UZAYLI: Devlet BAHÇELİ
1 sayfadaki 1 sayfası
UZAYLI: Devlet BAHÇELİ
Ortadoğu’da 3. Dünya Savaşı provaları yapılıyor. Bu provalar yapılırken, hangi ülkenin nasıl tepki vereceği, hangi cephede yer alacağı da ortaya çıkıyor. Hesaplar ülkelerin hangi cephede olduğunu belirleyerek yapılacaktır. Ve Türkiye tam da bu ateş çemberinin ortasındadır.
Ekonomi bütün dünya ülkelerinde tehlike sinyalleri veriyor. Dünyada ne zaman ekonomik yönden bir tıkanma yaşansa, bir savaş başlatılır. Savaş ekonomisi üzerinden, yeni sınırlar belirlenir. Lokmalara ayrılacak ülkeler bellidir de, lokmaların kimler arasında paylaşılacağı hesapları yapılıyor.
Ve dünya gerçekliğinden kopmuş, olaylara UZAYLI gibi bakan Bahçeli, parti başkanlığı yapıyor(!).. Partiyi şirket gibi yönetip, İl ve İlçe teşkilatlarına da, şirket bayisi muamelesi yapıyor.
Kapattım, kapatırım ha…
Bahçeli, “Kırmızı Başlıklı Kız” görüntüsüyle, babaannesi sandığı çakalın koynuna daha çok sokuluyor(!)..
Bahçeli, ülkenin bütün derdi bitmiş gibi, yeni Anayasa yapmanın, daha doğrusu;
Milletin ANASINI BELLEYECEK bir anayasa yapmanın derdine düşmüştür. Neymiş efendim? AK Çete ihanet yasasını yapmak için Y-CHP’yi masaya oturtmalıymış(!).. Oturtamazsa, B planını uygulamaya koymalıymış… İnsana(gerçi bu mecliste mumla bir insan arıyorum ama..)sorarlar;
“Bay Arka Bahçeli, B planını AK Çete ile birlikte mi yaptınız?”
Ey Arka Bahçeli, BDP’yi ileri sürerek yeni seçim isteyen sen değil miydin? Şimdi o BDP ile ihanet yasası yapmak için niye o masadasın?
Seçime giderek AKP’nin daha güçlü meclise girmesini sağladın. MHP’nin vekil sayısını yarıya düşürüp, diğer yarısını da AK Çete’ye hediye ettin. Parti; Kürtçülerle, Ermeni Diaspora artıklarının ortak partisi olan BDP’ den daha az vekil ile meclise girdi. Böylece;
“Ülkede Türk yok, Türkler azınlık” diyenlerin ekmeğine de yağ sürdün.
Anlaşılan bu rezillik sana yetmedi. Partiyi baraj altında bırakarak son görevini de yapacaksın. Partinin baraj altında kalması demek, Erdoğan’ın istediği 400 vekil hedefine daha çok yaklaşması demektir.
İşte Devlet Bahçeli’nin son görevi budur!!.
Tıpkı İngiliz Gülü Abdullah’ı Çankaya’ya çıkartarak yargının canına okunmasını sağladığı gibi…
Meclis Başkanının AK Çeteden seçilmesine destek vererek, hırsızları yüce divana gitmekten kurtardığı gibi…
AK Çete kumar masasında ne zaman sıkışsa, Bahçeli alttan bir joker uzatıyor. Ondan sonra da, Çakalları babaannesi sanan Kırmızı Başlıklı Kız pozlarında ortalıkta dolaşıyor.
Bahçeli bayan olsaydı; “Erdoğan’a aşık mı oldun?” diye sorardım. Malum, Y-CHP’nin SOROS kızı bir Prof. Vekili Erdoğan’a methiyeler düzmüştü. Alıştık bu durumlara da…
Sabahattin Önkibar Bahçeli’yi eleştirirken sözü;
“Eleştirim Bahçeli’nin siyasetine, yoksa Bahçeli namuslu adamdır. Hırsız değildir” diye bağlıyor.
Ah şu yanlış algılar. Ah şu dogmalar…
Din tüccarları namusu iki bacak arasına mal edip, diğer bütün ahlaksızları “AK DİN” haline getirdi. Militan haline getirdiği yandaşlarına da kabul ettirdi. Önkibar da namusu hırsızlık yapmamakla sınırlandırıyor. Oysa;
Namus bir bütündür ve her insanın yaptığı işi ahlaklı yapması da namusun bir parçasıdır. Sayın Önkibar, Bahçeli’yi siyaseten de namuslu buluyor mu acaba? Eleştirisine bakınca, bulmuyor. Demek ki Bahçeli her açıdan namuslu değildir. Namuslu olma konusunda bir bütünlük arz etmiyor. O zaman eleştiri yapacaksanız sıvazlamadan yapın!!.
Müslüman Kardeşler Örgütü
Müslüman Kardeşler Örgütü’nü, tıpkı Vahhabilik gibi, İngiltere kurmuştur. İngiltere demek, ABD ve İsrail demektir. ABD+İngiltere+İsrail koalisyonu demek; emperyalizmin ve de Evangelizmin temsilcisi ve dayatmacıları demektir. Evangelizmin hedefi ise;
Bütün dinleri bitirip, tek bir din üzerinden, sömürüye uygun bir din olan Evangelizm ile dünyayı yönetmektir.
Müslüman Kardeşler Örgütü Mısır’da yenildi. İnsanlarımızın körlüğü nedeniyle göremediği bir gerçek var. AK Çete “Müslüman Kardeşler Örgütü’nün Türkiye Temsilcisidir” ve ne yazık ki iktidardadır. Erdoğan; Mısır’da Müslüman Kardeşler alaşağı edilince bu yüzden çok üzüldü ve ortalıkta dört parmak gezip durdu. Esad’a Müslüman Kardeşlere yol vermesi için teklif yaptılar. Esad kabul etmeyince de Esad’a düşman oldular.
Önce bu gerçeği herkes açıkça idrak etmelidir.
Erdoğan ve ekibi için Osmanlıcılık, Cumhuriyet’i yıkmak için kullandıkları bir enstrümandır. Yoksa, Osmanlı ile alakaları yoktur. Bu kafa Osmanlı döneminde de;
“-Şeriat isterük..” Diye isyan ediyordu. 31 Mart ayaklanmasını bunların ağababaları yapmıştır.
Cumhuriyeti yıkmak için bu iki enstrümanı çok iyi kullanıyorlar:
1-Din, 2-Osmanlıcılık.
Halkın değerlerini halkın zaafı haline getirdiler. Oysa ne dine saygıları var, ne Osmanlı’ya… İstanbul’da Osmanlı eserlerini nasıl yok ettiklerini görmüyor musunuz?
Mısır’da Müslüman Kardeşler iktidara geldiğinde sapık fetvalar ortaya çıkmaya başladı. Ölen eş ile; “altı saat içinde ilişkiye girilebilir” diye fetva verildi. Suudi Arabistan ve diğer Müslüman Kardeşler Örgütünün din adamı kılıklı ajanları, sürekli sapık fetvalar verdi. Son yıllarda Türkiye’de verilen sapkın fetvalar hep aynı amacı hizmet ediyor. Amaç;
İnsanları İslam’dan soğutup, doğan boşlukta Evangelizme yer açmaktır.
İŞİD aynı görevi yaptı. Müslüman Kardeşler Örgütü’nü de, İŞİD’i de aynı devletlerin kurmuş olması, aslında bütün gerçeği açıklamıyor mu?
Türkiye’de büyük ahlak çöküşünü sağlayan Müslüman Kardeşler’in temsilcileri, lidere karılarını-kızlarını basın yoluyla ikram ediyor, görmüyor musunuz?
Ve hala AKP’ye “Müslüman Kardeşler Örgütü” diyemeyenler, AKP’yi normal bir parti gibi pazarlıyor. Pazarlayanlar da ne yazık ki dost sandıklarınızdır.
Sahi, bu “İslam Ordusu” dedikleri ordu kimi temsil ediyor? Müslüman Kardeşleri mi?
Zahide UÇAR-12.03.2016
Ekonomi bütün dünya ülkelerinde tehlike sinyalleri veriyor. Dünyada ne zaman ekonomik yönden bir tıkanma yaşansa, bir savaş başlatılır. Savaş ekonomisi üzerinden, yeni sınırlar belirlenir. Lokmalara ayrılacak ülkeler bellidir de, lokmaların kimler arasında paylaşılacağı hesapları yapılıyor.
Ve dünya gerçekliğinden kopmuş, olaylara UZAYLI gibi bakan Bahçeli, parti başkanlığı yapıyor(!).. Partiyi şirket gibi yönetip, İl ve İlçe teşkilatlarına da, şirket bayisi muamelesi yapıyor.
Kapattım, kapatırım ha…
Bahçeli, “Kırmızı Başlıklı Kız” görüntüsüyle, babaannesi sandığı çakalın koynuna daha çok sokuluyor(!)..
Bahçeli, ülkenin bütün derdi bitmiş gibi, yeni Anayasa yapmanın, daha doğrusu;
Milletin ANASINI BELLEYECEK bir anayasa yapmanın derdine düşmüştür. Neymiş efendim? AK Çete ihanet yasasını yapmak için Y-CHP’yi masaya oturtmalıymış(!).. Oturtamazsa, B planını uygulamaya koymalıymış… İnsana(gerçi bu mecliste mumla bir insan arıyorum ama..)sorarlar;
“Bay Arka Bahçeli, B planını AK Çete ile birlikte mi yaptınız?”
Ey Arka Bahçeli, BDP’yi ileri sürerek yeni seçim isteyen sen değil miydin? Şimdi o BDP ile ihanet yasası yapmak için niye o masadasın?
Seçime giderek AKP’nin daha güçlü meclise girmesini sağladın. MHP’nin vekil sayısını yarıya düşürüp, diğer yarısını da AK Çete’ye hediye ettin. Parti; Kürtçülerle, Ermeni Diaspora artıklarının ortak partisi olan BDP’ den daha az vekil ile meclise girdi. Böylece;
“Ülkede Türk yok, Türkler azınlık” diyenlerin ekmeğine de yağ sürdün.
Anlaşılan bu rezillik sana yetmedi. Partiyi baraj altında bırakarak son görevini de yapacaksın. Partinin baraj altında kalması demek, Erdoğan’ın istediği 400 vekil hedefine daha çok yaklaşması demektir.
İşte Devlet Bahçeli’nin son görevi budur!!.
Tıpkı İngiliz Gülü Abdullah’ı Çankaya’ya çıkartarak yargının canına okunmasını sağladığı gibi…
Meclis Başkanının AK Çeteden seçilmesine destek vererek, hırsızları yüce divana gitmekten kurtardığı gibi…
AK Çete kumar masasında ne zaman sıkışsa, Bahçeli alttan bir joker uzatıyor. Ondan sonra da, Çakalları babaannesi sanan Kırmızı Başlıklı Kız pozlarında ortalıkta dolaşıyor.
Bahçeli bayan olsaydı; “Erdoğan’a aşık mı oldun?” diye sorardım. Malum, Y-CHP’nin SOROS kızı bir Prof. Vekili Erdoğan’a methiyeler düzmüştü. Alıştık bu durumlara da…
Sabahattin Önkibar Bahçeli’yi eleştirirken sözü;
“Eleştirim Bahçeli’nin siyasetine, yoksa Bahçeli namuslu adamdır. Hırsız değildir” diye bağlıyor.
Ah şu yanlış algılar. Ah şu dogmalar…
Din tüccarları namusu iki bacak arasına mal edip, diğer bütün ahlaksızları “AK DİN” haline getirdi. Militan haline getirdiği yandaşlarına da kabul ettirdi. Önkibar da namusu hırsızlık yapmamakla sınırlandırıyor. Oysa;
Namus bir bütündür ve her insanın yaptığı işi ahlaklı yapması da namusun bir parçasıdır. Sayın Önkibar, Bahçeli’yi siyaseten de namuslu buluyor mu acaba? Eleştirisine bakınca, bulmuyor. Demek ki Bahçeli her açıdan namuslu değildir. Namuslu olma konusunda bir bütünlük arz etmiyor. O zaman eleştiri yapacaksanız sıvazlamadan yapın!!.
Müslüman Kardeşler Örgütü
Müslüman Kardeşler Örgütü’nü, tıpkı Vahhabilik gibi, İngiltere kurmuştur. İngiltere demek, ABD ve İsrail demektir. ABD+İngiltere+İsrail koalisyonu demek; emperyalizmin ve de Evangelizmin temsilcisi ve dayatmacıları demektir. Evangelizmin hedefi ise;
Bütün dinleri bitirip, tek bir din üzerinden, sömürüye uygun bir din olan Evangelizm ile dünyayı yönetmektir.
Müslüman Kardeşler Örgütü Mısır’da yenildi. İnsanlarımızın körlüğü nedeniyle göremediği bir gerçek var. AK Çete “Müslüman Kardeşler Örgütü’nün Türkiye Temsilcisidir” ve ne yazık ki iktidardadır. Erdoğan; Mısır’da Müslüman Kardeşler alaşağı edilince bu yüzden çok üzüldü ve ortalıkta dört parmak gezip durdu. Esad’a Müslüman Kardeşlere yol vermesi için teklif yaptılar. Esad kabul etmeyince de Esad’a düşman oldular.
Önce bu gerçeği herkes açıkça idrak etmelidir.
Erdoğan ve ekibi için Osmanlıcılık, Cumhuriyet’i yıkmak için kullandıkları bir enstrümandır. Yoksa, Osmanlı ile alakaları yoktur. Bu kafa Osmanlı döneminde de;
“-Şeriat isterük..” Diye isyan ediyordu. 31 Mart ayaklanmasını bunların ağababaları yapmıştır.
Cumhuriyeti yıkmak için bu iki enstrümanı çok iyi kullanıyorlar:
1-Din, 2-Osmanlıcılık.
Halkın değerlerini halkın zaafı haline getirdiler. Oysa ne dine saygıları var, ne Osmanlı’ya… İstanbul’da Osmanlı eserlerini nasıl yok ettiklerini görmüyor musunuz?
Mısır’da Müslüman Kardeşler iktidara geldiğinde sapık fetvalar ortaya çıkmaya başladı. Ölen eş ile; “altı saat içinde ilişkiye girilebilir” diye fetva verildi. Suudi Arabistan ve diğer Müslüman Kardeşler Örgütünün din adamı kılıklı ajanları, sürekli sapık fetvalar verdi. Son yıllarda Türkiye’de verilen sapkın fetvalar hep aynı amacı hizmet ediyor. Amaç;
İnsanları İslam’dan soğutup, doğan boşlukta Evangelizme yer açmaktır.
İŞİD aynı görevi yaptı. Müslüman Kardeşler Örgütü’nü de, İŞİD’i de aynı devletlerin kurmuş olması, aslında bütün gerçeği açıklamıyor mu?
Türkiye’de büyük ahlak çöküşünü sağlayan Müslüman Kardeşler’in temsilcileri, lidere karılarını-kızlarını basın yoluyla ikram ediyor, görmüyor musunuz?
Ve hala AKP’ye “Müslüman Kardeşler Örgütü” diyemeyenler, AKP’yi normal bir parti gibi pazarlıyor. Pazarlayanlar da ne yazık ki dost sandıklarınızdır.
Sahi, bu “İslam Ordusu” dedikleri ordu kimi temsil ediyor? Müslüman Kardeşleri mi?
Zahide UÇAR-12.03.2016
Similar topics
» Devlet Bahçeli'nin 10 EMRi..
» DEVLET BAHÇELİ İSTİFA ETMELİ
» İdeolojisiz Devlet...?
» Bahçeli MHP'yi bırakacak mı?
» Bir Devlet Tasfiye Ediliyor
» DEVLET BAHÇELİ İSTİFA ETMELİ
» İdeolojisiz Devlet...?
» Bahçeli MHP'yi bırakacak mı?
» Bir Devlet Tasfiye Ediliyor
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz