ÇAKMA MI OLSAK NE?
1 sayfadaki 1 sayfası
ÇAKMA MI OLSAK NE?
Çakma”sözünün illiyeti nedir, neyi kapsar, neyi işaretler bilmem.
Anlam, karşılığı taklit olsa gerek.
Taklit, bir şeyin yerine kullanılan anlamında karşılık buldugundan ”çakma” özdeşlik yerine karşılık gelmemektedir.
Onun için kavram algısı üzerine işarette bulunmak gerekiyor.
İletişim dilindeki estetiği bir yana bırakarak olguyu neyse o anlamında yorumlamak için bu tür bir dil kendiliğinden gündeme oturuyor.
Hal öyle gelişmeler kaydediyor ki, yorum falan söz konusu edilmeden “mevzu”direk sarsarak kendini hissettiriyor.
Şu çakma, bu çakma, o çakma, falan filan derken geldik işin olmazına...
“Çakma Ülkücü!”
Hemde sosyal demokratından aktarımlı...
Önce Ertuğrul Kumcuogluyla başladı.
Adaptasyon, restorasyonda uyumu, hazımsızlıkla alakalandırma refleksini, sarsıcı bir şekilde tepkiye dönüştürmeyince ”çakmalık” kabul görmüş sayıldı.
Alan tercihi genişletilip, bütün renk tonları denekleşti.
Melen, Aktan, Köroğlu, mebus listesinden katkı payı olarak yerlerini aldılar...
Beraberinde “ATA TV”nin yönetici kadrosu iletişim dilinde açılım adına özel sıfat yüklemleriyle bu restorasyona tabi kılındı.
Özel yetenek ve mülakat gibi sınavlar asla söz konusu olmadı.
Tanımadan tanımlama olgusu “Logo” efektiyle böylece çeşitlendi.
Çakmalık’la rol üstlenmenin karşılığını görenler baş köşeye kurulmanın gereğini yerine getirip, restorasyonda sözcülük etmeye soyundular.
Şimdilerde komisyon raporları hazırlayıp kurtuluş reçeteleri üretiyorlar.
Kim adına?
Malum çocuklar adına...
Yani arızalı, marazlı, suçlu, hasta, kriminal tiplerin ıslahı için.
Muarızlarının, algılarında oluşan yanlış kanaatler ancak böyle bertaraf edilebilirmiş.
Zaten, temsil merciinde olanlarda aslında muarızlarının bu haklı algılarından bizar durumda olduklarını her halükarda dillendirmeyi vazife atfetmektedirler.
Tahammül sınırları son kerteye ulaşmış durumdaymış...
Öyle ya bu güruha tahammül etmek kimin harcı?
Tabi sabır denilen fazilet sembolü olmak çok ayrı bir şeymiş.
İşte çakma’lık bu tahammülün alternatif üretme arayışın da bulunan ikame tercih adıdır.
İkamenin,ikameti adresini arayan yolcuda, yol arkadaşlığını turist kimliklerinde tercihleştirince, teklif de, elbet misyonu gölgeleme durumuyla yüzleştirme halini hasıl kılmış oluyor.
“İdealler, kendilik değerimiz ve yaşamın anlamını arayışımız acısından önemlidir ama bunlar, kendinden vazgeçişe götüren türden bir kendilik gelişiminin içinde yer alıyorsa, o zaman bu, merkezinde suçlunun idealleştirilmesinin bulunduğu bir gelişim olacaktır.
Bu da, uğruna insanların birbirlerini yok ettikleri kutsal idealleri tartışmaya açıp, faziletlerin nasıl zaafiyete döndüğünü tescilleyecektir.
İlerleme ve ispat, insaniyet pozunu o kadar iyi maskeler ki, taklitleri, çakmaları ikameleri, turistleri tercih nedenini görmemizi engeller... Sahi az daha unutuyordum, MHP’nin Çankaya Belediye Başkan adayı Sosyal demokrat gelenekten eski Müsteşar yardımcısı “Füsun Köroğlu”diye yazdı gazeteler...
Malum bu Çakma Hanım daha önce İzmir’den 3.sıradan aday gösterilmişti kazanamayınca hakkı baki olsun diye tercih edilmiş olacak.
Ulan çakma hali nelere kadirsin sen, valla insanın canı çekiyor.
Çakma mı olsak ne?..
Yükselen değer sensin!
Anlam, karşılığı taklit olsa gerek.
Taklit, bir şeyin yerine kullanılan anlamında karşılık buldugundan ”çakma” özdeşlik yerine karşılık gelmemektedir.
Onun için kavram algısı üzerine işarette bulunmak gerekiyor.
İletişim dilindeki estetiği bir yana bırakarak olguyu neyse o anlamında yorumlamak için bu tür bir dil kendiliğinden gündeme oturuyor.
Hal öyle gelişmeler kaydediyor ki, yorum falan söz konusu edilmeden “mevzu”direk sarsarak kendini hissettiriyor.
Şu çakma, bu çakma, o çakma, falan filan derken geldik işin olmazına...
“Çakma Ülkücü!”
Hemde sosyal demokratından aktarımlı...
Önce Ertuğrul Kumcuogluyla başladı.
Adaptasyon, restorasyonda uyumu, hazımsızlıkla alakalandırma refleksini, sarsıcı bir şekilde tepkiye dönüştürmeyince ”çakmalık” kabul görmüş sayıldı.
Alan tercihi genişletilip, bütün renk tonları denekleşti.
Melen, Aktan, Köroğlu, mebus listesinden katkı payı olarak yerlerini aldılar...
Beraberinde “ATA TV”nin yönetici kadrosu iletişim dilinde açılım adına özel sıfat yüklemleriyle bu restorasyona tabi kılındı.
Özel yetenek ve mülakat gibi sınavlar asla söz konusu olmadı.
Tanımadan tanımlama olgusu “Logo” efektiyle böylece çeşitlendi.
Çakmalık’la rol üstlenmenin karşılığını görenler baş köşeye kurulmanın gereğini yerine getirip, restorasyonda sözcülük etmeye soyundular.
Şimdilerde komisyon raporları hazırlayıp kurtuluş reçeteleri üretiyorlar.
Kim adına?
Malum çocuklar adına...
Yani arızalı, marazlı, suçlu, hasta, kriminal tiplerin ıslahı için.
Muarızlarının, algılarında oluşan yanlış kanaatler ancak böyle bertaraf edilebilirmiş.
Zaten, temsil merciinde olanlarda aslında muarızlarının bu haklı algılarından bizar durumda olduklarını her halükarda dillendirmeyi vazife atfetmektedirler.
Tahammül sınırları son kerteye ulaşmış durumdaymış...
Öyle ya bu güruha tahammül etmek kimin harcı?
Tabi sabır denilen fazilet sembolü olmak çok ayrı bir şeymiş.
İşte çakma’lık bu tahammülün alternatif üretme arayışın da bulunan ikame tercih adıdır.
İkamenin,ikameti adresini arayan yolcuda, yol arkadaşlığını turist kimliklerinde tercihleştirince, teklif de, elbet misyonu gölgeleme durumuyla yüzleştirme halini hasıl kılmış oluyor.
“İdealler, kendilik değerimiz ve yaşamın anlamını arayışımız acısından önemlidir ama bunlar, kendinden vazgeçişe götüren türden bir kendilik gelişiminin içinde yer alıyorsa, o zaman bu, merkezinde suçlunun idealleştirilmesinin bulunduğu bir gelişim olacaktır.
Bu da, uğruna insanların birbirlerini yok ettikleri kutsal idealleri tartışmaya açıp, faziletlerin nasıl zaafiyete döndüğünü tescilleyecektir.
İlerleme ve ispat, insaniyet pozunu o kadar iyi maskeler ki, taklitleri, çakmaları ikameleri, turistleri tercih nedenini görmemizi engeller... Sahi az daha unutuyordum, MHP’nin Çankaya Belediye Başkan adayı Sosyal demokrat gelenekten eski Müsteşar yardımcısı “Füsun Köroğlu”diye yazdı gazeteler...
Malum bu Çakma Hanım daha önce İzmir’den 3.sıradan aday gösterilmişti kazanamayınca hakkı baki olsun diye tercih edilmiş olacak.
Ulan çakma hali nelere kadirsin sen, valla insanın canı çekiyor.
Çakma mı olsak ne?..
Yükselen değer sensin!
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz