¤ۣۜ..¤ İlteriş Türkçü Turancı Otağı ¤ۣۜ..¤
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

UNUTMAK DA UNUTTURMAK DA İHANETTİR ....

Aşağa gitmek

UNUTMAK DA UNUTTURMAK DA İHANETTİR .... Empty UNUTMAK DA UNUTTURMAK DA İHANETTİR ....

Mesaj tarafından TRABZON61 Paz 8 Kas. 2009 - 6:54

UNUTMAK DA UNUTTURMAK DA İHANETTİR .... F_pehlivanoglu_k
O bir idam mahkumuydu. Hakkında zalimler tarafından ipe çekileceğine dair verilmiş bir karar ve boynunda yaftası vardı. Mustafa, DEVLET YAŞASIN diye ölüm dahil her şeyi göze almış bir DAVA ADAMI ve son anında „kader ne ise onu çekeceğiz“ diyebilecek kadar Allah'a tevekkül etmiş bir İMAN ABİDESİ idi. Karanlık hücresinde cellatlarını bekliyordu.
Dışarıda ise, kendine yabancılaştırılmaya çalışılan Türk milletinin, yerli işbirlikçi ve beyni yıkanmışlar tarafından öze """"" çabaları engellenmeye çalışılıyordu.
Son 150 sene içinde varlık temeline zarar verilen, kökleri koparılmış bir ağaç durumuna getirilen millet, öyle ki, şanlı tarihini bir daha asla gerçekleştiremeyecek bir kokuşmuşluk ve sefalet içine sürüklenmek isteniyordu.


İşte bunun için Amerika, Türkiye'yi karıştırmış ve "Ordu, iktidara ortak olmalı!" diye emretmişti apoletli uşaklarına. Ellerine CIA'nın hazırladığı teknik harekat planları tutuşturulan vatanı kurtarma paranoyasına kapılmış bu Our boys'lar anayasada bile ne tür değişiklikler yapmaları gerektiğini çok iyi biliyorlardı. Ama bu planın yürümesi için de her zamanki gibi ortamın olgunlaştırılması gerekiyordu. İşte tam bu noktada DENGE POLİTİKASI devreye sokuldu. İdamlar bir sağdan, bir soldan yapılacaktı.
12 Eylül 1980 asla unutulmayacak bir tarih. Çünkü bugün bile iğrenç lekesi millet vicdanından silinmedi. Hukuka aykırı tutuklamalar, işkencede ölümler ve idamlar... İşte, darbecilerin ülkücülere ve millete gözdağı vermek için denge adına astığı 8 ülkücüden ilkiydi Mustafa Pehlivanoğlu.
Bugün bakıyoruz aradan 29 yılda geçmiş. Neler değişmiş, neler yaşanmış… Ama değişmeyen sadece bu dava için can veren şehitlerimiz , onlar hala kaybettiğimiz yaştalar… Ve onların canına kastedenler de, ne idiyseler oldukları gibi duruyorlar. Aynı 12 Eylül zalimleri gibi... Bunlarla ne zaman yüzleşeceğiz ve zulümlerinin hesabını ne zaman soracağız???
O Mustafa Pehlivanoğlu ki, şehadet şerbetini içmeden önce kaleme aldığı son mektubunda “Eğer benim günahım varsa Cenab-ı Allah'ın huzurunda çekmeye hazırım. Yok bir yanlışlık sonucu ölümüme karar verenler, idam edenler Allah'tan bulsunlar. “ diye suçsuz olduğunu haykırıyor ve ölümüne karar verenleri Allah’a havale ettiğini yazıyordu.
İdamlar sol teröre gözdağı vermek için yapılacaktı. Ülkücüler ise DENGE UNSURU olarak kullanıldı. O zamanlar “Asmayalım da besleyelim mi?” gibi demeçler veren bir general bugün de benzeri sözleri kullanırken ülkücülerin suskunluğunu anlamak bir türlü mümkün olmuyor.
Bu idam kararını veren ve yargılamayı yapan mahkemenin adaletsizliği, tarafsızlığı, hakimlerinin sol görüşlü olup ülkücülere düşmanlığı bilindiği halde, aradan yıllar geçtikten sonra bu hakimlerden biri çıkıp da “Pişman değilim” derken kendisine haddini bildirecek bir ses duymamak insanı kahrediyor.
Evet bilinsin ki, o yargılamalar anayasaya, hukuka, uluslararası antlaşmalara, hukuk devleti ilkelerine aykırı olarak yapıldı. O mahkemelerde bütün hukuk kuralları hiçe sayıldı. İşkence ile imzalatılmış sorgulama ifadeleri mahkûmiyet kararlarına esas alındı. Kimseye doğru dürüst savunma hakkı bile verilmedi. Emniyette, işkenceyle de olsa alınan ifadelerle hüküm verilebileceğine dair karar, darbecilerin yönetime el koyup yasama ve yürütmeyi üstlenmelerinden hemen sonra uygulamaya konulmuştu.
Amerikanın emrindeki cunta, kendini gizlemek için isim değiştirip "Milli Güvenlik Konseyi" adını aldı. Bu arada yaptıkları darbenin ismini de “emir komuta zinciri içinde yönetime el koymak” olarak düzelttiler. Zaten Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ve Atatürk’ün yıpranmaya ve yıpratılmaya başlaması da Ülkücülerin, yaşasın diye can verdikleri devletin temellerini soruşturmaya ve yargılamaya başlaması da bu tarihte başlar.
12 Eylül’ün üstünden daha bir ay bile geçmeden, cuntacılar mesajlarını halka daha kuvvetli iletmek için kesinleşmiş idamların infazına karar verdiler. Halbuki idam kararları sadece Meclis’te görüşülüp oylandıktan sonra infaz edilebilirdi. Ama askeri diktatörlerimiz kanun çıkarma yetkisini üzerilerine almışlardı ya. Geçici Diktatörlük’müş!!! Geçici Konsey’miş!!! Kim tutar seni vatan kurtaran kahraman! Firavunlaştılar, kendilerini ilah olarak görmeye başlamışlardı.
7 Ekim günü infaz kararına itiraz edildi. Yeni bir anayasa yapılıp, yeni Meclis oluşturulana kadar infazın ertelenmesi istendi. O gün akşama kadar firavunlar bu konuyu tartışıp reddettiler. Böylece 7 Ekim’de yasa çıkmış oldu ve infaz da 8 Ekim’de yapıldı.
Recep Küçükizsiz
ÜLKÜCÜ ŞEHİT MUSTAFA PEHLİVANOĞLU'NUN İNFAZ KARARI
UNUTMAK DA UNUTTURMAK DA İHANETTİR .... F_pehlivanoglu
TRABZON61
TRABZON61
.::Otağ Yetkilisi::.


.::Otağ Yetkilisi::.


UNUTMAK DA UNUTTURMAK DA İHANETTİR .... Turkey10
UNUTMAK DA UNUTTURMAK DA İHANETTİR .... Gencat10
UNUTMAK DA UNUTTURMAK DA İHANETTİR .... Pro10
Yaş Yaş : 40
Cinsiyet Cinsiyet : Erkek
Nerden Nerden : Trabzon
Lakap Lakap : ¤ۣۜ..¤ ¤ۣۜ..¤ ¤ۣۜ..¤ ¤ۣۜ..¤ ¤ۣۜ..¤
Doğum Tarihi Doğum Tarihi : 01/11/84
 Atsız´ın hangi kitaplarını okudunuz? Atsız´ın hangi kitaplarını okudunuz? : Çanakkale´ye yürüyüş
İletiler: İletiler: : 1325
Üyelik Tarihi Üyelik Tarihi : 12/04/09
UNUTMAK DA UNUTTURMAK DA İHANETTİR .... Pro1010
UNUTMAK DA UNUTTURMAK DA İHANETTİR .... 910
UNUTMAK DA UNUTTURMAK DA İHANETTİR .... Ile10

https://www.teknoloji-gunlugu.com/

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz