Büyük İsrail'e doğru

[İlteriş Kağan]

Emekli Orgeneral Edip Başer, bir gazeteye verdiği beyanatta hem Türkiye’de hem komşu coğrafyada olup biteni “hedef Büyük Kürdistan” diye özetliyor ve şöyle diyor:
“Ben (PKK ile mücadelede) özel temsilciyken Irak kuzeyinden Barzani’ye karşı olan iki aşiret reisini Türkiye’ye getirttim. Bunlardan bir tanesi bana bir almanak verdi. Süper bir baskı, deri kapak, en arka kapak içinde bir harita. Büyük Kürdistan haritası. Kafalarında böyle bir planla yaşayan insanların bugün o hedefleri gerçekleşmediği sürece Türkiye ile dost olacaklarını düşünmek mümkün değil. Son süreç de, “Büyük Kürdistan”ın oluşması için onlar açısından bir adım.
‘Büyük Kürdistan’a doğru gidiyoruz evet. Önce Türkiye Kürdistan’ını da içine alacak bir Kürdistan, ondan sonra da Büyük Kürdistan. Biliyorsunuz, Büyük Kürdistan dedikleri, Kars’tan başlıyor, Erzurum, Erzincan, Sivas ve Malatya’yı içine alıyor, Mersin’e iniyor. Mersin de dahil olmak üzere bir harita.
Şimdi artık Amerika için Boğazların eskisi kadar önemi kalmadı. Amerika artık Boğazları elinde tutan bir Türkiye’ye, petrol bölgelerine hâkim ve İsrail’in güvenliği açısından hayati olan bir Kürdistan’ı mutlaka tercih eder.”
Edip Paşa’nın dedikleri doğru ama eksik.
O eksik parçayı ise Prof. Dr. Haydar Baş tamamlıyor. Edip Paşa’nın göremediği ya da görmek istemediği parça.
Baş, şöyle diyor:
“Türkiye, İran, Irak ve Suriye’den alınacak topraklarla kurulacak Kürdistan da, aslında nihai gaye değildir. 
Nihai hedef, Büyük İsrail’dir. 
Kürt kardeşlerimiz, Atatürk döneminde bozulan İngiliz oyunun, bugün İsrail eliyle yürütülen ikinci perdesine kanmamalılar.” (21 Kasım 2013, Yeni Mesaj)    
Suriye’de ve Irak’ta ortalığı kana bulayan kanlı çetelerin hiç zarar vermediği, hiç tehdit etmediği, hiç cephe açmadığı ülke hangisi?
İsrail!
IŞİD ve Nusra cephesi gibi örgütler, isteseler Golan Tepeleri’ni aşıp direk olarak İsrail hedeflerini vururlar.
Abdestli, namazlı binlerce Müslüman’ı “Şii ve Alevi oldukları için” öldüren çeteler, SİYON’a karşı sessiz ve sakinler.
Bu yazıyı yazdığım saatlerde IŞİD’e karşı büyük bir hava operasyonu başlamıştı. Kısa süre içinde IŞİD’den kurtarılacak bölgelerde yeni hâkim güç Kürtler değil, İsrail olacak.
Bunun en çok farkında olan kişi ise, Emevi Camii’nde namaz kılma vaadinde bulunup sonra da koşa koşa ABD’ye giderek dünya masonlarının “âleme nizam vermek” için kurdukları CFR’de konuşma yapmak için yalvaran “zat” olsa gerek.