¤ۣۜ..¤ İlteriş Türkçü Turancı Otağı ¤ۣۜ..¤
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Ismail gaspıralı’nın ayak izlerinden giderken

Aşağa gitmek

Ismail gaspıralı’nın ayak izlerinden giderken Empty Ismail gaspıralı’nın ayak izlerinden giderken

Mesaj tarafından İlteriş Kağan Paz 3 Haz. 2012 - 18:02

İSMAİL GASPIRALI’NIN AYAK İZLERİNDEN GİDERKEN DİLDE FİKİRDE VE İŞTE BİRLİK ÇAĞRISINA KULAK VERMEK

Dil denilen olgu bireylerin anlaşmalarını sağlayan önemli bir araç olduğu kadar toplumların ortak kültürlerini, yaşam şekillerini ve düşün dünyalarını da ortaya çıkartan önemli bir araçtır. Bir ulusun diline girmiş olan atasözü, deyim vb. soyut ögeler sayesinde o ulusun düşünce yapısını az çok çözmek mümkündür. Ulusların özelliklerini keşfetmemizi sağlayan dil bu kadar büyülü ve önemli bir yapıya sahip olduğu için toplumların fikirlerini ve yaşam biçimlerini de etkilemiştir.

Dil, fikir ve eylem; birbirlerinden ayıramayacağımız, beraber gelişen ya da gerileyen üçlü bir yapıdır. Bu üçlünün içerisinde yer alan eylem olgusunun yapısı bireylerin dillerine de yansıyacak ve dolayısıyla bu çerçevede bir düşünce oluşturulacaktır. Bir makinenin dişlisine benzetebileceğimiz bu yapı birçok dilbilimcinin araştırmalarına da konu olmuştur. Ne yazıktır ki bizde bu konuya eğilen az sayıda bilim adamı vardır ve araştırmaları bulunan yazarların da eserlerine gerektiği kadar ilgi gösterilmemektedir. Türk dili konusunda; dil-fikir-iş üçlüsünü ortaya atmış kişi Kırımlı büyük bilim adamı İsmail GASPIRALI’ dır. Gaspıralı Türkçenin gelişmesi, Türk ulusunun ( Gaspıralı, genel çerçevesiyle Müslümanları ele alıyor.) ilerlemesi ve edebi alanda Türkçenin sesini diğer dünya uluslarına duyurabilmesi adına çalışmalarda bulunmuştur.
Gaspıralı' nın fikirlerini üç esas maddede toplamak mümkündür:

1- Batı’nın yeni ve faydalı fikirlerini öğrenip Müslüman dünyasında yaymak,
2- Maarifi yeni usule göre ıslah eylemek,
3- Osmanlı Türkçesini, bütün Türk dünyasının anlayacağı müşterek bir edebî dil haline getirmek. (1)
Gaspıralı’nın çalışmaları Türkçülüğün temelini teşkil etmesinin yanı sıra Türk dünyasını şekillendirmeyi, derleyip toparlamayı da kendine amaç edinmiştir. Gaspıralı, Batı’daki bilimsel gelişmelerden asla geri kalamayacağımızı vurgulayarak Batı’daki edebi, bilimsel ve fikirsel açılımları bir an önce öğrenmemiz gerektiğini vurgulamıştır. Turgenyev’in yanında da çalışmışlığı bulunan Gaspıralı; Avrupa Medeniyetine Bir Nazar-ı Muvazene (1885), Kolera Vebası ve Onun Deva ve Dârûsu (1887), Beden-i İnsan (1901), Mir'ât-ı Cedid (1901) gibi eserler de yazarak Müslüman halkı bilinçlendirmiştir.

İsmail Gaspıralı’nın düşüncelerinin, Kemalist Türkiye’de Mustafa Kemal Atatürk tarafından uygulandığı görebiliyoruz. Çağdaşlaşma yolunda batının tekniğinin ve biliminin gözden geçirilmesi, ulusal kültürü yayma adına öğretmenlerin eğitimine özel bir önem verilmesi, MEB tarafından Hasan Ali Yücel önderliğinde Dünya Klasiklerinden çevirilerin yapılması ve Türk yazınının gelişmesi için eğitim alanında birçok devrimin yapılmış olması Gaspıralı’nın düşünceleriyle, Kemalist ideolojinin paralel çizgilerde ilerlemiş olduklarını göstermektedir. Dilde, fikirde ve işte birlik çağrısına en çok kulak vermiş ve ardından büyük bir yankıyla Gaspıralı’dan gelen sesi ülkesine yöneltmiş olan kişiler kuşkusuz Mustafa Kemal Atatürk ve Kemalist yoldan ilerlemiş aydınlarımızdır. Bu aydınlarımızın başında da değerli öğretmenimiz

Necip HABLEMİTOĞU gelmektedir. Necip Hocamız; İsmail Gaspıralı için şunları söylemiştir: “Gaspıralı İsmail Beyi, dönemin diğer Türk reformcularından ayıran özelliği, görüşlerini ve meselenin çözümüne ilişkin tekliflerini sistematik bir programa dayandırmasıydı: Gaspıralı, özetle, milli okulların geliştirilmesini ve eğitimde reform yapılmasını; milli eğitim kurumlarının ve fakir öğrencilerin, açların, felâketzedelerin maddeten desteklenmesi ve bu istikamette içtimai tesanütü sağlamak için ‘Cemiyet-i Hayriye’ler kurulmasını; bütün Türklere ortak dilde hitâb edecek milli basının faaliyete geçmesini; din tesiri altındaki hayat tarzının modernleştirilmesini; Türk kadınının hususi ve kamusal sahada tam bir hürriyete ve erkeklerle tam bir müsavata kavuşturulmasını; cinsiyet ayrımı yapılmaksızın milli nitelikli bir aydınlar zümresinin yetiştirilmesini talep ediyordu.

Bu programın asıl maksadı, önce Çarlık Rusyası’nda yaşayan Türk topluluklarına, sonra da tüm Türk Dünyası’ndaki Türk topluluklarına milli hüviyet kazandırırken, Türklük şuurunu da aşılamaktı. Bir başka ifadeyle, milli hüviyetinden habersiz, kendini dini hüviyetle “ümmet” olarak niteleyen ve ayrıca Rusya’da “inorodetsi” statüsünde yer alan Türklerin, millet olma merhalesine ulaşmalarını sağlamaktı. Zira medeni ülkelerin içinde millet merhalesine ulaşamamış bir tek ülke mevcut değilken, geri ve sömürge konumundaki ülkelerin bir tekinde bile millet merhalesine ulaşılamadığı apaçık bir hakikatti. Millet merhalesine ulaşılmadan, milliyet şuuruna sahip olunmadan, mevcut gerilikten ve çok taraflı esaretten kurtulmak mümkün değildi. Gaspıralı İsmail Bey, bu amacı şu veciz ifadeyle sloganlaştırmıştı: “Dilde, Fikirde, İşte Birlik!” (2)

İsmail Gaspıralı kalkınmak için izlenecek olan yolların ulustan ulusa değiştiğini belirtmiştir. Örneğin; “İslâm dünyasında zanaat ve ticaretin yaygın olmadığını, Müslümanların buna alışık olmadığını düşünen Gaspıralı, kalkınmaya ziraattan başlanmasını istemektedir. Önce ziraat geliştirilmeli, ziraî mahsuller iyi pazarlanıp satılmalı; sermaye birikiminden sonra sanayiye geçilmeli. Gaspıralı'nın bu fikirleri tabiata uygundur. Her ülke elindeki imkânla işe başlamak zorundadır. Nitekim Türkiye Cumhuriyeti de öyle yapmış, önce ziraatı geliştirmiş, sonra sanayiye geçmiştir. Bu düşünce tarzı dolayısıyla Gaspıralı, yabancı sermayeye de itiraz eder. Osmanlı ülkesindeki kapitülâsyonların zararlı olduğunu söyler.” (3)

Türkçenin gelişmesinin edebi bir dünya dili olmasından geçeceğine inanan Gaspıralı; Türk aydınlarının kendi dilleriyle edebi alanda birçok eser vermelerini istemiştir. Dünya üzerindeki emperyalist, yıkımcı ülkelerin dillerinin sömürülen uluslara nasıl pazarlandığını iyi tetkik etmiş bir araştırmacıdır Gaspıralı. O, 19. yy Rusya’sında, dilin, ulusların üzerindeki etkisini ve ulusların ana dillerinin kaybettirilmesi sürecini çok iyi bir şekilde yaşamıştır. Gözlemleri ve araştırmaları sonucunda Türkçülük düşüncesini sistemleştirmiştir. Türkçülüğün ilk aşamasına edebi ve dilsel gelişmeyi koymuş olan Gaspıralı dilde birliğin sağlanması içinse üç tane önemli düşünce çıkarmıştır ortaya.

Gaspıralı'nın, Türk milleti için bu umumî dili gerçekleştirmek maksadıyla şu esaslara dikkat ettiğini görüyoruz:
a) Yaşayan Türk lehçelerinin mahallî kelimeleri, Osmanlı Türkçesinin en gelişmiş şekli olan İstanbul şivesine uydurularak kullanılmalıdır.

b) Mümkün mertebe yabancı dil ve kaideler Türkçeden çıkarılmalıdır.
c) Okur-yazarlar tarafından anlaşılmayan Arapça ve Farsça tabirler tasfiye edilmelidir. (4)
İsmail Gaspıralı bu üç düşünce doğrultusunda eserler vermeye başlamış ve Tercüman adlı gazetede yazılar yazmıştır. Bu gazete; Kazan'da, Doğu Türkistan'da, Azerbaycan'da ve Osmanlı Türkiye’sinde yaşayan bütün Türkler tarafından büyük bir ilgiyle karşılanmış ve kullandıkları Türkçede farklı özellikler bulunmasına rağmen tek bir dilde buluşmuşlardır. Ziya Gökalp, O’nun çıkardığı Tercüman gazetesi hakkında şunları söylemektedir; "Tercüman gazetesini, Kuzey Türkleri olduğu kadar, Doğu Türkleri ile Batı Türkleri de anlardı. Bu gazete, bütün Türklerin aynı dilde birleşmelerinin mümkün olabileceğinin canlı bir delilidir".

Ağustos’unda bir araya gelen İsmail Gaspıralı , Topçubaşı Ali Merdan ve Yusuf Akçura , "Rusya Müslümanları İttifakı"nı kurarak, Türklerin haklarını Duma'da nasıl savunmak gerektiği konusunda çalışmalara başladı. İsmail Bey, kurulan bu ittifakın kongresinde dil birliği hakkında şu öneride bulundu : "Umumen Türklerin aslı nesli birdir. Zaman ve mekân ihtilâfıyla şive ve âdetlerimize ihtilâf peyda olmuştur. Bu ihtilâf, birbirimizi anlayamayacak dereceye gelmiştir. Bundan sonra okullarımızı edebî dili bir olan hizmet edecek hâle getirmek lâzımdır. Kongrenin mektep ve medrese komisyonu tarafından hazırlanmış olan lâyihasında ilkokullarımız için dört sene süren öğretim tayin olunmuştur. Bunun üç senesinde sadece mahallî şive ile öğrenim icra edilip, son senesinde umumî Türk lisanı ile yazılmış kitaplar okutulmalıdır. Bu sayede yavaş yavaş muhtelif şive ve lehçeler birleşmiş olur." Dilde oluşturulacak olası bir birliğin fikir ve iş birliğine de yansıyacağını düşünen Türkçülerin bu onurlu hareketiyle paralel çizgide çalışmalarda bulunmuş olan Ziya Paşa, Mehmet Emin Yurdakul ve Ziya Gökalp gibi değerli aydınlarımızın düşünceleri, Mustafa Kemal Atatürk tarafından Kemalist ideolojide oluşumunu tamamlamış ve eylem aşamasına geçmiştir. Kemalist Devrim’ in en önemli halkası olan Dil’de Devrim konusunda Mustafa Kemal , devrimleri sadece Türkiye Türkleriyle sınırlandırmamış ve Necip Hablemitoğlu’nun da üzerine çeşitli çalışmalar yapmış olduğu “Dış Türkleri” de göz önünde bulundurmuştur. Bu konuda Mustafa Kemal’e kulak vermek gerekiyor: "Milliyetin çok belirgin niteliklerinden biri de dildir. Türk milletindenim diyen insan, her şeyden önce ve kesinlikle Türkçe konuşmalıdır. Türkçe konuşmayan bir insan Türk kültürüne, topluluğuna bağlılığını iddia ederse buna inanmak doğru olmaz." Mustafa Kemal bu sözüyle dil açısından bir Misak-ı Milli’yi de çizmektedir adeta. Büyük devrimcinin şu sözü ise dilde birlik adına olması gerekeni bizlere özetlemektedir: “İstanbul’da çıkan bir gazeteyi Kaşgar'daki Türk de anlayacaktır."

Türkçü aydın Mehmet Emin Yurdakul’un İsmail Gaspıralı’nın ölümü üzerine yazmış olduğu bir şiiri bulunmaktadır. Necip Hablemitoğlu’nun da büyük beğeniyle okuduğu ve “Dilde Birlik ve Türklük Şuuru” adlı makalesinde de yayımladığı şiirle Gaspıralı’yı bir kez daha anmak ve anlamak yerinde bir davranış olacaktır.
“Sen kabrinde rahat uyu! Yakında
Bu sonuncu felâket de bitecek;
Yarın senin hür bakışlı ırkın da
Altın devri terennümler edecek.
Zira senin bıraktığın izlerde
Kadın, erkek bir genç neslin yürüyor.
İman ile aşk sunduğun her yerde
İnkılâbın fikri hüküm sürüyor.
Bizden senin pak ruhuna fatihalar, rahmetler
Unutulmaz hâtırana, kalp dolusu hürmetler!..”
İsmail Gaspıralı’ya kulak vermek demek Türkçeyi sevmek , Türklüğü daha da ilerilere taşımak demektir.O’nun düşüncelerinin gerçekleşmesine o kadar gereksinimimiz var ki bugünlerde.Balkanlarda her türlü kötü şartlar içerisinde yaşamaya çalışan soydaşlarımızdan, yıllardır Rus zulmü altında Türkçesini unutma noktasına getirilip Kril Alfabesi’ni kullanmaya zorlanan kardeşlerimize, Türkistan’daki Türk çocuklarına kadar dilde birliği sağlamak zorundayız.21. yy ‘ın Türkiyesi’ni inşa ederken ele alınması gereken öncül konulardan birisidir Türkçede birlik konusu.Dil’de birliği sağlayan Türkler, düşüncede ve eylemde de birlikteliği sağlayacaklar ve Kemalizm’in hedefindeki Türklüğün unutulmuş özelliğini gökyüzünde bir güneş gibi doğuracaklardır.Bu hedef gerçekleştiğinde İsmail Gaspıralı’nın ruhu şad olacak ve adı sonsuzluğa dek hak ettiği saygıyla anılacaktır.

DİPNOTLAR
(1) İsmail Gaspıralı’nın Fikirleri- Prof. Dr. Ahmet B. ERCİLASUN
(2) Dilde Birlik ve Türklük Şuuru- Doç Dr. Necip HABLEMİTOĞLU
(3) İsmail Gaspıralı’nın Fikirleri- Prof. Dr. Ahmet B. ERCİLASUN
(4) XX. Yüzyıla Girerken Türk Dünyası ve İsmail Gaspıralı Yrd. Doç.Dr. Ahmet TOKSOY

(Hakimiyet-i Milliye Dergisi'nde yayımlanmıştır.)

(Ömer ÜNAL)
İlteriş Kağan
İlteriş Kağan
Yazışmalık Yöneticisi


Yazışmalık Yöneticisi


Ismail gaspıralı’nın ayak izlerinden giderken Turkey10
Ismail gaspıralı’nın ayak izlerinden giderken Gencat10
Ismail gaspıralı’nın ayak izlerinden giderken Pro10
Yaş Yaş : 42
Cinsiyet Cinsiyet : Erkek
Nerden Nerden : Turan
Lakap Lakap : ©ﻕΞתς яΞiS
Doğum Tarihi Doğum Tarihi : 01/10/81
 Atsız´ın hangi kitaplarını okudunuz? Atsız´ın hangi kitaplarını okudunuz? : Hepsini Okudum
İletiler: İletiler: : 5563
Üyelik Tarihi Üyelik Tarihi : 06/01/09
Ismail gaspıralı’nın ayak izlerinden giderken Pro1010
Ismail gaspıralı’nın ayak izlerinden giderken 290407


Ismail gaspıralı’nın ayak izlerinden giderken Ile10

https://ilteris.forum.st/

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz