Biz oyunun içinde kafası olmayan tavuk misali oradan oraya savrulduk.
1 sayfadaki 1 sayfası
Biz oyunun içinde kafası olmayan tavuk misali oradan oraya savrulduk.
Biz oyunun içinde kafası olmayan tavuk misali oradan oraya savrulduk..
Savrulup da vardığımız nokta..
"Esad'lı geçiş süreci olabilir" noktası..
Yüzbinlerce sığınmacı..
Hayatını kaybedenler..
Kıyıya vuran bebekler..
Yerinden yurdundan işinden gücünden olanlar..
Vatansız, topraksız kalanlar..
Cehennemi yaşadı onca insan..
Birileri oyununu kursun, birileir de o oyunda figüran olsun diye..
Birileri hesabıını yapsın, biri o hesapta etkisiz eleman olsun diye..
Bu söylem dönüşü bize açık açık gösteriyor..
Başından beri Suriye politikasının yanlış olduğunun kanıtlandığını..
Türk hükümetinin mantık ve stratejiyle değil, hırslaıyla adım attığını ve sonuçta duvara tosladığını..
Dış politikada gelinen aciz noktayı..
Merak ettiğim şu.. E tabii bizde öngörülü ve uzun vadeli bir dış politika anlayışı uzun süredir kalmadığı için.. Putin ile görüşme sonrası "Esad'lı geçiş olabilir" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM Genel Kurulu'nda Obama'nın Esad'a "tiran" demesi ve "Esad'lı geçiş olmaz" mesjından sonra yeniden bir söylem değişikliğine gidecek mi?
************
NE OLACAK BU YANDAŞIN HALİ?
Yazık be..
Erdoğan "Esed" diyor..
Manşetler, haberler..
O söyleme göre şekilleniyor..
İki haftada düşecek, dediklerinde "Esed"..
Geçiş sürecinde olabilir, deyince "Esad" oluveriyor..
Erdoğan'ın son sözlerinin ardından Sabah ve Star gazetelerinde "Esed" yeniden "Esad" oluverdi..
Dış politikanız kıvrak olunca..
İç politikanız "Kandırıldık" cümlesi üzerine kurulunca..
Haliyle yandaş medyanın da kıvrak olması gerekiyor..
Ama fark ediyorum da onlar bile ayak uyduramıyor..
Bence onlar bile altı üstü ayrı oynayan söylemlerden yoruldu..
E ama bu da onların laneti.. Sahibinin sesi olmayı seçtiler.. Gazetecilikten vazgeçtiler..
Her seçiş.. Bir vazgeçiş..
*************
TERÖRLE MÜZAKERE.. ŞEHİT YAKINIYLA MÜCADELE..
Hangisine yanasın..
Gencecik vatan evlatlarının toprağa bir bir düşmesine mi?
Geride kalanların yüreğinde hep yanacak ateşe mi?
Gözleriyle gülen, askerlerinin "Ağabey" dediği Binbaşı Yavuz Sonat Güzel'in şehit oluşuna mı?
Ardında bıraktığı 12 yaşındaki güzeller güzeli Sude'nin baba acısıyla bir anda büyümesine mi?
Anaların ağlamasına mı?
Ya da ağlayan analara laf edecek kadar yüreği taşlaşanların olmasına mı?
Şehit babalarını karakterli - karaktersiz diye ayırınca kamuoyunun vicdanında açılan yara malum..
Şimdi birinci ağızdan gelmiyor o sözler farkındaysanız..
Şimdi troller üzerinden şehit yakınları hedef oluyor..
Ağza alınmayacak ifadeler kullanabiliyorlar bir şehit anası için..
Para karşılığında yapıyorlar bunu bir de..
Şehit yakınlarından gelen tepkiyi püskürtmek için özel troll timi kuruluyor..
Yani;
"Terörle müzakere" edenler, "şehit yakınlarıyla mücadele" ediyor..
Biz şehitlerimizin analarına - babalarına laf edenleri troll zannediyoruz da..
Onlar ilk ağızdan çıkan sözün sosyal medyadaki dillendiricisi oluyorlar bir nevi..
Kaynağı görebiliyorsunuz değil mi?
Şehit yakınlarıyla mücadele edip, onları susturmak için attığınız adım kadar terörle mücadele için de zamanında adımlar atabilseydiniz keşke..
Bugün şehit yakınlarından gelecek tepkiyi savuşturmak için bu kadar gözü karartmazdınız..
Günahlara günah, ayıplara ayıp eklemezdiniz..
Keşke..
Çiğdem AKDEMİR
Savrulup da vardığımız nokta..
"Esad'lı geçiş süreci olabilir" noktası..
Yüzbinlerce sığınmacı..
Hayatını kaybedenler..
Kıyıya vuran bebekler..
Yerinden yurdundan işinden gücünden olanlar..
Vatansız, topraksız kalanlar..
Cehennemi yaşadı onca insan..
Birileri oyununu kursun, birileir de o oyunda figüran olsun diye..
Birileri hesabıını yapsın, biri o hesapta etkisiz eleman olsun diye..
Bu söylem dönüşü bize açık açık gösteriyor..
Başından beri Suriye politikasının yanlış olduğunun kanıtlandığını..
Türk hükümetinin mantık ve stratejiyle değil, hırslaıyla adım attığını ve sonuçta duvara tosladığını..
Dış politikada gelinen aciz noktayı..
Merak ettiğim şu.. E tabii bizde öngörülü ve uzun vadeli bir dış politika anlayışı uzun süredir kalmadığı için.. Putin ile görüşme sonrası "Esad'lı geçiş olabilir" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM Genel Kurulu'nda Obama'nın Esad'a "tiran" demesi ve "Esad'lı geçiş olmaz" mesjından sonra yeniden bir söylem değişikliğine gidecek mi?
************
NE OLACAK BU YANDAŞIN HALİ?
Yazık be..
Erdoğan "Esed" diyor..
Manşetler, haberler..
O söyleme göre şekilleniyor..
İki haftada düşecek, dediklerinde "Esed"..
Geçiş sürecinde olabilir, deyince "Esad" oluveriyor..
Erdoğan'ın son sözlerinin ardından Sabah ve Star gazetelerinde "Esed" yeniden "Esad" oluverdi..
Dış politikanız kıvrak olunca..
İç politikanız "Kandırıldık" cümlesi üzerine kurulunca..
Haliyle yandaş medyanın da kıvrak olması gerekiyor..
Ama fark ediyorum da onlar bile ayak uyduramıyor..
Bence onlar bile altı üstü ayrı oynayan söylemlerden yoruldu..
E ama bu da onların laneti.. Sahibinin sesi olmayı seçtiler.. Gazetecilikten vazgeçtiler..
Her seçiş.. Bir vazgeçiş..
*************
TERÖRLE MÜZAKERE.. ŞEHİT YAKINIYLA MÜCADELE..
Hangisine yanasın..
Gencecik vatan evlatlarının toprağa bir bir düşmesine mi?
Geride kalanların yüreğinde hep yanacak ateşe mi?
Gözleriyle gülen, askerlerinin "Ağabey" dediği Binbaşı Yavuz Sonat Güzel'in şehit oluşuna mı?
Ardında bıraktığı 12 yaşındaki güzeller güzeli Sude'nin baba acısıyla bir anda büyümesine mi?
Anaların ağlamasına mı?
Ya da ağlayan analara laf edecek kadar yüreği taşlaşanların olmasına mı?
Şehit babalarını karakterli - karaktersiz diye ayırınca kamuoyunun vicdanında açılan yara malum..
Şimdi birinci ağızdan gelmiyor o sözler farkındaysanız..
Şimdi troller üzerinden şehit yakınları hedef oluyor..
Ağza alınmayacak ifadeler kullanabiliyorlar bir şehit anası için..
Para karşılığında yapıyorlar bunu bir de..
Şehit yakınlarından gelen tepkiyi püskürtmek için özel troll timi kuruluyor..
Yani;
"Terörle müzakere" edenler, "şehit yakınlarıyla mücadele" ediyor..
Biz şehitlerimizin analarına - babalarına laf edenleri troll zannediyoruz da..
Onlar ilk ağızdan çıkan sözün sosyal medyadaki dillendiricisi oluyorlar bir nevi..
Kaynağı görebiliyorsunuz değil mi?
Şehit yakınlarıyla mücadele edip, onları susturmak için attığınız adım kadar terörle mücadele için de zamanında adımlar atabilseydiniz keşke..
Bugün şehit yakınlarından gelecek tepkiyi savuşturmak için bu kadar gözü karartmazdınız..
Günahlara günah, ayıplara ayıp eklemezdiniz..
Keşke..
Çiğdem AKDEMİR
Similar topics
» Memleket elden gidiyor Tayyip gitse ne olacak./ Ahmet Hakan Anladı Darısı Kafası Basmayanlara
» Enayi olmayan biliyor ki
» JAPONLAR HERHANGİ BİR DİN KİTABI VE PEYGAMBERİ OLMAYAN BİR TOPLUM...
» "Başına gelenin farkında olmayan uykuda bir milletin kurbanlarıyız...
» Ne olduğu Belli olmayan Kıroların Diline Bilimsel Bi Bakış !
» Enayi olmayan biliyor ki
» JAPONLAR HERHANGİ BİR DİN KİTABI VE PEYGAMBERİ OLMAYAN BİR TOPLUM...
» "Başına gelenin farkında olmayan uykuda bir milletin kurbanlarıyız...
» Ne olduğu Belli olmayan Kıroların Diline Bilimsel Bi Bakış !
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz