TSK, 'Özel Ordu' Tartışmasının Neresinde?-Fatma Sibel Yüksek

[erzurumlu25]

Bu kez, Çiller döneminde olduğu gibi TSK'ya rağmen değil, TSK'nın da onay verdiği bir "özel ordu" arayışıyla karşı karşıyayız. AKP hükümetlerinin gelmiş geçmiş sistemle sorunlu bütün hükümetlerden farkı, TSK ve Anayasa Mahkemesi gibi çatıştığı yapılarla bir çeşit "entegrasyon" içinde olmasıdır; bunu unutmayalım.

Özel ordu" tartışması her zaman TSK ile sorunu olan hükümetler döneminde gündeme geldi.

Bu tür hükümetler, seçimle gelip seçimle gitme ilkesini şuur altında reddediyorlar. Bir kez seçildikten sonra ebedi olma peşine düşüyorlar. Çevrelerini saran büyük çıkar ağları büyüdükçe de önce ordu ve yargı gibi köklü kurumları, giderek de demokratik yapıları ve yasaları engel olarak görmeye başlıyorlar.

Şimdi yeni bir "özel ordu" tartışmasıyla karşı karşıyayız ki AKP hükümetinin eğilimleri göz önüne alındığında geç kalmış bir tartışma bile sayılabilir...

Bu geç kalışın sebebi, AKP'nin Tansu Çiller gibi doğrudan doğruya "özel orduyu" hedeflemek yerine TSK'nın kurumsal yapısını "alıştıra alıştıra" değiştirip dönüştürmeye kafa yormasına borçlu olabiliriz.

Neticede yeni bir özel ordu tartışmasıyla karşı karşıyayız. Özel ordu arayışının bir çıkmaz sokak olduğunun farkında olan Tayyip Erdoğan, tartışmaların giderek alevlenmesi üzerine CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile yaptığı görüşmeden sonra bu konuya açıklık getirme ihtiyacı duydu. Tasarlanan şeyin bir "özel ordu" değil, "özel hudut birlikleri" olduğunu izah etmeye çalıştı.

Hükümetin kafasındaki bu yeni modelin detaylarını ise Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül'ün Radikal gazetesine dün yaptığı açıklamalardan öğrendik.

Bakan Gönül, yeni kurulacak yapının "özel ordu"ya da devlet kapısında yeni bir kariyer değil beş yıl sürecek ve iyi bir maaşı olacak "özel bir askerlik türü"olduğunu açıkladı. Bu birliklerin Genelkurmay'a bağlı çalışacağını belirten Gönül, bu yapının geçmişte yaşanan çeteleşme istismarları göz önüne alınarak tasarlandığını anlattı.

Gönül'ün altını çizdiği en önemli unsur, bu fikrin Milli Güvenlik Kurulu'nda belirlenip benimsendiği.

Yani bu kez, Çiller döneminde olduğu gibi TSK'ya rağmen değil, TSK'nın da onay verdiği bir "özel ordu" arayışıyla karşı karşıyayız. AKP hükümetlerinin gelmiş geçmiş sistemle sorunlu bütün hükümetlerden farkı, TSK ve Anayasa Mahkemesi gibi çatıştığı yapılarla bir çeşit "entegrasyon" içinde olmasıdır; bunu unutmayalım.

Nitekim Vecdi Gönül, çalışmaların hukuki tarafınının Milli Savunma Bakanlığı, askeri tarafını da Genelkurmay tarafından yürütüldüğünün altını özenle çiziyor.

Tekrar edelim, bu seferki "özel ordu" tartışmalarının Çiller dönemindeki tartışmadan farkı, bu kez Genelkurmay'ın da işin içinde olmasıdır. Tansu Çiller özel ordu fikrini ortaya attığında dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, "Böyle bir şey MGK'da bile konuşulmadı. Devletin yapamadığını 3 bin kişi mi yapacak? Bu yapılanma çeteleşmenin önünü açar, Çerkes Ethem'ler çıkar" diyerek karşı çıkmıştı.

Yani devletin sahiplendiği bir proje yoktu ortada, şimdi ise entegre bir çalışma ile karşı karşıyayız.

Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un Uğur Dündar'a konuşurken bu fikre "karşıymış gibi" yapmasının da emin olun tribünlere oynamaktan öte bir anlamı yoktur.

Başbuğ'un dediği gibi "Mehmetçik Türk Ordusu'nun belkemiği" ise MGK-Genelkurmay-Hükümet mutfağında ortaklaşa pişirilen "sınır birlikleri" yemeğini nereye koyacağız?

Söylemeye çalıştığımız iki şey var:

1 - Hiç kimse "Bu bir özel ordu değil, yeni profesyonel birlikler" diye bizi kandırmaya kalkışmasın. TSK'nın genleriyle oynanmaya başlanmıştır. Kurbağa alıştıra alıştıra kaynatılmaktadır.

2 - İlker Başbuğ'un açıklamalarına bakıp da kimse Genelkurmay'ın orduyu dönüştürme projelerine direndiğini düşünmemelidir. Genelkurmay, Vecdi Gönül'ün de açıkladığı gibi bu işlerin tam ortasındadır.

Herkes şapkayı önüne koyup hesabını ona göre yapmalı; Milliyetçi veya ulusalcı yaklaşımların arkasında TSK var diye düşünüp de hareket etmemelidir.

Bazılarına "acı" gelebilecek gerçek budur.