¤ۣۜ..¤ İlteriş Türkçü Turancı Otağı ¤ۣۜ..¤
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Erdoğan'ın bugün yaptığını 22 yıl önce Özal da yapmıştı...

Aşağa gitmek

Erdoğan'ın bugün yaptığını 22 yıl önce Özal da yapmıştı... Empty Erdoğan'ın bugün yaptığını 22 yıl önce Özal da yapmıştı...

Mesaj tarafından GökBörü C.tesi 4 Ekim 2014 - 21:28

Torumtay’ın istifasının perde arkası…
Bugün Türkiye sözde IŞİD’e karşı sınır ötesi operasyonu konuşuyor…
Bundan 22 yıl önce de bunlar konuşulmuş, devrin Cumhurbaşkanı Turgut Özal’la anlaşamayan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necip Torumtay istifa etmişti…
Peki Torumtay neden istifa etmişti?
 
Devrin Dışişleri Bakanı Alptemuçin’e göre bu istifaya bir protokol hatası yol açmıştı, Orgeneral Torumtay protokol ihlali yüzünden istifa etmişti.
 
Bakınız neymiş bu protokol ihlali;
‘Türkiye’nin Uluslararası Güç’ün müdahalesi sürecinde alacağı tavırları belirleyecek ‘Harekat Planı’ diye nitelenen çalışmanın hazırlıkları başlamıştı ve yanlış anlamalar da bu yüzden oldu.
Genelkurmay Başkanımız,
 
Türk Ordusu Milli Savunma stratejilerine göre organize edilmiş ve konuşlandırılmıştır. Dolaysıyla taarruz etmek değil, ülkesine yönelmiş istilacı yaklaşımları durdurmak, sonra da püskürtmekle görevlidir.
 
Türk ordusunun içinde bulunduğu şartları değiştirmesi ve farklı bir konuma geçmesi için teçhiz edilmesi, hazırlanması gerekir.
 
Bunun için de siyasi direktife ihtiyaç vardır. Yani hükümet karar verecek. Benim stratejilerim şunlardır; ben şu aşamalarda şu eylemleri yapacağım. Genelkurmay başkanı olarak siz orduyu hazırlayın, eğitimleri hızlandırın, eksik teçhizatınız varsa tamamlayın…
 
Hükümet olarak kararınızı bana siyasi direktif olarak bildirin ki, bu talimat çerçevesinde ordumuz da gereken tedbirleri alsın’ diyordu ve o zaman asıl fırtına koptu…
 
Krize ilişkin değerlendirme toplantılarından birinde, Genelkurmay Başkanlığı’na politik direktifle ilgili bir taslak çalışma yapılması görevi verildi. İstenen, savaş durumunda her türlü olasılığa karşı hazırlıklı olunması, birliklerin hazır duruma getirilmesi ve eksiklerin tamamlanmasına yönelik bir plan ve alınacak her türlü tedbirleri içeren bir belgenin taslağıydı.
 
Türkiye’de senlerden beri böyle bir belge hazırlanmamıştı, kimse hata yapmak istemiyordu.
 
Son derece farklı bir süreç yaşıyorduk. Hükümet de Cumhurbaşkanı da bu sürecin prosedürünü tam olarak bilmiyordu. Hassasiyet içinde tartışıp, değerlendirip Türkiye için en iyisini bulmaya çalışıyorduk.
 
Bunun için Cumhurbaşkanı Özal, siyasetçilerden ve tarih uzmanlarından değerlendirmeler isterken, bir taraftan da askeri ve stratejik donanımlarını ispatlamış kişilerden, karşılaşacağımız ihtimallerle ilgili bilgiler alıyordu. Cumhurbaşkanlığı genel sekreteri Kemal Yamak’tan da bir hazırlık yapmasını istemişti.
 
Kemal Yamak Paşa KKK’lığı yapmış, emekli bir askerdi. Genelkurmay Başkanlığı tarafından hazırlanan taslağı okumuş, Cumhurbaşkanı’nın istediği konuları ilave etmişti. Son gelişmeleri değerlendirmek üzere toplandığımızda, Kemal Yamak Paşa üzerinde çalıştığı metni getirmiş, kopyalarını Kriz Komitesi’ne dağıtmıştı. Oysa Genelkurmay Başkanı Torumtay da toplantıya kendi hazırladığı taslağı getirmişti.
 
Ve Kemal Yamak Paşa tarafından dağıtılan metni, hepimizle birlikte o sırada gördü. Sonuçta kendi hazırladığı metnin değil de, bu metnin incelendiğini görünce çok gücendi.
 
Ve Torumtay istifa etti…
 
İstifa önce şok yarattı ama daha sonra da Hükümetin taş gibi sağlam yerinde durduğu görüldü.
 
Zaten Politik Karar Metni’nin gerekleri de yeni Genelkurmay Başkanı Orgeneral Doğan Güreş tarafından yerine getirildi.
 
Yani savaşa girmek ya da girmemek konusunda herhangi bir tartışma da olmadı.’
 
Genelkurmay Başkanı’nın savaşa girilmesine ramak kalmış bir siyasi süreçte istifa etmesini böylesi sıradan kural hatalarına bağlamak, kabul edilebilir bir gerekçe olmasa gerek. Meselenin özüne bakıldığında, istifanın ‘hükümetin orduya vermesi gereken siyasi direktif’ yüzünden ortaya çıktığı açık…
 
Bu istifa olayından 16 yıl sonra, dönemin Genelkurmay Başkanı ekranların karşısında geçecek, askerin Irak’a girebilmesi için yine bir siyasi direktifin olması gerektiğini şöyle açıklayacaktır;
 
‘Şu soruyu bana sorabilirsiniz: Peki Kuzey Irak’a bir operasyon yapılmalı mı? Evet, yapılmalı. Olayın iki boyutu var. Birincisi sadece asker olarak baktığım zaman, evet yapılmalı. Fayda sağlar mı? Evet, sağlar. Olayın ikinci boyutu, siyasi olaydır. Bir hudut ötesi operasyon yapılması için bir siyasi kararın ortaya çıkması lazım’.
 
O dönemde de Genelkurmay’a bu siyasi direktif verilmeyecektir…
Bu siyasi karar ya da direktif meselesinin özü neydi?
 
Bir hükümetin Meclis’ten yetki alarak yurtdışına asker gönderme kararı ya da günümüz deyişiyle ‘sınır ötesi operasyon’ askeri değil, siyasi bir karardır.
 
Dış politik güçlerini ve diplomatik kanalları kullanarak siyasi hedeflerine ulaşamayan bir hükümet, son noktada bu siyasi hedefleri elde edebilmek için savaşı göze alabilir ve yurt dışında bir askeri bir operasyon yapılmasına karar verebilir; bu doğaldır.
 
Asker Meclis kanalıyla hükümetin emrindedir ve bu harekatı yapmakla zaten mükelleftir; bu da işin doğasında vardır...
 
Asker ve hükümet arasındaki sorun da tam bu noktada başlar;
 
Yurt dışında yapılacak askeri operasyonun maksadı ne olacaktır, asker olası bir yurt dışı harekatında neyi hedefleyecektir?
 
İşte askerin hedeflerini belirleyebilmesi için, öncelikle siyasi hedefin ne olduğunu bilmesi gerekir; harekatı buna göre planlayacaktır. Bu siyasi hedefi bildirmesi gereken de hükümettir.
 
Irak krizinin geldiği aşamaya bakıldığında, Türkiye’nin ulusal çıkarlarının korunması anlamında siyasi hedefleri ne olabilirdi:
‘PKK terörünün Irak ayağının yok edilmesi; Barzani’nin Kürt devleti yapısının kırılması; Musul ve Kerkük’teki Türkmenlerin yerel ve merkezi yönetiminde söz sahibi olmasının sağlanması…’
 
Bu krize uluslararası boyutta bakıldığında, hükümetin bir başka siyasi hedefinin de Kuveyt işgalinin sona erdirilmesi olduğu açıkça görülür.
 
Hepsini alt alta sıraladığımızda, Turgut Özal’ın Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necip Torumtay’a şöyle bir siyasi direktifi vermesi gerekiyordu;
‘Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nin Irak krizinin çözümü ve bu amaçla Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kullanılması durumunda elde edilmesi gereken siyasi hedefleri şunlardır; PKK, Barzani, Musul ve Kerkük, Saddam…’
 
Bunun bir anlamı da şudur; Türk Ordusu bu siyasi hedeflere ulaşıncaya kadar harekatı sonlandırmayacaktır. Artık iş askerindir; vazife, dost ve düşman durumu, arazi ve elde
mevcut kuvvetler dikkate alınarak harekat planı hazırlayacak ve harekete geçecektir…
 
İşte Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necip Torumtay’ın istifası altında yatan neden budur; asker kullanımına karar veren hükümet orduya siyasi direktifini vermemiştir.
Yani?
 
Yani Özal siyasi direktif vermemekle, Türk ordusunu Irak kriz yönetiminde bir ‘kapıkulu’ mantığında kullanmaya çalışmıştır. Hatırlayalım, Alptemuçin Torumtay sonrası için ne demişti; ‘Zaten Politik Karar Metni’nin gerekleri de yeni Genelkurmay Başkanı Orgeneral Doğan Güreş tarafından yerine getirildi. Yani savaşa girmek ya da girmemek konusunda herhangi bir tartışma da olmadı.’
 
Özal sonrası başbakan olan Çiller’le çalışan Orgeneral Doğan Güreş’in şöyle dediği de kaydedilmişti; ‘O şak diye emrediyor, ben tak diye yapıyorum’.
Yani?
 
Yani Özal, Irak krizinde hem Dışişleri Bakanı’nı hem de Genelkurmay Başkanı’nı saf dışı bırakmış; ABD Başkanı ile teke tek görüşerek Türkiye’nin bu krizdeki politik tavrını tel başına tayin etmiş; Türk Ordusu ve Türkiye’nin güçlerini ABD’ye tahsis etmiştir.
 
Benzer bir davranış 2003 Körfez Savaşı’nda da görülecek, bu kez Erdoğan Özal’ın bu yolunu aynen izleyecektir…
Ve bugün Erdoğan, 1991’de Özal, 2003’te kendisinin ve 2014’te yine kendisinin açtığı yoldan yürümektedir; Türk Ordusu’nu ABD’nin hizmetine vermek!
 
Peki Özal’ın bu tavrı Türkiye’ye ne kazandırmıştı?
Erdoğan’ın bu tavrı ne kazandıracak?
Bu soruların cevabı bugün yaşadıklarımızda görülmüyor mu…
 
Erdal Sarızeybek
GökBörü
GökBörü
.::Tengri::.


.::Tengri::.


Erdoğan'ın bugün yaptığını 22 yıl önce Özal da yapmıştı... Azerba10
Erdoğan'ın bugün yaptığını 22 yıl önce Özal da yapmıştı... Gencat10
Erdoğan'ın bugün yaptığını 22 yıl önce Özal da yapmıştı... Pro10
Yaş Yaş : 43
Cinsiyet Cinsiyet : Erkek
Nerden Nerden : Azerbaycan
Lakap Lakap : kaan
Doğum Tarihi Doğum Tarihi : 13/09/80
 Atsız´ın hangi kitaplarını okudunuz? Atsız´ın hangi kitaplarını okudunuz? : Türk Ülküsü
İletiler: İletiler: : 1035
Üyelik Tarihi Üyelik Tarihi : 16/06/11
Erdoğan'ın bugün yaptığını 22 yıl önce Özal da yapmıştı... Pro1010
Erdoğan'ın bugün yaptığını 22 yıl önce Özal da yapmıştı... 617300
Erdoğan'ın bugün yaptığını 22 yıl önce Özal da yapmıştı... Ile10

https://www.teknoloji-gunlugu.com/

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz