DÖNEKLİĞİN HER TÜRLÜSÜ

tarafından **İlteriş Kağan** Salı 28 Ekim 2014 - 22:06

Türkçüler olarak, “dönekliğin her türlüsü tehlikeli ve zararlıdır” dedikçe, dönekliğin her türlüsünü tek karakterde toplamış kimseler ile karşı karşıya kalıyoruz. Karşı karşıya kaldıklarımız, iyilik, ahlaklılık timsaliymiş gibi davrandıklarında da, haklı olarak sinirleniyoruz. Nereden nereye olursa olsun, döneklik zararlıdır. Davasına sahip çıkamayan ya da kaybedince hemen saf değiştiren kişiler, Türkçü olamazlar. Çünkü Türkçülük zayıf karakterli kişileri reddeder. Türkçülük davasını zayıf karakterli kişiler, 3 adım öteye taşıyamazlar.

Türkçülük, kaynağını Türklükten alır. Türk’ün kanında kaynayan asillik ve ruhunda yaşadığı coşkunluk, Türkçülük düşüncesini ortaya çıkarmıştır. Hiç şüphesiz tek kaynağı Türklük olan Türkçülük, yabancı kaynaklı fikirlerle yan yana bile getirilemez, onlarla kıyas edilemez. Türkçülük Türk’ü yükseltme ülküsü iken, başka milletleri yüceltmek için ortaya çıkan ve ülkemize sözde millileşerek gelen düşünceler, Türk’ü yok saymak zorundadır. Çünkü sistemleri ancak ve ancak böyle yerleşebilir.

Daha dün komünizm safsatasını savunan, Türkçüler tarafından komünizm göçertilince de Kürtçülük yapıp terörist başı ile kol kola gezen kimselerin, bugün milliyetçilik taslaması komiktir. Ondan daha komik olan, bu dönek maskaraların kendilerince yeni milliyetçilik kavramlarını ortaya atmasıdır.

Siz, kimsiniz ki milliyetçiliğin ne olduğuna karar vereceksiniz?

Komünist yıllarında kaynağını Türk’ten alan Türkçüler ile mücadele edemeyince, milliyetçilik kavramını kendilerine göre uyarlamaya çalışan ve bu sayede bir kısım destekçi toplayan dönekler, komünist babaları gibi gömülüp gidecekler. Onların hakkı, Türk’e ait yurtların tamamından sürgün edilmektir.

Güya “Türk ırkçı olamaz”, “Milliyetçiliğimizde ırkçılık yoktur” gibi saçmalıkları milletin beynine yerleştirecekler. Dahası, bu saçmalıklarla da milliyetçilik ve komünizmi yan yana getirecekler. Bu mümkün müdür? Sürüngen gibi yaşayan, hayatı döneklik ile geçen kimselerin Türk milliyetçisi olabilmesi için öncelikle Türk olmaları gerekirdi. Fakat sürüngen dönek olmaları sebebi ile Türk olamazlar.

Irkçılık ve soykırımı yan yana anarak, daha dün savundukları, bugünde içlerinde yaşattıkları komünizmi aklamaya çalışanlar, kendilerini kandırmaya devam edebilirler. Nitekim dönekliklerinin kaynağı da budur.

Kendilerince bilimsel teşhis koyup, “Irkçılık ve soykırım ayrılmaz” diyen maskaralar, acaba komünizm ideolojisine sahip ülkelerin Türklere yaptıklarını ne çabuk unuttular? Hatta sadece Türklere değil, nice milletlere soykırımlar yapan komünizm, Türk’ün benliğinde yaşayabilir mi?

Komünizm ve Irkçılık daha sistemleşmemişken yapılan soykırımlar ne yüzündendi? Önce Türk’ü öveceksiniz, “Türk katliam yapmaz, şöyle yapmaz, böyle yapmaz” diyeceksiniz, ardından da ırkçılığı soykırım sebebi sayarak, Türk’ün ırkçı olamayacağını söyleyeceksiniz. Aklınızı nerede kaybettiniz? Lenin’in tuvaletinde mi?

Terör örgütü seviciliği yapıp, maymunun biri ile birlikte teröristleri “denetleyen” bir adam, milliyetçi olacak, onun tayfası da milliyetçiliğin ne olduğuna karar verme hakkına sahip olacak. Başka kapıya!

Biz Türkçüler olarak anlatmaktan usandık fakat tekrar anlatalım; Irkçılık, Türkçülüğün iç meselelerinden birisidir. Türk’ün amacı milletinin ırkçı olması değil ırkını sevmesidir. Nihayetinde ırkçılık, Türkçülüğün içerisinde bir sistem olduğu ve büyük zorlukları beraberinde getirdiği için, milletin tamamına ırkçılık dayatılamaz. Ancak ırkını severek, milletinin kültürüne meslek dalı ne olursa olsun bağlı kalarak yaşayan, ırkına sahip çıkan bir millet, biz Türkçülerin birinci hedefidir.

İçerisinde, katiyen kafatasçılık yoktur. O, “Şarlatan maskaraların” işidir. Şarlatan maskaralar üzerinden koskoca Türkçülüğü değerlendirmeye kalkmak, sürüngen dönekler için geçerlidir.

Maskaralar kendilerince bilimsel olduğunu düşündükleri noktaları ortaya atarken, ırkçılık sistemlerini bir tutma gafletine düşüyorlar. Irkçılık sistemleri bire bir aynı olmadığı gibi, içlerinde en farklı olanı Türk ırkçılığıdır;

1.)    Türkçülüğün iç meselesidir.
2.)    Kafatasçılık içermez.
3.)    Herkese dayatılmaz.
4.)    Soykırımcı değildir.
5.)    Birlikçidir.

Türkçülük düşüncesi, ülküsü ile Nazizm veya Faşizm gibi sistemleri bir tutmak, soytarılıktır.

***

Turan birliği konusuna gelince. Bakın gerçekler gün gibi açıktır; Türk ırkından söz edenler, akıllarına hemen Turan’ı getiriyorlar. Çünkü biliyorlar ki, Türk denince akla, onun muhteşem ülküsü Turan gelir! Yine bu sürüngen dönekler, Türk’ün hiçbir zaman birlik gayesi gütmediğini iddia ediyorlar. Ne komik!

Geçmişte 7 kez Turan birliği kurulmuştur. Turan demek, Türk’ün yaşadığı coğrafyaların, bir kandan olanların birleşmesi demektir. Türk’ün geçmişte ki yaşadığı coğrafyaları bugün birebir aynı olmayacağına göre, bugün haritaya bakılarak da Turan’ın kurulmamış olduğu söylenemez. Göktürk devletinin nasıl kurulduğunu, Hunların nasıl kurulduğunu anlatmama gerek yok. Timur’un neden en çok Türklerle savaştığını anlatmama da gerek yok. Motun Yabgu-ki bunlar bilmezler Mete Han- iki kez Çin’i ele geçirebilirdi. Fakat Türk için Turan sınırı dışına taşmak yoktur, şayet o kişi Turan ülküsünü benimsemiş ise.

Türk milliyetçisi olduğunu iddia eden biri, Türk’ün her türlü zorluğu aşacağını bilir. Bu sebeple Turan’ı ütopya olarak görmez. Kaldı ki Turan için çalışmayan bir Türkiye varken, “Bak Turan kurulmuyor, gördün mü?” diye çocukça çıkışlar yapanları bu sözde milliyetçiler sınıfına dahil etmiyorum bile.

***

Türk milletinin ırkçı olamayacağını söyleyenler, bir fikrin bütün bir millet için söylenemeyeceğini bilmiyorlar. Elbette bir milletin tamamı aynı fikri benimsemez. Keza ırkçılık içgüdüseldir. Sistemli yaşanmasa da, insan her zaman kendi cinsi olandan taraf olmuştur. Türk’ün Türk’ü sevmesi, Türk’ün Türk ile birlik olması ve hatta Türk’ün Türk ile savaşması dahi ırkçılıktır. Türkler birbirleri ile savaştıkları zaman ya liderlik ya liderliğine güç için savaşmışlardır. Ancak hiçbir zaman kin gütmemişlerdir.

Mesela Osmanlı-İran savaşları, kurtuluş savaşında yerini yine soydaşlık bağına bırakmıştır. Çanakkale savaşında şehit Kuzey ve güney Azerbaycanlı soydaşlarımızın sayısı, Kürtlerden fazladır. Yine Osmanlı bir süre Türkistan’ı ihmal etse de, soydaşlarımız kurtuluş savaşında bize katılmışlardır.

***

Bu dönekler, ne için Türkçü görünmeyi seçtiler?

1.)    Türkçülük ile baş edemeyince, klasik söylemi ile “kaleyi içten yıkma” amacını seçtiler.
2.)    “Türk milleti asla ırkçı olamaz” sözleri, ümmetçi ve komünist söylemleri ile aynıdır. Yani, “Ben de milliyetçiyim fakat ırkçı olamayız” demeleri ile bir komünistin ya da ümmetçinin “Irkçı olmayın” propagandası eşittir. Irkçı olmamız, her Türk düşmanı için tehlikedir.
3.)    Gücünü Türk’ten alan Türkçülüğe karşı duramayınca, düşünceleri komünizmi milli kılıfa uydurmak yerine, milliyetçiliği komünizme uydurmayı seçtiler.
4.)    Ne olursa olsun hiçbir Türk, canına kastedilse dahi, Öcalan gibi bir alçakla yan yana gelmeyi kabul etmez. Aynı ortamda bulunmaları da, Türk’ün cezalandırmak için orada bulunmasından başka bir şey değildir. Öcalan dostlarının peşinden giden ve onlarla aynı düşünceyi paylaşanlar, Türk olamazlar! Bu yüzden Türk milliyetçisi olmaları, mümkün olamaz!

Kürtlere ölümüne düşman olan, “Kürtler bu ülkeyi istila ediyor” diyen bu sürüngen dönekler, ırkçı olmadıklarını iddia ediyorlarsa, bu iş hakikaten çığrından çıkmış demektir…

Gerçi ırkçı değiller. Irkçı olmadıklarından kasıt, kendileri ile çelişiyor olmalarıdır. Soruyorum şimdi, Kürt istilalarını komünizmin sahte hümanist propagandaları ile mi yoksa Türk ırkçılığı ile mi çözersiniz?

Türkçü düşüncesinin yanı sıra, Türkoloji alanında yaptığı çalışmaların yüzde doksanı akademik olan Atsız Ata gibi büyük bir Türk’e serseri diyenler, serseri mayın gibi oradan oraya, kuzeyden güneye, doğudan batıya “döndüklerini” unutmuş olmalılar…

Eğer geçmişleri ile ilgili bir söz söyleyeceksek, bunu döneklik üzerinden esas alacağız. Geçmişlerini unuttukları zaman, dönek olduklarını hatırlatacağız ve böylece mazilerini hatırlayacaklar. “Ben kimim?” diye sorduklarında, “Dönme dolaba binmiş bir şuursuz” diyeceğiz.

Evet, Türkçüler artık bunları yapacak. İşleri güçleri, “Türk sağı”, “Türk solu” gibi saçma kavramları ortaya atıp milleti bölüp duranlar, eğer gerçekten bilimden anlıyorlarsa şu noktaları hatırlatacağım;

“Ben ırkçıyım” demek, ayrımcılık, bölücülük yapmaksa, “Ben solcuyum” demekte, aynı ırkın içerisinde, bölücülük ve ayrımcılık yaratmaktır.

“Ben Türk solcusuyum” dedikleri anda da, Türkçü düşünenleri bölmeyi, onları ayırmayı ve çalışamaz hale getirmeyi amaçladıkları rahatlıkla söylenebilir.

Söyleyin, ırkçılık “Ben şundan değilim, bundan değilim” demekse, solculuk da “Ben sağcı ile bir değilim” demek değil midir?

Evet, sağcılık ve solculuk arasında fark vardır. Bu farklardan ötürüdür ki insanlar ya sağcı olur ya solcu olur. Irklar arasında da, fiziksel özelliklerden tutun, en ince ayrıntılı gelenek ve göreneklere kadar ayrılık vardır; insanlar da buna göre ırkının bilincine, öneminin farkına varır.

İstiklal marşında, “Kahraman ırkım” diye bağıran ve coşkulu taklidi yapan ardından da “Irk atlarda aranır” gibi saçmalıkları öne sürenlerin aklından şüphe ettiğimi söylememe gerek yok.

“Geçelim!”

***

Son olarak, Nogay Türklerine ait bir atasözü ile noktalamak istiyorum;

“Türk olmayana kız verenin, Türk olmayandan kız alanın, evine gidilmez, toyuna ayak basılmaz.”

Eskinin Moskof aşığı, dünün Kürtçü teröristi, bugünün sözde milliyetçilerine duyurulur!

Yusufhan Güzelsoy