¤ۣۜ..¤ İlteriş Türkçü Turancı Otağı ¤ۣۜ..¤
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Hükümet ve Kuzey Irak Siyaseti

Aşağa gitmek

Hükümet ve Kuzey Irak Siyaseti Empty Hükümet ve Kuzey Irak Siyaseti

Mesaj tarafından erzurumlu25 Çarş. 30 Haz. 2010 - 0:17

Akp’nin izlemiş olduğu dış siyaset de en az iç siyaseti kadar telafisi olası olmayacak tahripler içermektedir.

30 Ekim 2009 tarihinde Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun Erbil’e yapmış olduğu uğrayış ile Türkiye, adı bizce Bölgesel Kürt Yönetimi olan Kürdistan’ı resmen tanımış oldu. Kolin Pavıl (Collin Powell) – Gül gizli görüşmesinde alınan kararlar ve Obama’nın Meclis’teki konuşmasında çizdiği yol haritası, Akp hükümeti tarafından bir bir uygulanmaya başlanmıştır. Bu bağlamda Türkiye, içinde Türk bayrağı olmayan bir sözde milli birlik tasarısı ve Türklükten soyutlanmış bir dış siyasete hapsedilmiştir. Başbakan’ın Kürt açılımı, sonra Demokratik açılım daha sonrada Milli Birlik Açılımı olarak adlandırdığı gelişmeler, Türkiye topraklarında PKK ve """"" gösterisine dönüşmüştür. Açılımın takkesi düşmüş, kel görünmüştür.Türk bayrağının olmadan, bir milli birlik nasıl sağlanacaktır? Ayrıca, milli birlik yok mudur ki, inşaya kalkışılmaktadır? Eğer milli birliğin sağlanmasından hedef, vatan hainleri ile birlik sağlanması ise, bu; eti tilkiye emanet etmekten başka birşey olamaz.

Akp’nin izlemekte olduğu gayrı milli siyasetin içte ve dışta açmış olduğu yaralar oldukça büyüktür.Türkiye’nin etnik temelde bölünmesini isteyenleri sevindiren adımlar atan hükümet, Türklüğü tartışmaya açıp Cumhuriyet’i sorgulamaktadır.Bu hükümetin, etnik unsurlar üzerinden yapmış olduğu söylemler, sürekli olarak etnik kimlikçiliği ayakta tutmakta, buna bağlı olarak etnik bölücüler özellikle de Kürtçüleri cesaretlendirmektedir. Bu konuda o kadar ileri gidilmiştir ki DTP eş başkanı Emine Ayna, 2007 seçim sonuçlarıyla Kürdistan’ın sınırlarını belirlediklerini iddia etmiştir. Akp’nin etnikçi siyasetinden yüz bulan DTP, Pkklı teröristlere törenler düzenlenmiş, sözde Kürt bayrakları ile dağdan gelenleri karşılamışlardır.

Küresel güçlerin bölgede istikrarsızlığı güçlendirmek için kurmak istediği Kürt Devleti’nin yaşatılması görevi, Türkiye’ye yüklenmiştir. Bazıları bu tasarıyı, Türkiye’nin büyümesi ya da tarihi fırsat olarak gösterse de yükselen Kürtçülük akımı ile bu olay sadece Türkiye’de milli devletinin sonu, bölgesel Kürt devletinin güçlenip ve genişlemesi ile sonuçlanacaktır. Bu saptamalarımızı, küçümseyenler ya Türkleri uyutmakta olan hainler ya da tarih bilmeyen cahiller olabilir. Yakın tarihimiz, Osmanlı’nın parçalanması ve SSCB’nin dağılmasından sonra ki dönemdeki gelişmeler haklılığımızı ortaya koymaktadır.Bir devletin bu şekilde intehar etmesi kabuledilemez.

Akp’nin izlemiş olduğu dış siyaset de en az iç siyaseti kadar telafisi olası olmayacak tahripler içermektedir. Kıbrıs’ta Paris Antlaşmasından doğan haklarımızdan vazgeçilmesi ve ortaya çıkarılan Erdoğan – Talat ses kaydı da göstermektedir ki, KKTC’nin bağımsızlığı konusununda askıya alınmış olması büyük talihsizliktir. Bunun yanısıra, sınırlarımızı tanımayan ve Karabağ işgaline devam eden Ermenistan ile imzalanan protoköl imzalası ile kardeş Azerbaycanla ilişkiler bozulmuştur. Ermenistan karşılaşmasında, Azerbaycan bayrağını yasaklama gafleti ise bu olaya tuz biber olmuştur. İmzalanan protokölle istediğini aldığına inanan Ermenistan, 31 Ekim 2009 tarihindeki Dışişleri Bakanlığı nezlinle yaptığı açıklamada, Karabağ’ın Türkiye – Ermenistan sorunundan bağımsız bir sorun olduğunu yinelemiş ve sınırların açılması tahavüdüne uymamız gerektiğini belirtmiştir. Milli davalarda gevşek hareket etmenin cezasını hükümetler değil millet çekecektir, bu sebepledir ki millet kendi davasında uyanık olmak zorundadır.

Gelelim dış siyasetin """"" boyutuna. İsrail’in Kürt Kartı kitabına göre """"" ailesi soyca Yahudi’dir.Kuzey Iraklı Kürt arkadaşlara bunu olayın gerçeklik payını sorduğumda bazıları bu gerçeği teyit etmiştir. Hatta bazıları konu hakkında daha çok ayrıntı verip, """"" ailesinin Müslüman adetlerin aksine, Mekke’ye ters yönde gömüldüğünü belirtmiştir. Bizim için Barzani’nin soyu o kadar önemli olmamakla birlikte sözde İslamcı olan bir hükümetin Yahudiliği ve aşırı Kürtçülüğü ile tanınan Barzani’yi desteklemesine anlam veremiyoruz.Barzani’nin Kürtlüğü kullanarak bölgede siyasal güç sağlamak istemesi ve küresel güçlerin bölgede """"" üzerinden istikrarsızlık yaratmak arzusu bilinen bir gerçekliktir.Bizim için Barzani’nin Türkiye’ye bakışı temel dayanak ve Barzani’nin kendi ülkesinde yaptıkları ana ölçü olmalıdır.

Mesut Barzani’nin babası Mustafa Molla """"", Kerkük’ün bombalanmasında İsrail’e yardım edip kendi ülkesine ihanet etmiştir. Kuzey Irak’taki siyasal oluşumların ülkesine ihaneti sadece bu olayla sınırlı değildir. İran – Irak savaşında, İran’a yardım edip 15000 Iraklı askerin ölmesine sebep olmuşlardı. Daha sonraki dönemde, Amerika – Irak savaşında Amerika saffında yer alıp milyonlarca Iraklı’nın ölümüne ortak olmuşlardır. Barzani’nin ve yandaşlarının Irak Devleti’ne yaptıkları ortadadır.

""""" bölgedeki siyasal etkinliğini sağlamak için Kürtleri kullanmaktadır.Iraklı bir Kürt tanıdığım, """"" ve """"" arasındaki çatışmalarda 10000’in üzerinde Kürdün öldüğünü anlatmıştı. Demek ki çatışmalar kendi halkı için değil kendi çıkarları için yapılmaktadır.

""""" ve yandaşlarının Türkiye’ye bakışı da küresel güçlerin emelleri doğrultusunda şekillenmiş ve bu yönde uygulanmıştır. Bölgesel Kürt yönetiminin anayasasında, Sevr zafer olarak kabuledilmekte, Sevr’de kazandıkları hakların Lozan’la çiğnendiğine atıf yapılmaktadır.Yani, Türkiye Cumhuriyet’inin kuruluş antlaşması, bölgesel yönetim için haklarının gaspı sayılmaktadır. Kuzey Irak’taki oluşumun Türkiye Cumhuriyeti’nin temelerine olan düşmanlığı her alanda süregelmiştir. Yıllarca terör örgütü PKK, Kuzey Irak’ta yuvalanmıştır, ve bölgesel yönetim tarafından desteklenmiştir. Türkiye’nin PKK’ya karşı meşru savunma hakkını kullanmak için yeltendiği her sınır ötesi harekat öncesi, """"" ve yandaşlarının Dünya kamuoyunda, ‘Türkiye,bize soykırım yapacak. Türkiye, bizi işgaledecek’ tarzında yaygara kopardıkları, gösteriler düzenledikleri, bu gösterilerde Türk bayraklarının yakıldığı daha 1 - 2 yıl öncesinin taze olayları arasındadır.

Kuzey Irak’taki oluşumun Türkmenlere yönelik uyguladıkları vahşeti de unutmamak gerekir. Türkmen kenti Kerkük’ün Kürtleştirilme girişimleri son yılların unutulmaması gereken olayları arasındadır.""""", yeraltı kaynakları açısından zengin olan Kerkük’te nufüs dengesini bozmak için bölgeye İran’dan ve İsrail’den yüzbinlerce Kürt göçmen yerleştirmiştir.Bu göçmenler, bulunan her alana hatta futbol sahalarına bile çadırlarla yerleştirilmişlerdir.Amerika’nın da desteği ile bölgeye giren Peşmergeler, tapu müdürlüğünü basarak nufüs ve mal kayıtlarını yakmışlar,Türkmen mezarlıklarını parçalamışlardır.Kendi vatandaşları olan Arap ve Türkmen diğer Müslümanlara bu denli ırkçı yaptırımlarda bulunmaları ne denli azılı olduklarının göstergesidir.

Bazıları çok rahat bir şekilde aman küçük bir Kürt devletinden ne çıkar? Bize nasıl bir tehlike oluşturabilir gibi layakıt söylemlerde bulunabilir. Türkiye’nin bazı bölgeleri için işgal altındaki Kuzey """"" diye sözetmeleri Türkiye üzerindeki yayılmacı emellerinin en bariz göstergesidir. Unutmamak gerekir ki bugünkü Yunanistan, Mora yarımadasında küçük bir devletçik olarak kurulmuştur. Bu devlet, gösterilen musamma ve verilen tavizlerle o kadar genişlemiştir ki, Kurtuluş Savaşı verilmeseydi bugünkü en büyük şehirlerimizden İstanbul ve İzmir Yunan toprağı olacaktı.

Türkiye üzerinde yayılmacı emelleri olan bu oluşum,şimdi ne oldu da PKK’lıların geri dönüşümü kurgulamıştır? Demokratik açılım adı altında yürütülen tasarı kapsamında uygulanan geri dönüş, Mesut Barzani’nin oğlu Neçirvan """"" tarafından yönlendirilmiştir. Davutoğlu – """"" görüşmesinde de Mesut """"" bu tasarıya destek verdiğini açıklamıştır. En basit mantıkla, düşmanın iyi dediğinin aslen kötü olduğu bilinmektedir.""""", demokratik açılımı destekleyerek, Türkiye’nin etnik temelde bölünmesini desteklemektedir.Böylece,kuracağı devletin etki alanını genişletmeyi umut etmektedir.Kerkük’ün yakıtyağının Mersin’den Dünya’ya açılması kukla devletin, uzun vadeli hedefleri arasındadır.Kuzey Irak’taki oluşum,Türkiye’den silahla alamayacaklarını, siyasal açılımlarla almayı hedeflemektedir. Türkiye üzerinde silahla sağlayamacakları hakları, akıl hocası Avrupalılarında siyasal baskıları ile ortaya çıkmış olan açılımla sağlamak onlar için en kolay yoldur.

Türkiye’nin yapması gereken, üçüncü güçlerin çizdiği yol haritasını uygulamak değil, Cumhuriyetimizi kuranların çizdiği yol haritası olmalıdır.Bunun sırası çok önceden çizilmiştir.Sırasıyla, Büyük Türkiye, Batı Türkleri Birliği ve Türk Birliğidir. Devlet, dıştan gelmemiş bu düşünce çevresinde yoğunlaşmalı, Türk halkları bu hedef doğrultusunda kenetlenmelidir.
Hükümet ve Kuzey Irak Siyaseti Barzani%20vatikan
Tanrıkut
erzurumlu25
erzurumlu25
.::Tengri::.


.::Tengri::.


Hükümet ve Kuzey Irak Siyaseti Turkey10
Hükümet ve Kuzey Irak Siyaseti Gencat10
Hükümet ve Kuzey Irak Siyaseti Pro10
Yaş Yaş : 45
Cinsiyet Cinsiyet : Erkek
Nerden Nerden : Erzurum
Lakap Lakap : Vatan delisi
Doğum Tarihi Doğum Tarihi : 22/04/79
İletiler: İletiler: : 757
Üyelik Tarihi Üyelik Tarihi : 29/12/09
Hükümet ve Kuzey Irak Siyaseti Pro1010
Hükümet ve Kuzey Irak Siyaseti 910
Hükümet ve Kuzey Irak Siyaseti Ile10

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz