Ahmet Hakan Erdoğan'ı kasetle vurdu!
1 sayfadaki 1 sayfası
Ahmet Hakan Erdoğan'ı kasetle vurdu!
Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan bugünkü yazısında Başbakan Erdoğan'ın medyaya düşen ses kayıtları hakkında çelişkili konuşmalarını ele aldı.
Deniz Baykal'ın kasetleri çıktığında kimse montaj demedi. Baykal görüntülerin bedelini ödedi. Başbakan'da gittiği her yerde bunlar özel değil genel dedi. Şimdi kendi ses kasetleri internete düşünce bunlar insanın özeline giriyor ve kasetler için montaj iddiasında bulundu.
İŞTE AHMET HAKAN'IN BUGÜNKÜ YAZISININ İLGİLİ KISMI...
Biz köşe yazarları korkak ve ikiyüzlüyüz
DENİZ Baykal’ın o malum “kaset”i internete düşmüş, Akit adlı gazetenin internet sitesinde büyük bir harala gürele ile yayınlanmıştı.
Ben o zaman...
Şu iki şeyin altını çizmiştim:
*
BİR:
Deniz Baykal’ın özel alanına kamera yerleştirilmesi, dört dörtlük bir alçaklıktır. Bu alçaklığı yapanlara lanet olsun.
*
İKİ:
Ancak yapılan ne denli büyük bir alçaklık olursa olsun... Bu kaset yok sayılamaz. Baykal istifa etmelidir.
*
Ortada...
Akçalı bir iş yoktu. Hırsızlık yoktu. Rüşvet yoktu. “Çıkar elde etme” yoktu. Pazarlık yoktu. “Kamu malı” yoktu. “Para pul” yoktu.
*
Peki ne vardı?
Bir siyasetçi için kabul edilemez bir “görüntü” vardı.
O “görüntü” ortaya çıktıktan sonra o makamda kalınamazdı.
*
Başta ben olmak üzere...
Onlarca köşe yazarı Deniz Baykal’ı istifaya davet ettik.
Neden?
“Kaset” yüzünden.
O “kaset”in alçakça yöntemlerle elde edildiğini bildiğimiz halde bunu yaptık.
O “kaset”in Baykal’ın özeliyle ilgili olduğunu bildiğimiz halde bunu yaptık.
O “kaset”te kamu malına el uzatmak türünden toplumu ilgilendiren bir durum olmadığı halde bunu yaptık.
*
Deniz Baykal da çağrıya karşılık verdi.
Gereğini yaptı.
“Montaj” sözünün arkasına saklanmadı. “Paralel yapı” demedi. “Alçaklığa prim vermem” demedi. “Bu benim özelim” demedi.
Bastı istifayı, ödedi bedelini.
*
“Baykal’ın kasedi” karşısında “şahin” kesilen, “derhal istifa etmeli, başka çare yok” diyen, cesur ve korkusuzca hareket eden bizler...
Şimdi “Başbakan’ın kasedi” karşısında...
? “İstifa” kelimesini aklımızın ucundan bile geçiremiyoruz ya...
? Kekeleyip duruluyoruz ya...
? Mırın kırın edip duruyoruz ya...
? “Doğru mu değil mi tam olarak bilmiyoruz” diye yazıp çiziyoruz ya...
Bu da bizim büyük ayıbımızdır.
Yatacak yerimiz yok bizim.
İki tür insan vardır
BİR: Gerçeği bilmedikleri, bilemedikleri için... Hayal kırıklığına uğramayı göze alamadıkları için... Hakikati anlamak için çaba sarf etmedikleri için... Beklenti ve çıkar uğruna değil, sadece inandıkları için... Görmedikleri, duymadıkları için... “Montaj / dublaj” diyenler.
*
İKİ: Gerçeği bal gibi bildikleri, bilebildikleri halde... Hakikatin ne olduğuna vâkıf oldukları halde... Çoktan hayal kırıklığına uğradıkları halde... Sırf bakanlık koltuklarını, milletvekili pozisyonlarını, kısacası kişisel kazanım alanlarını korumak uğruna... “Montaj / dublaj” diyenleri...
Bari Deniz Baykal’ın kasedinden söz etme
BAYKAL, o kaset nedeniyle istifa etti.
Bedel ödedi.
Başbakan Erdoğan ise ödenen bu bedeli zerre kadar dikkate almadı.
*
“Baykal kaset nedeniyle çok zor duruma düştü, bir de ben vurmayayım” demedi.
“Bedelini ödedi, istifa etti, bunun üzerine artık gidilmez” demedi.
“Zaten utandı, bir de biz utandırmayalım” demedi.
“Kaset tertipçilerinin ekmeğine yağ sürmeyelim” demedi.
“Bu kaset tertipçileri gün gelir bana da kötülük yaparlar” demedi.
Bütün bunları demedi.
*
“Baykal’ın kasedi” meselesi gündemden düşmüşken...
Tuttu seçim meydanlarında “kaset dedikodusu” yaptı.
*
Üstelik bunu, kasettekileri tarif ederek yaptı.
“Bir şey oluyorsa eşiyle mi oluyor?” dedi.
“Eşiyle olsa özel olur, eşiyle mi oluyor?” dedi.
“Bu özel değil, genel genel” dedi.
“Bu genel bir ahlaksızlıktır” dedi.
*
Şimdi de kalkmış...
“Bunlar Baykal’a da aynısını yaptılar” diyor.
“Baykal’ın kasedinin yayınlanmasına engel oldum” diyor.
*
İnsan hiç değilse...
“Baykal’ın kasedini meydanlarda dilime doladım... Şimdi aynı meydanlarda tam tersini söylüyorum... Millet bunu yemez” der de konunun kenarından bile geçmez.
İnsan hiç değilse...
Birazcık strateji falan yapar.
Deniz Baykal'ın kasetleri çıktığında kimse montaj demedi. Baykal görüntülerin bedelini ödedi. Başbakan'da gittiği her yerde bunlar özel değil genel dedi. Şimdi kendi ses kasetleri internete düşünce bunlar insanın özeline giriyor ve kasetler için montaj iddiasında bulundu.
İŞTE AHMET HAKAN'IN BUGÜNKÜ YAZISININ İLGİLİ KISMI...
Biz köşe yazarları korkak ve ikiyüzlüyüz
DENİZ Baykal’ın o malum “kaset”i internete düşmüş, Akit adlı gazetenin internet sitesinde büyük bir harala gürele ile yayınlanmıştı.
Ben o zaman...
Şu iki şeyin altını çizmiştim:
*
BİR:
Deniz Baykal’ın özel alanına kamera yerleştirilmesi, dört dörtlük bir alçaklıktır. Bu alçaklığı yapanlara lanet olsun.
*
İKİ:
Ancak yapılan ne denli büyük bir alçaklık olursa olsun... Bu kaset yok sayılamaz. Baykal istifa etmelidir.
*
Ortada...
Akçalı bir iş yoktu. Hırsızlık yoktu. Rüşvet yoktu. “Çıkar elde etme” yoktu. Pazarlık yoktu. “Kamu malı” yoktu. “Para pul” yoktu.
*
Peki ne vardı?
Bir siyasetçi için kabul edilemez bir “görüntü” vardı.
O “görüntü” ortaya çıktıktan sonra o makamda kalınamazdı.
*
Başta ben olmak üzere...
Onlarca köşe yazarı Deniz Baykal’ı istifaya davet ettik.
Neden?
“Kaset” yüzünden.
O “kaset”in alçakça yöntemlerle elde edildiğini bildiğimiz halde bunu yaptık.
O “kaset”in Baykal’ın özeliyle ilgili olduğunu bildiğimiz halde bunu yaptık.
O “kaset”te kamu malına el uzatmak türünden toplumu ilgilendiren bir durum olmadığı halde bunu yaptık.
*
Deniz Baykal da çağrıya karşılık verdi.
Gereğini yaptı.
“Montaj” sözünün arkasına saklanmadı. “Paralel yapı” demedi. “Alçaklığa prim vermem” demedi. “Bu benim özelim” demedi.
Bastı istifayı, ödedi bedelini.
*
“Baykal’ın kasedi” karşısında “şahin” kesilen, “derhal istifa etmeli, başka çare yok” diyen, cesur ve korkusuzca hareket eden bizler...
Şimdi “Başbakan’ın kasedi” karşısında...
? “İstifa” kelimesini aklımızın ucundan bile geçiremiyoruz ya...
? Kekeleyip duruluyoruz ya...
? Mırın kırın edip duruyoruz ya...
? “Doğru mu değil mi tam olarak bilmiyoruz” diye yazıp çiziyoruz ya...
Bu da bizim büyük ayıbımızdır.
Yatacak yerimiz yok bizim.
İki tür insan vardır
BİR: Gerçeği bilmedikleri, bilemedikleri için... Hayal kırıklığına uğramayı göze alamadıkları için... Hakikati anlamak için çaba sarf etmedikleri için... Beklenti ve çıkar uğruna değil, sadece inandıkları için... Görmedikleri, duymadıkları için... “Montaj / dublaj” diyenler.
*
İKİ: Gerçeği bal gibi bildikleri, bilebildikleri halde... Hakikatin ne olduğuna vâkıf oldukları halde... Çoktan hayal kırıklığına uğradıkları halde... Sırf bakanlık koltuklarını, milletvekili pozisyonlarını, kısacası kişisel kazanım alanlarını korumak uğruna... “Montaj / dublaj” diyenleri...
Bari Deniz Baykal’ın kasedinden söz etme
BAYKAL, o kaset nedeniyle istifa etti.
Bedel ödedi.
Başbakan Erdoğan ise ödenen bu bedeli zerre kadar dikkate almadı.
*
“Baykal kaset nedeniyle çok zor duruma düştü, bir de ben vurmayayım” demedi.
“Bedelini ödedi, istifa etti, bunun üzerine artık gidilmez” demedi.
“Zaten utandı, bir de biz utandırmayalım” demedi.
“Kaset tertipçilerinin ekmeğine yağ sürmeyelim” demedi.
“Bu kaset tertipçileri gün gelir bana da kötülük yaparlar” demedi.
Bütün bunları demedi.
*
“Baykal’ın kasedi” meselesi gündemden düşmüşken...
Tuttu seçim meydanlarında “kaset dedikodusu” yaptı.
*
Üstelik bunu, kasettekileri tarif ederek yaptı.
“Bir şey oluyorsa eşiyle mi oluyor?” dedi.
“Eşiyle olsa özel olur, eşiyle mi oluyor?” dedi.
“Bu özel değil, genel genel” dedi.
“Bu genel bir ahlaksızlıktır” dedi.
*
Şimdi de kalkmış...
“Bunlar Baykal’a da aynısını yaptılar” diyor.
“Baykal’ın kasedinin yayınlanmasına engel oldum” diyor.
*
İnsan hiç değilse...
“Baykal’ın kasedini meydanlarda dilime doladım... Şimdi aynı meydanlarda tam tersini söylüyorum... Millet bunu yemez” der de konunun kenarından bile geçmez.
İnsan hiç değilse...
Birazcık strateji falan yapar.
Similar topics
» Memleket elden gidiyor Tayyip gitse ne olacak./ Ahmet Hakan Anladı Darısı Kafası Basmayanlara
» İsrail Suriye'yi vurdu
» Sözcü gazetesin TRT'yi böyle vurdu
» PKK’lı heykeleni Rizeli dikti Teğmeni ise Tokatlı vurdu
» Eski Türklerde Hakanlık / Devlet Başkanlığı
» İsrail Suriye'yi vurdu
» Sözcü gazetesin TRT'yi böyle vurdu
» PKK’lı heykeleni Rizeli dikti Teğmeni ise Tokatlı vurdu
» Eski Türklerde Hakanlık / Devlet Başkanlığı
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz