Sapsız Balta / Banu Avar
1 sayfadaki 1 sayfası
Sapsız Balta / Banu Avar
Sevgili Erkan Güçiz anlatıyor: “Anadolu’da odun kesen, yaran herkes bilir. Baltanın sapı nemli tutulmazsa ucuna geçirilmiş kesici kısım yerinden sıyrılır, çıkar.
Ve kütüğe doğru tüm gücünüzle baltayı savurduğunuzda o kesici kısmın nereye gideceği, neyi hacamat edeceği bilinmez.
‘SAPSIZ BALTA’ budur..”
Ve ekliyor: “Küresel çete 2007’den beri ‘SAPSIZ BALTA’nın yerine koyacağı maşayı arıyor ve bulamayınca çaresiz ‘sapsız balta’ya geri dönüyor.”
Emperyalizm tıpkı Saddam, Mübarek ve diğer bir çoğu gibi özenle yetiştirip konuşlandırdıklarından bir süre sonra vazgeçer.. ‘Sapsız balta’ya dönüşenler olursa daha da acele eder. Bugün batının çıkarları Türkiye’de ‘istikrarlı bir kaos’u sürdürmekten yana.. Bunun için 2007’den beri ‘kullanım süresi’ geçmiş ‘ne yapacağı belirsiz’ bir iktidardan kurtulup, daha taze ‘maşaları’ iş başına geçirmek niyetindeydiler. Türkiye’deki sözüm ona ‘muhalefet’ ile son 6 aydır hızlanan görüşmeler bunun bariz örnekleridir.
Emirgan’da Amerikalı diplomatlar (emir taşıyıcılar) ile Abdullah Gül, Ali Babacan, CHP’li Şafak Pavey ve daha kimbilir kimler kimlerin buluşmaları basına yansıdı.. ‘Milliyetçi’ bilinen birilerinin de hem Amerikalılarla hem AKP kanadıyla görüştüklerine dair haberler de basında sızıntılar arasındaydı..
CIA’nin Türkçe’yi iyi konuşan uzmanlarından Henri Barkey seçimden sonra ilk değerlendirmesinde Amerika’nın düşüncelerini özetledi. ‘Seçim sonucunu belirleyen PKK saldırıları oldu.. AKP birincil olarak son aylardaki terör saldırılarından dolayı bu sonucu aldı.’
“Sandıktan seçmenin istikrar mesajı çıktı, Davutoğlu ile Erdoğan hariç herkes kaybetti. MHP mesajı olmayan bir partiydi, kaybetti. HDP yeniden çatışma sürecini başlatan PKK yüzünden kaybetti. CHP 6 ayda sadece 100 bin oy arttırabildi, fırsatı kullanamayan bir parti.. O da kaybetti. Cemaat de kaybetti, siyasete girmeye hazırlanan Abdullah Gül de kaybetti.”
Seçim sonrası Amerika’dan yükselen sesler ‘Sapsız balta’ ile devam etmek durumundayız’ diyor. Barkey, ABD Türkiye arasında ‘gerilen ilişkiler’den sözediyor ve baltaya sapın takılmasının aciliyetini vurguluyor:
Barkey’in yazısı Amerika’nın Sesi! Seçim sonrası Türkiye değerlendirmesini ‘Erdoğan yükseliyor’ başlıklı yazısından okuyalım:
“Amerika her zaman statüko ile hareket etmeyi tercih eder. AMA an itibariyle ittifak halinde olduğu NATO üyesi Türkiye ile 3 konuda karşı karşıya..
Birinci konu: Erdoğan’ın, AKP’nin ve yüzde 70’ine hakim olduğu basın yayın organları ve sosyal medyanın kullandığı Amerikan karşıtı dil, ABD’yi rahatsız ediyor.
İkinci konu: Hükümetin her alanda kişi ve kurumlara, cumhurbaşkanını eleştiren her alana uyguladığı baskı. Bu baskının artması durumunda ABD’nin Türkiye ile ikili ilişkileri gölgelenecektir.
Üçüncü ve en önemli konu: Suriye meselesidir. Türkiye ile ABD’nin Suriye’deki hedefleri senkronize değildir. Türkiye Esad rejimini ve Suriyeli Kürtlerin PYD sayesinde kazandıklarını yoketmeyi hedefine koymuştur.. Ki PYD, IŞİD’e karşı savaşan en önemli gruptur. Amerika ise tam tersine IŞİD’in yokedilmesi hedefine kilitlenmiştir. Esad’ın gitmesi ikincil sıradadır. Ve PYD ile müttefiktir. Bu ilişki PYD’yi PKK’nın uzantısı olarak gören Türkleri rahatsız etmiştir. Ancak Haziran ayında ABD, Ankara’dan Güneydoğudaki 4 hava üssünü IŞİD’e karşı kullanma izni almıştır.. Bu iznin bu kadar gecikme sebebi, Türkiye’nin ABD PYD ilişkisini ABD PKK ilişkisi olarak görmesindendir. Bu endişede haksız değillerdir. Çünkü Suriye’de PYD içinde savaşan birçok gerilla PKK üyesidir: Türkler ayrıca, ABD ile işbirliği yapan Suriyeli Kürtlerin Esad sonrası kendi özerk bölgelerine kavuşacaklarından da endişelidirler. Bu Türklere Irak’ın kuzeyinde kurulan Kürdistan Bölgesel Hükümetini hatırlamaktadır.
Amerikan planları için üsler had safhada önemlidir. … Washington bu üsler sayesinde 50 özel harekat birliğini Suriye’de konuşlandırmış ve tüm faaliyetleri kolaylaşmıştır….”
Bütün bu uzun CIA yazısının özeti mi:
1. AKP, Her ne kadar Pyd’den Pkk’dan rahatsız havasındaysa da “Seçim kazanmış olmanın verdiği rehavet içinde, PKK ile ‘barış süreci’ni yeniden başlatacaktır.” Çünkü ABD borç içindeki Ankara’ya bunu dayatacaktır.
2. Ekonomide koşullar Ankara için tarihin en zorlayıcı sınırına dayanacaktır.
3. Toplumdaki kutuplaşma ve kavga bugüne kadar görülmemiş en üst seviyeye çıkacaktır
4. İkisi de ABD yapımı olan, Işid bir yandan, PKK öbür yandan sıkıştıracak, terör artacaktır.
Sapsız balta mı? Ya fırlayıp gittiği yerde kalıp paslanacak, yerini daha güvenilir bir alete mesela bir maşaya bırakacak ya da yeniden sapın üzerine oturtulacaktır..
Biz mi? Türk milleti tarihte defalarca yaptığı gibi, Ölüm ile sıtma arasına itildiğinde bir süre bekleyecek, ‘istikrar’ diyecek, kafasını eğecek, çıkarına bakacak, iaşe ve ibadesini önceleyecektir ama o an gelince ‘gereğini’ yapacak, yapmak zorunda kalacaktır..!
Banu AVAR, 5 Kasım 2015
Ve kütüğe doğru tüm gücünüzle baltayı savurduğunuzda o kesici kısmın nereye gideceği, neyi hacamat edeceği bilinmez.
‘SAPSIZ BALTA’ budur..”
Ve ekliyor: “Küresel çete 2007’den beri ‘SAPSIZ BALTA’nın yerine koyacağı maşayı arıyor ve bulamayınca çaresiz ‘sapsız balta’ya geri dönüyor.”
Emperyalizm tıpkı Saddam, Mübarek ve diğer bir çoğu gibi özenle yetiştirip konuşlandırdıklarından bir süre sonra vazgeçer.. ‘Sapsız balta’ya dönüşenler olursa daha da acele eder. Bugün batının çıkarları Türkiye’de ‘istikrarlı bir kaos’u sürdürmekten yana.. Bunun için 2007’den beri ‘kullanım süresi’ geçmiş ‘ne yapacağı belirsiz’ bir iktidardan kurtulup, daha taze ‘maşaları’ iş başına geçirmek niyetindeydiler. Türkiye’deki sözüm ona ‘muhalefet’ ile son 6 aydır hızlanan görüşmeler bunun bariz örnekleridir.
Emirgan’da Amerikalı diplomatlar (emir taşıyıcılar) ile Abdullah Gül, Ali Babacan, CHP’li Şafak Pavey ve daha kimbilir kimler kimlerin buluşmaları basına yansıdı.. ‘Milliyetçi’ bilinen birilerinin de hem Amerikalılarla hem AKP kanadıyla görüştüklerine dair haberler de basında sızıntılar arasındaydı..
CIA’nin Türkçe’yi iyi konuşan uzmanlarından Henri Barkey seçimden sonra ilk değerlendirmesinde Amerika’nın düşüncelerini özetledi. ‘Seçim sonucunu belirleyen PKK saldırıları oldu.. AKP birincil olarak son aylardaki terör saldırılarından dolayı bu sonucu aldı.’
“Sandıktan seçmenin istikrar mesajı çıktı, Davutoğlu ile Erdoğan hariç herkes kaybetti. MHP mesajı olmayan bir partiydi, kaybetti. HDP yeniden çatışma sürecini başlatan PKK yüzünden kaybetti. CHP 6 ayda sadece 100 bin oy arttırabildi, fırsatı kullanamayan bir parti.. O da kaybetti. Cemaat de kaybetti, siyasete girmeye hazırlanan Abdullah Gül de kaybetti.”
Seçim sonrası Amerika’dan yükselen sesler ‘Sapsız balta’ ile devam etmek durumundayız’ diyor. Barkey, ABD Türkiye arasında ‘gerilen ilişkiler’den sözediyor ve baltaya sapın takılmasının aciliyetini vurguluyor:
Barkey’in yazısı Amerika’nın Sesi! Seçim sonrası Türkiye değerlendirmesini ‘Erdoğan yükseliyor’ başlıklı yazısından okuyalım:
“Amerika her zaman statüko ile hareket etmeyi tercih eder. AMA an itibariyle ittifak halinde olduğu NATO üyesi Türkiye ile 3 konuda karşı karşıya..
Birinci konu: Erdoğan’ın, AKP’nin ve yüzde 70’ine hakim olduğu basın yayın organları ve sosyal medyanın kullandığı Amerikan karşıtı dil, ABD’yi rahatsız ediyor.
İkinci konu: Hükümetin her alanda kişi ve kurumlara, cumhurbaşkanını eleştiren her alana uyguladığı baskı. Bu baskının artması durumunda ABD’nin Türkiye ile ikili ilişkileri gölgelenecektir.
Üçüncü ve en önemli konu: Suriye meselesidir. Türkiye ile ABD’nin Suriye’deki hedefleri senkronize değildir. Türkiye Esad rejimini ve Suriyeli Kürtlerin PYD sayesinde kazandıklarını yoketmeyi hedefine koymuştur.. Ki PYD, IŞİD’e karşı savaşan en önemli gruptur. Amerika ise tam tersine IŞİD’in yokedilmesi hedefine kilitlenmiştir. Esad’ın gitmesi ikincil sıradadır. Ve PYD ile müttefiktir. Bu ilişki PYD’yi PKK’nın uzantısı olarak gören Türkleri rahatsız etmiştir. Ancak Haziran ayında ABD, Ankara’dan Güneydoğudaki 4 hava üssünü IŞİD’e karşı kullanma izni almıştır.. Bu iznin bu kadar gecikme sebebi, Türkiye’nin ABD PYD ilişkisini ABD PKK ilişkisi olarak görmesindendir. Bu endişede haksız değillerdir. Çünkü Suriye’de PYD içinde savaşan birçok gerilla PKK üyesidir: Türkler ayrıca, ABD ile işbirliği yapan Suriyeli Kürtlerin Esad sonrası kendi özerk bölgelerine kavuşacaklarından da endişelidirler. Bu Türklere Irak’ın kuzeyinde kurulan Kürdistan Bölgesel Hükümetini hatırlamaktadır.
Amerikan planları için üsler had safhada önemlidir. … Washington bu üsler sayesinde 50 özel harekat birliğini Suriye’de konuşlandırmış ve tüm faaliyetleri kolaylaşmıştır….”
Bütün bu uzun CIA yazısının özeti mi:
1. AKP, Her ne kadar Pyd’den Pkk’dan rahatsız havasındaysa da “Seçim kazanmış olmanın verdiği rehavet içinde, PKK ile ‘barış süreci’ni yeniden başlatacaktır.” Çünkü ABD borç içindeki Ankara’ya bunu dayatacaktır.
2. Ekonomide koşullar Ankara için tarihin en zorlayıcı sınırına dayanacaktır.
3. Toplumdaki kutuplaşma ve kavga bugüne kadar görülmemiş en üst seviyeye çıkacaktır
4. İkisi de ABD yapımı olan, Işid bir yandan, PKK öbür yandan sıkıştıracak, terör artacaktır.
Sapsız balta mı? Ya fırlayıp gittiği yerde kalıp paslanacak, yerini daha güvenilir bir alete mesela bir maşaya bırakacak ya da yeniden sapın üzerine oturtulacaktır..
Biz mi? Türk milleti tarihte defalarca yaptığı gibi, Ölüm ile sıtma arasına itildiğinde bir süre bekleyecek, ‘istikrar’ diyecek, kafasını eğecek, çıkarına bakacak, iaşe ve ibadesini önceleyecektir ama o an gelince ‘gereğini’ yapacak, yapmak zorunda kalacaktır..!
Banu AVAR, 5 Kasım 2015
Similar topics
» ABD, AKP ve PKK ‘Evet’ Diyor! / Banu AVAR
» BU ‘YEDİ DÜVEL’ ANAYASASIDIR! Kim istiyor bu anayasayı? Banu AVAR
» Avar Hakanlığı
» Avarlar (Avar İmparatorluğu)
» Avarlar (Avar İmparatorluğu)
» BU ‘YEDİ DÜVEL’ ANAYASASIDIR! Kim istiyor bu anayasayı? Banu AVAR
» Avar Hakanlığı
» Avarlar (Avar İmparatorluğu)
» Avarlar (Avar İmparatorluğu)
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz