"Ruh Adam"ın Leylâ Mutlak'ı Hanzâde Osmanoğlu

[İlteriş Kağan]

"Ruh Adam"ın Leylâ Mutlak'ı Hanzâde Osmanoğlu
————•••————
Sevda gibi bir gizli emel ruhuna sinmiş;
Bir haz ki hayalden bile üstün ve derinmiş.
Gökten gelerek gönlüne rüzgar gibi inmiş,
Bir sır ki bu, ölsen bile açamazsın...

Anlatması imkansız olan öyle bir an ki,
Hülyadaki ses varlığının gayesi sanki...
Bak emrediyor: Daldığın âlemden uyan ki,
Mutlak seveceksin beni, bundan kaçamazsın...

Kâlbin benim olsun diyorum, çünkü mukadder...
Cismin sana yetmez mi? Çabuk kalbini sök, ver!
Yoktur öte âlemde de kurtulmaya bir yer!
Mutlak seveceksin beni, bundan kaçamazsın...

Râm ol bana, ruhun yeni bir âleme girsin...
Yazmış kaderin: Aşkıma ömrünce esirsin!
Aklınla, şuurunla, hayalinle bilirsin.
Mutlak seveceksin beni, bundan kaçamazsın...

[İlteriş Kağan]

Mete KARA ''ATSIZ-RUH ADAM'' Yazı Tarihi: 07 Şubat 2014 Cuma

Hüseyin Nihal ATSIZ'a ait olduğunu sonradan öğrendiğim bir şiir okumuştum ''Geri Gelen Mektup'', beni öylesine büyülemişti ki bilmediğim yazara hayranlık duymaya başladım, dilime ''Vur şanlı silahınla gönül mülkü düzelsin; Sen öldürüyorken de vururken de güzelsin!'' mısraları pelesenk olmuştu. Derken şairin kim olduğunu öğrendim, şaşkınlığım büsbütün arttı. "Arkadaş! Atsız nasıl oluyor da yazmış bunu? Bu adam faşist kafatasçı birisi olarak bilinmiyor mu? Böyle adam nasıl olur da bunu yazabilir?" sorularımla beraber ben ATSIZ'ı okumaya başladım ve hayranlığım büsbütün artmıştır.

Ve üzüldüm de üzüntümün nedeni neydi? Ben böylesine büyük bir fikir adamını nasıl olurda aciz fikrimle okumadan, araştırmadan yargıladım. Ve nasıl olurda ben şimdiye kadar ATSIZ'ı okumadım? Neden bu kadar geç kaldım? Zararın neresinden dönsen kârdır dedim ve başladım ATSIZ Bey'in eserlerini okumaya...

Ruh Adam, ATSIZ Bey'in okuduğum ilk romanıdır. Ve şiiride orada bir kez daha okudum. Derken şunu öğrendim ki Atsız romanlarındaki karakterlerin çoğunu gerçek hayattan seçmiş. Peki o zaman Prenses kimdir diye düşünmekten kendimi alamadım: LEYLA MUTLAK YAHUT PRENSES HANZADE

Hüseyin Nihal Atsız, Ruh Adam’daki hemen bütün şahısların gerçek olduğunu bildiriyor ve bu konuyu 9 Mart 1973 tarihli İSMAİL HAKKI GÖKHUN’a yazdığı mektubunda görüyoruz. Ruh Adam’ın erkek kahramanı SELİM PUSAT, eşi Ayşe Hanımın öğrencilerinden Güntülü’yü sevmektedir. Fakat SELİM PUSAT aynı zamanda farklı bir kadınıda sevmeye başladığını fark etmektedir. Bu ikinci kadın tarih öğretmeni Leyla Mutlak(Mutlu)’tır. Onu herkes Prenses Leyla olarak anmaktadır. Selim in Prenses Leyla’ya olan ilgisi Güntülü’ne duyduğu sevgiden farklıdır. Selim Pusat kralcıdır. Dolayısıyla eski hanedana karşı büyük bir saygı beslemektedir. Kendisini, ordu mensubu bir yüzbaşı olarak, hanedan mensuplarına karşı tam bir itaat göstermekle sorumlu hissetmektedir.Aslında Prenses Leyla’nın ilgisini çekende onun bu yönüdür. Üstelik kendisi kralcı olduğundan dolayı ordudan atılmıştır ve bu minnet duyulacak bir davranıştır. Selim Pusat ile Prenses Leyla ilk defa evlerinin yakınındaki Çamlı Koruda fırtınalı bir gecede karşılaşırlar, Leyla kötü bir adam olan Yek’ten sakınmaktadır.

Onun için Selim Pusat’a sığınır ve aynı gece nereden geldiği belli olmayan bir sesin fısıldadığı şiir Selim Pusat’ın beyninde uğuldamaktadır. Ram ol bana, ruhun yeni bir aleme girsin… Yazmış kaderin: askıma ömrünce esirsin! Aklınla, şuurunla, hayalinle bilirsin Mutlak seveceksin beni, bundan kaçamazsın… Selim Pusat, Leyla’yı evine götürürken adını sorar ve ‘‘Leyla Mutlak’’ cevabını alınca, biraz evvel meçhul bir sesin fısıldamış olduğu şiirin son mısrasını hatırlar: Mutlak seveceksin beni, bundan kaçamazsın… Sonraki karşılaşmalarında, Yek, Prenses Leyla’nın tahtın varisi olduğunu Selim Pusat’a söylemiştir. Çektiği bir telgrafta da onun gerçek isminin Leyla değil Hanzade olduğunu bildirmiştir. Böylece romanda Prenses Hanzade ismiyle ilk defa karşılaşmış oluyoruz.0

PRENSES HANZADE KİMDİR? Romandaki Prenses Hanzade, Kanuni Sultan Süleyman’ın oğlu Şehzade Mustafa’nın soyundan gelmektedir. Yavuz Sultan Selim çapında bir şahsiyet olan Şehzade Mustafa, türlü tezvirat sonunda, Kanuni’nin emri ile boğdurulmuştur. Ancak, onun oğullarından biri tesadüfen kurtulmuş, kendisine sadık adamlar tarafından gizlenip korunmuş ve sırrı muhafaza edilmiştir. Prenses Hanzade Şehzade Mustafa’nın dört yüz yıl sonraki torunlarından birisidir.

O büyük sırrın bilinmemesi için adamları Şehzade Mustafa’dan daima ‘mutlak’ olarak bahsetmişlerdir. Bunun sebebi onun bir gün mutlaka tahta geçeceğine inanmalarıdır. Asıl ismi Leyla Hanzade olan prensesin Mutlak soyadı buradan gelmektedir. Prenses Hanzade , güzellikleriyle ünlü sn Osmanlı prensesleri arasında ön sırada yer almaktadır. Gerçekten duru, soylu, çarpıcı bir güzelliğe sahiptir. Bu vasıflarıyla 1950’lerde Avrupa sosyetesinin en güzel kadını olarak tanınmıştır. Prenses Hanzade 1998 yılında vefat etmiştir.

Mete KARA / 07.02.2014