SARKOZY'NİN SURİYE'YE MÜDAHALE PLANINA AKP EVET DEDİ!
1 sayfadaki 1 sayfası
SARKOZY'NİN SURİYE'YE MÜDAHALE PLANINA AKP EVET DEDİ!
Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy önceki gün Suriye bağlamında yeni saldırı projesini şöyle açıklıyor: “Birleşmiş Milletler’le bu iş olmayacak. Yapılması gereken derhal Suriye’nin Dostları adı altında gönüllü ülkeler gurubunu oluşturmak ve harekete geçmektir.”
Açıkça görüldüğü gibi Fransa, Libya’da yaptıklarının aynısını Suriye’de tekrarlamak istiyor.
İlginçtir Ankara şu saate kadar Sarkozy’nin teklifine karşı çıkmıyor tersine el atından “Siz ABD ile anlaşın biz varız” mesajını iletiyor!
Evet AKP iktidarı Fransa Parlamentosunda Türkiye’ye savaş açan Sarkozy ile kapalı kapılar ardından sarmaş dolaş oluyor!
İyi ama Suriye ile Libya olayı aynı değil ki!
Birinci husus Libya hadisesinde Rusya ile Çin kayıtsızdı oysa Suriye bağlamına tablo tam tersidir. Öyle ki, Rusların nükleer başlık taşıyan tek uçak gemisi Kuznetzov bile Suriye limanına demir atmış bekliyor.
Moskova Suriye’yi kaybederse sadece Ortadoğu ile Akdeniz’i kaybetmeyecek aynı zamanda emperyal ülke olma özelliğini de yitirecektir, dolayısı ile Suriye’yi sahiplenme Moskova için olmak ya da olmamak gibidir.
Aynı şekilde Çin de ABD’nin kendini Ortadoğu’dan dışladığını görmüş ve petrol havzasının topyekün kontrolünü Washington’a bırakmayacağını ortaya koymuştur.
Buradan hareketle Suriye’ye yapılacak herhangi bir saldırının mukabelesi mutlaka olacaktır.
Peki mukabele yani karşılık, nereye ve kime mi olur?
Eşyanın tabiatı gereği binlerce kilometre ötedeki Arizona ya da Cannes’e değil, eğer savaşa dahil olursa Suriye’ye komşu olan Türkiye’ye füzeler yağdırılacaktır ki, bunun işaretleri Rusya, İran ve Suriye’deki füzelerin yönünü Türkiye topraklarına çevrilmesi ile sabittir.
Sorarım size durum bu ise Ankara nasıl böyle bir riske girer ve Suriye için savaş kışkırtıcılığı yapar?
Cevap arıyorum Türkiye’nin bu işte ulvi çıkarı nedir ki kendi dindaşlarına Haçlı Orduları ile beraber savaş açacak?
Bu gaflet ve delaletin ötesi değil midir?
Böyle bir süreçte Rusya ile İran doğalgaz vanasını kapatmaz mı, keza gönderdiği milyonlarca turiste dur demez mi?
Hal bu iken Türkiye dertsiz başına niye dert alıyor, yoksa CIA devletimizi yönetenleri böyle davranmaları için elindeki dosyalarla rehin mi almıştır?
Yoksa AKP ABD’ye, “Ben Suriye’ye savaşı istedim ama olmadı” oyununu mu oynamayı düşünüyor? Güldürmeyin beni ABD böyle bir oyuna gelir mi,öyle bir durumda tezgahlar kurup provokasyonlarla Türkiye’yi savaşa itmez mi?Dolayısı ile yapılması gereken bugünden açıktan tavır yani biz asla ve kat’a savaşmayız denmesidir!
Ve ey CHP ile MHP bu vahim durumu millete neden anlatmazsın!
Atatürk dinsiz ise bunlar ne?
Atatürk’e dinsiz diyenlere soruyorum:
1) Atatürk Amerikan İslamcılarının iddia ettiği gibi eğer ateist idi ise Diyanet İşleri Başkanlığı’nı niye kurdu?
2) Balıkesir’de Cuma Namazında hutbeye niye çıktı?
3) İlk İmam Hatip Okulunu 1934’te niye açtı?
4) “Diyanet İşleri Başkanı’nın maaşı her zaman Genelkurmay Başkanının maaşından 5 lira fazla olacak” niye dedi ve niye yaptı?
5) Türk Silahlı Kuvvetlerini beş vakit namaz kıldığı yakından bilinen Fevzi Çakmak Paşa’ya onlarca yıl niye teslim etti?
6) Namaz kılan subayı şikayet eden milletvekilini trenden niye attı ve bir sonraki dönem o ismin milletvekilliğini neden engelledi?
Davutoğlu’na İsviçre şamarı!
Olay şu:
Türkiye’nin AB’den sorumlu bakanı Egemen Bağış Davos dönüşü gazetecilere şunları söylüyor: “Ermeni soykırımı yoktur. Hadi İsviçreliler gelsin beni tutuklasın.”
Bu demecin hemen sonrası:
İsviçre, Bakan Egemen Bağış’ın tutuklanması için resmi olarak harekete geçiyor.
Evet yanlış okumadınız İsviçre ellerinde kelepçe ile ülkemize meydan okuyor!
İnsanın ohh olsun bu AKP’lilere demesi geliyor ama yine de Türkiye’nin hükümeti ve bakanı, o sözü edemiyoruz!
Tam bu noktada soralım:
Yahu bu AKP ve onun Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu değil miydi çok değil iki ay önce İsviçre’nin Dışişleri Bakanı Calmy Rey’ı Ankara’ya Elçiler toplantısına onur konuğu olarak davet eden ve onu eller üstünde tutan?
Bu rezil mukabele sonrasında merak ediyorum bu Davutoğlu, “stratejik derinlik” adına ne diyecek acaba?
Güldürme beni Paşa!
Duydunuz mu İlker Başbuğ, “Mücadelem bundan sonra başlıyor” demiş!
Acı acı gülümsedim, geçmişler ola Paşa!
Hani adama adını sormuşlar, Mülayim demiş ve Sert olsan ne yazar karşılığı almış, o hesap. Bundan sonra senin mücadelen ne yazar Paşa!
Sen ki Genelkurmay Başkanlığı koltuğuna oturma adına sarı öküzü teslim ettin, teğmeninden generallerine onlarcasını bir bir altın tepside sundun ve dahası “TSK asimetrik psikolojik harekat altındadır” demene rağmen bunu kimlerin yaptığına açıklamaktan korktun!
Ve şimdi dört duvarı görünce mücadele falan diyorsun!
Geç Paşam geç!
Seni silah arkadaşların bile Silivri koğuşlarında aralarına almadı, niye hiç düşündün mü?
Sebahattin Önkibar
Açıkça görüldüğü gibi Fransa, Libya’da yaptıklarının aynısını Suriye’de tekrarlamak istiyor.
İlginçtir Ankara şu saate kadar Sarkozy’nin teklifine karşı çıkmıyor tersine el atından “Siz ABD ile anlaşın biz varız” mesajını iletiyor!
Evet AKP iktidarı Fransa Parlamentosunda Türkiye’ye savaş açan Sarkozy ile kapalı kapılar ardından sarmaş dolaş oluyor!
İyi ama Suriye ile Libya olayı aynı değil ki!
Birinci husus Libya hadisesinde Rusya ile Çin kayıtsızdı oysa Suriye bağlamına tablo tam tersidir. Öyle ki, Rusların nükleer başlık taşıyan tek uçak gemisi Kuznetzov bile Suriye limanına demir atmış bekliyor.
Moskova Suriye’yi kaybederse sadece Ortadoğu ile Akdeniz’i kaybetmeyecek aynı zamanda emperyal ülke olma özelliğini de yitirecektir, dolayısı ile Suriye’yi sahiplenme Moskova için olmak ya da olmamak gibidir.
Aynı şekilde Çin de ABD’nin kendini Ortadoğu’dan dışladığını görmüş ve petrol havzasının topyekün kontrolünü Washington’a bırakmayacağını ortaya koymuştur.
Buradan hareketle Suriye’ye yapılacak herhangi bir saldırının mukabelesi mutlaka olacaktır.
Peki mukabele yani karşılık, nereye ve kime mi olur?
Eşyanın tabiatı gereği binlerce kilometre ötedeki Arizona ya da Cannes’e değil, eğer savaşa dahil olursa Suriye’ye komşu olan Türkiye’ye füzeler yağdırılacaktır ki, bunun işaretleri Rusya, İran ve Suriye’deki füzelerin yönünü Türkiye topraklarına çevrilmesi ile sabittir.
Sorarım size durum bu ise Ankara nasıl böyle bir riske girer ve Suriye için savaş kışkırtıcılığı yapar?
Cevap arıyorum Türkiye’nin bu işte ulvi çıkarı nedir ki kendi dindaşlarına Haçlı Orduları ile beraber savaş açacak?
Bu gaflet ve delaletin ötesi değil midir?
Böyle bir süreçte Rusya ile İran doğalgaz vanasını kapatmaz mı, keza gönderdiği milyonlarca turiste dur demez mi?
Hal bu iken Türkiye dertsiz başına niye dert alıyor, yoksa CIA devletimizi yönetenleri böyle davranmaları için elindeki dosyalarla rehin mi almıştır?
Yoksa AKP ABD’ye, “Ben Suriye’ye savaşı istedim ama olmadı” oyununu mu oynamayı düşünüyor? Güldürmeyin beni ABD böyle bir oyuna gelir mi,öyle bir durumda tezgahlar kurup provokasyonlarla Türkiye’yi savaşa itmez mi?Dolayısı ile yapılması gereken bugünden açıktan tavır yani biz asla ve kat’a savaşmayız denmesidir!
Ve ey CHP ile MHP bu vahim durumu millete neden anlatmazsın!
Atatürk dinsiz ise bunlar ne?
Atatürk’e dinsiz diyenlere soruyorum:
1) Atatürk Amerikan İslamcılarının iddia ettiği gibi eğer ateist idi ise Diyanet İşleri Başkanlığı’nı niye kurdu?
2) Balıkesir’de Cuma Namazında hutbeye niye çıktı?
3) İlk İmam Hatip Okulunu 1934’te niye açtı?
4) “Diyanet İşleri Başkanı’nın maaşı her zaman Genelkurmay Başkanının maaşından 5 lira fazla olacak” niye dedi ve niye yaptı?
5) Türk Silahlı Kuvvetlerini beş vakit namaz kıldığı yakından bilinen Fevzi Çakmak Paşa’ya onlarca yıl niye teslim etti?
6) Namaz kılan subayı şikayet eden milletvekilini trenden niye attı ve bir sonraki dönem o ismin milletvekilliğini neden engelledi?
Davutoğlu’na İsviçre şamarı!
Olay şu:
Türkiye’nin AB’den sorumlu bakanı Egemen Bağış Davos dönüşü gazetecilere şunları söylüyor: “Ermeni soykırımı yoktur. Hadi İsviçreliler gelsin beni tutuklasın.”
Bu demecin hemen sonrası:
İsviçre, Bakan Egemen Bağış’ın tutuklanması için resmi olarak harekete geçiyor.
Evet yanlış okumadınız İsviçre ellerinde kelepçe ile ülkemize meydan okuyor!
İnsanın ohh olsun bu AKP’lilere demesi geliyor ama yine de Türkiye’nin hükümeti ve bakanı, o sözü edemiyoruz!
Tam bu noktada soralım:
Yahu bu AKP ve onun Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu değil miydi çok değil iki ay önce İsviçre’nin Dışişleri Bakanı Calmy Rey’ı Ankara’ya Elçiler toplantısına onur konuğu olarak davet eden ve onu eller üstünde tutan?
Bu rezil mukabele sonrasında merak ediyorum bu Davutoğlu, “stratejik derinlik” adına ne diyecek acaba?
Güldürme beni Paşa!
Duydunuz mu İlker Başbuğ, “Mücadelem bundan sonra başlıyor” demiş!
Acı acı gülümsedim, geçmişler ola Paşa!
Hani adama adını sormuşlar, Mülayim demiş ve Sert olsan ne yazar karşılığı almış, o hesap. Bundan sonra senin mücadelen ne yazar Paşa!
Sen ki Genelkurmay Başkanlığı koltuğuna oturma adına sarı öküzü teslim ettin, teğmeninden generallerine onlarcasını bir bir altın tepside sundun ve dahası “TSK asimetrik psikolojik harekat altındadır” demene rağmen bunu kimlerin yaptığına açıklamaktan korktun!
Ve şimdi dört duvarı görünce mücadele falan diyorsun!
Geç Paşam geç!
Seni silah arkadaşların bile Silivri koğuşlarında aralarına almadı, niye hiç düşündün mü?
Sebahattin Önkibar
Similar topics
» MİLLET ‘EVET’ Mİ DEDİ?!
» "Allah" dedi kandırdı "Kitap" dedi kandırdı Devleti dolandırdı İHANET.
» BBP DE ARTIÇI DEPREMLER OSMANİYE BBP REFERANDUMDA EVET KÜRDİSTAN'A EVET DEMEK
» Başbakan.... “Cumhurbaşkanı dediğin, partili olmalı” dedi.
» AMERİKA, ÜÇÜNE BİRDEN ‘HİZAYA GEEEL’ DEDİ!
» "Allah" dedi kandırdı "Kitap" dedi kandırdı Devleti dolandırdı İHANET.
» BBP DE ARTIÇI DEPREMLER OSMANİYE BBP REFERANDUMDA EVET KÜRDİSTAN'A EVET DEMEK
» Başbakan.... “Cumhurbaşkanı dediğin, partili olmalı” dedi.
» AMERİKA, ÜÇÜNE BİRDEN ‘HİZAYA GEEEL’ DEDİ!
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz