DİN MASKESİ TAKMIŞ SAHTEKARLAR (DİNİN İSTİSMARI VE SİYASAL İSLAM)
1 sayfadaki 1 sayfası
DİN MASKESİ TAKMIŞ SAHTEKARLAR (DİNİN İSTİSMARI VE SİYASAL İSLAM)
DİN MASKESİ TAKMIŞ SAHTEKARLAR (DİNİN İSTİSMARI VE SİYASAL İSLAM)
Bugüne kadar Allahtan korkmayan, kuldan utanmayan ve ar damarı çatlamış bazı insanların; ağızlarını din, iman, peygamber ve Allah adıyla eğip bükmelerine kanarak çok istismar edildik:
Ø Bizlerin oylarını aldılar, soydular veya soyulmamıza göz yumdular.
Ø Verdiğimiz vergilerden oluşan siyasi partilere yardım paralarını zimmetlerine geçirdiler, hesap vermekten kaçtılar ve kendilerine özel aflar çıkardılar.
Ø Allah adına fakirlere yardım edeceklerini söyleyerek paralarımızı topladılar ve ceplerine attılar.
Ø İslami Holdingler kurup, bizlere helal kar payı vereceklerini söyleyip, alın teriyle kazanıp, dişimizden tırnağımızdan arttırdığımız birikimlerinizi toplayıp yok ettiler.
Ø Sözde şeyh ve hoca efendilerin Kuran’ı- Kerim’de olmayan sözlerini, Allah katından gibi gösterip bizi şirke bulaştırdılar.
Artık, Kurana dönüp, benim güzelim dinim üzerinden dünyevi çıkarlar sağlamaya çalışan din tüccarlarına/simsarlarına “YETER ARTIK ÇEKİN ŞU PİS ELLERİNİZİ BENİM DİNİMİN ÜZERİNDEN, SİZE OY VE PARA DÂHİL GÜNAHIMI BİLE VERMEM, HADİ BAŞKA KAPIYA” demenin zamanı gelip geçti bile. Bunun için hiç kimsenin aklına ve yardımına ihtiyacımız yok, sadece kutsal kitabımız Kurana dönüp bakalım.
ALAK SURESİ 1nci, MÜZZEMMİL SURESİ 4ncü ve MUHAMMED SURESİ 24ncü ayetler; “…KURAN’I AĞIR AĞIR VE ANLAMINI İNCEDEN İNCEYE DÜŞÜNEREK OKUMAMIZI” emreder.
ENFÂL SURESİ 22nci, MÜMİNÛN SURESİ 80nci, EN’AM SURESİ 32nci, YÛNUS SURESİ 100ncü ayetler ve daha pek çok ayet; “…AKLIMIZI KULLANMAMIZI” şart koşar.
Eğer, Kuran’da yazılı bu emirlere uygun olarak ayetleri inceden inceye düşünerek okusaydık ve aklımızı kullansaydık; din üzerinden siyaset yapan sahtekârlar ile dini istismar ederek menfaat temin eden din tüccarları, bizleri aldatamaz ve salak yerine koyamazlardı. Örneğin:
1.BİZİ ŞİRKE BULAŞTIRIYORLAR:
NİSA SURESİ 116ncı, NİSA SURESİ 48nci, KEHF SURESİ 26ncı, ŞÛRA SURESİ 21nci, ZÜMER SURESİ 65nci, EN’AM SURESİ 117nci ve TÎN SURESİ 8nci ayetlere göre; “…ALLAH KENDİSİNE ORTAK (ŞİRK) KOŞULMASINI ASLA AFFETMEZ VE O HÜKMÜNE HİÇ KİMSEYİ ORTAK ETMEZ”
MÂİDE SURESİ 99ncu, RA’D SURESİ 40ncı, ANKEBÛT SURESİ 18nci, NAHL SURESİ 35nci, ŞÛRA SURESİ 48nci, EN’AN SURESİ 107nci, YÛNUS SURESİ 49ncu, A’RAF SURESİ 6ncı ve SÂD SURESİ 86ncı ayetlere göre;
“…RESULE DÜŞEN, AÇIK BİR TEBLİĞDEN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR.” ve Yüce Allah Peygamberimize “…O HALDE TEBLİĞ ETMEK SANA, HESAP SORMAK BİZE DÜŞER.” Demek suretiyle ;” KULLARININ İMANINI YARGILAMA HAKKINI SEVGİLİ PEYGAMBERİNE BİLE VERMEMİŞTİR.”
Kuran’ın bu açık emirlerine rağmen;
Ø Halkımızı, inananlar ve inanmayanlar diye ikiye ayıranlara,
Ø Başı açık kadınları, dinsizlikle itham edenlere,
Ø İlk defa dindar bir Cumhurbaşkanı seçeceğiz diyerek, gelmiş geçmiş Cumhurbaşkanlarını sanki dinsizmiş gibi gösterip, siyasi menfaat temin etmeye çalışanlara,
Ø Türk ordusunu ve komutanlarını din düşmanı ilan edenlere,
Ø Bize oyunu verenler İslam, vermeyenler ise patates dinindendir diyenlere,
Ø Bir insan hem laik ve hem Müslüman olamaz sözleriyle tüm laiklik taraftarlarını dinsiz ilan edenlere, tepkimiz şöyle olmalıydı:
Eğer Kuranı “ İnceden inceye düşünerek okusaydık ve aklımızı işletseydik” Mütedeyyin Müslümanlar olarak; “Dur bakalım, sen Allah mısın veya Allah ile ortak mısın ki, insanların imanını yargılama hakkını kendinde buluyorsun. Yüce Allahın sevgili peygamberine bile tanımadığı bir yetkiyi utanmadan ve hangi cesaretle kullanmaya yelteniyorsun. Sen gırtlağına kadar şirke batmışsın. Bizi de günahına ortak etme. Size oyumu değil günahımı bile vermem” dememiz gerekirdi.
2. DİN TÜCCARLIĞI YAPARAK MADDİ MENFAAT SAĞLIYORLAR:
ÂLİ İMRAN SURESİ 161nci ve 187nci, BAKARA SURESİ 75nci, 79ncu 174ncü ve NAHL SURESİ 95nci ayetler; “ DİNİ DEĞERLERİ BASİT BİR ÜCRET KARŞILIĞI SATMAYI, KAMU MALINDAN AŞIRMAYI VE SONUÇ OLARAK DİN ÜZERİNDEN MADDİ MENFAAT SAĞLAMAYI YASAKLAMIŞTIR”
SÂD SURESİ 86ncı ayette de; peygamberimizin bile “ TEBLİĞİNE KARŞILIK HERHANGİ BİR ÜCRET İSTEMEDİĞİNİ…” belirtmiştir.
HADİD SURESİ 14ncü, ÂLİ İMRAN SURESİ 78nci, FUSSILET SURESİ 40ıncı, LUKMAN SURESİ 33ncü ve FÂTIR SURESİ 5nci ayetler ise; “ ALLAH ADIYLA İNSANLARI ALDATMAYI YASAKLAMIŞ VE BUNLARA KARŞI DİKKATLİ OLMAMIZ İÇİN BİZLERİ UYARMIŞTIR”
Kuran’ın bu açık emirlerine rağmen;
Ø Din, İman, Peygamber ve Allah adını kullanarak, İSLAMİ HOLDİNGLER KURACAKLARINI VE KAR PAYI VERECEKLERİNİ SÖYLEYEREK, Müslümanların alın teriyle kazandıkları paraları toplayıp ceplerine attılar. AKLIMIZI KULLANMADIK.
Ø Fakir ve muhtaçlara yardım edeceklerini söyleyerek ALLAH RIZASI İÇİN MÜSLÜMANLARDAN PARA TOPLADILAR ve bu paraların çoğunu cebe attılar. HALA AKILLANMADIK.
Ø 13- 14 yaşındaki kız çocuğuna cinsel istismarda bulunan 70 yaşındaki adamın, ağzını Allah adıyla eğip bükmesine bakarak “ BELKİ İMAM NİKÂHI YAPMIŞTIR, ÖYLEYSE YAPTIĞI DİNE UYGUNDUR VE MUBAHTIR” diyebilecek kadar hayâsızlaştılar. Aklımızın ve vicdanımızın sesine uyarak, SENİN KENDİ ÖZ KIZINA YAPSAYDI İÇİNE SİNDİRİR MİYDİN BİLE DEMEDİK.
Eğer Kuranı “ İnceden inceye düşünerek okusaydık ve aklımızı işletseydik” Mütedeyyin Müslümanlar olarak; “ Bre Allahtan korkmaz kuldan utanmazlar, Allah adını kullanarak Müslümanları soyup soğana çeviriyorsunuz. Din tüccarlığı yaparak maddi menfaat sağladığınız yetmiyor, üstüne üstlük küçük çocukların bile ırzına göz dikiyorsunuz. Hadi başka kapıya” diyerek kovalamamız gerekirdi.
3. DİNDAR KİSVESİ ALTINDA KENDİ ÇIKARLARINA GÖRE HELAL VE HARAM YARATIYORLAR:
NAHL SURESİ 116ncı ayet : “ YALAN DÜZEREK ALLAH’A İFTİRA ETMEK İÇİN, DİLLERİNİZİN UYDURMA NİTELENDİRMELERİYLE ŞU HELALDİR DA ŞU HARAMDIR DEMEYİN. YALAN DÜZEREK ALLAH’A İFTİRA EDENLER KURTULAMAZLAR.”
YÛNUS SURESİ 59ncu ayet ise: “ DE Kİ; NE OLDU SİZE DE ALLAH’IN SİZE RIZIK OLARAK İNDİRDİĞİ ŞEYLERDEN BİR HARAM YAPTINIZ BİR DE HELAL? DE Kİ; ALLAH MI SİZE İZİN VERDİ, YOKSA ALLAH’A İFTİRA MI EDİYORSUNUZ?” diyor.
Kuran’ın bu açık emirlerine rağmen;
Ø Birtakım din sömürücüleri, kendi çıkarlarına göre HELAL ve HARAM ayrımı yapmaya başladılar. Sanki diğer dükkânlarda satılan maddeler harammış gibi, ortalık helal gıda, helal market ve helal giyim dükkânlarından geçilmiyor. Hâlbuki Kuranda Yüce Rabbimizin haram kıldığı şeyler açıkça yazılmıştır ve son derece sınırlıdır. Bunu yapanlar Yüce Allarımızın “Din üzerinden maddi menfaat sağlanmasını yasakladığını ve Allaha ortak koşulması gibi bir büyük günahı asla affetmeyeceğini bal gibi bildikleri halde, ticari çıkarları için dini terimleri kullanmaktan çekinmiyorlar.
Ø Dini değerlerin istismarına somut bir örnek olarak, yakınlarımdan bir kişinin Almanya’da bizzat tanık olduğu bir olayı aklınıza, mantığınıza ve vicdanlarınıza sunmak istiyorum:
“Almanya’da küçük bir market, kasada oturan sakalları kırlaşmış bir adam, başında yeşil bir takke ve elinde bir tespih var. Marketim önünden geçen yolun kenarına park etmiş bir araba ve arabanın içindeki alüminyum tavalara çaprazlamasına ayaklı başlı dizilmiş tavuk etleri bulunuyor.
v Kasadaki sakallı, marketteki müşterilere duyuracak şekilde, tavuk arabasının şoförüne sesleniyor; “ CEVAT, ARABADAKİ TAVUKLARIN HANGİLERİ HELAL”
v Şoför bağırarak cevap veriyor; “ HACI AMCA, BAŞI KIBLEYE BAKAN TAVUKLAR HELAL, SEN ONLARDAN AL”
Eğer, arabanın burnu sağa değil de sola bakacak şekilde park edilmiş olsaydı, ayaklı başlı çaprazlana dizilmiş tavukların ötekileri kıbleye bakıyor olacaktı. Soruyorum, Allah aşkına, dindarlık bu mudur? Bu adamlar, mütedeyyin Müslümanları aptal yerine koyuyorlar.
Ø Helal – haram konusu, Allahtan korkmaz ve kuldan utanmaz din tüccarları tarafından akla hayale gelmeyecek şekilde öyle şeytanca istismar ediliyor ki, bu kadarına da pes artık diyorum. Örneğin:
v İnternete girip bakın bol bol “HELAL EVLİLİK SİTELERİ” göreceksiniz.
v Gazetelere de yansıdığı gibi “ HELAL SEX SHOP (SEKS DÜKKÂNI)” bile açıldı.
4. MÜSLÜMANLARI FIRKALARA ( HİZİPLERE) BÖLÜYORLAR:
RÛM SURESİ 32nci, ŞÛRA SURESİ 13ncü ve EN’AM SURESİ 159ncu ayetler; “…DİNİ YALNIZ ALLAHA ÖZGÜLEYEREK DOSDOĞRU TUTMAYI VE ONDA BÖLÜNÜP FIRKALARA AYRILMAMAYI…” emrediyor.
KEHF SURESİ 102nci, MÜMİN SURESİ 14ncü, ZÜMER SURESİ 3ncü, 11nci ve 66ncı ayetler ile SEBE SURESİ 40ncı ve FÂTİHA SURESİ 5nci ayetler ise; “ İNSANLARDAN VELİ EDİNMEMELERİNİ, YALNIZ ALLAHA İBADET VE KULLUK ETMELERİNİ VE YALNIZ ALLAHTAN YARDIM DİLEMELERİNİ” emrediyor.
Kuran’ın bu açık emirlerine rağmen;
Ø Ortalıkta ŞEYH veya HOCA EFENDİ adı altında bir takım insanlar ile bunların etrafında TARİKAT veya CEMAAT ismi altında kümelenmiş menfaat şebekelerinin türediği görülmektedir. Söz konusu ŞEYHLER ve HOCA EFENDİLER müritlerini kendilerine bağlamak ve sömürebilmek için “ ŞEYHİ OLMAYANIN ŞEYHİ ŞEYTANDIR” safsatasını yayıyorlar. ŞEYH ve HOCA EFENDİLER tarafından kurulan pek çok farklı TARİKAT ve CEMAAT müritleri, İslam dinini kendi şeyh ve hoca efendilerinin meşrebine özgüleyerek uyguluyorlar ve Kuran-ı Kerim’de hiç yeri olmayan kuralları sanki İslam’ın gereğiymiş gibi dayatıyorlar. Böylece:
v Sırf kendi çıkarları için Rabbimizin emirlerine karşı gelerek, dinimizi fırkalara bölüyorlar.
v Şeyhi veya hoca efendiyi veli edinen müritler şirke bulaşıyorlar.
v Cennete giden yolun şeyhinin veya hoca efendisinin tarikat ve cemaatinden geçtiğine inanan iyi niyetli saf müritler, hem kendilerini sömürtüyorlar ve hem de affedilmez en büyük günah olan şirke dalıyorlar.
Ø Şeyhin ve hoca efendinin yakın çevresinde kümelenmiş bir kısım müritler ise, İslam’a aykırı hareket ettiklerinin bal gibi farkında. Ama kendilerinin kölesi oldukları dünya menfaatlerinden vazgeçemiyorlar.
Ø Anılan cemaat ve tarikatların bir kısmı, sahip oldukları şirketlerle hem holdingleşmişler ve hem de devlet gücünü de ele geçirerek güçlerine güç katmak amacıyla siyasallaşmışlardır. Bazılarının dünyevi iktidar hırsları öyle azgınlaşmıştır ki, bu milletin ve ülkenin temellerini dinamitlemeye ahdetmiş odaklarla işbirliği yapabilecek hale bile gelmişlerdir.
5. SİYASET YOLUYLA DEVLET İMKANLARINA ULAŞIP HALKIMIZI SOYUYORLAR:
ÂLİ İMRAN SURESİ 161nci ayet: “…HER KİM HIYANET EDER, KAMU MALINDAN BİR ŞEY AŞIRIRSA, AŞIRDIĞINI KIYAMET GÜNÜ YÜKLENİP GETİRİR…”
BAKARA SURESİ 174ncü ayet ise : “ ALLAH’IN KİTAPTAN İNDİRDİĞİ ŞEYİ GİZLEYİP ONU BASİT BİR ÜCRET KARŞILIĞI SATANLAR, KARINLARINDA ATEŞTEN BAŞKA BİR ŞEY YEMİŞ OLMAZLAR. KIYAMET GÜNÜ ALLAH ONLARLA KONUŞMAYACAKTIR, ONLARI ARINDIRMAYACAKTIR DA… ONLAR İÇİN KORKUNÇ BİR AZAP VARDIR…” diyor.
Kuran’ın bu açık emirlerine rağmen;
Ø Dindar havaları atarak milletvekili seçilen, fakat “SAHTE FATURA KULLANDIĞI VE DEVLETTEN VERGİ KAÇIRDIĞI İÇİN HAKKINDA DAVALAR AÇILAN” vekil veya vekiller bile bile bu yasayı neden oylarıyla destekler?
Ø Bu ülkede, MISIR ithaline ilişkin gümrük vergisi bir gecede düşürülüp, bazı bakanların evlatları mısır ithal ettikten sonra vergi neden yükseltilir. Böyle bir trilyonluk vurguna, mütedeyyin Müslüman milletvekillerimiz oylarıyla neden destek olur?
Ø Bazı siyasilerimizin çocukları, sözde sünnet düğününde takılan takılarla, birden bire nasıl gemilere, şirketlere ve villalara sahip olabilirler? Mütedeyyin Müslüman milletvekillerimiz, bu gibi yolsuzlukları araştıracak ve soruşturacak komisyonların kurulmasını verdikleri ret oylarıyla neden engellerler?
Ø Haklarında ciddi yolsuzluk iddiaları bulunan siyasi iktidara yakın bürokratlara yargı yolunu açacak izinler neden verilmez. Mütedeyyin Müslüman vekillerimiz neden sessiz kalırlar?
Ø Özelleştirme kapsamında yabancılara çok ucuz fiyata satılan milli varlıklarımızın, satışlar tamamlandıktan sonra değerlerinin birden bire yükselmesini mütedeyyin Müslüman vekillerimiz neden merak etmezler? İmar planlarında değer arttırıcı değişikliklere neden karşı çıkmazlar? Araştırma ve soruşturma komisyonlarının kurulmasını neden istemezler?
Ø Din, iman, peygamber ve Allah adını dillerinden düşürmeyen bazı politikacılar, Devlet bütçesinden siyasi partilere yapılan devlet yardımlarını neden zimmetlerime geçirirler? Neden hesap vermekten kaçınırlar? Bunlar için neden özel af çıkarılır? Mütedeyyin Müslüman milletvekillerimizin bir kısmı bunları neden veli edinirler?
Eğer samimi ve mütedeyyin Müslüman iseler, içlerinde Allah sevgisi ve korkusu varsa, söz konusu soruların cevaplarını, muhatapları kendi vicdanlarında vermelidirler.
6. SONUÇ VE MÜTEDEYYİN MÜSLÜMAN KARDEŞLERİMİZE ÇAĞRI:
Ø Lütfen Kuran’ı kerimi, Yüce rabbimizin emrettiği gibi “ ANLAMINI İNCEDEN İNCEYE DÜŞÜNEREK VE AKLIMIZI İŞLETEREK” bizzat kendimiz okuyalım.
Ø Bizi cennete götürecek yolun şeyh veya hoca efendinin tarikat ve cemaatinden değil, Kuranı yalnız Allaha özgüleyerek uygulamaktan geçtiğine inanalım.
Ø Hangi maksatla olursa olsun Tarikat ve cemaat evlerinde, camilerde, meclislerde ve toplantı salonlarında din, iman, peygamber ve Allah adını kullanarak para toplamak isteyenlere kanmayalım ve kuruş vermeyelim. Eğer yardım yapmak istiyorsak Kızılay, Çocuk Esirgeme Kurumu ve Mehmetçik vakfı gibi hesapları denetlenen devletin resmi yardım kuruluşlarına yardım yapalım.
Ø Camilerde herhangi bir partinin propagandasını yapan, cemaate yeminler ettiren imamlara ve vaizlere “ dinimi siyasete karıştırma” diyerek tepki gösterelim.
Ø Din üzerinden çıkar sağlamaya sağlayan tüccar takımı şeyh, hacı ve hocaların Allah katındandır diyerek bize yutturmaya kalktıkları safsatalara kanıp, bizleri şirke bulaştırmalarına izin vermeyelim.
Ø Ağızlarını din, iman, peygamber ve Allah adıyla eğip bükerek bizden oy isteyen siyasilerin “ YÜCE RABBİMİZİN DİN ÜZERİNDEN MENFAAT SAĞLANMASINI YASAKLAYAN EMRİNE KARŞI GELDİĞİNİ” hatırlayalım ve “ÇEKİN ŞU PİS ELLERİNİZİ VE DİLLERİNİZİ BENİM DİNİMİN ÜZERİNDEN DİYELİM. OYUMU İSTEYECEKSEN YALAN SÖYLEMEDEN PROJELERİNİ ADAM GİBİ ANLAT, GÜZEL VE MÜKEMMEL DİNİMİ, SİYASİ VE TİCARİ ÇIKARLARINA ALET ETME” demek basiretini gösterelim.
HİKMET YAVAŞ-İZMİR
Bugüne kadar Allahtan korkmayan, kuldan utanmayan ve ar damarı çatlamış bazı insanların; ağızlarını din, iman, peygamber ve Allah adıyla eğip bükmelerine kanarak çok istismar edildik:
Ø Bizlerin oylarını aldılar, soydular veya soyulmamıza göz yumdular.
Ø Verdiğimiz vergilerden oluşan siyasi partilere yardım paralarını zimmetlerine geçirdiler, hesap vermekten kaçtılar ve kendilerine özel aflar çıkardılar.
Ø Allah adına fakirlere yardım edeceklerini söyleyerek paralarımızı topladılar ve ceplerine attılar.
Ø İslami Holdingler kurup, bizlere helal kar payı vereceklerini söyleyip, alın teriyle kazanıp, dişimizden tırnağımızdan arttırdığımız birikimlerinizi toplayıp yok ettiler.
Ø Sözde şeyh ve hoca efendilerin Kuran’ı- Kerim’de olmayan sözlerini, Allah katından gibi gösterip bizi şirke bulaştırdılar.
Artık, Kurana dönüp, benim güzelim dinim üzerinden dünyevi çıkarlar sağlamaya çalışan din tüccarlarına/simsarlarına “YETER ARTIK ÇEKİN ŞU PİS ELLERİNİZİ BENİM DİNİMİN ÜZERİNDEN, SİZE OY VE PARA DÂHİL GÜNAHIMI BİLE VERMEM, HADİ BAŞKA KAPIYA” demenin zamanı gelip geçti bile. Bunun için hiç kimsenin aklına ve yardımına ihtiyacımız yok, sadece kutsal kitabımız Kurana dönüp bakalım.
ALAK SURESİ 1nci, MÜZZEMMİL SURESİ 4ncü ve MUHAMMED SURESİ 24ncü ayetler; “…KURAN’I AĞIR AĞIR VE ANLAMINI İNCEDEN İNCEYE DÜŞÜNEREK OKUMAMIZI” emreder.
ENFÂL SURESİ 22nci, MÜMİNÛN SURESİ 80nci, EN’AM SURESİ 32nci, YÛNUS SURESİ 100ncü ayetler ve daha pek çok ayet; “…AKLIMIZI KULLANMAMIZI” şart koşar.
Eğer, Kuran’da yazılı bu emirlere uygun olarak ayetleri inceden inceye düşünerek okusaydık ve aklımızı kullansaydık; din üzerinden siyaset yapan sahtekârlar ile dini istismar ederek menfaat temin eden din tüccarları, bizleri aldatamaz ve salak yerine koyamazlardı. Örneğin:
1.BİZİ ŞİRKE BULAŞTIRIYORLAR:
NİSA SURESİ 116ncı, NİSA SURESİ 48nci, KEHF SURESİ 26ncı, ŞÛRA SURESİ 21nci, ZÜMER SURESİ 65nci, EN’AM SURESİ 117nci ve TÎN SURESİ 8nci ayetlere göre; “…ALLAH KENDİSİNE ORTAK (ŞİRK) KOŞULMASINI ASLA AFFETMEZ VE O HÜKMÜNE HİÇ KİMSEYİ ORTAK ETMEZ”
MÂİDE SURESİ 99ncu, RA’D SURESİ 40ncı, ANKEBÛT SURESİ 18nci, NAHL SURESİ 35nci, ŞÛRA SURESİ 48nci, EN’AN SURESİ 107nci, YÛNUS SURESİ 49ncu, A’RAF SURESİ 6ncı ve SÂD SURESİ 86ncı ayetlere göre;
“…RESULE DÜŞEN, AÇIK BİR TEBLİĞDEN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR.” ve Yüce Allah Peygamberimize “…O HALDE TEBLİĞ ETMEK SANA, HESAP SORMAK BİZE DÜŞER.” Demek suretiyle ;” KULLARININ İMANINI YARGILAMA HAKKINI SEVGİLİ PEYGAMBERİNE BİLE VERMEMİŞTİR.”
Kuran’ın bu açık emirlerine rağmen;
Ø Halkımızı, inananlar ve inanmayanlar diye ikiye ayıranlara,
Ø Başı açık kadınları, dinsizlikle itham edenlere,
Ø İlk defa dindar bir Cumhurbaşkanı seçeceğiz diyerek, gelmiş geçmiş Cumhurbaşkanlarını sanki dinsizmiş gibi gösterip, siyasi menfaat temin etmeye çalışanlara,
Ø Türk ordusunu ve komutanlarını din düşmanı ilan edenlere,
Ø Bize oyunu verenler İslam, vermeyenler ise patates dinindendir diyenlere,
Ø Bir insan hem laik ve hem Müslüman olamaz sözleriyle tüm laiklik taraftarlarını dinsiz ilan edenlere, tepkimiz şöyle olmalıydı:
Eğer Kuranı “ İnceden inceye düşünerek okusaydık ve aklımızı işletseydik” Mütedeyyin Müslümanlar olarak; “Dur bakalım, sen Allah mısın veya Allah ile ortak mısın ki, insanların imanını yargılama hakkını kendinde buluyorsun. Yüce Allahın sevgili peygamberine bile tanımadığı bir yetkiyi utanmadan ve hangi cesaretle kullanmaya yelteniyorsun. Sen gırtlağına kadar şirke batmışsın. Bizi de günahına ortak etme. Size oyumu değil günahımı bile vermem” dememiz gerekirdi.
2. DİN TÜCCARLIĞI YAPARAK MADDİ MENFAAT SAĞLIYORLAR:
ÂLİ İMRAN SURESİ 161nci ve 187nci, BAKARA SURESİ 75nci, 79ncu 174ncü ve NAHL SURESİ 95nci ayetler; “ DİNİ DEĞERLERİ BASİT BİR ÜCRET KARŞILIĞI SATMAYI, KAMU MALINDAN AŞIRMAYI VE SONUÇ OLARAK DİN ÜZERİNDEN MADDİ MENFAAT SAĞLAMAYI YASAKLAMIŞTIR”
SÂD SURESİ 86ncı ayette de; peygamberimizin bile “ TEBLİĞİNE KARŞILIK HERHANGİ BİR ÜCRET İSTEMEDİĞİNİ…” belirtmiştir.
HADİD SURESİ 14ncü, ÂLİ İMRAN SURESİ 78nci, FUSSILET SURESİ 40ıncı, LUKMAN SURESİ 33ncü ve FÂTIR SURESİ 5nci ayetler ise; “ ALLAH ADIYLA İNSANLARI ALDATMAYI YASAKLAMIŞ VE BUNLARA KARŞI DİKKATLİ OLMAMIZ İÇİN BİZLERİ UYARMIŞTIR”
Kuran’ın bu açık emirlerine rağmen;
Ø Din, İman, Peygamber ve Allah adını kullanarak, İSLAMİ HOLDİNGLER KURACAKLARINI VE KAR PAYI VERECEKLERİNİ SÖYLEYEREK, Müslümanların alın teriyle kazandıkları paraları toplayıp ceplerine attılar. AKLIMIZI KULLANMADIK.
Ø Fakir ve muhtaçlara yardım edeceklerini söyleyerek ALLAH RIZASI İÇİN MÜSLÜMANLARDAN PARA TOPLADILAR ve bu paraların çoğunu cebe attılar. HALA AKILLANMADIK.
Ø 13- 14 yaşındaki kız çocuğuna cinsel istismarda bulunan 70 yaşındaki adamın, ağzını Allah adıyla eğip bükmesine bakarak “ BELKİ İMAM NİKÂHI YAPMIŞTIR, ÖYLEYSE YAPTIĞI DİNE UYGUNDUR VE MUBAHTIR” diyebilecek kadar hayâsızlaştılar. Aklımızın ve vicdanımızın sesine uyarak, SENİN KENDİ ÖZ KIZINA YAPSAYDI İÇİNE SİNDİRİR MİYDİN BİLE DEMEDİK.
Eğer Kuranı “ İnceden inceye düşünerek okusaydık ve aklımızı işletseydik” Mütedeyyin Müslümanlar olarak; “ Bre Allahtan korkmaz kuldan utanmazlar, Allah adını kullanarak Müslümanları soyup soğana çeviriyorsunuz. Din tüccarlığı yaparak maddi menfaat sağladığınız yetmiyor, üstüne üstlük küçük çocukların bile ırzına göz dikiyorsunuz. Hadi başka kapıya” diyerek kovalamamız gerekirdi.
3. DİNDAR KİSVESİ ALTINDA KENDİ ÇIKARLARINA GÖRE HELAL VE HARAM YARATIYORLAR:
NAHL SURESİ 116ncı ayet : “ YALAN DÜZEREK ALLAH’A İFTİRA ETMEK İÇİN, DİLLERİNİZİN UYDURMA NİTELENDİRMELERİYLE ŞU HELALDİR DA ŞU HARAMDIR DEMEYİN. YALAN DÜZEREK ALLAH’A İFTİRA EDENLER KURTULAMAZLAR.”
YÛNUS SURESİ 59ncu ayet ise: “ DE Kİ; NE OLDU SİZE DE ALLAH’IN SİZE RIZIK OLARAK İNDİRDİĞİ ŞEYLERDEN BİR HARAM YAPTINIZ BİR DE HELAL? DE Kİ; ALLAH MI SİZE İZİN VERDİ, YOKSA ALLAH’A İFTİRA MI EDİYORSUNUZ?” diyor.
Kuran’ın bu açık emirlerine rağmen;
Ø Birtakım din sömürücüleri, kendi çıkarlarına göre HELAL ve HARAM ayrımı yapmaya başladılar. Sanki diğer dükkânlarda satılan maddeler harammış gibi, ortalık helal gıda, helal market ve helal giyim dükkânlarından geçilmiyor. Hâlbuki Kuranda Yüce Rabbimizin haram kıldığı şeyler açıkça yazılmıştır ve son derece sınırlıdır. Bunu yapanlar Yüce Allarımızın “Din üzerinden maddi menfaat sağlanmasını yasakladığını ve Allaha ortak koşulması gibi bir büyük günahı asla affetmeyeceğini bal gibi bildikleri halde, ticari çıkarları için dini terimleri kullanmaktan çekinmiyorlar.
Ø Dini değerlerin istismarına somut bir örnek olarak, yakınlarımdan bir kişinin Almanya’da bizzat tanık olduğu bir olayı aklınıza, mantığınıza ve vicdanlarınıza sunmak istiyorum:
“Almanya’da küçük bir market, kasada oturan sakalları kırlaşmış bir adam, başında yeşil bir takke ve elinde bir tespih var. Marketim önünden geçen yolun kenarına park etmiş bir araba ve arabanın içindeki alüminyum tavalara çaprazlamasına ayaklı başlı dizilmiş tavuk etleri bulunuyor.
v Kasadaki sakallı, marketteki müşterilere duyuracak şekilde, tavuk arabasının şoförüne sesleniyor; “ CEVAT, ARABADAKİ TAVUKLARIN HANGİLERİ HELAL”
v Şoför bağırarak cevap veriyor; “ HACI AMCA, BAŞI KIBLEYE BAKAN TAVUKLAR HELAL, SEN ONLARDAN AL”
Eğer, arabanın burnu sağa değil de sola bakacak şekilde park edilmiş olsaydı, ayaklı başlı çaprazlana dizilmiş tavukların ötekileri kıbleye bakıyor olacaktı. Soruyorum, Allah aşkına, dindarlık bu mudur? Bu adamlar, mütedeyyin Müslümanları aptal yerine koyuyorlar.
Ø Helal – haram konusu, Allahtan korkmaz ve kuldan utanmaz din tüccarları tarafından akla hayale gelmeyecek şekilde öyle şeytanca istismar ediliyor ki, bu kadarına da pes artık diyorum. Örneğin:
v İnternete girip bakın bol bol “HELAL EVLİLİK SİTELERİ” göreceksiniz.
v Gazetelere de yansıdığı gibi “ HELAL SEX SHOP (SEKS DÜKKÂNI)” bile açıldı.
4. MÜSLÜMANLARI FIRKALARA ( HİZİPLERE) BÖLÜYORLAR:
RÛM SURESİ 32nci, ŞÛRA SURESİ 13ncü ve EN’AM SURESİ 159ncu ayetler; “…DİNİ YALNIZ ALLAHA ÖZGÜLEYEREK DOSDOĞRU TUTMAYI VE ONDA BÖLÜNÜP FIRKALARA AYRILMAMAYI…” emrediyor.
KEHF SURESİ 102nci, MÜMİN SURESİ 14ncü, ZÜMER SURESİ 3ncü, 11nci ve 66ncı ayetler ile SEBE SURESİ 40ncı ve FÂTİHA SURESİ 5nci ayetler ise; “ İNSANLARDAN VELİ EDİNMEMELERİNİ, YALNIZ ALLAHA İBADET VE KULLUK ETMELERİNİ VE YALNIZ ALLAHTAN YARDIM DİLEMELERİNİ” emrediyor.
Kuran’ın bu açık emirlerine rağmen;
Ø Ortalıkta ŞEYH veya HOCA EFENDİ adı altında bir takım insanlar ile bunların etrafında TARİKAT veya CEMAAT ismi altında kümelenmiş menfaat şebekelerinin türediği görülmektedir. Söz konusu ŞEYHLER ve HOCA EFENDİLER müritlerini kendilerine bağlamak ve sömürebilmek için “ ŞEYHİ OLMAYANIN ŞEYHİ ŞEYTANDIR” safsatasını yayıyorlar. ŞEYH ve HOCA EFENDİLER tarafından kurulan pek çok farklı TARİKAT ve CEMAAT müritleri, İslam dinini kendi şeyh ve hoca efendilerinin meşrebine özgüleyerek uyguluyorlar ve Kuran-ı Kerim’de hiç yeri olmayan kuralları sanki İslam’ın gereğiymiş gibi dayatıyorlar. Böylece:
v Sırf kendi çıkarları için Rabbimizin emirlerine karşı gelerek, dinimizi fırkalara bölüyorlar.
v Şeyhi veya hoca efendiyi veli edinen müritler şirke bulaşıyorlar.
v Cennete giden yolun şeyhinin veya hoca efendisinin tarikat ve cemaatinden geçtiğine inanan iyi niyetli saf müritler, hem kendilerini sömürtüyorlar ve hem de affedilmez en büyük günah olan şirke dalıyorlar.
Ø Şeyhin ve hoca efendinin yakın çevresinde kümelenmiş bir kısım müritler ise, İslam’a aykırı hareket ettiklerinin bal gibi farkında. Ama kendilerinin kölesi oldukları dünya menfaatlerinden vazgeçemiyorlar.
Ø Anılan cemaat ve tarikatların bir kısmı, sahip oldukları şirketlerle hem holdingleşmişler ve hem de devlet gücünü de ele geçirerek güçlerine güç katmak amacıyla siyasallaşmışlardır. Bazılarının dünyevi iktidar hırsları öyle azgınlaşmıştır ki, bu milletin ve ülkenin temellerini dinamitlemeye ahdetmiş odaklarla işbirliği yapabilecek hale bile gelmişlerdir.
5. SİYASET YOLUYLA DEVLET İMKANLARINA ULAŞIP HALKIMIZI SOYUYORLAR:
ÂLİ İMRAN SURESİ 161nci ayet: “…HER KİM HIYANET EDER, KAMU MALINDAN BİR ŞEY AŞIRIRSA, AŞIRDIĞINI KIYAMET GÜNÜ YÜKLENİP GETİRİR…”
BAKARA SURESİ 174ncü ayet ise : “ ALLAH’IN KİTAPTAN İNDİRDİĞİ ŞEYİ GİZLEYİP ONU BASİT BİR ÜCRET KARŞILIĞI SATANLAR, KARINLARINDA ATEŞTEN BAŞKA BİR ŞEY YEMİŞ OLMAZLAR. KIYAMET GÜNÜ ALLAH ONLARLA KONUŞMAYACAKTIR, ONLARI ARINDIRMAYACAKTIR DA… ONLAR İÇİN KORKUNÇ BİR AZAP VARDIR…” diyor.
Kuran’ın bu açık emirlerine rağmen;
Ø Dindar havaları atarak milletvekili seçilen, fakat “SAHTE FATURA KULLANDIĞI VE DEVLETTEN VERGİ KAÇIRDIĞI İÇİN HAKKINDA DAVALAR AÇILAN” vekil veya vekiller bile bile bu yasayı neden oylarıyla destekler?
Ø Bu ülkede, MISIR ithaline ilişkin gümrük vergisi bir gecede düşürülüp, bazı bakanların evlatları mısır ithal ettikten sonra vergi neden yükseltilir. Böyle bir trilyonluk vurguna, mütedeyyin Müslüman milletvekillerimiz oylarıyla neden destek olur?
Ø Bazı siyasilerimizin çocukları, sözde sünnet düğününde takılan takılarla, birden bire nasıl gemilere, şirketlere ve villalara sahip olabilirler? Mütedeyyin Müslüman milletvekillerimiz, bu gibi yolsuzlukları araştıracak ve soruşturacak komisyonların kurulmasını verdikleri ret oylarıyla neden engellerler?
Ø Haklarında ciddi yolsuzluk iddiaları bulunan siyasi iktidara yakın bürokratlara yargı yolunu açacak izinler neden verilmez. Mütedeyyin Müslüman vekillerimiz neden sessiz kalırlar?
Ø Özelleştirme kapsamında yabancılara çok ucuz fiyata satılan milli varlıklarımızın, satışlar tamamlandıktan sonra değerlerinin birden bire yükselmesini mütedeyyin Müslüman vekillerimiz neden merak etmezler? İmar planlarında değer arttırıcı değişikliklere neden karşı çıkmazlar? Araştırma ve soruşturma komisyonlarının kurulmasını neden istemezler?
Ø Din, iman, peygamber ve Allah adını dillerinden düşürmeyen bazı politikacılar, Devlet bütçesinden siyasi partilere yapılan devlet yardımlarını neden zimmetlerime geçirirler? Neden hesap vermekten kaçınırlar? Bunlar için neden özel af çıkarılır? Mütedeyyin Müslüman milletvekillerimizin bir kısmı bunları neden veli edinirler?
Eğer samimi ve mütedeyyin Müslüman iseler, içlerinde Allah sevgisi ve korkusu varsa, söz konusu soruların cevaplarını, muhatapları kendi vicdanlarında vermelidirler.
6. SONUÇ VE MÜTEDEYYİN MÜSLÜMAN KARDEŞLERİMİZE ÇAĞRI:
Ø Lütfen Kuran’ı kerimi, Yüce rabbimizin emrettiği gibi “ ANLAMINI İNCEDEN İNCEYE DÜŞÜNEREK VE AKLIMIZI İŞLETEREK” bizzat kendimiz okuyalım.
Ø Bizi cennete götürecek yolun şeyh veya hoca efendinin tarikat ve cemaatinden değil, Kuranı yalnız Allaha özgüleyerek uygulamaktan geçtiğine inanalım.
Ø Hangi maksatla olursa olsun Tarikat ve cemaat evlerinde, camilerde, meclislerde ve toplantı salonlarında din, iman, peygamber ve Allah adını kullanarak para toplamak isteyenlere kanmayalım ve kuruş vermeyelim. Eğer yardım yapmak istiyorsak Kızılay, Çocuk Esirgeme Kurumu ve Mehmetçik vakfı gibi hesapları denetlenen devletin resmi yardım kuruluşlarına yardım yapalım.
Ø Camilerde herhangi bir partinin propagandasını yapan, cemaate yeminler ettiren imamlara ve vaizlere “ dinimi siyasete karıştırma” diyerek tepki gösterelim.
Ø Din üzerinden çıkar sağlamaya sağlayan tüccar takımı şeyh, hacı ve hocaların Allah katındandır diyerek bize yutturmaya kalktıkları safsatalara kanıp, bizleri şirke bulaştırmalarına izin vermeyelim.
Ø Ağızlarını din, iman, peygamber ve Allah adıyla eğip bükerek bizden oy isteyen siyasilerin “ YÜCE RABBİMİZİN DİN ÜZERİNDEN MENFAAT SAĞLANMASINI YASAKLAYAN EMRİNE KARŞI GELDİĞİNİ” hatırlayalım ve “ÇEKİN ŞU PİS ELLERİNİZİ VE DİLLERİNİZİ BENİM DİNİMİN ÜZERİNDEN DİYELİM. OYUMU İSTEYECEKSEN YALAN SÖYLEMEDEN PROJELERİNİ ADAM GİBİ ANLAT, GÜZEL VE MÜKEMMEL DİNİMİ, SİYASİ VE TİCARİ ÇIKARLARINA ALET ETME” demek basiretini gösterelim.
HİKMET YAVAŞ-İZMİR
Similar topics
» Türk’e Düşmanlığın Adı: Siyasal İslam
» Arapça’yı kutsallaştırıp, dinin anlaşılmadan yaşanmasına
» Haçlı Seferleri Kardeşlikse Müslümanlar Niye Ölüyor?
» Siyasal İslamcılık mı?
» TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİNİN RADİKAL SİYASAL PROGRAMI
» Arapça’yı kutsallaştırıp, dinin anlaşılmadan yaşanmasına
» Haçlı Seferleri Kardeşlikse Müslümanlar Niye Ölüyor?
» Siyasal İslamcılık mı?
» TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİNİN RADİKAL SİYASAL PROGRAMI
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz