Tayyip Erdoğan Bana bir görev verildi. Ben ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi’nin eşbaşkanlarından bir tanesiyim
1 sayfadaki 1 sayfası
Tayyip Erdoğan Bana bir görev verildi. Ben ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi’nin eşbaşkanlarından bir tanesiyim
İŞGALCİNİN YÖNETTİĞİ HÜKÜMET
Damat Ferit hükümeti, İngiliz Elçiliğinden yönetilirdi.
İngiltere, o zaman Türkiye’yi işgal eden büyük devletti.
İngiliz Elçiliğinden yönetilen bir hükümetle İngiliz emperyalizmine karşı savaşılabilir miydi?
Tayyip Erdoğan, “Bana bir görev verildi. Ben ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi’nin eşbaşkanlarından bir tanesiyim” diyor. Hem de 34 ayrı yerde.
ABD, Türkiye’yi parçalama planını uyguluyor; PKK’yı bu proje içinde ateşe sürüyor.
Ey Millet ve Ey Ordu’nun anlı şanlı komutanları,
ABD’nin BOP projesi görevlisinin yönetimi altında vatan savunması yapabilir misiniz?
Damat Ferit hükümette ise, Ordu yenilir; millet ayak altında kalır.
TÜRK ORDUSUNU DİZE GETİREMEZSE
“DELİĞE SÜPÜRÜLECEK”
Artık her şey o kadar açık ki! BOP Eşbaşkanlığı, Türk Ordusunu dize getiremezse, deliğe süpürülecek. Can telaşındaki BOP görevlileri, ellerindeki bütün kuvvetleri Türk Ordusunun üzerine sürmektedirler. Bütün plan, Ordunun yenilmesi üzerine kurulmuştur. Zaten “yenildi” diye Amerikan gazetelerinden ilan da ettiler.
En son Yüksek Askeri Şura meydanda. Türk Ordusu’nun disiplinin bozulması, komuta kademesinin birbirine düşürülmesi, askerin komutanlara karşı kışkırtılması, halkın askere güveninin sarsılması, Ordunun savaş gücünün zayıflatılması için her dalavereye, her tertibe başvuruyorlar. Gizli saklı da değil. Televizyon ekranlarından 32 kısım tekmili birden.
BOYUNLARINDA ANAYASA MAHKEMESİ’NİN
VATANA İHANET HÜKMÜ
Hani nerde hukuk?
Koskoca Anayasa Mahkemesi kararıyla, AKP “Cumhuriyeti yıkma faaliyetinin odağı” olmaktan hüküm giymiş, ama Türkiye’nin tepesinde! Uluslararası hukukta da, Türkiye hukukunda da, Cumhuriyeti yıkma faaliyeti, vatana ihanet kapsamındadır. Dubai Anlaşmasına varıncaya kadar, Anayasa Mahkemesi hükmü var.
Yine Anayasa Mahkemesi, Cumhuriyeti yıkma faaliyetinin elebaşlarını isim isim yazmış. Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül, boyunlarında “vatana ihanet” hükmüyle Yüksek Askeri Şura toplantısına katlıyor; kararname imzalıyorlar. Komutanları hapislere tıkan tertipleri yönetiyorlar. ABD ile yaptıkları “İki sayfa dokuz maddelik gizli anlaşma”yı madde madde uyguluyorlar. İtiraf eden Abdullah Gül’ün kendisi (Vatan, 24 Mayıs 2003).
SÖZLEŞMELİ PERSONELİN
YÖNETİMİNDE VATAN SAVUNULABİLİR Mİ?
Ve komutanlar, yine 30 Ağustos’ta madalya taksınlar diye boyunlarını ABD’nin sözleşmeli personeline uzatacaklar.
Uzatsınlar, onların sorunu mu diyelim?
Peki Türkiye’ye ne olacak? ABD’nin BOP görevlilerinin hükümette olduğu koşullarda, Türk Ordusu vatanı nasıl savunacak?
TEK KOMUTAN
Damat Ferit hükümette ise, Ordu yenilir.
Bu gerçeği çocuklar bile saptar değil mi?
Öyle olmuyor. Çünkü bedeli var. vatan severler saptayabiliyor.
İşte bu basit gerçeği, 1919-20 yıllarında 300 Osmanlı paşasının içinden bir tek komutan stratejisinin merkezine oturttu: Mustafa Kemal Paşa.
16-21 Haziran 1919 Amasya Komutanlar Toplantısı’nı inceleyin, 16-29 Kasım 1919’da 13 gün süren Sivas Komutanlar Toplantısı Tutanakları’nı okuyun (Atatürk’ün Bütün Eserleri, c.5, s.163-319). Ne müthiş iç savaş tartışmaları! Ne büyük dersler! Bir tek Mustafa Kemal Paşa, Kurtuluş Savaşı’nı kazanmak için, Anadolu’da bir Milli Hükümet kurulmasının şart olduğunu savunuyordu. Dış savaşı kazanmak, iç savaşı kazanmaya bağlıydı. Padişah hükümeti bir milli ihtilalle bertaraf edilmeliydi. Milletin bütün imkân ve kabiliyeti bir Milli Hükümetin emrinde toplanmalıydı.
Meclisi Mustafa Kemal Paşa’ya rağmen, İstanbul’da topladılar ama tarih döndü dolaştı O’nun öngördüğü yere geldi. Mustafa Kemal Paşa, Anadolu’da bir ihtilal gerçekleştirerek, Ankara’da devrimci hükümeti kurdu ve İngilizin emrindeki padişah hükümeti sorumluları hakkında da idam kararı çıkarttı. İşte milli irade böyle ortaya çıktı. Padişah tabutu omuzlayarak değil, padişahlığı tabuta koyarak.
PADİŞAH HÜKÜMETİ KALSAYDI
ORDU KALMAZDI
Türk Ordusu, Büyük Millet Meclisi Hükümeti tarafından yeniden örgütlendiği ve yönetildiği için İstiklâl Savaşı yapabilmiştir. Padişah hükümeti kalsaydı, Ordu kalmazdı.
Bugün de aynı durumdayız: Damat Ferit Paşaların yönetimi altında bölücü teröre karşı başarı kazanılamaz; vatan savunulamaz. Ancak çırpınılır çırpınılır ve ondan sonra da Fenerbahçe Orduevi lojmanlarına yerleşilir. Bu kez çırpınma sırası başkasına gelir. Biraz da o çırpınır. Ama nereye kadar? Böyle gitmeyeceği kesindir.
Her zaman Ordu milleti kurtarmaz, bu kez millet Ordusunu kurtaracak.
Damat Ferit hükümeti, İngiliz Elçiliğinden yönetilirdi.
İngiltere, o zaman Türkiye’yi işgal eden büyük devletti.
İngiliz Elçiliğinden yönetilen bir hükümetle İngiliz emperyalizmine karşı savaşılabilir miydi?
Tayyip Erdoğan, “Bana bir görev verildi. Ben ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi’nin eşbaşkanlarından bir tanesiyim” diyor. Hem de 34 ayrı yerde.
ABD, Türkiye’yi parçalama planını uyguluyor; PKK’yı bu proje içinde ateşe sürüyor.
Ey Millet ve Ey Ordu’nun anlı şanlı komutanları,
ABD’nin BOP projesi görevlisinin yönetimi altında vatan savunması yapabilir misiniz?
Damat Ferit hükümette ise, Ordu yenilir; millet ayak altında kalır.
TÜRK ORDUSUNU DİZE GETİREMEZSE
“DELİĞE SÜPÜRÜLECEK”
Artık her şey o kadar açık ki! BOP Eşbaşkanlığı, Türk Ordusunu dize getiremezse, deliğe süpürülecek. Can telaşındaki BOP görevlileri, ellerindeki bütün kuvvetleri Türk Ordusunun üzerine sürmektedirler. Bütün plan, Ordunun yenilmesi üzerine kurulmuştur. Zaten “yenildi” diye Amerikan gazetelerinden ilan da ettiler.
En son Yüksek Askeri Şura meydanda. Türk Ordusu’nun disiplinin bozulması, komuta kademesinin birbirine düşürülmesi, askerin komutanlara karşı kışkırtılması, halkın askere güveninin sarsılması, Ordunun savaş gücünün zayıflatılması için her dalavereye, her tertibe başvuruyorlar. Gizli saklı da değil. Televizyon ekranlarından 32 kısım tekmili birden.
BOYUNLARINDA ANAYASA MAHKEMESİ’NİN
VATANA İHANET HÜKMÜ
Hani nerde hukuk?
Koskoca Anayasa Mahkemesi kararıyla, AKP “Cumhuriyeti yıkma faaliyetinin odağı” olmaktan hüküm giymiş, ama Türkiye’nin tepesinde! Uluslararası hukukta da, Türkiye hukukunda da, Cumhuriyeti yıkma faaliyeti, vatana ihanet kapsamındadır. Dubai Anlaşmasına varıncaya kadar, Anayasa Mahkemesi hükmü var.
Yine Anayasa Mahkemesi, Cumhuriyeti yıkma faaliyetinin elebaşlarını isim isim yazmış. Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül, boyunlarında “vatana ihanet” hükmüyle Yüksek Askeri Şura toplantısına katlıyor; kararname imzalıyorlar. Komutanları hapislere tıkan tertipleri yönetiyorlar. ABD ile yaptıkları “İki sayfa dokuz maddelik gizli anlaşma”yı madde madde uyguluyorlar. İtiraf eden Abdullah Gül’ün kendisi (Vatan, 24 Mayıs 2003).
SÖZLEŞMELİ PERSONELİN
YÖNETİMİNDE VATAN SAVUNULABİLİR Mİ?
Ve komutanlar, yine 30 Ağustos’ta madalya taksınlar diye boyunlarını ABD’nin sözleşmeli personeline uzatacaklar.
Uzatsınlar, onların sorunu mu diyelim?
Peki Türkiye’ye ne olacak? ABD’nin BOP görevlilerinin hükümette olduğu koşullarda, Türk Ordusu vatanı nasıl savunacak?
TEK KOMUTAN
Damat Ferit hükümette ise, Ordu yenilir.
Bu gerçeği çocuklar bile saptar değil mi?
Öyle olmuyor. Çünkü bedeli var. vatan severler saptayabiliyor.
İşte bu basit gerçeği, 1919-20 yıllarında 300 Osmanlı paşasının içinden bir tek komutan stratejisinin merkezine oturttu: Mustafa Kemal Paşa.
16-21 Haziran 1919 Amasya Komutanlar Toplantısı’nı inceleyin, 16-29 Kasım 1919’da 13 gün süren Sivas Komutanlar Toplantısı Tutanakları’nı okuyun (Atatürk’ün Bütün Eserleri, c.5, s.163-319). Ne müthiş iç savaş tartışmaları! Ne büyük dersler! Bir tek Mustafa Kemal Paşa, Kurtuluş Savaşı’nı kazanmak için, Anadolu’da bir Milli Hükümet kurulmasının şart olduğunu savunuyordu. Dış savaşı kazanmak, iç savaşı kazanmaya bağlıydı. Padişah hükümeti bir milli ihtilalle bertaraf edilmeliydi. Milletin bütün imkân ve kabiliyeti bir Milli Hükümetin emrinde toplanmalıydı.
Meclisi Mustafa Kemal Paşa’ya rağmen, İstanbul’da topladılar ama tarih döndü dolaştı O’nun öngördüğü yere geldi. Mustafa Kemal Paşa, Anadolu’da bir ihtilal gerçekleştirerek, Ankara’da devrimci hükümeti kurdu ve İngilizin emrindeki padişah hükümeti sorumluları hakkında da idam kararı çıkarttı. İşte milli irade böyle ortaya çıktı. Padişah tabutu omuzlayarak değil, padişahlığı tabuta koyarak.
PADİŞAH HÜKÜMETİ KALSAYDI
ORDU KALMAZDI
Türk Ordusu, Büyük Millet Meclisi Hükümeti tarafından yeniden örgütlendiği ve yönetildiği için İstiklâl Savaşı yapabilmiştir. Padişah hükümeti kalsaydı, Ordu kalmazdı.
Bugün de aynı durumdayız: Damat Ferit Paşaların yönetimi altında bölücü teröre karşı başarı kazanılamaz; vatan savunulamaz. Ancak çırpınılır çırpınılır ve ondan sonra da Fenerbahçe Orduevi lojmanlarına yerleşilir. Bu kez çırpınma sırası başkasına gelir. Biraz da o çırpınır. Ama nereye kadar? Böyle gitmeyeceği kesindir.
Her zaman Ordu milleti kurtarmaz, bu kez millet Ordusunu kurtaracak.
erzurumlu25- .::Tengri::.
-
Yaş : 45
Cinsiyet :
Nerden : Erzurum
Lakap : Vatan delisi
Doğum Tarihi : 22/04/79
İletiler: : 757
Üyelik Tarihi : 29/12/09
Similar topics
» BÜYÜK ORTADOĞU PROJESİ VE A.K.P
» Büyük Ortadoğu Projesi’ne karşı duruş
» Büyük Türkiye Projesi
» Tayyip erdoğan'ı kendi silahlarıyla vurup, budayacağız!...
» Tayyip Erdoğan'ın Şeref Madalyaları
» Büyük Ortadoğu Projesi’ne karşı duruş
» Büyük Türkiye Projesi
» Tayyip erdoğan'ı kendi silahlarıyla vurup, budayacağız!...
» Tayyip Erdoğan'ın Şeref Madalyaları
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz