yolsuzluk köstebekleri kimler?

[İlteriş Kağan]

Her halinden belli ki yüzyılın en büyük soygunu olarak anılan "Deniz Feneri Yolsuzluğu" AKP'nin en zayıf noktası olarak kendini hissettirmeye devam etmektedir. Hele ki, Deniz Feneri Yolsuzluğu’nu araştıran savcıların bir kılıfı bulunarak görevden alınması ve bu dava üzerinde tamamen etkisiz hale getirilmesi bu yolsuzluk dosyasındaki AKP ile ilgili tüm şüpheleri gerçeğe dönüştürmektedir.



Ne zaman Deniz Feneri Yolsuzluğu’ndan bahsedilirse AKP hükümetinin siyasi agresifliği anında harekete geçmektedir. AKP iktidarında bugüne kadar yaşananlar açısından değerlendiriyorum da "Deniz Feneri Yolsuzluğu" eğer MHP yahut CHP ile anılan bir yolsuzluk dosyası olsaydı AKP acaba ne yapardı? MHP ve CHP'yi yahut diğer muhalefet partilerini yapmadıklarından dolayı bile en ağır şekilde suçlayan iktidar dinamikleri, böyle bir yolsuzluk dosyasında muhalefetin adı karışsaydı emin olun tüm dünyayı ayağa kaldırırdı.

Deniz Feneri yolsuzluk dosyasının sanıklarından Mehmet Gürhan ile Recep Tayyip Erdoğan'ın değil de, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun kazara yan yana bir fotoğrafı olmuş olsaydı, bu AKP yandaşı medya ve AKP'li yöneticiler hangi infazları yapardı?

Çok açıktan görülüyor ki, AKP iktidarı Deniz Feneri Yolsuzluğu’nun üzerini örtmek için her yolu deniyor. Deniz Feneri Yolsuzluğu ilk patlak verdiği günlerde bizzat Başbakan Erdoğan'ın bu konuda haber yapılmaması için Aydın Doğan medyasını tehdit ederek başlatmış olduğu savaş hafızalardadır.

“Hamamın namusunu kurtarmak” için Deniz Feneri Yolsuzluğu çerçevesinde bir takım gözaltı ve tutuklamalar oldu ama AKP medyası bu durumu örtbas etmek için her türlü metodu denemiştir. Başka davalarla ilgili haberler manşetlerden sunulurken, Deniz Feneri davası sanki hiç yaşanmamış gibi davranılmaktadır.

Zaten gözaltı ve tutuklamalar olmadan önce “köstebekler” aracılığıyla muhatapların önlem almaları adına uyarıldığı söylenmektedir. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan’ın çok yakın bir mesai arkadaşının köstebeklik yaptığını iddiasında bulunarak bunu vurgulamıştır. Başbakanın, bakanların, milletvekillerinin adının karıştığı bir yolsuzluk dosyasında “köstebeklik” yapılmış olması da bizleri asla şaşırtmaz.
Deniz Feneri Yolsuzluğu, AKP’nin siyasi bir bumerangı gibidir. Nereye atmaya çalışırlarsa çalışsınlar dönüp dolaşıp AKP’nin üzerinde duracaktır.

AKP iktidarının Deniz Feneri Yolsuzluğunu araştıran, soruşturan ve önemli belgelere ulaştığı söylenen savcılara karşı uyguladığı strateji suçüstü yakalanmanın fotoğrafı olmuşken, muhalefete düşen görev AKP’nin bu zayıf noktası üzerine gitmek olmalıdır.

Kul hakkı yemeye en büyük örnek olan Deniz Feneri Yolsuzluğu üzerine gitmek, gelişmeleri ısrarla takip etmek vicdan sahibi herkesin görevidir.

AKP’nin ısrarla ve iştahla üzerini kapatmaya çalıştığı Deniz Feneri Yolsuzluğu suçluları ile birlikte tamamen açığa çıkarılmalıdır.

“Yolsuzluk köstebekleri” Türkiye’de her yeri kemirmeden durdurulmalı ve yetimlerin, öksüzlerin hakları korunmalıdır.

YILDIRAY ÇİÇEK