Türk Gençliğine Sunulan Zehirli Yemler
¤ۣۜ..¤ İlteriş Türkçü Turancı Otağı ¤ۣۜ..¤ :: [Türkçülük] ve [Turancılık] :: Türkçülük ve Turancılık Hakkında Her Şey
1 sayfadaki 1 sayfası
Türk Gençliğine Sunulan Zehirli Yemler
Türk Gençliğine Sunulan Zehirli Yemler
Atsız'ın uçmağa varışının ardından Türk milleti, onun kadar büyük bir kalem yetiştirememiş ve Türkçüler başsız kalmıştır. Ülküsüne sıkı sıkıya bağlı bir insan olmak bugünün şartlarında kolay değil. Türk milletinin son dönemlerde yetiştirdiği en büyük idealist Atsız'dır. Ülküsüne her alanda bağlı kalan ve yolundan sapmayan nadir insanlardan biridir o. Türk gençliğini oyalamak için alternatifler üreten ve her yolu deneyen kapitalistlere ve kültür sömürgecilerine karşı en güzel cevap, Atsız gibi dik durmaktır.
Bar köşeleri, kol kola gezen sevgililer, televizyon programları, bilgisayar, futbol ve hatta giyim gibi şeylere gençler özendirilmiş ve gençler amaçlarından sapmak için bir çok saldırıyla karşılaştırılmıştır. Ülküye bağlı kalmanın zorlaşması bu kadar alternatif arasında normaldir.Medeni bildiğimiz Avrupa, insanlarını bu şekilde oyalamış ve birkaç para babasının egemenliğini böylece kurmuştur. O para babaları köksüz Amerika'nın, İsrail'in ve birçok devletin de üzerine nüfuz etmiştir. Amerika bugün; esrarla, basketbolla, eğlence merkezleriyle vatandaşlarının ruhunu aç bırakmış ve bu para babalarına teslim olmuştur. Vatandaşın aç kalan ruhu zehirli fikirlere yönelmiş, ahlakı bir kenara itmiş ve yoldan çıkmıştır. Avrupa da, Amerika da, İsrail de bu tuzağa düşen ülkeler arasındadır.
Geçmişi şanla, şerefle dolu, yüce Türk milleti ise, bugün nüfuz edilmek istenen millettir. Futbol, eğlence merkezleri, televizyon, bilgisayar ve saire oltaya takılmış yemlerdir. Hümanizm, komünizm, sosyalizm gibi fikirlerle zehirlenen, cemaatlerle kafayı yiyen Türk gençleri bu yeme atılmaktan başka bir şey yapamamaktadır. Çünkü bu yem, Türk genci muhtaç bırakıldıktan sonra önüne sürülmüştür. Zira bu şaşalı ömrü gördükten sonra zevke düşkün birinin tabutluklarda ülküsüne kafa yorması beklenemez.
Türkçüler bu gibi konuları aşmış ve hayatını kişilere, maddiyata ve eğlenceye adamaktan vazgeçmiş kişilerdir. İnsanın bedenini aş doyuruyorsa, ruhunu da ülküler doyurur. Atsız, ruhu aç kalmış insanların hayvanlaşacağını işaret etmişti. Bugün zevke, eğlenceye yaşamını adayanlar bu işarete gark olmuş kişilerdir. Yani, Türkçülerin karnı tok, ruhu açtır. Bu ruhu doyuran kaynak da sadece ve sadece Türk milletinin görkemli geçmişidir. Türkçüler, geriye kalan kaynaklardan zehir fışkırdığını bilir.
Türk milletinin durumu, Türkiye'nin iç karışıklıkları ve hainlerin söz sahibi olması... Hepsinden çok Türk gençlerinin ahlak ve düşünce yoksulluğu Türkçüleri kaygılandırmaktadır. Türk milletine, uyumak haramdır. Ve geçmişe ihanettir.Türkçüler ve Türk milleti Atsız Ata'yı bu tabloda daha iyi anlamak zorundadır. Bugün karşımızda bulunan tabloda Türk milletinin ve Türkiye'nin başına en büyük sorunları, Atsız'ın her fırsatta zehirli olduğunu söylediği particilik, nurculuk, evrenselcilik gibi fikirler açmıştır. Nurculuk!.. Din üzerinden çıkar sağlayan ve İslam dinini Araplaşmakta gören tesirli bir yemdir. Çeşitli derslerle yıkadıkları genç beyinlere Arapçılığı naklederler.
Bu ve türevi fikir akımları Türk tarihini, Türk ahlakını ve geleneklerini baltalayarak büyük zararlar verir. İslamiyet öncesi Türk devrine sürekli dil uzatırlar. "Türkler İslamiyetten sonra düşünmeye başladı" der Necip Fazıl. Osmanlı Devleti'ne itaat etmeyen bütün Türklere bir şekilde iftira atarlar ve taraftarlarını tarihimizi Osmanlı ile sınırlamayı öğütlerler. Öğüdü kesin bir dini hükümmüş gibi alır mürit. "Müritte akıl aranmaz, olanı da şıha teslim etmiştir." sözü buraya tam oturur.
Nurculuk; Türk gençlerinin beyinlerini yıkayarak kendisine bağlayan, onlara iş, aş ve eş vaadeden bir fikir akımı olarak yükselmiş ve bu sayede devletin tüm organlarına hükmetmiştir. Hayatının temellerini, ekmek parası kazanmak ve zevke, rahata ermek üzerine kuran insanın hayvanlaşacağını biliyoruz. Yoksulluğu yükseltip aş vaadetmek bu fikrin mürit elde etme yöntemidir. Nurculuğa sarılan Türk gençleri birbirinin tıpkısı olmuş ve Araplaşmıştır. Arap'ın çirkin yüzünü sevimli gösteren bu güçler, evrensel sermayenin ürünüdür. Evrenselcilik... Kapitalizmi ve küresel sermayenin hükmünü egemen kılmıştır. Türkiye'nin bütün zenginlikleri yabancıların eline geçmiştir. Bu küresel sermaye bütün dünyaya dayattığı televizyon kanallarını Türkiye'de de açmış ve bütün dünyanın karşısına aynı programları çıkartmıştır. Basın yoluyla gençleri özendirmeyi amaçlayan bu zehir, birçok Türk gencinin kanına işlemiştir. Bunun en büyük sonucu olarak, Türk gençleri ahlaksızlığa sürüklenmiş, karşısına ahlaktan yoksun ünlüler çıkartılmış ve örnek olarak bunlar verilmiştir. Türkçülükle taban tabana zıt olan bu görüşün Türk gençleri üzerinde nasıl bozukluklara yol açtığını gençleri gözlemleyerek görüyoruz.
Bir diğer zehir: Particilik. Bu zehir, bugün etkisini en şiddetli gösteren zehirdir. Türk gençliği, oraya buraya parti bayrakları asarak, parti savunuculuğu yaparak oltaya takıldığını gösteriyor. Oy için milletini satan milliyetçiler, bu şekilde meydana gelmiştir. Türklüğe ve Türkçeye ağır hakaretler eden Necip Fazıl dahi milliyetçiler listesine girmiştir. Said Nursi, Arvasi gibi dincileri kullanarak oy toplamak isteyen partiler, Türk milliyetçilerini bilerek veya bilmeyerek ılımlı hale getirmiş ve cemaatlere katmıştır. Tarihin her döneminde Türk'e ettiği ihanetlerle bilinen Kürtler, Türklerle kardeş yapılmak istenmiştir. Atsız'ın da dediği gibi, siyasi partiler iktidara gelmek için kıvırırlar. Bir partiye bağımlı olmak da insanı ancak kıvrak yapar. Türkçüler "Şerefin tavizi olmaz." derken, particiler iktidara gelmek için olmayacak şeylerden ödün verirler.
Dolayısıyla Türk gençlerinin siyasi partileri takip etmesi, onları yollarından saptırır.Düşmanlar belli, saldırı teknikleri meydandadır. Kılıçla, topla, tüfekle yenilmeyen bir milleti farklı yöntemlerle mağlup etmek istiyorlar. Düşmanları yenmenin iki yolu vardır:1. Kan gövdeyi götürür.2. Düşmanın yöntemi olan fikir savaşı, bizde de tüm hızıyla devreye girer. O da bütün zehirleri etkisiz kılacak olan Türkçülüktür.Birinci yöntem daha önce birçok kez yaşadığımız ve zafere ulaştığımız yöntemdir. Fakat bu yöntemin faturası ağırdır, bunu inkar edemeyiz. Çünkü, bir nesil gençlik kırılmıştır. Daha kalıcı olan yöntem ikinci yöntemdir. Türkçülük fikri, bütün Türkler tarafından benimsendiğinde hiçbir zehir sınırlarımız içine giremez.Görüldüğü gibi, zehirler, Atsız'ın işaret ettiği zehirlerdir. Bu büyük kalemin, yani Atsız'ın, bugün arka planda tutulmasının nedenleri herkes tarafından biliniyor. O; doğruyu haykırmaktan ve Türk gençliğine doğruyu söylemekten sıkılmayan bir atsızdı. Biz de onun ayak izlerini takip eden, genç atsızlarız.
Hüseyin Delibaş 25.12.2010
Atsız'ın uçmağa varışının ardından Türk milleti, onun kadar büyük bir kalem yetiştirememiş ve Türkçüler başsız kalmıştır. Ülküsüne sıkı sıkıya bağlı bir insan olmak bugünün şartlarında kolay değil. Türk milletinin son dönemlerde yetiştirdiği en büyük idealist Atsız'dır. Ülküsüne her alanda bağlı kalan ve yolundan sapmayan nadir insanlardan biridir o. Türk gençliğini oyalamak için alternatifler üreten ve her yolu deneyen kapitalistlere ve kültür sömürgecilerine karşı en güzel cevap, Atsız gibi dik durmaktır.
Bar köşeleri, kol kola gezen sevgililer, televizyon programları, bilgisayar, futbol ve hatta giyim gibi şeylere gençler özendirilmiş ve gençler amaçlarından sapmak için bir çok saldırıyla karşılaştırılmıştır. Ülküye bağlı kalmanın zorlaşması bu kadar alternatif arasında normaldir.Medeni bildiğimiz Avrupa, insanlarını bu şekilde oyalamış ve birkaç para babasının egemenliğini böylece kurmuştur. O para babaları köksüz Amerika'nın, İsrail'in ve birçok devletin de üzerine nüfuz etmiştir. Amerika bugün; esrarla, basketbolla, eğlence merkezleriyle vatandaşlarının ruhunu aç bırakmış ve bu para babalarına teslim olmuştur. Vatandaşın aç kalan ruhu zehirli fikirlere yönelmiş, ahlakı bir kenara itmiş ve yoldan çıkmıştır. Avrupa da, Amerika da, İsrail de bu tuzağa düşen ülkeler arasındadır.
Geçmişi şanla, şerefle dolu, yüce Türk milleti ise, bugün nüfuz edilmek istenen millettir. Futbol, eğlence merkezleri, televizyon, bilgisayar ve saire oltaya takılmış yemlerdir. Hümanizm, komünizm, sosyalizm gibi fikirlerle zehirlenen, cemaatlerle kafayı yiyen Türk gençleri bu yeme atılmaktan başka bir şey yapamamaktadır. Çünkü bu yem, Türk genci muhtaç bırakıldıktan sonra önüne sürülmüştür. Zira bu şaşalı ömrü gördükten sonra zevke düşkün birinin tabutluklarda ülküsüne kafa yorması beklenemez.
Türkçüler bu gibi konuları aşmış ve hayatını kişilere, maddiyata ve eğlenceye adamaktan vazgeçmiş kişilerdir. İnsanın bedenini aş doyuruyorsa, ruhunu da ülküler doyurur. Atsız, ruhu aç kalmış insanların hayvanlaşacağını işaret etmişti. Bugün zevke, eğlenceye yaşamını adayanlar bu işarete gark olmuş kişilerdir. Yani, Türkçülerin karnı tok, ruhu açtır. Bu ruhu doyuran kaynak da sadece ve sadece Türk milletinin görkemli geçmişidir. Türkçüler, geriye kalan kaynaklardan zehir fışkırdığını bilir.
Türk milletinin durumu, Türkiye'nin iç karışıklıkları ve hainlerin söz sahibi olması... Hepsinden çok Türk gençlerinin ahlak ve düşünce yoksulluğu Türkçüleri kaygılandırmaktadır. Türk milletine, uyumak haramdır. Ve geçmişe ihanettir.Türkçüler ve Türk milleti Atsız Ata'yı bu tabloda daha iyi anlamak zorundadır. Bugün karşımızda bulunan tabloda Türk milletinin ve Türkiye'nin başına en büyük sorunları, Atsız'ın her fırsatta zehirli olduğunu söylediği particilik, nurculuk, evrenselcilik gibi fikirler açmıştır. Nurculuk!.. Din üzerinden çıkar sağlayan ve İslam dinini Araplaşmakta gören tesirli bir yemdir. Çeşitli derslerle yıkadıkları genç beyinlere Arapçılığı naklederler.
Bu ve türevi fikir akımları Türk tarihini, Türk ahlakını ve geleneklerini baltalayarak büyük zararlar verir. İslamiyet öncesi Türk devrine sürekli dil uzatırlar. "Türkler İslamiyetten sonra düşünmeye başladı" der Necip Fazıl. Osmanlı Devleti'ne itaat etmeyen bütün Türklere bir şekilde iftira atarlar ve taraftarlarını tarihimizi Osmanlı ile sınırlamayı öğütlerler. Öğüdü kesin bir dini hükümmüş gibi alır mürit. "Müritte akıl aranmaz, olanı da şıha teslim etmiştir." sözü buraya tam oturur.
Nurculuk; Türk gençlerinin beyinlerini yıkayarak kendisine bağlayan, onlara iş, aş ve eş vaadeden bir fikir akımı olarak yükselmiş ve bu sayede devletin tüm organlarına hükmetmiştir. Hayatının temellerini, ekmek parası kazanmak ve zevke, rahata ermek üzerine kuran insanın hayvanlaşacağını biliyoruz. Yoksulluğu yükseltip aş vaadetmek bu fikrin mürit elde etme yöntemidir. Nurculuğa sarılan Türk gençleri birbirinin tıpkısı olmuş ve Araplaşmıştır. Arap'ın çirkin yüzünü sevimli gösteren bu güçler, evrensel sermayenin ürünüdür. Evrenselcilik... Kapitalizmi ve küresel sermayenin hükmünü egemen kılmıştır. Türkiye'nin bütün zenginlikleri yabancıların eline geçmiştir. Bu küresel sermaye bütün dünyaya dayattığı televizyon kanallarını Türkiye'de de açmış ve bütün dünyanın karşısına aynı programları çıkartmıştır. Basın yoluyla gençleri özendirmeyi amaçlayan bu zehir, birçok Türk gencinin kanına işlemiştir. Bunun en büyük sonucu olarak, Türk gençleri ahlaksızlığa sürüklenmiş, karşısına ahlaktan yoksun ünlüler çıkartılmış ve örnek olarak bunlar verilmiştir. Türkçülükle taban tabana zıt olan bu görüşün Türk gençleri üzerinde nasıl bozukluklara yol açtığını gençleri gözlemleyerek görüyoruz.
Bir diğer zehir: Particilik. Bu zehir, bugün etkisini en şiddetli gösteren zehirdir. Türk gençliği, oraya buraya parti bayrakları asarak, parti savunuculuğu yaparak oltaya takıldığını gösteriyor. Oy için milletini satan milliyetçiler, bu şekilde meydana gelmiştir. Türklüğe ve Türkçeye ağır hakaretler eden Necip Fazıl dahi milliyetçiler listesine girmiştir. Said Nursi, Arvasi gibi dincileri kullanarak oy toplamak isteyen partiler, Türk milliyetçilerini bilerek veya bilmeyerek ılımlı hale getirmiş ve cemaatlere katmıştır. Tarihin her döneminde Türk'e ettiği ihanetlerle bilinen Kürtler, Türklerle kardeş yapılmak istenmiştir. Atsız'ın da dediği gibi, siyasi partiler iktidara gelmek için kıvırırlar. Bir partiye bağımlı olmak da insanı ancak kıvrak yapar. Türkçüler "Şerefin tavizi olmaz." derken, particiler iktidara gelmek için olmayacak şeylerden ödün verirler.
Dolayısıyla Türk gençlerinin siyasi partileri takip etmesi, onları yollarından saptırır.Düşmanlar belli, saldırı teknikleri meydandadır. Kılıçla, topla, tüfekle yenilmeyen bir milleti farklı yöntemlerle mağlup etmek istiyorlar. Düşmanları yenmenin iki yolu vardır:1. Kan gövdeyi götürür.2. Düşmanın yöntemi olan fikir savaşı, bizde de tüm hızıyla devreye girer. O da bütün zehirleri etkisiz kılacak olan Türkçülüktür.Birinci yöntem daha önce birçok kez yaşadığımız ve zafere ulaştığımız yöntemdir. Fakat bu yöntemin faturası ağırdır, bunu inkar edemeyiz. Çünkü, bir nesil gençlik kırılmıştır. Daha kalıcı olan yöntem ikinci yöntemdir. Türkçülük fikri, bütün Türkler tarafından benimsendiğinde hiçbir zehir sınırlarımız içine giremez.Görüldüğü gibi, zehirler, Atsız'ın işaret ettiği zehirlerdir. Bu büyük kalemin, yani Atsız'ın, bugün arka planda tutulmasının nedenleri herkes tarafından biliniyor. O; doğruyu haykırmaktan ve Türk gençliğine doğruyu söylemekten sıkılmayan bir atsızdı. Biz de onun ayak izlerini takip eden, genç atsızlarız.
Hüseyin Delibaş 25.12.2010
Similar topics
» ATATÜRK'ÜN TÜRK GENÇLİĞİNE HİTABESİ
» Zehirli Fikirlere Karşı Türkçülük
» Sigarayı bırakma sakızı zehirli çıktı
» Timur Davletov - Kadim Türk Tarihi, Türk İnancı, Türk Kültürü
» Türk ülkesinde Türk fakir Türk kimsesiz
» Zehirli Fikirlere Karşı Türkçülük
» Sigarayı bırakma sakızı zehirli çıktı
» Timur Davletov - Kadim Türk Tarihi, Türk İnancı, Türk Kültürü
» Türk ülkesinde Türk fakir Türk kimsesiz
¤ۣۜ..¤ İlteriş Türkçü Turancı Otağı ¤ۣۜ..¤ :: [Türkçülük] ve [Turancılık] :: Türkçülük ve Turancılık Hakkında Her Şey
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz