Sorunu Temelden Çözmek İçin… / Necdet SEVİNÇ

[TRABZON61]

Sorunu Temelden Çözmek İçin…

Recep Tayyip, son 15 yıldan beri Türkiye’nin en önemli meselesi olan ve artık millî birliğimizi de millî varlığımızı da tehdide başlayan terörist eylemlerin önlenmesi konusunda herhangi bir fikre sahip olsaydı muhalefetten yardım beklediğini açıklamazdı.

Çözüm yollarını muhalefet göstermeliymiş...

Sorunu muhalefet çözecekse sizin ne işiniz var orada?

Hem efendim; Avrupa Birliği’ne girmek istediğiniz sürece muhalefetin getireceği teklifleri kabul edemezsiniz ki?

Siz de biliyorsunuz ben de biliyorum, dünya - âlem de biliyor ki, beşiğini Yunanistan’la Suriye’nin salladığı PKK, bilahâre Türkiye’ye karşı kullanılmak üzere Avrupa Birliği tarafından evlât edinilmiş, Küresel Eşkıya’nın Irak’a yaptığı son tecavüzü müteakip de ABD’nin himâyesine mazhar olmuştur!

PKK denilen Cinayet Şebekesi, medenî Avrupa ile medenî Amerika’nın Türkiye’ye istedikleri şekli vermek için kullandıkları bir taşeron olduğuna göre; öyleyse; terörü önlemek isteyenlerin AB ve ABD’ye tavır koymaları gerekir.

Sayın Demirel, Cumhurbaşkanı iken, Avrupa Birliği’nin diplomatlarını kastederek “adamlar kürt devleti kurmayı kafalarına koymuşlar” demişti.

O hâlde eğer gerçekten terörü önlemek gibi bir niyetiniz varsa “kürt devleti kurmayı kafalarına koyanlara” daha fazla itaat edemezsiniz! Onların dayatmalarına “ev ödevimizi aldık” pişkinliğiyle başeğemezsiniz! Ve artık Türkiye’nin Brüksel’den yönetilmesi gibi bir kepazeliğe katlanamaz, ne yapacağınıza başkalarının karar vermesi gibi bir rezalete tahammül edemezsiniz! Yani AB’nin ve ABD’nin dümen suyunda seyrettiğiniz sürece hiçbir millî meseleyi çözemezsiniz.

Aşağıdaki teklifler sorunu temelden çözmek isteyenler için sıralanmıştır: Türkiye olağanüstü şartlar yaşadığına göre, olağanüstü tedbirler alınmalıdır.

a) Mehmetçik kaatillerinin kahramanlar gibi anılıp, kutsanmasına mâni olunarak, onlara özenen yeni cânilerin ortaya çıkması önlenmelidir.

b) Devletin ve milletin birliği aleyhine işlenen suçlar ağırlaştırılmalı, askere ve polise saldıranlar şiddetle cezalandırılmalıdır.

c) Teröristlerin hapishânelerde bilinçlendirilmesini önlemek ve devletin kararlılığını göstermek için seyyar askerî mahkemeler kurulmalı, eşkiya jipte yargılanıp, hüküm derhal infaz edilmelidir.

ç) Ekmeğe muhtaç hâle getirilen 8,5 milyon orman köylüsüyle, 1921’de imzalanan Moskova Antlaşması’ndan beri muhtelif Türk Cumhuriyet’lerinde itilip - kakılan Ahıska Türkleri Genelkurmay’ın uygun göreceği yörelere kalabalık kitleler hâlinde yerleştirilmeli, onlara ve devlete bağlı olanlara büyük topraklar ve krediler verilmelidir. Ve en nihayet yoğun bir kültürel program uygulanarak Türkçe’nin ricat ettiği topraklara dönmesi, mutlaka, fakat mutlaka, ama mutlaka sağlanmalıdır. Çünkü Türkçe’nin ricat ettiği topraklarda Türk askerinin barınması imkânsızdır.

Devlet adamı iseniz almanız gereken tedbirlerin bir kısmı bunlardır, yoksa biz daha çok cenaze kaldırırız!


Necdet SEVİNÇ, Yeniçağ, 16 Ağustos 2005