Heyhat, herşey çürüyor, dökülüyor. Giden milletin ‘canından’, ‘teninde

[Tomris - Umay]

Fethullah Gülen için istihbarat birimlerinde kadrolaşmak niye bu kadar çok önemlidir? En önemli neden, bir türlü yeterince sızmayı başaramadıkları Türk Silahlı Kuvvetleri'ne karşı silahlı ve de yasal bir güce sahip olmaktır. Adliye ve mülkiye kadrolaşması ise, bu gücü daha da pekiştirecek ve devletin içten ele geçirilmesini ya da bir başka ifadeyle devletin "kansız" teslim alınmasını temin edecektir.
“Tüm dünyânın pek çok merkezinde uygulanmakta olan terörist ve de kökten dinci ideolojik yaklaşımların yaptığı gibi, devlete ya da yabancı devletlere karşı silâhlı mücâdele vererek hedefe varmanın mümkün olmadığını en kavrayan dinsel organize suç örgütü, Fethullahçılardır.
” Dr. Necip Hablemitoğlu | Köstebek, 18 Aralık 2002, Sayfa: 2
**
Bakınız, Türkiye’de işlenen birçok cinayet aynı adreslere çıkar. Kimdir bu adresler?? Kendi ülkelerini başka ülkeleri sömürerek zengin kılan emperyalist katil devletler...
3 Mühendisimizin şüpheli ölümü ve uçak düşmesi, Eşref Bitlis Paşa’nın ölümü, Necip Hablemitoğlu cinayeti ve daha niceleri... Kısacası farklı kulvarlar gibi görünse de kendi ülkeleri için önemli şeyler söylemiş olan ve emperyalistlerin planlarına taş koyan insanlar...
 
Tımarhane haline gelen ülkede bilumum hain, şerefsiz, satılmış, yalaka ,yağdanlık, soysuzluğa sahip çıkan iktidar, milli duyarlılığı olan insanları, bu vatanın namuslu evlatlarını görünce kırmızı görmüş boğaya dönüyor.
Bu ülkenin bir tımarhaneye dönüşmesinden hepimiz sorumluyuz. Nasıl mı?

Biz sarı öküzü verdiğimiz gün kaybettik aslında. Önce basın ve televizyonları basın terörüne teslim ettik. Oralardaki namuslu vatan evladı basın mensupları budandı tek tek. Kaçını hatırlıyoruz? Şimdi basından şikayetçiyiz, hangi hakla??

Ne diyor dağdaki eşkıyanın kravatlı takımı ve AÇILIMCI Vakko çantalı Devşirme dostları. ‘’Kardeşlerimize katil diyemeyiz’’. Meclisteki katil kollayıcıları AÇILIMCILAR‘’kardeşlerimize terörist demem’’deme cesareti gösterirken biz şehit ailelerine sahip çıkamıyorsak hiç konuşmayalım.Ya bizler ne yapıyoruz? Şehitler ölmez, vatan bölünmez deyince her şey bitiyor mu?Bugün bu ülke açık alan tımarhanesi haline gelmişse, bizler Devşirme hainler kadar cesur olmadığımız içindir.
 
Gözümüzün önünde Adana ABD Konsolosu PKK’yı örgütlüyor, Gözümüzün içine baka baka açılımcılar PKK'yı silahlandırdı biz seyrediyoruz. Ankara’nın göbeğinde ülkeyi bölme toplantıları yapılıyor. Yürüdük mü İçişleri Bakanlığı’na? İstifaya davet ettik mi? Bunları yapmak için politik olmaya gerek yoktur. Bu üzerinde yaşadığın ülkeyi koruma bilincidir, Millet Şuurudur sivil oto kontroldür.
 
Anlaşılmıştır ki Fetullah GÜLEN;
"Dinler Arası Diyaloğu" VATİKAN ile.
"Kinler Arası Diyaloğu" PKK BOP'cu çete ile yapmış..
12 sene boyunca Ortağı BOP'cu çete ile yaptığı Bunlar
- Kimileri şaşırıyor, ‘gidişin ne yöne olduğu’ konusunda tereddütler yaşıyor. ‘Sözlerin’ nasıl unutulduğunu, ‘gerçeklerin’ nasıl sümen altı edildiğini sorguluyor. Binlerce kez “Günaydın” diyesi geliyor insanın...
* Koca koca adamların bir ‘ceylan derisi’ koltuk, bir ‘triptonik vitesli’ araba, ‘ucuza kapatılmış’ vakıf mülkü, ‘cebe indirilmiş’ ihale komisyonu karşısındaki acınası halleri, ‘kutlu’ sanılan fikri beslenme kaynaklarının gerçekte nasıl ‘kurtlu’ olduğunu yalın bir biçimde resmediyor.
 - Asıl kaybedenler onlar değil elbette. Onlara bu dünyanın kapılarını aralayan ve olan biten karşısında ‘mağrur komutan’ edasıyla ‘dünyalık peşinde’ olmadıklarını vaaz edip duranlar. Dünya nimetleri karşısında ruhları yara alan, ‘yama tutmaz’ hale gelen kişiliklerin akıl hocaları, fikir babaları ilgi çekicidir sessiz, ketum. Belki de içlerinde “Bu oyunun ilk perdesi” diye geçirip, teselli buluyorlardır. Asıl ‘can alıcı’ bölümün sonradan geleceğine kendilerini inandırmış olmalılar.
- Heyhat, herşey çürüyor, dökülüyor. Giden milletin ‘canından’, ‘teninden’ gidiyor. Kuruldukları plazaların aynalı camlarından aşağı bir baksalar, hemen yanıbaşlarında nasıl bir ‘cehennemi hengâmenin’ yaşandığını görecekler. Lakin görmek gibi bir niyetleri yok. *** Kartlar açılıyor, ‘kartlaşmış’ matruşkaların maharetleri birbir ortaya saçılıyor. Anlayan mı? İnsan bir kez kendini aldatmaya görsün, yanlışlarını ‘başka yanlışlar’ ile örtme çabasına girmeye görsün. Bu durumlarda hesabı ‘tarihin’ kesmesinden başka bekleyecek bir şey kalmaz.