Aslında kavun gibidir Vatan-Millet-Sakarya edebiyatı yapanlar
1 sayfadaki 1 sayfası
Aslında kavun gibidir Vatan-Millet-Sakarya edebiyatı yapanlar
Şehit olmak övdüğünüz kadar mükemmel bir makam, erişilmez bir mertebe olsaydı hiç şüphesiz onu da yoksul halka bırakmaz zengin 'Piçi' evlatlarınızı vatan için feda ederdiniz.
Niye Anadolu'da parası olmadığı için eşini çocuğunu ya da çiftini bağını bahçesini hatta yatalak anasını babasının bırakıp askere giden keriz mi?
Bu kavramla ölüm kutsal ve meşru bir hale getiriliyor bu yüzden. Fakiri fukarayı cennetle kandırıp şahsi çıkarları için cepheye sürenlerin kavramı.
Gerçek vatan hainleri halkın kanıyla beslenen, yolsuzluk batağındaki hırsızlardır. Seçimden önce vatan,millet,Afrin, Mehmetçik, şehitler; seçimsen sonra bedelli pazarlığı.
Dikkat ettinmi milliyetçilik çığırtğanlığı yapanların çoğu askerlik yapmamış, yada bedelli isteyenler! Meclis'teki yavşakların Ve parası olan zengin PİÇler.
yemen yolu çukurdandır karavanam bakırdandır zenginimiz bedel verir askerimiz fakirdendir. Değişen birşey yok.
Yemen’in yolu çölden geçer, çöl zorlu. Yemen’e gidip de dönen iki elin parmakları kadar azdır. Gidişi ayrı bela, dönüşü bir başka bela. Onun için acıklı türküler söylenmiştir yemen için. Şimdilerde de söylenir.
Tarlalarda biter kamış
Uzar gider vermez yemiş,
Şu Yemen?de can verenin
Biri Mehmet, biri Memiş.
Ano Yemendir, gülü çimendir
Giden gelmiyor, acep nedendir?
Yemen’e gidenlerin anaları ağlamış önce.Sonra babaları. Askere gitmeden önce evlendiyse eşi ağlamış, dostu ağlamış. Çocuğu olduysa yetim büyümüş. Bir acı ki sormayın. Ama mutlaka askerin çoğu orada kalmış. “Yemen 2000 Türk askerine mezar olmuştur” diye yazıyor tarihçimizin biri. Bu iki bin kişinin içinde dönüş yolunda çöl Arapları tarafından öldürülenler yok. Yolda-belde soyulanlar yok. İngiliz’e esir düşüp gözleri ilaçla kör edilenler yok.
Yemen yolu çukurdandır
Karavanam bakırdandır
Zenginimiz bedel verir
Askerimiz fakirdendir.
Parayı veren askere gitmezmiş Osmanlı’da.Bu askerlerin de gücüne gitmiş. Yukarıdaki dörtlük o nedenle söylenmiş.Yani parası olan askere gitmemiş. Bedel yatıramayanların tamamı askere alınmış.Ötekiler sılada kalmış Nasrettin Hoca’nın “Parayı veren düdüğü çalar” hikâyesi boşuna anlatılmaz.
Çalınan davulu düğün mü sandın?
Al bayrağı düğün mü sandın?
Yemen’e gideni gelir mi sandın?
Ano Yemen’dir, gülü çemendir
Giden gelmiyor, acep nedendir?
Burası Huş’tur, yolu yokuştur
Giden gelmiyor, acep ne iştir?
Şimdi Bize eski türküler, eski acılar yeter.
Bedelli uygulaması: Milleti millet yapan değerlere uygun bir çözüm olmadığı kesin. Oy ve para birlikte geliyorsa eşitlik, adalet, beka tehdidi vb. kavramların önemi kalmıyor. Eşitliği de kendimiz için değil de başkalarına istediğimizde çıkış yolu bulabiliriz...
Bir kere Vatan-Millet-Sakarya edebiyatı yapan bir kişi, ancak ve ancak menfaati olduğu zaman vatanseverdir, milliyetçidir; bayrağı, dili falan menfaatine göre diline dolar!..
Vatan-Millet-Sakarya edebiyatı yapan bir kişiyi en çok seçim zamanlarında tanırsınız Zira bu tipler için vatan da, millet de, din de, devlet de, bayrak da yalnızca seçim malzemesidir, siyaset malzemesidir. Türk Milletinin en hassas olduğu duyguların maneviyat ve vatan-millet şuur olduğunu bilen bu tipler için Vatan-Millet-Sakarya edebiyatı adeta bulunmaz bir nimettir!.. Gerçek vatanseverlerin gündelik hayatlarının özelliği olan davranışlar, söylemler Vatan-Millet-Sakarya edebiyatı yapanlar için seçim kazanmak için birer salvodur!..
Vatan-Millet-Sakarya edebiyatı yapanlarda riyakârlık had safhadadır. Bunu da bakışlarından, muhabbetinden ve kullandığı kelimelerden rahatlıkla anlayabilirsiniz Takiyenin zirve yaptığı muhabbetlerin mimarlarıdır kendileri Haaaa şunu da unutmamak gerek, bir yerde başka, başka bir yerde daha başka konuşmak en büyük hünerleridir bu tiplerin!..
Gerçek vatanseverler için her şeyden önce gelir vatanı, milleti, devleti, bayrağı, dili, dini Önce ülkem ve milletim, sonra geri kalanlar gerçek vatanseverlerin anlayışının temelini oluşturur. Oysa Vatan-Millet-Sakarya edebiyatı yapanlar için vatan-millet kavramı cukkadan, cepten, kasadan, ondan, bundan, şundan çoook çok sonradır!..
Vatan-Millet-Sakaryaedebiyatı yapanlar sürekli bir sızlanma halindedir: Bu vatan bana ne kazandırdı ki? Nesini gördüm ki? Vatanım, karnımın doyduğu yerdir gibi serzenişler alışkanlık haline gelmiştir. Oysa gerçek vatansever için vatanının topraklarında yediği bir kuru ekmek kuzu gibi, bal gibidir. Vatanı uğruna gece gündüz çalışmak, vatanını yüceltmek için çabalamak onun günlük hayatının bir parçasıdır. Yeri gelince de vatını için gazi olmak, şehit olmak çok doğaldır gerçek vatansevere
Aslında kavun gibidir Vatan-Millet-Sakarya edebiyatı yapanlar
Kokularından tanımak gerek onları
Çünkü balık gibi baştan kokar onlarda.
Niye Anadolu'da parası olmadığı için eşini çocuğunu ya da çiftini bağını bahçesini hatta yatalak anasını babasının bırakıp askere giden keriz mi?
Bu kavramla ölüm kutsal ve meşru bir hale getiriliyor bu yüzden. Fakiri fukarayı cennetle kandırıp şahsi çıkarları için cepheye sürenlerin kavramı.
Gerçek vatan hainleri halkın kanıyla beslenen, yolsuzluk batağındaki hırsızlardır. Seçimden önce vatan,millet,Afrin, Mehmetçik, şehitler; seçimsen sonra bedelli pazarlığı.
Dikkat ettinmi milliyetçilik çığırtğanlığı yapanların çoğu askerlik yapmamış, yada bedelli isteyenler! Meclis'teki yavşakların Ve parası olan zengin PİÇler.
yemen yolu çukurdandır karavanam bakırdandır zenginimiz bedel verir askerimiz fakirdendir. Değişen birşey yok.
Yemen’in yolu çölden geçer, çöl zorlu. Yemen’e gidip de dönen iki elin parmakları kadar azdır. Gidişi ayrı bela, dönüşü bir başka bela. Onun için acıklı türküler söylenmiştir yemen için. Şimdilerde de söylenir.
Tarlalarda biter kamış
Uzar gider vermez yemiş,
Şu Yemen?de can verenin
Biri Mehmet, biri Memiş.
Ano Yemendir, gülü çimendir
Giden gelmiyor, acep nedendir?
Yemen’e gidenlerin anaları ağlamış önce.Sonra babaları. Askere gitmeden önce evlendiyse eşi ağlamış, dostu ağlamış. Çocuğu olduysa yetim büyümüş. Bir acı ki sormayın. Ama mutlaka askerin çoğu orada kalmış. “Yemen 2000 Türk askerine mezar olmuştur” diye yazıyor tarihçimizin biri. Bu iki bin kişinin içinde dönüş yolunda çöl Arapları tarafından öldürülenler yok. Yolda-belde soyulanlar yok. İngiliz’e esir düşüp gözleri ilaçla kör edilenler yok.
Yemen yolu çukurdandır
Karavanam bakırdandır
Zenginimiz bedel verir
Askerimiz fakirdendir.
Parayı veren askere gitmezmiş Osmanlı’da.Bu askerlerin de gücüne gitmiş. Yukarıdaki dörtlük o nedenle söylenmiş.Yani parası olan askere gitmemiş. Bedel yatıramayanların tamamı askere alınmış.Ötekiler sılada kalmış Nasrettin Hoca’nın “Parayı veren düdüğü çalar” hikâyesi boşuna anlatılmaz.
Çalınan davulu düğün mü sandın?
Al bayrağı düğün mü sandın?
Yemen’e gideni gelir mi sandın?
Ano Yemen’dir, gülü çemendir
Giden gelmiyor, acep nedendir?
Burası Huş’tur, yolu yokuştur
Giden gelmiyor, acep ne iştir?
Şimdi Bize eski türküler, eski acılar yeter.
Bedelli uygulaması: Milleti millet yapan değerlere uygun bir çözüm olmadığı kesin. Oy ve para birlikte geliyorsa eşitlik, adalet, beka tehdidi vb. kavramların önemi kalmıyor. Eşitliği de kendimiz için değil de başkalarına istediğimizde çıkış yolu bulabiliriz...
Bir kere Vatan-Millet-Sakarya edebiyatı yapan bir kişi, ancak ve ancak menfaati olduğu zaman vatanseverdir, milliyetçidir; bayrağı, dili falan menfaatine göre diline dolar!..
Vatan-Millet-Sakarya edebiyatı yapan bir kişiyi en çok seçim zamanlarında tanırsınız Zira bu tipler için vatan da, millet de, din de, devlet de, bayrak da yalnızca seçim malzemesidir, siyaset malzemesidir. Türk Milletinin en hassas olduğu duyguların maneviyat ve vatan-millet şuur olduğunu bilen bu tipler için Vatan-Millet-Sakarya edebiyatı adeta bulunmaz bir nimettir!.. Gerçek vatanseverlerin gündelik hayatlarının özelliği olan davranışlar, söylemler Vatan-Millet-Sakarya edebiyatı yapanlar için seçim kazanmak için birer salvodur!..
Vatan-Millet-Sakarya edebiyatı yapanlarda riyakârlık had safhadadır. Bunu da bakışlarından, muhabbetinden ve kullandığı kelimelerden rahatlıkla anlayabilirsiniz Takiyenin zirve yaptığı muhabbetlerin mimarlarıdır kendileri Haaaa şunu da unutmamak gerek, bir yerde başka, başka bir yerde daha başka konuşmak en büyük hünerleridir bu tiplerin!..
Gerçek vatanseverler için her şeyden önce gelir vatanı, milleti, devleti, bayrağı, dili, dini Önce ülkem ve milletim, sonra geri kalanlar gerçek vatanseverlerin anlayışının temelini oluşturur. Oysa Vatan-Millet-Sakarya edebiyatı yapanlar için vatan-millet kavramı cukkadan, cepten, kasadan, ondan, bundan, şundan çoook çok sonradır!..
Vatan-Millet-Sakaryaedebiyatı yapanlar sürekli bir sızlanma halindedir: Bu vatan bana ne kazandırdı ki? Nesini gördüm ki? Vatanım, karnımın doyduğu yerdir gibi serzenişler alışkanlık haline gelmiştir. Oysa gerçek vatansever için vatanının topraklarında yediği bir kuru ekmek kuzu gibi, bal gibidir. Vatanı uğruna gece gündüz çalışmak, vatanını yüceltmek için çabalamak onun günlük hayatının bir parçasıdır. Yeri gelince de vatını için gazi olmak, şehit olmak çok doğaldır gerçek vatansevere
Aslında kavun gibidir Vatan-Millet-Sakarya edebiyatı yapanlar
Kokularından tanımak gerek onları
Çünkü balık gibi baştan kokar onlarda.
Milliyetçi olmadıklarını Bildiğim için.
MHP ve BBP gibi 3-30'luk ayakçı takımlarına hep mesafeli durmuşumdur.
Milliyetçi olmadıklarını Bildiğim için.
Milliyetçi olmadıklarını Bildiğim için.
CKMP döneminde, Türk millliyetçilerini iğfal amacıyla ortaya atılan Türk-İslâm sentezi gibi temelsiz, yapay, saçma ideolojiye karşı çıktığım, okulumda Ötüken dergisini sattırdığım için Atsızcı suçlamasıyla bu partiden ihraç edildim. 1970'den bu yana, Türkçülüğün siyasal partisi olmayacağına dair inancımı muhafaza ediyorum. Türkçü ümmetçi olmaz ama samimi dindar olabilir. Sözlerim ve eleştirilerim, bugüne kadar dindar ve biraz da milliyetçi görünerek Türk milliyetçilerini iğfal etme alışkanlığını sürdüren ümmetçi, şeriatçi şarlatanlara, üçkâğıtçılara, ahlâksızlara, şaklabanlara. Sevgili fethullahçılar, nurcular ve diğerleri, beni ve benim gibi milyonlarca Türk aydınını siz yargılayamazsınız. Allah hakkınızda en hayırlısını versin!..
Fethullahçı bataklığını en fazla geliştiren ise, başta M.H.P olmuştur. Türk-İslâm sentezi adı altında uydurulan yapay ideoloji, Türk sağındaki Türklük bilincini yoketme pahasına siyasal ümmetçiliği ön plana çıkarmıştır. Müridin şeyhi dururken siyasal bir lidere saygı duyamayacağını, bağlanamayacağını kestiremeyen kısır politikacılar, fethullahçı ve benzeri yapılanmalara gaflet içinde yataklık etmişlerdir. Bunun sonucunda, ortaya çıkan manzara: Türklük düşmani hizbullahçı militanlarla, dar-ül harpçilerin, kaplancıların, Nizam-ı Alem Ocakları ya da Ülkü Ocakları mensuplarının aynı sloganları atmaları; benzer söylemleri paylaşmalarıdır. Bir başka örnek vermek gerekirse, Türklük bilincinin tarihi ocağı olan Türk Ocakları, hocaefendilerinin(!) yayınlarının dağıtımını yapmak, kendisini "yılın adamı" seçmek, Türk Dünyasını cemaate dahil etmek gibi sapkın bir misyon üstlenmiştir. Kısaca, Washington’un erleri, kendilerine modern alp-erenler, Horasan erleri yakıştırmasında bulunarak Türk sağını iğfale devam etmektedirler... ''
Necip Hablemitoğlu
Fethullahçı bataklığını en fazla geliştiren ise, başta M.H.P olmuştur. Türk-İslâm sentezi adı altında uydurulan yapay ideoloji, Türk sağındaki Türklük bilincini yoketme pahasına siyasal ümmetçiliği ön plana çıkarmıştır. Müridin şeyhi dururken siyasal bir lidere saygı duyamayacağını, bağlanamayacağını kestiremeyen kısır politikacılar, fethullahçı ve benzeri yapılanmalara gaflet içinde yataklık etmişlerdir. Bunun sonucunda, ortaya çıkan manzara: Türklük düşmani hizbullahçı militanlarla, dar-ül harpçilerin, kaplancıların, Nizam-ı Alem Ocakları ya da Ülkü Ocakları mensuplarının aynı sloganları atmaları; benzer söylemleri paylaşmalarıdır. Bir başka örnek vermek gerekirse, Türklük bilincinin tarihi ocağı olan Türk Ocakları, hocaefendilerinin(!) yayınlarının dağıtımını yapmak, kendisini "yılın adamı" seçmek, Türk Dünyasını cemaate dahil etmek gibi sapkın bir misyon üstlenmiştir. Kısaca, Washington’un erleri, kendilerine modern alp-erenler, Horasan erleri yakıştırmasında bulunarak Türk sağını iğfale devam etmektedirler... ''
Necip Hablemitoğlu
Similar topics
» Vatan olmaz ise ezan sesi nasıl yükselecek, uyanın artık, önce vatan
» En sonunda anlıyoruz ki aslında Vahdettin ülkeden kaçmamış. Oyunculuk
» Aslında tarih tekerrür ediyor da...Anladık mı peki? Ne gezeer!
» Demokrasinin Yıldızları dendiğine, bunlar aslında ABD'nin
» Aslında Satılan Vatandır! / Necdet SEVİNÇ
» En sonunda anlıyoruz ki aslında Vahdettin ülkeden kaçmamış. Oyunculuk
» Aslında tarih tekerrür ediyor da...Anladık mı peki? Ne gezeer!
» Demokrasinin Yıldızları dendiğine, bunlar aslında ABD'nin
» Aslında Satılan Vatandır! / Necdet SEVİNÇ
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz