Atatürk’ün bozkurt sevgisi
¤ۣۜ..¤ İlteriş Türkçü Turancı Otağı ¤ۣۜ..¤ :: [Türkçülük] ve [Turancılık] :: Türk'ün Son Başbuğu: Atatürk
1 sayfadaki 1 sayfası
Atatürk’ün bozkurt sevgisi
MHP İstanbul İl Başkanlığı "Merhaba Yüzyıl" adlı bir dergi yayınladı. Dergide "Atatürk bir bozkurttur" başlıklı, derleme bir yazı vardı. Yazıdaki bilgiler, gazeteci-yazar Kemal Çapraz'ın araştırmalarına dayanıyordu. Hürriyet gazetesi konuyu ele alarak "MHP'li dergiye göre Atatürk Bozkurt'muş" başlıklı bir dosya yayınladı. Dosya haber çerçevesinde konuşturulan bazı kişiler, Türk tarih ve kültüründen en küçük bir nasipleri yokmuş gibi, bozkurt ile MHP, bozkurt ile ırkçılık arasında bağlantı kurarak, Atatürk'ün bozkurtla ilgili çalışmalarını da inkar ederek saçmasapan bazı görüşler ileri sürdüler.
Oysa bozkurt ne MHP'nin malıydı, ne de ırkçılığın veya kafatasçılığın sembolüydü. MHP de ırkçı ve kafatasçı bir parti değildi. Bozkurt Türk milletinin sembolü olduğu için bizzat Atatürk tarafından öne çıkarılmıştı. Bu kültüre sadece MHP'nin değil bütün partilerin sahip çıkması gerekirdi. Ancak Hürriyet gazetesindeki haberin asıl amacı, uzun süreden beri gerçek boyutları ile ortaya çıkarmaya çalıştığımız "Bozkurt Atatürk" imajının, bazı çevrelerin Atatürk istismarı yapmalarını önlemesi olsa gerek...
Atatürk, bozkurtlu paralar, bozkurtlu pullar bastırmıştı. Armstrong da onu eleştirmek için yazdığı kitaba "Bozkurt" adını vermişti... Atatürk'teki bu tarih bilincini, Kıbrıs'ta, bozkurt amblemiyle Türk Mukavemet Teşkilatı'nı kurduran ve bugünkü neticeyi elde eden Genelkurmay Başkanlığı'nda da zaman zaman görebiliriz. Çünkü o ordu, bugün de, "Tanrıkut Mete"nin ordusudur. Kara Kuvvetleri'nin kuruluş tarihi M.Ö. 209'dur! Türk Hava Kuvvetleri'nin bir filosunun adı "Anadolu kurtları" bir diğerinin adı da "Asenalar"dır...
Kıbrıs'ta, 1974 Barış Harekatı sırasında, Atlılar, Muratağa ve Sandallar köylerinde Rumların katlettiği Türklerin Türk oldukları, çocukların kemerlerindeki bozkurt tokalarından anlaşılmıştı. BM yetkilileri, bozkurdu görünce, cesetlerin Türklere ait olduğunu kabul etmişti. Cesetler kısmen çürümüş olduğu için, erkeklerin sünnetli olmaları, Türk olduklarını kabule yeterli görülmemişti. Rauf Denktaş'tan önceki Türk lideri Fazıl Küçük'ün gazetesinin adı da Bozkurt'tu... Bozkurt, bu örneklerde de görüldüğü gibi, her zaman değil, gerektiği zaman ortaya çıkar... Gök gürültüsünün bile Tü rkçe konuştuğu anlarda, Bozkurt öne geçer, yol gösterir...
O bazen Ulubatlı Hasan gibi rütbesiz askerdir; bazen Mete Han gibi, Attila gibi, Bilge Kağan gibi, Osman Bey gibi, devlet başkanı... O bazen Dede Korkut gibi filozoftur, Kaşgarlı Mahmut gibi dilcidir, Uluğ Bey gibi gök bilimcidir, Türkçe'den başka bir dil kullanmadan Türklüğün meşalesini Çin Seddi'nden Macaristan'a kadar gönderen Ahmet Yesevi gibi din bilginidir, Yunus gibi, Karacaoğlan gibi, Dadaloğlu gibi, Koçyiğit Köroğlu gibi Türk'ün ruhudur, Mehmet Akif gibi "İstiklal Marşı" şairidir, Atsız gibi "Bozkurtlar"ın tarihini yazan adam oğlu adamdır... Bozkurt, bazen Olcas Süleyman olur, bazen Cengiz Aymatov...
Türkler'in uyanmasını sağlar. Bozkurt; Türk milletinin "vicdanında ve geleceğinde hissettiği büyük gelişme kabiliyetini, bir millî sır gibi vicdanında taşıyarak, yavaş yavaş bütün bir topluma uygulatan" bir dehadır, Atatürk'tür. Türk tarihinin, Türk ruhunun tek kelime ile ifadesidir bozkurt...
Başbuğ Atatürk Türk Milletinin Simgesi Olması Sebebiyle Kahramanlar Diyarı Kahramanmaraş Şehrimize Türk Bayrağını Tutan Bozkurt Heykeli Yaptırmıştır. Bu Heykel Atatürkün Vefatından Sonra Cumhurbaşkanı Olan keko İsmet İnönü Tarafından Yıktırılmıştır.İsmet İnönü Atatürkün Yaptırdığı Ankara Ulus Taki Bozkurt Heykellerini Yıktırmıştır
Başbuğ Atatürk Türk Milletinin Simgesi Olması Sebebiyle Kahramanlar Diyarı Kahramanmaraş Şehrimize Türk Bayrağını Tutan Bozkurt Heykeli Yaptırmıştır. Bu Heykel Atatürkün Vefatından Sonra Cumhurbaşkanı Olan keko İsmet İnönü Tarafından Yıktırılmıştır.İsmet İnönü Atatürkün Yaptırdığı Ankara Ulus Taki Bozkurt Heykellerini Yıktırmıştır
Bozkurt, görevini yapar ve çoğu zaman "itler bile onun yalnızlığına, kimsesizliğine gülse de" ya anıtlaşır, ya izini kaybettirerek Tanrı dağlarının zirvelerinde bulutlar arasında kaybolur ya da Tanrı dağlarının, müslüman olduktan sonra Anadolu'da ortaya çıkışı olan "Allahüekber dağları"nda onbinlerce şehit o larak kar ve buzun arasında uçmaya varır; emperyalistlerin planı ne olursa olsun, Türk Milleti'nin namusunu çiğnetmemek uğrunda, 250 bin şehit olarak Çanakkale'ye gömülür; İnönü'de, Sakarya'da, Dumlupınar'da destanlar yazar, bütün Türk dünyasına varlığı ile umut olur, dayanak olur, yine hangi siyasi görüşe kapılırsa kapılsın, Türkiye'yi emperyalistlere teslim etmemek niyetiyle, gül bahçesine girercesine 5 bin genç olarak toprağa kavuşur; Güneydoğu Türkiye ve Kuzey Irak dağlarında vatan topraklarını korumak için üçlere, yedilere, kırklara karışır...
Bozkurt, Türk'ün tarihe yön vereceği zamanlar ortaya çıkar... Türkler'in dalga dalga göçlerini anlatan 12. asır Süryani tarihçisi Mihael, "Yeryüzü Türkler'i taşımaya yetmiyordu. Batı'ya doğru ilerlerken, önlerinde bir kurt bulunuyor ve ona yetişemiyorlardı. Bozkurt hareket etmek istediği zaman "Göç" diye bağırıyorlardı" demektedir...
Bugün, gidilecek yol, artık fetih yolu değildir. Türk'ün coğrafyası, Türk'ün sahip olduğu zenginlik, Türk'ün kültürü Türk'e yeter... Bugün bu yol, Türk milletinin sadece "öykünerek" yani "düşünerek" kendine dönmesi yolu değil; yaratılış ve türeyiş destanlarından beri üstlendikleri "Dünyaya düzen verme", milletler arasında adaleti sağlama, "adaletle hükmetme" yoludur. Çünkü böyle bir yol tutturulmazsa, başka düzenlere boyun eğmek kaçınılmaz bir son olacaktır. Yeni fetihler, toprak elde etmek için değil, "Gönüller yapmak için" gerçekleşecektir.
Bu yol, Atatürk'ün de bilinçli olarak Türk tarihinden süzerek ve çok güzel ifade ettiği gibi, "b eşeriyette gerçek huzurun temini yolunda" yürümek için, "elinde ve kafasında tuttuğu müspet ilim meşalesi"nden faydalanarak, Türk kültürünü tarihin her döneminde olduğu gibi bugün de çağın önüne geçirmek, "güzel sanatları sevmek ve onda yükselmek, milletimizin yüksek karakterini, yorulmaz çalışkanlığını, doğuştan zekâsını, millî birlik duygusunu, her zaman ve her türlü vasıta ve tedbirlerle besleyerek geliştirmek" yoludur... Atatürk'ün söylemiyle, bu yol, "millî kültürümüz"dür... "Temeli yüksek Türk kültürü olan Türkiye Cumhuriyeti" vatandaşlarına ve öncelikle gençlerine düşen görev, başka milletlerin uydurmalarının değil, bu ülkünün gereğini yerine getirmektir. Beşeriyette gerçek huzuru temin etmek ya da Türklüğün Yeni Dünya Düzeni, ancak bu ruhla mümkün olacaktır.
Bir iddiamız da şudur ki, Çin'de, Hindistan'da, bütün Güney Asya'da, Amerika'da ve Avrupa'da kaybolmuş Türk kavimlerini bozkurtun izini takip ederek ortaya çıkarırsak, bütün insanlık, Batı dünyasının bu gerçekleri bildiği halde, üstünü örttüğü, gizlediği Türk tarihinden ve Türk'ün bugünkü ayağa kalkışından haberdar olacak, buna üzülmek yerine, sevinecektir. Kurt'un izinden giden, kaybolmuş Türk kavimlerini bulur! İşte o zaman, Türkler'in bütün insan topluluklarına, çağların en üstün felsefesini, uygarlığı, kısacası sevgiyi, saygıyı, insan olmayı öğrettiği görülecektir. Çünkü o zaman bozkurtun, sevgiyi bilen ve sevgiyle; Yunus gibi Türk'ün önüne düşen bir varlık olduğunu, bir defa daha kabul edecekler; yeni Türk uygarlığı, ufuklardan bir güneş gibi doğacaktır.
Bozkurt milletin ruhudur, Türk devletlerinin de garantisidir. Türk devletleri, Türk'ün yönetiminde olmaktan çıkmaya yüztutmuşsa, bozkurt yine görevini yapacaktır! Birkaç çakalın ortalıkta bozkurt diye dolaşması yüzünden de, kimse bozkurtlar üzerinde yanılmasın! "Kurtulmak, kurtuluş, kurtarmak" kelimeleri, "kurt olmak"tan, "kurt gibi olmak"tan, "kurt uluması"ndan gelir. Bozkurt olmak, esir olmamak, başkalarının kulu-kölesi olmamak demektir, bozkurt gibi, yüce dağlar başında özgür yaşamayı, kendi işini kendi görmeyi ifade eder... Türk Milleti, "dünyayı fesada boğanlar"a karşı, İslâm'dan önce de İslâm'la birlikte de, bozkurt olarak görevini yapmıştır. Dünya bilsin ki; bozkurtlar bugün de bozkurttur.
Solcu da olsa bozkurttur, sağcı da olsa bozkurttur, Alevi de olsa bozkurttur, Sünni de olsa bozkurttur, çünkü yaradılışı bozkurttur... Bir gün, bütün Türkler, bozkurt olduklarını hatırlayacak ve hep birlikte, tarihi yeniden yazacak; yeniden tarih yapacaktır.
Gazeteci Kemal Çapraz: Bozkurta düşmanlık Atatürk'e düşmanlıktır
Atatürk'ün bozkurt sevgisi ile ilgili olarak, uzun süreden beri bozkurt atlası çalışmaları yapan gazeteci-yazar Kemal Çapraz, konuyla ilgili şu bilgileri verdi:
"Kayıtsız şartsız Türk milliyetçiliği temelleri üzerine bina edilen Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunda bozkurt çok önemli bir yer tutmaktadır. TBMM Hükümeti'nin 23 Ocak 1922 tarihinde Mustafa Kemal Paşa'nın emriyle bastırdığı ilk pulda bozkurt resmi vardır. Yine Cumhuriyetimizin 1927 yılında tedavüle çıkardığı 5 ve 10 liralık ilk kâğıt paralarda da bozkurt kullanılmıştır.
Atatürk, Bozkurt'u engin Türk tarihin derinliklerinden çıkararak tekrar milli sembol olarak yüceltmiş, bu millî sembolün dirilişini sağlamıştır.
Daha Cumhuriyet ilan edilmeden 1922 yılında TBMM Hükümeti pul bastırıyor ve üzerinde Bozkurt resmi konuluyor. Bu bana göre çok önemli bir mesaj. Ankara Hükümeti'nin çalışmalarını millî bir çerçevede yürüttüğü ve temelinde Türk kültürünün zengin kaynakları bulunduğu mesajıdır. Yine, Atatürk ilk yolcu gemimizin adını Bozkurt koymuştur. Bu gemimiz Ege Denizi'nde Fransız 'Lotus' gemisiyle çarpışmış, bu dava uluslararası mahkemeye intikal etmiş, dönemin Adalet Bakanı Mahmut Esat, bu davada Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin avukatlığını yapmış ve kazanmıştır. Bu sebeple Atatürk bu olayı unutmamış, 1934'te Soyadı Kanunu çıktığında Mahmut Esat'a Bozkurt soyadını vermiştir. 1925 yılında Türkiye Cumhuriyeti Maarif Vekaleti, Türkiye Cumhuriyeti'nin devlet armasını seçmek için Mustafa Kemal'in direktifleriyle bir yarışma açmış. Bu armada yer alması gereken unsurları da 'Millî Arma Şartnamesi' adlı bir kitapçıkta yayınlanmıştır. Bu yarışmanın sonunda Namık İsmail'in eseri birinciliği kazanmıştır. Bu armada bozkurt yer almıştır. Bu çok önemlidir. Fakat bu armalar, 'bozkurtun görkemini yeterince yansıtmadığı için' Atatürk tarafından beğenilmemiş ve kullanılmasına izin verilmemiştir. Yine 1924'te Edebiyat Fakültesi bünyesinde Atatürk'ün emriyle Fuad Köprülü tarafından kurulan Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü'nün sembolü meşale tutan bir bozkurttur. Türk Ocakları'nın, İzcilik-Yavrukurt Teşkilatı'nın, ilk milli petrol şirketimiz Petrol Ofisi'nin sembolleri de Bozkurt'tur. 1927 yılında Atatürk tarafından yaptırılan Türk Ocağı binasının sahnesine Atatürk'ün emriyle Bozkurt yerleştirilmiştir. Şu anda Resim-Heykel Müzesi olarak kullanılan binanın sahnesinde bu muhteşem Bozkurt yer almaktadır. Yine Atatürk döneminde devlet okullarında okuyan öğrencilerin şapkalarında da Bozkurt sembolü yer almıştır. 1935 yılında piyasaya bozkurt isimli bir sigara çıkarılmıştır. Bu sigaraların üzerinde de bozkurt resmi yer almaktadır. Ankara Ulus heykelinde de bozkurt yer almaktadır. Batılılar'ın Atatürk'e 'bozkurt' unvanını vermelerinin sebebi de hem milliyetçiliği, hem de onda bozkurtu görmeleridir.
Atatürk'ün ölümünden sonra, önce paralar ve pullardaki bozkurt sembolleri kaldırılmış, daha sonra da Türkiye Cumhuriyeti'nin her kademesinde kullanılan bozkurt sembolleri yok edilmiştir. Hem de acıdır ki, Atatürkçülük adına yapılmıştır bu. Atatürk'ün Türk dünyası araştırmaları yapması için kurdurduğu Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü'nün kapısına kilit vurulmuştur. Sadece 27 Mayıs 1960 ihtilalinin birinci yılı münasabetiyle bastırılan 40 kuruşluk posta pulunda Bozkurt figürlü Ergenekon'dan çıkış tablosuna yer verilmiştir . O dönemde lise öğrencileri üniforma giyer, şapka takardı. Şapkada kullanılan amblem bozkurttu. TBMM'nin kapısında bozkurt amblemi vardı. Ankara'daki belediye otobüsleri bozkurt amblemliydi.
7 Eylül 1927 tarihinde Lahey Adalet Divanı, Bozkurt-Lotus davasının anısına, Atatürk'e Türklüğün özgürlük sembolü olduğu için bir bozkurt heykelciği hediye eder. Bu bozkurt, 1968 yılından sonra Samsun Müzesi'nde Atatürk'e ait özel eşyalarla birlikte sergilenmeye başlanır. 1978 yılına kadar burada sergilenen bozkurt ort adan kaybolur... Kültür Bakanlığı'ndan aldığım yazılı izinle müzeye giderek, bozkurtu depodaki tozlu raflar arasında buldum. Bu bozkurtu araştırırken yine Samsun Müzesi'nde Atatürk'ün çalışma masasında çağırma zili olarak kullandığı ikinci bir bozkurtu daha buldum. Cumhuriyetimizin, 29 Ekim 1998 tarihinde kutladığımız 75. Kuruluş Yıldönümünde, 'İşte Atatürk'ün bozkurtları' başlığıyla yayınladığımız haberden hemen sonra Kültür Bakanı İstemihan Talay, Atatürk'e ait olan bu iki önemli bozkurtun Samsun Müzesi'nde sergilenmesini sağladı.
Birilerinin bozkurt düşmanlığına rağmen millî kurumlarımızda hâlâ bozkurt yaşıyor. Bir örnek vermek gerekirse, geçtiğimiz yıl Yunan savaş uçaklarının Güney Kıbrıs'a gitmesi üzerine, Türk Hava Kuvvetleri'ne ait 'Anadolu Kurtları' filosu da misilleme olarak 18 Haziran 1998'de KKTC'deki Geçitkale Hava Üssü'ne inerek, Rum-Yunan ikilisine meydan okumuştu. Anadolu Kurtları filosundaki F-16'ların kuyrukları ile pilotlarımızın üniformalarının kollarında filonun sembolü olan bozkurt başı kullanılmıştır. Yine, her yıl 1 ve 2 numara ile yapılan tatbikatlara da 'Deniz Kurdu' adının verildiğini hepimiz bilmekteyiz. Buna benzer bazı millî kuruluşlarımızda bozkurt yaşatılıyor. Türk Dünyası'nın birçok bölgesinde ve Türkiye'deki sivil kuruluşlarda bozkurt sembol olarak kullanılıyor ve kullanılmaya devam edecek. Bozkurt şimdi sadece Türkiye'de değil bütün Türklük âleminde sembol olarak yaşıyor." (40)
Bu parayı bastıran kim; bu heykeli yaptıran kim?
Gazeteci-yazar Kemal Çapraz, bozkurtlu paralar ve heykeller ile ilgili şu bilgileri veriyor:
"Kayıtsız şartsız Türk milliyetçiliği temelleri üzerine bina edilen Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunda bozkurt çok önemli bir yer tutmaktadır. Araştırdıkça, bozkurtun sanıldığından çok daha fazla kullanıldığını, hayatımızın her safhasında yer aldığını gördüm. TBMM Hükümeti'nin 23 Ocak 1922 tarihinde Mustafa Kemal Paşa'nın emriyle bastırdığı ilk pulda bozkurt resmi vardır. Yine Cumhuriyetimizin 1927 yılında tedavüle çıkardığı 5 ve 10 liralık ilk kâğıt paralarda da bozkurt kullanılmıştır.
Atatürk, Bozkurtu engin Türk tarihin derinliklerinden çıkararak tekrar milli sembol olarak yüceltmiş, bu millî sembolün dirilişini sağlamıştır.
Daha Cumhuriyet ilan edilmeden 1922 yılında TBMM Hükümeti pul bastırıyor ve üzerinde Bozkurt resmi konuluyor. Bu bana göre çok önemli bir mesaj.
Yine Kahramanmaraş'ta Atatürk'ün emriyle yaptırılan 'Bayrak tutan bozkurt' heykelindeki kurdun yok edildiğini öğrendim. Atatürk'ün değer verdiği sembollere, düşüncelere, fikirlere düşmanlık edilerek, ayrı bir Atatürkçülük oluşturulmaya, Atatürk'ün katıksız bir Türk milliyetçisi oluşu örtülmeye, gizlenmeye, çalışılıyor. Bunları yapanlara karşı Türk milleti uyanık olmak zorundadır. Atatürk'e, düşüncelerine ve Türk milliyetçiliği fikrine doğrudan saldıramayanlar Gazi'nin önem verdiği değerlere saldırıyorlar. Burdur Kültür Parkı Abideleri'ndeki bozkurtun kaldırılması da böyle bir saldırının sonucudur. Atatürk'ün yaptırdığı ve önemli şehirlerimize dikilmesini istediği bozkurt heykelleri, ölümünden sonra depolara atılmıştır. Bunları da ortaya çıkaracağız."
Oysa bozkurt ne MHP'nin malıydı, ne de ırkçılığın veya kafatasçılığın sembolüydü. MHP de ırkçı ve kafatasçı bir parti değildi. Bozkurt Türk milletinin sembolü olduğu için bizzat Atatürk tarafından öne çıkarılmıştı. Bu kültüre sadece MHP'nin değil bütün partilerin sahip çıkması gerekirdi. Ancak Hürriyet gazetesindeki haberin asıl amacı, uzun süreden beri gerçek boyutları ile ortaya çıkarmaya çalıştığımız "Bozkurt Atatürk" imajının, bazı çevrelerin Atatürk istismarı yapmalarını önlemesi olsa gerek...
Atatürk, bozkurtlu paralar, bozkurtlu pullar bastırmıştı. Armstrong da onu eleştirmek için yazdığı kitaba "Bozkurt" adını vermişti... Atatürk'teki bu tarih bilincini, Kıbrıs'ta, bozkurt amblemiyle Türk Mukavemet Teşkilatı'nı kurduran ve bugünkü neticeyi elde eden Genelkurmay Başkanlığı'nda da zaman zaman görebiliriz. Çünkü o ordu, bugün de, "Tanrıkut Mete"nin ordusudur. Kara Kuvvetleri'nin kuruluş tarihi M.Ö. 209'dur! Türk Hava Kuvvetleri'nin bir filosunun adı "Anadolu kurtları" bir diğerinin adı da "Asenalar"dır...
Kıbrıs'ta, 1974 Barış Harekatı sırasında, Atlılar, Muratağa ve Sandallar köylerinde Rumların katlettiği Türklerin Türk oldukları, çocukların kemerlerindeki bozkurt tokalarından anlaşılmıştı. BM yetkilileri, bozkurdu görünce, cesetlerin Türklere ait olduğunu kabul etmişti. Cesetler kısmen çürümüş olduğu için, erkeklerin sünnetli olmaları, Türk olduklarını kabule yeterli görülmemişti. Rauf Denktaş'tan önceki Türk lideri Fazıl Küçük'ün gazetesinin adı da Bozkurt'tu... Bozkurt, bu örneklerde de görüldüğü gibi, her zaman değil, gerektiği zaman ortaya çıkar... Gök gürültüsünün bile Tü rkçe konuştuğu anlarda, Bozkurt öne geçer, yol gösterir...
O bazen Ulubatlı Hasan gibi rütbesiz askerdir; bazen Mete Han gibi, Attila gibi, Bilge Kağan gibi, Osman Bey gibi, devlet başkanı... O bazen Dede Korkut gibi filozoftur, Kaşgarlı Mahmut gibi dilcidir, Uluğ Bey gibi gök bilimcidir, Türkçe'den başka bir dil kullanmadan Türklüğün meşalesini Çin Seddi'nden Macaristan'a kadar gönderen Ahmet Yesevi gibi din bilginidir, Yunus gibi, Karacaoğlan gibi, Dadaloğlu gibi, Koçyiğit Köroğlu gibi Türk'ün ruhudur, Mehmet Akif gibi "İstiklal Marşı" şairidir, Atsız gibi "Bozkurtlar"ın tarihini yazan adam oğlu adamdır... Bozkurt, bazen Olcas Süleyman olur, bazen Cengiz Aymatov...
Türkler'in uyanmasını sağlar. Bozkurt; Türk milletinin "vicdanında ve geleceğinde hissettiği büyük gelişme kabiliyetini, bir millî sır gibi vicdanında taşıyarak, yavaş yavaş bütün bir topluma uygulatan" bir dehadır, Atatürk'tür. Türk tarihinin, Türk ruhunun tek kelime ile ifadesidir bozkurt...
Başbuğ Atatürk Türk Milletinin Simgesi Olması Sebebiyle Kahramanlar Diyarı Kahramanmaraş Şehrimize Türk Bayrağını Tutan Bozkurt Heykeli Yaptırmıştır. Bu Heykel Atatürkün Vefatından Sonra Cumhurbaşkanı Olan keko İsmet İnönü Tarafından Yıktırılmıştır.İsmet İnönü Atatürkün Yaptırdığı Ankara Ulus Taki Bozkurt Heykellerini Yıktırmıştır
Başbuğ Atatürk Türk Milletinin Simgesi Olması Sebebiyle Kahramanlar Diyarı Kahramanmaraş Şehrimize Türk Bayrağını Tutan Bozkurt Heykeli Yaptırmıştır. Bu Heykel Atatürkün Vefatından Sonra Cumhurbaşkanı Olan keko İsmet İnönü Tarafından Yıktırılmıştır.İsmet İnönü Atatürkün Yaptırdığı Ankara Ulus Taki Bozkurt Heykellerini Yıktırmıştır
Bozkurt, görevini yapar ve çoğu zaman "itler bile onun yalnızlığına, kimsesizliğine gülse de" ya anıtlaşır, ya izini kaybettirerek Tanrı dağlarının zirvelerinde bulutlar arasında kaybolur ya da Tanrı dağlarının, müslüman olduktan sonra Anadolu'da ortaya çıkışı olan "Allahüekber dağları"nda onbinlerce şehit o larak kar ve buzun arasında uçmaya varır; emperyalistlerin planı ne olursa olsun, Türk Milleti'nin namusunu çiğnetmemek uğrunda, 250 bin şehit olarak Çanakkale'ye gömülür; İnönü'de, Sakarya'da, Dumlupınar'da destanlar yazar, bütün Türk dünyasına varlığı ile umut olur, dayanak olur, yine hangi siyasi görüşe kapılırsa kapılsın, Türkiye'yi emperyalistlere teslim etmemek niyetiyle, gül bahçesine girercesine 5 bin genç olarak toprağa kavuşur; Güneydoğu Türkiye ve Kuzey Irak dağlarında vatan topraklarını korumak için üçlere, yedilere, kırklara karışır...
Bozkurt, Türk'ün tarihe yön vereceği zamanlar ortaya çıkar... Türkler'in dalga dalga göçlerini anlatan 12. asır Süryani tarihçisi Mihael, "Yeryüzü Türkler'i taşımaya yetmiyordu. Batı'ya doğru ilerlerken, önlerinde bir kurt bulunuyor ve ona yetişemiyorlardı. Bozkurt hareket etmek istediği zaman "Göç" diye bağırıyorlardı" demektedir...
Bugün, gidilecek yol, artık fetih yolu değildir. Türk'ün coğrafyası, Türk'ün sahip olduğu zenginlik, Türk'ün kültürü Türk'e yeter... Bugün bu yol, Türk milletinin sadece "öykünerek" yani "düşünerek" kendine dönmesi yolu değil; yaratılış ve türeyiş destanlarından beri üstlendikleri "Dünyaya düzen verme", milletler arasında adaleti sağlama, "adaletle hükmetme" yoludur. Çünkü böyle bir yol tutturulmazsa, başka düzenlere boyun eğmek kaçınılmaz bir son olacaktır. Yeni fetihler, toprak elde etmek için değil, "Gönüller yapmak için" gerçekleşecektir.
Bu yol, Atatürk'ün de bilinçli olarak Türk tarihinden süzerek ve çok güzel ifade ettiği gibi, "b eşeriyette gerçek huzurun temini yolunda" yürümek için, "elinde ve kafasında tuttuğu müspet ilim meşalesi"nden faydalanarak, Türk kültürünü tarihin her döneminde olduğu gibi bugün de çağın önüne geçirmek, "güzel sanatları sevmek ve onda yükselmek, milletimizin yüksek karakterini, yorulmaz çalışkanlığını, doğuştan zekâsını, millî birlik duygusunu, her zaman ve her türlü vasıta ve tedbirlerle besleyerek geliştirmek" yoludur... Atatürk'ün söylemiyle, bu yol, "millî kültürümüz"dür... "Temeli yüksek Türk kültürü olan Türkiye Cumhuriyeti" vatandaşlarına ve öncelikle gençlerine düşen görev, başka milletlerin uydurmalarının değil, bu ülkünün gereğini yerine getirmektir. Beşeriyette gerçek huzuru temin etmek ya da Türklüğün Yeni Dünya Düzeni, ancak bu ruhla mümkün olacaktır.
Bir iddiamız da şudur ki, Çin'de, Hindistan'da, bütün Güney Asya'da, Amerika'da ve Avrupa'da kaybolmuş Türk kavimlerini bozkurtun izini takip ederek ortaya çıkarırsak, bütün insanlık, Batı dünyasının bu gerçekleri bildiği halde, üstünü örttüğü, gizlediği Türk tarihinden ve Türk'ün bugünkü ayağa kalkışından haberdar olacak, buna üzülmek yerine, sevinecektir. Kurt'un izinden giden, kaybolmuş Türk kavimlerini bulur! İşte o zaman, Türkler'in bütün insan topluluklarına, çağların en üstün felsefesini, uygarlığı, kısacası sevgiyi, saygıyı, insan olmayı öğrettiği görülecektir. Çünkü o zaman bozkurtun, sevgiyi bilen ve sevgiyle; Yunus gibi Türk'ün önüne düşen bir varlık olduğunu, bir defa daha kabul edecekler; yeni Türk uygarlığı, ufuklardan bir güneş gibi doğacaktır.
Bozkurt milletin ruhudur, Türk devletlerinin de garantisidir. Türk devletleri, Türk'ün yönetiminde olmaktan çıkmaya yüztutmuşsa, bozkurt yine görevini yapacaktır! Birkaç çakalın ortalıkta bozkurt diye dolaşması yüzünden de, kimse bozkurtlar üzerinde yanılmasın! "Kurtulmak, kurtuluş, kurtarmak" kelimeleri, "kurt olmak"tan, "kurt gibi olmak"tan, "kurt uluması"ndan gelir. Bozkurt olmak, esir olmamak, başkalarının kulu-kölesi olmamak demektir, bozkurt gibi, yüce dağlar başında özgür yaşamayı, kendi işini kendi görmeyi ifade eder... Türk Milleti, "dünyayı fesada boğanlar"a karşı, İslâm'dan önce de İslâm'la birlikte de, bozkurt olarak görevini yapmıştır. Dünya bilsin ki; bozkurtlar bugün de bozkurttur.
Solcu da olsa bozkurttur, sağcı da olsa bozkurttur, Alevi de olsa bozkurttur, Sünni de olsa bozkurttur, çünkü yaradılışı bozkurttur... Bir gün, bütün Türkler, bozkurt olduklarını hatırlayacak ve hep birlikte, tarihi yeniden yazacak; yeniden tarih yapacaktır.
Gazeteci Kemal Çapraz: Bozkurta düşmanlık Atatürk'e düşmanlıktır
Atatürk'ün bozkurt sevgisi ile ilgili olarak, uzun süreden beri bozkurt atlası çalışmaları yapan gazeteci-yazar Kemal Çapraz, konuyla ilgili şu bilgileri verdi:
"Kayıtsız şartsız Türk milliyetçiliği temelleri üzerine bina edilen Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunda bozkurt çok önemli bir yer tutmaktadır. TBMM Hükümeti'nin 23 Ocak 1922 tarihinde Mustafa Kemal Paşa'nın emriyle bastırdığı ilk pulda bozkurt resmi vardır. Yine Cumhuriyetimizin 1927 yılında tedavüle çıkardığı 5 ve 10 liralık ilk kâğıt paralarda da bozkurt kullanılmıştır.
Atatürk, Bozkurt'u engin Türk tarihin derinliklerinden çıkararak tekrar milli sembol olarak yüceltmiş, bu millî sembolün dirilişini sağlamıştır.
Daha Cumhuriyet ilan edilmeden 1922 yılında TBMM Hükümeti pul bastırıyor ve üzerinde Bozkurt resmi konuluyor. Bu bana göre çok önemli bir mesaj. Ankara Hükümeti'nin çalışmalarını millî bir çerçevede yürüttüğü ve temelinde Türk kültürünün zengin kaynakları bulunduğu mesajıdır. Yine, Atatürk ilk yolcu gemimizin adını Bozkurt koymuştur. Bu gemimiz Ege Denizi'nde Fransız 'Lotus' gemisiyle çarpışmış, bu dava uluslararası mahkemeye intikal etmiş, dönemin Adalet Bakanı Mahmut Esat, bu davada Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin avukatlığını yapmış ve kazanmıştır. Bu sebeple Atatürk bu olayı unutmamış, 1934'te Soyadı Kanunu çıktığında Mahmut Esat'a Bozkurt soyadını vermiştir. 1925 yılında Türkiye Cumhuriyeti Maarif Vekaleti, Türkiye Cumhuriyeti'nin devlet armasını seçmek için Mustafa Kemal'in direktifleriyle bir yarışma açmış. Bu armada yer alması gereken unsurları da 'Millî Arma Şartnamesi' adlı bir kitapçıkta yayınlanmıştır. Bu yarışmanın sonunda Namık İsmail'in eseri birinciliği kazanmıştır. Bu armada bozkurt yer almıştır. Bu çok önemlidir. Fakat bu armalar, 'bozkurtun görkemini yeterince yansıtmadığı için' Atatürk tarafından beğenilmemiş ve kullanılmasına izin verilmemiştir. Yine 1924'te Edebiyat Fakültesi bünyesinde Atatürk'ün emriyle Fuad Köprülü tarafından kurulan Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü'nün sembolü meşale tutan bir bozkurttur. Türk Ocakları'nın, İzcilik-Yavrukurt Teşkilatı'nın, ilk milli petrol şirketimiz Petrol Ofisi'nin sembolleri de Bozkurt'tur. 1927 yılında Atatürk tarafından yaptırılan Türk Ocağı binasının sahnesine Atatürk'ün emriyle Bozkurt yerleştirilmiştir. Şu anda Resim-Heykel Müzesi olarak kullanılan binanın sahnesinde bu muhteşem Bozkurt yer almaktadır. Yine Atatürk döneminde devlet okullarında okuyan öğrencilerin şapkalarında da Bozkurt sembolü yer almıştır. 1935 yılında piyasaya bozkurt isimli bir sigara çıkarılmıştır. Bu sigaraların üzerinde de bozkurt resmi yer almaktadır. Ankara Ulus heykelinde de bozkurt yer almaktadır. Batılılar'ın Atatürk'e 'bozkurt' unvanını vermelerinin sebebi de hem milliyetçiliği, hem de onda bozkurtu görmeleridir.
Atatürk'ün ölümünden sonra, önce paralar ve pullardaki bozkurt sembolleri kaldırılmış, daha sonra da Türkiye Cumhuriyeti'nin her kademesinde kullanılan bozkurt sembolleri yok edilmiştir. Hem de acıdır ki, Atatürkçülük adına yapılmıştır bu. Atatürk'ün Türk dünyası araştırmaları yapması için kurdurduğu Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü'nün kapısına kilit vurulmuştur. Sadece 27 Mayıs 1960 ihtilalinin birinci yılı münasabetiyle bastırılan 40 kuruşluk posta pulunda Bozkurt figürlü Ergenekon'dan çıkış tablosuna yer verilmiştir . O dönemde lise öğrencileri üniforma giyer, şapka takardı. Şapkada kullanılan amblem bozkurttu. TBMM'nin kapısında bozkurt amblemi vardı. Ankara'daki belediye otobüsleri bozkurt amblemliydi.
7 Eylül 1927 tarihinde Lahey Adalet Divanı, Bozkurt-Lotus davasının anısına, Atatürk'e Türklüğün özgürlük sembolü olduğu için bir bozkurt heykelciği hediye eder. Bu bozkurt, 1968 yılından sonra Samsun Müzesi'nde Atatürk'e ait özel eşyalarla birlikte sergilenmeye başlanır. 1978 yılına kadar burada sergilenen bozkurt ort adan kaybolur... Kültür Bakanlığı'ndan aldığım yazılı izinle müzeye giderek, bozkurtu depodaki tozlu raflar arasında buldum. Bu bozkurtu araştırırken yine Samsun Müzesi'nde Atatürk'ün çalışma masasında çağırma zili olarak kullandığı ikinci bir bozkurtu daha buldum. Cumhuriyetimizin, 29 Ekim 1998 tarihinde kutladığımız 75. Kuruluş Yıldönümünde, 'İşte Atatürk'ün bozkurtları' başlığıyla yayınladığımız haberden hemen sonra Kültür Bakanı İstemihan Talay, Atatürk'e ait olan bu iki önemli bozkurtun Samsun Müzesi'nde sergilenmesini sağladı.
Birilerinin bozkurt düşmanlığına rağmen millî kurumlarımızda hâlâ bozkurt yaşıyor. Bir örnek vermek gerekirse, geçtiğimiz yıl Yunan savaş uçaklarının Güney Kıbrıs'a gitmesi üzerine, Türk Hava Kuvvetleri'ne ait 'Anadolu Kurtları' filosu da misilleme olarak 18 Haziran 1998'de KKTC'deki Geçitkale Hava Üssü'ne inerek, Rum-Yunan ikilisine meydan okumuştu. Anadolu Kurtları filosundaki F-16'ların kuyrukları ile pilotlarımızın üniformalarının kollarında filonun sembolü olan bozkurt başı kullanılmıştır. Yine, her yıl 1 ve 2 numara ile yapılan tatbikatlara da 'Deniz Kurdu' adının verildiğini hepimiz bilmekteyiz. Buna benzer bazı millî kuruluşlarımızda bozkurt yaşatılıyor. Türk Dünyası'nın birçok bölgesinde ve Türkiye'deki sivil kuruluşlarda bozkurt sembol olarak kullanılıyor ve kullanılmaya devam edecek. Bozkurt şimdi sadece Türkiye'de değil bütün Türklük âleminde sembol olarak yaşıyor." (40)
Bu parayı bastıran kim; bu heykeli yaptıran kim?
Gazeteci-yazar Kemal Çapraz, bozkurtlu paralar ve heykeller ile ilgili şu bilgileri veriyor:
"Kayıtsız şartsız Türk milliyetçiliği temelleri üzerine bina edilen Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunda bozkurt çok önemli bir yer tutmaktadır. Araştırdıkça, bozkurtun sanıldığından çok daha fazla kullanıldığını, hayatımızın her safhasında yer aldığını gördüm. TBMM Hükümeti'nin 23 Ocak 1922 tarihinde Mustafa Kemal Paşa'nın emriyle bastırdığı ilk pulda bozkurt resmi vardır. Yine Cumhuriyetimizin 1927 yılında tedavüle çıkardığı 5 ve 10 liralık ilk kâğıt paralarda da bozkurt kullanılmıştır.
Atatürk, Bozkurtu engin Türk tarihin derinliklerinden çıkararak tekrar milli sembol olarak yüceltmiş, bu millî sembolün dirilişini sağlamıştır.
Daha Cumhuriyet ilan edilmeden 1922 yılında TBMM Hükümeti pul bastırıyor ve üzerinde Bozkurt resmi konuluyor. Bu bana göre çok önemli bir mesaj.
Yine Kahramanmaraş'ta Atatürk'ün emriyle yaptırılan 'Bayrak tutan bozkurt' heykelindeki kurdun yok edildiğini öğrendim. Atatürk'ün değer verdiği sembollere, düşüncelere, fikirlere düşmanlık edilerek, ayrı bir Atatürkçülük oluşturulmaya, Atatürk'ün katıksız bir Türk milliyetçisi oluşu örtülmeye, gizlenmeye, çalışılıyor. Bunları yapanlara karşı Türk milleti uyanık olmak zorundadır. Atatürk'e, düşüncelerine ve Türk milliyetçiliği fikrine doğrudan saldıramayanlar Gazi'nin önem verdiği değerlere saldırıyorlar. Burdur Kültür Parkı Abideleri'ndeki bozkurtun kaldırılması da böyle bir saldırının sonucudur. Atatürk'ün yaptırdığı ve önemli şehirlerimize dikilmesini istediği bozkurt heykelleri, ölümünden sonra depolara atılmıştır. Bunları da ortaya çıkaracağız."
erzurumlu25- .::Tengri::.
-
Yaş : 45
Cinsiyet :
Nerden : Erzurum
Lakap : Vatan delisi
Doğum Tarihi : 22/04/79
İletiler: : 757
Üyelik Tarihi : 29/12/09
Similar topics
» Atatürk’ün bozkurt sevgisi
» Atatürk'ün Timur sevgisi
» Bayrak sevgisi olan koca millet
» Anılarla Atatürk / Atatürk'ün İslamiyete Bakışı
» Din kardeşliği ve din savaşları
» Atatürk'ün Timur sevgisi
» Bayrak sevgisi olan koca millet
» Anılarla Atatürk / Atatürk'ün İslamiyete Bakışı
» Din kardeşliği ve din savaşları
¤ۣۜ..¤ İlteriş Türkçü Turancı Otağı ¤ۣۜ..¤ :: [Türkçülük] ve [Turancılık] :: Türk'ün Son Başbuğu: Atatürk
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz