Hakim konumdan çıkarıldık! / Necdet SEVİNÇ
1 sayfadaki 1 sayfası
Hakim konumdan çıkarıldık! / Necdet SEVİNÇ
Hakim konumdan çıkarıldık!
Atatürk Türk yaratılmayı en büyük şeref ve şan saydığı için Türk Milleti’nin onurlu yaşamasını temel ilke olarak kabûl etmiş, savaşta dahi çiğnetmediği millî haysiyetimizi barış yıllarında da emsali görülmedik bir haysiyetle korumuştu.
Sayın Turgay Tüfekçioğlu, Orkun’da, Gazi’nin millî haysiyetimizi nasıl bir millî hassasiyetle koruduğuna dair ibret verici bir olaydan bahsediyor. Sayın Tüfekçioğlu’nun yazdıklarını birkaç satırla nakletmek istiyorum.
Bazı yetkililer, bugün Birleşmiş Milletler dediğimiz Milletler Cemiyeti’ne Türkiye’nin de üye olmak için müracaat etmesini isterler. Atatürk onlara der ki:
“- Niye biz müracaat edelim, onlar bizi dâvet etsinler, Bakanlar Kurulu’nda görüşelim, uygun görürsek üye oluruz”
Öyle de olur. 6 Temmuz 1932’de 43 üye devlet, alkışlarla ve oy birliğiyle Türkiye’yi üyeliğe dâvet eder. Teklif Bakanlar Kurulu’nda görüşülür. Üyeliğin uygun görüldüğü 19 Temmuz 1932’de Milletler Cemiyeti’ne bildirilir.
Türkiye, bu onurlu tavrı sebebiyle 1934’de Afganistan’ın müracaatını inceleyen Heyet Başkanlığı, 1934- 1936 yıllarında Konsey Üyeliği ve 1937’de de Genelkurul Başkanlığı yapar.
Yaşadığı müddetçe Türklüğe yapılan en ufak saygısızlığa bile şiddetle mukabelede bulunan Atatürk’ün ruhunu; Türk Milleti’nin tam bin yıl boyunca beklediği ses olan Mehmet Emin Yurdakul’un “ben bir Türk’üm, dinim cinsim uludur” mısrasının şekillendirdiğini biliyoruz.
Türk’lüğün onurunu korumak için önce Türk olmak gerektiğini de biliyoruz.
Şunu da biliyoruz ki, Mozaikçi Turgut’la beraber alçakça saldırılara maruz kalan, horlanan, hakir görülen, küçümsenen Türklük, AKP’nin iktidara gelmesiyle hâkim konumdan çıkarılmıştır!
Tâviz vermediği gerekçesiyle görev yapması imkânsız hâle gelen sayın Denktaş’ın yerine, bir AB kuklası olan Talat’ın oturtulması da Türk Tarih Kurum Başkanı’nı tutuklamaya kalkan şu küstah İsviçre’ye haddini bildirecek birinin çıkmayışı da Türk’lüğün hâkim konumundan çıkaranlara teslim olunduğunu gösterir.
Demek istiyorum ki, Türk yaratılmayı en büyük şeref ve şan sayan bir kadro iktidara gelmediği takdirde Türkiye birliğini muhafaza edemeyecektir.
Necdet SEVİNÇ, Yeniçağ, 5 Mayıs 2005
Atatürk Türk yaratılmayı en büyük şeref ve şan saydığı için Türk Milleti’nin onurlu yaşamasını temel ilke olarak kabûl etmiş, savaşta dahi çiğnetmediği millî haysiyetimizi barış yıllarında da emsali görülmedik bir haysiyetle korumuştu.
Sayın Turgay Tüfekçioğlu, Orkun’da, Gazi’nin millî haysiyetimizi nasıl bir millî hassasiyetle koruduğuna dair ibret verici bir olaydan bahsediyor. Sayın Tüfekçioğlu’nun yazdıklarını birkaç satırla nakletmek istiyorum.
Bazı yetkililer, bugün Birleşmiş Milletler dediğimiz Milletler Cemiyeti’ne Türkiye’nin de üye olmak için müracaat etmesini isterler. Atatürk onlara der ki:
“- Niye biz müracaat edelim, onlar bizi dâvet etsinler, Bakanlar Kurulu’nda görüşelim, uygun görürsek üye oluruz”
Öyle de olur. 6 Temmuz 1932’de 43 üye devlet, alkışlarla ve oy birliğiyle Türkiye’yi üyeliğe dâvet eder. Teklif Bakanlar Kurulu’nda görüşülür. Üyeliğin uygun görüldüğü 19 Temmuz 1932’de Milletler Cemiyeti’ne bildirilir.
Türkiye, bu onurlu tavrı sebebiyle 1934’de Afganistan’ın müracaatını inceleyen Heyet Başkanlığı, 1934- 1936 yıllarında Konsey Üyeliği ve 1937’de de Genelkurul Başkanlığı yapar.
Yaşadığı müddetçe Türklüğe yapılan en ufak saygısızlığa bile şiddetle mukabelede bulunan Atatürk’ün ruhunu; Türk Milleti’nin tam bin yıl boyunca beklediği ses olan Mehmet Emin Yurdakul’un “ben bir Türk’üm, dinim cinsim uludur” mısrasının şekillendirdiğini biliyoruz.
Türk’lüğün onurunu korumak için önce Türk olmak gerektiğini de biliyoruz.
Şunu da biliyoruz ki, Mozaikçi Turgut’la beraber alçakça saldırılara maruz kalan, horlanan, hakir görülen, küçümsenen Türklük, AKP’nin iktidara gelmesiyle hâkim konumdan çıkarılmıştır!
Tâviz vermediği gerekçesiyle görev yapması imkânsız hâle gelen sayın Denktaş’ın yerine, bir AB kuklası olan Talat’ın oturtulması da Türk Tarih Kurum Başkanı’nı tutuklamaya kalkan şu küstah İsviçre’ye haddini bildirecek birinin çıkmayışı da Türk’lüğün hâkim konumundan çıkaranlara teslim olunduğunu gösterir.
Demek istiyorum ki, Türk yaratılmayı en büyük şeref ve şan sayan bir kadro iktidara gelmediği takdirde Türkiye birliğini muhafaza edemeyecektir.
Necdet SEVİNÇ, Yeniçağ, 5 Mayıs 2005
Similar topics
» Eyy Türkoğlu! / Necdet SEVİNÇ
» “Onlar” / Necdet SEVİNÇ
» Hristiyan İslamcılar / Necdet SEVİNÇ
» AB raporu ve gerçekler / Necdet SEVİNÇ
» Türkçe’ye ihanet / Necdet SEVİNÇ
» “Onlar” / Necdet SEVİNÇ
» Hristiyan İslamcılar / Necdet SEVİNÇ
» AB raporu ve gerçekler / Necdet SEVİNÇ
» Türkçe’ye ihanet / Necdet SEVİNÇ
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz