şerefsizin vezir olduğu ülke?bugünkü dersim,dersim!
1 sayfadaki 1 sayfası
şerefsizin vezir olduğu ülke?bugünkü dersim,dersim!
ŞEREFLİ’NİN REZİL
ŞEREFSİZİN VEZİR OLDUĞU ÜLKE?
Yalan…
İftira…
Kalleşlik…
Hıyanet…
Soysuzca yalakalık…
Gıç yalama yarışı…
İspiyonculuk..
İşte zamanımızın gazeteciliği…
Dahası var da….
Peki, nasıl barınıyor böyleleri toplumda?
Devlette nasıl itibar görüyor bu tür yavşaklar?
Devleti idare edenlerin başı!
Ya iktidarın başı?
Hakkında 84 dava açılmış iyi bir hortumcu!
Dahası, kalpazanlıkla ilgili hayli suç dosyası var!
Bakanların çoğu bilgi hırsızı, köstebek, kalpazan, dönme!
Yani iktidarı böyle olan, ülkenin gazeteci her halde böylesi yavşaklardan oluşması da doğaldır!
Neden söyledim bunları?
Bakınız devlet için kendini feda edenler, zindanlarda ya da tu kaka ediliyor?
Devlete ve de millete küfür eden edepsiz, dönme ve yavşaklar baş tacı!
Sevgili okurlar,Yukarı da ki resim, Cumhuriyet'in ilk banka soyguncuları Karabiber Hamit, kardeşi Mustafa Rıdvan ve Ali Rıza'ya ait…
Ne alakası var şimdi bu resimlerin günümüzle?
Başbakan durup dururken ne yaptı?
Devlet adına,İsyancılardan, yani seyit(!) Rıza ve avenesinden özür diledi ya…
Recep Bey Özür dilerde dalkavuklara boş durur mu?
Elde ne kadar o devirlere ait resim varsa, “Dersim li” mağdurlar diye
Medya da kakalamaya başladılar!
Dalkavuk ve satılmış kalemler öylesine gözleri körleşmiş k,İstanbul giyimli vatandaşları, Dersimlilerden ayıramamışlar!
Yukarıdaki Fotoğrafa bakın, o günlerdeki Dersimlilere benziyor mu?
Bakınız şimdi, güya deyimli, güya tecrübeli ve güya usta gazeteci, Milliyet yazarı, Güneri Cıvaoğlu, dünkü “Dersim” konulu yazısına, yukarıda ki, Resmi koyarak; altına yanlarında subaylar ve polisler bulunan boyunları prangalı üç kişinin resmini koyup,”Dersimliler” böyle zincirlenip infaz ediliyor der gibi yapmış!
Usta ya bunlar!
Hâlbuki Dersim halkı diye gösterilenler, Bursalı ilk banka soyguncuları olan,”Karabiber “ kardeşler olduğu ortaya çıkmış!
Diyelim ve farz edelim, Güneri Cıvaoğlu, yaşlı ya da yeteri kadar incelemeden bu resmi koymuş!
Soyguncuların kıyafetinde mi anlamamış,”Dersimli” olmadıklarını?
Bakınız aynı gün ve saatte, Gerçek Gündem haber sitesi elemanları araştırma yapmışlar ve resimde görülen kişilerin;
“1933 yılında Bursa'daki Osmanlı Bankası'nı soyup o zaman bir servet sayılabilecek 3 bin lirayı çalarak Samsun'a kaçmışlardı. Jandarma tarafından yakalanan üç kafadar, Ege Vapuru'yla İstanbul'a getirilmiş, boyunlarındaki ağır prangalarla iskeleye indirilen soyguncuları görmek isteyen İstanbul halkı Karaköy limanına akın edip seyir ettiklerini tespit etmiş”!
Peki, hal böyle iken, Yani boyunlarında zincir prangalarla görülen kişilerin dersimli değil de, ilk Bursa da ki Osmanlı bankası soyguncuları olan ve de Cumhuriyet'in ilk banka soyguncuları Karabiber Hamit, kardeşi Mustafa Rıdvan ve Ali Rıza'ya ait olduğu çeşitli internet siteleri ve medya da yar alırken, yeni Şafak, gazetesinin aynı resmi yeniden haberleştirip, resimdekilerin “D ersimli” İsyancılar olduğunu yazmasına, en azından “şerefsizlik “değil mi?
Eğer iş gazetecilik ise, Güneri Cıvaoğlu ve Milliyet gazetesinin hatasını tekrarlamak, körlük becerisizlik ve en ayıbı okuru ”ENAYİ” yerine koymak değil mi?
Yani Okuru aldatmak insani midir?
Yalan yanlış iftira atmak Müslüman’ ve İslam’a yakışır mı?
Daha ne kadar bu milleti aldatacaklarını sanıyor bu iblisler?
Gerçek Müslüman oldukları için bin şahidin gerekli olduğu bu zındıkların aveneleri ve onların hamileri, böylesi alışkanlık haline getirdikleri ,”Çamur at izi kalsın” türünden Şerefsizlikleri ile daha ne kadar abad olacaklarını sanıyorlar?
Asıl merak ettiğim ne biliyor musunuz sevgili dostlar?
Dersimlilerden özür dileyenler, hangi yüzle, Atanın huzurunda ”SAP “ gibi durup gerdan kırıarlar?
Helal olsun asıl yalakalık hatta şerefsizlik bu olmalı herhalde!’
MEHMET SALİH ÖZBEY
ŞEREFSİZİN VEZİR OLDUĞU ÜLKE?
Yalan…
İftira…
Kalleşlik…
Hıyanet…
Soysuzca yalakalık…
Gıç yalama yarışı…
İspiyonculuk..
İşte zamanımızın gazeteciliği…
Dahası var da….
Peki, nasıl barınıyor böyleleri toplumda?
Devlette nasıl itibar görüyor bu tür yavşaklar?
Devleti idare edenlerin başı!
Ya iktidarın başı?
Hakkında 84 dava açılmış iyi bir hortumcu!
Dahası, kalpazanlıkla ilgili hayli suç dosyası var!
Bakanların çoğu bilgi hırsızı, köstebek, kalpazan, dönme!
Yani iktidarı böyle olan, ülkenin gazeteci her halde böylesi yavşaklardan oluşması da doğaldır!
Neden söyledim bunları?
Bakınız devlet için kendini feda edenler, zindanlarda ya da tu kaka ediliyor?
Devlete ve de millete küfür eden edepsiz, dönme ve yavşaklar baş tacı!
Sevgili okurlar,Yukarı da ki resim, Cumhuriyet'in ilk banka soyguncuları Karabiber Hamit, kardeşi Mustafa Rıdvan ve Ali Rıza'ya ait…
Ne alakası var şimdi bu resimlerin günümüzle?
Başbakan durup dururken ne yaptı?
Devlet adına,İsyancılardan, yani seyit(!) Rıza ve avenesinden özür diledi ya…
Recep Bey Özür dilerde dalkavuklara boş durur mu?
Elde ne kadar o devirlere ait resim varsa, “Dersim li” mağdurlar diye
Medya da kakalamaya başladılar!
Dalkavuk ve satılmış kalemler öylesine gözleri körleşmiş k,İstanbul giyimli vatandaşları, Dersimlilerden ayıramamışlar!
Yukarıdaki Fotoğrafa bakın, o günlerdeki Dersimlilere benziyor mu?
Bakınız şimdi, güya deyimli, güya tecrübeli ve güya usta gazeteci, Milliyet yazarı, Güneri Cıvaoğlu, dünkü “Dersim” konulu yazısına, yukarıda ki, Resmi koyarak; altına yanlarında subaylar ve polisler bulunan boyunları prangalı üç kişinin resmini koyup,”Dersimliler” böyle zincirlenip infaz ediliyor der gibi yapmış!
Usta ya bunlar!
Hâlbuki Dersim halkı diye gösterilenler, Bursalı ilk banka soyguncuları olan,”Karabiber “ kardeşler olduğu ortaya çıkmış!
Diyelim ve farz edelim, Güneri Cıvaoğlu, yaşlı ya da yeteri kadar incelemeden bu resmi koymuş!
Soyguncuların kıyafetinde mi anlamamış,”Dersimli” olmadıklarını?
Bakınız aynı gün ve saatte, Gerçek Gündem haber sitesi elemanları araştırma yapmışlar ve resimde görülen kişilerin;
“1933 yılında Bursa'daki Osmanlı Bankası'nı soyup o zaman bir servet sayılabilecek 3 bin lirayı çalarak Samsun'a kaçmışlardı. Jandarma tarafından yakalanan üç kafadar, Ege Vapuru'yla İstanbul'a getirilmiş, boyunlarındaki ağır prangalarla iskeleye indirilen soyguncuları görmek isteyen İstanbul halkı Karaköy limanına akın edip seyir ettiklerini tespit etmiş”!
Peki, hal böyle iken, Yani boyunlarında zincir prangalarla görülen kişilerin dersimli değil de, ilk Bursa da ki Osmanlı bankası soyguncuları olan ve de Cumhuriyet'in ilk banka soyguncuları Karabiber Hamit, kardeşi Mustafa Rıdvan ve Ali Rıza'ya ait olduğu çeşitli internet siteleri ve medya da yar alırken, yeni Şafak, gazetesinin aynı resmi yeniden haberleştirip, resimdekilerin “D ersimli” İsyancılar olduğunu yazmasına, en azından “şerefsizlik “değil mi?
Eğer iş gazetecilik ise, Güneri Cıvaoğlu ve Milliyet gazetesinin hatasını tekrarlamak, körlük becerisizlik ve en ayıbı okuru ”ENAYİ” yerine koymak değil mi?
Yani Okuru aldatmak insani midir?
Yalan yanlış iftira atmak Müslüman’ ve İslam’a yakışır mı?
Daha ne kadar bu milleti aldatacaklarını sanıyor bu iblisler?
Gerçek Müslüman oldukları için bin şahidin gerekli olduğu bu zındıkların aveneleri ve onların hamileri, böylesi alışkanlık haline getirdikleri ,”Çamur at izi kalsın” türünden Şerefsizlikleri ile daha ne kadar abad olacaklarını sanıyorlar?
Asıl merak ettiğim ne biliyor musunuz sevgili dostlar?
Dersimlilerden özür dileyenler, hangi yüzle, Atanın huzurunda ”SAP “ gibi durup gerdan kırıarlar?
Helal olsun asıl yalakalık hatta şerefsizlik bu olmalı herhalde!’
MEHMET SALİH ÖZBEY
Alın işte bir CEHALET ve YOBAZLIK örneği daha AKP YANLISI BİR SAYFA
Balkan Savaşı'ndan kan donduran kareler .. asıl Şerefsizliği altaki resimde göreceksiniz
Rum ve Bulgar çetelerin bastıkları Türk köyleri ve kasabaları birbiri ardına yağmalanmış, Müslüman halk türlü tacize maruz kalmıştı. Basılan köylerde halk silahlı çetecilerin zoruyla meydana toplanıyor, değerli mallar birkaç saat içinde yağma edildikten sonra kadınlara ve kızlara akla gelmedik ahlaksızlıklar yapılıyordu. Köylülere gözdağı vermek ve baskının dehşetini dilden dile yaymak için gösteri gibi idam törenleri düzenlenip, köylülerden rastgele seçilenler köy meydanında ya kurşuna diziliyor, yahut asılarak idam ediliyordu.
Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküşünü başlatan Balkan Savaşları sırasında Bulgar ve Rum eşkıyanın Müslüman köylerinde yaptıkları katliamın fotoğrafları kanı donduran cinsten...
Bu savaş sırasında yaşanan trajedi, NTV Tarih dergisinin son sayısında, bugüne kadar yayınlanmamış Tunca Örses'in koleksiyonundaki fotoğraf kareleriyle gün yüzüne çıktı.
Küçülen Osmanlı İmparatorluğu'nun, tükenişini hazırlayan 1912-13 Balkan Savaşları'nın üzerinden bir asır geçti. Bu kanlı savaş sırasında on binlerce asker yaşamını yitirirken, Balkanlar'da yerleşik olarak yaşayan 600 bin Müslüman da, büyük acılar çekip, katliamlara uğrayarak Anadolu'ya göç etmek zorunda kaldı.
Troçki, 1929'da sürgün geldiği İstanbul'daki ilk basın toplantısında, Balkan Savaşları'ndaki yazılarını içeren kitabını elinin altında tutuyordu.
Çetecilerin öldürmeye karar verdikleri köylüler, köy meydanına getiriliyor. Belki son arzuları soruluyor, iki rekat namaz kılmak istediklerini söyleyince abdest almalarına ve namaz kılmalarına izin veriliyor. Ardından halkın gözleri önünde üst üste konmuş eğreti tahta sandıkların üstüne güçlükle çıkarılarak ağacın dallarında sallandırılarak infaz ediliyordu. Bu, 1910'ların Balkan köylerinde ve kasabalarında alışıldık bir manzaraydı.
TROÇKİ EZİYETLERİ KALEME ALDI
Balkan Savaşları döneminde, savaş muhabiri olarak cepheye giden Sovyet devriminin önde gelen isimlerinden ünlü Marksist teorisyen Lev Troçki'nin, cepheden yazdığı yazılar da büyük olay olmuştu.
Masis Kürkçügil imzasıyla dosya içerisinde yer alan yazıya göre Troçki, Bulgarların yaralı ve tutsak Türklere yaptıkları eziyetleri anlatan yazılar kaleme aldı. Bu yazıları, Rusya'da büyük tepkilere yol açmıştı.
Troçki'nin kullandığı "Antid Oto" müstear isminin ardında bir Avusturya-Macaristan ajanı bulduklarını sanan hükümet gazeteleri, Bulgarların yaptıkları "canavarlıkların" anılmaması yönündeki komplonun boşa çıkarılması karşısında zorda kalmışlardı.
*************************************
Alın işte bir CEHALET ve YOBAZLIK örneği daha AKP YANLISI BİR SAYFA, Mustafa Kemali Karalamak için cahil insanlar nasıl kandırılmakta
Balkan Savaşı'ndan kan donduran kareler
http://www.sabah.com.tr/multimedya/galeri/yasam/balkan-savasindan-kan-donduran-kareler?tc=10&albumId=44262&page=2
Rum ve Bulgar çetelerin bastıkları Türk köyleri ve kasabaları birbiri ardına yağmalanmış, Müslüman halk türlü tacize maruz kalmıştı. Basılan köylerde halk silahlı çetecilerin zoruyla meydana toplanıyor, değerli mallar birkaç saat içinde yağma edildikten sonra kadınlara ve kızlara akla gelmedik ahlaksızlıklar yapılıyordu. Köylülere gözdağı vermek ve baskının dehşetini dilden dile yaymak için gösteri gibi idam törenleri düzenlenip, köylülerden rastgele seçilenler köy meydanında ya kurşuna diziliyor, yahut asılarak idam ediliyordu.
Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküşünü başlatan Balkan Savaşları sırasında Bulgar ve Rum eşkıyanın Müslüman köylerinde yaptıkları katliamın fotoğrafları kanı donduran cinsten...
Bu savaş sırasında yaşanan trajedi, NTV Tarih dergisinin son sayısında, bugüne kadar yayınlanmamış Tunca Örses'in koleksiyonundaki fotoğraf kareleriyle gün yüzüne çıktı.
Küçülen Osmanlı İmparatorluğu'nun, tükenişini hazırlayan 1912-13 Balkan Savaşları'nın üzerinden bir asır geçti. Bu kanlı savaş sırasında on binlerce asker yaşamını yitirirken, Balkanlar'da yerleşik olarak yaşayan 600 bin Müslüman da, büyük acılar çekip, katliamlara uğrayarak Anadolu'ya göç etmek zorunda kaldı.
Troçki, 1929'da sürgün geldiği İstanbul'daki ilk basın toplantısında, Balkan Savaşları'ndaki yazılarını içeren kitabını elinin altında tutuyordu.
Çetecilerin öldürmeye karar verdikleri köylüler, köy meydanına getiriliyor. Belki son arzuları soruluyor, iki rekat namaz kılmak istediklerini söyleyince abdest almalarına ve namaz kılmalarına izin veriliyor. Ardından halkın gözleri önünde üst üste konmuş eğreti tahta sandıkların üstüne güçlükle çıkarılarak ağacın dallarında sallandırılarak infaz ediliyordu. Bu, 1910'ların Balkan köylerinde ve kasabalarında alışıldık bir manzaraydı.
TROÇKİ EZİYETLERİ KALEME ALDI
Balkan Savaşları döneminde, savaş muhabiri olarak cepheye giden Sovyet devriminin önde gelen isimlerinden ünlü Marksist teorisyen Lev Troçki'nin, cepheden yazdığı yazılar da büyük olay olmuştu.
Masis Kürkçügil imzasıyla dosya içerisinde yer alan yazıya göre Troçki, Bulgarların yaralı ve tutsak Türklere yaptıkları eziyetleri anlatan yazılar kaleme aldı. Bu yazıları, Rusya'da büyük tepkilere yol açmıştı.
Troçki'nin kullandığı "Antid Oto" müstear isminin ardında bir Avusturya-Macaristan ajanı bulduklarını sanan hükümet gazeteleri, Bulgarların yaptıkları "canavarlıkların" anılmaması yönündeki komplonun boşa çıkarılması karşısında zorda kalmışlardı.
*************************************
Alın işte bir CEHALET ve YOBAZLIK örneği daha AKP YANLISI BİR SAYFA, Mustafa Kemali Karalamak için cahil insanlar nasıl kandırılmakta
Balkan Savaşı'ndan kan donduran kareler
http://www.sabah.com.tr/multimedya/galeri/yasam/balkan-savasindan-kan-donduran-kareler?tc=10&albumId=44262&page=2
Similar topics
» Safevi Türkmen Devletinde Vezir-i Divan-ı Âla / Vezir-i Âzam
» "Tavşan ülke"den "kedi ülke"ye terfi!
» Bugünkü Türkçülüğümüz
» Yeni Osmanlıcılığın bir boyutu: Dinlerarası Diyalog / Nurullah Çetin
» Dersim yalanları !!!
» "Tavşan ülke"den "kedi ülke"ye terfi!
» Bugünkü Türkçülüğümüz
» Yeni Osmanlıcılığın bir boyutu: Dinlerarası Diyalog / Nurullah Çetin
» Dersim yalanları !!!
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz