJ VAR

4'üncü yargı paketi ile KCK'lıların da büyük oranda serbest kalacağını iddia eden Yusuf Halaçoğlu, ülkede endişe duyulacak gelişmelerin yaşandığını söyledi. Halaçoğlu, şöyle konuştu

'Atılacak adımlar eş değerlendiriliyor. Burada bir şantaj var. Hükümetin terör örgütünün bazı taleplerini kabul etmemesi halinde Kandildekiler'in yeniden eyleme geçeceği yönünde sinyaller var. Bu sürecin içinde Avrupa'nın da olduğu görülüyor. BDP Milletvekilleri Avrupa'yı da bilgilendiriyor. Bunun yanında Öcalan'ın 'ev hapsi önemli değil yakında hepimiz zaten özgür olacağız' yönünde açıklamaları da var. 4'üncü yargı paketiyle KCK'lılar serbest kalacak. Bunları BDP'liler söylüyor. Bazıları tutanaklarda da var. Yalanlamaları mümkün bile değil. Çünkü içilen çaya kadar her şey o tutanaklarda mevcut.'

MADEM Kİ YOLU AÇTILAR, GELİN HEP BİRLİKTE ARAŞTIRALIM

İmralı tutanaklarında Abdullah Öcalan'ın Said-i Nursi ve Fethullah Gülen ile ilgili bazı ifadelerinin de yer aldığını dile getiren MHP Milletvekili ve Türk Tarih Kurumu eski Başkanı Prof.Dr. Yusuf Halaçoğlu, bu yöndeki açıklamaları da ilginç bulduğunu söyledi. Halaçoğlu, şöyle dedi:

'Abdullah Öcalan'ın, 'Said-i Nursi eski Nurs köyündendir. Eski bir Ermeni köyüdür. Gülen, Nur hareketine sızdı' açıklamalarını da çok ilginç buluyorum. Ben daha önce bunu söylediğimde beni kafatasçılık ve ırkçılık yapmakla suçladılar. Ardından savcılığa şikâyet ettiler ve hakkımda soruşturma açıldı. Şimdi benim söylediklerimi Abdullah Öcalan mı teyid ediyor acaba Eğer böyle bir harekete bakacaksak, o zaman Abdullah Öcalan'ın köyü ne köyüydü, Gülen'ün köyü ne köyüydü Herkesi sorgulamaya tabi tutabilirsiniz. Mademki yol açıyorlar, gelin hep birlikte ciddi olarak bu konuyu değerlendirelim.
GökBörü
GökBörü
.::Tengri::.


.::Tengri::.


Fethullah ermenidir Azerba10
Fethullah ermenidir Gencat10
Fethullah ermenidir Pro10
Yaş Yaş : 44
Cinsiyet Cinsiyet : Erkek
Nerden Nerden : Azerbaycan
Lakap Lakap : kaan
Doğum Tarihi Doğum Tarihi : 13/09/80
 Atsız´ın hangi kitaplarını okudunuz? Atsız´ın hangi kitaplarını okudunuz? : Türk Ülküsü
İletiler: İletiler: : 1035
Üyelik Tarihi Üyelik Tarihi : 16/06/11
Fethullah ermenidir Pro1010
Fethullah ermenidir 617300
Fethullah ermenidir Ile10

https://www.teknoloji-gunlugu.com/

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

ok Geri: Fethullah ermenidir

Mesaj tarafından İlteriş Kağan C.tesi 1 Mart 2014 - 9:12

Erzurum'un /Ermeni yerleşimi olan Pasinler'li Ermeni Feyzullahın okullarında Eğitim dili ingilizcedir Onun içindir ki, Türk değil ingiliz okullarıdır.Türkçe'ye zararı var, yararı yoktur...
İlteriş Kağan
İlteriş Kağan
Yazışmalık Yöneticisi


Yazışmalık Yöneticisi


Fethullah ermenidir Turkey10
Fethullah ermenidir Gencat10
Fethullah ermenidir Pro10
Yaş Yaş : 43
Cinsiyet Cinsiyet : Erkek
Nerden Nerden : Turan
Lakap Lakap : ©ﻕΞתς яΞiS
Doğum Tarihi Doğum Tarihi : 01/10/81
 Atsız´ın hangi kitaplarını okudunuz? Atsız´ın hangi kitaplarını okudunuz? : Hepsini Okudum
İletiler: İletiler: : 5564
Üyelik Tarihi Üyelik Tarihi : 06/01/09
Fethullah ermenidir Pro1010
Fethullah ermenidir 290407


Fethullah ermenidir Ile10

https://ilteris.forum.st/

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön


 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz