Necip Hablemitoğlu, "Gaspıralı İsmail" kitabından
1 sayfadaki 1 sayfası
Necip Hablemitoğlu, "Gaspıralı İsmail" kitabından
..."Gaspıralı İsmail Bey'in ruhunda kopan bu ilk isyan fırtınası; pazar günlerini aralarında geçirdiği "Moskovski Vedemosti" gazetesinin şoven muharriri Prof. Mihail İvan Katkof'un ailesinden duydukları ile Türk ırkçılığına dönüşmüştür.
Bütün bunlar İsmail Bey'e onda her şeyden önce kendi Türk milliyetçilik hissini uyandıran Rus kültürünü ve Rus aydınlarının ideolojik akımlarını tanımak için fırsat vermişti. Gaspıralı İsmail Bey'in genç ruhunda Türklük gurur ve şuurunun ilk uyanışı, onun gençlik heyecanı ile birleşerek henüz 16 yaşında iken Türklük uğruna ölüme atılacak dereceye gelmesini sağlamıştır. Gaspıralı İsmail Bey, 6. sınıfa geçtiğinde Mihail İvan Katkof'un, Girit'te Rum isyanı münasebetiyle Türkler aleyhine yazmış olduğu heyecanlı makaleler, İsmail Bey ve arkadaşı Mustafa Mirza Davudoviç'i öylesine coşturmuştu ki, öylesine galeyana getirmişti ki, tatilde ailelerinin yanına döneceklerine Girit'te katliama uğrayan Türkler'e yardıma gitmeye karar verdiler.
Yola çıkan iki arkadaş, Volga ve Don nehirleri üzerinden 45 gün kürek çekerek Kırım'a ulaşmışlar, buradan da Odesa'ya geçmişlerdir. Odesa'da pasaportsuz olarak gizlice bindikleri Türkiye'ye giden bir gemide yakalanmışlar, ailelerine teslim edilmişlerdir."...
Necip Hablemitoğlu, "Gaspıralı İsmail" kitabından
Bütün bunlar İsmail Bey'e onda her şeyden önce kendi Türk milliyetçilik hissini uyandıran Rus kültürünü ve Rus aydınlarının ideolojik akımlarını tanımak için fırsat vermişti. Gaspıralı İsmail Bey'in genç ruhunda Türklük gurur ve şuurunun ilk uyanışı, onun gençlik heyecanı ile birleşerek henüz 16 yaşında iken Türklük uğruna ölüme atılacak dereceye gelmesini sağlamıştır. Gaspıralı İsmail Bey, 6. sınıfa geçtiğinde Mihail İvan Katkof'un, Girit'te Rum isyanı münasebetiyle Türkler aleyhine yazmış olduğu heyecanlı makaleler, İsmail Bey ve arkadaşı Mustafa Mirza Davudoviç'i öylesine coşturmuştu ki, öylesine galeyana getirmişti ki, tatilde ailelerinin yanına döneceklerine Girit'te katliama uğrayan Türkler'e yardıma gitmeye karar verdiler.
Yola çıkan iki arkadaş, Volga ve Don nehirleri üzerinden 45 gün kürek çekerek Kırım'a ulaşmışlar, buradan da Odesa'ya geçmişlerdir. Odesa'da pasaportsuz olarak gizlice bindikleri Türkiye'ye giden bir gemide yakalanmışlar, ailelerine teslim edilmişlerdir."...
Necip Hablemitoğlu, "Gaspıralı İsmail" kitabından
Geri: Necip Hablemitoğlu, "Gaspıralı İsmail" kitabından
Gelişen medeniyetin en son teknikteki silahlarına karşı dedelerinden kalma çakmaklı tüfeklerle, kama ve kılıçlarla karşı koyarak mücadele eden, destanlar yaratan Rusya Türkleri, Çar ve hükümetlerine karşı Türkler'in zulümle ortadan kaldırılamayacağını, Türkler'e yapılan her baskının kendilerini milli birlik ve beraberliğe götüreceğini kanları ile ispat etmiş oldular.
Necip HABLEMİTOĞLU, "Gaspıralı İsmail" kitabından
19. yy. ikinci yarısında, çarlar ve hükümetleri, eritme/asimilasyon politikasını geçmişteki bazı başarılarına dayanarak, "hedefe daha çabuk" ulaşmak yolunda inatla ve daha sıkı bir programla devam ettirme zaruretini duymuşlardır. Bunun sonucu olarak 1864 yılında faaliyete geçen "Rus Öğretmen Okulları" ve Kazan İlahiyat Fakültesi kapılarını Türk çocuklarına açtı. Rus maarifi tamamen art niyetli bu okullara her türlü imkan ve tahsisatı sağlamış, mahalli türk okullarına daha evvelden yapışmakta olan gayet az bir yardımı da tamamen keserek bu okulların imkansızlıklarından kapanmaları için ellerinden gelen bütün yolları denemişlerdir. Rus maarifinin maksadı ortadaydı; Rusya, Türkler'i, çocuklarını ya hiçbir geliri ve eğiticiliği mahalli eski okullara zeka ve kabiliyetlerini körletmek pahasına da olsa gönderecekler, ya da Rus terbiyesi alarak Ruslaşmalarını temin etmek için her türlü imkanlara sahip Rus okullarını tercih edeceklerdi. Rus misyonerleri neticeden ümitliydiler, Türk çocukları açmış oldukları okullara koşacaklar, kısa bir zamanda Rus kültürüne tamamiyle vakıf olarak Rus terbiyesini alacaklar, mezun oldukları andan itibaren memleketlerindeki okullarda Türk çocuklarının körpe dimağlarına Rus sempatizanlığı ve Rus kültürünü aşılayacaklardı. Böylece onların talebeleri de Rus okullarına koşacaklar, kısa bir zaman içinde Rusya Türkleri milli benliklerini kaybederek Ruslaşacaklardı.
Rus maarifinin ve misyonerlerin bütün faaliyet ve ümitleri kısa bir zaman içinde Rusya Türkleri tarafından akamete uğratıldı. Rusya Türkleri; çocuklarını, Türk okullarında Rus kültür ve terbiyesini veren hoca olarak görmektense; cehaleti ve sefaleti perçinlemekten başka elinden bir şey gelmeyen hoca olmalarını tercih ederek medreselere gönderdiler. Rusya Türkleri'nin bu kararlı tutumu; her türlü yokluk ve sefalate rağmen milli benliklerini her şeyden üstün tuttuklarına dair önemli bir belgedir.
Necip HABLEMİTOĞLU, "Gaspıralı İsmail" kitabından
Necip HABLEMİTOĞLU, "Gaspıralı İsmail" kitabından
19. yy. ikinci yarısında, çarlar ve hükümetleri, eritme/asimilasyon politikasını geçmişteki bazı başarılarına dayanarak, "hedefe daha çabuk" ulaşmak yolunda inatla ve daha sıkı bir programla devam ettirme zaruretini duymuşlardır. Bunun sonucu olarak 1864 yılında faaliyete geçen "Rus Öğretmen Okulları" ve Kazan İlahiyat Fakültesi kapılarını Türk çocuklarına açtı. Rus maarifi tamamen art niyetli bu okullara her türlü imkan ve tahsisatı sağlamış, mahalli türk okullarına daha evvelden yapışmakta olan gayet az bir yardımı da tamamen keserek bu okulların imkansızlıklarından kapanmaları için ellerinden gelen bütün yolları denemişlerdir. Rus maarifinin maksadı ortadaydı; Rusya, Türkler'i, çocuklarını ya hiçbir geliri ve eğiticiliği mahalli eski okullara zeka ve kabiliyetlerini körletmek pahasına da olsa gönderecekler, ya da Rus terbiyesi alarak Ruslaşmalarını temin etmek için her türlü imkanlara sahip Rus okullarını tercih edeceklerdi. Rus misyonerleri neticeden ümitliydiler, Türk çocukları açmış oldukları okullara koşacaklar, kısa bir zamanda Rus kültürüne tamamiyle vakıf olarak Rus terbiyesini alacaklar, mezun oldukları andan itibaren memleketlerindeki okullarda Türk çocuklarının körpe dimağlarına Rus sempatizanlığı ve Rus kültürünü aşılayacaklardı. Böylece onların talebeleri de Rus okullarına koşacaklar, kısa bir zaman içinde Rusya Türkleri milli benliklerini kaybederek Ruslaşacaklardı.
Rus maarifinin ve misyonerlerin bütün faaliyet ve ümitleri kısa bir zaman içinde Rusya Türkleri tarafından akamete uğratıldı. Rusya Türkleri; çocuklarını, Türk okullarında Rus kültür ve terbiyesini veren hoca olarak görmektense; cehaleti ve sefaleti perçinlemekten başka elinden bir şey gelmeyen hoca olmalarını tercih ederek medreselere gönderdiler. Rusya Türkleri'nin bu kararlı tutumu; her türlü yokluk ve sefalate rağmen milli benliklerini her şeyden üstün tuttuklarına dair önemli bir belgedir.
Necip HABLEMİTOĞLU, "Gaspıralı İsmail" kitabından
Similar topics
» İsmail Gaspıralı
» İSMAİL GASPIRALI
» Ismail gaspıralı’nın ayak izlerinden giderken
» İsmail Gaspıralı - Dilde, fikirde, işte birlik!
» Nurcuların Mahkumiyet Belgesi ve İmralı Davetiyesi Dr Necip HABLEMİTOĞ
» İSMAİL GASPIRALI
» Ismail gaspıralı’nın ayak izlerinden giderken
» İsmail Gaspıralı - Dilde, fikirde, işte birlik!
» Nurcuların Mahkumiyet Belgesi ve İmralı Davetiyesi Dr Necip HABLEMİTOĞ
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz