Meclis'teki Amerikancı Dörtlü Çete’nin üyeleri.
1 sayfadaki 1 sayfası
Meclis'teki Amerikancı Dörtlü Çete’nin üyeleri.
Vatanın parçalanıp çöküyor, senin bel bağladığın Amerikan işbirlikçileri başka âlemde. Saçlarını tarıyor. Yani vatanmış, milletmiş, halkmış; bunların hiç umrunda değil. Zaten de hiçbir zaman olmadı.
Elin gazetecisi tâ binlerce kilometre öteden görüyor, Türkiye’nin batma tehlikesi içinde olduğunu, senin güvenip umut bağladığın, uğruna sandıklara koşup oylar yağdırdığın bu Amerikan hizmetkârı Dörtlü Çetenin hiç oralarda değil.
Meclis'teki Amerikancı Dörtlü Çete’ye bakalım. Bir teki olsun içinde bulunduğumuz felaketi görebiliyor ve bunu dile getirebiliyor mu?
Hayır.
Dedik ya başta, onlar başka âlemde. Kendi dalgalarına bakıyor, küplerini dolduruyor, Meclisin ceylan derisiyle kaplı koltuklarına kurulup geyikler çeviriyor.
Bakın, geçen yüzyılın en önde gelen ünlü fizikçisi Albert Einstein ne der: “Hiçbir sorun, o sorunu yaratan bilinç düzeyiyle çözülemez.”
İş geliyor, bu özdeyişin içerdiği katı gerçekliğe dayanıyor.
Alınma, darılma…
Ülkemizin bu felakete sürüklenmesi tümüyle senin içinde bulunduğun, daha doğrusu senin içine hapsedilmiş olduğun bilinç düzeyinden kaynaklanmaktadır. Yani senin zihnin, önyargılarla, dogmalarla öylesine kuşatılmış, esir alınmış ki; adeta hasara uğratılmış durumda. Gerçekleri ne görebiliyor, ne algılayabiliyor, ne de değerlendirebiliyorsun.
Seni kimisi Allah’la aldatıyor, kimisi CHP’cilikle, Altı Ok’la, kimisi milliyetçilikçe, kimisi Kürtçülükle. Ama hepsi aldatıyor bunların seni. Sen, içine hapsedildiğin bilinç düzeyinden dolayı sürekli aldatılmaktasın, kandırılmaktasın.
Türkiye, çıkar amaçlı ve ABD yapımı bir suç örgütü tarafından ele geçirilmiştir, onun zorbaca tahakkümü ve zulmü altındadır. Bu sebeple de bu mafyatik yapı
Peşine düştüklerinin, umut diye bel bağladıklarının hepsi Amerikan uşağı, Amerikan hizmetkârı. Hepsi hain. Bu vatanın milletin, bu halkın düşmanı. Sana hizmet etmiyorlar, Amerika’ya hizmet ediyorlar. Ama sen bunları gerçek içyüzleriyle ne görebiliyorsun, ne tanıyabiliyorsun.
İşte bu sebepten, bütün bu felaketler başımıza geliyor. Daha da ağırlaşarak gelecek. Türkiye çökecek tümüyle. Vatan parçalanacak. Yeni Sevr ya da BOP hayata geçecek.
Sen ancak o zaman acı gerçeğin farkına varabileceksin. Yani, düşünceyle, akılla, önceden görüp; gidilen felaket yolunu kavrayamıyorsun. Seni o yolda sürükleyenleri tanıyamıyorsun.
Felaketi tüm boyutlarıyla yaşayacaksın, ondan sonra aklın başına gelecek. Haaa, diyeceksin; peşine düştüklerimiz gerçekten hainmiş. Onlar yok ettiler ülkemizi, parça parça ettiler vatanımızı.
Elin gazetecisi tâ binlerce kilometre öteden görüyor, Türkiye’nin batma tehlikesi içinde olduğunu, senin güvenip umut bağladığın, uğruna sandıklara koşup oylar yağdırdığın bu Amerikan hizmetkârı Dörtlü Çetenin hiç oralarda değil.
Meclis'teki Amerikancı Dörtlü Çete’ye bakalım. Bir teki olsun içinde bulunduğumuz felaketi görebiliyor ve bunu dile getirebiliyor mu?
Hayır.
Dedik ya başta, onlar başka âlemde. Kendi dalgalarına bakıyor, küplerini dolduruyor, Meclisin ceylan derisiyle kaplı koltuklarına kurulup geyikler çeviriyor.
Bakın, geçen yüzyılın en önde gelen ünlü fizikçisi Albert Einstein ne der: “Hiçbir sorun, o sorunu yaratan bilinç düzeyiyle çözülemez.”
İş geliyor, bu özdeyişin içerdiği katı gerçekliğe dayanıyor.
Alınma, darılma…
Ülkemizin bu felakete sürüklenmesi tümüyle senin içinde bulunduğun, daha doğrusu senin içine hapsedilmiş olduğun bilinç düzeyinden kaynaklanmaktadır. Yani senin zihnin, önyargılarla, dogmalarla öylesine kuşatılmış, esir alınmış ki; adeta hasara uğratılmış durumda. Gerçekleri ne görebiliyor, ne algılayabiliyor, ne de değerlendirebiliyorsun.
Seni kimisi Allah’la aldatıyor, kimisi CHP’cilikle, Altı Ok’la, kimisi milliyetçilikçe, kimisi Kürtçülükle. Ama hepsi aldatıyor bunların seni. Sen, içine hapsedildiğin bilinç düzeyinden dolayı sürekli aldatılmaktasın, kandırılmaktasın.
Türkiye, çıkar amaçlı ve ABD yapımı bir suç örgütü tarafından ele geçirilmiştir, onun zorbaca tahakkümü ve zulmü altındadır. Bu sebeple de bu mafyatik yapı
Peşine düştüklerinin, umut diye bel bağladıklarının hepsi Amerikan uşağı, Amerikan hizmetkârı. Hepsi hain. Bu vatanın milletin, bu halkın düşmanı. Sana hizmet etmiyorlar, Amerika’ya hizmet ediyorlar. Ama sen bunları gerçek içyüzleriyle ne görebiliyorsun, ne tanıyabiliyorsun.
İşte bu sebepten, bütün bu felaketler başımıza geliyor. Daha da ağırlaşarak gelecek. Türkiye çökecek tümüyle. Vatan parçalanacak. Yeni Sevr ya da BOP hayata geçecek.
Sen ancak o zaman acı gerçeğin farkına varabileceksin. Yani, düşünceyle, akılla, önceden görüp; gidilen felaket yolunu kavrayamıyorsun. Seni o yolda sürükleyenleri tanıyamıyorsun.
Felaketi tüm boyutlarıyla yaşayacaksın, ondan sonra aklın başına gelecek. Haaa, diyeceksin; peşine düştüklerimiz gerçekten hainmiş. Onlar yok ettiler ülkemizi, parça parça ettiler vatanımızı.
Halkımızın en büyük yanılgısı, dolayısıyla da felaketi, Meclisteki bu Amerikancı Dörtlü Çete’nin aynı merkez tarafından devşirildiğini, örgütlendiğini, projelendirildiğini ve ceylan derisiyle kaplı o koltuklara oturtulduğunu görememesi, anlayamaması, kavrayamamasıdır.
Sanmaktadır ki, Mecliste bir iktidar, bir de muhalefet bulunmaktadır.
Hayır, kesinlikle hayır!
Bunların tamamı, Washington’un, Pentagon’un, CIA’nın “Küreler Teorisi”nin farklı elemanlarından ibarettir.
Yani aynı Küreyi oluşturan değişik unsurlardır bunlar. Ve aslında da, senaryosu CIA tarafından yazılan bir oyun oynamaktadırlar: İhanet oyunu, BOP oyunu, Yeni Sevr oyunu…
Hepsi de Türkiye’yi bölüp, parçalayıp, çökertmekle görevlendirilmişlerdir.
Farklı tellerden çalarak, hepsi aynı melodiyi oluşturmaktadır, aynı görevi yapmaktadır.
Yani demek istediğimiz, kardeşler; CIA sadece iktidarı devşirip, oluşturup yönetmemektedir. Aynı şekilde muhalefeti de belirlemekte ve yönetmektedir.
İşte, on yıllardır satılmışlar medyasının, sözde biliminsanı ajan profesörlerin ve Parababalarının ve hain siyasilerin psikolojik harekâtı, insanlarımızın zihninde ağır bir yıkıma sebep olmuştur. Sonuç olarak, zihin hasarlı bir topluma dönüştürüldük. Dünyanın, ülkemizin, bölgemizin gerçeklerine, yürek dağlayıcı gerçeklerine karşı, kör ve sağır edildik.
Onca yıldır yazıyoruz, söylüyoruz, sanki bunlar için başka bir gezegenin canlılarının dilinden konuşmuş oluyoruz.
En aydın ve sözde bilgin geçinenlerin bile durumu bu olunca, geçim derdindeki, tüm gününü yaşama kavgası vererek geçiren cahil ve yoksul insanlarımız nereden görüp anlayabilsinler sosyal gerçekleri?..
Ülkemizi ve kendilerini bekleyen ve günbegün yaklaşmakta olan korkunç felaketi…
Bu insanlarımızı ancak cehennem ateşi uyandırıp kendilerine getirebilir. Yani, ABD Emperyalist Haydutları düşürecek Türkiye’yi BOP cehennemine, en az bölecek üç parçaya ve ölüm tarlalarına dönecek ülkemiz; işte o zaman kendilerine gelip akıllarını başlarına devşirebilir insanlarımız.
Bu gerçeğe gözlerimizi kapadığımız sürece, kurtuluşumuz gecikir ve ödememiz gereken bedel ağırlaşır. Ne kadar önce bu can alıcı temel gerçeğimizi görüp kavrarsak, o kadar iyidir…
Similar topics
» YÖK üyeleri! Bu yazıyı okuyun ve utanın
» Albay Temizöz ile çete yemek masasında!
» Siemens Türkiye'deki rüşveti böyle paylaştırmış - 'beşli çete'
» Albay Temizöz ile çete yemek masasında!
» Siemens Türkiye'deki rüşveti böyle paylaştırmış - 'beşli çete'
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz